Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 ŞUBAT 1996 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURfYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
ABD, Farrakhan'ı
incelemeye aldı
İSTANBUL / VVASHING-
TON (Cumhuriyet) - ABDli
Mûslüman siyahlann en bü-
yük örgütlerınden "Islam Ulu-
su"nun (The Natıon of Islam)
iıden Louis T. Farrakhan. Is-
tanbul'a yaptığı ziyareti dün
tamamladı.
Farrakhan'ın gezısinin fi-
nansman kaynagı ve zıyaret
ettiği ülkeleıdekı harcamalan
ABD'li makamlarcaaraştınl-
maya başlandı.
Istanbul'da Büyüksehir Be-
lediye Başkanı Recep Tayyip
Erdoğan \e Refah Partısita-
rafindan ağırlanan Farrakhan,
dün sabah Sultanahmet Ca-
mıi'nde bayram namazını kıl-
dı.
Farrakhan, camıde cemaate
hıtaben verdığı vaazda bayra-
mm tüm Islam topiumlanna
mutluluk getumesinı dıledi ve
Recep Tayyip Erdoğan'la yan
yana namaz kıldı. Farrakhan,
öğleden sonra Ortadoğu ve
Afhka'dakı 18 ülkeyı kapsa-
yan gezısıne birlikte çıktığı
yaklaşık 45 kişılik grubuyla
özel uçağına binerek Türki-
ye'den aynldı.
Zıyaret ettiği ülkelerde,
devlet ve hiikümet başkanla-
nnca kabul ediJen Farrak-
han 'ın Başbakan Tansu Çü-
ler'den istediği randevu red-
dedildi.
VVashıngton muhabirimiz
Fuat Kozluklu'nun haberine
göre, Farrakhan'ın gezisi sı-
rasında yaptığı temaslan
ABD adli makamlan tarafın-
dan incelenmeye alındı. Ge-
zinin, finans kaynaklan ve ya-
pılan harcamalann yasalara
uyup uymadığı ABD Hazine
Bakanlığı Dıj Yatınmlar
Kontrol Dairesi'nce araşhnlı-
yor. Bu amaçla Farrakhan'a
geçen hafta mektup gönderil-
diği ve bır çeşit savunma is-
tendiği, ancak mektuba yanıt
gelmediği belirlendi. Farrak-
han'a mektupta, ABD tarafin-
dan kara listede olan ve çeşit-
lı ambargolann uygulandığı
gezi kapsamındaki söz konu-
su ülkelerden herhangi bir
mali yardım alıp almadığı so-
ruldu.
ABD, Uluslararası Acil
Ekonomık Yardım Yasası cer-
çevesinde "olağanüstü teh-
dit" olarak belırledığı Libya
ve Iran'a bir dızi yasak koy-
muş durumda. Yasa, ABD'li-
lerin Iran ve Lıbya'da döviz
harcamalanna yasak getıriyor
ve bu ülkelerin yaranna olabi-
lecek her türlü para transferi-
ni yasaklıyor.
lıırkıye, goçu
• Baştarafi 1. Sayfada
landığı üç ana kuşak şöyle:
- flk kuşak, ban ile güney
kıy ı şeridi üzerûıde, yani Mar-
mara, Ege ve Akdeniz böige-
leri üzerinde (İstanbul-Adana
hattı».
- Ikinci kuşagı oluşturan
Güneydoğu Anadolu ile Iç
Anadolubölgeleri J 970-1980
yıllan arasında yoğun göç
ahrken 1980-1990 yıllan ara-
sında göç vermeye başladı.
- Üçfincû kuşağıtemsileden
Karadeniz ve Doğu Anadolu
bölgeleri ise tüm Türkiye'ye,
özellikle batı ile güney bölge-
lerine yoğun göç verdL
Raporda, 1970-1990 yılla-
n arasında en çok göçün "bü-
vüksehir" konumunda olan
Istanbul, Ankara, lzmir'e yö-
neldığı kaydedildı. En çok gö-
çün ise 1970-1980 yıllan ara-
sında Diyarbakır, Sıvas, Kas-
tamonu, 1980-1990 dönemin-
de de Kars, Erzurum, Sıvas'ta
yaşandığı belirtildi.
Raporda, göç nedenlerinm
başında nüfus artışından kay-
naklanan baskının ve toprak-
sızlığın geldığı kaydedilirken
diğer nedenler de şöyle sıra-
landı:
"Toprak parçalanması, ta-
nmın makineleşmesi. işsizlik,
diişük \crim. düşük gelir. hay-
vancılığa davalı geçimin gide-
rek zoriaşması, kentteki geniş
istihdam olanaklan. kentin
sunduğu geniş hizmeder de-
meti. kent yaşamımn insanda
yararüğı sosyo-psikolojik etki,
terör ve can gmenfiği eksikli-
ği, siyasi nedenler (goç potiti-
kasızlığı). göç sonucu sahip
olunan gecekondunun imar
afTına uğrayarak bir rant ara-
cına dönüşmesi. göçün düşük
rrskli. macera boyunı zayıf, so-
nucu kâriı bir davranış olarak
kabul görmesi."
En çok göç alan 10 il (1970-1980)
SIRA İL GÖÇEN NÜFUS
y
4
5
<s
7
8
9
10
İSTANBUL
ANKARA
IZMtR
ISPARTA
KOCAELİ
İÇEL
URFA
TRABZON
GAZİANTEP
YOZGAT
682511 TJ»-
358880
120729
95008
50913
48641
36926
34823
31598
31359
En çok göç veren 10 il (1970-1980)
SIRA İL GÖÇEN NÜFUS
2
3
4
5
6
7
8
9
10
DlYARBAKIR
SIVAS
KASTAMONU
ERZURUM
BALIICESIR
GIRESUN
MUŞ
SİNOP
TEKİRDAĞ
VAN
60687
53454
29942
29784
26060
22032
21095
20976
19700
19263
En çok göç alan 10 il (1980-1990)
SIRA IL GÖÇEN NUFUS YATIRIM
l
2
3
4
5
6
7
8
Q
10
İSTANBUL
ANKARA
İZMİR
BURSA
IÇEL
ANTALYA
KOCAELİ
ADANA
DENİZLİ
SAKAKYA
1H35O9
343889
260842
229531
148876
147527
124824
53227
41572
39963
74213698
63971379
30812039
10858616
7039621
7587798
11879161
12583975
4505908
4556841
En çok göç veren 10 ıl (1980-1990)
SIRA
l
2
3
4
5
6
7
8
9
10
İL
KARS
ERZURUM
SIVAS
TRABZON
AĞRJ
Ş.URFA
K.MARAŞ
SAMSUN
SİİRT
GİRESUN
GÖÇEN NÜFUS
202166
183567
102012
98636
95895
87140
83438
77601
66031
64072
YATIRJM
4554677
8408837^
5876874
5958390
2668947
3974071
3889024
8061233
4073576
2893601
Not: Yatınmlar 1985-1990 yıllan arasında milyon TL
olarak belirtilmiştir
Meluncanların
• Baştarafi 1. Sayfada
nedy baskanlığındaki 18
Meluncanın 10 martta Tür-
kiye'ye geleceğini söyledi.
Meluncanlann "miras tu-
ru"na Izmir'den başlayacak-
lannı belirten Topçak, 12
martta da Çeşme'ye geçe-
ceklerini kaydetti. Topçak.
Meluncanlann ağırlıkta bu-
lunduklan VVise'ın "kardeş
şehir" ilan edildiğini hatır-
latarak bu nedenle Çeşme'de
bir tören düzenleneceğini,
törene Wise Belediye Baş-
kanı Caynor SmiuYin de ka-
tılacağını söyledi.
Topçak'ın verdiği bilgiye
göre Meluncanlar Efes antik
kenti ve diğer tarihi yerleri
gezecekJer. 13 martta Bur-
sa'ya geçecek olan Melun-
canlar, daha sonra da Istan-
bul'da Ayasofya, Yerebatan
Sarayı, Sultanahmet Camii
ve Süleymaniye Camii'ni zi-
yaret edecekler. Meluncan-
lar, 17 martta Türkiye'den
aynlacaklar. ABD'de yapı-
lan DNA ve kan testleri Me-
iuncanlarla TürkJer arasında
ciddi benzerlikleri ortaya ko-
yuyor. ABD'deki Meluncan-
lar arasında Akdeniz bölge-
sinde yaşayan insanlara has
Behçet hastalığı, Akdeniz
anemisi ve Azoryan hastalı-
ğı görülüyor.
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
- Kim kime teslim?
Bayramlık ağzımızı açıp söylenecek
çok şey var, ama... Duaıma önce müs-
takbel ortaklar açısından bakalım...
Erbakan ilk aşamada, Yılmaz'ın
azınlık hükümeti kurmasına evet demiş-
ti. Yılmaz bir süre azınlık hükümetiyle
götürecek, RP dışarıdan destekleye-
cek. Ardından koalisyon kurulacaktı.
Erbakan, partisinin yetkili kurullarının
önüne çıkıp secdeye vardığında, karşı-
sında parti içi muhalefeti buldu. Geri
dönüp Yılmaz'a, *'Azınlık olmaz, hemen
koalisyon kuralım. Partim öyle istiyor"
dedi.
Tabii, burada gerçekten böyle mi ol-
du, yoksa Erbakan, "Ben kabul ediyo-
rum, ama parti kurmaylanm ısrar edi-
yor" takıyyesi mi yaptı, saptamak güç.
Sonuç olarak koalisyonda anlaşıldı.
RP'nin işi de en az ANAP kadar zor. RP,
tabanına şöyle seslenerek oy almıştı:
"Ey seçmen, bütün partiler batıl, on-
lan bırak RP'ye katıl. Adil düzen herşe-
yin ilacı, bu düzen değişecek, dindiri-
lecekheracı..."
RP'nin "sistem partilehnden" farklı
olduğunu kanıtlamak için Erbakan, li-
derlerle açıkoturuma bile çıkmadı...
Iktidardaki RP, bir yandan tabanını
tatmin etmek, diğer yandan bu düzenin
bir partisi olduğu görüntüsünü vermek
ANARP'ta Kim Kime Teslim?
zorunda. 1994 yerel seçimleri sonrasın-
da bazı RP'liler istanbul'da belediye
otobüslerini durdurup kadınlarla erkek-
leri ayn ayn yolculuk yapmaya zorladı-
lar. Ancak tutmadı.
Benzer bir durum önümüzdeki gün-
lerde de olabilir. O zaman belirleyici
olan, kamuoyunun sağduyusu olacak.
ANAP'ta ise genel durumu şöyle
özetleyebiliriz:
- Muhafazakâr kanat liberallere üs-
tün geldi.
ANAP içinde iki aydır, "RP ile koalis-
yon olmaz" diyenlerle, "Tek seçeneği-
miz RP" diyenlerin sessiz çekişmesi
vardı. ÇiHer faktörü de bu duruma ek-
lenince "RP'ciler" ağır bastı.
RP ile koalisyonun ANAP'ı ne ölçüde
etkileyeceğini önümüzdeki günlerde
göreceğiz.
ANAP, RP'ye teslim olacak mı?
RP, adil düzeni yaşama geçireceğim
deyip ekonomiyi altüst edecek mi?
Laikıık tehlikede mi?
ANARP, çağdaşlığa darp mı?
RP kabine mi kuracak, kabile mi?
Bu tür geleceğe ilişkin kaygılar gün-
deme geldiğinde aklıma hep şu fıkra
gelir:
Abuzittin, kansı Tennure'yle yolda yü-
rüyor. Önünde bir muz kabuğu görü-
yor. Kocaman, Anamur da değil; çikita.
Görgüsüzün biri yiyip yolun ortasına at-
mış. Abuzittin birden kansına sanlıp ba-
ğıımaya başlamış:
- Eyvaaaah Tennureee, düşeceğiz...
RP içinde, laikliği din düşmanlığı,
çağdaş yaşamı Batı uşaklığı gibi gören
bağnaz kafalar var. Bu unsurlar iktida-
rın içinde de olacak.
RP'yi çağdaş Türkiye gerçeğini kabul
etmeye, ANAP'ı sağlam durmaya zor-
layacak olan sol partilerdir, demokratik
kitle örgütleridir.
Yoksa iki partinin ortaklığına bakıp,
"Acaba ne yapacaklar" diye meraklan-
mak, Aziz Nesin'in, "Dur bakalım ne
olacak" öyküsüne benzer.
'Geyikten Öcünü Alan At'
Bu bayram gününde başkente hapis
olduksa, "Buyrun bundan yiyin" der gi-
bi hep siyasetten söz etmenin âlemi
yok. Sürekli insanlığın da âlemi yok. Bi-
raz hayvanlar âlemine takılalım.
La Fontaine'in "Geyikten öcünü
Alan At" masalıyla bayramınızı kutlaya-
lım:
Eskiden atlar boyun eğmezmiş insan-
lara. Bitkiyle yetinirmiş insan denen
canlı da. Eşek, at ve katır yaşarlarmış
ormanda.
Yokmuş gem, eyer, dizgin, kolan. Bi-
linmezmiş bunlar daha o zaman.
Ne savaşta ne banşta, yokmuş ara-
balar da... Ne düğünler ne şölenler, gö-
rülmemiş böyle şeyler.
Bir gün atla geyiğin arası açılmış. At
geyiği kovalamış, geyik kaçınca tuta-
mamış.
Insanoğlundan yardım istemiş bu
kez. O da atın ağzına gem vurup sırtı-
na binmiş. Geyiği yakalayıp öldürene
kadar hiç rahat veımemiş.
At, teşekkür etmiş; "Öcümü aldım ar-
tık" demiş.
"Hoşça kal dönûyorum ormanlara.
Eski yaşantıma..."
"Hayır" demiş insan:
"Bırakmam seni. Bak, benim evim
daha iyi.
Iş/me yanyorsun. Kal benim yanım-
da.
İyi bakacağım sana. Bol yiyecek var
burada."
Rahat hayat neye yarar? Özgürlük el-
den gidince? At, aptalhk ettiğini anla-
mış. Ama ahırı da çoktan yapılmış.
Ölünceye kadar köle kalmış. Ve öğren-
miş ki asıl akıllılık, öç almamaktaymış.
Ne kadar büyük olursa olsun öç alma
sevinci. Pahalıya patlar insana. Eğerel-
de edilmişse özgürlük pahasına.
Özgür değilsen dünyada. Hiçbir şe-
yin tadı yok hayatta...
OLAYLARIN
ARDEVDAKI
GERÇEK
• Baştarafi 1. Sayfada
şanmadığını görürüz. Bu
açıdan baktığımızda te-
rör bir "sonuç" olarak
karşımıza çıkıyor.
Iç göçe salt ekonomik
ve kentsel sonuçlan açı-
sından bakmak da ye-
tersiz olur. Eğitim başlı
başına bir "sosyal so-
run." Büyük kentlerdeki
okullarda sınıflar çok ye-
tersiz kalıyorsa bunun
önemli bir nedeni de iç
göç.
Kentlere yığılmalar,
"planlıyatınm hedefleh-
ni" de altüst ediyor.
Bir saptamaya göre,
Anadolu'da, bu yüzyılın
başında Yunanistan'la
gerçekleştirilen "karşılık-
lı göç"ten çok daha ha-
reketli birdönem yaşanı-
yor.
Sözcüğün tam anla-
mıyla, Türkiye göçüyor.
•••
DOĞANAKEV
ANKARA - Türkiye, Hazar havzası
petrolleri için erken üretımde Bakü- Sup-
sa, ana üretimde de Bakü-Ceyhan hattı
projeleri üzerinde dururken Japonya;
ABD ve Çin'le birlikte birbirine rakip i-
ki dev projeyle "Enerji İpek Yolu" ve
"Avrasya Boru Hatü" planlannı olgun-
laştırdı. Türkmenistan'dan; doğuda Çin,
Japonya, Güney Kore ve Güneydoğu As-
ya ülkelerine, batıda da Türkiye üzerin-
den Avnıpa'ya uzanacak doğalgaz boru
hattı projelerinin sadece Asya ve Uzak-
doğu'ya ulaşacak bölümünün yaklaşık 8
bin kilometre uzunluğunda olması plan-
landı.
Birbirine önemli ölçüde koşut olan ve
tarihin en büyük boru hatlannı içeren iki
projeden birisinin tercih edılmesi için pa-
zarlıklann sürdüğü, fızibilite çahşmala-
n devam eden projelerden yeğlenecek
olanın yapımının 2004 yılında tamam-
lanmasının benimsendiği öğrenildi.
Türkmenistan merkezli projenin, başta
Japonya olmak üzere, gelişmiş Uzakdo-
ğu ülkelerini enerji konusunda Ortadoğu
ve Körfez ülkelerinin tekelinden kurtara-
cağına dikkat çekildi.
Cumhuriyet'in Japon yetkililerden al-
dığı bilgilere göre 1992 yılında fîkir dü-
zeyinde tartışılmaya başlanan "Enerji
tpek Yolu Projesi - The Energy Silk Ro-
ad", Japonya'nın ardından ilk aşamada
Türkmengas Association tarafindan ele
alındı. Daha sonra dünyanın en büyük
kuruluşlan arasında bulunan Japon şirke-
ti Mitsubishi'nin devreye girdiği projeye,
sonraki aşamada Çin Pttrol ve Doğalgaz
Şirketi (CNPC)dahil edildi. Türkmengas
Association, Mitsubishi ve CNPC, 1992
sonunda Türkmenistan'ın başkenti Aş-
kabat'ta bir araya geldiler. Türkmenis-
tan'dan çıkacak doğalgaz boru hattının
Özbekistan ve Kazakistan'dan geçerek
Çin'in batısındaki "Talün" bölgesine u-
laşması planlandı. Burada, Turfan-Hami
Ipek Yolu savaşları
doğalgaz yataklanndan çıkacak doğal-
gazla birleştirilecek Türkmen doğalgazı-
nın Çin'in merkezine kadar ulaştınlma-
sı benimsendi.
Çin'in içlerine sokulan boru hattının,
bu bölgeden de ikincil hatlarla, Pekin,
Şanghay, Fuçen ve Tenşin'den oluşan 4
eksen üzerinde dağılması kararlaştınldı.
Pekin dışında kalan 3 ikincil hattın da iz-
leyecek aşamada, deniz altından, ayn ay-
n Güney Kore, Tayvan ve Japonya'ya
uzatılması karara bağlandı.
Kesinleşmeyen maliyeti 20 milyar do-
lar civannda hesaplanan Türkmenistan
merkezli doğalgaz boru hattının, Özbe-
kistan ve Kazakistan üzerinden Çin'e
ulaşacak ana bölümünün çapının 1440
milimetre (yaklaşık 1.5 metre) olacağı
kaydedildi.
Mitsubishi'nin 22 Haziran 1995'te res-
men "The Energy Silk Road - Enerji tpek
YoJu" adıyla duyurduğu projenin ön araş-
tırması, yine Mitsubishi ve CNPC tara-
findan üstlenildi. Teknik sorunlar üzerin-
deki çalışmalann hâlâ sürdüğü, özellik-
le boru hattı yapımında kullanılacak mal-
zemenin nerelerden saglanacağı konu-
sunda henuz uzlaşmaya vanlamadıği öğ-
renildi.
Binlerce kilometrelik hattın fınansman
görüşmelerinde, dünyaca ünlü Amerikan
Exxon firmasının da projeye ortak edil-
mesi "ekonomik vcrimİUik" açısından
gerekli görüldü. 1995 Eylül ayında baş-
layan "sorun araşüTTna" çalışmalannın
1996 Eylül ayına kadar tamamJanması
kararlaştınldı. Sorun araştırma çalışma-
lannın. "kara üzerindeki boru hatlan;
deniz bağlannlan; sıvılaştirma-rafineri
işiemleri; verimlilik-maliyet hesaplan"
olmak üzere 4 başhk altında yürütüldü-
ğü büdinldı.
2000 yılında başlatılarak 4 yılda biti-
rilmesi öngöriilen Enerji İpek Yolu Pro-
jesi, son aşamada, şu 3 ana eksen üzerin-
de planlandı:
- Tamamı Türkmenistan merkezli olan
eksenlerde, Iran-Türkiye üzerinden ön-
görülen Avrupa bölümünün yıllık ihracat
kapasitesinin 28 milyar metreküp olaca-
ğı bildirildi. Avrupa hattının uzunluğu
yaklaşık 4 bin kilometre olarak planlan-
dı.
- Afganistan-Pakistan üzerinden Um-
man Denizi'ne inmesi planlanan ikinci
eksenin Türkmenistan'dan çıktıktan son-
ra yaklaşık 1500 kilometre uzunluğunda
olması öngörüldü.
- Projenin en uzun hattı olan Çin üze-
rinden Japonya'ya ulaşacak ana eksen 8
bin kilometre dolayında planlandı. Türk-
menistan'daki Sobietabado bölgesinden
çıkarak Özbekistan-Kazakıstan-Talim
yoluyla Çin'e ulaşacak hattın bu bölü-
münün uzunluğunun yaklaşık 6 bin kilo-
metreyi bulacağı kaydedildı. Çin'in mer-
kezine yakın Santo Yanmadası'nda Le-
nun bölgesinde sıvılaştırma fabrikası ku-
rulacağı, doğalgazın daha sonra Güney
Kore'nin Kiura ve Japonya'nın Niigata
ve Tokyo kentlerine boru hatlanyla ulaş-
tmlacağı bildirildi. Lenun bölgesinden
Japonya'ya kadar uzanacak bölümün
uzunluğunun da yaklaşık 2 bin 200 kilo-
metreyi bulacağı kaydedildi. Boru hattı-
nın yaklaşık 4 bin kılometresinin Kaza-
kistan sının boyunca Çin'de, "Asya Oto-
yolu'na paralel olarak'' döşenmesi be-
nimsendi. Bu hattın yıllık doğalgaz ihra-
cat kapasitesi 28 milyar metreküp olarak
hesapîandı.
Ikinci hat devrede
Resmi düzeyde ilk kez 27 Temmuz
1995'te duyurulan ikinci doğalgaz boru
hattı projesi, Dünya Bankası ve Birleşmiş
Milletler Kalkınma Programı'nın
(UNDP) ortaklaşa kurduklan ESMAP
(Enerji Sektörü Yönetim-Yardım Progra-
mı) ile Japon Marbeni ve Amerikan Mo-
bil şırketlerinin işbirliğiyle geliştirildi.
Marbeni ve Mobil'in katıldıklan ve "Av-
rasya boru hatn" adı verilen projenin fi-
zibilite çalışmalan geçen ağustos ayında
başlatıldı. Marbenı'nin araştırma proje-
sine yaklaşık 1 milyon dolar aktardığı
kaydedildi.
Asya'da Türkmenistan'dan Japon-
ya'ya, batıda da Avnıpa'ya kadar taşına-
cak doğalgaz hattının maliyeti yaklaşık
20 milyar dolar düzeyinde tahmin edildi.
Guzergâh üzerinde 2 yıl araştırma yapıl-
ması kararlaştınldı. 2004 yılına kadar ta-
mamlanması planlanan ve tali hatlar dı-
şında sadece doğu kanadmın toplarn 7
bin kilometre uzunluğunda olacağı he-
saplanan boru hattı projesi gerçekleştiri-
lince, Doğu Asya ülkelerinin doğalgaz
gereksiniminin önemli ölçüde karşılana-
bileceği bildinldi. Avrasya boru hattı pro-
jesinin güzergâhı, anahatlanyla şöyle
planlandı:
Asya yolu: Anahat, Türkmenistan'dan
çıkıp, Çin'in en büyük petrol ve doğal-
gaz havzasını içeren Tibet'in kuzeyinde-
ki Talim bölgesinden geçerek Şanghay
bölgesine ulaşacak. Ana boru hattı bu
bölgede aynlacak ve Türkmen doğalga-
zı, Japonya, Güney Kore ve Güneydoğu
Asya ülkelerine ayn hatlarla ulaştınla-
cak. Projenin Çin'deki araştırma çalış-
masına Çin Petrol ve Doğalgaz Şirketi de
(CNPC) katılacak.
Avrupa yolu: Türkmenistan'dan çıkıp,
Türkiye kanalıyla Avnıpa'ya ulaştınla-
cak.
Hindistan yolu: Türkmenistan'dan çı-
kıp, güneye doğru Hindistan ve Pakis-
tan'a ulaşacak.
Avrasya boru hattı projesinin gerçek-
leştırilmesi için uluslararası düzeyde po-
litika uyumu gözetilmesi ve özel finans-
man kaynaklannın güçlü olması gerekti-
ğine dikkat çekildi. Uyum çalışmalan-
nın, Dünya Bankası önderliğinde yapıla-
cağı bildirildi. Projenin 2004 yılında bi-
tirilmesi planlandı.
Başta Japonya olmak üzere, gelişmiş
Uzakdoğu ülkelerini enerji gereksinimi
konusunda Ortadoğu ve Körfez ülkeleri-
nin tekelinden kurtaracağı ve çevre kirli-
liği sorunu yaşayan bu bölgenin daha faz-
la doğalgaza yönelmesini sağlayacağı be-
lirtilen projelerin çakışması sorun yarat-
tı. Hangi projeden vazgeçileceği konu-
sundaki tartışma ve pazarlıklann sürdü-
ğü bildirilirken şu ana sorunlara dikkat
çekildi:
- Japonya, ABD ve Çin şırketlerinin
katıldıklan Enerji İpek Yolu Projesi ile
Avrasya Boru Hattı Projesi çakışıyor. İki
projeden hangisi tercih edilecek, nasıl
uyum sağlanacak?
- Planlanan guzergâh üzerinde bulu-
nan Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızis-
tan Rusya'ya ihtiyatlı yaklaşırken proje-
lerin merkezinde bulunan Türkmenis-
tan'ın Moskova ile yakın ilişkilen Batılı
şirketleri kaygılandınyor.
- Türkmenistan ile Iran'ın, Avnıpa'ya
doğalgaz ihracı için proje yürüttükleri ha-
berleri de Avrasya ve Enerji İpek Yolu
projeleri için bir başka sorun olarak gö-
rülüyor.
Bayram namaana giden yurttaşlar camileri doldurdu. (UĞUR GÜNYÜZ)
Çocııkların.bayram keyfî
• Baştarafi 1. Sayfada
tuklu ve hükümlü bulunanlara Şeker Bay-
ramı nedeniyle açık görüş izni verilmeme-
sini protesto etri. İstanbul'da vatandaşlann
günler öncesinden başlayan bayram alışve-
rişleri dün de sürdü. Mahmutpaşa, Eminö-
nü ve Beyazıt'taki seyyar satıcılann tez-
gâhlan dargelirli vatandaşlar tarafindan
adeta istila edildi. Çocuklann bayram eğ-
lencesi de her zaman olduğu gjbi lunapark-
lardı. Kimi athkanncaya, kimi çarpışan
arabalara binerek bayramın ve tatilin tadı-
nı çıkardı.
Bayrampaşa Cezaevi önünde dün sabah
saatlerinde toplanan 100 kişilik bir grup,
yakınlan olan terör suçundan tutukJu ve
hükümlülerle açık görüş yapmak istedik-
lerini belirten bir dilekçeyi cezaevi yöne-
timine iletti. Göstericiler, cezaevi yöneti-
cilerinin bu konuda Adalet Bakanlığı 'nm
bir izni bulunmadığını bildirmeleri üzeri-
ne çeşitli pankartlar açarak slogan atmaya
başladılar. Güvenlik kuvvetlerinin uyan-
sıyla pankartlan indiren göstericiler, daha
sonra dağıldılar.
Resmi kurum ve kuruluşlann bazılann-
da da dün bayramlaşma törenleri düzenlen-
di. Emniyet Genel Müdür Vekili Cemil
Serfaadlı ve tstanbul Emniyet Müdürü Or-
han Taşanlar. Bayrampaşa'daki Çevik
Kuvvet Şube Müdürlüğü'ne gelerek polis-
lerin bayramlannı kutladı.
Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Recep Tayyip Erdoğan da Şeker Bayram)
dolayısıyîa çeşitli yerleri ziyaret etti. Erdo-
ğan, dün ilk olarak Çocuk Meclisi'niıı üye-
leriyle beraber Okmeydanrndaki Darüla-
ceze"ye giderek burada kalanlann Şeker
Bayramlannı kutladı.
Darülaceze'den sonra Itfaiye Müdürlü-
ğü ve Zabıta Müdürlüğü"nde görevli per-
sonelle de bayramlaşan Tayyip Erdoğan,
hallun tebriklerini ise makamında kabul
etti. tstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde-
ki bayramlaşmaya vatandaşlann yanı sıra,
RP ilçe belediye başkanlan. teşkilat üye-
leri ile çeşitli partilerden politikacı ve bü-
rokratlarkatıldı.
Kış aylannın gözde mekânlan Palandö-
ken ve Ûludağ, Şeker Bayramı'nı fırsat bi-
len yerli ve yabancı turistlerin akınına uğ-
radı. Palandöken'deki Dedeman tesisleri
ile şehirde bulunan otellerdeki doluluk ora-
nı yüzde 100'u buldu. Dedeman Tesisleri
Müdürü Eren Uluşahin, Palandöken'in
bayram günü cıvıl cıvıl olduğunu, yerli tu-
ristlerin yanı sıra yurtdışından da çok sa-
yıda turist ağırladıklarını söyledi. Ulu-
dağ'da ise ağırlığı yerli turistler oluşturdu.
Siyasiler, bu kez bayram tatilini Bolu Kar-
talkaya yerine Uludağ'da geçirmeyi tercih
ettiler. Başbakan Tansu Çiller'in eşi Özer
Uçuran Çiller ile küçük oğlu Berk Çifler,
Uludağ'da tatil yapıyor. Hükümet kurma
çalışmalannı sürdüren Anavatan Partisi
Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın da, bay-
ramın 2. veya 3. günü Uludağ'a gelmesi
olasıhğına karşı Grand Yazıcı Otel'de yer
aynldığı belirtildi. Tatilini Uludağ'da geçi-
ren siyasetçiler arasında, eski OHAL Va-
lisi ve DYP Ankara Milletvekili Ünal Er-
kan da bulunuyor.
Ankara giivence amyor
• Baştarafi 1. Sayfada
tının yapımına ilişkin anlaşmaya "ana
petrolün taşınması için Bakü-Cey-
han'a anfta bulunulmasma yöııelik"
bir madde konmasını istemesıne kar-
şın, henüz uluslararası konsorsiyum-
dan olumlu bir işaret alamadı.
SSCB'nin 1991 yılında dağılması-
nın ardından Azerbaycan, Kazakistan
ve Türkmenistan gibi ülkeleri Rus-
ya'nın baskısından kurtarma ve eko-
nomik ilişki kurma niyetinde bulunan
Batı ülkeleri, petrol ve doğalgazın çı-
kanlması ve dünya pazarlanna ulaştı-
nlması için devreye girdiler. Petrol ve
doğalgaz pazannda çok yeni olan Tür-
kiye, Orta Asya ve Kafİcas ülkeleriy-
le "tarih, dil, kühür birliği''ndcn ha-
reketle aktif ekonomik ve politik iliş-
ki kurmaya çalıştı. Türkiye, 2000'li
yıllarda Hazar havzası petrollerinin
kendi toprakJan üzerinden geçerek
Akdeniz'e ulastınlması hedefine yö-
nelik girişimlerini sürdürüyor. Dışiş-
leri Bakanlığı ve Başbakan Tansu Çil-
ler'in özel danışmanı Birsel Alisbah
tarafindan yürütülen girişimler dışın-
da, Cumhurbaşkam Süleyman Demi-
rel de bağımsız cumhuriyetlerin dev-
let başkanlan ile olan ilişkilerini kul-
lanmaya başladı. Demirel, özellikle
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar
AJiyev ile kurduğu telefon diplomasi-
si ile Türkiye 'nin görüşlerinin Azeri
yetkililere ulaşmasuıı sağlıyor.
Azerbaycan erken üretim petrolü-
nün taşınması için seçilen güzergâh-
lardan olan ve Türkiye'nin destekle-
diği Bakü-Supsa hattının proje finans-
manı ile ilgiîi toplantılar, yann Ba-
kü'de başlayacak. Boru hattının fi-
nansmanı ile ilgili anlaşmanın, 27 şu-
bata kadar imzalanması gerekiyor.
BÖlgedeki petrol rezervleri ve boru
hatlan ile ilgili önemii noktalar şöyle
sıralanıyor:
- SSCB'nin 1991 yılında dağüması-
nın ardından kurulan cumhuriyetler,
zengin yeraltı kaynaklannı kendileri
kullanmak; dünya pazarlanna taşı-
mak; yeni rejûne uyum sürecinde eko-
nomik gelirierirü arttırmak istediler.
Özellikle Kazakiskan, .4zerbaycan ve
Türkmenistan, bölgedeki petrol ve do-
ğalgaz yataklanyla Körfez ülkelerinin
tekeiine rakip olacak nitelikte ülkeier
olarak Baa'nın ve Lzakdogu'nun ilgi-
sini çektiler. Petrol ve doğalgaz fireti-
mi açısından 1993 yıhnda dünyada 23.
olan Kazakistan'ın 160 bölgesinde top-
lanı 2.1 milyar ton petrol rezervi bu-
lunduğu, Hazar Denizi'ndeki yatak-
iarla birlikte bu rakanun 4.5 milyar to-
na çıkacagı bildirildi. Azerbaycan'ın
toplam petrol rezenlerinin 8 milyar
varil kadar olduğu tahmin ediliyor.
- Kazakistan, boru hattı sıkıntısı ne-
deniyle sınırlı bir petrol satışı gerçek-
leştirebilirken, Azerbaycan mevcut
boru hatlan ve yabancı şirketlerle ya-
pılan anlaşmalar sayesinde birçok
projeyi olgunlaştırmaya başladı.
Azerbaycan'daki ana petrol üretimi
öncesinde çıkanlacak erken üretim
petrolünün boru hatlanyla taşınması
için 9 Ekim 1995'te Azerbaycan hü-
kümeti ile yabancı şirketler konsorsi-
yumu arasında yapılan toplantıda.
toplam 6 milyon tonluk petrolün "iki
hattan eşzamanb" taşınmasına karar
verildi: Kuzey hattı olarak bilınen Ba-
kü-Novorossisk ve batı hattı olan Ba-
kü-Supsa hattı. Toplam uzunluğu
1346 kilometre olan Novorossisk hat-
tının bir bölümünde SSCB dönemin-
den kalan mevcut boru hatlan kulla-
nılacağı için maliyetinin 56 milyon
dolarda kalacağı belirtildi. Tamamı
yeni döşenecek olan Supsa hattının
maliyetinin ise yaklaşık 250 milyon
dolar olacağı bildiriidi.
- Türkiye Petrolleri Anoniın Ortak-
bğı'ıun (TPAO) da yüzde 6.75'lik pay
oranı ile ortak olduğu .Azerbaycan
Uluslararası Petrol Konsorsiyumu
(AIOC) icerisindeki ABDIi şirketle-
rin paylannın toplamının yüzde 45'i
bulması, erken üretim hafünın belir-
lenmesinde ABD'nin etkili olmasuıı
sağladı. ABD'nin erken üretim hattj-
nın tek bonıyla taşınarak, hat üstün-
deld tüm nüfuzu bir ülkeye bırakmak
istememesi Supsa hattının yaşama geç-
mesini sağladı. ABD'nin bu konuda
desteğini alan Türkiye. Bakü-Supsa
hatünı desteklediğini bildirdL
- Rusya Federasyonu ve Azerbay-
can, 18 ocakta imzaladıklan anlaş-
mayla Bakü-Novorossisk hattının pro-
jesini onadılar. Anlaşmada, boru hat-
tından akıtılacak petrol için ton başı-
na 15.67 dolar geçiş ücreti alınması-
na karar verildi. 22 şubatta Bakü'de,
Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan ve
AIOC arasında yapılacak toplantılar-
da, Türkiye'nin Bakü-Supsa hattının
inşası için yaptığı öneri görüşülecek
ve 27 şubatta karar ahnacak. Türkiye,
Bakü-Supsa hattının 250 milyon do-
larlık finansmanını sağlamayı; AI-
OC'nin de inşaatı gerçekleştirmesini
öngören bir öneri sunacak. Hattın ger-
çekleşmesi için Türkiye'nin anlaşma-
ya koydurmak istediği koşullar şöyle
sıralanıyor
-Türldye, Supsa hatünı finanse ede-
cek. Ancak hattı ya bir Türk Tırması
yapacak ya da Türk firmalannın ço-
ğunlnkta bulunduğu bir uluslararası
şirket Boru hattının yapımı için bir
Türk ortakla beraber ABD'den
Brown and Root, ENK.4 ile ortak ol-
mak üzere de Bechtel ile İtarya'dan
EN1 şirketine bağlı Saipem fırmalan-
nın istekli olduğu bildirildi.
- Supsa hattı, 6 milyon tonluk birka-
pasiteye sahip olacak ve daha fazla
petrol taşıyamayacak. Türkiye, böyle-
likle hatta yapılacak ek kapasite iş-
iemleri sonracmda, Bakü-Ceyhan
üzerinden taşınması planlanan ana
petrol hattı için başka bir seçeneğin
gündeme getirilmesini önlemeye ça-
lışıyor.
- Türkiye, Supsa hattına gelen pet-
rolün tamamını alacak. Supsa haftın-
dan petrol akrana garantisi verilecek.
Türkiye'nin sağlayacağı 250 milyon
dolarlık kredi perrolle ödenecek. Er-
ken üretim anlaşmasma, Türkiye'nin
ana bedefi olan Bakü-Ceyhan hattı
için de güvence anlamına gelecek bir
hüküm konacak. Ancak AIOC Genel
Sekreterliği, erken üretim anlaşmasın-
da Bakü-Cey han hattı için güvence ve-
rilemeyeceğini beürterek Türkiye'nin
beklentisine karsı çıkü.
- Türkiye, Bakü-Ceyhan hattını
önerirken, Ajzeri petrollerinin Boğaz-
lar üzerinden taşınmasının olanaksız
olduğu noktasını da gündeme getirdi.
Boğazlar'dan geçişin şimdiki kapasi-
tesi (yılda yaklaşık 30-50 milyon ton)
ile bile zaten çok yoğun olduğunu be-
lirten Türkiye, Bakü-Ceyhan hattının
hem Boğazlar'ın güvenliği açısından,
hem de ekonomik olması nedeniyle
elverişli bulundugu tezini bildirdi.
Türkiye, nüfusu yaklaşık 12 milyon
olan Istanbul'un hiçbir şekilde tehli-
keye atılamayacağını vurgulayarak
Hazar petrollerinin Akdeniz'e, boru
hatlanyla Ceyhan üzerinden akıtılma-
sı gerektığinin altını çizdi.