Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18ŞUBAT1996PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Belediye Başkanı Turgut Şen, ilçenin son yıllarda mafyanın merkez olarak üslendiği yer olduğunu söyledi
Turîznıîn uyuşturucu merkezi SideBÜLENTECEYTT
SİDE - Pamfılya uygarhğının önemli
ticaret ve zıyaret merkezlerinden olan Si-
•„ de'de büyük savaşlar yaşanmıştı. Hatta
Büyüklskender'in, savaşa gittiği zaman-
larda tanhın en güzel kadınlanndan biri
olarak anılan KJeopatra'nın da Side Yan-
rnadası'nın en ucunda denize girerek Ak-
deniz güneşmın tadını çıkardığı söylenir.
. Pamfîrya uygarhğımn önemli merkezi Si-
de, günümüzün de ilk turizm merkezleri
arasında. Son yıllarda Side'yi tercih eden
turistlerin, daha çok uyuşturucu müptela-
sı Avrupalılar olduğu belirtiliyor. Birinci
derecede StT alanı olan Side'de bir kanş
toprağın bedelı bile milyarlan buluyor.
• Rantın yüksekliği nedeniyle ilgililerin ve
" yetkililerin kanunlan, yasaklan uygula-
ma çabalanndan sonuç alınamıyor. Hatta
ilgili ve yetkililer de Side'de bu ranttan ya-
rarlanma yolunu tercih etmişti.
36 yıldtr Side'yi yöneten Turgut Şen,
muhtarlıktan sonra da son yedi yıldır be-
lediye başkanı olarak görev yapıyor. Si-
de'nin son yıllarda mafyanın, uyuşturucu
• Son yıllarda Side'yi tercih eden turistlerin, daha çok uyuşturucu müptelası Avrupalılar
olduğu belirtiliyor. Birinci derecede SİT alanı olan Side'de bir kanş toprağın bedeli bile
milyarlan buluyor. Rantın yüksekliği nedeniyle ilgililerin ve yetkililerin kanunlan,
yasaklan uygulama çabalanndan sonuç alınamıyor.
ve silah tüccarlannın merkez olarak üslen-
diği yer olduğunu söyleyen Şen, imar pla-
nına aykın yapılann yıkımı için bile yet-
kililerin kolluk güçlerinin yardım etmedi-
ğinden yakındı.
26 Mart 1989 seçimleriyle belediye hiz-
metine başlamasına karşın, ılk olarak ka-
çak yapılann yıkımı için valilikten ve ba-
kanhklardan yardım isteyen Turgut Şen,
ufak tefek yapılan yıkabildiklerini, bü-
yük kaçak yapılan yıkamadıklan için a-
cizkaldıklannı söyledi. Şen, "Yasa, kaçak
yapı yapılamaz diyor. Ancak kaçakyapıy-
la ilgili aynı yasanın 32. maddesi nâsıl yı-
kım yapdabüeceğini anlatnor. Bu madde-
ye dayanarak bir bina>ı yıkmak rnümkün
değiL Bürokratik işlemİeri tamamlayana
kadar kaçak yapı tamamlanrvor, içine gj-
rip oturuyorlar bile. Bu madde tamamen
kakünlmab" diye konuştu.
Sıde merkezinde 12 bin dolayında tu-
rizm belgeli, 3 bin kadar da belediye bel-
geli yatağın bulunduğunu anımsatan Tur-
gut Şen, "Bakanhğın yıkmamızı söyledi-
ği Hazinealanı ik SİT alanı içinde olan ka-
çak yapılan yıkmak için istediğimiz yar-
dım bir türiü verilmedi. Bu yapüarda top-
lam 414 ad«t bungalov ve 175 adet kadar
da oda bulunuyor. Aynca restoran. bar ve
dükkânlar da bulunuyor. Yıkalun dediği-
•nizzaman karşımıza eü silahlı adamlarçı-
kıyor. Elemanlarunız da bu durumdan çe-
kiniyoriar" dedi.
Side ıçensınde yaklaşık250 kadar dük-
kân ve mağaza bulunuyor. Bunlann orta-
lama kıra bedelinin yıllık 30 milyar lira
dolayında olduğunu belırten bir işyeri sa-
hibi Mustafa Bakür, kadın satıcılannın,
uyuşturucu kullanan ve satanlann rahat-
lıkla hareket ettiğini söylüyor. Baktır, *O
kadar çok Id rahatükla saoş ve ahş yapa-
büiyorlar. Hattajandarmanın yanında bi-
le ahşverişleryapdıyor. Side'yegeten turist-
ler de rahatükla uyuşturucu bulabilecek-
ierini büiyorlar. Bize gelenler de çeknune-
den esrar, eroin istiyor. CHmadıginı söyle-
diğünizde de kendilerine, Side'de rahat-
lıkla uyuşturucu bulunabildiğinin söylen-
diğuıi aktanvorlar. Avrupalı uyuşturucu
müptelası turistler Side'yi tercih ediyor.
Bunun önüne geçilmeli. Ben eşimi ve ço-
cuklarunı Side'ye getiremiyonım bu ne-
denie" diye konuştu.
13 yıldır restoranlarda garsonluk yapa-
rak çalışan Metin Aygören, uyuşturucu-
nun turizme yönelik olarak bulundugu-
nu, özellikle Avrupa'dan aynlarak Türkı-
ye'ye kesin dönüş yapmış aılelerin çocuk-
lannın, yabancı dil de bildikleri için bu
bölgeyi seçtiklerini belirtiyor. Aygören,
'•Bu arkadaşlardan çogu da uyuşturucu
kuBanıyor veya yurtdışındaki tanıdıklan
sayesinde bu tür insanlan Side'ye davet
ederek gelmelerini sağiryorlar. Aynca bu-
rada çahşanlann yüzde 60-70'i sîlah taşır.
Bunun nedeni de sezonluk fazla para ka-
7anmalan ve çok daha rahat kadın bula-
rakseksyapabilmeltri Yani burada genç-
lerişsizkaldıklanndadabJjigalolukyapa-
rak da para kazanabiliyurtar. Çoğunluğu
siahı birbirierinden gördükleri için rek-
lam ve havaatma aracı olaraktaşıyor" de-
di.
Bir bar sahibi olan Harun Frize, uyuş-
turucu ve silahı işyerine kesinlikle sokma-
dığıru söylerken, Side'nin Antalya'da faz-
la uyuşturucu kullanılan bölge olduğunu
vurguluyor. Özellikle Side antik tiyatro-
su etrafmda, Apollon Tapınağı bölgesin-
de boş enjektörlerden eroin kullanımının
varlığı anlaşılıyor.
Esrann ise her köşe başında bulunabil-
diğini görüştüğümüz herkes söylüyor.
Özellikle seyyar satıcılar, ayakkabı boya-
cılan, çiçek satıcısı çocuklar uyuşturucu
satanlann başında geliyor.
MEDE1Nİ KANUN'UN 70. YIU
Kadın dernekleri
eşitlik istedi
Istanbul Haber Servisi -
Medeni Kanun'un kabulü-
nûn 70. yıldönümü çeşitli et-
kinliklerle kutlandı. Tak-
sim'deki Atatürk Anıtı'na
çelenk koyan lstanbul Ka-
dın Kuruluşlan Birliği ve
çeşitli siyasi partilerin tem-
silcileri, törende"Türkiye
laüctir laik kalacak".
H
Kadı-
nız, güçlüyüz, Atatürkçü-
yüz" sloganlan attılar. CHP
Genel Sekreter Yardımcısı
Birgen Keleş, Medeni Ka-
nun'un 170. maddesmin bir
an önce değiştinlerek kadın-
lann evlilik sırasmda elde
edılen mallara ortak olması-
nın sağlanması gerektiğini
bildirdi.
CHP Genel Sekreter Yar-
dımcısı Birgen Keleş, Me-
deni Kanun'un kabulünün
70. yıldönümü nedeniyle,
Parti Genel Merkezi 'nde
bugün bir basın toplantısı
düzenledi.
Medeni Ka-
nun'un, Ata-
türk'ün getir-
diği en büyük
devrimlerden
birisı olduğu-
nu bildiren
Keleş, "Türk
Medeni Ka-
nunu'nunka-
bulüile kad*-
nın toplum-
daki yaşanu, çağdaş bir yak-
laşunla dü/enk-nmiştir*' de-
di. Medeni Kanun'un kabu-
lünden sonra dünyada ka-
dm-erkek eşitliği konusun-
da büyük gelişmeler oldu-
ğunu anlatan Keleş, Türki-
ye'de ise gerekli değişikJik-
lerin yapılamadığını belirttı.
Keleş, kadın dernekleri ve
kuruluşlan tarafından, 3 yıl
önce Medeni Kanun'da ge-
rekli değişikliklerin yapıl-
ması için 100 bin imzalı bir
dilekçenin TBMM'ye su-
nulduğunu, ancak herhangi
»bir gelişme olmaması nede-
niyle bu tasannın geri çekil-
diğini hatırlattı. Medeni Ka-
nun'un 170. maddesinin, eş-
ler arasında mal aynlığı re-
jiminj öngördüğünü hatırla-
tan Keleş, değiştirilmek iste-
nen madde ile evlilik birlıği
sırasında elde edilen malla-
• CHP Genel
Sekreter Yardımcısı
Birgen Keleş, Medeni
Kanun'un 170.
maddesinin bir an
önce değiştinlerek
kadınlann evlilik
sırasmda elde edilen
mallara ortak
olmasının sağlanması
gerektiğini bildirdi.
ra eşlerin ortak olmasının
amaçlandığinı belirterek,
"Bu değişikliğin bir kadın
başbakan döneminde ger-
çekleştirilmemesi bir talih-
sizfiktir" şeklinde konuştu.
tstanbul'da da Kadın Kuru-
luşlan Birliği ve çeşitli siya-
si partilerin temsilcileri Tak-
sim'deki Atatürk Anıtı'na
çelenk koyarak saygı duru-
şunda bulundular. Anıt'ın
önündeki tören sırasında
"Türki>e laiktir laik kala-
cak", "Kadınız, güçlüyüz,
Atatürkçüyüz" sloganlan
atan kadınlar daha sonra Sa-
voy Otel'de bir basın toplan-
tısı düzenlediler.
Toplantıya Türk Hukuk-
çu Kadınlar Demeği Başka-
nı Nazan Moroğtu, Çağdaş
Yaşamı Destekleme Derne-
ği Başkanı Türkan Saylan,
Türk Kadınlar Birliği tstan-
bul 11 Başkanı Gültekin
Bakür, Türk
Üniversiteli
Kadınlar
Derneğı Baş-
kanı Tüten
Anğ ve lstan-
bul Barosu
Kadın Hu-
kukçular Ko-
misyonu Baş-
kanı Tennur
Koyuncuoğh]
başta olmak
üzere birçok kadın kuruluşu
ve derneğinin şube başkan-
lan katıldı.
Toplantıda; Medeni Ka-
nun'un kabulüyle, yüzyıl-
larca, Islam dininin aile hu-
kuku hükümlerine tabi olan
Türk kadınının özgürlüğü-
ne kavuştuğu belirtilerek
Atatürk'ün başlattığı bu
devrimin, zaman içinde
dünyadaki siyasal ve top-
lumsal gelişmelerle Türk
toplumunun bütünleşmesi-
ni amaçlayan bir özellik
gösterdiği vurgulandı.
Türk Hukukçu Kadınlar
Derneği Başkanı Nazan
Moroğlu, "Yeni hükümeti-
mizin ve parlamentomuzun,
aile hukukumuzda eşler ara-
sında eşitliği sağlayacak ya-
sal degişiklikieri bir an önce
gerçekleştirmesini istiyo-
ruz" dedi.
feî
Maksut Tepeli 12 yıldmhayıp
lstanbul Haber Servisi - 40
haftadır her cumartesi günü
Galatasara> Lisesi önünde
oturma eylemi >apan kayıp
yakınlan bu hafta Maksut
Tepeli'yi tanıtn. E>leme katılan
Türkiye'nin en yaşh komünisti
Mehmet Boaşık kardeşi Salih
Bozışık'ın 60 >ıl önce gözalöna
alındıktan sonra kaybolduğunu
ve bütün aramalanna karşuı
hâlâ bulunamadığını anlatü.
Aileler, yapöklan açıklamada,
Varto'nun Omcab Kö>-ü
nüfusuna ka>ıtlı Maksut
Tepeli'nin 2 Şubat 1984'te
tstanbul'da >«rab olarak
gözaftına alındıgını ve işkencede
öldürüldüğünü ileri sürdükr.
Açıklamada, şöyle denildi:
"Tepeli'nin yaşammın çeşitli
tanıkların suç du>uruian ve
anlaünılanndan işkence sonucu
son bulduğu öğrenilir.
Tanıklardan Nhari Armutlu,
'Maksut'u gördügünde
tanınmayacak >f kimseyi
duyamayacak halde olduğunu'
sövler. 5 Şubat 1984'te
hücresinden alınarak
götürüldüğünde insanlar onu son
kez görürler. Maksut Tepeli de
kayıplar listesine. bir bilinmeziiğe
ekİenmiştir. Ailesinin, avukat
Mehmet Rahmi Kadıoğlu'nun
rüm baş\urulan >anıtsız kalır.
Cevap yüıe avıudır: Bizde yok."
Hâlâ çocuğu bir gün dönecek
umuduvla yaşayan Maksut
Tepeli'nin annesinin, çocuğunu
kaybeden yüzlerce anneden biri
olduğu belirtilen açıklamada.
"Bugün 17 Şubat 1996. Maksut
Tepeli, 12 yıldır kavıp. Akıbeti ve
sorumlulan açıklanmıyor. Bizler,
kayıplann akıbeti açıklanana,
sorumlulan yargılanana dek
oturma>a devam edeceğiz''
deniWi."(Fotoğraflar: KAAN
SAĞANAK)
ISSK'ye yönelik saldınlan değerlendiren TTB Genel Sekreteri Ata Soyer
j'Sakhrmııı ahmda özelleştimıe var
9
İ ANKARA (Cumhuriyet
k
Bûrosu)-TürkTabtpleri Bir-
vliği (TTB) Merkez Konseyi
iGenel Sekreteri Dr. Ata So-
^yer, son günlerde başında
Jsağlık kurumlan ve hekim-
^lerle ilgili olumsuz ıddialann
giderek arttığını belirterek,
bu haberlerin, kamu sağlık
bizmetlerine yönelik olarak
sürdürülen "çökertme" ve
sağlık kurumlannın özelleş-
tirilmesi operasyonunun bir
parçası olduğunu savundu.
Soyer, bazı basın-yayın or-
ganlannm, "tinj ve rating"
kaygısıyla, halkın iyi sağlık
hizmeti almamaya olan tep-
kisini bilinçli olarak hekim-
lere yönlendirdiklerini ve
"yargısız üuaz" yaptıklannı
söyledi.
SSK'ye bağlı kurumlar
başta olmak üzere, son gün-
lerde başında sağlık kuruluş-
lannı hedef alan haberlerin
yoğunlaşmasıyla ilgili geliş-
meleri değerlendiren Soyer,
kamu sağlık hizmetlerine yö-
neltilen saldınlann SSK'de
odaklandığını, bu yöndeki
haberlerin sağlık hizmeti ve-
ren kurumlann özelleştiril-
mesi çabalannın bir parçası
olduğunu söyledi. SSK'nın.
25 milyon çahşana sağlık
hizmeti verdiğini söyleyen
Çalışma Bakanı Kul'dan SSK'de usulsüzlük operasyonu acıklaması
'Raporu sumenaltı etmedim'AMvARA (Cumhuri>« Bûrosu) -
Sosyal Sigortalar Kurumu'nda(SSK)
usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle baş-
lattığı soruşturma ve açığa alma ope-
rasyonJanrj sürdüren Çalışmave Sos-
yal Güvenlik Bakanı Mustafa Kul.
"Hiç kanseyi harcamak ve dunıp du-
rurken cezaiandinnakgibi birniyetim
yok"dedi. Usuisüzlüklere ilişkin rapo-
ru "suroenanı etmedigine
1
' dikkat çe-
kenKul.a
Hakkmdaciddiiddialarbo-
hınanlann vapöklan bir şey varsa or-
tayaçıkanbıcakveyasalyofiardasce-
zaiandıniacaklardır.Birşeyyoksa,so-
rosturmasoouadaaJdsaacakte^*dedi.
Mustata Kul, dün yapügı yazılı açık-
lamada. Kartal Hastanesi onanm in-
şaatıyla ilgili müfettiş incelemesi so-
nucu SSKGenel Müdür Yardımcısı ve
Yapı Işleri Daire Başkanı 'nın görevden
uzaklaştınldığını, sağlık hizmetleri
hakkmda voğunlasan ıddialarnedeniy-
le SSK Genel Müdürü Kcmal Kıhçd»
roğiu hakkında da inceieme ve soruş-
turma başlatıldığını bildirdi. Bakan
Kul, şunlan söyledi "DuruBiböviebir
noktada iken, önüne geien müfettişra-
poru Şe ügfli olarak bir bakanın ikise-
çenegivardjtBinncHraporu'sumen-
altı
1
yapjp, koauyu kapatmak, örtbas
etmektir.tkrâdsifae,raporun genegmi
yapıp,berşeym açığa çıkantanasuuve
soruşüıruimasını sağlamaktır. Tara-
nmdânscçilenvoldabuikincisidir.Bu
çerçevede. SSK Kartal Hastracâı»»-
nminşaatıHıalesnedenh'kMgBioiarak
soruşturma başiatAnası ve soruştur-
manın sağhklı vapdabfimesi için ko-
ıwyla doğrudan ^ffi obn iki yÖDetid
görevindfauzaklaşönfanıştr.Böyte
h i i j d l
g ş
yapdklanMrşeyv-arsaortayacıkanla-
cak ve yasai yoiterdan cezalandmla-
caklardır.SorttştunnaaçriınaB,ceskfi
vurulınasıgerekenbiryvl olarakdeğer-
kndirflmelknr."'
Soyer, "SSK, son günlerde
sağhkpiyasası tcmsilcilerinin
iştahını kabartmaktadır.
SSK sağhk hizmetierinin ba-
sındaön piana çıkanhnasuun
amacı budur. Medyanın, bu
güçlerin borazanlığına so-
yunması bu çerçevede değer-
İendirilmebdir'' diye konuş-
tu. Kamu sağlık hizmetlerin-
de çalışan hekimlerin yaşam
ve çalışma koşullannın son 5
yıl içerisinde giderek kötü-
leştiğine değınen Soyer, he-
kimlerin, kötüleşen koşullar-
da bilimsel gelişmeleri izle-
mek ve yaşamlannı iyıleştir-
mek için daha fazla ek hiz-
mete yöneldiklerini ifade et-
ti. Soyer, ek hızmetin, asıl
hizmet olan kurumsal çalış-
malan olumsuz yönde etkile-
diğini söyledi. Ata Soyer,
tüm bu olumsuzluklara İcar-
şın halk hizmeti vermeye ça-
lışan hekimlerin hatalannın
abartıldığını belirterek "Bu
ola>, en hafif deyimi ik insaf-
SKhkbr. Kamu sagiık kurum-
lannı çökertenlere, olumsuz
koşullan yaratanlara bir tek
söz etmeden hekim hatalan
ile sayfalan ve saatleri dol-
durmak, sorumlu bir yakla-
şım değfldir" dedi. Soyerdün
yaptığı yazılı açıklamada da,
"baskı alündaki hekimlerin
kendilerine çekidüzen verme-
leri zorunluluğu" bulundu-
gunu vurguladı. Soyer, "Ve-
rilen hizmetin gerektirdiğı
altyapu insan gücü, biümsel
düze> kamu sağhk kurumla-
nndatesisedilmelidir.Bu ku-
rumlar demokratikleştiril-
melidir. Hekimler, bir>«ndan
ticarfleşen nbbt, bir yandan
teknisyenleşmenin baskısına
karşı mesJeğimizin insani ge-
reklerine daha fazla sahip
çıkmahdır" dedi.
Kamu sağlık kurumlann-
da verilen hizmetleri savun-
ma çabası içerisinde olma-
dıklannı belirten Soyer, bir
"hakn
olan sağlığın ancak
kamu sağlık birimlerince gü-
vence altına alınabileceğini,
kamu sağlık kuruluşlannda
verilen hizmetlerin iyileşri-
riunesinin bilincinde olduk-
lannı söyledi. Soyer, halk
sağlığı için hizmet veren ku-
mu sağlık kurumlannın çö-
kertilme çabalannın, bu hiz-
mete sahip çıkan hekim, sağ-
lık personeli ve toplumun ça-
balanylapüskürtülebileceği-
ni belirtti.
TTB, önceki gün SSK'ye
yönelik saldınlar üzerine, iş-
çi sendikalan ve kitle örgüt-
leriyle bir değerlendirme
toplantısı yaptı. Toplantıya;
TTB, Türk-lş, Hak-fş, DİSK,
KESK, Emekli-Sen, Tüm tş-
çi Emeklileri Derneği, Türki-
ye Işçi Emeklileri Cemiyeti,
SSK Genel Müdürlüğü ve
Türk Eczacılan Birliği tem-
silcileri katıldı.
HAFTAYABAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Bozukluk Nerede?
Brüksel'de uzunca zamanımı alan bir ziyaretçim ol-
du.
"La Libre Belgique" gazetesinin tanınmış yorum-
cusu Marc Opsomer, özellikle "RP olayı"n\ merak
ediyordu. Ve bu merak, Avrupa Birtiği'nin başkentin-
deki genel endişenin bir yansımasıydı.
Söyleşi, Belçika'nın bu önde gelen gazetesinde
yarım tam sayfa yayımlandı. Sayın Opsomer'in konu
ile iigili yorumu ise şu tümce ile noktalanıyordu:
"Islamcılaha işbiriiğine karar vermeden önce,
ANAP milletvekillerinin birşey üzerinde iyi düşünme-
leri gerekir: Aynı zamanda hem Avrupa modeli ve
hem de onun tam tersi seçilemez!"
• • •
Söyleşide üç şeyi vurgulamaya özen gösterdim.
Bir; Türkiye'nin ve Türk Islamcılarının diğer Islam
ülkelerinden farkını... Islam öncesinde Türklerde ka-
dın-erkek eşitken Iran'da kadının şeytanın simgesi,
Arabistan'da ise deveden bile değersiz sayıldığını..
farklı inanç ve kültürlerin iç içe yaşadığı eski Anado-
lu'da, nasıl "farklıya hoşgörü" geleneğinin geliştiği-
ni.. Kemalist devrimin, tüm bu olumlu birikımin üze-
rine eklendiğini.. ve Türkiye'de bir Humeyni'nin de-
ğil, ancak bir Erbakan'ın olabileceğini.
Iki; RP'ye oy veren kitlenin çoğunluğunun bir "din
devleti" istemediğini.. RP oylarının çoğunluğunun
"tepki oylan" olduğunu.
Uç; oylann ancak yüzde 21'ini alan bir partinin,
Türkiye'nin düzenini ve yönünü değiştiremeyeceği-
ni...
Söyleşinin bir yerinde şu soru geldi:
- Sizce seçim, askeri diktatörlük ile Islamcılık ara-
sında değil mi?
Gazetede yer alan yanıtım aynen şöyle:
"Askeri bir diktatörlük Kemalizmin ilkeleri ile bağ-
daşmaz. Oysa ordunun meşruluk kaynağı Kemalizm-
dir. Çok ağırbunalımlar dışında bizde diktatörlük söz
konusu olmaz. öyle durumlarda bile, askerierıktidar-
da uzun süre kalamazlar."
Yanıtımı ven'rken, Yunanistan'da durumun çok da-
ha farklı olduğunu da anlatmıştım. Eğer, "Kıbns Ba-
nş Harekâtı" olmasaydı Yunan cuntası kolay kolay yı-
kılamazdı... Yayımlanan bölümde bunlar yer almadı.
• • •
Yukandaki düşüncelerim doğru, ama eksik.
O düşüncelerden, Türkiye'de demokrasinin tehdit
altında olmadığı ya da -demokrasinin ön koşulu olan-
laikliğe karşı bir tehlikenin bulunmadığı aniamını çı-
karmak yanlış.
Sadece olumsuzlukları görmek kötüdür. Ama
olumsuzluklara gözlerini kapatmak da aptallıktır.
Yanlış da olsa "çağdaşlığın güvencesi" gibi görü-
nen bir kamu yönetiminden, kadın eli sıkmayan kay-
makamlar, savcılar, yargıçlar dönemine iki günde mi
gelindi?
Ecevit'e -hem de en ılımlı aşamasındaki- "RP ola-
yı"n\ anlaması için, yedi aylık bir hükümet ortaklığı yet-
ti de arttı bile... Çankaya'daki Demirel, Erbakan'lı i-
ki MC'nin günahlannı ödeme çabası içinde... O yola
halı döşeyen Marmaris emeklisinin ise geceleri rahat
uyuyabildiğini hiç sanmıyorum.
•••
Üç gerçek var.
RP ağııiıklı bir hükümet -başbakan kim olursa ol-
sun- demokrasiyi korumakla görevli devlet örgütü-
nün, demokrasi karşıtı bir gücün ellerine teslim edil-
mesi demektir... Bu, bir.
Erken bir seçim, sağda -Türkeş'le bütünleşebilir-
se- DYP'yi, solda ise DSP'yi büyütür. Bu, iki.
Bu koşuilar içindeki en akılcı "yol" ANAYOL'dur.
Çünkü hükümet içinde ideolojik tutarlığın sağlanma-
sı da sağda ve solda net seçeneklerin oluşması da
buna bağlıdır... Bu da üç.
Her şey ortada.
Ama bunalımdan ve dolayısıyla da çözümden en
çok sorumlu olan iki parti, iki genel başkanın oyun-
cağı konumundan kurtulamıyor... DYP "ya Çiller, ya
tufan " diyebiliyor. ANAP, "Çiller olmasın da tufana da
razıyız" gibi bir tutumda direnebiliyor.
Ülke nerede, onlar nerede?
• • •
Böylesine bir "çarpıklık" doğal değil.
Öyleyse bozukluk nerede?
Kişisel dürtülerini toplumsal endişelerin önüne ge-
çirebilen önderlerde mi? Partilerin o önderlerin oyun-
cağı olmasına göz yuman milletvekillerinde mi? Yok-
sa o milletvekillerini gerçekte halkın değil de o önder-
lerin seçmesine izin veren antidemokratik sistemde
mi?
Ve de o sistem, önce 12 Eylül, sonra da Özal ta-
rafından oluşturulurken alkış tutanlarda mı?
Demokrasi dışı yollardan demokrasiye ulaşıldığı
nerede görülmüş?
Suç elbette ki demokraside değil... Olmayan şey
nasıl suçlu olabilir?
BUYRUN BAYRAM
TELAŞINA!..
İTİRAFÇILAR NASIL KORUNUYOR?
AYDINLAR İSLAM'I ÖĞRENİYOR!..
POP ÇAĞI DEMOKRASİSİ
ERKEKLERE KADINLAR
SAHİP ÇIKTI
ÇALIŞAN ÇOCUKLARIN
SORUNUNA ULUSLARARASI ÇÖZÜM
FELÇLİLER İÇİN YENİ BİR UMUT
ALKOL BAĞIMLILIĞI GENETİK
• WENDTS T0WC FAST-FOOD PAZAKINDAKİ PAYINI AltTniUYOR
• vlhM_tK USHiKI \T\K11
• LAMBALI RADYOLAR DÜNYANIN KUAĞIYDI
• KIR EKR.^S \1ILIT\N1 K.M11R ÇFUk
• DÛNYA YENtDEN YAP1LANIYOR YA BtZ?
• MFTROPOLLERDEN ANADOLl"YA BARft PROIFSI