Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yöneünenı. Orhan Krinç • D15 Habcrler Ergun Balcı • Islıhbarat Yılçm YayuıKunılu tUuınSdçnklBaşkan) Ankara Temsılcısı MusUfa Balbay • Haber Mûdürü: MüesseseMüdürü:ErolErknt#Ko- MEDYA C: • Yönetım MEDYA G: •
Genel Yayın Koordınatorü llikmct Ç«kır • Ekonomı Bülent Kızanlık • Kultür Orhan Erinç, OkUy Kırtböke. Doğan Atan Atatürk Bulvan No: 125. Kat.4, Bakanlıklar- ordınatör Ahmet Konılsan • Kurulu Başkanı-Genel Yonetım Knnılu
Ç e t i n k a y a • Yazıışlerı Müdürlen: H»nd»nŞenkökcn • Spor Abdulkadir Yicelman Özgeo Acar, Hikmet Çeünkaym, AnkaraTel 4195020(7hat), Falcs: 4195027 •izmırTem- Muhasebe Bülent Yener • Idare. Müdûr Gölbin Erdnran Ba$kam - Geoel
fbrahim YlldlZ J)inç Tayanç (Sorumlu) • Makaleler. Sami Karaören • Çevın. Seyfettin Şâkna Soner, Ergun Bafcı, Dinç sılcısı:SenUrKlzık,RZıyaBlv. 1352 S.2/3Tel:4411220, Hiseyta Gûrer • Işletme. Önder • Koordınatör. Reha Müdur Cstin Ak-
• Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara Tnrh»n • Dûzeltme Abdull.h\azıcı»Bılgı-Bel- Tayanç, İbrahim Yüdız, Orhan Faks:4419117#AdanaTemsılcısı.Ç«tinYiğenoğhı,Inöoü ÇeHk^Bılgı-lşkmNfUlİMİ^Bıl- Iptman • Genel Müdür men • Murahhas
• Görsel Yönetmen: Fikret Eser ge Edibe Buğrı • Foloğraf Erdoğan Köseoğlu Bursah. Mustafa Balbay. Cd 119 S.No:l Kat:l,Tel. 3522550, Faks. 3522570 gısayar Sıstem Mürüvtt ÇBer Yarduncıst Mine Akdağ uye Bora Göoenç
Yayimfsvan ve Basan: Yenı Gun Haber Aıansı. Basın ve Yavıncıhk A 5
Türkoca&Gid 39 41 Cağdloğhı 34334 istPK 24« Istanbul fel (0/212) 512 05 05 (20 hal) Faks (0/212)513 85 95
3EYLÜL1995 lmsak: 4.55 Gûneş: 6.25 Öğle: 13.11 tkindi: 16.48 Akşam 19.42 Yatsı: 21.06 MEDYA C Tel: 514 07 53 - 513 95 80 - 513 84 60-61, Faks-5118466
IMumcu anıtf
protestosu
• lstanbul Haber Servisi-
CHP Şişli ilçe örgütü,
"demokrasi şehidi" Uğur
Mumcu'nun Harbiye'deki
anıönın bakımsızlığını
protesto ederek yeni ve
kalıcı bir anıt
yaptıracaklannı açıkladı.
Anıtın önûnde yapılan
protesto eyleminde,
Osmanbey'deki ilk yerinden
Büyükşehir Beledıyesi'nce
kaldınlan anıtın, Harbiye
Kavşağı'na alelacele ve
kınk dökük bir biçimde
yerleştinlmesi kınandı.
bilirkifi
• İstanbul Haber Servisi -
Çevre Bakanı Rıza Akçalı,
Şile Karakiraz Köyü'ndekı
çöp toplama alanı ile ılgili
olarak son günlerde çıkan
tartışmalar üzerine, Istanbul
Valiliği ve Çevre Bakanlığı
tarafından oluşrurulan
bilirkişi heyetinin bölgeye
gönderildigini söyledi.
Akçalı, heyet tarafindan
alınan su örneklerinden elde
edilecek rapor sonucunda,
söz konusu bölgede, insan
sağlığına zarar verecek
boyutta olumsuzluk var ise
gereğinin yapılacagını
söyledi.
Habaş kapatriıyop
• tZMtR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Aliağa'da çevre
kirleticilerinden birisi olan
Habaş, pazartesi günü
kapatılıyor. Izmir Valisi
Kutlu Aktaş tarafından
kapatılma tarihi sûrekli
ertelenen fabrikanın, gerekli
önlemleri yerine
getirmeyince kapatılmasının
kararlaştınldıgı öğrenildi.
Fabrikanın, toz tutma
tesisiyle ilgili hazırlanan
planı yerine getirene kadar,
kapalı tutulacağı bildirildi.
Öğretmenter için
M B AKademisi
• tZMİR(AA)-Milli
Eğitim Bakanlığı'nca, "iyi
öğretmen yetiştırmek"
amacıyla kurulacak
akademide. öğretmen
adaylanna pedagojik
formasyon verilecek.
Eğitim fakültesi
mezunlannın sınavla
alınacağı, 4 yıl önce
çahşmalanna başlanan
"MEB Akademisi" ile ilgili
projenin tamamlanmak
ûzere olduğu bildirildi. îlk
mesleki uygulamalannı da
akademide yapacak olan
öğretmen adaylan, daha
sonra görev yerlerine
atanacakJar.
Twn ve Jerry7
düşmanhğı
• KUVEYT(AA)-
Küçükler kadar büyûklerin
de izlediği "Tom ve Jerry"
ve "Temel Reis" gibi
dünyaca ünlü çizgi filmler,
Kuveyt'te büyük tepki
görûyor. Bu çizgi fılmlerin
"şeytansı" etkilerinin
giderilmesi amacıyla
Kuveyt'te dini içerikli bir
çizgi film hazırlandı.
Kuveyt Islam Dünyası
Komitesi, kısa metrajlı
olarak "Salam'ın
Yolculuğu" adlı çizgi
filmin, Kuran-ı Kerim'den
yola çıkılarak hazirlandığını
ve bir Arap çocuğun
maceralannı anlattığını
belirtti.
Yeni sınav
hakkı
• ANKARA (Cumhuriyet)
- Milli Eğitim Bakanı
Nevzat Ayaz, mezuniyet
için yeterli kredisi
bulunmayan, ancak 1995
ûniversiteye giriş sınavında
bir yûkseköğretim
programına yerleşen
açıköğretim lisesi
öğrencilerinden en çok 18
krediye kadar eksiği
bulunanlara bir sınav hakkı
daha verildigini söyledi.
Sınava katılmak isteyen
öğrencilerin 8 eylül cuma
günü çalışma saati bitimine
kadar Ankara'daki Film,
Radyo ve Televizyon Eğitim
Dairesi Başkanlığı'na
(FRTEB) başvurmalan
istendi.
Bazı çocuk yuvalannda 4-6 yaş grubu, Kuran hocalan tarafından eğitiliyor
Abeceden önceeli£baÖZLEM YÜZAK
Türkiye'de kalıcı bir eğitim politikasının
oluşturulamaması, bu alandaki boşluğun.
ideolojilerinı eğitimin önüne geçiren ke-
simlerce doldurulmasına yol açıyor. Işin
içine oy toplama kaygılan da ginnce, İsla-
mi kesime venlen pnm, anaokullanna ka-
dar uzanıyor. Yasalardaki boşluklar ve ye-
tersiz denetimi firsat bilen birçok çocuk yu-
vası, anaokul ve çocukbakım evi, abece-
den önce elifba öğretmeyi uygun görûyor
Kuran'ın ve namaz surelennın ezberle-
tıldiği, çocuklara oyun içinde lslami bilgı-
lerin, cennet ve cehennemin öğretildiği bu
merkezlerde başörtûlü öğretmenler hizmet
veriyor.
3-4 yaş grubundakı çocuklar yer minder-
lerinde eğitim görürken, 4-6 yaş grubu,
anaokulu eğitiminin yanı sıra Elifba (Arap
alfabesi) öğreniyor, hafizlıktan gelme Ku-
ran hocalan tarafindan eğitiliyorlar. Ücret-
leri, laik ve çağdaş eğitim veren ilkokul ön-
cesi kurumlann ücretinden biraz daha dü-
şük olan bu merkezlerde ödemelerde de çe-
şitli kolaylıklar sağlanabiliyor.
Bakanlığa bağlı değiller
lstanbul'da Fındıkzade semtınde Can
Kardeş Çocuk Köşkü "Hangi bakanhğa
bağhsınız" sorusunu "Anaokulu eğitimi ile
biriikte Kuran eğitimi de verdiğiraiz için
hiçbirine bagfa değiiiz. Sadece Maliye'ye ka-
yıtiryız ve vergiınizi veriyoruz" şeklinde ya-
nıthyor.
Can Kardeş Çocuk Köşkü'nün yetkilile-
rinden psikolog Ayşegül GüreMi, "Milli Eği-
tfan Bakanhğı'na bağlandığımız an müfettiş-
ler gefir ve çauşmamıza izin vermezler" der-
ken, daha sonra, yine bir veli olarak görüş-
tüğümüz Bahçelievler'de yeni hizmete açı-
• Kuran'm ve namaz surelerinin ezberletildiği, çocuklara
oyun içinde lslami bilgilerin, cennet ve cehennemin
öğretildiği bazı çocuk yuvalannda başörtûlü öğretmenler
hizmet veriyor.
lan Özel Merve Çocuk Yuvası yetkilisi, Mil-
li Eğitim Bakanlığına bağlı olduklannı, an-
cak "endişeienmememizi", müfettışler tara-
fından denetimolsadakendilennin "herşe-
yi ayariadıklarını ve hiçbir sorun çıkmaya-
cağım, /aten öğretmenlerin hiç çekuimeden
başörtûlü dolaş&klanru" vurguluvor.
Aldığımız bu bılgiler ışığında, lslami ke-
simin laik olmayan bir eğitim sistemini da-
ha büyük kitlelere yayma girişimleri artar-
ken, Türkiye'nin çağdaş eğitim konusunda
belli verutarlı bir politikasının olmadığı da
bir kez daha vurgulanmış oluyor
Denetim >^pılamıyor
Görüşlenni aldığımız çağdaş ve laik eği-
tim veren yuva ve okul öncesi kuruluşlann
yetkilileri de "kaçak olarak açılan eğitim
kunımlannın varlıklanndan, ka>itlaruıda
yer almadığı için ilgili bakanlıklann haber-
dar olmadıklannı ve bu yüzden herhangi
bir denetim \apılmadığını" belırtiyorlar.
Gelelim Istanbul'dadinı eğitim veren ço-
cuk yuvalannda ne tür çalışmalar yapıldı-
ğından bırkaç örnek vermeye.
Istanbul Kartal 'da bir çocuk yuvası. Özel
Erkal Anaokulu Müdiresi Emine Hanım.
çocuklara ağırlıklı olarak lslami eğitim ver-
diklerini vurguladı. Bu eğitimi nasıl verdik-
lerini ise şöyle anlaftı: Biz 3-4 yaş arasın-
daki en küçük çocuk grubuna lslami, oyun
içinde öğretiyoruz. Oyunda ceza alan ço-
cuğa dua ezberletiyoruz. tlahi içerikli mü-
zik, ve Peygamber'in yaşamını konu alan
tiyatro oyunlan öğretmeye çalışıyoruz.
Can Kardeş Çocuk Köşkü'nün yetkilile-
rinden psikolog Ayşegül Güreldi ise çocuk-
lan sıkıp bunaltmadan bir dini eğitim plan-
ladıklannı belirterek şöyle diyor:
"Ömeğin tahtaya seccadenin S'sini yan-
yoruz. Çocuklara harfleri bo\a>arak öğre-
tiy«ruz. Ders saatleri uzun hıtulmuyor ve ço-
cuğa bunalmadan dini eğitim verilhor. Her
sırufta iki öğretmen bulunuyor. Biri eğhim-
ci, diğeri Kuran hocasL Sureler yine toplu
eğitim tarzında olduğu için çocuklar bunu
oyun gibi kabul ediyorlar. Birbirleri ile ya-
nş edercesine ögrenmeye çahşıyoriar ve çok
güzel sonuçlar almıyor. Çocuklar mahreci
iyi öğrensinler drye Kuran öğretmenlerimi-
/jn hafız olmalannı tercih ediyoruz."
15 yıldır eğitimini sürdûrûyor
"Ne Milli Eğitim ne de Sağhk Bakanb-
ğı'na bağlı olmadan nasıl faahyette buluna-
bUiyorsunuz" sorusuna ise verilen cevap,
"Kuruluşumuzda anaokulu eğitimi fle bir-
iikte Kuran eğitimi de verileceği için farkh
bir pozisyonu var" oluyor ve Fatih semtin-
de bu işe ilk başlayanlardan biri olan ve 15
yıldır bu şekilde eğitimini sürdüren Fevzi-
ye Hanım Çocuk Evi örnek gösteriliyor:
"Bu şekilde eğitim veren yuvalara bir ba-
kın, hiçbir bağımlılıklan yok. Nonnal biriş-
yeri görünümUnde ve hiçbir riski yok. Ve ta-
bii Milli Eğitim'den denetim de yok."
Konuştuğumuz bir diğer yuva da Bakır-
köy'de. Özel Merve Çocuk Yuvası. Modern
metotlarla. televizyon ve \ideodan da ya-
rarlanılarak eğitim yapılıyor. Başörtûlü
eğitmenler tarafından verilen eğitim elifba
ile başlıyor. Arapça ve Ingilizce öğretili-
yor.
Namaz sureleri, oyun içinde Peygam-
ber'in hayatı, Kuran'la ilgili temel bilgiler
veriliyor. Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı
yuva yetkilisinin deyişiyle, "Bakanuğuı yu-
valaria Ogfli obuı boşluğundan yararlanıkn-
ğı için herhangi bir müfredat yok". Bakan-
lık müfettişleri tarafından "denetim" olu-
yor ama_"kendilerinin bunu idare ettikleri-
ni ve hiçbir şeküde sorun çıkmadıgını" be-
lirtiyorlar.
Yasalboyut
lşin yasal boyutuna gelince, Türkiye'de
çocuk eğitimi konusunda hizmet veren özel
kuruluşlar yalnızca Milli Eğitim Bakanlı-
ğı 'na bağlı olarak hizmet vermiyorlar. Özel
Ogretim Kurumlan Kanunu'nun 625 sayı-
lı yasasına göre açılan kuruluşlar Milli Eği-
tim Bakanlığı tarafından denetlenirken,
2828 sayılı yasa çerçevesinde açılan özel
eğitim kuruluşlan Devlet Bakanlığı'na
bağlı Sosyal Hizmetler Genel Müdürlügü
tarafindan denetleniyor.
Bunlann yanı sıra 657 sayılı kanunun
191. maddesine göre bakanlık çalışanlan-
nın çocuklannm eğitimi, 1580 sayılı Bele-
dıyeler Kanunu'na göre belediye çalışanla-
nnın çocuklannm eğitimi, 1475 sayılı lş
Kanunu'na göre de 300'den fazla kadm iş-
çi çalıştıran işyerlerindeki çalışanJann ço-
cuklannın balam ve eğitimleri söz konusu
kurumlar tarafından karşılanıyor. Bu eğitim
hizmetini veren kuruluşlann denetiminde
ise Milli Eğitim Bakanlığı'nın herhangi bir
yetkisi olamıyor. Kısacası özel öğretim
kunımlannın Türk Milli Eğitimi 'nin ve kal-
kınmaplanlanrun hedef ve ilkelerine uygun
olup olmadığı belirlenemiyor.
Öğrenciler yine kara önlükler, gri pantolonlar, lacivert ceketlere bürünecekler
Gönlünce giyinmek sona erdi
Çocukbnınızı özgûr gi\ silerie görsek, daha mutiu olmaz mıydık, bahçedeki farklı çiçekleri st> redercesiııe.
CEMİLİPEKÇİ
Merhaba,
Her eylül ayına girdiğimizde
içimi çocukluğumdan beri tari-
fı mümkün olmayan bir sıkıntı
kaplar.
Okullann açılış zamanı gel-
miştir. Bu yaşımda ben de tek-
rar başlayacakmışım gibi heye-
canlanınm tüm çocuklarla be-
raber.
Yaz bitmiştır, gönlünce giyin-
mek sona ermiştir. Okumanın,
öğrenmenin keyfini kaçıran o
kara önlükler, gri pantolonlar,
lacivert ceketler veya benzeri
tüm çocuklann aynı ve bütün se-
ne boyunca değişmeden giymek
mecburiyetinde olduğu ünifor-
malan üzerlerine geçirmek zo-
runluluğunda kaldıklan günler
başhyordur.
Neden aynı kahp
Neden çocuklanmızı aynı ka-
lıpta ve görüntüde görmek ıste-
riz? Bu onlara neyi öğretecektir
bir tûrlü anlayamamışımdır.
Her çocuğun birbirinden
farklı yapısı, rengi, coşkusu ne
yaparsanız yapın zaten saklana-
maz; her ne kadar siz onlan ay-
nı kalıp içine soksanız da.
Çocukluktan başlayan bu şe-
kilcilik baskısı, benim gibi tüm
geçmişin ve şimdinin çocukla-
nnı isyan ettirmiştir eminim.
Şu anlamsız üniformalan giy-
meye zoriamanın yerine ordann
içlerinden geldiği gibi kendile-
rini ifade etmelerine müsaade
etsek, bir smıf dolusu tahta be-
bekler gibi, ama gönülleri yaşa-
mın coşkusuyla dolu çocuklar
yerine rengarenk özgür giysiler
içinde çocuklan görsek bizler
de daha mutlu olmaz mıydık, bir
bahçedeki farklı çiçekleri seyre-
dercesine.
Öğrenmenin, bilginin üzerle-
rindeki çullarla ne ilgisi var. On-
lara daha yaşama başlamadan
şekilciliği öğretmek yerine sev-
giyi, özgürlüğü, öğretmek daha
anlamlı vegerekli değil mi?
Belirli bir yaştan sonraki is-
yanlan, belki daha kendilerini
doğadan ayırt etmeye başlama-
dıklan o küçücük yaşlannda on-
lan renklerden. sevdikleri örtü-
lerden koparmaktan geliyor kim
bilir?
Saçı uzunmuş, yok kulağında
küpe varmış, yakası açıkrruş, iyi
talebe düzgün ünifonnası için-
de olumıuş. Böylesi bir karar
için artık bence çok geç, nere-
deyse ikibinli yıllara dayandığı-
mız şu günlerde.
Bırakalım çocuklanmız im-
kânlan ve istekleri doğrultusun-
da giyinsinler.
Her yıl hem ailelere hem de
çocuklara bu azabı yaşatmaya
İamsenin hakkı olduğunu san-
mıyorum. İyi talebe veya disip-
linli büyütme adına çiçekler gi-
bi kendilerini özgür hisseden
çocuklara öğretecek o kadar çok
şey varken...
Okul bilgi alma yeridir, yaşa-
ma sanatını ögrenmeye başla-
nan yerdir; şekilcilikle başlayan
öğreııim şekilcilikle sürer ve biz
dûnyayı hâlâ şekillerinden dola-
yı zaman zaman suçladığımız
veya şekillerinden ötürü aldan-
dığımız insanlarla doldururuz
eğerbu giysi özgürlüğünü kısıt-
layan düşüncelerimizi ve karar-
lanmızı değiştirmezsek.
Şekilcilikten uzak yaşamın
kendi kadar renkli, düşün-
celerimiz kadar özgür bir pazar
dileğiyle...
Fransa'run nükker denetnelere yemden baslamasıru
protesto gösterüeri süriiyor. 19 ayhk Magee de, Sid-
ney'de yapılan nükleer karşıtı eyleme kaülanlar arasm-
daydL (Fotoğraf: REUTERS)
Greenpeace,
gemilerîne
özgürlük istiyor
Haber Merkea-
Greenpeace (Yeşil Banş)
örgütü, önceki gün,
Fransız Polinezyası'ndaki
Mururoa Takımadalan
açıklannda Fransız
donanması tarafindan el
konulan iki gemının ve
mürettebatının serbest
bırakılmasını ıstedi.
Fransız donanmasınca
alıkonulan Rainbow
VVarrior ve Greenpeace
gemılennde 5 de
Amerikalı bulunduğu
bildirildi. Yeşil Banş
örgütünce dün
Washington'da yapılan
açıklamaya göre,
tutuklanan Amerikalılar
arasmda bir Demokrat
parlamenter de bulunuyor.
Greenpeace tarafindan
yayımlanan açıklamada,
dün Rainbow Warrior
(Gökkuşağı Savaşçısı)
gemisine çıkan Fransız
komandolann, geminin
telsiz sistemlerini
tamamen tahrip ettiği
belırtilerek telsiz
operatörü Tim Gorter'nin
gizli bir cep telefonu
sayesinde gemiyle temas
kurulabildiği kaydedildı.
Açıklamada, "Fransa'dan
Rainbow VVarrior ve
Greenpeace adlı gemflerin
serbest bırakılmasuıı
istiyonız. Greenpeace
gemisL uluslararası
karasulannda
durdurulmuştur" denildi.
Fransa Savunma Bakanı
Cbaries Millon, gemilerin,
Mururoa dışında bir
limana götürülerek uzun
bir süre
alıkonabileceklerini
açıkladı. Fransız
donanması önceki gün,
Rainbovv Warrior ve
Greenpeace adlı tekneleri,
Mururoa
Takımadalan 'nın
çeyresinde yasak ilan
edilen 12 millik bölge
içinde durdurmuş ve
ardından komandolar
gemilere çıkmışlardı.
Amerika Birleşik
Devletleri Dışişleri
Bakanlığı 'ndan
Greenp«ace'in
tutuklanan 5 Amerikalı
konusunda bir açıklama
yapılmadı. Greenpeace ve
Rainbow VVarrior
gemüeri, Fransa'nın
Mururoa
Takımadalan'nda nükleer
denemelere yeniden
başlamasını engellemeye
çalışıyorlardı.
BritannicaMan Tüıtçe
eğitnıı kasederi
Istanbul Haber Servisi -
Bntannıca Educational
Corporation'un video
eğitim kasetleri, milli
eğitim sisteminin
hizmetine girdi.
Milli Eğitim Bakanlığı
Talim ve Terbiye Daire
Başkanlığı'nın 22 ağustos
tarihli, 4134 sayılı
karanyla okul öncesi,
ilköğretim ve ortaöğretim
öğrencilerine önerilmesı
uygun bulunan eğitim
kasetleri, hem Ingilizce
hem de Türkçe olarak
piyasaya sunuldu.
Oğrenci ve öğretmenlerin •
hizmetine sunulan 10
video kaset seti,
"Temel Bilimler", "İnsan
Vücudu ve Sağlık",
"Genel Coğrafya ve
Çevre", "Hayyanlarve
Bitkiler", "Bilim ve
Teknoloji" gibi konu
başlıklan taşıyor.
Britannica eğitim
setlerinde konular
işlenirken hiç yazım
kullanılmarruş, baştan
sona gerçek çekim, grafik
çizim ve video efektlerle
görsel eğitimin tüm
olanaklanndan
yararlanılmış.
Eğitimcilerin, bu
kasetlerden özellikle güç
konulann anlatımında
büyük yarar
sağlayacaklan,
öğrencilerin ise en
karmaşık konulan bile
görerek en kısa sürede
öğrenebi lecekleri
belirtiliyor.
Son günlerdeki SİT tartışmalan yeni sloganlan gündeme getiriyor:
Içinizdeki rant eanayarını durdurunOKTAYEKtNCİ
Geçenlerde, Ankara Büyükşehir
Belediyesi'nin Atakule'yi satışını ko-
nu alan bir televizyon programında.
Belediye Başkanı MeÜh Gökçek'le
biriikte kulenin mımannın da görüş-
lerini aldılar.
Gökçek, satış gerekçesıni, son gün-
lerin tartışmalı projesi olan "kent içi
köprülü kavşaklann" yapımına para-
sal kaynak yaratmak şeklinde açıklar-
ken, bu uygulamaya karşı çıkan ve da-
va açan Mimarlar Odasf ndan da ya-
kındı. Ardından da Atakule'nin mi-
manna ne düşündüğünü sordu.
Mimar Ragıp Buluç'un yanıtı, as-
lında sadece Gökçek'i değil, ülkemiz-
de çağdaş kentleşme denince hep şu
gökdelenlerle doldurulmuş "mo-
dem"(!) metropollere öykünen, kültü-
rel duyarlılıktan yoksun diğer kesim-
Ieri de oldukça memnun edecek tür-
dendi.
Ankara'ya ve Ankara halkına arma-
ğan olarak tasarladığı binasının şimdj
bir "rant kulesi" olarak satılmasına
pek de aldırmadığı anlaşılan mimar
Buluç, kentin meydanlannı viyadük-
ler altında ezerek demokratik toplum-
sal yaşamın açık mekân kültürünü de
yok etmeye niyetlenen Gökçek'e şu-
nu tavsiye edıyordu:
"Hong-Kong'dan yeni döndüm. Si-
zin imkânınız var. Bu kavşakiara ve
yüksek binalara karşı çıkanlan alın,
onlan da Hong-Kong'a «ötürün. gez-
dirin. Şehrin ne olduğunu görsünler_"
llginç olsa gerek. "miDryetçi ve şe-
riatçı" Melih Gökçek'le "liberal ve
modernist" bir mimanmız arasındaki
böylesi bir görüşbırliğine tanık oldu-
ğumuz günlerde. Akdeniz ülkelerin-
den ve Avrupa'dan ûlkemize gelen
mımarlık öğrencileri de "şehrinneol-
duğunu" görmek için büyük kentleri-
mizdeki gökdelen bölgelerinde değil,
Anadolu'daki tarihsel kent dokulann-
da dolaşmayı yeğliyorlardı.
Kısa adı UMAR olan Akdeniz Mi-
marlar Birliği'nin yaz okulu çalışma-
lan nedeniyle Türkiye'de bulunan de-
ğişik ülkelerdeki mimarlık fakültele-
rinin öğrencileri, örneğin İzmit'teki
katlı kavşaklar ve yüksek apartmanlar
yerine kentin yüzlerce yıllık geçmiş
uygarlık binkimini yansıtan tanhi ya-
maç bölgelerinı inceleme alam olarak
• Tarihsel kent dokusunu inceleyen öğrencilere destek
olduktan sonra geçenlerde düzenlediği Heykel Sempozyumu
nedeniyle de duyarlı çevrelerin övgülerini alan Izmit-
Saraybahçe Belediyesi, Koruma Kurulu'nun son StT
karanna karşı iptal davası açarak söylemiyle çelişen tutumlar
içerisine girdi.
seçmişlerdi. Benzer şekilde yine U-
MAR'a bağlı bir başka ögrenci guru-
bu da Gaziantep'te kollan sıvamış, gü-
nümüzün dev grosmarketleri yerine
17. ve 18. yüzyıldan kalma iç avlulu
büyük eski hanlann rölövelerini çı-
kartmaya koyulmuşlardı. Üstelik,
"bilgisayar destekli" ileri çizim tek-
niklerini de kullanarak...
Acaba. yabancılar Türkiye'deki -hâ-
lâ varlığı tümüyle yok edilemeyen- ta-
rihsel kent birikimine ve eşsiz mima-
ri geleneğe böylesine önem verirken,
bizimkiler sahip olduğumuz bu değe-
rin neden farkına varamıyorlar.
Örneğin yurtdışına da sıkça çıkarak
"görmiiş, geçirmiş"ın.sanlanmız ara-
sma katılan işadanîlanmız ve politika-
cılanmız, tıpkı Atakule'nin miman gi-
bi "çağdaş şehir
T
'denince neden hep
New-York'u ToİQw'yu halka anlatıyor-
lar? Sözgelimi Avrupa'nın tarihsel
kimliğini bütünüyle koruyan kentle-
rinden ise sadece kapalı dost sohbet-
lerinde ve "enteJortamlarda" söz edı-
yorlar?
Kim ne derse desin, bu tutumun kö-
keninde artık Türkiye'yi açıkça kasıp
kavurmaya başlayan rant ekonomisi-
nin ve buna bağlı olarak hızla gelişen
"rant küHürünıin" egemenligı yatı-
yor.
Her biri, öyle yüzlerce falan da de-
ğil, binlerce yıllık yerleşme geleneği-
ne ve mimari birikıme sahip kentleri-
mizin kimliğini korumak, tüm ekono-
mik ve siyasal geleceğini kent yağma-
sına bağlayan rantıyeler için korkulu
rüyalann başında geliyor.
O nedenle de artık kimse. "Ben Ve-
nedik'ten geMim, ben Roma'dan gel-
dim, ben Paris'ten geldün_" demiyor
Tek kutuplu yağma dünyasının Uzak-
doğu'daki sömürge metropollerinden
iştahla fotoğraflar çeken hemen her-
kes, Türkiye'ye ayak basar basmaz ko-
rumacılan "ükd" ilan edip amaçlan-
na en uygun düşecek şekilde o yapay
kentlerdeki gördüklerini anlatmaya
baslıyorlar...
lşte bu duyarsız tutum ve propagan-
dalar, birbaİcıma Türkiye'deki "yapay
kentteşmeye" de en çarpıcı örnekler-
den birisi olan İzmh'te ne yazık ki ye-
niden etkili olmaya başladı.
"YenJden" diyorum, çünkü önceki
yıl başlayan İZEYAP (Izmit Evlerini
Yaşatma Projesi) kampanyası ile bir-
likte kentteki hemen tüm demokrat ve
aydın kesimler elde kalan son tarihsel
ve doğal zenginlikJerin korunması için
seferber olduklannda, artık bu talihsiz
yerleşmeyi imar yağrnasına daha faz-
la tutsak etmemek düşüncesi de yerel
yönetimde ve kamuoyunda büyük
destek görmüştü.
Yine IZEYAP'la başlayan umutlu
ve coşkulu süreç içinde tarihi sokak-
lann ve eski ahşap evlerin restorasyo-
nuyla yetinilmemiş, kent merkezinde
"küftûr ve sanat alanlarT, "ressamlar
sokağı" vb. düzenlemelerle biriikte an-
tik Nicomedia'nın da uygarlık kimli-
ğindekı yeri \oirgulanmaya başlanmış-
tı.
Nitekim, tzmit'teki bu olumlu geliş-
meleri ve duyarlı ortamı da değerlen-
diren Koruma Kurulu. İZE YAP'la el-
de edilen birikimi dayanak alarak,
1980'li yıllarda daraltılan SÎT smırla-
nnı yeniden tarihe ve kültüre saygılı
bir şekilde genişletti..
lşte ne olduysa, Koruma Kuru-
lu'nun 10.6.1995 tarihinde aldıp>\
3785 sayılı bu son karannın ardındar,
oldu. IZEYAP'la başlayan ve 1993'ten
bu yana süren "sihir" sanki bozulmuş,
kentin uygarlık değerlerinin korunma-
sında "söylemden uygulamaya geçiş-
le" biriikte bu konudaki "samimiyet
düzeyi" de açığa çıkmıştı.
• Tüm geleceklerini imar rantma bağ-
layan çevreler, yerel yönetim üzerin-
deki baskılannı yoğunlaştırdılar. StT
karannın "İzmit'in gelişmesine engei
olacağı" şeklindeki artık şu çok duyu-
lan gerekçekler sıkça dile getirihneye
başlandı. Sonuçta Izmit'in antik Nico-
media kenti döneminden bu yana üç
bin yıllık geçmişini banndıran alanlar-
la ilgili SİT karanna Saraybahçe
Belediyesi iptal davası açtı.