Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3EYLÜL1995PAZAR CUMHURİYET 5AYFA
HABERLER 5
CHPPM
'Tele-kız'
sataşması
kavga
çıkardı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-CHPPani
Meelısi'nde(PM). partili
bakanlara "tele-kız"
benzetmesi yapılması
tartışmalara yol açtı. PM
üyelerınden Sabri Ergül.
CHP'li bakanlan "lüks
arabalara binip bedelini
namuslarıv la ödeyen"
tele-kızlara benzeterek
"Sizin bindiğiniz kırmıa
plakaların karşılığı da
sosyal demokrasinin
ilkeleridir. ahlakıdır"
dedı.
CHP PM toplantıstnda
konuşan Sabrı Ergül.
hükümete karşı sert
eleştiriler yöneltti. Alınan
bılgıye göre Ergül.
-Çözüldük.
ilkelerimizden ödün
verdik. İstanbul Emniyet
Müdürü hâlâ görevde.
Özel tim elemanlan
bozkurt işareti yapıyor.
Milletvekillerimizi.
bakanlanmızı
koruyamıyoruz*" dcdı.
Ağır suçlama
İnsan haklarmdan
sorumlu Devlet Bakanı
Algan Hacaloğlu"nun
oturduğu yerden.
"Bunlar doğru değiP
sözleriyle müdahalc
etnıesi üzerine. Ergül.
"Tele-kızlar vardır. lüks
arabalara. Mercedeslere
binerier. bunun bedeli de
namuslarıdır. Sizin
bindiğiniz kırmı/ı
plakalann karşılığı da
sosyal demokrasinin
ilkeleridir, ahlakıdır'
karşılığını \erdi.
Toplantiya katılan
Bayındırlık ve Iskân
Bakanı Halil ÇulhaoğUı.
Turizm Bakanı İrfan
Gürpınar. Sanayi \e
Ticaret Bakanı Hasan
Akyol. Kültür Bakanı
İsnıail Cem ile De\ let
Bakanı Algan
Hacaloğlu'nun
bu sözlere sert tepki
gösterdiklen bildirildi.
Toplantı
gerginleşirken. CHP
Genel Başkanı ve
Başbakan Yardımcısı
HikmetÇetin. Ergül'ü
odasına çağırarak bir süre
görüştü. Çetin'in.
Ergül "ü. "Ortamı
gerginleştirme,
kumltaya a/ kaldı. Ne
biçim konuşuyorsun?**
sözlerıyle uyardığı
öğrenildı. Tartışmalar
üzerine. gerginliğin
büyiimemesi ıçtn
toplantıya ara verildi.
Sol kanat Soysal'ı zorluyor, Baykal geride duruyor, Karayalçın adaylığını açıklayacak
Uzlaşma yok, yarış varTÜREV KÖSE
ANKARA-CHP'de uzlaş-
ma arayışları sonuç venne-
yince. kurultayda yarış saf-
laşması beİinziııleşmeye
başladı. CHP Genel Başka-
nı Hikmct Çetin. dün pani
meelisi (PM) toplanmında
yaptığı veda konuşmaMiıda.
"klasik yarışlı bir kurulta-
yın" sakıncalanna dikkat çe-
kerek "seçime giderken, dı-
şa dönük mücadelenin"zo-
runluluğunu \urguladı. An-
kara Milletvekilı Prof. Dr.
Mümtaz Soysal. adaylığı
içın vapılan yoğuıı baskılar
sonucu Bodrum'dan Anka-
ra'ya döndü. Soysal'ın dün
akşania dek aday olup olnıa-
ma konusunda net bir açık-
lanıa yapmaması üzerine.
bazı yandaşları "Artık bek-
leyemeyiz. Kendimizi bağlı
hissetniiyonız** dediler ve a-
day olması durumunda Z.ÜI-
fii Livaneliyi destekleyebı-
lecekleri mesajını veriiiler.
Murat Karayalçın ııı da a-
daylığını hafta başında açık-
layacağı bildırildı.
