27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18SUBAT1996PA2AR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Dönüşümlü başbakanhkta önceliğin ANAP lideri Mesut Yılmaz'a verilmesinde anlaşma sağlandı Süre ve bakanhk pazarbğıANKARA (Cıımhuriyet Bürosu) - Hü- kümeti kurmakla görevli ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın, dün RP lıden Necmettin Erbakan'la yaptığı 3. görüşme- de de pazarİLk noktalanamadı. Görüşme- de, Yılmaz'dan başlayarak dönüşümlü başbakanlık formülüne dayalı koalisyon kurulması konusunda geniş ölçüde uzlaş- ma sağlandı. Yılmaz'rn, martayından itı- baren bütçe dönemının sonuna denk ge- len ilk 10 ay başbakanlık yapması, daha sonrakı 2 yılda da bu görevi Erbakan'ın yürütmesi gündemegeldi. Ancak, ANAP grubu bu öneriye karşi çıktı. ANAP mil- letvekillen, Yılraaz'uı başbakanlık yapa- cağı ilk dönemin 1 yıl olmasından ödün verilmemesıni ıstediler. Bu formülde; Er- bakan'dan sonra Yılmaz'ın yeniden 1 yıl süreyie başbakanlık yapması, daha sonra da üçüncü bır kışı başbakanlıgında seçı- me gidilmesi öngörüldü. Yılmaz'ın baş- bakanlık yapacagı hükümete Erbakan'ın girmeyecegi ve başbakan yardımcılığı gö- revinı RP Genel Başkan Yardımcısı Re- cai Kutanın üstlenebıleceğı dıle getiril- di. Iki liderin bugün yeniden bır araya ge- lerek ilke anlaşması konusunda son sözü söyleyeceklen, kesin uzlaşma saglanma- sı durumunda, kurulacak ortak komisyo- nun, koaîisyon protokolü üzerinde çahşa- cakJan bildırildi. ANAP grubunun önceki akşam yaptı- gı toplantıda, Yılmaz'ın öncelikle 3 aylık azınlık hükümeti kurması, ardından da kurulacak ANAREFAH koalisyonunda ilk başbakan olması formülüyle pazarlık masasına onırulması görüşü benimsendi. RP'nın önceki gün ile dün yapılan ve toplam 15 saat süren başkanlık divanı top- lantılannda ıse ANAP'ın kısa süreli bır azınlık hükümeti kurmasına karşı çıkıldı. RP Başkanlık Divanı, Erbakan'ın başba- kanlığından ödün verilmemesi konusun- da da tavsiye karan aldı. RP ve ANAP lı- derleri, dün saat 13.15'te üçüncü kez bir araya geldiler. Uzun bekleyiş sırasında koridorlarda dolaşan RP'lı kurmaylar, "ANAP'a teslim olduklan, 3. pardnin ge- nei başkanına başbakannğı bıraknklan" yorumlanndan rahatsızlıklannı gızleme- diler. DYP'den gelen "RPfleseçim hükü- meti kuranz''açıklaması RP'lilerin pazar- lık gücünü artünnca, RPkulislennde, "an- Uşmako kadar kolay değfl" havası yayıl- dı. RP Genel Başkan Yardımcısı AbduJ- bh GüL "kimseyi dçlamayacaklanm,DYP ile de göriişebileceklerini" söy ledı. 'Mutabakat sağladık' Yaklaşık 3 saat süren görüşmeden son- ra liderler. RP Grup Yönetım Kurulu sa- lonunda kısa bir açıklama yaptılar. Erba- kan, konuşulması gereken ana konularda geniş ölçüde mutabakata vanldığını, bu du- rumdan büyük sevınç duydugunu söyle- di Erbakan, protokol hazırlamak üzere komısyonlar çalışmaya başlamadan önce son tespitlerin yapılması ıçın bugün ye- niden bir araya geleceklerini bıldırdi. Bu- günkü görüşmenin olumlu sonuçlanması Görüşmede vanlan anlaşmaya göre RP iideri Necmettin Erbakan hükümete girmeyecek. (Fotoğraf: RJZA EZER) durumunda komısyonlann çalışmaya baş- layacağını ve bayram süresince de bu ça- lışmalann sûrecegini belirten Erbakan, "En kısa sürede