Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 ŞUBAT 1996 PAZAR
HABERLER
'Memurin Muhakematı Hakkında Kanun'dan 'yüksek yargı' da rahatsızlık duyuyor
Göklepe cînayeti yarayı kanatbANKARA(AA)-Yargıtay4 Ceza
Daıresı Başkanı Doç. Dr. Sami Seiçuk,
Evrensel gazetesı muhabiri Metin
Göktepe'nin gözaltında polislerce
dövülerek öldürülmesınden sonra
gûndeme gelen ve memurlann
yargılanmasını düzenleyen 'Memurin
Muhakematı Hakkında Kanun'un
gûnümüzdeki ışlerliğinden duyulan
rahatsızlığı"Bu yasanın adaletin başına
açbğı dertlcr saymakla bitmez. Yasa
kesinkes kaldınlmalı ve cumhuriyet
savctsına bağlı yargı kolluğu
kurulmaİMÜr" sözlenyle dıle getırdi.
Seiçuk. yaptığı açıklamada,
dairelerinin aynı zamanda Memurin
Muhakematı Hakkında Kanun'un
uygulanmasından doğan davalann
temyız incelemesini de yaptığmı
söyledi. Bu yasanın 1913 yılında
padişah iradesiyle çıkanldığını.
mumurlann
görevlerinden
dolayı ya da
görev len sırasında
işledikleri suçlara
uygulanan bir
yargılama yasası
olduğunu
hatırlatan Seiçuk.
devlet
yönetiminin,
yansız, dürüst.
tarafsız olması
gerektiğini,
görevdeki
memurun bu
yetkiyi kötüye kullanmasının ıse bu
yasa ile önlenmeye çalışıldığıru anlattı.
Doç. Dr. Seiçuk, yasanın devlettekı
görevlileri değil, devlet yönetimini ve
saygınlığını korumak ıçin çıkanldığını,
• Yargıtay 4. Ceza Dairesi
Başkanı Doç. Dr. Sami Seiçuk,
Metin Göktepe'nin
öldürülmesınden sonra bir kez
daha gündeme gelen yasanın
kesinkes kaldınlması ve
cumhuriyet savcısına bağlı
yargı kolluğu kurulması
gerektiğini söyledi. Seiçuk,
"Bu yasanın adaletin başına
açtığı dertler saymakla bitmez"
dedi.
bu yasaya göre
kuruilarca ya da
Ceza Yargılama
Yasasf na göre
savcıhça dava
açılmış ve bunun
yanlışliğı son
soruşturma ya da
temyiz
aşamasında
anlaşıhnışsa, ön
soruşrurmaya
dönülmektedir"
dedı
Seiçuk, devlet
ancak uygulamada bu amaçtan
sapıldığını, yasanın görevlileri koıuyan
bir araca dönüştüğünü, ayncahklı bir
sınıf ve seçkınci bir yargılama
yaratıldığını söyledi. Seiçuk, "Çünkü
görevlılerinin
onurunu koruma kaygısının, devlet
otoritesini koruma tasasının önüne
geçtığını kaydederek şunlan söyledi:
"Suç dosyalannın hasıraltı edikiiği adli
yargıya güvenilmediği inancı
doğmuştur. Yiirütme organııun yargı
organı karşısmda bağımsızlığı
duşünülemez. Ancak, tersi düşünülmeti
ve mutlaka gerçekleştirilmeli,
insanlannuz rahattaülarak iç banş
sağtanmahdır."
'Adaletin başı dertte'
Yargıtay 4. Ceza Dairesı Başkanı Sami
Seiçuk, gazeteci Metin Göktepe'nin
gözaltında öldürülmesinin yarayı
kanattığını vurgulayarak şunlan
söyledi:
"Hemen her gün bu yasanın
uygulanmasryla uğraşan biri olarak
söyiüvorum. Bu yasanın adaletin
başına açtığı dertler saymakla bitmez.
Aynnhlara girmeye gerek yok. Yasa
kesinkes kaldınlmalı ve cumhuriyet
savcısına bağiı yargı koUugu
kurulmaudır."
CHP'li Sabri Ergül, Başbakanlık kapısından sonra Manisa Emniyet Müdürlüğü'ne de aynı dosyayı astı
u işyerînde îşkence varchr'İşkence sistemli
Işkencenin, Çiller'in
açıkladığı gibi münferit
bir olay olmadığını
söyleyen CHP Izmir
Milletvekili Sabri Ergül,
"îşkence sistemlidir. Eğer
12 martta yapılacak
duruşmaya kadar
Cumhurbaşkanı olaya el
koymazsa konuyu Avrupa
Parlamentosu'na
taşıyacağım" dedi.
İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - CHP Izmir
Milletvekili Sabri Ergül Manisa
Emniyet Müdürlüğü'nün
kapısına, üstünde "Bu işyerinde
işkence vardır" yazılı bir dosya
astı. Örgüt üyesı dıye gözaltına
alınan lıse öğrencilerine işkence
yapıldığının kanıtlanyla ortada
olduğunu belirten Ergül,
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'den olaya el koymasını
ıstedı Ergül, "Bu, Başbakan'ın
açıkladığı gibi münferit olay
değfldir. İşkence sistemlidir.
Eğer 12 martta yapılacak
duruşmaya kadar
Cumhurbaşkanı olaya el
koymazsa konuyu Avrupa
Parlamentosu' na taşıyacağım "
dedi.
Tepkiler büyüyor
Manisa'da aralık ayı sonundaki
DHKP-C operasyonunda
gözaltına alınan, çoğunluğu lise
öğrencisine emniyet
müdürlüğünde işkence
yapılmasına yönelik tepkiler
büyüyor. Konuyu başından bu
yana izleyen CHP tzmir
Milletvekili Sabri Ergül. dün
Manisa'ya giderek tutuklulann
yakınlanyla görüştü ve CHP il
binasında konuyla ilgili
açıklama yaptı. Işkencenin
Türkiye'de sısternli
yürütüldüğünü belirten Ergül,
şunlan söyledi:
"Manisa Emniyet
Müdüriüğü'nde meydana gelen
işkence olayı Türkiye'nin
ayıbıdır. Bu a>ıbı
gerçekleştirenlerin saptanarak
Sabri Ergül'ün
u
Bu isyerinde işkence vardır" yaztfıdosyasıru, göre\lipoüslerkısasürci<;indeasüdığıyerdenindirdiler.(NECATt AYGIN)
yargılanması için Başbakan'a
başvurdum. Bugüne kadar
olumlu yamt alamadım.
Sorumlulann ortaya çıkanhnası
için Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'den rande\u talep
ettim. \'anıt \ermeöe konuyu
Avrupa Parlamentosu'na
götüreceğim. İç hukuk \ollan
tükenirse Avrupa İnsan Haklan
MahkemesPne gideceğSm."
Konuyu bir aydır Manisa'ya da
gelerek incelediğinı, polıs
tutanaklannda öğrencıleri
suçlayıcı tek bir belgenin
olmadığını belirten Ergül,
olayın tümüyle bir polis
senaryosu olduğunu söyledi.
Yapılan işkenceleri bir kez daha
anlatan Ergül. şunlan söyledi:
"Gencecik çocuklara elektrik
veriliyor, cinsel tacizde
bulunuluvor. Erkeklere jop
sokuluyor. Kıziar tecavüzle
tehdit ediliyor, cinsel organlarma
elektrik veriliyor. tşkenceden
geçen çocuklar, doktora
götürülmüyor. Girişimimiz
üzerine doktora se\k edilen
çocuklann hepsindc işkence
izine rastiandı. Bunlar, hastane
protokol defterlerinde \ar.
Ancak ne yazık ki emniyet
müdürlüğünün belgelerindeki
doktor raporiannda çocuklann
sağlam olduğu betirtiimiş."
'Suçüstü yakalandüar'
Araştırmalar sonucu öğrencilere
işkence yapılırken emniyet
müdürlüğüne doktor
getirildiğinı öğrendığini belirten
Ergül, "Hastaneden bir doktor
işkence odasına çağnlryor.
Çocuklar go/leri bağlı olarak
polisin gözetiminde bu doktorun
karşısına çıkanlıyortar ve
kendilerine bu doktor
tarafından şikâvetleri olup
ounadığı soruluyor. Sonra da
çocuklann şikâyetimiz yok
şeklindeki açıklamalan, rapor
olarak düzenleniyor. Manisa
emniyeti burada suçüstü
vakalanmışbr" dıye konuştu.
Içışlen Bakanlığı ve diğer
yetkilıler tarafından Metin
Göktepe olayında olduğu gibi
Manisa'daki işkencenin de
münferit bir olay gibi
gösterilmek istenildiğını
belirten Ergül, şunlan söyledi:
"Ancak ben buna müsaade
etmeyeceğim. Manisa
Emniyeti'nde işkence
yapdmıştır. Emniyet müdürü ve
terörle mücadele
şubesindeküerin mutlaka
görevden ahnması gerekir.
Emniyet müdürü daha önce
Bingöl'de görev yapmış,
bölgedeki durumdan etkilenmiş,
psikolojik rahatsızlığı var, Aynı
durum ortaokul mezunu olan
Terörle Mücadele ŞubesTnden
sorumlu başkomiser de de
me\currur. Başta Emniyet
müdürü olmak üzere
beraberinde getirdiği tüm ekip
bir psikiyatriste gösterilmeli ve
teda\isi \apılmalıdır. Bu emniyet
müdürü ve terörle mücadele
şubesi yetkilik'ri göre\de kaklığı
sürece Manisa'da huzurdan söz
etmek olanaksızdır. Çünkü
gözalölar devam edecektir. Bu
nedenle tüm vehleri dikkatli
olmava çağınyorum" Sabri
Ergül. açıklamalannın ardından,
üzerinde "Bu isyerinde işkence
vardır" yazılı dosyayı emniyet
müdürlüğü giriş kapısına astı.
Ancak dosya, görevli polisler
tarafından ahndı. Ergül'ün
düzenlediği basm toplantısına
katılan gazetecileri taşıyan CHP
aracı. kent çıkışına dek sivil
polis araçlan tarafından izlendi.
'Konuşma' tehdidi
Toplantıya katılan öğrencı
yakınlan da çocuklannın
yaşadıklannı bir kez daha
anlattılar. Gözaltındaki 15
yaşındaki S.T.'nin annesi Sao
Taşer. kızına gözaltında iken
cinsel tacizde bulunulduğunu,
kanama geçirerek hastaneye
kaldınldığını söyledi. Taşer,
gözaltı olaylanyla ilgili
kimseyle konuşmamalan ıçın
kendilerini polis olarak tanıtan
kişiler tarafından tehdit
edildıklenni de dile getirdı. Bu
arada toplantıyı izleyen
gözaltındakilerin tüm yakınlan.
polis baskısı altında olduklannı
savladılar.
Babanın isyanı
Gözaltına alınan LJC'nin
babası emekli öğretmen
Fetullah Kıhç da diğer aileler
gibi oğluna emniyette yoğun
işkence yapıldığını beHrterek
şunlan söyledi:
"Oglum sosyal demokrat bir
genç, hiçbir gizli örgütle ilişkisi
yok. Buna karşın oglum örgüt
üyesi olduğu savıyla gözarana
ahndı. Göıaranda kendisine
sürekli arkadaşlaruun ismi
sorulmuş. Daha sonra
tanımadıklan kişilerin ismi
soruhnuş, tanımadığuu
belirtince de işkencenin dozu
artbnhnış. Yine bu süre içinde
oğlumu gözleri bağlı bir
otomobile gezdirerek baa evleri
göstermişjer. 'Bu hücre evleri
kimlere ait' diye sorukr
sormuşlar. Oğlum, işkenceden
kurtulmak için otomobilin
önünde durduğu bir evi
göstermiş. Polisler bu evde
bulunan bir kişiyi gözaltına
ahmşlar. Emniyette yapılan
yüzleştirmede birbirlerini
taıumaymca oğlumun gösterdiği
evden alınan kişi serbest
bırakılmış.
Çocuğum işkence gördü, işkence
yapanlar mutlaka
cezalandınlmalıdır."
MIKRO
DİNÇ TAYANÇ
Gapipüp Sahlmış'lık
Tarih:21 Nisan1955...
Yer Endonezya'nın Bandung kenti...
Mekân: Tarafsızlar Konferansı'nın yapıldığı salo-
nun kürsüsü...
Kürsüde; zayıf, uzun boylu, bademsi bıyıklı bir
adam... Coşmuş ki lafını tartacak terazi yok!
"Komonizm tehlikesi!.. Hümyet, istiklal ve sulh!..
Hürmilletier; NATO, Güneydoğu Asya Müdafaa Pak-
{/.'.. Türkiye 'banş içinde bir arada yaşarna' ilkesinika-
bullenemezü!"
Kürsünün kurulu olduğu saJonda bırbiıierine şaş-
kınlıkla bakakalmış kara derili, esmer derili, sarı de-
rili, ak derili "bağımsızlık âşığı" ınsanlar...
"Lafazan" mı kim?
Adı: Fatin Rüştü Zorlu.
Görevi: Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı
ve Dışişleri Bakanı.
Kendisinden beklenen: Dünyanın ilk ulusal bağım-
sızlıksavaşını verip 'kazanan' Türkiye Cumhuriyeti'ni
'Tarafsızlar'\n 'doğal lideri' konumuna yüksettecek
adtmı atması...
'Misyon'u: ABD ve NATO'nun 'sözcülüğünü' üst-
lenerek, çoğu bağımsızlığını yeni kazanmış ya da hâ-
lâ sömürge konumundaki ütkelerden oluşacak Taraf-
sızlar Bloku'nu engellemek amacıyla ve 'müttefikle-
n'nin(!) 'arzu' ve 'ısrarian'na dayanamayıp(!) toplan-
tıda 'maşa'Uk eylemek!
Işlevi: Anadolu Aydınlanma Devrımi'yle oluşturulan
'tam bağımsız' Türkiye Cumhuriyeti'ni 'yeni sömür-
geciler'\n egemenlığine sokacak yolu açmakü!
Sonuçları: Türkiye'nin 'küçümsediği' ve hatta 'terj-
likeli' saydığı Tarafsızlık Hareketi'ni oluşturan ülkeler
tarafından dışlanıp, uluslararası platformlarda 'yal-
nızlığa' terk edilmesi...
Nereden nereyeü!
1955'ten 1996'ya... Bandung'dan Strasbourg'a,
Tarafsızlar Konferansı'ndan Avrupa Parlamentosu'na..
El tersiyle itilen Tarafsızlar liderliğinden, avuç açarak
'ilişilmış' gümruk birlığine... Tam bağımsız Türkiye'den
uluslararası sermaye kıskacına... Devletçilikten liboş-
luğa, emekçilikten işbitiriciliğe, laiklikten karayobaz-
lığaü!
Sen kalk "Müttefiklerimizin gözbebeğiyiz, gül be-
beğiyiz" deyip, bağımsızlık ve egemenliğe sırt çevir;
Kurtuluş Savaşı'nla Anadolu'dan attığın emperyalist-
lerin kucağına oturup 'sevilmeye' razı ol; sonra onlar
da seni, tıpkı Birincı Büyük Paylaşım Savaşı sırasın-
da sırtından hançerleyen rengi bozuk dındaşlann(!) gi-
bi arkandan vurup Kıbns'tan Kardak'a, Uluslararası
Para Fonu'ndan Avrupa Birliği tam üyeliğıne değin her
yerde ve alanda 'yapayalnız' koysunlar!
Olacak, yapılacak iş mi yaniü!
'Bunlann' hiçbirinin de mi haberi yok senin 'şanlı'
tarihinden; Hırkayı Hilafet'i niceyüzyıl sırtındataştyıp,
hadislereşliğinde "ezan, öayra/("diyeyırtındığından;
ya da laik ve demokratik TC'nin kuruluşu üzerinden
geçen 73 yılın sonunda şeriatçı din baronlartyla hoş-
görü içinde yaşayacak denli "muasır medeniyet se-
v/yes/"(!)ne ulaştığından?
N'olacak; bunlann Hıristıyanı da, Müslümanı da, Bu-
disti de hepsı 'gâvur'{\) değıl mi zaten! Senin anlı şan-
lı, demokrat ve de liberal politıkacılarına gâvur eziye-
ti çektirtmeyecekler de, sana mı çektirteceklerü!
Hiç! Laf işteü!
(Sahi, siz hiçbir ülkenin dilinde 'Satılmış' diye bir ad
olduğunu gördünüz, duydunuz mu?)
Arİa fikir El öpmek ne kelime! Dudak dediğin kıç
yalamakla bile aşınmaz ama, onur aşınıri
Ana fıkrin ana fjkrî: Aşınan onur, kişilik onurunu
aşıp da ulusal onur olur ve de ulus; onurunu aşındır-
mak bir yana, ayaklar aitına alıp da bunu 'bayram' ey-
leyenlerden hesap sormak bir yana, onların bu 'her
gün 'lük bayramlarını bayram kabul ediyorsa, tüm ül-
keyi kapsayacak bir 'tımarhane' açmanın tam zama-
nıdırü!
Baba fikir (Ortalıkta kutlanabilecek bir şey ve de
sizlerde kutlayabılecek hal kaldıysa) Bayramınız kut-
lu olsun!
Terör, imamları da vurdu
Diyanet 360
imamı geri çekti
• Terörün en yoğun yaşandığı
illerden Diyarbakır, Şırnak,
Batman, Hakkâri ve Mardin'den
toplam 221 imam başka
bölgelere gönderildi.
HÜLYA KARABAĞU
ANKARA-Diyanet Işleri Başkanlığı. Do-
ğu ve Güneydoğu'da şeriatçı terör örgütü
Hizbullah ile PKK arasında kıskaca alınan
ve can güvenlikleri tehdit altında bulunan 360
imamı geri çekti. Terörün en yoğun yaşan-
dığı illerden Diyarbakır, Şırnak, Batman,
Hakkân ve Mardin'den toplam 221 imam baş-
ka bölgelere gönderildi.
Dıvanet tşleri Başkanlığı, 27 Mart 1994
tanhınde yapılan yerel seçımlerde sıyası gö-
rüş ve tercihlerinı görevlenne yansıtan iki
imamın da işıne son verdi. lmamlara her
türlü siyasi faalıyeti yasaklayan başkanlık,
din görevlılerinin görev dışmda da sıyası
partılerden herhangi binni "övme" ya da
"yermer
'sıni ihraç nedeni sayıyor.
Diyanet lşlen Başkanlığı, 360 imamın gö-
rev yerlerini değiştirdi. Diyanet, Diyarba-
kır'dan 94, Şırnak'tan 44, Batman'dan 39,
Hakkâri'den 24, Mardin'den de 20 imamı ge-
ri çekti.
Başkanlık verilerine göre çeşitli gerekçe-
lerle imamlann geri çekildiği 25 il ve imam
sayılan şöyle.
"Adıyaman 6, Ağn 1, Bingöl 12, Bitlis 22,
Divarbakır 94, Elazığ 7, Erzincan 11, Erzu-
rum 6, Gaziantep 2, Gümüşhane 10, Hak-
kâri 24, Malarya 1. Kahramanmaraş3, Mar-
din 20, Muş 1, Siirt 16. TunceJi 11, Şanuurfa
2, Van 16, Ba>burt 3, Batman 39, Şımak 44,
Ardahan 2, Iğdır 4, Kilis 3."
6
Sıvas, îldnci bir Tunceli'ye dönüşmesîn'
Büyük kentlere göç edenlerin kurduğu yöre dernekleri ile Alevi örgütlerinin yardımıyla hazırlanan rapor ve
ardından da üç DSP'li milletvekilinin raporu basuı kuruluşlanna yansıymca gözler bir anda Sıvas'a çevrildi
Ml\ ASE tLKMJR
Sıvas, Anadolu'nun göbeğinde,
tarih boyunca siyasal ve toplumsal
çelişkileriyle gündeme gelmiş bir
şehir. Hızır Paşa'yı da Pir Sultan'ı
da yaratan Sıvas. Alişer de o topra-
ğın insanı, Murat Paşa da. Siyahla
beyazın kalın çizgilerle aynldığı bu
coğrafya, Sıvas Kongresı ile Madı-
mak Katliamı'm tarihine bir arada
yazdırmış. 80'li yıllara kadar oza-
nın harman olduğu solun kalesi Sı-
vas, nasıl oldu da günümüzde şeri-
atçılığın ve ırkçı-şoven düşüncenin
fişkırdığı bir pınara dönüştü. Ne ol-
du o Sıvas' a, nereye gitti o güzellik-
leri yaratan Sıvaslı, kim susturdu
Çamşıhfnın ozanlannı?
Önce Ermeniler terk eıti Sıvas'ı
Ardından da Aleviler. Fukaralığa ve
I. Sıvas kıyımına Alevinin tek ser-
mayesi olan okuma arsuzu da ekle-
nince aldı başını gitti Sıvaslı. Div-
riğili ozan Ali Kızütug'un dediğı gi-
bi "Ben ağayım, ben paşayım diyen-
ler de kapılan kittevip giittiler." Al-
manya'da, Istanbul'da, Ankara'da
yeni Sıvaslar kuruldu.
Sıvas merkezındö 'sol', ufaldı ufal-
dı ve Alı Baba Mahallesi'ne sıkışıp
kaldı. Ancak kırsalda Divriği, Ulaş
ve tmranlı hâlâ ayaktaydı. Son iki yıl-
da 'terörle mücadele' adı altında Za-
ra, Divriği ve tmranlı üçgeninde ka-
lan Alevi köylerhedef seçildi. İki yıl-
dan beri seslerini duyurmaya çalı-
şıyorlar. Ancak feryatlan yeni yeni
duyulmaya baş-
ladı.
Büyük kentler-
deki Sıvaslılann
kurduğu yöre
dernekleri ile
Alevi örgütleri-
nin yardımıyla
hazırlanan rapor
ve ardından daüç
DSP'h milletve-
kilinin raporu ba-
sına yansıymca
gözler Sıvas'a
çevnldi. Ancak
halkaeziyetede-
rekterörle müca-
dele ettiğini sa-
nanlar da alışıl-
mış nakaratlannı
yinelemeye baş-
ladılar: "Terönst-
tere karşı vapoğı-
mız başanh ope-
rasyonlardan ra-
hatsızolanlarvar.
Bu iddialarla gü-
venlik güçlerimi-
zin morah° bozu-
luyor."
Güneydoğu'da
terör başladığın-
da da aynı yakınmalar vardı. Halkın
yakınmalanna kulaklar tıkandı ve bir
süre sonra da yöre sakinlerinin dev-
lete olan güvenleri yitirildi.
Sonra da aynı uygulama Tunce-
li'de görüldü. Evleri yakılan insan-
Uğradığuuız köylerde hangi eve girsek duvarda \taturk ile H/. Ali'nin resimkri yan yana. Höbek Köyü'nde ko-
nuğu oiduğumuz EBf Murat, oğullanna sanlarak "Biz PKK'hysek Mustafa Kemal de PKK'li öyle>%" diyor.
lar bağırdıkça yönetıciler aksini ıs-
pata çalıştılar. Artık Tuncelı ıçin çok
geç. Bınlerce Tuncelılı, köylenn-
den atılarak göçe zorlandı. Şimdi
Sıvas'ın da Tuncelı gibi olmaması
için ne yapılacaksa bir an önce ya-
pılması gerekıyor.
Hafta başında Avrupa Alevi Bır-
lıklen Federasyonu, Pır Sultan Ab-
dal Dernekleri Genel Merkezı, An-
kara Divnği Kültür Derneği, Im-
ranlı Kültür Derneği, Karacaahmet
Sultan Derneği,
TuncelılilerDer-
neğı ve Semah
Vakfı ile gazete-
cilerin kaölımıy-
la Sıvas'a giden
40 kişilik grup
iddialan yerinde
inceledi. Güçlü-
konak'ta incele-
me grubunun
çağnsı üzerine
Siirt'e giden Av-
rupa Alevi Bır-
likleri Federas-
yonu (AABF) ve
Semah Vakfi yö-
neticilerinın ısra-
n ile Sıvas'a gel-
meyi başlangıç-
ta kabul eden
'Banş tçin Bir
Araya Çalışma
Grubu'ndan sa-
dece Alman Ye-
şiller Partisi Mil-
letvekili Cem
Özdemir, HA-
DEP Genel Baş-
kan Yardımcısı
İsmailArslan,Ali
Nesin, Güliz
Kaptan ve gazetecıler katıldılar.
AABF Genel Başkanı Ali Rıza
Gülçjçekıle Semah Vakfi Genel Baş-
kanı l.ütfü KaJeti. Sıvas'a Banş Gru-
bu'ndan sadece 4 kışının katılması-
nı eleşûrerek 'aydmlanmızçiftestan-
dart uyguluyor" dedıler.
Güçlükonak'tan gelen ekiple An-
kara'dan giden grup, Sıvas'm Ulaş
ilçesinde buluştu. Ulaş Belediye
Başkanı Hüseyin Gülkanat, bölge-
de olup bıtenlere ılişkın bılgilerak-
tardı.
Ulaş'ın sadece Çavdar Köyü'nde
güvenlik güçlerinin operasyon yap-
tığmı belirten Gülkanat, ilginç bir
saptamadabulunuyor. "Terör grup-
larmı bir el getirip Srvas'a koydu.
Başka bir el de güvenlik güçlerini
getirip karşına koydu. Bu, karşdık-
lı cepheleri getiren el aynı ekürf
Gülkanat, Alevi köylerinin hiz-
metten yoksun bırakıldığmı belirte-
rek devletin giremediği yere terörün
girmesinin doğal olduğunu söylüyor.
Yöre halkının terörist gruplara, özel-
likle de PKK'ye sıcak bakmadığını
üstüne basarak vurgulayan beledi-
ye başkanına göre Alevilere ve sol-
culara yönelik ekonomik savaş, te-
rörle noktalanmak isteniyor.
Ulaş'ta belediyenin otobüslerine
Sünni memuriarbinmiyormuş. Me-
murlar için valiliğin izniyle Büyük
Birlik Partisi (BBP), özel otobüsler
tahsis etmiş. "Belediye Başkanı ve
şoförter Alevi olabilir, ama otobü-
sün mezhebi olur mu" dıye soran
Başkan Hüseyin Gülkanat, otobüs-
len ılçeye sokmayınca karşısında
valıyı ve kaymakamı buluyor.
YARIN
Köyü
Yellice ve Höbek