Cumhuriyet'in aldığı bil-
gilere göre. CHP"de çeşitli
cephelerdeki dünkü görü-
nüm şöyle:
Hikmet Çetin cephesi:
Kurultaydan önce son kez
toplanan parti meclisinde
(PM». üyelere veda eden Çe-
tın. "Uyumlu hareket etme-
yi görev bildim. Tarafsız ol-
mavı. adaletli olmayı ön
planda tuttunı. Delege hesa-
bına girmedinu Şu veva bu
kişinin adamı olma. şu veya
bu kisiyi seçtirme hesaplan-
na girmedim" dedi. Çetin.
bütünleşmenın sona ermedi-
ğıni. sürecin devani ettiğini
v urgularken 9 eylül kurulıa-
yının "klasik yanşlı bir ku-
ÇİZMEDEN YUKARI
Baykal. Çetin ve Karayalçın kurultay öncesi bir araya geleeek
MUSA KART
nıltay olmadığı. uzlaşma ge-
rekriği" görüşünü de yinele-
di. Çetin. gazetecilerin "Ge-
nel başkanlığa veda konuş-
ması mı yaptına" sorusuna.
"Genel başkanlığın konuşu-
lacağı yer. kurultay. Son top-
lantimız. belki onlar. belki
ben tekrarbir aradaolmaya-
cağız. onun icin teşekkür et-
tim arkadaşlara" vanıtını
verdi.
Çetin'in adaylık yarışına
giremeyeceği. Baykal ile uz-
laşacağı kulislerde dile geti-
riliyor Erdalİnönü,Hikmet
Çetin. Onur Kumbaracıba-
şi üçlüsünün birükte hareket
edeceğine dikkat çekilirken
Kumbaıaeıbaüi Cumhuri-
vet'in bu konudaki soruları-
ıra !ju yanıtı serdi: "L'zlaşma
olmadan kıırultaya gidersek
partinin sıkıntıya gireceğini
sö\1ü\orum. Onun başkanlı-
ğı, bunun başkanlığı. isinıler
beni ilgilendirmiyor. Kurul-
taydan sonra kısa süre için-
Doğu ve Güneydoğu'daki il başkanlanna bildiri yayımlatma planı sıkıntı yarattı
'Deniz Baykal'a çağn' yöntemi
ANKARA (Cumhuriyet Börosu)
-CHP'nin bütünleşme öncesi
lideri Deniz Ba\kal
yandaşlarının. il başkanlanna
"Bay kal'a çağn*" bildirilerı
yayımlatma girişımi. ilk aşamada
sıkıntı yarattı. Baykal'a çağrı
ıçın bir araya gelen Doğu ve
Güneydoğulu il batjkanlannın
dün sabahki toplantısına
katılanların tereddütlü ve
çelişkıli tavırlar içınde olması
üzerine açıklama yapılamadı.
\'ürütülen temaslar sonunda
pürüzler giderilerek öğleden
sonra Doğu ve Güneydoğulu
bazı il başkanları ve il
temsılcilerı "Baykal'ı göreve
cağınyoruz" bildirisini
açıkladılar.
Deniz Baykal yandaşlarının. art
arda yapıiacak bölge
toplantılarında "Baykarı göreve
çağırma'" girişimi dün Doğu ve
Güneydoğulu il başkanlarının
direnişine takıidı. Dün sabah saat
11 OO'de Mersin Otel'de Doğu ve
Güneydoğulu il başkanlarının bir
açıklaması olacağı duyuruldu.
Ancak. toplantıya gelen il
başkanlannın azlığı dikkati
çekerken. Baykal'a yakınlığıyla
bilinen Diyarbakır İl Ba^kanı
Mesut Değer. hazırlanan bildiriyi
"bu aşamada
açıklayamayacaklannr söyledi.
Doğu ve Güneydoğulu bazı parti
yöneticilerinin "Baykara
destek" görüntüsünden rahatsız
oldukları ve bölge sorunları
konusunda mesaj venneyi
istedikleri bildirildi. Elazığ İl
Baskanı Giirsel Erol: Baykal.
K.arayalçın, Çetin ve Soysal
arasındaki dörtlü bir yans.ta
BaykaFı destekleyeceğini. Z.ülfü
Livaneli'nin aday olması
durumunda ise yeni bir
değerlendırmeye gideceğini
söyledi. Öğleden sonra ise bildiri
yayımlandı. Bildinye:
Diyarbakır. Erzurum. Bitlis.
Bingöl. Mus.. Adıyaman. Elazığ.
Hakkâri il başkanları ile Urfa
Merkez ilçe Baskanı Sabri Polat.
Kars ilçe temsilcısi İlhan Babur
inıza attılar. Ağn. Iğdır. Ardahan
ve Erzincan il başkanlarının da
faksla bildiriye katıldıklan
açıklandı. Bildiridc.
"Bölgemizde ve ülkenıizde Kiirt
sorunu çözümlenemezse insan
haklan ihlalleri de
çözümlenemez. Bölgeye banş.
huzur ve can güvenliği gelmez.
Faili meehul cinayetlerin
faillerinin bulunması ve
yakalanması. olağanüstü hal
uygulamasının kaldınlması,
koruculuk sisteminin
kaldınlması, yakılan ve boşaltılan
köy ve mezralann onanlnıası
sağlanmalıdır. Bölgeye banş^ıl ve
demokratik bir çöziim
getirilmesini talep ediyoruz"
denildı.
Bildirinin sonunda da
"Demokratik ve laik bir Türkiye.
toparlanmı^ bir CHP için**
Baykal göreve çagrıldt.
Bugün Nevşehir. yarın da
Eskişehir'de yapıiacak bölge
toplantılarıyla "Baykal*ı göreve
çağırma" bildirilerinin
yayımlanması sürdürülecek.ll
başkanları. bildirinin
açıklanmasından sonra da
Baykal'la görüştüler.
de seçime gidilecek. Partinin
seçime hazırlanması lazım.
Onun için de uzlaşma öneri-
yorum. \e bugüne kadar ol-
duğu gibi de politikamı Hik-
met Bey'le beraber yapıyo-
rum."
Deniz Baykal cephesi: De-
niz Baykal. istanbul tl Ba>-
kanı Ahmet Güryüz Keten-
ci için dile getirdiği "Sünni
ve Türk kökenli il başkanı"
sözleri üzerine ortaya çıkan
tepkileri unutturmak için ge-
ri planda durmaya özen gos-
teriyor. Baykal'ın PM liste-
sınin oluşumuna karı^maya-
cağı ve "toparlayıcı. hizip
görüntüsünden uzak"bir lis-
te oluştnasını istediği kulis-
lerde konuşuluyor.
Sol kanat- Soysal cephesi:
Belirli bırkanadm adayı gö-
rüntüsünden rahatsız olan ve
İstanbul Milletvekili Ercan
Karakaş'ın Zülfu Livane-
li'nin görüîjmelerine katıl-
masına tepki gösteren Soy-
sal. BodrunV-dan dönü^ünü
erteleyince sol kanat temsil-
cileri sıkıntıya düştüler, Sol
kanadın baskılannı yoğun-
laştırrnası üzerine Soysal.
Ankara'y a döndü. Dün gece
Soysalın bazı yandaşları
"Artık hocaya kendimizi
bağlı hissedemeyiz. Daha
fazla bekleyemeyiz. Vapılan-
lar siyasi nezakete uymuvur.
Adayımız olmasını istediği-
miz kişive telefonla bile ula-
şamıyoruz** demeye başladı-
lar. Karakaş ile bazı sol ka-
nat temsilcilerinin Livane-
1i'yi desteklemeye yönelebi-
lecekleri bildirildi.
Murat Karayalçın cephe-
si: Karayalçın'ın kolekıif yö-
netinı modeli kabul görme-
di. Zülfli Livaneli ile dün
ikinci kez görüşen Karayal-
çın'ın. hafta başında adaylı-
ğını açıklanıası beklenıyor
Karayalçın. Livaneli'nin zi-
yaretinden sonra yaptığı
açıklamada. "Kolektif yöne-
tim konusunda kısa sürede
bir noktay a «elinniezse aday-
lığımı açıklama noktasında
otduğumu sövledim"dedi.
Zülfii Livaneli cephesi: "A-
day olacak mısınız" sorusu-
na. "Ben, çıkacak sonuç ne
olur, gözden geçireceğim.
Ona göre karar vcreceğim.
Parrime yaraıiı olur muyum.
diye düşünüvorum. ^öksa si-
yasi hırsım nedeniyle partiyi
bölmek gibi bir niyetim yok.
yeni bir meslek de aramıyo-
rum. zaten yeterince mesle-
ğim var" vanıtını verdi.
Görüşmede. Lı\aneli'nin
"Baykal dışında ortak yöne-
tim" önerisini gündeme ge-
tirdiği, ancak Karayalçın'ın
buna karşt çıkarak "Sizin de
beklediğiniz bütünleştirici
misyon bu degil. Siz, bir kesi-
min adayı gibi görüntü veri-
yorsunuz'""dediği öğrenildı.
Soysal'ın aday çıkması du-
rumunda. Livaneli'nin aday
olamayacağı da kulislerde di-
le getirilen yorumlar arasın-
da yer aldı.
Yunluıulan küometrelerceuz/nkta
btka^deştopmğpu beklemek»Yolun ve bölgenin bazı bölümleri Hırvat. bazı bölümleri Boşnak denetiminde. Kreşovo, bir Hırvat
kasabası... Alagici, önceden tüm ahali Müslümanken şimdi Hırvat denetiminde bir Bosna-Hersek
kasabası... (Bosna-Hersek"in, savaş öncesindeki 4.2 milyonluk toplam nüfusunun yüzde
40'ını Müslüman Boşnaklar oluşturuyordu. Kıyımlara ve göçlere rağmen, bu oranın şimdi
daha fazla olduğu söyleniyor.
Ç
evrede. Birleşmiş Mılletler'e
bağlı Malezyalı askerler... Ge-
ce yarısı 2"ye 20 kala. bir as-
keri birlik önünde yine Malez-
yalı askerler... Yurtlanndan
binlerce kilometre uzakta. bir kardeş top-
rağı beklemeye gelmis. olmalarında duy-
gulandırıcı bir yan \ar... Tünelden çok
dağ mağaralarını andıran dehlızlerden
geçiyoruz otobüslerle... $ofor İzzet.Tür-
kiyeli Boşnak arkadaşlar. Refik Akova,
Zahit Gürdal, otobüsün ön sıralarında
bir araya gelip. bir ağızdan Boşnak tür-
külerine başladılar... Bir iç cekiş güzel-
liğindeki bu halk türkülerinin ardından
bizimarkadaşlaıınönce'DağBaşınıDu-
man Almış" arkasından da her zaman ol-
duğu gibi akortsuz bir sesle 'İstiklalMar-
şı" söylemeleri pek uygun düşmedi... "\i-
hansın Didede' ile dengeyi bulma çaba-
sı daboşa gitti...
Neden bizim insanımız. bizim aydını-
mız. sağcısıyla. solcusuyla. halkından bu
kadar ıızak. halk duyarlığına bu kadar
yabancı? (Suavi ve Cem Karaca. öteki
otobüstelerdi. onlara haksızhk etmiş ol-
mayayım.) Bosııa Sancak Derneği ku-
rucularından Zahit Gürdal, Bosna'da ay-
dmlar ve halk arasında Osmanlıca söz-
cüklere. eski türkülere \e geleneksel gi-
yim kuşama artan bir ılgi olduğunu an-
îatıyor... (Bizim "marş* ve 'alaturka' çı-
karmamız başarısızlığa uğrayınca. İzzet
radyoyuaçtı. RimskiKorsakov'un 'Şah-
razaf operasının ezgıleriyle yıkandı kıı-
laklarımız.)
Konjiç'teki motelde düzgün bir ye-
mek. temiz çarşaflar ve sıcak su bekli-
yordu bizi. . Acımasız bir savaştan geç-
miş ve hajen savaş koşullarındaki bir ül-
kenin.taşrasayılabilecekbirbölgesinde-
kı motelde bütün bunları bulabilmek ve
üstelik rezerv uarın su kaçırmadığını. si-
fonun bozuk olmadığını görmek ilginç-
ti...
Sabahleyin. Türkkaya Ataöv'le pay-
laştığımız motel odasmın penceresinden.
kolunda cüz'ü. herhalde Kuran kursuna
gitmekte olan tesertürlü bir genç kız gör-
düm... Kahvaltıdan önce. motelin yakı-
nından akmakta olan Neretva kıyısında.
Bahreyııli delikanlılarla tanıştım Bos-
na'yayardım sağlayan İslahOrganizas-
yonu'içindegönüllüolarakçalışıyorlar...
Birı elektronik mühendisiymiş...
Mostar-Tuzla yolu. işgalci Sırp birlik-
lerinin denetiminde olduğu için orman-
lann içinden geçen patikamsı yollardaıı
ilerliyoruz... fsviçre köylerine benzeyen
orman köyleri...
Sık ağaçlı ormanlar... Yapraklann üze-
rinde sabah çiyi. mücev her gibi ışıldayan
sudamlaları... Bosna-Hersekordusunun
en büvük eğitim merkezlerinin birinin
yakınından geçiyoruz... Bunu. yine çok
uzun bir tünel izliyor... Ve artık. adını
Avusturya asıllı Herzoc Paşa'dan aldığı
söylenen Hersek'ten (Hersegovina) çı-
karak İvan Sedlo diye adlandırılan böl-
geye. Orta Bosna'ya giriyoruz... Yol üs-
tündekiTarçin'e girerken Fransızacıl ge-
reç-donanım birliğiyle yeniden karşılaş-
tık... Sarayevo'ya33.Sırbistan toprakla-
rına 60 km. uzaklıktayız...
Yolun ve bölgenin bazı bölümleri Hır-
vat. bazı bölümleri Boşnak denetiminde.
Kreşovo- bir Hırvat kasabası... Alagici-
önceden tüm ahali Müslümanken şimdi
Hırvat denetiminde bir Bosna-Hersek
kasabası... (Bosna-Hersek'in. savaş ön-
cesindeki 4.2 milyonluk toplam nüfusu-
nun yüzde 40'ını Müslüman Boşnaklar
oluşturuyordu. Kıyımlara ve göçlere rağ-
men. bu orantn şimdi daha fazla olduğu
söyleniyor. Çünkü 600 bin Bosnalı Sırp.
ülkeyi terk ederek Sırbıstana göçnıüş.
Hırvatlardan da Hırvatistan'a göç eden-
ler var.) Kissela- delik deşik edilniş bir
caminin yanından geçiyoruz... Az sonra
Müslümanlann çoğunlukta olduğu bir
yerleşim bölgesi: canıi de kilise de lıer-
hangi bir hasar görmemiş... Zahit Gür-
dal. "Bosna'nın bölünmesi, Bosna'nın
sonu olur; çözüm eski statüdiir" diyor...
Bosna-Hersek'teki acımasız savaşııı bir
nedeni de anlaşılan Bosnalı Sırpların da-
ha çok dağltk bölgelerde yaşıyor olma-
ları ve Bosnalı Müslüman çoğunluğun ti-
carete egemen oluşu... Soför İzzet'tn
Boşnakça sözlerini arkadaşlar çev iriyor:
"Bosna öyle kanşıktır ki. ay ıramazsınız.
Buralarda 50 metre aravla camivke kili-
seyi bir arada görürsünüz..."
Öğleye doğru. Bosna'nın en büyiık de-
mir-çelik komplekslerinden birinin bu-
lundugu (şimdi orduya silah gereçleri
üreten) ve Bosna'daki Türk Birlıği'nin
merkeziniıı bulundıığu Zenica ya giri-
yoruz... (Zenica'ya girerken. patalog-
profesor Şerafettin Canda ve anatomi
profesörü Tahir Hatipoğlu. Bosna'ya
ayarladıkları "Karadır kaşlann' türküsü-
nü ikı köy delikanlısı gibi kafa kafaya ve-
rerek söylüyorlar... "Bosna". "Öosta*.
'Mostar", "Dostlar' uyaklan hiç de fena
değil... Aziz Bey'inoıanlamalarıbiıkez
dahahaklılıkkazanıvor. HerüçTürkten
döıdü şairdir...)
Zenica (Zenitsa okunuyor) Bosna-
Hersek topraklannın tanı ortasında. Sa-
rayevo'nun kuzeybatısında bir sanayi
kenti. Türkiye nin Bosna-Hersek'teki as-
keri birliğinin merkezi de burada.
1991 sayımına göre 140 bin olan nü-
fusun yüzde 80"i Müslüman Boşnaklar-
dan. yüzde 15'i Hırvatlardan. yüzde 15"i
Sırplardan oluşuyordu.
Bugün kentte tahminen 11 bin Hırvat.
5 bin Sırp yaşıyor. (Hırvat nüfusta yan
yarıya. Sırp nüfusta dörtte üç azalma
var.) Müslüman nüfusun da azaldığı bi-
liniyor. Buna karşılık 100 bine yakın
mülteciyle Zenica'nın bugünkü nüfusu
250bin'kadar.
POLİTİKA GUNLÜGÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Eylül...
Eylülü hiç ama hiç sevmezdi. Ona göre eylül hüzün-
dü, eylül acımasızdı...
O, menekşe rengi duygulann yüklendiği sabahlan
özlerdi hep; geçmışe dönük bulmacalar çözmeyi yeğ-
lerdi...
Çok uzaklara doğru yol alırdı böyle gunlerde; nehir-
lere, göllere. kuşlara inat. Gözlerinde sakladığı mev-
simlen arardı kimi zaman. Annesinın sıcak bakışlannı
duyumsardı küçük odanın duvanna asılı resmıne bak-
tığında.
Kendi kendine şöyle derdi:
"Babam yakışıklı adammış, annem de güzel kadın-
mış doğrusu..."
Çocukluğunu düşlerdi: o geniş bahçesi olan, tam or-
tasında kuyusu bulunan evlerini... Asma yapraklarının
arasında saklı duran iri siyah üzümleri; çarşıya uzanan
odikyokuşu...Çınarağacınınaltındaşekerlileblebisa-
tan bir bacağı kesık Şevket Amca'yı. Gülümser Tey-
ze'nin kızı Nurten'i özlerdi...
Hep şöyle konuşurdu o köhne meyhanenin tahta
masalanndan birisine oturup. mavi çiçekli muşamba
örtüsünü düzeltip, Murzo'ya "Börüiceye sarımsak
koymayı ihmal etme" dedikten sonra:
"Eylül acımasızdır, eylül kalleştir, eylül cellattır..."
Taş plak hafif hafif dönmeye başlardı o sırada. Mü-
nir Nurettin dolaşırdı, ardından da Safıye Ayla, Mü-
zeyyen Senar gelirdi...
Gözlerinde acıya çalar bir gülümseme belirirdi o an-
da...Elini omzuma koyardı birinci kadehi susuzyuvar-
ladıktan sonra...
İkinci kadehin ardından duvarda asılı fotoğraflara
dalardı, beklenmedik bir misafiri karşılayacakmış gibi
bir hali olurdu...
Bilirdim sonbahar onun içindeki coşkuyu alıp sak-
lardı. Bilirdim kı eylül onun yalnızlığını taşırdı. Bilirdim
ki hüzün onun sevdalarını çoğaltıp bir başkataşra ken-
tine götürürdü. Bilirdim ki onun gözlerinin ucu bazen
birşiiri anımsatır. kırlaşmış saçlarında Yunan tanrılan-
nın yüceliği buluşurdu...
Kimi akşamlar Zeus'tan söz eder, Okeanos un gü-
zel topuklu kızıyla sevişip üçüncü kadehten sonra da
Miletos'a. aşkın dehşetinden yanıp tutuşan kadınla-
rr aramayagiderdi...
Eylül onun için alaycıydı, kalleşti...
ilk kez banka soygununa katılmaya karar verdiği
günü anımsardı, kafayı iyice bulduğu zaman. Dört ar-
kadaşıyla 'devrim adına' banka çalışanlarını rehin'
alacaklardı ki ansızın birfırtına esmişti yüreğinde. Sa-
rı saçlı. mavi gözlü kızatakıldı gözü.
Arkadaşlarına seslendi:
"Ben bankayı soymaktan vazgeçtim. Çünkü karşı-
da oturan sarı saçlı, mavi gözlü kıza âşık oldum..."
Zabit üniformalı gençten üçü "Delisin sen" dediler
o anda. Sonra dışanya çıkıp Kuğulu Park'ta kavga et-
tiler. Çam Apartmam'ndaki toplantıya katılmadan bir-
liklerıne döndüler.
Yirmi yaşındaydı o zaman. San saçlı, mavi gözlü
kızla iki ay sonra evlendi, on iki ay sonra da apoletle-
ri sökülmüş olarak Eskişehir'den istanbul'a getirildi. Zi-
verbey günlerini hiç ama hiç unutmadı...
Evlendiğinde aylardan eylüldü, gözaltına alındığın-
dada...
Eylül onun için acıydı, eylül onun için yalnızlıktı...
Kızının adını o yüzden Ekim koymuştu...
Duvardaki fotoğraflara bakıyordu. Atatürk'ün. Inö-
nü'nün. Bayar'ın, Menderes'in. Demirel'ın, Ecevit'in
renkli fotoğraflanydı bunlar.
O gece Taş Plak'\ ayağa kaldırmıştı:
"Ulan, Lenin'/n fotoğraft niye yok burada?.."
Yan masada oturan üç bıçkın. el işareti yapıp "Nah
burada asılı" deyınce yerinden kalkmış, üçünü de has-
tanelik etmişti.
Gece 12'yi vurduğunda Nâzım'dan şiiderokurdu...
"Senin adını, kol saatimln kayışına tırnağımla kazı-
dım" diye başlardı şiire. Tümünü ezbere bilirdi. ikinci
bölümde ayağa kalkar, Taş Plak ın orta yerinde durur
ve haykırırdı:
Dışarda babar geldi karıcığım baharl Dışarda, boz-
kınn üstünde birden bırei taze toprak kokusu, kuş
sesleri ve vesaire.../ Dışarda bahargeldı karıcığım. ba-
harl dışarda bozkırın üstünde pınltılar...
• • •
O devrimciydi, o romantikti, o idealistti ve o savaş-
kandı...
Sevgisi direnciyle büyür coşkulu bir ırmağı çağnş-
tırırdı...
Hiç kaçmadı, yılmadı yıllar boyu. Hiç ödün verme-
di. dönek olmadı. yükselen değerlere boyun eğmedi.
20 yaşında neyse şimdi de oydu...
Yüregi bunca yaşına karşın hâlâ çocuk yüreği gibi
çarpardı...
Yıllar önce hapisteyken eylül ayında boşandı sarı
saçlı, mavi gözlü kadından.
Onu hep ama hep sevdi...
Güneşi zincirlerle çekerek çoğalttı. kaldırımlar üze-
rine düşen sarı ışıklana oyalandı...
Haziranda çiçeklertopladı. eylülün acımasızlığına al-
dırmadan. Haziranda sevgilileri oldu, eylülde hüzünle
yıkıldı.
ilkyaz sulannda delişmendi. ilkyaz akşamlarında ise
solgun bir gülün romantizmini solurdu...
Sığ sularda boğuşmadı hiç. azgın dalgalarda kulaç
attı...
Ateşi hiç sonmedi. sevgisi hiç eksilmedi...
Ama eylülü de hiç sevmedi...
Eylül acımasızdı, eylül puşt. eylül hınzırdı...
Galiba tek kusuru da buydu...
DYP'de operasyon hız kesti
Ankara ü örgütü
görevde kahyor
AYŞESAV1N
Birleşmiş MilleÜer Banş Gücü'nde görev y apan Malezy alı askerler gece nöbetinde...
ANKARA - DYP Genel
Başkanı ve Başbakan Tan-
su Çiller'ın. pani örgütleri
ve milletvekili düzeyınde
başlattığı "tasfiye*" operas-
yonu.TBMM Baskanı Hü-
samettin Cindorukun ba-
şını çektiği parti içi muha-
lefetin keskinleşmesi nede-
niyle hız kesti. DYP Genel
İdare Kurulu'nun (GİK).
Ankara Milletvekili İrfan
Köksalanve Kocaeli Mil-
letvekili İsnıail Amasyalı
hakkında verdiği disiplin
kıırııluna sevk kararının
"usulsüz" olduğunu kabul
ederek geri adını ataıı Çil-
ler ve ekibi. tepkileri de
dikkate alarak Ankara il ör-
gütünü görevden almaktan
vazgeçti.
Başbakan Tansu Çiller.
İstanbul il kongresinin.
"usulsüz y apıldığı. eski il ve
ilçe başkanları ile birlikte
yaklaşık HH) bin kişinin
iiyelik kaydının silindiği"
iddiaları nedeniyle başla-
yan ve muhalif 2 milletve-
kılinin disiplin kuruluna
verilmesi karan ile sertle-
şen parti içi muhalefeti yu-
muşatmanm yollannı an-
yor. Başbakan Tansu
Çiller'in görevden almak
istediği Ankara İl Başkanı
Bülent Şimşek Özçeliki.
Ankara milletvekilleri Bi-
lal Güngör ve Mustafa
Dursun Nangının uyarıla-
rı üzerine yerinde tutmaya
razı olduğu belirtildi.
Ankara İl Başkanı Bü-
lent Şimşek Özçelik de ge-
çen hafta 24 ilçe başkanını
toplayarak Başbakan Çil-
ler'e "bağlılığını" açıkla-
mıştı. Adalet Partisi döne-
minde de Ankara İl Baş-
kanlığı vapan Özçelik'in
Demirel'e yakınhğının Çil-
lerı rahat>ız ettıği öne sü-
rülüyordu.