hükümetin kurulmaaiçin elimizden geleni yapacağız" dedı. Yılmaz da Erbakan'ın açıklamalarına ekleyecek bir şeyi olmadığını belırtti. Yıl- maz, "Önce ANAP azınlık hükümeti ku- rulacak nn" sorusuna. "Sayın Erbakan'ın biraz önce değindigi yann (bugün) vapa- cağunız nihai tespitier, özellikle takvimle ilgili tespiricrdir. Eğer azınlık hükümetine gerek kabnadan bö\le bir hükümeti kısa sürede kurabilme ûnkânını bulursak, o takdirdc azınlık hükümeti kurma yoluna g»tmeyebiliriz"yanıtını verdı. Dönüşüm- lü başbakanlık konusunda uzlaşmaya va- nlıp vanlmadığına ılişkın bır soruyada Yıl- maz, "Sayın Erbakan'ın söylediği geniş ölçüde sağlanan mutabakat bu hususlan kapsamaktadır. Orada herhangi bir anlaş- mazuk söz konusu degildir" karşılıgını verdı. "Süreyle ilgili bir tespit mi yapacak- suuz" sorusu üzenne de Yılmaz, "Hayır, takvimle ilgflL Biliyorsunuz önümüzdebir bütçe müzakere takvimi var. Protokol gö- rüşmeleri için düşünülmesi gereken beüi bir süre var. Yann (bugün) ortak bir tak- vünle bağdaştınnaya çabşacağız" dıye ko- nuştu. RP lideri, Yılmaz ve berabenndekileri "Hayırb obun" dıyerek ugurladı. Erbakan, TBMM'den aynlırken "In- şallah »ann (bugün) bu iş olacak. Çocuk- lamla birtikte kendini trenin aJtuıa atan kaduun görüntüsü gözümün önünden git- miyor. Bir an önce biikümet kurmak zo- rundayız" dedı. Alınan bilgiye göre görüşmede Erba- kan, dönüşümlü başbakanhkta öncelığı aldıgı haldebaşbakanlık süresinin 1 yıl ol- ması konusunda ısrar eden Yılmaz'a, "Ba- kın, ben daha önce 'Dönüşümlüyü kabul etmeyecegım' dedinı, ama kabul ertim. 'Önceligi vermem' dedim, ama verdim. Siz de bunu kabul edin" dedı. Erbakan, grubunun ANAP azınlık hü- kümeti konusundaki tepkılenni dile geü- rerek Yılmaz'a, "Öncelikle kısa süreli ANAP azınlık hükümeti kurmak konu- sunda ısrariı olmayın" ricasında bulun- du. Yılmaz ve Erbakan'ın üzerinde büyük ölçüde uzlaştıgı formüi, RP ve ANAP gruplannda sıkıntı yarattı. RP kurmayla- n, birinci partı olmalanna karşın dönüşüm- lü başbakanhkta ilk sıranın, parlamento- da üçüncüpartinın lıdenne venlmesıne tep- ki gösterdiler. Yılmaz da görüşmenin he- men ardından bır grup mılletvekili ile de- ğerlendirme yaptı. Alınan bilgiye göre milletvekıllennın büyük bölümü, azınlık hükümeti formülünden vazgeçılmesı ve Yılmaz'ın ilk dönem yapacağı başbakan- lığın süresinin 10 ay olmasına tepki gös- terdı. Genel Başkan Yardımcısı Şadan Tuzcu. Yaşar Topcu. Mustafa Taşar ve MehmetSagdıç'ın da aralaranndabulun- duğu isımler. bır yıllık süreden ödün ve- rilmemesini istediler. Milletvekillerinin, Erbakan'a güvensizfikierinı behronelen üzerine Yılmaz, RP liderinin önceki gün öncelikle ANAP'ın bir azınlık hükümeti kurması formûlünü kabul cderken samı- mi oldugunu, ancak grubunun sert muha- lefeti ile karşılaşüğı için dün yenı bu-öne- ri getirmek durumunda kaldıgını söyledı. ANAP'ın, ekonomi yönetfani, Maliye, Mil- li Egıtim, Milli Savunma, Içişleri, Dışış- len bakanlıklanndan ödün vermeyeceği be- lirtildi. ANAP'ın Turizm ve Kültür ba- kanlıklan ile birlikte Diyanet Işleri Baş- kanlığı'nın bağlı olduğu Devlet Bakanı- lığı'nı da almak istediği kaydedilirken Adalet Bakanlığı'nın da ıki parti arasın- da önemli pazarlık konusu olduğu bildi- rildi. Erbakan ile Yılmaz'ın bakanlıklann eşit sayıda bölünmesı konusunda uzlaştı- ğı da kulıslerde dile getirildi. Erbakan'ın, "Kanaüardan biri bakanlıklan iki gruba böLsün, diğeri de bunlarden birini seçsin" önensını Yılmaz'ın reddettıgı öğrenildı. Gûçlendirilmiş başbakan yardımcılığı esa- sına dayalı olacak olan ANAREFAH ko- alisyonunun gerçekleşmesi durumunda, atamaların 4'lü kararnameyle yapılması- nın esasa bağlanacağı bildirildi. ANAP yönetımı, koaîisyon konusundaki pazar- lığın tıkanması durumunda, kısa süreli bır ANAP azınlık hükümeti kurma gereğınin doğacagına dikkat çektı. RP'de örgüt tepkisi Dönüşümlü başbakanlık konusunda, gen adım atan RP'ye ıl örgütlerinden te- Iefon ve fakslarla tepki yağıyor. Genel merkeze gelen fakslarda, Erbakan'ın baş- bakanlıktan ödün vermesi sert bir dille eleştiriliyor. ANAP'ın koaîisyon koşulla- nnı değerlendirmek üzere, Erbakan baş- kanlığında dün toplanan RP Başkanlık Divanı, geç saatlere kadar sürdü. Parti içınde Mesut Yılmaz'ın başbakanlığına tep- ki gösterenler arasmda yer alan RP Kü- tahya Mılletvekelı AhmetDernı'ın toplan- tıda Erbakan'ın ödün vermesi nedenıyle şikâyetlerini RP Başkanlık Divanı'nda gündeme getirdiği bildirildi. DYP'Iİ MÜftÜOğlU 'RP ile seçim hükümeti kuranz'ANKARA (CiimhuriyetBü- rosu) - ANAP-RP koalisyonu ıçın uzlaşma çalışmalan son aşamasına gelırken RP'ye ka- pılannı tamamen kapattığını öne süren DYP, manevra yap- tı. DYP yönetimi, ANAP'la an- laşma sağlanamaması durumunda, RP ile seçım hükümeti kurabileceklerini açıklayarak ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a karşı RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın pazarlık kozla- nnı güçlendırme gınşimmde bulundu. Bazı ANAP mıllervekıllen. DYP Genel Baş- kanı ve Başbakan Tansu Çîller'in eşi Özer Uçu- ran Çüler'in de de\ reye girip Erbakan'ı telefon- la aravarak, "DYPile 'seçim hükümeti' adı al- bnda İıükümet kurun, sonra de^am ettirirsiniz" dedığını öne sürdüler. Ancak Özer Çıller. yap- tığı açıklamada. ANAP'lı iki milletvekılinın, bu akşam bazı televızyonlarda yayımlanan prog- ramlara katılarak kendisine iftırada bulunduk- lannı ilen sürdü. özer Çiller. açıklamasında. "Bu akşam bazı televizvonlann canlı \a\mlan- na çıkan ANAP'lı iki miİler\eldli DV P üe RP'nin birlikte koaîisyon kurmalannı teklif ettiğim ya- lanını sö\ le>ebilmişlerdir. Böyle birola> yoktur" dedı. DYP^nin RP manevrası DYP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Müf- tülerde dün düzenlediği basın toplantısında, se- çıme gitmek koşuluyla, RP ile ya da üçüncü ki- şinin başkanlığında bırkoafisyon kurulabilece- ğini söyledi. Müftüler, "RP.sırakendinegelnıe- den hükümetin bozulduğunu görecek ve ilk s>- rayı Yılmaz'a verdiğine pişnıan olacak" dedi. RP ve ANAP lıderlennın bırbırlennı tehdıt ede- rek koaîisyon kurmaya ıkna ettıklennı öne sü- ren Müftüler, "Refab-ANAP koaüs\t>nundan ül- keyefayda gebnez" dedı. Haluk Müftüler, "Biz, peşin olarak RP ile koalisvon yapmajacağımızı söylemiştik. ANAP'a ber türlü özveri ik gittik. Maalesef ret cevabı aldık. Bunun sorumlusu ,\NAP'ar" diye konuştu. Yılmaz'ın 24 Aralık seçimlerinden önce, "RP ile değil koalisvon vapmak. masasa bile orur- mam" sözlennı anımsatan Müftüler, "Şimdi ne degtştLbusozkrnasılunuhıkiu-ded]. DYPIı mu- halifler, olağanüstü kongrenin mayıs ayında top- lanması için ginşimlennı sürdürürken partı ge- nel merkezinin de olağan kongre tanhını kasım ayma ertelemeyi planladıgı öğrenildı. Gazetele- re verdikleri ilanlarla seslenni duyurmaya ç»lı- şan DYP'lı muhalifler, partiyi kötü duruma^û- şürenlerden hesap sorma amacıyla, DYP denîh- raç edilen Hüsamettin Cindoruku. hareketin başına geçmesi için ikna etmeye çalışıyorlar. Genelkurmay Başkanı Yunanistan'a sert çıktı Org. Karadayı: Atiııa PKK'yi destekKyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay Başkanı Orgeneral Ismail Hakkı Karadayı, Yunanistan'ın bölücü örgüt PKK'ye para, silah ve malzeme sağlamak amacıyla yiizden fazla gizli örgüt ve dernek kurduğunu bildirdi. Yunan istihbarat örgütünun PKK ile yakın ilişkiye girdiğini belirten Karadayı, Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı "örtülü bir çatşma stratejisi" uyguladığını vurguladı. Karadayı, Yunan hükumetinin Türkiye'yi bölme niyetinde oldugunu belirterek Yunanistan'ın bu faaliyetlerinin "düşmanca" olduğuna dikkat çekti. Karadayı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) herhangi bir Yunan tehdİdine karşı hazır bekletilmesi gerektiğinı söyledi. Karadayı, "Savunma ve Havaciük" dergisine yaptığı açıklamada, Yunanistan'ın bölücü örgüt PKK'ye destek vermesini sert bir dille eleştirdi. Karadayı, Avrupa'da güvenliğin sağlanmasma çahşıldığı bir ortamda, Yunanistan'ın uluslararası terorizme destek verme ve bunu Türkiye'ye karşı lcullanma politikasmda bir değişiklik olmadığını bildirdi. Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı izlediği politikanın, eski Cumhurbaşkanı Konstantin Karamanhsin "Bugünkü gücümüzk' Türknıe'yi yenmemize imkân yok. Mücadeiemizi her çare>e başvurarak sürdüreceğiz. Türklerin yaraianm kaşıyip kanatacagız" sözlerinde kendisini gösterdiğine dikkat çeken Karadayı, şu görüşleri dile getirdi: " 'Düşmanımızın düşmanı dostum, dostu ise düşmammdır' kuralından harekct eden Atina; ASALA, PKK, Dev-Sol ve diğer Türkiye düşmanı terör örgütlerhle 1975 yıBannda \alan ilişkilere girmiş ve her türtü desteği sağlamışür. 1979 sonlanndan itibaren PKK terör örgütü de katılmışür. Yunan Milli İstihbarat Örgütü; Ermeni, radikal sol terör örgütieri ve özellikle de PKK terör örgütü ile yakın flişkilere girmiş, bunlara fınansman sağlamak maksadıyla farkh isûnler alünda demekier kurmuştur." 'Hedef, Tûridye'nin bütünlüğii' Karadayı, bugün Atina'da Yunan hükumetinin kurdurduğu ve Türkiye'ye yönelik terör faaliyetlerinde kullandığı "yüzden fazla" gizli örgüt, ve cemiyet bulunduğunu belirterek "Yunanistan'm bunlaria ilişki kurmasındaki amaç, Türkh'e'nin bölünmez bütünlüğünü bedef almaktır. Bütün bu faaliyetler, Yunanistan'ın PKK terör örgütüne bağladığı shasL sosyal. psikolojik ve ekonomik destegin açık bir emartsi olarak görülmektedir'" görüşünü dıle getirdi. Yunanıstan"ın kendi çıkarlanna uygun olacak, terörü destekleme dahil, siyasi ve ekonomik her türlü girişimde bulunduğunu anlatan Karadayı, Atina'mn Ankara'nın bölgedeki etkinliğini azaltmaya ve komşulan tarafından taciz edilmesine yönelik politikasmı sürdürdüğünü bildirdi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART CHP İzmir Mifletvekili Sabri ErgüL, Başbakanlık Konutu önündeki direğe ve Manisa Emnrveti'ne tabela astı. AMA&U !İYAR6t6lZ »NF^Z Murat Karayalçın, ideolojik çerçevenin bir manifestoyla açıklanmamasını hata olarak değerlendiriyor 'Sadece birleşmenin yolunu açtmı'AYŞEYILDIRJIVl Birleşmenin birinci yılım Cum- huriyet'e degerlendiren Murat Karayalçm, SHP ve CHP'nin bir- Ieşmeden önce birlikte çalışarak ideolojik çerçeveyi bir manifestoy- la kamuoyuna duyurması gerek- tiğjni vurguladı. Karayalçın, "Üd buçuk yü boyunca birbirlerine karşı yüriittükleri mücadelcnin sıcakhğını yaşayan, taşı\-an insan- lann böyk \an yana kDİaytıkla gel- meleri söz konusu olmayacaktı. Onun için bir manifestonun bir- likte hazırianması hem kamuoyu için daha ikna edici olacaktı hem de o insanları bu manifestonun hazuianması sırasında birbirine >ıklaşüracaktı'' dedi. Bırîeşmenin bu iki tasanma oıurtulması için elinden geleni yaptığını, ancak müzakerelere ka- tılmadığını anlatan Karayalçın, şöyle devam etti: "Ben,bûieşme konusunda ken- di vkdanımda karar aldım. Bir- leşme olmalı dedim. Bunun için de ber şeyi bırakmaya haordım. Bunu da açıkladım vede bfraknm. Birleşme görüşmeterine ben kabl- madnu. Çünkü ben kaölsaydım, soylediklerim 'Karayalçın bunu engelliyor. geciktiriyor' diye de- ğeriendirilebilirdi. Onun için bir- leşmenin yolunu açtım. Birleşme- nin doğru oldugunu sandığun ta- sanmını da ortaya koydum. Ama birieşme müzakerelerine kaOlma- dım. PM'nin görevtendirdiği arka- daşlarunız katıldılar. Arkadaşia- nnuan imzalavarak geldikleri pro- tokoOerleilgilieleştirilerimi de her yerde söyledim." Bugün, tasanmdaki revizyon için "siyasal tarü" modelinin uy- gulanmasının arük imkânsız oldu- gunu vurgulayan Karayalçın, söz- lerini şöyle sürdürdü: "Şimdi geriye dönüş 'Ya arka- daşlar, kusura bakmayın, iki par- ti eşit bir araya geldi, oysa SHP'yi üçle çarpmak gerekirdi. Gelin bir daha bir kurultay yapalım' deınek durumunda değinz. O iş bitmiştir. Ama hiç olmazsa bir ideolojik çer- çeveyi oluşturabiliriz. Aslında bir ideolojik çerçeveyi birlikte örebi- liriz." Karayalçın'ın bunun için öne- risi ise SODEK. "Sosyal demok- ratlar konferansı toplanmalıdır" diyor Karayalçın. Bu konferansın da iki amaçla çahşması gerektiği- ni anlatıyor "Birinrisi,sosyaidemokrat kim- liğin yeniden tanımlanmasıdır. Siz kimsiniz sorusunu bize sordukla- nnda, 'Arkadaş biz özgür birey- den, demokrat toplumdan. hakça paylaşımdan yana olanlanz. Biz, Atatürk'ün kurdugu partinin men- suplanyız' dememizyetmiyor. Bir defa Atatürk'ün kurdugu parrrviz sözcüğünün de hiç kullanılmama- sıgerektiğinidüşünüyorum. Çün- kü, Atatürk'ün kurduğu partiviz dediğiniz zaman sonuçta Ata- türk'ün kurduğu parti yüzde 10.7 oy abnışolu>w.O nedenlediyonım Id yeni üretûn fonksiyonlan, yeni üretim sistemieri, >eni gelişen ko- şullar çerçevesinde biz kendimizi yeniden tanımlamahyız. Ashnda sos>al demokratkimh'gin yeniden tanımlanmasmdan kastmı,sosyal demokradann halkın önüne yeni bir toplum projesini koyabilmele- ridir." "Bunuyapmakzonındayiz'' di- yen Karayalçın, aksı halde sık sık "CHP'den çıkanlanlann şu ka- dan SHP kökenfi, bu kadan CHP kökenü" tartışmalannın yaşana- cagına dikkat çekiyor. Ingilizlerin, "tki şeyin yan yana getirilmesi bir bütün >araülması anlamma gefani- yior" sözünü anımsatan Karayal- çın. "Bir bütünün yaranlabilme- si için çok köklü, çok radikal bir düzenlemenin yapılması gereki- yor. O, budur işte. Bunu hep bir- likte hazırlamalryız. Hatta bu, bu yeni toplum projesi eğer sağbkn btr şekilde ortaya konulabilirse solda yeni birieşme enerjisidir bu. Sol- da yem birieşme adreskh'r de. Ve bunu yapmahyız'' diyor. SODEK'in ikinci olarak da ye- ni bir örgütlenme yapısı üzerinde çalışması gerektiğini söylüyor Ka- rayalçın, siyasi partilerın devlet gibi örgütlenmesi yerine "proje veprobiem odaklannda" örgütlen- mesinin daha doğru oldugunu an- latıyor. Karayalçın, bu iki çalışmanın "bûieşme konusundaki tasanm eksikligini ortadan kaldıraeağı- na" inandığını belirtiyor. Karayalçın, Deniz Baykal'ın genel başkan seçildigi 10-11 Ey- lül Kurultayı'ndan sonra SHP- CHP çizgisindekj iki geleneğe de son verdiğini sözlerine ekJiyor: " Birincisi, genel başkanlık yan- şuıı kayheden kişinin parti içi mu- halefet gelenegL İkincisi. seçim ye- nilgisinden sonra olağanüstü ku- rultay toplama girişimi. Bu gele- neklereson verdim. Bir büyük ye- nilgjdir 24 Arahk seçimleri. Âs- lında hezimet daha doğru bir değerlendirmeolur. Buna rağmen ben kurultay çağnsında bulun- madım." BÎTTİ POLİTtKA GÖNLÜĞÜ HtKMET ÇETtNKAYA 'Al, Götür Beni...' Kar beyazı bir sayfaydı yüreği... New Orfeans gecelerinin o soluk soluğa, fırttnalt ya- şamı çok gerilerde kalmıştı... Bourbon sokağının caz kokan saatlerinde çılgınla- şan yüreğini de çoktan birilerine vermişti. Bayar's Jazz Alley Bar artık eskisi gibi tıka basa dol- muyordu. Zencı baterist ise birdenbire kaybolmuş- tu... Hüzün ve mırtluluk... Insancıl olan adına başkaldın!.. Yani Caz!.. Eskilerden deriediği, zamana yenik düşen anıların içinden seslenmek istiyordubu kez... Karşı kıyı, kurşuni bir aydınlıkla parlıyor gibiydi. Sanki orası, Akdeniz'e açılan aydınlık bir pencerey- di... Ya o ilerideki kara leke?.. Orası da AJkadras hapishanesi... New Orleans'ta caz, San Francisco'da hüzün var- dı... Iki kent, iki ayn evren bir sabah kapısını çalmıştı... Bir anda sevginin o içten sıcaklığı yitmiş, bir buz- dağının soğuk yalnızlığıyla baş başa kalmıştı... Bir kısrak gibi yürüyen, o uzun boylu, uzun saçlı, siyahi dilber, sevdayı değil çıkan paylaşıyordu. O çı- kar, insan yüreğinde elbet bir kıpırtı oluşturmuyordu. Gökyüzü mavisinin iç rahatlığını okyanusun rüzgâ- nna taşıdığı saatler, onda beklentisiz sevişmeler çar- kının gelişigüzel masallannı çağnştınrdı... Köşebaşlarında müzısyenler. fahişeler ve sokak serseriieri vardı... Ama her şey çok gerilerdeydi artık.. Bilmediği bir yol ayrımına geldiğinde ay ışığı, kır- mızı perdelerin üzerinde soluk almaya başlamıştı. Aşk tannsı, öldürücü oklar fırfatan bir nişancı mıy- dı? Don Juan Tristan'ın sapkın konsüllüğü, ölümcül bir tutkunun yerini mi almıştı? Hep bunlan yıllar önce New Orleans'ta San Fran- cisco'da düşünmüştü... Alkadras Adası'nın o yanıp sönen kırmızı ışığı ço- cukluğundan, kendi yurdundan resimlerçiziyordu... • • • Körfez, kurşuni bir aydınlıkla parlarken geçmişin iz- düşümü vuruyordu odanın içine. Acaba umutlar nerede başlar, anılar nerede biter- di? Bir yaz günü bahçedeki erik ağaçlan yaşanan giz- li sevdalan biriktinneye başlardı. Oysa sen yalnızlıklardan hoşlanırdın, sıcak yüzlü ya- şamın ılık sabahlannı beklerdin .. O zaman çocuktun; kaygıların da yoktu, sevinçle- rin de... Anımsar mısın aşk mektuplan yazan o sakallı genç adamı? Bir gün Jerome-Antonine Rony'den alıntı yapmış- tı. "Aşk, kişiler arası bir ilişkidir: Yani sahiplenmede aradığımız şey, sahiplenen kişinin kendisini beğen- mesidir..." Çok hoşuna gitmişti bu sözler... Balzac da şöyle demişti: "Iki aşk vardır: Hükmeden aşk, köleleştirici aşk.' Bu sözleri de hiç sevmemiştin... Şimdi büyüdün ve çok saygın aşklar da tanıdın üs- telik... Bilmiyorum, birzamanlarbelkideAmerikaJışairVValt VVhitman'dan esinlenerek şöyle demiştin: "Şevişmenin tadını bilen ve çekinmeden söyleyen erkeği severim, I Sevişmeyi bilen ve çekinmeden söyleyen kadını severim..." Gözlerini kapamıştın birsonbaharakşamında... Li- manda sarhoş gemicilerin kahkahaları geliyordu... Bir Rum kızının işveli yürüyüşünde Konstantinos Kavafis'ten aşırdığın şiiri, mektup gibi yutturmaya kal- kışmıştın.. Anımsıyor musun şöyleydi: "Bir merdiven vardı kapının yanında, onun önün- de bir Türk seccadesi; hemen yanında, üzerinde iki san vazo duran raf... Bakarken bir opal taşına yan külrengi iki güzel gri göz anımsıyorum, görmüştüm belki de yirmi yıl ön- ce... Birbirimizi sevdikbirayboyunca, sonra gitti, sanı- nm Izmir'e gitti; çalışmak için orada ve sonra, gör- medik birbirimizi bir daha.. Sıksıkgel, al götür beni gene. Güzelim duygu, sık sıkgelgene..." Gözlerini kısmıştın, utanmıştın... Serin bir akşam başlıyordu. Ellerini bir başkası tut- muş veöpmüştü... Yasemin kokulan sarmıştı bedenini... Demiştim ki: "Ne kadar üzüntülü geçiyor günler I Artık ne ateş- ler ısıtır beni I Ne güneşler yüzüme gülümser, I Boş dünyadaki bütün şeyler, I Bütün şeyier soğuk insaf- sız şimdi" ••• Her şey zamanla bitmişti. Her şey soğuk bir gece- ye teslim olmuştu. Bahçedeki erik ağacı, New Orleans'tan, San Fran- cisco'dan gelen mektuplar, Alkadras Adası'nın kırmı- zı ışık saçan feneri.... Yüreğinde kar beyazı sayfalar açan adam, bu kez Paris Metrosu'ndan sesleniyordu: "6u A-entte yaşanır arkadaş!.." Yağmurundan alacakaranlığında haykırır... Havada az sonra aydınlık bir gövde belirir... Aşk, bir maden gibi dağılır Karl Krolovv'un dizele- rinde... Büyücüler evreninden özgürtüğe açılan yol büyür o eski sevdanın gözlerinde... Alkadras Adası'nın kırmızı feneri yanıp söner, ok- yanus gri bir aydınlık içinoe uykuya yatar... Şimdi ise sevdanın en çılgın saatleridir kapınızı ça- lan... Kılıçdaroğlu'ndan açıklama SSK Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu, gazetemizde dün yer alan açıklamasındaki: özelleştirme ile özerkleştirmenin kanştınldığı değerlendirmesini eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ziya Halisin kendisine bu konuda yönelttigi suçlamalara yanıt olarak yaptıgını bildirdi. Düzeltir, okurlanmızdan ve Sayın Kılıçdaroğlu'ndan özür dileriz. Üsküdar Tabaklar Bostam sahiplerinden ALtSEYDİ tYİBUDAR Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Nur içinde yatsın. AİLESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle