Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18SUBAT1996PA2AR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Dönüşümlü başbakanhkta önceliğin ANAP lideri Mesut Yılmaz'a verilmesinde anlaşma sağlandı
Süre ve bakanhk pazarbğıANKARA (Cıımhuriyet Bürosu) - Hü-
kümeti kurmakla görevli ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz'ın, dün RP lıden
Necmettin Erbakan'la yaptığı 3. görüşme-
de de pazarİLk noktalanamadı. Görüşme-
de, Yılmaz'dan başlayarak dönüşümlü
başbakanlık formülüne dayalı koalisyon
kurulması konusunda geniş ölçüde uzlaş-
ma sağlandı. Yılmaz'rn, martayından itı-
baren bütçe dönemının sonuna denk ge-
len ilk 10 ay başbakanlık yapması, daha
sonrakı 2 yılda da bu görevi Erbakan'ın
yürütmesi gündemegeldi. Ancak, ANAP
grubu bu öneriye karşi çıktı. ANAP mil-
letvekillen, Yılraaz'uı başbakanlık yapa-
cağı ilk dönemin 1 yıl olmasından ödün
verilmemesıni ıstediler. Bu formülde; Er-
bakan'dan sonra Yılmaz'ın yeniden 1 yıl
süreyie başbakanlık yapması, daha sonra
da üçüncü bır kışı başbakanlıgında seçı-
me gidilmesi öngörüldü. Yılmaz'ın baş-
bakanlık yapacagı hükümete Erbakan'ın
girmeyecegi ve başbakan yardımcılığı gö-
revinı RP Genel Başkan Yardımcısı Re-
cai Kutanın üstlenebıleceğı dıle getiril-
di. Iki liderin bugün yeniden bır araya ge-
lerek ilke anlaşması konusunda son sözü
söyleyeceklen, kesin uzlaşma saglanma-
sı durumunda, kurulacak ortak komisyo-
nun, koaîisyon protokolü üzerinde çahşa-
cakJan bildırildi.
ANAP grubunun önceki akşam yaptı-
gı toplantıda, Yılmaz'ın öncelikle 3 aylık
azınlık hükümeti kurması, ardından da
kurulacak ANAREFAH koalisyonunda
ilk başbakan olması formülüyle pazarlık
masasına onırulması görüşü benimsendi.
RP'nın önceki gün ile dün yapılan ve
toplam 15 saat süren başkanlık divanı top-
lantılannda ıse ANAP'ın kısa süreli bır
azınlık hükümeti kurmasına karşı çıkıldı.
RP Başkanlık Divanı, Erbakan'ın başba-
kanlığından ödün verilmemesi konusun-
da da tavsiye karan aldı. RP ve ANAP lı-
derleri, dün saat 13.15'te üçüncü kez bir
araya geldiler. Uzun bekleyiş sırasında
koridorlarda dolaşan RP'lı kurmaylar,
"ANAP'a teslim olduklan, 3. pardnin ge-
nei başkanına başbakannğı bıraknklan"
yorumlanndan rahatsızlıklannı gızleme-
diler. DYP'den gelen "RPfleseçim hükü-
meti kuranz''açıklaması RP'lilerin pazar-
lık gücünü artünnca, RPkulislennde, "an-
Uşmako kadar kolay değfl" havası yayıl-
dı. RP Genel Başkan Yardımcısı AbduJ-
bh GüL "kimseyi dçlamayacaklanm,DYP
ile de göriişebileceklerini" söy ledı.
'Mutabakat sağladık'
Yaklaşık 3 saat süren görüşmeden son-
ra liderler. RP Grup Yönetım Kurulu sa-
lonunda kısa bir açıklama yaptılar. Erba-
kan, konuşulması gereken ana konularda
geniş ölçüde mutabakata vanldığını, bu du-
rumdan büyük sevınç duydugunu söyle-
di Erbakan, protokol hazırlamak üzere
komısyonlar çalışmaya başlamadan önce
son tespitlerin yapılması ıçın bugün ye-
niden bir araya geleceklerini bıldırdi. Bu-
günkü görüşmenin olumlu sonuçlanması
Görüşmede vanlan anlaşmaya göre RP iideri Necmettin Erbakan hükümete girmeyecek. (Fotoğraf: RJZA EZER)
durumunda komısyonlann çalışmaya baş-
layacağını ve bayram süresince de bu ça-
lışmalann sûrecegini belirten Erbakan,
"En kısa sürede hükümetin kurulmaaiçin
elimizden geleni yapacağız" dedı.
Yılmaz da Erbakan'ın açıklamalarına
ekleyecek bir şeyi olmadığını belırtti. Yıl-
maz, "Önce ANAP azınlık hükümeti ku-
rulacak nn" sorusuna. "Sayın Erbakan'ın
biraz önce değindigi yann (bugün) vapa-
cağunız nihai tespitier, özellikle takvimle
ilgili tespiricrdir. Eğer azınlık hükümetine
gerek kabnadan bö\le bir hükümeti kısa
sürede kurabilme ûnkânını bulursak, o
takdirdc azınlık hükümeti kurma yoluna
g»tmeyebiliriz"yanıtını verdı. Dönüşüm-
lü başbakanlık konusunda uzlaşmaya va-
nlıp vanlmadığına ılişkın bır soruyada Yıl-
maz, "Sayın Erbakan'ın söylediği geniş
ölçüde sağlanan mutabakat bu hususlan
kapsamaktadır. Orada herhangi bir anlaş-
mazuk söz konusu degildir" karşılıgını
verdı. "Süreyle ilgili bir tespit mi yapacak-
suuz" sorusu üzenne de Yılmaz, "Hayır,
takvimle ilgflL Biliyorsunuz önümüzdebir
bütçe müzakere takvimi var. Protokol gö-
rüşmeleri için düşünülmesi gereken beüi
bir süre var. Yann (bugün) ortak bir tak-
vünle bağdaştınnaya çabşacağız" dıye ko-
nuştu.
RP lideri, Yılmaz ve berabenndekileri
"Hayırb obun" dıyerek ugurladı.
Erbakan, TBMM'den aynlırken "In-
şallah »ann (bugün) bu iş olacak. Çocuk-
lamla birtikte kendini trenin aJtuıa atan
kaduun görüntüsü gözümün önünden git-
miyor. Bir an önce biikümet kurmak zo-
rundayız" dedı.
Alınan bilgiye göre görüşmede Erba-
kan, dönüşümlü başbakanhkta öncelığı
aldıgı haldebaşbakanlık süresinin 1 yıl ol-
ması konusunda ısrar eden Yılmaz'a, "Ba-
kın, ben daha önce 'Dönüşümlüyü kabul
etmeyecegım' dedinı, ama kabul ertim.
'Önceligi vermem' dedim, ama verdim.
Siz de bunu kabul edin" dedı.
Erbakan, grubunun ANAP azınlık hü-
kümeti konusundaki tepkılenni dile geü-
rerek Yılmaz'a, "Öncelikle kısa süreli
ANAP azınlık hükümeti kurmak konu-
sunda ısrariı olmayın" ricasında bulun-
du. Yılmaz ve Erbakan'ın üzerinde büyük
ölçüde uzlaştıgı formüi, RP ve ANAP
gruplannda sıkıntı yarattı. RP kurmayla-
n, birinci partı olmalanna karşın dönüşüm-
lü başbakanhkta ilk sıranın, parlamento-
da üçüncüpartinın lıdenne venlmesıne tep-
ki gösterdiler. Yılmaz da görüşmenin he-
men ardından bır grup mılletvekili ile de-
ğerlendirme yaptı. Alınan bilgiye göre
milletvekıllennın büyük bölümü, azınlık
hükümeti formülünden vazgeçılmesı ve
Yılmaz'ın ilk dönem yapacağı başbakan-
lığın süresinin 10 ay olmasına tepki gös-
terdı. Genel Başkan Yardımcısı Şadan
Tuzcu. Yaşar Topcu. Mustafa Taşar ve
MehmetSagdıç'ın da aralaranndabulun-
duğu isımler. bır yıllık süreden ödün ve-
rilmemesini istediler. Milletvekillerinin,
Erbakan'a güvensizfikierinı behronelen
üzerine Yılmaz, RP liderinin önceki gün
öncelikle ANAP'ın bir azınlık hükümeti
kurması formûlünü kabul cderken samı-
mi oldugunu, ancak grubunun sert muha-
lefeti ile karşılaşüğı için dün yenı bu-öne-
ri getirmek durumunda kaldıgını söyledı.
ANAP'ın, ekonomi yönetfani, Maliye, Mil-
li Egıtim, Milli Savunma, Içişleri, Dışış-
len bakanlıklanndan ödün vermeyeceği be-
lirtildi. ANAP'ın Turizm ve Kültür ba-
kanlıklan ile birlikte Diyanet Işleri Baş-
kanlığı'nın bağlı olduğu Devlet Bakanı-
lığı'nı da almak istediği kaydedilirken
Adalet Bakanlığı'nın da ıki parti arasın-
da önemli pazarlık konusu olduğu bildi-
rildi. Erbakan ile Yılmaz'ın bakanlıklann
eşit sayıda bölünmesı konusunda uzlaştı-
ğı da kulıslerde dile getirildi. Erbakan'ın,
"Kanaüardan biri bakanlıklan iki gruba
böLsün, diğeri de bunlarden birini seçsin"
önensını Yılmaz'ın reddettıgı öğrenildı.
Gûçlendirilmiş başbakan yardımcılığı esa-
sına dayalı olacak olan ANAREFAH ko-
alisyonunun gerçekleşmesi durumunda,
atamaların 4'lü kararnameyle yapılması-
nın esasa bağlanacağı bildirildi. ANAP
yönetımı, koaîisyon konusundaki pazar-
lığın tıkanması durumunda, kısa süreli bır
ANAP azınlık hükümeti kurma gereğınin
doğacagına dikkat çektı.
RP'de örgüt tepkisi
Dönüşümlü başbakanlık konusunda,
gen adım atan RP'ye ıl örgütlerinden te-
Iefon ve fakslarla tepki yağıyor. Genel
merkeze gelen fakslarda, Erbakan'ın baş-
bakanlıktan ödün vermesi sert bir dille
eleştiriliyor. ANAP'ın koaîisyon koşulla-
nnı değerlendirmek üzere, Erbakan baş-
kanlığında dün toplanan RP Başkanlık
Divanı, geç saatlere kadar sürdü. Parti
içınde Mesut Yılmaz'ın başbakanlığına tep-
ki gösterenler arasmda yer alan RP Kü-
tahya Mılletvekelı AhmetDernı'ın toplan-
tıda Erbakan'ın ödün vermesi nedenıyle
şikâyetlerini RP Başkanlık Divanı'nda
gündeme getirdiği bildirildi.
DYP'Iİ MÜftÜOğlU
'RP ile seçim
hükümeti
kuranz'ANKARA (CiimhuriyetBü-
rosu) - ANAP-RP koalisyonu
ıçın uzlaşma çalışmalan son
aşamasına gelırken RP'ye ka-
pılannı tamamen kapattığını
öne süren DYP, manevra yap-
tı. DYP yönetimi, ANAP'la an-
laşma sağlanamaması durumunda, RP ile seçım
hükümeti kurabileceklerini açıklayarak ANAP
Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a karşı RP Genel
Başkanı Necmettin Erbakan'ın pazarlık kozla-
nnı güçlendırme gınşimmde bulundu.
Bazı ANAP mıllervekıllen. DYP Genel Baş-
kanı ve Başbakan Tansu Çîller'in eşi Özer Uçu-
ran Çüler'in de de\ reye girip Erbakan'ı telefon-
la aravarak, "DYPile 'seçim hükümeti' adı al-
bnda İıükümet kurun, sonra de^am ettirirsiniz"
dedığını öne sürdüler. Ancak Özer Çıller. yap-
tığı açıklamada. ANAP'lı iki milletvekılinın, bu
akşam bazı televızyonlarda yayımlanan prog-
ramlara katılarak kendisine iftırada bulunduk-
lannı ilen sürdü. özer Çiller. açıklamasında.
"Bu akşam bazı televizvonlann canlı \a\mlan-
na çıkan ANAP'lı iki miİler\eldli DV P üe RP'nin
birlikte koaîisyon kurmalannı teklif ettiğim ya-
lanını sö\ le>ebilmişlerdir. Böyle birola> yoktur"
dedı.
DYP^nin RP manevrası
DYP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Müf-
tülerde dün düzenlediği basın toplantısında, se-
çıme gitmek koşuluyla, RP ile ya da üçüncü ki-
şinin başkanlığında bırkoafisyon kurulabilece-
ğini söyledi. Müftüler, "RP.sırakendinegelnıe-
den hükümetin bozulduğunu görecek ve ilk s>-
rayı Yılmaz'a verdiğine pişnıan olacak" dedi.
RP ve ANAP lıderlennın bırbırlennı tehdıt ede-
rek koaîisyon kurmaya ıkna ettıklennı öne sü-
ren Müftüler, "Refab-ANAP koaüs\t>nundan ül-
keyefayda gebnez" dedı. Haluk Müftüler, "Biz,
peşin olarak RP ile koalisvon yapmajacağımızı
söylemiştik. ANAP'a ber türlü özveri ik gittik.
Maalesef ret cevabı aldık. Bunun sorumlusu
,\NAP'ar" diye konuştu.
Yılmaz'ın 24 Aralık seçimlerinden önce, "RP
ile değil koalisvon vapmak. masasa bile orur-
mam" sözlennı anımsatan Müftüler, "Şimdi ne
degtştLbusozkrnasılunuhıkiu-ded]. DYPIı mu-
halifler, olağanüstü kongrenin mayıs ayında top-
lanması için ginşimlennı sürdürürken partı ge-
nel merkezinin de olağan kongre tanhını kasım
ayma ertelemeyi planladıgı öğrenildı. Gazetele-
re verdikleri ilanlarla seslenni duyurmaya ç»lı-
şan DYP'lı muhalifler, partiyi kötü duruma^û-
şürenlerden hesap sorma amacıyla, DYP denîh-
raç edilen Hüsamettin Cindoruku. hareketin
başına geçmesi için ikna etmeye çalışıyorlar.
Genelkurmay Başkanı Yunanistan'a sert çıktı
Org. Karadayı: Atiııa
PKK'yi destekKyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Ismail
Hakkı Karadayı, Yunanistan'ın bölücü
örgüt PKK'ye para, silah ve malzeme
sağlamak amacıyla yiizden fazla gizli örgüt
ve dernek kurduğunu bildirdi. Yunan
istihbarat örgütünun PKK ile yakın ilişkiye
girdiğini belirten Karadayı, Yunanistan'ın
Türkiye'ye karşı "örtülü bir çatşma
stratejisi" uyguladığını vurguladı.
Karadayı, Yunan hükumetinin Türkiye'yi
bölme niyetinde oldugunu belirterek
Yunanistan'ın bu faaliyetlerinin
"düşmanca" olduğuna dikkat çekti.
Karadayı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin
(TSK) herhangi bir Yunan tehdİdine karşı
hazır bekletilmesi gerektiğinı söyledi.
Karadayı, "Savunma ve Havaciük"
dergisine yaptığı açıklamada,
Yunanistan'ın bölücü örgüt PKK'ye destek
vermesini sert bir dille eleştirdi. Karadayı,
Avrupa'da güvenliğin sağlanmasma
çahşıldığı bir ortamda, Yunanistan'ın
uluslararası terorizme destek verme ve
bunu Türkiye'ye karşı lcullanma
politikasmda bir değişiklik olmadığını
bildirdi. Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı
izlediği politikanın, eski Cumhurbaşkanı
Konstantin Karamanhsin "Bugünkü
gücümüzk' Türknıe'yi yenmemize imkân
yok. Mücadeiemizi her çare>e başvurarak
sürdüreceğiz. Türklerin yaraianm kaşıyip
kanatacagız" sözlerinde kendisini
gösterdiğine dikkat çeken Karadayı, şu
görüşleri dile getirdi:
" 'Düşmanımızın düşmanı dostum, dostu
ise düşmammdır' kuralından harekct eden
Atina; ASALA, PKK, Dev-Sol ve diğer
Türkiye düşmanı terör örgütlerhle 1975
yıBannda \alan ilişkilere girmiş ve her türtü
desteği sağlamışür. 1979 sonlanndan
itibaren PKK terör örgütü de katılmışür.
Yunan Milli İstihbarat Örgütü; Ermeni,
radikal sol terör örgütieri ve özellikle de
PKK terör örgütü ile yakın flişkilere girmiş,
bunlara fınansman sağlamak maksadıyla
farkh isûnler alünda demekier kurmuştur."
'Hedef, Tûridye'nin bütünlüğii'
Karadayı, bugün Atina'da Yunan
hükumetinin kurdurduğu ve Türkiye'ye
yönelik terör faaliyetlerinde kullandığı
"yüzden fazla" gizli örgüt, ve cemiyet
bulunduğunu belirterek "Yunanistan'm
bunlaria ilişki kurmasındaki amaç,
Türkh'e'nin bölünmez bütünlüğünü bedef
almaktır. Bütün bu faaliyetler,
Yunanistan'ın PKK terör örgütüne
bağladığı shasL sosyal. psikolojik ve
ekonomik destegin açık bir emartsi olarak
görülmektedir'" görüşünü dıle getirdi.
Yunanıstan"ın kendi çıkarlanna uygun
olacak, terörü destekleme dahil, siyasi ve
ekonomik her türlü girişimde bulunduğunu
anlatan Karadayı, Atina'mn Ankara'nın
bölgedeki etkinliğini azaltmaya ve
komşulan tarafından taciz edilmesine
yönelik politikasmı sürdürdüğünü bildirdi.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
CHP İzmir Mifletvekili Sabri ErgüL, Başbakanlık Konutu önündeki direğe ve Manisa Emnrveti'ne tabela astı.
AMA&U
!İYAR6t6lZ »NF^Z
Murat Karayalçın, ideolojik çerçevenin bir manifestoyla açıklanmamasını hata olarak değerlendiriyor
'Sadece birleşmenin yolunu açtmı'AYŞEYILDIRJIVl
Birleşmenin birinci yılım Cum-
huriyet'e degerlendiren Murat
Karayalçm, SHP ve CHP'nin bir-
Ieşmeden önce birlikte çalışarak
ideolojik çerçeveyi bir manifestoy-
la kamuoyuna duyurması gerek-
tiğjni vurguladı. Karayalçın, "Üd
buçuk yü boyunca birbirlerine
karşı yüriittükleri mücadelcnin
sıcakhğını yaşayan, taşı\-an insan-
lann böyk \an yana kDİaytıkla gel-
meleri söz konusu olmayacaktı.
Onun için bir manifestonun bir-
likte hazırianması hem kamuoyu
için daha ikna edici olacaktı hem
de o insanları bu manifestonun
hazuianması sırasında birbirine
>ıklaşüracaktı'' dedi.
Bırîeşmenin bu iki tasanma
oıurtulması için elinden geleni
yaptığını, ancak müzakerelere ka-
tılmadığını anlatan Karayalçın,
şöyle devam etti:
"Ben,bûieşme konusunda ken-
di vkdanımda karar aldım. Bir-
leşme olmalı dedim. Bunun için
de ber şeyi bırakmaya haordım.
Bunu da açıkladım vede bfraknm.
Birleşme görüşmeterine ben kabl-
madnu. Çünkü ben kaölsaydım,
soylediklerim 'Karayalçın bunu
engelliyor. geciktiriyor' diye de-
ğeriendirilebilirdi. Onun için bir-
leşmenin yolunu açtım. Birleşme-
nin doğru oldugunu sandığun ta-
sanmını da ortaya koydum. Ama
birieşme müzakerelerine kaOlma-
dım. PM'nin görevtendirdiği arka-
daşlarunız katıldılar. Arkadaşia-
nnuan imzalavarak geldikleri pro-
tokoOerleilgilieleştirilerimi de her
yerde söyledim."
Bugün, tasanmdaki revizyon
için "siyasal tarü" modelinin uy-
gulanmasının arük imkânsız oldu-
gunu vurgulayan Karayalçın, söz-
lerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi geriye dönüş 'Ya arka-
daşlar, kusura bakmayın, iki par-
ti eşit bir araya geldi, oysa SHP'yi
üçle çarpmak gerekirdi. Gelin bir
daha bir kurultay yapalım' deınek
durumunda değinz. O iş bitmiştir.
Ama hiç olmazsa bir ideolojik çer-
çeveyi oluşturabiliriz. Aslında bir
ideolojik çerçeveyi birlikte örebi-
liriz."
Karayalçın'ın bunun için öne-
risi ise SODEK. "Sosyal demok-
ratlar konferansı toplanmalıdır"
diyor Karayalçın. Bu konferansın
da iki amaçla çahşması gerektiği-
ni anlatıyor
"Birinrisi,sosyaidemokrat kim-
liğin yeniden tanımlanmasıdır. Siz
kimsiniz sorusunu bize sordukla-
nnda, 'Arkadaş biz özgür birey-
den, demokrat toplumdan. hakça
paylaşımdan yana olanlanz. Biz,
Atatürk'ün kurdugu partinin men-
suplanyız' dememizyetmiyor. Bir
defa Atatürk'ün kurdugu parrrviz
sözcüğünün de hiç kullanılmama-
sıgerektiğinidüşünüyorum. Çün-
kü, Atatürk'ün kurduğu partiviz
dediğiniz zaman sonuçta Ata-
türk'ün kurduğu parti yüzde 10.7
oy abnışolu>w.O nedenlediyonım
Id yeni üretûn fonksiyonlan, yeni
üretim sistemieri, >eni gelişen ko-
şullar çerçevesinde biz kendimizi
yeniden tanımlamahyız. Ashnda
sos>al demokratkimh'gin yeniden
tanımlanmasmdan kastmı,sosyal
demokradann halkın önüne yeni
bir toplum projesini koyabilmele-
ridir."
"Bunuyapmakzonındayiz'' di-
yen Karayalçın, aksı halde sık sık
"CHP'den çıkanlanlann şu ka-
dan SHP kökenfi, bu kadan CHP
kökenü" tartışmalannın yaşana-
cagına dikkat çekiyor. Ingilizlerin,
"tki şeyin yan yana getirilmesi bir
bütün >araülması anlamma gefani-
yior" sözünü anımsatan Karayal-
çın. "Bir bütünün yaranlabilme-
si için çok köklü, çok radikal bir
düzenlemenin yapılması gereki-
yor. O, budur işte. Bunu hep bir-
likte hazırlamalryız. Hatta bu, bu
yeni toplum projesi eğer sağbkn btr
şekilde ortaya konulabilirse solda
yeni birieşme enerjisidir bu. Sol-
da yem birieşme adreskh'r de. Ve
bunu yapmahyız'' diyor.
SODEK'in ikinci olarak da ye-
ni bir örgütlenme yapısı üzerinde
çalışması gerektiğini söylüyor Ka-
rayalçın, siyasi partilerın devlet
gibi örgütlenmesi yerine "proje
veprobiem odaklannda" örgütlen-
mesinin daha doğru oldugunu an-
latıyor.
Karayalçın, bu iki çalışmanın
"bûieşme konusundaki tasanm
eksikligini ortadan kaldıraeağı-
na" inandığını belirtiyor.
Karayalçın, Deniz Baykal'ın
genel başkan seçildigi 10-11 Ey-
lül Kurultayı'ndan sonra SHP-
CHP çizgisindekj iki geleneğe de
son verdiğini sözlerine ekJiyor:
" Birincisi, genel başkanlık yan-
şuıı kayheden kişinin parti içi mu-
halefet gelenegL İkincisi. seçim ye-
nilgisinden sonra olağanüstü ku-
rultay toplama girişimi. Bu gele-
neklereson verdim. Bir büyük ye-
nilgjdir 24 Arahk seçimleri. Âs-
lında hezimet daha doğru bir
değerlendirmeolur. Buna rağmen
ben kurultay çağnsında bulun-
madım."
BÎTTİ
POLİTtKA GÖNLÜĞÜ
HtKMET ÇETtNKAYA
'Al, Götür Beni...'
Kar beyazı bir sayfaydı yüreği...
New Orfeans gecelerinin o soluk soluğa, fırttnalt ya-
şamı çok gerilerde kalmıştı...
Bourbon sokağının caz kokan saatlerinde çılgınla-
şan yüreğini de çoktan birilerine vermişti.
Bayar's Jazz Alley Bar artık eskisi gibi tıka basa dol-
muyordu. Zencı baterist ise birdenbire kaybolmuş-
tu...
Hüzün ve mırtluluk...
Insancıl olan adına başkaldın!..
Yani Caz!..
Eskilerden deriediği, zamana yenik düşen anıların
içinden seslenmek istiyordubu kez...
Karşı kıyı, kurşuni bir aydınlıkla parlıyor gibiydi.
Sanki orası, Akdeniz'e açılan aydınlık bir pencerey-
di...
Ya o ilerideki kara leke?..
Orası da AJkadras hapishanesi...
New Orleans'ta caz, San Francisco'da hüzün var-
dı...
Iki kent, iki ayn evren bir sabah kapısını çalmıştı...
Bir anda sevginin o içten sıcaklığı yitmiş, bir buz-
dağının soğuk yalnızlığıyla baş başa kalmıştı...
Bir kısrak gibi yürüyen, o uzun boylu, uzun saçlı,
siyahi dilber, sevdayı değil çıkan paylaşıyordu. O çı-
kar, insan yüreğinde elbet bir kıpırtı oluşturmuyordu.
Gökyüzü mavisinin iç rahatlığını okyanusun rüzgâ-
nna taşıdığı saatler, onda beklentisiz sevişmeler çar-
kının gelişigüzel masallannı çağnştınrdı...
Köşebaşlarında müzısyenler. fahişeler ve sokak
serseriieri vardı...
Ama her şey çok gerilerdeydi artık..
Bilmediği bir yol ayrımına geldiğinde ay ışığı, kır-
mızı perdelerin üzerinde soluk almaya başlamıştı.
Aşk tannsı, öldürücü oklar fırfatan bir nişancı mıy-
dı? Don Juan Tristan'ın sapkın konsüllüğü, ölümcül
bir tutkunun yerini mi almıştı?
Hep bunlan yıllar önce New Orleans'ta San Fran-
cisco'da düşünmüştü...
Alkadras Adası'nın o yanıp sönen kırmızı ışığı ço-
cukluğundan, kendi yurdundan resimlerçiziyordu...
• • •
Körfez, kurşuni bir aydınlıkla parlarken geçmişin iz-
düşümü vuruyordu odanın içine.
Acaba umutlar nerede başlar, anılar nerede biter-
di?
Bir yaz günü bahçedeki erik ağaçlan yaşanan giz-
li sevdalan biriktinneye başlardı.
Oysa sen yalnızlıklardan hoşlanırdın, sıcak yüzlü ya-
şamın ılık sabahlannı beklerdin ..
O zaman çocuktun; kaygıların da yoktu, sevinçle-
rin de...
Anımsar mısın aşk mektuplan yazan o sakallı genç
adamı?
Bir gün Jerome-Antonine Rony'den alıntı yapmış-
tı.
"Aşk, kişiler arası bir ilişkidir: Yani sahiplenmede
aradığımız şey, sahiplenen kişinin kendisini beğen-
mesidir..."
Çok hoşuna gitmişti bu sözler...
Balzac da şöyle demişti:
"Iki aşk vardır: Hükmeden aşk, köleleştirici aşk.'
Bu sözleri de hiç sevmemiştin...
Şimdi büyüdün ve çok saygın aşklar da tanıdın üs-
telik...
Bilmiyorum, birzamanlarbelkideAmerikaJışairVValt
VVhitman'dan esinlenerek şöyle demiştin:
"Şevişmenin tadını bilen ve çekinmeden söyleyen
erkeği severim, I Sevişmeyi bilen ve çekinmeden
söyleyen kadını severim..."
Gözlerini kapamıştın birsonbaharakşamında... Li-
manda sarhoş gemicilerin kahkahaları geliyordu...
Bir Rum kızının işveli yürüyüşünde Konstantinos
Kavafis'ten aşırdığın şiiri, mektup gibi yutturmaya kal-
kışmıştın..
Anımsıyor musun şöyleydi:
"Bir merdiven vardı kapının yanında, onun önün-
de bir Türk seccadesi; hemen yanında, üzerinde iki
san vazo duran raf...
Bakarken bir opal taşına yan külrengi iki güzel gri
göz anımsıyorum, görmüştüm belki de yirmi yıl ön-
ce...
Birbirimizi sevdikbirayboyunca, sonra gitti, sanı-
nm Izmir'e gitti; çalışmak için orada ve sonra, gör-
medik birbirimizi bir daha..
Sıksıkgel, al götür beni gene. Güzelim duygu, sık
sıkgelgene..."
Gözlerini kısmıştın, utanmıştın...
Serin bir akşam başlıyordu. Ellerini bir başkası tut-
muş veöpmüştü...
Yasemin kokulan sarmıştı bedenini...
Demiştim ki:
"Ne kadar üzüntülü geçiyor günler I Artık ne ateş-
ler ısıtır beni I Ne güneşler yüzüme gülümser, I Boş
dünyadaki bütün şeyler, I Bütün şeyier soğuk insaf-
sız şimdi"
•••
Her şey zamanla bitmişti. Her şey soğuk bir gece-
ye teslim olmuştu.
Bahçedeki erik ağacı, New Orleans'tan, San Fran-
cisco'dan gelen mektuplar, Alkadras Adası'nın kırmı-
zı ışık saçan feneri....
Yüreğinde kar beyazı sayfalar açan adam, bu kez
Paris Metrosu'ndan sesleniyordu:
"6u A-entte yaşanır arkadaş!.."
Yağmurundan alacakaranlığında haykırır...
Havada az sonra aydınlık bir gövde belirir...
Aşk, bir maden gibi dağılır Karl Krolovv'un dizele-
rinde...
Büyücüler evreninden özgürtüğe açılan yol büyür
o eski sevdanın gözlerinde...
Alkadras Adası'nın kırmızı feneri yanıp söner, ok-
yanus gri bir aydınlık içinoe uykuya yatar...
Şimdi ise sevdanın en çılgın saatleridir kapınızı ça-
lan...
Kılıçdaroğlu'ndan açıklama
SSK Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu, gazetemizde
dün yer alan açıklamasındaki: özelleştirme ile
özerkleştirmenin kanştınldığı değerlendirmesini eski
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ziya Halisin
kendisine bu konuda yönelttigi suçlamalara yanıt
olarak yaptıgını bildirdi. Düzeltir, okurlanmızdan ve
Sayın Kılıçdaroğlu'ndan özür dileriz.
Üsküdar Tabaklar Bostam
sahiplerinden
ALtSEYDİ
tYİBUDAR
Hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Nur içinde yatsın.
AİLESİ