06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5ŞUBAT1995PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER Cumhurbaşkanı'na açık mektup Prof. Dr. MUSTAFA ALTEVTAŞ S ayın Cumhurbaşkanım, l Şubat 1995 günlü Cumhu- riyet gazetesinde. llhan Sel- çuk'un Pencere'sinde size yazılan bır mektup yayim- İandı. Yüksel Erdoğan adlı bir yurttaş tarafından yazılmış olan bu mektubu, dilerim okumuşsunuzdur. Sa- yın Selçuk'un Pencere'sini ve bu pen- cere içinde yer alan mektubu, Hindis- tan gezisinde bulunduğunuzdan ötiirii belki de okumak olanağı bulamamış olabilirsiniz. Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Er- doğan'ın makamınıza yönelık olarak yazdığı mektubu okudugumda kanım dondu, yüzüm kızardı, utandım. Birin- san olarak utandım öncelikle, bir yurt- taş olarak utandım sonra. Bir insana, bir yurttaşa, başında bulunduğunuz devletin, devlet organlannın yaptıklan- nı, ak kâğıt üzenne diişen kara satırlar- dan öğrenince. bu >r urttaşın düşürüldü- ğü umarsızlıktan, İcendi payıma düşeni aldım ve ben de, aynı duygu ve dûşün- celere kaptırdım kendimi. Ülkesini ve ulusunu çok sevmesine karşın, Türki- ye Cumhuriyeti yurttaşlığından çıkıp. Afrika'da bir ülke yurttaşlığına geçme- yi düşünme durumunda bırakılan Sayın Erdogan'ın, daha doğrusu nice Erdo- ğanlar"ın durumlanndan sizin de çok üzüldüğünüzü. Cumhurbaşkanı olarak, böyle duruma düşürülen yurttaşlara başkanlık etmenin ne ölçüde yaralayı- cı olduğunu duyumsamış olduğunuz düşüncesine kaptırdım kendimi. Sayın Cumhurbaşkanım. bircumhur- başkanına böyle bir mektubun yazıldı- ğı bir ülkede yaşayan biri olarak, bir an için kendimi sizin yerinize koydum ve yapılması gerekenleri düşledim. Izniniz olursa bunlan sizinle paylaşmak iste- rim. Cumhurbaşkanı olarak, Türk ulusu- nun birliğini temsil ederbiryerdesiniz. Anayasanın uygulanmasını, devlet or- ganlannın düzenli ve uyumlu çalışma- lannı gözetmeniz, görevlerinizin başın- da gelmektedir. Gerekli görürseniz Bakanlar Kuru- lu'na başkanlık eder Bakanlar Kuru- lu'nu başkanlığınız altinda toplantıya çağınrsınız. Devletin ulusal güvenlik siyasetinin belirlenmesi, saptanması ve uygulanması ile ilgili kararlan alan. devletin varlığı ve bağımsızlığı, ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği, toplumun huzur ve güvenliğinin korunması konu- larında karar odağı olan "Milli Güven- lik Kunılu"nun Başkanısınız. ldarenin hukuka uygunluğunun, düzenli ve ve- rimli biçimde yürütülmesinin ve geliş- tirilmesinin sağlanması amacı ile ku- rulmuş bulunan Devlet Denetleme Ku- rulu eli ile tüm kamu kurum ve kuru- luşlannda ve sermayesinin yansından fazlasına bu kurum ve kuruluşlann ka- tıldığı hertürlü kuruluşta, kamu kuru- mu niteliğinde olan meslek kuruluşla- nnda, her düzeydeki işçi ve işveren meslek kuruluşlannda, kamuya yarar- lı derneklerle vakıflarda. hertürlü ince- leme, araştırma ve denetlemeleri yap- tırma gücüne sahipsiniz. Göreve başlarken, ulus ve tarih huzu- runda namusunuz ve şerefiniz üzerine içtiğiniz and ile de devletin varlığı ve bağımsızlığını. vatanın ve milletin bö- lünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğıni korumayı: ana- yasaya, hukukun üstünlüğüne, demok- rasiye, Atatürk ilke ve inkılaplanna ve laik cumhuriyet ilkesinebağlı kalmayı, milletin huzur ve refahı, milli dayanış- ma ve adalet anlayışı içinde herkesin in- san haklanndan ve temel hürnyetlerin- den yararlanması ülküsünden aynlma- mayı, Türkiye Cumhurıyeti'nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzeri- nize aldığınız görevi tarafsızlıkla yeri- ne getirmek için bütün gücünüzle çalış- mayı; üstlenmiş bulunmaktasınız. Ulus ve tarih önünde ettiği yeminle üstlendiği görevlen omuzlayan bıri ola- rak sizin, Sayın Erdogan'ın mektubu üzerine yaptıklarınızı öğrenmek ve bundan mutluluk VĞ güven duymak, bır yarttaş olarak benim de hakkım oldu- ğu düşüncesindeyim. Düşlüyorum ve gerçekolmasını diliyorum ki, Sayın Er- dogan'ın mektubu üzerine, devleti ha- rekete geçirmiş, o'nu demokrat olma- nın bedelini ödemekten kurtaracak ve Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak onurlu ve güvenli yaşam şartlannın sağlanması için umanm v e beklenm ki, hükümeti. Milli Güvenlik Kurulu'nu, Denetleme kurulu'nu harekete geçire- rek, şu sorulann yanıtlanmasını onlar- dan istemişsinizdir. 1- Sayın Erdogan'ın üç çocuğu ile kendisine ve Kayalıpınar köylüsüne karşı işlendıği ileri sürülen huİcuk dışı işlemlerin gerçek nedenleri nelerdır? 2- Iki numaralı oğlunun, "Buradan soku mezun olamaz" diyerek ilişkisini kesen üniversite ve fakülte hangisidir? 28.9.1994 tarihinde tstanbul Beşik- taş'ta Arzum Kafe'de iki arkadaşı ile bırlikte öldürülmesinin gerçek nedeni nedir? Olaysız geçen cenaze töreninde doksan insan neden gözaltına alınmış- tır? Kayalıpınar köyü ikı kez neden ba- sılmıştır? Gece baskınında silahlar atı- larak. köylülerın boğazlan neden sıkıl- mıştır? Insanlara Çerkez, Türk, Kürt müsün diye etnik kökenleri, Alevi, Sün- ni misin diye dinsel inançlan neden ve kimler tarafından sorulmuştur? Başsağ- lığına gelen \e Sayın Erdoğanlar'la ko- nuşanlara kim, neden suçlu işlemi yap- mıştır? 3- Devleti haksız tutuklama cezası ödemeye mahkûm eden, Sayın Erdo- gan'ın kızını kimler. niçin gözaltına al- mışlardır? Damadına benzer işlemler neden ve kimler tarafından yapılmış- tır? 4- Bazan emniyette, bazan savcılık- ta ve bazan da mahkemede aklanan kimselere, aile boyu yöneltilen baskıla- nn. terörün nedeni ve sorumlulan kim- lerdir11 5- Sayın Erdoğan'ı çok sevdiği ülke- si ve ulusundan kopancı. o'nu Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığından çıkmaya zorlayan ermenleri yaratanlar kimler- dir? Sayın Cumhurbaşkanım, benim usu- ma takılan sorulann, sizin de usunuza takıldığını ve bu sorulann yanıtını bu- labilmek için devleti harekete geçırdi- ğınizı, and'ınızın gereğini yerine getir- mek için çırpınma içine girdiğinizi um- mak istiyorum, düşlemek istiyorum. Çünkü siz. Cumhurbaşkanı görevine başlarken, anayasaya, hukukun üstün- lüğüne, demokrasiye bağlı kalacağını- za, herkesin ınsan haklanndan ve temel özgürlüklerden yararlanması ülküsün- den aynlmayacağınıza söz venmiş, and içmiştiniz. Nice Erdoğanlar için de sürdürme- nizi beklediğim bu davranışınızm, yal- nızca Erdoğanlar'a karşı işlenen ve iş- lenmekte olan suçlann önünü kesmek- le kalmayıp, Türkiye Cumhuriyeti dev- letinin şan ve onuruna da katkıda bulu- nacağına inanıyorum. Başlatacağınız bir soruşturma, yalnızca yurttaşlara karşı işlenmekte olan suçlann sona er- mesini sağlamayacak, eğer Sayın Er- dogan'ın dile getirdikleri gerçek değil- se, devletin suçlanmasını önleyecek ve aynı zamanda bız Türkiye Cumhuriye- ti yurttaşlannda da devletine karşı gü- ven duygusunu güçlendırecektır. Eğer bunlaryapılmayıp, "Bana millivetçUer ve sağcılar suç işliyor dedirtemezsiniz", "Srvas'ta yurttaşlar üe devietin güven- lik güçleri karşı karşıya gelmemiştir, yurttaşın burnu kanamannştır", "Be- nim ismim Yahya değil!", "Verdimse verdim, kime ne?" benzeri yaklaşımlar sürdürülür ise, olanlar ülkemize, olan- lar insanımıza. olanlar insan olarak bi- ze olacaktır. Kaygılanmın sona erdirileceği, Tür- kiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak, alnı- mıza vurulmak ıstenilen "insan hakla- nnave temel özgürlüklere" savgısızbir devletin yurttaşı olarak nıtelenmemi- zın önünün kesileceği inancı ile saygı- lanmı sunanm. ARADABIR OSMANANCIN EmekliGeneml "Imam-Hatipli" ve "Harbiyeli" Yakıştırması Kimilerinin ileri sürerek savunduğu üzere, imam (namaz kıldıran) - hatip (hutbe okuyan)'liye üniforma, hiç kuşkusuz ki yakışacaktır. Ancak bu üniforma, Silahlı Kuvvetlerimizin res- mi giysisidir; din adamının resmi dinsel giysisi ise sank ve cûp- pe'dir. Nasıl ki subay olmak için yetiştirilen bir askeri liseli, mes- lek olarak tamamen uhrevı âlemle ilgili olan imam-hatiplik ya- pamazsa, bir imam-hatipli de, meslek olarak tamamen dün- yevi âlemle ilgili olan askerlik mesleğini seçip subay olamaz. Her ikisinin uğraş alanları, ögreti, öğretim ve eğitim kurum ve kurallan birbirinden ayndır. Din adamının dinsel üniforması da, toplumumuzda onur ve- rici ve saygı çekicidir, itibarlıdır ve imam-hatipliye daha yakı- şır. Unutulmamalıdır ki, asker, öğretmen ve din adamı üçlüsü, toplumumuzda ilgi, itibar ve saygı görür. Toplum katında ay- rı yerleri vardır. Ama bu üçlü, birbirlerinin görevlerini üstlenip kendi meslekleri gibi yürütemezler. Öyle yapıldığı takdirde, saygınlıklarından ve inandırıcıhklarından çok şey yitirirler. Aynca kışlaya (askere/güvenliğe), okula (öğretime) ve ca- miye (dine) nasıl ki siyaset giremez ve girmemeliyse; cami- nin işlevini okul ve kışla; kışla ve okulun işlevini de cami üst- lenmemelidir. Dünyevı âlemle uhrevi âlemin ilgi ve uğraş alan- ları birbirlerine kanştınlmamalıdır. Bunlar siyasetin içine çekilip siyasete bulaştınlarak siyasal partilerin ve ıç politikanın oy kazanma aleti ve aracı durumu- na getirilmemelidırler. Bu vesileyle Mahmut Muhtar Paşa'nın bundan 81 yıl ön- ce (1913 yılında) yazıp yayımladığı anı, izlenim, gözlem ve de- neyimlerini dile getirdiği eserinden konuyla ilgili şu alıntıyı yapmakta yarar görüyorum: "Derin bir inancın ve Tann 'ya içten bağlanmanın morali ne derece arttınp kuvvetlendirdiğini açıklamaya gerekyoktur. Bununla biriikte askeri duyguları ve ulusal onuru uyanma- mış ve sağlam bir eğitimle elindeki silaha güveni doğmamış bir askeri, yalnız dinsel duygular ateşe sevk edemez. Nice dindar adam tanırız ki, uzun bir ömürden sonra ya- taklannda rahatça ölmeyi; şehitlik rütbesine daha çok yeğ- lerler. Böyle olmasa, hocalanndan başlayarak tüm medre- selerdeki öğrencılerin ve sanklıların her birinin birer kahra- man olması gerekirdi. Oysa muharebe hatlannda sanklı gö- nüllülere rast gelindiğini anımsamıyorum: Hattataburimam- ları bile görülmemiştir. Allah korkusu, kurşun korkusunu gideremiyor." Yüce Atatürk'ün oğrenim görüp feyiz aldığı şanlı Harbi- ye'ye; imam-hatiplilerin alınması, Harbiye'nın 160 yıllık kim- lik ve gelenegine ters düşer. Harbiyeyi, laık ve dinsel öğretiyle yetişmiş iki farklı ve ayn görüşün çatıştığı bir arena haline getirir. Buna asla izin verilmemelidir. TARTIŞMA 5 Şubat 1937 ve 24. madde L aiklik ilkesi, Türkiye Cumhuriyeti anayasalannda 5 Şubat 1937'den bu yana hep yer almaktadır. Bu yer alış, anayasanın ilk maddesi olan: "Türkiye devleti bir cumhuriyettir'' saptamasının bir bakıma devamıdır, sözü edilen cumhuriyetin niteminin belirtilmesidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir Islam cumhuriyeti, yani dinsel nitelikli, dinsel temele dayalı bir cumhuriyet olmadığının vurgulanmasıdır. Ancak laik bir cumhuriyet düzeninde insanlar, yasalar önünde cinsiyet aynmı gözetilmeksizin eşittirler. Ancak böyle bir düzende insan onuruyla bağdaşmayan ceza verilemez, ancak laik bir yönetimde insanlar köle veya kul değildirler, ancak laik bir devlerte egemenlik kaynağı halktır; ancak laik bir ülkede çağdaş demokrasi yaşayabilir. ancak laik bir düzende tam anlamıyla inanç özgürlüğü vardır. ancak laik bir yönetimde din, her türlü sömürü aracı olmaktan uzak tutulur, ancak laik bir devlerte evrensel insan haklan ve temel özgürlükler geçerlidir. Çağdaş bir yaşamın yapısını oluşturan bu ilkeler, ülkemizde de ancak laik bir cumhuriyetle sürdürülebilir. Bu bakımdan cumhuriyetimizin özünü belirleyen: "Kimse, devletin, sosyaL ekonomik, sivasi ve>a hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallanna da»'aadırma >e> a styasi Idşisel çıkar >ahut nüfuz sağlama amaayla her ne suretie olursa olsun, dini ve>B din duygulanm yahut dince kutsal sa\ilan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanaınaz" biçımindeki kesin açıklama ve yaptınmın yer aldığı anayasamızın 24. maddesi üzerinde oynanan oyunlar, laik cumhuriyetimızi temelinden çökertmeye yöneliktir. Çünkü bugünkü anayasamızda, biri başlangıcında, altı tanesı de türlü maddelerinde olmak üzere yer alan laik sözcüğünün içeriği anlamı, 24. maddedeki bu açıklamada yatar. Bu açıklamanın, bu vurgulamanın orası burası kemirilirse, anlamı saptınlırsa, anayasanın değil yedi yerinde. 77 maddesinde laik sözü geçse bir değeri olamaz. Laiklik ka> ramının ici boş kalıplara döndûrülmesi; gerek "devletin sivasi temelinin" gerekse "hukuk düzeninin". din kurallanna dayandırma yolunu açacağı apaçık ortadadır. Ne yazık ki laikliğin anayasamızda yer aldığı, 5 Şubat 1937'den 58 yıl sonra bugün ülkemizde. laik düzeni ortadan kaldırma girişimlerinin TBMM gündemine getirilmesi, 1923 Anadolu Devrimine karşı başlatılan saldınnın en geniş kapsamlısıdır. Içlerinde ülkemize çağ atlattıklannı ve çağdaş olduklannı belirten kimi siyasi partilerin de bu doğrultuda tavır almalan, sıkışınca da Atatürk ilkelerine sanlmalan utanılacak bir ikiyüzliUüğün sergilenınesidir. Türk halkı bu gelişime sürekli bir biçimde karşı çıkmalı, laik cumhuriyetimizi savunmalı, bunun için gerekenJüm yollara başvurmalıdır. Çağdaş Yaşaını Destekleme Derneği Merkez Yönetim Kurulu Unutulmayacaksın Enver Atılgan # • lümün adı O boşuna kalleşe çıkmamış; bir dost daha çekip gitti. 25 Ocak 1995 tarihi yüreğimizde bir yara daha açtı. Bu yaralar unutulacak gibi değil. Bu yaralar dost yarası... Şiiryarası... Devrimci yarası... Sosyalist yarası... Canlar. bu yaralar dünyanın yannının inşasına soyunan o güzel işçilerin yarası... Sevgili ağabey, mektubumu postaya veremeden, sana yazdığım şiiri ulaştıramadan ölüm duyurun Cumhuriyet'te karşıladı beni. Kurudum kaldım... Telefon konuşmalanmız canlandı; kızıyordun hastalığına... 'Beni yatağa mıhladı bu namussuz' diyordun... 'Görüşelim... Beklenm...' sözcükleri sıcaklık. dostluk taşıyordu dudaklanndan döküldükçe... Ve ben bir devTİmciyı yatağa mıhlayan hastalığa küfrediyordum ağız dolusu... Ergani'nin yiğit evladı... Işçi sınıfının eğitmeni... Sevgili öğretmenimiz, kavgan devralınmıştır arkadaşlannca... Şiirin eli hep sende olacaktır can dost.. Yaşam demişiz adına hep gülümseyecek şiir okurlanna... Yiğit ağabey, ölüm görüşmelere. merhabalara engel olabilir. oldu. Ölüm. biriikte türkü söylemelere. "kahrolsun empervalizm" söylemlerine engel olabilir. oldu. Ama... Ama salt Enver Atılgan'ın fiziğinde kotarabildi o tek yeteneğini... Oysa bayrağı devralanlar o denlı çok ki, öylesine görkemli söyleniyor ki... Kahrolsun emperyalizm.. Kahrolsun gericilik... Bağımsız Türkıyemız söylemleri,.. Ölüm, korkunun titremelerinde ölüm. her devrimcinin ölümünde ölüyor: tükeniyor güzel dünya istemi karşısında. Sevgili şairim, bir hafta sonra görüşecektik. TYS'nin genel kurulunda kucaklaşıp özlem giderecektik. Sözünde durdurmadı o namussuz ölüm. Adaşın Enver Gökçe boşuna haykırmamış "Olüm, adın kalleş olsun" diye. Bir de biz haykıracağız! Ölümün kara yüzü / zindan karanlıgı eskinin ' haberiniz olsun ' her devrimcinin ölümü / ışığıdır yannın işte bir ışık daha / Enver Atılgan, mumu / yakmaya başladı bir köşeden o kara geri yüzünüzü / ışıyor siz yandıkça / dünyamızın şıir yüzü / Nazım yüzü / Enver yüzü / dost yüzü ışıyor ' ışıyor / ışıyor insan yüzü. Anın ve anılannız önünde saygıyla eğiliyorum ülkemin ve dünyanın güzel insanlan.. Hasan Hüseyin Yalvaç PENCERE Hoşgoru, Ozgurluğun Hısımıdır... Hoşgörü ile özgürlük çoğu kez birbirine karıştınlır; ikisi arasında akrabalıktan söz açılabilir; ama, özgürtükten ön- ce hoşgörü vardı... Bir sultan ya da kral hoşgörülü olabi- lir; cömert olduğu gibi!.. Ancak özgürlük hukuk güvence- sine dayanıp; bütçe icat edildikten sonra da devlet hazi- nesi sultan ya da kralın malı olmaktan çıkmış, buyurga- nın eli açık mı yoksa sıkı mı, bir önemi kalmamıştır. Anadolu'da cami ile kilise iç içeydi, Hıristiyan ile Müs- lüman da kapı komşu!.. Osmanlı'da özgürlük yoktu; hoş- görü ister istemez insanların yaşam biçimine dönüşüyor- du; buna karşın her iki dinde sofular eksik değildi. Okurum Feridun Görgülü yazıyor: "Çocukluğumda, rahmetli annemin anlattığına göre, dayılanndan biri Bektaşidir ve saz çalmaktadır. Rahmet- li babam ise imam. Yaşlı dayı ölünce babam 'O hiç ca- miye gelmedi' diye cenaze namazını bizzat kıldırmak is- tememiş. Bu olay Izmir'in Yunanlılar tarafından işgalin- den önce geçiyor. Dayısının insancıl davranışından, hoş- görüsünden bahsederken rahmetli anacığımın gözleri yaşanrdı." ' • ' • Hoşgörü ile özgürlük kavramlan gibi şeriat ile Müslü- manlık da birbirinden zamanlaaynlmıştır; bu ikisi kimi du- rumlarda iç içe geçer; amatemelde şeriat hukuktur; Müs- lümanlık ise inanç... Şeriat, Osmanlı'da tümüyle hiçbirzaman uygulanama- dı; Tanzimat'tan sonra hukukta ikili bir yapı oluştu; Cum- huriyet devrimiyle çağdaş hukuka geçildi. Şeriat hayata karşıdır, çağdaş dünya ile bağdaşması olanaksızdır; bu- gün Islam devletlerinde bile yarım yamalak geçerlidir; "bid'at'\n bini bir paradır. Alevi, Müslümandır... Ama şeriata karşıdır. Bektaşi ise şeriata büsbütün boşvermiştir; Baba Eren- ler'in evrene bakışındaki hoşgörüsü sınırsızdır. • Alevilik mezheptir, Bektaşilik tarikat. Bektaşi, Alevinin şehirlisi sayılır, mizah kültürüyle beslenir; Alevilik, Hazre- ti Ali'yi sevenlerin inancıdır; Kerbela'da tuzağa düşürü- lüp öldürülen Hazreti Hüseyin'i unutamazlar; okurum Feridun Görgülü'nün anımsattığı Bektaşi öyküsü de Hü- seyin üzerine... Bir gün Baba Erenler, kafasını kurcalayan bir soruya ya- nıt alabilmek için mahallenin imamına gidip sorar: - İmam efendi, Hazreti Hüseyin kimdi? imam: - Hazreti Hüseyin, Allah'ın 'sevgili kulu' olan Peygam- ber Efendimiz'in torunuydu. Bektaşi hınzırlaşır: - Öyle idiydi de 'sevgili kulu'nun torununu Kerbela'da Yezid ordusunun kılıcından neden kurtarmadı?.. İmam zora düştüğünden sakalını sıvazlar, Bektaşi'ye bakarak: - Bu soruda birgâvurluk var, sen git bunu kilisenin pa- pazına sor!. der. Camiyle kilise yan yana!.. İmam gibi kilisenin papazı da Bektaşinin dostudur. Baba Erenler, Papaz Efendi'nin ya- nına vanp imama sorduğu soruyu yineler. Papaz Efendi öfkelenir: • - HıhhhL. 'Sevgili kulu Muhammet'in torununu kurta- racakmış!..' 'Sevgili oğlu Isa'y/ çarmıha gererierken kılını kıpırdatmayan, sşygili kulunun torvnu için zahmete girer mi?.. Parlez-Vous Francais?Fransızca konusur musunuz? FRANSIZCA DİL KURSLARI Kurs başlangıç tarihi: 6 Şubat 1995 Kayıtlar ve Test: 4-6-7-8 Şubat 1995 Saat: 9.00 - 18.00 Arası İFKM IEFIİSTANBUL FRANS1Z KÜLTÜR MERKEZt msrnvT DTTUDES FRANÇMSES DISTANBUL Istlklal Cad. N<K8 Taksim T»l: 252 02 62 Ücrefsîz monte edeceğirniz Beko bulaşık makineniz şimdi Beko bulaşık ıflSHf^lzi sat»n aidığıruzda, size en yawn Beko yetkıu servısini arayın. Böyiece makinenizin, herhangi bir ücret fidemecien -tesisat döşemesi de dahil- kompie olarak monte ediimesini sağlaym r M M ÜRÜN-MODEL MILAŞİK MAKİNEURİI BKY-3403 ûea BKY-3405 Prenses BKY-3415C BKY-3407 BKY-3417C 21.900 000 26.900.000 31.100000 31.700 000 35.700 000 PEŞİN FİYATINA TAKŞİT SEÇENEĞİ TOnA &iM ; 4TAKSİT rtYAT 4.380000 4.380.000 21900.000 5J80.000 5.380.000 26.900.000 6İ2O.O0O 6.220.000 3I.İ0O.OOO 6.340.000 6.340000 31.700.000 2. StÇENEK PLSİNAT 8TAKSİT TOTIAM riYAT 2 730 000 2.730.000 24 570 000 3 360 000 3.360 000 30 240 000 3 880 000 3.880.000 34.920.000 3 960 000 3 960 000 35.640 000 4450000 4450000 40050000 3. SEÇENEK TOflAM KŞİNAT 11 TAKSİT FTtAT 2.270000 2 270.000 27.240.000 2.790000 2 790 000 33.480.000 3230000 3230000 38760.000 3 290.000 3 290.000 39 480.000 3700000 3 700.000 44 400 000 4. SEÇENEK TOTLAM KjİNAT UTAKSft FTTAT 2.080 000 2.080 000 31 200.000 2 550000 2.550000 38 250.000 2 950000 2 950 000 44 250.000 3010.000 3.010 000 45 150 000 3 380000 3380000 50 700000 hOMMerinc u«pjı ctottky fir • Bu kmnpaty* Stmgi w n • ffya&um KDVdaMfc* verşl GCNa. DAĞmCI: BEKO TİCARET A.Ş. istıkhl Cad.349 80520 Beyoğlu-İskmbul ÜCRETSİZ TÛKETİCİ DANIŞMA HATTI 0800261 85 15 • 0800261 85 16 Bir dünya markası T.C. BAŞBAKAMJK GÜMRÜK MÜSTEŞARLIĞI HALKALIGtRİŞ GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ Istanbul Cad. Niyazibey Sok. 11 1 Bakırköy'lstanbul adresinde mukim ŞahinGıda Sanayi Ticaret ve Turizm Ltd. Şti. firması adına Gümrük Giriş Beyannamelerinden doğan ve karşılannda miktar- lan gösterilen kamu alacakla- nnın tahsılı için çıkartılan tebligatlar firmasının adre- sinde bulunamaması sebe- biyle iade edilmiştir. 7201 sayılı tebligat kanu- nunun 28 ve 31 'inci madde- leri gereğince tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen teb- liğine karar verilmiştir. Yukarıda belırtilen neden- ler ile anılan adreste faaliyet gösteren şirketin belirtılen borcunun 15 gün içinde Gümrüğümüz Savmanlığı"na ödenmesi. aksı halde 6183 sayılı AATUH Kanun'un55- 60 ve 114"üncü maddeleri gereğince işlem yapılacağı- nın bilinmesi ilanen tebliğ olunur. DosyaNo: 21173/178 Beyanname No/Tarihi: 41507,12.05 1992 Amme Alacagı Miktan: 14.7%.000-TL Basın:5343
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle