Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5ŞUBAT1995 PAZAR
14 KULTUR
Fotoğrafçı
August
Sander'in
çalışmalan
Kültür Servisi- Alman Kültür
Merkezı, bu ay da başkentli sanat-
severlere çeşitli kültür ve sanat et-
kınliklen sunacak. tlk olarak AF-
SAD'ın hazırladığı "Memleke-
timden İnsan Manzaralan" sergı-
sıne ve İsaÇelik'ın fotoğraf sergı-
sıne ev sahıplığı yapan Alman
Kültür Merkezı 'nde, 14 şubatta da
Alman fotoğraf sanatçısı .August
Sander'ın çalışmalan sergılene-
cek.
AFSAD tarafından düzenlenen
sergıde, 1964 yılında yaşama ve-
da eden Sander'ın daha önce "20.
Yûzyıbn tnsanlan" adı altında ser-
gilenen, 1. ve 2. Dünya savaşlan
arasındakı zaman dıliminde yaşa-
yan insanlann sosyolojık yapısını
ele alan çalışmalan yer alıyor
16 şubatta Ankara'ya
geliyor
Bu sezon 30. kuruluş yıldönü-
münü kutlayan Alman Melos
Dörtlüsü. 16 şubatta Ankara'ya
konuk olacak. Günümüzde oda
müziğı alanında en önemlı toplu-
luklardan bin olan Melos Dörtlü-
sü, yaptıklan sayısız plak ve CD
çalışmalanyla da bırçok uluslara-
rası ödül kazandı. Dörtlü. konser-
lerinde Haydn, Sibelius ve Dvo-
rak'tanyapıtlarseslendırecek Ke-
manlarda VVHhelm Mekher, Ide
Bieter, viyolada Hermann Voss ve
vıyolonselde Peter Buck'tan olu-
şan dörtlü, 16 şubatta Hacettepe
Ünıversıtesı M Salonu'nda vere-
cekleri konserden önce, 14 şubat-
ta da Cemal Reşit Rey Konser Sa-
lonu'nda Istanbullu müzıksever-
lerle bırlıke olacak.
Alman Kültür Merkezı bu ay
Alman sınemasından ıkı güzel ör-
nek sunacak Ankaralı ızleyicile-
re. Bunlardan ilkı, bır kara mızah
örneğı olan "Im Kreise der Li-
eben". Hermine Huntgeburh'un
yönettıği fîlm, lngilizce alt yazılı
olarak göstenlecek. Barbra Aeuer,
Karin Boal ve Ruttı Hellberg'in
rol aldıği fılm, 15 şubatta ızlene-
bilir.
22 şubatta gösterilecek film ise
" Wîr Können Auch Anders". Yö-
netmenlığmı Detfcy Buck'ın üst-
lendıği fılm, Baltık Denızi yakın-
lannda kendılenne miras kalan
çıfthkte yenı bır hayata başlama-
ya karar veren iki kardeşin yolda
asker kaçağı bir Rusla karşılaşma-
lanyla gelışen yolculuklannı konu
alıyor. Fılmde Joachim KroL,
Horst Krause ve Sophie Rois rol
alıyor.
1994'ün bol ödüllü yönetmeni Yavuz Özkan, 'Bir Kadının Anatomisi' adlı yeni filmine başlıyor
4
Nefes kesen film yapmahyınr
1
CUMHUR CANBAZOĞLU
'94'ün bol ödüllü yönetmeni Yavuz
Ozkan, yenı yılın ılk çeyreğinde
'Bir Kadının Anatomisi' adlı fîlmı
içın "motor" demeye hazırlaruyor.
Setı bu ayın sonunda kuracak olan
Özkan, bir yandan yeni fılmı
yönetırken dığer yandan Ankara
Fılm Festıvali'nde 'Yengeç
Sepeti'yle yenı bır ödül serüvenıne
atılacak.
Özkan'ın '95'te yapacak çok işi
var. Bir Kadının Anatomisi'nden
sonra yapımcılığını yükleneceğı, üç
yönetmenli bir film yer alıyor
programında. Senaryo kitaplan,
film müziklen derken yeni yılı
hareketli geçireceğe benziyor
Özkan...
- Sinema çevrelerinin ağzından
düşmeyen bir konu> la başlayaüm;
yeni yıJda "Ne olacak bu yerlı
sınemanın halı" sorusuna
yönetmenlerden umutlu vanrtiar
gelecek mi?
Ben '95 ıçın umutluyum. '80'li
yıllardan başla>arak bır geçış
dönemi yaşadıİc Ondan sonra
birtakım savrulmalar oldu. Ama o
günler gende kaldı Arayış ve geçış
döneminın gelgıtleri büyük ölçüde
çözümlendı. lcenk. bıçim, estetık,
ntm sorunlan genellıkle aşıldı.
Senaryo ve dıyalog konusundaki
temel eksıklerin yine önemli
ölçüde giderilmiş olduğuna
ınanıyorum Yonetmenler de kendi
dillerinı yaratabilmek içın yoğun
çaba ıçınde
- Yerii sinemayı ayakta tutmaya
çauşan, bir avuç insan. Bu
anlattığınız ilertemeleri kimler
gerçekleştiriyor?
Sinema yapmaya çahşan on tane
adam yok zaten Bu saptamadan
yola çıkarak o bırkaç yönetmenın
yoğun çaba ıçıne girdiğinı
söylüyorum
- Fransızlarla ortak fflm çekeceğiniz
basına yansıdı. Hazuiıklar hangj
aşamada?
Bu ayın sonuna doğru Bir Kadının
Anatomisi adlı projenın
çekımlenne başlayacağım Fılm bır
Türk-Fransız ortak yapımı olacak.
Türk sponsor Efes Pılsen; Kanal D
de televizyon yayın haklannı satın
aldı. Post-prodüksiyon Fransa'da
yapılacak Virtüözite oyunculuk
gerektıren bır öykü. tzleyenlerin,
"Vay anasuu, pes doğnısu. nefesim
kesiidr, gibı sözlerle anacaklan bir
fılm yapmak istiyonim. Bu sefer de
bunu başaramazsam her şeyı bır
kez daha gözden geçıreceğım.
Çünkü bu ülkede herkes her şeyden
şikâyetçı, ben de her şeyden
şikâyetçıyim. Bu durumda herkes
işini çok ıyi yapmak zorunda. Eğer
insana yaraşan bir yaşam biçiminin
Yavuz Ozkan, "Bu sefer de istediğimi başaramazsam, herşeyi bir kez daha gözden geçireceğim'' diyor.
ayaklanmızın altından kayıp
gıttığinı görüyorsak, ki öyle, o
zaman özürü yok bu işin, en iyisinı
yaratacaksın. ' '
- Fflmde virtüöz düzeyinde oyuncu
bulabilmek için uzun süredir
araşürmalar yaptığınta biliyoruz.
Başroller için kafaruzda isimler
belirdimi?
Araştırma halen sürüyor, isimleri
bu nedenle açıklayacak durumda
değilim. Başroller bizim
oyunculann olacak. Filmin on
dakikalık bölumü Fransa'da
geçiyor. Fransa'dan yan roller için
oyuncular bulacağız.
- Film olarak 1995'te başka
projeleriniz var mı?
Kuşaklar arası iletişimsızliğın
acısını çeken ve kendı maceralannı
kendı başlanna yaşamaya terk
edilmiş genç sinemacılarla yetişkin
sinemacılar arasında bir köprü
kurmayı deneyeceğim Üç genç
ısım Oğuzhan Tarcan, Ümit Ünal
ve Semih Kaplanoğlu'na bır uzun
metrajlı fılm ıçınde üç hıkâye
çektireceğım. Şıddet, sevgı ve
iletişimsizlık üç hikâyenın
temalannı oluşturacak Hıkâyeler
birbirinin içınden geçecek. Bu
çalışma, Ünal ve Kaplanoğlu'nun
ilk yönetmenlık denemesı olacak.
- Baü'da sinema, gişe hasılaünın
yanında diğer ürünlerie de
destekleniyor. Türkiye'de yaptığı
tüm filmleri gösterilme şansı
yakalayan bir yönetmen ve yapımcı
olarak yan kurvarian da denemeyi
düşünüyor musunuz?
Bunlar hesap kitap işi tabii,
üzerinde çalışıyoruz. Son fılm Bir
Kadının Anatomisi'nden geriye
gıderek filmlenmın senaryolannı
kıtap olarak yayımlayacağım Bır
de fılmlenn müzıklerini aynı anda
çıkartacağız. Kompozıtörlerden
bütçe ıstedık Bızi çok zorlamazsa
ünlü kompozitörlerle genç
yönetenlerin filmi ve Bir Kadının
Anatomisi'nde çalışacağız ve
kasetlerinı yapacağız fılm
müzıklennın
- Son dönemde Ban'da, sinema
fılmJerinin jenerikierinin önemi
tartışılryor, filmin kaderinin
jenerikte çizildiği öne sürülüyor. Siz
bu konuda neter düşflnüyorsunuz?
AJdımda kaldığı kadanyla bır
Amenkan fılminın jenenğıne 1
milyon 200 bın dolar bütçe
ayırmışlardı
Çünkü bır filmin gırişinde seyircıyi
yakalamak çok önemli. Her şey ilk
karelerde başlıyor Adamlar da
bunu çok ıyı bıldığınden paraya
kıyıyorlar. Biz de olanakJar
ölçusünde aynı önemı \ermeye
çalışıyoruz.
- Geçen vüın sonunda de\ letin
verdigi 1.5 milyarük \ardımı kabul
etmemenizin nedeni neydi?
Devletın kültür-sanatla ılgılı
gerçekçı ve kalıcı polıtıkası
olmadığı ıçın reddettım. 1 5 milyar
önemli para aslında, ancak sorun az
ya da çok para değil, ılke meselesi.
Bır yıl önce yardım için
başvurmuştum, o sırada de\ letm
kültür-sanata destek vermesı
gerektığıni düşünüyordum. hâlâ da
böyle düşünüyorum. Ancak
devletın, siyasal iktıdann ve sıyaset
adamlannın bu konuda hiçbır
programlannın olmadığına, bu
ilişkinin bir iane ilişkisi halıne
geldiğine, sinema sanatına hiçbır
katkısı olmadığına, kültür-sanatın
entelektüel birikımlerinin
aşağılandığı bir siyaset anlayışımn
geliştiğine, sanatın ve sanatçılann
düzeysiz tanımlamalarla yerin
dibine batınldığına ınanıyorum. Bu
düzende savruk ve göstermelık
desteklerle çelişkilı ve yararsız bir
ahşveriş ortamının yaratıldığını
düşünüyorum. Reddedişimın
nedeni bunlar
Fransız kadın
oyuncular 'sonsuza
dek çekici'
Kültür Servisi - Eğer Fransız ak-
törlerini bir çırpıda saymak gerekir-
se, akla önce Gerard Depardieu,
belki elli-altmış yaşlanndakı Deloru
Bebnondo, Trintignant ve Noiret
gelır.
Aynı durum, Fransız aktnslen
içmsözkonusudeğildıroysa Fran-
sız hükümeti Hollywood'un ege-
menliğinı yıkmak içın boşuna uğra-
şıyor. Ama Fransız aktrisİere gelin-
ce, iş tersine dönüyor. Fransız kadın
oyuncular, Amerikalı meslektaşla-
nnı geride bırakmış durumdalar.
Küçük bir liste, konuyu açıkla-
mak için yeterli olabılır. Isabefle
Adjani'dcn IsabeDe Huppert'e, Ju-
Hette Binoche'dan Carole Bouqu-
et'ye ve Catherine Deneuve'e ka-
dar uzanan bir liste çıkıvenyor or-
taya. Teşhircilik söz konusu oldu-
ğunda, Sharon Stone herkesın aklı-
nı başmdan alabılır. Ama güzellık,
zarafet ve çekicilik, yalnızca Fran-
sız aktrislerine ait özel-
likler olarak görülüyor
Yukanda sayılan bü-
tün isimler, kırklı, elli-
li, hatta Deneuve düşü-
nülürse altmışh yaşlar-
dalar. Adjani, bu yıl
kırk yaşına basıyor
Huppert kırk iki yaşın-
da, Bouquet otuz sekız.
Bınoche da henüz be-
bek sayılabilir. otuz bir.
Liste uzatılabılir: Fanny Ardent
kırk beş yaşında olmasına karşın
hâlâ erkeİderin rüyalannı süslüyor.
Anouk Aimee, altmış iki; Jeanne
Moreau altmış altı yaşında olmala-
nna karşın, çekıciliklerinden hıçbir
şey yitirmediler Yalnızca yaşamım
hayvanlara adayan Brigitte Bardot,
gerçekten altmış yaşında gözükü-
yor. Fransız aktrislerinm ilerleyen
yaşlanna karşın çekicilik ve popü-
lerîikkrini yitirmemeleri, Hollywo-
od'un kendi yarattığı aktrisİere ne
kadar acımasız davrandığının gös-
tergesi olabilir. Newman,Nicholson
ve Beattygibı aktörlenn kızlan ya-
şmdakı oyuncularla film çevirmele-
n yadırganmıyor, ama Sissy Spacek
(45), Jül Clayburgh (49) ve Jesska
Lange(45) gibı aktrisİere olan ilgı
gıtgıde azalıyor. Kırk beş yaşında-
ki Meryl Streep, gençlığini yitırmış
ve bu yüzden bunalıma girmiş akt-
risleri canlandırdığı karakter rolle-
nnı oynayabilıyor. SaDy FleM (48),
"Mrs Doubtfîre" gibı, anne rolünü
oynadiğı fılmlerçeviriyor. Kırkya-
şmdakı Kathleen Turner, komik
vamplan oynuyor.
Susan Sarandon a "The Client"
filminde, seksi bır avukat rolü ve-
nlmesı, medyanm menopoz, tehli-
ke ve tutku üzennde yoğunlaşması-
na yol açtı. Üstelık Isabella Rosse-
Uni'nin, yaşlıhk saplantısı olan
Amerikan pazan yüzünden, Lanco-
me modellıgınden atılması da unu-
tulmayacak.
Fransız aktrislerin, ileriemiş yaş-
lanna karşın başanlannı sürdürme-
leri, büyülü ya da gizemli bir şey de-
ğil. Onlar yalnızca, kadmlık sanatı-
nı özümsüyor; kuzeydeki ve okya-
nusun diğer yakasmdakı meslektaş-
lannı etkileyen kültürel etkenleri
umursamıyorlar. Ünlü femınistler-
den Elisabeth Badinter'a göre Ang-
losaksonlar kadınlan yalnızca an-
ne olarak gören püriten
kültürün etkisınde ka-
lıyorlar "Fransa'da ka-
dınlığı anlatmak için,
başka sıfatlar da kuüa-
ndiyor. Sanınm Fransız
erkekleri, kadmlardan
daha az korkuyoriar.'"
Fransa'da ve Latin
ülkelerinde, yaş ve de-
neyim, gızemi ve çeki-
cilığı arttıran bir öğe
olarak görülüyor.
"Indochine" filminde, Catherine
Deneuve'le çahşan yönetmen Regb
VVargnier, elli-altmış yaşındaki ka-
dınlara "Sen 45-50 yaşındasmvear-
ük kimseleri baştan çıkaramazsın"
demediklerini ve yaşîı kadınlann da
aşk maceralan yaşayabıleceklerini
kabullendıklennı söylüyor.
Bu, doğal olarak Fransız aktrisle-
rin, yüzlerindeki kınşıklıklardan ra-
hatsız olmadıklan anlamına gelmi-
yor Deneuve de geçtiğimiz günler-
de. bir konuşmasında, yaşlanmaya
aldırmadığını söyleyen bir kadının
kesınlıkle yalan söylediğini belirt-
mişti. Fransız erkekleri kadınlığa
değer veriyorlar. 78 yaşındaki has-
ta Mitterrand bile, başbakanlıkla
görevlendırdığı 61 yaşındaki Edith
Cresson'un yalnızca meslekı başa-
nsının değil, aynı zamanda "güzel-
liğinin" de önemli olduğunu söy-
lemişti.
Kırk yıllık bir dostluğun anatomisi
Musee Picasso'da'Max Jacob-Picasso' sergisinde 200'denfazlaeser sergileniyor
NEGVÖSÖNMEZ
Pans, Pabto Ruiz Pkasso, 1901 yı-
lında Pans'e Galeri Ambroise Vol-
lard'da bır sergı açmak amacıyla
ıkinci kez geliyordu. 20 yaşına henüz
basmış bu genç sanatçının sergısı, o
dönem pek fazla ilgi görmese de re-
sim eleştirmeni olarak son derece
parlak bir kariyeri olan Max Ja-
cob'un ilgisini çekiyor. Boulevardde
Clichy üzenndeki 130 numarah ev-
de genç bır ressamla eleştirmen, ilk
kez karşılaşıyorlar Genç Ispanyol
çok az, hatta hiç Fransızca bilmıyor,
ama eleştirmen, onun resımlerinde-
kı "giiçlü kişiligi. hevvcan ve dinamiz-
mi" (bu sozler Jacob'a aıt) gördüğü
için aralannda sözcukJere değil, şe-
kıllere bağlı görsel bir dostluğun te-
mellen atıhyor.
'Evrak-ı metrukiye'
sergüeniyor
Pans'tekı Musee Picasso, "Max
Jacob ve Pfcasso^aşlığı altında mo-
dern sanatın gehşmesmde öncü rol-
leri üstlenmiş iki sanatçının kırk yılı
aşan dostluğunu belgeleyen 200'den
fazla resım, desen, fotoğraf, mektup
ve 'e\Tak-ı metruidye'yı sergilıyor.
Sergilenen sanat eserleri ve özel ya-
zışmalar bilınen anlamıyla bır sergi-
nin ıçeriğını aşan "özel" ve "öznel"
nesnelerden, karalamalardan, günlük
defterlennden oluşuyor. Fİesmi ve
özel koleksiyonlardan derlenen re-
sim ve nesnelerin büyük bir bölümü
ilk kez ızleyici karşısma bu sergi ne-
deniyle çıkanlıyor.
Sergide yer alan eserlerin sahip ol-
duğu kapalı, öznel karakter, bu ser-
gilemeyı bılinen u
bövük"(!) Picasso
sergilerinden ayırarak. modern sa-
natla, çağdaş edebiyatla ılgılenenle-
rin akıllanna dahi getırmedikleri kü-
çük detaylan görebilecekleri bir "ke-
şif gezisine" dönüştürüyor Sergi,
1916 yılında Jean Cocteau'nun bir
öğle yemeği öncesınde çektıgi 19 si-
yah-beyaz fotoğrafla başlıyor Jacop,
Picasso. Modigliani, yazar Andre
Salmon, Kisling'ı değışık pozlarda
gösteren bu fotoğraflar, serginin
omurgasını oluşturan önerrüı yazış-
malann tarihi atmosfen hakkında ol-
dukça önemli ipuçlan vermeyı başa-
nyorlar.
Çamaşır teknesi
Picasso, 1904 yılında Pans'e kesın
olarak yerleşme karan alarak Mont-
marte yakınlanndaki Bateau-Lavoir
PabJo Picasso 'lpcanbazlan ve Köpek' (1905) Moma koUeksiyonu.
atölyesine taşınıp bir yıl sonra da
'Mavi Dönemi'ne ait en önemli re-
sımlerinın yer aldığı bır sergıyi Ga-
len Serruner'de açıyor. Jacop bu ser-
gi hakkında olumlu eleştınler yaza-
rak Picasso "nun daha geniş kıtlelere
tanıtılmasında Andre Salmon ve
Apollina Ire'le birlikte büyük bir ça-
ba harcıyor. Bu üç yazar kendilerine
"Picasso Çetesi" ısmıni takıyor, çün-
kü tüm uğraşlan, genç Ispanyol sa-
natçısını tanıtabilmek. Serginin bu
bölümünde Picasso'nun 'Mavi Dö-
nemi'ne aıt ünlü "Margot" ve "Su-
zanne BJoch"portrelerinin yanı sıra,
yan Fransızca yan lspanyolca olarak
yazdığı desenlı mektuplar, adres def-
terleri ve Jacob'un çizdiği resimleri
ve Picasso üzerine tuttuğu notlan
yer alıyor. 1907'de Picasso "Les De-
moiseUes d'Avignon" ısimli resminin
ön çalışmalanna başlıyor; daha son-
ra 'kübizm'ın doğuşunu müjdeleye-
cek olan bukompozisyonun ilk ısmı
oldukça ılginç: "LeBordelPhilosop-
hkjue."
Sergi, sanatçının bu dönemine ait
son derece ilginç kübist desenlerinin
yanı sıra Jacob'un kitaplan için ger-
çekleştirdiği gravür ve desenleri de
tematik olarak içine alarak kübizmin
nasıl bir atmosferde doğduğu hak-
kında kapsamlı bılgi veriyor. Pıcas-
so'nun akıl hocalanndan biri duna-
munda olan Jacob, sanatçı ıle sürek-
li olarak ilişkide kalarak, bir yazarla
ressamın kurabileceğı yakmlığı, or-
tak duyumlan da aşarak "sıradışı
eleştirmen" kımhğıni ortaya çıkan-
yor. Nasıl bir kimlik bu? Sergide
yer alan özel yazışmalardan daha
açık bır şekılde ortaya çıktığı gibı,
Jacob, kübizmi sıradan bir tarihçı gı-
bi değil, yaşanılan zamanın yegâne
anlatım biçimi olarak görüyor. Form-
lann, çızgılenn ve renklenn kübist
mantıkta edindığı rolü kavrayabil-
mek için bizzat eline firça alan, resım
yapan ender eleştirmenlerden bın Ja-
cob. O yüzden bu sergide yer alan
tüm özel yazışmalar. mektup merak-
lılanna sınırsız düş kurma olanağı
veren nefıs şeyler
Bir ressam olarak Max
Jacob
Birincı Dünya Savaşı'nın baskı
dolu ortamında Picasso, venmli bır
döneme gırerek kübist araştırmalan-
nı sürdürürken, Max Jacob hem bır
izleyıcı hem de bir ressam olarak sa-
natçının gelişmesine eşlik ederek bır
tür "tanık" olarak bu zaman dilimi-
nin portresini çizmekJe meşgul. Ya-
zar Jacob ile ressam Jacob arasında
pek bır farklılık yok. Çünkü yazıla-
nyla kübizme arka çıkarken, resim-
leriyle de kübizmin arka sokaklannı
"bizzat" keşfetmeye kalkan bır tavır
onun çızgılerini önemhleştıriyor.
1920'de resımlennı Paris'te sergi-
leyen Jacob, önemli bır başan elde
etmesıne rağmen 1921-28 yıllannda
bir krize gırerek Saınt-Benoıt-sur-
Loıre Manastın'na kapanır. Bu kn-
zın tek yararh tarafı şaınn kübızm ve
Picasso üzenne arka arkaya önemli
kıtaplar yayımlayacak gücü toplama-
sında yatmaktadır.
Bu zorlu dönemde de iki eski dost
birbınyle haberleşmeyı hiç ihmal et-
miyor. Serginin sojn bölümünde Pi-
casso'nun ünlü "Üç Müzisyenler"
(1921) tablosu ve ünlü "Violin"
(1915) heykelı Jacob'un çızgilen,
mektuplanyla birlikte sergileniyor.
1930'larda Jacob, profesyonel bır
ressam gibi sergıler açmaya devam
ederek bir yandan da Picasso' ya kar-
şı ıroni dolu dızelerle sıtem eder.
Dostluklannın parlak dönemlerinin
yanı sıra elbette karanlık, küskün dö-
nemleri de vardır.
II Dünya Savaşı'nın patlayıp Na-
zılerin Fransa'yı işgali tüm ailesi gi-
bi Max Jacob'un da sonu olur ve
1944'te bir toplama kampında yaşa-
ma veda eder Ama satır aralannda,
tuvallerin yüzeyinde Pıcasso-Jacob
dostluğu günümüzde de devam eden
güçlülüktedir.
Çemal Süreya Şiir
Ödülleri yarın
veriliyor
• KUltür Servisi - Cemal Süreya
5. Yıl Şıır Ödüllen'ni
yayımlanmış kıtap dalında
kazanan Hulki Aktunç ve
yayımlanmamış dosya dalında
kazanan Hakan Savlı, ödüllenni
bu akşam Gazanfer Özcan
Tiyatrosu'nda düzenlenen
torenle alacaklar. Füsun Akath,
Cevat Çapan, Ahmet Oktay,
Tuğrul Tanyol ve Can Yücel'den
oluşan seçicı kurul, yanşmaya
aday olmayan Hulkı Aktunç'un
Oğlak Yayınlan'ndan çıkan
"Istıraplar Ansiklopedısı" adlı
kıtabını ve Hakan Savh'nın
•'Unutulmuş ÇocukJuk
Eskızlen" adlı dosyasını ödüle
değer görmüştü.
Kora Yayıntepı
f
mn
yeni şiir kitaplan
• Kültür Seoisi - Kora
Yayınlan, Yılmaz Yeşıldağ'ın
"Yaşamın Hakkarisi'ndeki
Militan" ve Sabn Kuşkonmaz'ın
"Sorular ve Yanlışlıklar" adlı
şiir kitaplannı yayımladı.
Yılmaz Yeşildağ'ın "Sevgimi
Sunuyorum Sana"_, "Hüzün
Yağmurlan" ve "Öksüz Ülkenin
Söylencesı" adlı şiir kitaplan
yayımlanmıştı. Yazmaya öykü
ıle başlayan Yeşıldağ'ın şiirleri;
Öğretmen Dünyası. Yamaç,
Karşı, Kıyı, Parantez. Yenı Şiir,
Yazıt ve Varhk dergilennde yer
aldı.
UTESCO TÜPkiye Miffi
Komisyonundan
duyıru
• Kültür Servisi - UNESCO
Türkıye Mıllı Komısyonu
Yönetım Kurulu. sanata yapılan
saldınlara karşı, bır duyuru
yayımladı. Komısyon duyuruda;
son günlerde ortaya çıkan sanata
yönelik yanlış ve olumsuz
değerlendırmelerin, sanatın
toplumsal ışlevının ve önemınin
yetennce ka\Tanmadığı
ızlenımını uyandırdığını
belırtıyor Sanatın bır ulusun
varhğını kanıtlayan temel değer
olduğunu vurgulayan komısyon;
duyurusunda, sanatın, bır ulusun
gelişmesinin \e
çağdaşlaşmasının vazgeçılmez
bır unsuru,olduğunu duyuruyor
ve tüm kurum ve kuruluşlan bu
konuda daha duyarlı olmaya
davet edıyor.
Erol Deneç'ln
resimlepi Exclusive
Sanat Merkezi'nde
• Kültür Servisi - Sürrealıst
fantastık çalışmalar yapan Erol
Deneç'ın yapıtlan Exclusive
Sanat Mefkezi'ndeki karma
resım sergısınde yer alıyor.
1964'te fantastık realizmin en
önemli sanatçılanndan Emst
Fuchs'un davetı üzenne
Viyana'ya yerleşti. 26 yıl
boyunca Avusturya'da kalan
sanatçının Viyana Albertina
Müzesi'nde, Avusturya
Bakanlık koleksiyonlannda,
Viyana Şehır koleksıyonunda
ve çeşitli Avrupa
koleksiyonlannda yapıtlan
bulunuyor.
Sergide Erol Deneç'in
yanı sıra; Burhan Doğançay,
Ergin lnan, Hayatı Misman.
Sadi Diren. S. Saim Tekcan ve
Şenol Yorozlu'nun özgün baskı
ve gravür yapıtlan şubat ayı
ortasına dek görülebılır.
Liberation'dafl
yazar Orhan
Pamuk'a övgü
• STRASBOURG (AA>
Fransa'da yayımlanan Liberation
gazetesınm kitap ekınde, tam
sayfa olarak çıkan bır haberde,
romancı Orhan Pamuk'un
Fransızcaya çevrilen "Kara
Kıtap" (Le LıvTe Noire) adlı
kitabına yer verildi. Orhan
Pamuk'tan büyük övgü ile
bahsedilen, "fstanbul'un
Gizemleri'" baslıklı haberde,
"Pamuk, ünlü Italyan yazar
Umberto Eco'nun gelişmiş
stilini aratmayacak
kadar ıyi bır romancı"
denıyor. Haberde
Pamuk'un. "Ben doğduğumda
Istanbul bir milyon
nüfusa sahiptı. şimdı
ıse 12 milyona ulaştı,
kıtabımda bu süre içindeki
gelişmeleri anlatıyorum"
şeklındekı görüşlerine yer
venldi