06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
•5SUBAT1995PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yargıtay: Memur sendikalanı yasal • ANKARA (UBA)- Yaıgıtay, Türkıye'de memur sendikalannın yasal olduğuna karar verdi. Yargıtay Dördüncü Hukuk Dairesi'nin karannda, yerel mahkemenin kamu çalışanlan lehine hükûm verdigi ve tçişleri Bakanlığı'nın karan temyiz ettıği belırtilerek şöyle denildi: "Davacı Içışleri Bakanlığı vekili, ızınsız ve yasaya aykın olarak kurulduğunu ileri sürerek Tarım Işkolu Kamu Çalışanlan Sendikası'mn (Tanm-Sen) tüm faalıyetlerinin durdurularak kapatılmasına karar verilmesı talep ve dava edilmiş davalı vekili, memurlann sendika kurmalannı önleyen bır yasa hükmü bulunmadığını. aksine onaylanan mılletlerarası sözleşmelerin bağlay ıcı hükümlerine göre memurlann sendika kurma haklannın mevcut olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece sendika özgürlüğüne ve örgütlenme hakkının korunmasına ilişkin 87 sayılı ve kamu hızmetinde örgütlenme hakkının korunmasına ve istihdam koşullannın belırlenmesi yöntemlerine ilişkin 151 sayılı Uluslararası Çahşma Örgütü'nün sözleşmelerinin kabul edilmiş bulunmalanna rağmen uygulama açısından iç hukukumuzca herhangı bir duzenleme yapılmadığından davanın reddine karar vermiştir." Çakmur: Ucuz yolu seçmeyelim • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Eski Izrnir Büyükşehir Belediye Başkanı Yüksel Çakmur, hakkında sürdürülen yolsuzluk ve zimmet gibi ağır suçlamalara ilişkin yaptığt basın toplantısında. "Dedikodu ve enkaz edebiyatı hıç kımseye yarar sağlamaz. Partiler, belediye başkanlan, geçmiş yöneticılen karalamak için mi yoksa hizmet için mi seçildıler° Lütfen ucuz yolu seçmeyelim. bu kavgalara son verelim" dedi. Bakan Cevheri: Bu ülke hepimizin • ESKİŞEHİR(AA)- De\ let Bakanı Necmeftin Cevheri, Türkiye'nin laik bir toplum düzeninden vazgeçmesinin mümkûn olmadığını söyledi. Demıryol-lş Sendikası Eskışehır Şubesi"nin genel kuruluna katılan Bakan Cevheri, "Şu anda Eskışehir topraklannda bulunuyoruz. Büyük Türk ozanı Yunus"un 'Benı benden ayırma" dediği gibi, biz de Allah'a 'Bizi benligimizden ayırma, toprağımızdan ayırma' diyoruz. Bu ülke, varlanyla yoklanyla hepimizindir." Çebi: hükümetten çekiimeyiz • ANKARA (ANKA) - DYP Samsun Milletvekilı TBMM Araştırma Komisyonu Sözcüsü Mehmet Çebi, hükümetin aldığı önlemlerle Türkiye'nin 1996yılında aydınlığa çıkacağını belirterek "Buna kimseyi ortak etmeyiz hükümetten çekiimeyiz'' dedi. Çebi, Özelleştirme. tüketiciyi koruma. rekabet yasalanyla ve alınan dığer önlemlerle 1996 hedeflerinin rutacağını, Türkiye'nin aydınlığa çıkacağını ifade etti. Enbakandan yeni kararlar • ANKARA (IBA)-RP lideri Erbakan, partıde saflan sıklastırmaya başladı. Erbakan, ana karargâhı korumaya aldı. Edinilen bilgilere göre. yeni döneme seçim karargâh başkanlannı ve taşra teşkılatlannı reorganıze ederek hızlı başlayan Erbakan. belediye başkanlannı da ön plana çıkarma karan aldı. Demiral hakkında inceleme • AMOVRA(ANKA)- Ankara Devlet Güvenlik Markemesı Başsavcısı Nus-et Demiral'ın Refah Partsi ıle ilgıli sözleri, başna bela oldu. RP Grup Başcanvekili Şevket Kazan, Ankara DGM Başsavcısı Nusret Demiral'ın, bir süre öncc çeşıtli gazetelerde yer alar "PKK'nin uzantısı DEP, şeriıtçılann uzantısı RP'dir" ve ' DEP'e yapılan RP'ye de yapİMn" şeklındeki sözlerini bır -oru önergesıyle Meclis günlemıne getirdi. Timisi, görevin çoğunluğa sahip partiye verilnıesi gerektiğini ileri sürdü 4 Hiikümeti Cfller kıırar'ANKARA (Cumhuriyei Bürosu) - Cumhurbaskanı Sülevman Demirel'in yeni bir hükümet gereği ve yeni hükümeti kurma görevini DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'e vermek zorunda olmadığına ilişkin açıklamalanna DYP'den sonra, SHP'den de sert tepki geldi. SHP Genel Sekreteri Mustafa Timisi Cumhurbaskanı Süleyman Demirel'in 'bu koalisyonun miman' olduğunu anımsatarak. "Sayın Cumhurbaskanı, bir hükümet bunalımından söz ederken ney in peşinde olduğunu. nasıl bir çözüm düşündüğünü açıklamak durumundadır. Cumhurbaşkanlığı bunahm yaratma makamı değildir. Sayın Cumhurbaskanı, bu hükümetin desteğiyle cumhurbaşkanhğı görevini yürütniektedir" dedi. Timisi aynca, 'adu yapısı ne olursa olsun bu koalisyonun sürecegini' bildirdi. Demirel'in son değerlendirmelerine koalisyon ortaklanndan art arda tepkiler geldi. DYP'lilerin eski genel başkanlanna 'kırgınlıklan'nı dile getirmesinin ardından. SHP'liler de Demirel'in 'Çankaya'ya nasıl çıktıgını' anımsatıp, sert sitem ve eleştiriler yönelttiler. Mustafa Timisi, dün düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin önemli atılımlan gerçekleştireceği 1995 yılının yapay sorunlarla heba edilmemesini istedi. Tımısı, "Daha demokratik bir anayasa, daha istikrarlı bîr ekonomi gibi çözüm bekleyen sorunlann beklemeye artık tahammülü kalmamıştır" dedi ve sözlenni şöyle sürdürdü: "Türkiye'de bugün bir hükümet sorunu yoktur. SHP-DYP koalisyon hükümetinin kurulması gerekçeleri varnğını sürdürmektedir. Sayın Cumhurbaskanı, bir hükümet bunalımından söz ederken neyin peşinde olduğunu, nasıl bir çözüm düşündüğünü açıklamak durumundadır. Cumhurbaşkanlığı makamı bunahm yaratma makamı değildir.*1 Tımısı, şu andakı parlamento antmetiğinden başka bir hükümet çıkarmanın da pek olanaklı olmadığına dikkat çekerek. "Sosyal demokratlarla merkez sağın koalisyonu. adı, vapısı ne olursa olsun sürecektir, sürmelidirf dedi. Timisi, "Hükümette kalmamıza karar verecek olan bütünleşnıiş partinin parti meclisidir" diye konuştu. Timisi, Demirel'in *Hükümet kurma görevini Çiller'e vermeyebiJirim'' sözleri anımsatılarak yöneltılen bir soruyu, "Cumhurbaşkanı bu koalisyonun mimandır. Demokrasüerde, hükümeti kurmada çoğunluk partisinin genel başkanı göreve davet ediür, gelenek budur. DYP en çok sandalyeye sahip parti olduğuna göre onun genel başkanına görev vermek, geleneklere uygun bir tarzdır" diye yanıtladı Başbakan Tansu Çiller'in ABD'deki serveti ANAP'ı Amerika'da dedektiflik yapmaya itti ANAP ajan gibi Çiller'in peşindeOSMANAYDOĞAN ANKARA - Başbakan Tansu Çiller ve eşı Özer Uçuran Çil- ler'in Amerika Bırleşik Devlet- !eri 'nde (ABD) ortaya çıkan mil- yarlarca liralık malvarlığından hareket edilerek kurulan TBMM Araştırma Korrusyonu'nun iler- leme kaydedememesi, ANAP'ı ABD'de dedektiflik yapmaya it- tı. Nevv York'ta "hukuk bürosu" adı altında calışan ve dedektiflik yöntemleri uygulayan araştırma kuruluşlanyla anlaşan ANAP Is- tanbul Milletvekili Selçuk Ma- ruflu. bugüne kadar vaklaşık 3 bin dolar harcayarak Çiller aile- sinin ABD'deki ticari faaliyetle- nrun bır bölümünü ortaya çıkar- dı. Hazırladıklan ön rapor bıle Çiller ailesinın canmı sıkmaya yeten "Kaye Scholer DecLsion Strategies International Inc." fir- ması, şu anda Çiller çiftı ve or- taklan Yunanlı ChristopherGis- tis'in, şirket kayıtlannın gızli tu- tulduğu Massachusetts eyaletin- deki ticari faalıyetlerini ortaya çıkarmaya calışıyor. Çiller aılesinin ABD'de bulu- nan ış merkezi, otel, apartman ve villalan ortaya çıktığında iktidar partisı liderinin hassas noktasını bulan ANAP kurmaylan, muha- lefet çalışmalannı bu temel üze- rine oturttular. Konu aylarca ka- muoyunda tarnşıürken, Çiller ai- iesinin yurtiçi ve yurtdışındaki ticari faaliyetleri mercek altına alındı. Konuyu TBMM'ye bir araştır- ma önergesi vermeye kadar gö- türen ANAP'lılar, DYP ve SHP'nin direnmesi üzerine, an- cak tüm liderleri ve yakınlannı araştıracak bir komisyonun ku- rulabilmesini sağlabildiler. ANAP'lı komisyon üyeleri Sel- çuk Maruflu, Süİeyman Hatinoğ- lu ve YusufNamoğJu, aylarca ko- misyonu Çiller çiftınin servetiy- le ilgilı harekete geçirmeye çalış- tılar. Ancak. gündeme RP-Mer- cümek ve Bosna paralan gelin- ce, komisyonun kurulmamasına neden olan Çillerailesinin serve- ti unutulmaya yüz tuttu. Her gün komisyonun DYP'li başkan ve üyelerince çalıştinl- madığından yakınan ANAP'lı üyeler, son olarak geçen yıl ekim ayında Genel Başkan Mesut Yıl- maz'la konuyu görüştüler "Ko- misyonla bir yere ulaşılamay aca- ğı veANAP'ın kendi olanaklany- ia araştırma yapması" görüşü ağirlık kazanırken, ABD'ye gıt- me düşüncesi ortaya atıldı. Me- sut Yıîmaz'ın da onayıyla hare- kete geçen tstanbul Milletvekili Selçuk Maruflu, ABD'ye gittı. ABD'de bu türaraştırmalann ya- pılmasının "biramatör" için ol- dukça güç olduğunu gören Ma- • ABD'ye giden îstanbul Milletvekili ve TBMM Araştırma Komisyonu üyesi Selçuk Maruflu, ismini gizli tutarak Nevv York'ta Kaye, Scholer. Fierman, Hays and Handler Hukuk Bürosu'yla anlaşarak bugüne kadar yaklaşık 3 bin dolar harcanan araştırmayı yaptırdı. • Araştırmayı yapan ve ajanlardan yararlanan Kaye Scholer Decision Strategies International Inc. araştırma kuruluşu, halen şirket kayıtlannın gizli tutulduğu Massachusetts eyaletinde, Çiller ailesi ve ABD'deki vekilleri Christopher Gistis'in ticari faaliyetlerini ortaya çıkarmaya çalışıyor. ruflu, Nevv York'taki "Kaye, Scholer, Fierman, Hays and Handler Hukuk Bürosu "vla bağlantı kurdu. fsminin gizli tu- tulması koşuluyla araştırma yap- ABD'deki araştırma için bugüne kadar 3 bin dolar harcandı. tırma konusunda anlaşan Maruf- di adlanna veya yasal ortağı ol- lu, şu sorulann yanıtlannı istedi "Özer ve/veya Tansu Çiller'in ABD'de mukim herhangi bir şir- kete önemli tüssesi var nıı? Ken- duklan bir kunıluş kanalıyla ABD'de sahip oldukları gayri- menkul v-ar mı? Bu ga> rimenkul- lara ödenmiş para ik daha sonra binalann ıslahı için harcanmış olan meblağ nedir? ABD vatan- daşhğı veya sürekli ikamet izni al- mak için başvuruda bulunmuş- lar mıdır?*' Büro, daha çok dedektiflik yöntemleri uygulayan Kaye Scholer Decision Strategies In- ternational Inc. firmasını soru- lann yanıtlannı bulmakla görev- lendirdi. Kayıtlarda. "Aduıın şimdilik açıklanmasını istemeyen bir Türk vatandaşı" olarak ta- nımlanan Maruflu'nun vaatetti- ği paralar karşı lığında araştırma- ya başlayan Paul J. Curran ve Gregory J. Wallance adlı hukuk bürosu üyeleri, görevlilerin tica- ri kayıtlar, devlet kayıtlan, araş- tırma uzmanlan ve gızli kaynak- lardan elde ettikleri bilgılerdoğ- rultusunda bır "soruşturma ön raporu" hanrlayarak Türkıye'ye gönderdıler. Tüm sonılara aynntılı biçim- de yanıt verilen raporda, Tansu ve Özer Çiller'in ABD'de sürek- li ikamet başvuru numaralann- dan, ABD sosyal güvenlik nu- maralanna kadar pek çok bılgi- ye yer venldı. Çiller ailesinin ABD'deki 5 gaynmenkulünün alınış tanhleri, adreslen. en az ve en çok rayıç bedelleri bıldinlen raporla birlikte, Özer Uçuran Çiller'in ehliyet belgesi, binala- nn tamırat bedellerini gösteren faturalar, inşaat ruhsatlan gibi çok sayjda belgenın fotokopisı Türkiye'ye ulaştınldı. Eteks A.ş. sendikaların ticari faaliyette bulunamayacağını savunuyor EBK'nin satışına iptaldavası •EBK için 4.5 trilyon liralık teklif veren fîrma, EBK'nin, Hak-tş başkanhğındaki Ortak Girişim Grubu'na satılmasına ilişkin karann bozulması için Ankara Idari Mahkemesi'ne dava açıyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Et Ba- lık Kurumu'nun (EBK), en düşük teklifi veren Hak-İş Konfederasyonu'nun başkan- hğındaki Ortak Girişim Grubu'na satılma- sı üzerine, ihaleye katılan Eteks AŞ firma- sı, önce yürütmenin durdurulması ve daha sonra da karann iptal edilmesi için Ankara Idare Mahkemesi'ne dava açıyor. Eteks AŞ'nin avukatı Nihat Çuhruh, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, EBK'nin değerinin çok altında satıldığını belirtirken karann bozulması yönünde dava açacakla- nnı açıkladı. Özelleştirme Yüksek Kuru- lu'nun (ÖYK) karannın, Özelleştirme Ya- sası'nın özelleştirmenin ilkelerini belirle- yen 2 maddesine aykın olduğunu belirten Çuhruh, bir sendikanın, ticari faliyette bu- lunmasmm dayasalara aykın olduğunu söy- ledi. SendikalarYasası'na göre bir sendikanın ticari falliyette bulunmayacağını anlatan Çuhruh, şu açıklamayı yaptı: "Hak-Iş, kimin ne oranda ortak olduğu belirlenmeyen,göstermelik bir kunıluş olan Ortak Girişim Grubu adında bir birleşmey- le ihaleye kabldı. Ancak, satış için pazaruk- lan, basın toplantılannı, bakanlarla görüş- meyi bu sendikanın başkanı yapn. Bunda E- BK'yi sendikanın aldığı çok açıktır." Çuhruh, dava dilekçesini hafta içinde ta- mamlayarak, Ankara idare Mahkemesi'ne yürütmenin durdurulması için dava açacak- lannı bildirdi. Yürütmenin durdurulması- nın ardından da ÖYK karannın iptaüni is- teyeceklerini anlatan Çuhruh, "Burada,ya- salara aykınlık dışında, kamu mallannın de- ğerinin çok altında satilması da vardır" de- di. Özelleştirme Yasasf nın özelleştirmenin ilkelerini belirleyen 2. maddesinde, Özelleş- tirme Yüksek Kurulu'nun alacağı kararlar- da, öncelikle kuruluşlann niteliklerinin ve ülke ekonomisinin şartlannın dikkate alma- sı öngörülüyor. Hak-Iş'e 24 ay sonra ödenmek üzere 1.5 trilyon liraya satılan EBK için Eteks AŞ 4.5 trilyon liralık teklif vermişti. Eteks, teklifin- de 4 bin istihdam kapasitesinin korunaca- ğı, 3 yıl boyuncakurumun arsalannın satıl- mayacağı ve üretimin devam edeceği yolun- da garanti de vermişti. Işçi Partisi Genel Sekreteri MehmetBed- ri Güttekin, özelleştirme adı altında kamu mallannın yağmalandığını belirterek "Bu yağmalamaya Hak-İş'te ortak olmuştur" dedi. Gültekin, dün yaptığı yazılı açıklamada, şöyle devam etti: "Özelleştirme politikası, halkın büyük tepkisiyle karşılaşmıştır. İktidar bu tepkiyi yumuşatabilmek için değişik yollar dene- mektedir. Hükümet, kamu kuruluşlannın yağmalanmasına, haraç-mezat satılmasına şimdi de sendikalan alet etmektedir. Tüzü- ğunde laikliği savunmayan, İslamcı sendi- kacüık yaptığını söyleyen Hak-İş EBK'nin trilyonluk arsalannı Refah Parrili belediyelerin desteğiyle satmaya h?zır- lanıyor." Türkeş, resmi arabuluculuk yaptı Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanlığı'nın onayını alarak Fransa'ya giden MHP lideri Türkeş, Ermenilerle iki kez görüştü KEMAL YTJRTERİ ANKARA - MHP lıden Al- parsian Türkeş'in, Ermenilerle. ilki 1993yılındaFransa'da. ikın- cisi 1994yılında Almanya'daol- mak üzere iki kez görüştüğü öğ- renildi. Cumhurbaskanı Süleyman De- mirel. Başbakan Tansu Çiller ve Dışişleri Bakanlığı'nın onayı ile gerçekleşen görüşmede; arala- nnda, Türkeş'in Ermenistan'a giderek Azeri esirleri ülkelerine götürmesi ve Ermenistan'a Ka- radeniz'de bir liman tahsis edil- mesinin de bulunduğu bir dizi konuda mutabakata vanldığı, an- cak anlaşmasının Ermenilenn itirazı üzerine son anda rafa kal- dınldığı bildirildi. MHP lideri Türkeş'e yakın kaynaklar, Erme- nilerin Taşnak Partisi'nin çalış- malannın yasaklamastnın olum- lu birgelişme olarak değerlendı- rildiğini ve istek gelmesi duru- munda, Türkeş'in Ermenilerle yeniden görüşebileceğini belirt- tiler. Cumhuriyet'e bilgı veren kay- naklar, Türkeş'in Ermenı yetkı- lilerle görüşmesinin Fransa- da'daki Ermeni lobisinin bir Türk aracılığıyla gönderdiği me- saj üzerine gerçekleştığini bildir- diler. Türkeş'in, Ermeni lobisi- nin daveti üzerine Cumhurbas- kanı Demırel, Başbakan Çiller ve Dışişleri Bakanlığı yetkilile- riyle görüşerek konuyu anlattı- ğı, onay almasının ardından Fransa'ya gittiği öğrenildi. 1993 yılında Paris'te gerçekleşen gö- rüşmeye, Ermenistan Devlet Başkanı Levon Ter Petrosyan ve Ermenistan Dışişleri Bakanı'nın katıldığı öğrenildi. ErmenistanMa anlaşma Görüşmeye. Türkiye'nin Paris Büyükelçisi de katıldı. Görüş- melerin ardından, Türkeş'in Er- menistan'a giderek bu ülkede bulunan Azeri esirleri ülkelerine götürmesi. Ermenıstan'a Kara- deniz'de bır liman tahsis edilme- si. Türkıye ıle Ermenistan ara- sında ticari ilişkilerin başlaması ve Ermenilerin işgal ettikleri Azeri topraklanndan çekilmesi konularında mutabakata vanldı- ğı öğrenildi. Türkeş'in, Karabağ sorunu- nun da aynca ele alınma.sı konu- sunda görüb belırttiği ıfade edıl- di. Türkeş'in görüşme sırasında yaptığı konuşmada, banş için arabulucuk görevini üstlendiğinı vurguladığı ve sorunlann gide- rilmesi durumunda, Türkiye'nin bır dost ülkeyle sürdürdüğü bü- tün temaslan Ermenistan ile ger- çekleştirmeye hazır olduğunu, her türlü yardımın yapılabilece- ğini ilettiği belirtildi. Görüşmenin ardından, iki ta- rafın istemi üzerine. resmi ma- kamlar arasında bir mutabakat anlaşması imzalanması günde- me geldi. Kaynaklar. anlaşmanın Ermenistan tarafinın son andaki itirazı üzenne imzalanmadığını bıldirdiler. Ermenilerin. o günlerde yapı- lacak Avrupa Güvenlik ve fşbir- liği Konseyi (AGlK) toplantısı- hı öne sürerek konunun birde bu toplantıda gerçekleştırilecek ıkı- li temaslarda ele alınmasını ge- rekçe gösterdiklen kaydedildı. Fransa'da yapılan görüşmenin ardından, Türkeş'in I994>ılın- da Alman>a'da Ermeni yetkilı- lerle bir kez daha bir araya gel- diği öğrenildi. Bu görüşmede de bir dizi ko- nunun ele alındtgı. ancak yine bir mutabakat anlaşması imzalan- madığı kaydedildı. MHP Genel Başkanı Aiparslan Türkeş'in, Fransa'da Ermenis- tan Devlet Başkanı Levon Ter Petrosyan ve Ermenistan Dışiş- leri Bakanı ik yaptığı görüşme- lere Türkiye'nin Paris Büyükek çisi de katıldı. POLITIKA GUIVLUGU HİKMET ÇETtNKAYA Soygun.. Bu ülkeyi kimler soyuyor?.. Önceki gece atv'de 'mafya üzenne çeşitlemeler'l izler- ken galiba en doğru sözü Necdet Ulucan ile canlı yayına Ankara'dan katılan Iskender Çolak söyledi: "Mafyayı tepelerde aramak gerekir, holding patronlan- na bakmak gerekir..." Birden 25-30 yıl öncesine gittim... Ege ve Akdeniz kıyılan daha kapatılmamıştı... O tarihte Balıkesir'in_Burhaniye ilçesinde çalışkan bir kaymakam vardı. Adı: Özer Türk. Ona 'şövalye kayma- kam' derlerdi. Özer Bey 'ikinci konut' olayını kafasına tak- mıştı. 'Akturplanı'nı Burhaniye'de hazırlamıştı. Yoksul köylülerin elinden deniz kıyısındaki topraklaryok pahasına alınmaya başlandı. 'Aktur Kooperatifi'r\e önce çevreden önemli kişiler alındı. Zincirin halkalan daha son- ra çoğaldı. öğretmen, defterdar, hâkim, savcı, orman böl- ge müdürlerine, albay, yarbay, generaller eklendi. Anka- ra'daki üst düzey bürokratlar kooperatif üyesi oldu. Kimi köylüler deniz kıyısındaki topraklannı satmıyoriar- dı Aktur'a. Onlar Jandarma Komutanlığı'na çağnldı, göz- dağı verildi. Direnen köylüler falakaya yatınldı. Orman ve Hazine'nin elindeki alanlar da Aktur'a eklendi. O dönemin öyküsünü önce Sadun Tanju, daha sonra ben Cumhuri- yet'e yazdık. Daha sonraki yıllarda 'orman ve Hazine işgalleri'ne iliş- kin pek çok dizi yazı hazırladık. Bodrum ve Datça'da yine rahmetli Özer Türk'ün öncülük ettıği Aktur'un öyküsünü birkaç kez anlattık. 1970'li yıllardı ve Özer Türk, Muğla Valisi olmuştu. Mar- maris'te bir orman yangınını izlemeye gitmiştik. Karşılaş- tığımızda, hiç unutmam, şöyle dedi: "Sen enayi misin, sürekli Aktur'u yazıyorsun... Gelseni de Datça Aktur'a üye yapalım..." özer Türk, ardından ekledi: "Aktur'da herkes var, bir sen yoksun..." Yıllar sonra Burhaniye, Bodrum ve Datça Aktur'da kim- ler olduğunu gördük. Rahmetli Turgut Özal bile oradaydı... ••• Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyılan bugün holding pat- ronları tarafından işgal edilmiştir. O güzelim Fethiye koy- lan, Marmaris, Bodrum, Antalya kıyılan 45 yıllığına kiralan- mıştır. Göcek koylannı holding patronlanna peşkeş çeken Turgut Özal'dır. Türkiye 'de 1983-1990 yıllan, 'yükselen de- ğerler'e koşut olarak 'kır şişeyi dön köşeyi' dönemidir. 1960-1970 yıllan arası Ege ve Akdeniz kıyılannı kapa- tanlar Gümüldür yöresinde orman alanlannı 'narenciye bahçesı'ne dönüştürüp 'zilliyet' kılıfıyla mahkemeden da- va kazanan orman genel müdürleri, daha sonra 'paçayı kurtarmak' için Adalet Partisi'nden milletvekili seçilmişler- dir. Ormandan çalı çırpı toplayan yurttaşlarımız ise ceza- evlerinde çürütülmüşlerdir. Türkiye'yi soya soya bitiremediler... Önce devletin topraklannı işgal ettıler, ardından Hazine'yi kemirip, devlet bankalannı haraca bağladılar... Bir türlü doymak bilmiyorlar... Türkıye'de banker olayı nasıl Yalçın Doğan'a fatura edil- diyse 'hayalı ihracat' olayı da üç beş kışinin üstüne yıkıl- dı. Bu soygunun ve vurgunun ardında kim vardı? Turgut Özal... Birtakım 'medya liboşlan' özal ailesine toz kondurmaz... Punlar hem 'takkeli' hem de 'fâ/c/res/z'dirler.. • • • Türkiye'yi 1950'den 1995'e dek hep sağcı partiler (ko- alisyonlar dışında) yönetti. Devletin üst düzeyinden baş- layarak en alt kadrolara kadar örgülenme yoğun olarak ANAP döneminde yaşandı. Bugün ise ülkenin başbakanı olan Tansu Çiller ve eşi Özer Çiller'le ilgıli ciddi iddialar ortaya atılıyor... ANAP'lı Eyüp Aşık, Çiller'in ABD'deki malvarlığının 270 bin değil, 4.6 milyon dolar olduğunu öne sürüyor... Doğru mu değil mi? Eğer Türkiye'de demokrasi tüm kurum ve kurallanyla iş- leseydi, bu önemli iddialar karşısında Başbakan hem gö- revinden hem de milletvekillığinden ıstıfa ederdi... Elbet bu yetmezdi... Hemen bağımsız yargı harekete geçerdi... Elbet bu da yetmezdi... Sendikalar, demokratik kıtle örgütleri ayağa kalkar, or- talık inlerdı... Özel televızyonlar, gazeteler böyle önemli konunun üze- rine haftalarca, aylarca eğiürlerdi... Bakıyoruz, insanlanmız her zamanki gibi suskun ve yıl- gın... Devleti tepeden tırnağa kuşatanlar, salt 'şeriatçılar' ve 'ırkçılar' değil... Vurguncular' ve 'soyguncular' da bulunuyor... atv'deki programda biravukat, Îstanbul Emniyet Müdü- rü Necdet Menzir'e sordu: "özal ailesinin adı Engirt Civan olayında geçmesine karşın niçin ifadelen alınmadı?" Menzir dürüst bir yanıt verdi: "Polis, cumhuriyet savcısının buyruğundadır. Savcı, 'So- ruşturmayı durdur, evrakıyla birlikte gönder' dediği zaman uymak zorundayız..." Işte size gerçek bir Türkiye fotoğrafı daha... MHP, TÜRKEŞ'İN SÖZLERİNİN GEREKÇESİNİ AÇIKLADI 'Öldürme emrini ben veririm' tartışmasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski lçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş'in. MHP lideri Aiparslan Türkeş'in anılannın geçmiş cinayetlen aydınlatacağına ilişkin sözleri. MHP Genel Başkan Yardımcısı Rıza Müftüoğlu tarafından tepkıyle karşılandı. Müftüoğlu, Güneş'e, "Birtakım açıklamalarda bulunacağma, Ağca'nuı hapisten nasıl kaçtığını anlat" yanıtmı verdi. MHP Genel Başkan Yardımcısı, 12 Eylül öncesinde teşkilata verilen bazı talimatlann yanlış anlaşıldığını belirterek, "Sayın Türkeş, teşkilatı toplayip, böyle yanuş anJamalan gidermek için 'Ipekçi'nin öldürülmesi gerekseydi emri ben verirdim' demiştir" açıklamasını yaptı. Müftüoğlu, Ipekçi'nin katili Mehmet Ali Ağca'nın Ülkü Ocaklan'nda saklandığına ilişkin iddialann da kasıtlı olarak yayıldığını savunarak. "O dönemlerde, birçok cinayeti İ'lkücülerin üzerine yıkmak istediler. Ağca da bunlardan biridir" dedi. Türkeş'in anılannda dile getırdiği görüşlerin yanlış anlaşılmaması gerektiğini belirten Müftüoğlu. "Sayın Türkeş. İpekçi cinayeti ile ilgili açıklamaİan kendi isteğiyle yapmışhr. Isteseydi, bu konuda hiçbir şey söylemezdi. Kimse de sorma/dr diye konuştu.Türkeş'in anılannın dikkatle incelenmesi gerektiğini belirten Güneş'e cleştirılerde bulunan Müftüoğlu. -Birtakım açıklamalarda bulunacağına, Ağca'nın hapisten nasıl kaçtığını anJatsm" dedi. 12 Eylül öncesinde işlenen cinayetler sırasında 3 bine yakın Ülkücünün de öldürüldüğünü belirten Müftüoğlu, Ipekçi'nin öldürülmesi gibi olaylann bu cinayetlerden ayn tutulması gerektiğini vurguladı. Büyük cinayetlerin, birtakım karanlık çevreler tarafından gerçekleştirildiğini savunan Müftüoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Güneş, bu gibi konularda çok meraklıysa. arasürsın. Baksuv, altından kim çıkıyor. Nİasa başında oturarak, açıklamalarda bulunmak doğru değil. Güneş, gerçek katilleri örtbas etmek için mi bunlan söyiüyor? 1980 öncesi ortamı iyi düşünmek gerekir." Müftüoğlu. Türkeş'in, "Abdi Ipekçi'nin öldürülmesi gerekseydi, emri ben verirdiın" sözlerinin yanlış yorumlandıfını savunurken. şu açıklamada bulundu: "12 Eylül öncesinde bir gün bünün teşkilatı arayarak olay çıkarmamalannı söyledik. Bir gün sonra baktık, her yerde olaylar var, kepenkler kapatılmış. Nedenini sorduk. Bize, 'Genel merkez herhalde olay çıkann diye telefon edecek değildi. Gerekeni yaptık' dediler. Sayın Türkeş, teşkilatı toplayıp, böyle yanhş anlamalan gidermek için 'tpekçi'nın öldürülmesi gerekseydi emri ben verirdim' demistir. Sayın Türkeş'in karşısında o gün gazeteciler yok ki. Adamlar iyi anlasınlar, kafalanna girsin diye böyle komışmustur."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle