05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18ŞUBAT1996PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Belediye Başkanı Turgut Şen, ilçenin son yıllarda mafyanın merkez olarak üslendiği yer olduğunu söyledi Turîznıîn uyuşturucu merkezi SideBÜLENTECEYTT SİDE - Pamfılya uygarhğının önemli ticaret ve zıyaret merkezlerinden olan Si- •„ de'de büyük savaşlar yaşanmıştı. Hatta Büyüklskender'in, savaşa gittiği zaman- larda tanhın en güzel kadınlanndan biri olarak anılan KJeopatra'nın da Side Yan- rnadası'nın en ucunda denize girerek Ak- deniz güneşmın tadını çıkardığı söylenir. . Pamfîrya uygarhğımn önemli merkezi Si- de, günümüzün de ilk turizm merkezleri arasında. Son yıllarda Side'yi tercih eden turistlerin, daha çok uyuşturucu müptela- sı Avrupalılar olduğu belirtiliyor. Birinci derecede StT alanı olan Side'de bir kanş toprağın bedelı bile milyarlan buluyor. • Rantın yüksekliği nedeniyle ilgililerin ve " yetkililerin kanunlan, yasaklan uygula- ma çabalanndan sonuç alınamıyor. Hatta ilgili ve yetkililer de Side'de bu ranttan ya- rarlanma yolunu tercih etmişti. 36 yıldtr Side'yi yöneten Turgut Şen, muhtarlıktan sonra da son yedi yıldır be- lediye başkanı olarak görev yapıyor. Si- de'nin son yıllarda mafyanın, uyuşturucu • Son yıllarda Side'yi tercih eden turistlerin, daha çok uyuşturucu müptelası Avrupalılar olduğu belirtiliyor. Birinci derecede SİT alanı olan Side'de bir kanş toprağın bedeli bile milyarlan buluyor. Rantın yüksekliği nedeniyle ilgililerin ve yetkililerin kanunlan, yasaklan uygulama çabalanndan sonuç alınamıyor. ve silah tüccarlannın merkez olarak üslen- diği yer olduğunu söyleyen Şen, imar pla- nına aykın yapılann yıkımı için bile yet- kililerin kolluk güçlerinin yardım etmedi- ğinden yakındı. 26 Mart 1989 seçimleriyle belediye hiz- metine başlamasına karşın, ılk olarak ka- çak yapılann yıkımı için valilikten ve ba- kanhklardan yardım isteyen Turgut Şen, ufak tefek yapılan yıkabildiklerini, bü- yük kaçak yapılan yıkamadıklan için a- cizkaldıklannı söyledi. Şen, "Yasa, kaçak yapı yapılamaz diyor. Ancak kaçakyapıy- la ilgili aynı yasanın 32. maddesi nâsıl yı- kım yapdabüeceğini anlatnor. Bu madde- ye dayanarak bir bina>ı yıkmak rnümkün değiL Bürokratik işlemİeri tamamlayana kadar kaçak yapı tamamlanrvor, içine gj- rip oturuyorlar bile. Bu madde tamamen kakünlmab" diye konuştu. Sıde merkezinde 12 bin dolayında tu- rizm belgeli, 3 bin kadar da belediye bel- geli yatağın bulunduğunu anımsatan Tur- gut Şen, "Bakanhğın yıkmamızı söyledi- ği Hazinealanı ik SİT alanı içinde olan ka- çak yapılan yıkmak için istediğimiz yar- dım bir türiü verilmedi. Bu yapüarda top- lam 414 ad«t bungalov ve 175 adet kadar da oda bulunuyor. Aynca restoran. bar ve dükkânlar da bulunuyor. Yıkalun dediği- •nizzaman karşımıza eü silahlı adamlarçı- kıyor. Elemanlarunız da bu durumdan çe- kiniyoriar" dedi. Side ıçensınde yaklaşık250 kadar dük- kân ve mağaza bulunuyor. Bunlann orta- lama kıra bedelinin yıllık 30 milyar lira dolayında olduğunu belırten bir işyeri sa- hibi Mustafa Bakür, kadın satıcılannın, uyuşturucu kullanan ve satanlann rahat- lıkla hareket ettiğini söylüyor. Baktır, *O kadar çok Id rahatükla saoş ve ahş yapa- büiyorlar. Hattajandarmanın yanında bi- le ahşverişleryapdıyor. Side'yegeten turist- ler de rahatükla uyuşturucu bulabilecek- ierini büiyorlar. Bize gelenler de çeknune- den esrar, eroin istiyor. CHmadıginı söyle- diğünizde de kendilerine, Side'de rahat- lıkla uyuşturucu bulunabildiğinin söylen- diğuıi aktanvorlar. Avrupalı uyuşturucu müptelası turistler Side'yi tercih ediyor. Bunun önüne geçilmeli. Ben eşimi ve ço- cuklarunı Side'ye getiremiyonım bu ne- denie" diye konuştu. 13 yıldır restoranlarda garsonluk yapa- rak çalışan Metin Aygören, uyuşturucu- nun turizme yönelik olarak bulundugu- nu, özellikle Avrupa'dan aynlarak Türkı- ye'ye kesin dönüş yapmış aılelerin çocuk- lannın, yabancı dil de bildikleri için bu bölgeyi seçtiklerini belirtiyor. Aygören, '•Bu arkadaşlardan çogu da uyuşturucu kuBanıyor veya yurtdışındaki tanıdıklan sayesinde bu tür insanlan Side'ye davet ederek gelmelerini sağiryorlar. Aynca bu- rada çahşanlann yüzde 60-70'i sîlah taşır. Bunun nedeni de sezonluk fazla para ka- 7anmalan ve çok daha rahat kadın bula- rakseksyapabilmeltri Yani burada genç- lerişsizkaldıklanndadabJjigalolukyapa- rak da para kazanabiliyurtar. Çoğunluğu siahı birbirierinden gördükleri için rek- lam ve havaatma aracı olaraktaşıyor" de- di. Bir bar sahibi olan Harun Frize, uyuş- turucu ve silahı işyerine kesinlikle sokma- dığıru söylerken, Side'nin Antalya'da faz- la uyuşturucu kullanılan bölge olduğunu vurguluyor. Özellikle Side antik tiyatro- su etrafmda, Apollon Tapınağı bölgesin- de boş enjektörlerden eroin kullanımının varlığı anlaşılıyor. Esrann ise her köşe başında bulunabil- diğini görüştüğümüz herkes söylüyor. Özellikle seyyar satıcılar, ayakkabı boya- cılan, çiçek satıcısı çocuklar uyuşturucu satanlann başında geliyor. MEDE1Nİ KANUN'UN 70. YIU Kadın dernekleri eşitlik istedi Istanbul Haber Servisi - Medeni Kanun'un kabulü- nûn 70. yıldönümü çeşitli et- kinliklerle kutlandı. Tak- sim'deki Atatürk Anıtı'na çelenk koyan lstanbul Ka- dın Kuruluşlan Birliği ve çeşitli siyasi partilerin tem- silcileri, törende"Türkiye laüctir laik kalacak". H Kadı- nız, güçlüyüz, Atatürkçü- yüz" sloganlan attılar. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Birgen Keleş, Medeni Ka- nun'un 170. maddesmin bir an önce değiştinlerek kadın- lann evlilik sırasmda elde edılen mallara ortak olması- nın sağlanması gerektiğini bildirdi. CHP Genel Sekreter Yar- dımcısı Birgen Keleş, Me- deni Kanun'un kabulünün 70. yıldönümü nedeniyle, Parti Genel Merkezi 'nde bugün bir basın toplantısı düzenledi. Medeni Ka- nun'un, Ata- türk'ün getir- diği en büyük devrimlerden birisı olduğu- nu bildiren Keleş, "Türk Medeni Ka- nunu'nunka- bulüile kad*- nın toplum- daki yaşanu, çağdaş bir yak- laşunla dü/enk-nmiştir*' de- di. Medeni Kanun'un kabu- lünden sonra dünyada ka- dm-erkek eşitliği konusun- da büyük gelişmeler oldu- ğunu anlatan Keleş, Türki- ye'de ise gerekli değişikJik- lerin yapılamadığını belirttı. Keleş, kadın dernekleri ve kuruluşlan tarafından, 3 yıl önce Medeni Kanun'da ge- rekli değişikliklerin yapıl- ması için 100 bin imzalı bir dilekçenin TBMM'ye su- nulduğunu, ancak herhangi »bir gelişme olmaması nede- niyle bu tasannın geri çekil- diğini hatırlattı. Medeni Ka- nun'un 170. maddesinin, eş- ler arasında mal aynlığı re- jiminj öngördüğünü hatırla- tan Keleş, değiştirilmek iste- nen madde ile evlilik birlıği sırasında elde edilen malla- • CHP Genel Sekreter Yardımcısı Birgen Keleş, Medeni Kanun'un 170. maddesinin bir an önce değiştinlerek kadınlann evlilik sırasmda elde edilen mallara ortak olmasının sağlanması gerektiğini bildirdi. ra eşlerin ortak olmasının amaçlandığinı belirterek, "Bu değişikliğin bir kadın başbakan döneminde ger- çekleştirilmemesi bir talih- sizfiktir" şeklinde konuştu. tstanbul'da da Kadın Kuru- luşlan Birliği ve çeşitli siya- si partilerin temsilcileri Tak- sim'deki Atatürk Anıtı'na çelenk koyarak saygı duru- şunda bulundular. Anıt'ın önündeki tören sırasında "Türki>e laiktir laik kala- cak", "Kadınız, güçlüyüz, Atatürkçüyüz" sloganlan atan kadınlar daha sonra Sa- voy Otel'de bir basın toplan- tısı düzenlediler. Toplantıya Türk Hukuk- çu Kadınlar Demeği Başka- nı Nazan Moroğtu, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derne- ği Başkanı Türkan Saylan, Türk Kadınlar Birliği tstan- bul 11 Başkanı Gültekin Bakür, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneğı Baş- kanı Tüten Anğ ve lstan- bul Barosu Kadın Hu- kukçular Ko- misyonu Baş- kanı Tennur Koyuncuoğh] başta olmak üzere birçok kadın kuruluşu ve derneğinin şube başkan- lan katıldı. Toplantıda; Medeni Ka- nun'un kabulüyle, yüzyıl- larca, Islam dininin aile hu- kuku hükümlerine tabi olan Türk kadınının özgürlüğü- ne kavuştuğu belirtilerek Atatürk'ün başlattığı bu devrimin, zaman içinde dünyadaki siyasal ve top- lumsal gelişmelerle Türk toplumunun bütünleşmesi- ni amaçlayan bir özellik gösterdiği vurgulandı. Türk Hukukçu Kadınlar Derneği Başkanı Nazan Moroğlu, "Yeni hükümeti- mizin ve parlamentomuzun, aile hukukumuzda eşler ara- sında eşitliği sağlayacak ya- sal degişiklikieri bir an önce gerçekleştirmesini istiyo- ruz" dedi. feî Maksut Tepeli 12 yıldmhayıp lstanbul Haber Servisi - 40 haftadır her cumartesi günü Galatasara> Lisesi önünde oturma eylemi >apan kayıp yakınlan bu hafta Maksut Tepeli'yi tanıtn. E>leme katılan Türkiye'nin en yaşh komünisti Mehmet Boaşık kardeşi Salih Bozışık'ın 60 >ıl önce gözalöna alındıktan sonra kaybolduğunu ve bütün aramalanna karşuı hâlâ bulunamadığını anlatü. Aileler, yapöklan açıklamada, Varto'nun Omcab Kö>-ü nüfusuna ka>ıtlı Maksut Tepeli'nin 2 Şubat 1984'te tstanbul'da >«rab olarak gözaftına alındıgını ve işkencede öldürüldüğünü ileri sürdükr. Açıklamada, şöyle denildi: "Tepeli'nin yaşammın çeşitli tanıkların suç du>uruian ve anlaünılanndan işkence sonucu son bulduğu öğrenilir. Tanıklardan Nhari Armutlu, 'Maksut'u gördügünde tanınmayacak >f kimseyi duyamayacak halde olduğunu' sövler. 5 Şubat 1984'te hücresinden alınarak götürüldüğünde insanlar onu son kez görürler. Maksut Tepeli de kayıplar listesine. bir bilinmeziiğe ekİenmiştir. Ailesinin, avukat Mehmet Rahmi Kadıoğlu'nun rüm baş\urulan >anıtsız kalır. Cevap yüıe avıudır: Bizde yok." Hâlâ çocuğu bir gün dönecek umuduvla yaşayan Maksut Tepeli'nin annesinin, çocuğunu kaybeden yüzlerce anneden biri olduğu belirtilen açıklamada. "Bugün 17 Şubat 1996. Maksut Tepeli, 12 yıldır kavıp. Akıbeti ve sorumlulan açıklanmıyor. Bizler, kayıplann akıbeti açıklanana, sorumlulan yargılanana dek oturma>a devam edeceğiz'' deniWi."(Fotoğraflar: KAAN SAĞANAK) ISSK'ye yönelik saldınlan değerlendiren TTB Genel Sekreteri Ata Soyer j'Sakhrmııı ahmda özelleştimıe var 9 İ ANKARA (Cumhuriyet k Bûrosu)-TürkTabtpleri Bir- vliği (TTB) Merkez Konseyi iGenel Sekreteri Dr. Ata So- ^yer, son günlerde başında Jsağlık kurumlan ve hekim- ^lerle ilgili olumsuz ıddialann giderek arttığını belirterek, bu haberlerin, kamu sağlık bizmetlerine yönelik olarak sürdürülen "çökertme" ve sağlık kurumlannın özelleş- tirilmesi operasyonunun bir parçası olduğunu savundu. Soyer, bazı basın-yayın or- ganlannm, "tinj ve rating" kaygısıyla, halkın iyi sağlık hizmeti almamaya olan tep- kisini bilinçli olarak hekim- lere yönlendirdiklerini ve "yargısız üuaz" yaptıklannı söyledi. SSK'ye bağlı kurumlar başta olmak üzere, son gün- lerde başında sağlık kuruluş- lannı hedef alan haberlerin yoğunlaşmasıyla ilgili geliş- meleri değerlendiren Soyer, kamu sağlık hizmetlerine yö- neltilen saldınlann SSK'de odaklandığını, bu yöndeki haberlerin sağlık hizmeti ve- ren kurumlann özelleştiril- mesi çabalannın bir parçası olduğunu söyledi. SSK'nın. 25 milyon çahşana sağlık hizmeti verdiğini söyleyen Çalışma Bakanı Kul'dan SSK'de usulsüzlük operasyonu acıklaması 'Raporu sumenaltı etmedim'AMvARA (Cumhuri>« Bûrosu) - Sosyal Sigortalar Kurumu'nda(SSK) usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle baş- lattığı soruşturma ve açığa alma ope- rasyonJanrj sürdüren Çalışmave Sos- yal Güvenlik Bakanı Mustafa Kul. "Hiç kanseyi harcamak ve dunıp du- rurken cezaiandinnakgibi birniyetim yok"dedi. Usuisüzlüklere ilişkin rapo- ru "suroenanı etmedigine 1 ' dikkat çe- kenKul.a Hakkmdaciddiiddialarbo- hınanlann vapöklan bir şey varsa or- tayaçıkanbıcakveyasalyofiardasce- zaiandıniacaklardır.Birşeyyoksa,so- rosturmasoouadaaJdsaacakte^*dedi. Mustata Kul, dün yapügı yazılı açık- lamada. Kartal Hastanesi onanm in- şaatıyla ilgili müfettiş incelemesi so- nucu SSKGenel Müdür Yardımcısı ve Yapı Işleri Daire Başkanı 'nın görevden uzaklaştınldığını, sağlık hizmetleri hakkmda voğunlasan ıddialarnedeniy- le SSK Genel Müdürü Kcmal Kıhçd» roğiu hakkında da inceieme ve soruş- turma başlatıldığını bildirdi. Bakan Kul, şunlan söyledi "DuruBiböviebir noktada iken, önüne geien müfettişra- poru Şe ügfli olarak bir bakanın ikise- çenegivardjtBinncHraporu'sumen- altı 1 yapjp, koauyu kapatmak, örtbas etmektir.tkrâdsifae,raporun genegmi yapıp,berşeym açığa çıkantanasuuve soruşüıruimasını sağlamaktır. Tara- nmdânscçilenvoldabuikincisidir.Bu çerçevede. SSK Kartal Hastracâı»»- nminşaatıHıalesnedenh'kMgBioiarak soruşturma başiatAnası ve soruştur- manın sağhklı vapdabfimesi için ko- ıwyla doğrudan ^ffi obn iki yÖDetid görevindfauzaklaşönfanıştr.Böyte h i i j d l g ş yapdklanMrşeyv-arsaortayacıkanla- cak ve yasai yoiterdan cezalandmla- caklardır.SorttştunnaaçriınaB,ceskfi vurulınasıgerekenbiryvl olarakdeğer- kndirflmelknr."' Soyer, "SSK, son günlerde sağhkpiyasası tcmsilcilerinin iştahını kabartmaktadır. SSK sağhk hizmetierinin ba- sındaön piana çıkanhnasuun amacı budur. Medyanın, bu güçlerin borazanlığına so- yunması bu çerçevede değer- İendirilmebdir'' diye konuş- tu. Kamu sağlık hizmetlerin- de çalışan hekimlerin yaşam ve çalışma koşullannın son 5 yıl içerisinde giderek kötü- leştiğine değınen Soyer, he- kimlerin, kötüleşen koşullar- da bilimsel gelişmeleri izle- mek ve yaşamlannı iyıleştir- mek için daha fazla ek hiz- mete yöneldiklerini ifade et- ti. Soyer, ek hızmetin, asıl hizmet olan kurumsal çalış- malan olumsuz yönde etkile- diğini söyledi. Ata Soyer, tüm bu olumsuzluklara İcar- şın halk hizmeti vermeye ça- lışan hekimlerin hatalannın abartıldığını belirterek "Bu ola>, en hafif deyimi ik insaf- SKhkbr. Kamu sagiık kurum- lannı çökertenlere, olumsuz koşullan yaratanlara bir tek söz etmeden hekim hatalan ile sayfalan ve saatleri dol- durmak, sorumlu bir yakla- şım değfldir" dedi. Soyerdün yaptığı yazılı açıklamada da, "baskı alündaki hekimlerin kendilerine çekidüzen verme- leri zorunluluğu" bulundu- gunu vurguladı. Soyer, "Ve- rilen hizmetin gerektirdiğı altyapu insan gücü, biümsel düze> kamu sağhk kurumla- nndatesisedilmelidir.Bu ku- rumlar demokratikleştiril- melidir. Hekimler, bir>«ndan ticarfleşen nbbt, bir yandan teknisyenleşmenin baskısına karşı mesJeğimizin insani ge- reklerine daha fazla sahip çıkmahdır" dedi. Kamu sağlık kurumlann- da verilen hizmetleri savun- ma çabası içerisinde olma- dıklannı belirten Soyer, bir "hakn olan sağlığın ancak kamu sağlık birimlerince gü- vence altına alınabileceğini, kamu sağlık kuruluşlannda verilen hizmetlerin iyileşri- riunesinin bilincinde olduk- lannı söyledi. Soyer, halk sağlığı için hizmet veren ku- mu sağlık kurumlannın çö- kertilme çabalannın, bu hiz- mete sahip çıkan hekim, sağ- lık personeli ve toplumun ça- balanylapüskürtülebileceği- ni belirtti. TTB, önceki gün SSK'ye yönelik saldınlar üzerine, iş- çi sendikalan ve kitle örgüt- leriyle bir değerlendirme toplantısı yaptı. Toplantıya; TTB, Türk-lş, Hak-fş, DİSK, KESK, Emekli-Sen, Tüm tş- çi Emeklileri Derneği, Türki- ye Işçi Emeklileri Cemiyeti, SSK Genel Müdürlüğü ve Türk Eczacılan Birliği tem- silcileri katıldı. HAFTAYABAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Bozukluk Nerede? Brüksel'de uzunca zamanımı alan bir ziyaretçim ol- du. "La Libre Belgique" gazetesinin tanınmış yorum- cusu Marc Opsomer, özellikle "RP olayı"n\ merak ediyordu. Ve bu merak, Avrupa Birtiği'nin başkentin- deki genel endişenin bir yansımasıydı. Söyleşi, Belçika'nın bu önde gelen gazetesinde yarım tam sayfa yayımlandı. Sayın Opsomer'in konu ile iigili yorumu ise şu tümce ile noktalanıyordu: "Islamcılaha işbiriiğine karar vermeden önce, ANAP milletvekillerinin birşey üzerinde iyi düşünme- leri gerekir: Aynı zamanda hem Avrupa modeli ve hem de onun tam tersi seçilemez!" • • • Söyleşide üç şeyi vurgulamaya özen gösterdim. Bir; Türkiye'nin ve Türk Islamcılarının diğer Islam ülkelerinden farkını... Islam öncesinde Türklerde ka- dın-erkek eşitken Iran'da kadının şeytanın simgesi, Arabistan'da ise deveden bile değersiz sayıldığını.. farklı inanç ve kültürlerin iç içe yaşadığı eski Anado- lu'da, nasıl "farklıya hoşgörü" geleneğinin geliştiği- ni.. Kemalist devrimin, tüm bu olumlu birikımin üze- rine eklendiğini.. ve Türkiye'de bir Humeyni'nin de- ğil, ancak bir Erbakan'ın olabileceğini. Iki; RP'ye oy veren kitlenin çoğunluğunun bir "din devleti" istemediğini.. RP oylarının çoğunluğunun "tepki oylan" olduğunu. Uç; oylann ancak yüzde 21'ini alan bir partinin, Türkiye'nin düzenini ve yönünü değiştiremeyeceği- ni... Söyleşinin bir yerinde şu soru geldi: - Sizce seçim, askeri diktatörlük ile Islamcılık ara- sında değil mi? Gazetede yer alan yanıtım aynen şöyle: "Askeri bir diktatörlük Kemalizmin ilkeleri ile bağ- daşmaz. Oysa ordunun meşruluk kaynağı Kemalizm- dir. Çok ağırbunalımlar dışında bizde diktatörlük söz konusu olmaz. öyle durumlarda bile, askerierıktidar- da uzun süre kalamazlar." Yanıtımı ven'rken, Yunanistan'da durumun çok da- ha farklı olduğunu da anlatmıştım. Eğer, "Kıbns Ba- nş Harekâtı" olmasaydı Yunan cuntası kolay kolay yı- kılamazdı... Yayımlanan bölümde bunlar yer almadı. • • • Yukandaki düşüncelerim doğru, ama eksik. O düşüncelerden, Türkiye'de demokrasinin tehdit altında olmadığı ya da -demokrasinin ön koşulu olan- laikliğe karşı bir tehlikenin bulunmadığı aniamını çı- karmak yanlış. Sadece olumsuzlukları görmek kötüdür. Ama olumsuzluklara gözlerini kapatmak da aptallıktır. Yanlış da olsa "çağdaşlığın güvencesi" gibi görü- nen bir kamu yönetiminden, kadın eli sıkmayan kay- makamlar, savcılar, yargıçlar dönemine iki günde mi gelindi? Ecevit'e -hem de en ılımlı aşamasındaki- "RP ola- yı"n\ anlaması için, yedi aylık bir hükümet ortaklığı yet- ti de arttı bile... Çankaya'daki Demirel, Erbakan'lı i- ki MC'nin günahlannı ödeme çabası içinde... O yola halı döşeyen Marmaris emeklisinin ise geceleri rahat uyuyabildiğini hiç sanmıyorum. ••• Üç gerçek var. RP ağııiıklı bir hükümet -başbakan kim olursa ol- sun- demokrasiyi korumakla görevli devlet örgütü- nün, demokrasi karşıtı bir gücün ellerine teslim edil- mesi demektir... Bu, bir. Erken bir seçim, sağda -Türkeş'le bütünleşebilir- se- DYP'yi, solda ise DSP'yi büyütür. Bu, iki. Bu koşuilar içindeki en akılcı "yol" ANAYOL'dur. Çünkü hükümet içinde ideolojik tutarlığın sağlanma- sı da sağda ve solda net seçeneklerin oluşması da buna bağlıdır... Bu da üç. Her şey ortada. Ama bunalımdan ve dolayısıyla da çözümden en çok sorumlu olan iki parti, iki genel başkanın oyun- cağı konumundan kurtulamıyor... DYP "ya Çiller, ya tufan " diyebiliyor. ANAP, "Çiller olmasın da tufana da razıyız" gibi bir tutumda direnebiliyor. Ülke nerede, onlar nerede? • • • Böylesine bir "çarpıklık" doğal değil. Öyleyse bozukluk nerede? Kişisel dürtülerini toplumsal endişelerin önüne ge- çirebilen önderlerde mi? Partilerin o önderlerin oyun- cağı olmasına göz yuman milletvekillerinde mi? Yok- sa o milletvekillerini gerçekte halkın değil de o önder- lerin seçmesine izin veren antidemokratik sistemde mi? Ve de o sistem, önce 12 Eylül, sonra da Özal ta- rafından oluşturulurken alkış tutanlarda mı? Demokrasi dışı yollardan demokrasiye ulaşıldığı nerede görülmüş? Suç elbette ki demokraside değil... Olmayan şey nasıl suçlu olabilir? BUYRUN BAYRAM TELAŞINA!.. İTİRAFÇILAR NASIL KORUNUYOR? AYDINLAR İSLAM'I ÖĞRENİYOR!.. POP ÇAĞI DEMOKRASİSİ ERKEKLERE KADINLAR SAHİP ÇIKTI ÇALIŞAN ÇOCUKLARIN SORUNUNA ULUSLARARASI ÇÖZÜM FELÇLİLER İÇİN YENİ BİR UMUT ALKOL BAĞIMLILIĞI GENETİK • WENDTS T0WC FAST-FOOD PAZAKINDAKİ PAYINI AltTniUYOR • vlhM_tK USHiKI \T\K11 • LAMBALI RADYOLAR DÜNYANIN KUAĞIYDI • KIR EKR.^S \1ILIT\N1 K.M11R ÇFUk • DÛNYA YENtDEN YAP1LANIYOR YA BtZ? • MFTROPOLLERDEN ANADOLl"YA BARft PROIFSI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle