Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 ŞUBAT 1995 PA2AR
12 DIZIYAZI
SOSYAÜZMÎ VZMEYECEK' SLOGAN:
Biraz yapsınlar, biraz geçsinlerRefomlann getırdiğı ekonomik artı-
lan reddetmek olası değıl Peki, bu sis-
temin adı sosyalizm olabilir mi?
Çinli yöneticilerin yanıt vermekten
bıktıklan bır soru bu.
Üretilen politikanın özeti şır
- Evet. bunun adı sosyalızmdir. Sos-
yalıst pazar ekonomisıdir Kapitalist
sistem bugüne dek sosyahzmin pek
çok deneyimınden yararlandı. Örne-
ğin. kapitalist ülkelerdekı "sosyaldev-
lef politıkasının temehnde sosyalizm
var. Yıne, "planh ekonomi" sosyalist
üretim biçımının temelını oluşturuyor.
Pek çok Batı ülkesı bunu kopya etti.
Onlann adı sosyalist mı oldu? Hayır. O
zaman bizim kapitalızmın deneyimle-
rinden yararlanmamızın adına niçin he-
men kapitalizm deniyor?
Çinliîerin sosyalist piyasa ekonomi-
sı adını verdıği bu sistemin ikı temel
dayanağı \ ar
- Rekabet ve dereceB geçiş.
Her ikisi için de cıddi güçlükler çe-
kilmiş.
Pekın'de Ekonomıyı Gelıştırme
Alanlan Yönetirm'nin ikıncı adamı
ZhangJunkuo ile bu konuyu konuştuk.
Zhang. sorulanmı son derece rahat ya-
nıtladı Pekın'e gelen yabancı gazete-
cılenn hemen tümü benım kafamdakı
kuşkulan aynen yöneltiyormuş kendı-
sine.
"Dışa açılma sürecinıiz başlayalı be-
ri, Çin'e kapitalizm geldi, geli>or, gei-
nlerle de.
Çin geçen yüzyıllarda \e bu yüzyıl-
da büyük açîık çekmiş. Açlık halkm
yaşamına öylesine girrruş kı pek çok
yerde,"Günaydın, nasılsın*'>erine,
"Bugün yemek yedin mi karnın tok
mu" sözlen kullanılıyor.
Köylü ayaklanmalannın temel nede-
ni. açlık. Geçen yüzyılda kanımı doyu-
ramayan köylü gruplan. önlerine bır li-
der koyup ayaklanmış. 19 yuzyıldan
Çin Devnmı'nın gerçekleştirildiği
1949yılınadek 150 büyük köylü ayak-
lanması olmuş. Gerek eskı başkent Şi-
an'ın gerekse Pekın'in çevresindeki
surlar, düşmandan çok, köylü ayaklan-
malanna karşı yapılmış.
Bizim tarimızde Çin Seddı'nin de
Türk boylannın saldınlanna yönelik
olduğu yazılı ama gerçekte tek düşman
Türklerdeğildi. Imparatorıçın asıl teh-
like içeridekı aç köylülerdı.
Bugünkü Çin yönetimı bu gerçegi
anımsatıp ekliyor:
- Çin devrimı başlangıçta getirdiği
katıksız eşitlikle. temel sorunu, açlığı
büyük ölçüde çözdü Çin"in nüfusu 1
mılyar 200 mılyon. Eskıden nüfusun
en az üçte bin cıddı açlık tehlikesi al-
tındaydı. Şımdı açlık tehlikesi yok.
Katı eşitlığin getirdiği ortamın ar-
dından 1978'de başlayan, 1992'de bü-
yük bır ıvme kazanan reformlarla bir-
likte ortaya atılan. "Sefaleti paylaşmak
mı kontrollü uçurum yaratmak mı"so-
inliler, yeni
açılımlara ayak
uydurabildi mi? Buna
hemen evet demek
güç. Çin'e belli bir
önyargı ile gelen bir
gazeteci, reformların
'mükemmel'
olduğunu yansıtacak
bilgilerle de dönebilir
'Her şeyin berbat
olduğunu1
gösterecek
verilerle de.
o
MUSTAFA
BALBAY
N,lüfusu 1 milyar 200 milyon olan Çin'de artık
açlık tehlikesi yok. Katı eşitliğin getirdiği ortamın
ardından 1978'de başlayan, 1992'de büyük bir
ivme kazanan reformlarla birlikte ortaya atılan,
'Sefaleti paylaşmak mı kontrollü uçurum
yaratmak mı' sorusu, şu sloganı geliştirmiş: Bir
grup insan önce kalkınacak ve zengin olacak.
Ardından diğerleri de refahtan payını alacak.
mek üzere diyorlar. Ama bir türiü iste-
dikJeri olmuvor" dıyor ve devam edı-
yor:
"Her şe>' Komünist Partisi'nin kont-
rolü alünda. Yabancı yatıruncüara ka-
pılanmızı açük. Bu doğru ama sonuna
kadar değil. Belli bölgelerde ve belli
alanlarda. Önceleri Çin'e güvenmedi-
ler. Yatuımlann boşa gideceğini düşün-
düler. Ama biz içeride, dev let işletmele-
rini sorumluluk yohıyİa kişilere verme-
ye başlav ınca dışandaki eğilim de değiş-
ii Gelhorlar. şartlan değerlendiriyor-
lar. Çoğunlukla > atınm v apmayı kâbul
edip işe girişiyorlarf
Çın'deki değışime kapitalist uygula-
malar gözlüğüyle bakınca anlamak
güç. Yabancılann altyapı olanaklannı
dıkkate alarak gerçekleştirdiği yatınm-
lann başlamasına dayanak oluşturan
*ic değişim'"in özü şu:
Işletmelenn sorumluluk sistemiyle
kişilere devn.
Yoldaş, fabrika
sana emanef
Dıyelım kı bır fabrikanın müdürü-
sünüz. Dev let memuru olarak çalışı-
yorsunuz. Görev ıniz fabrikanın ayakta
kalmasını sağlamak. Üretım artışı, dü-
şüşü ve benzer şeyler merkezı yöneti-
mi çok yakından ilgilendırmıyor. Ama
değişim sürecınde mudüre şöyle den-
mış:
- Yoldaş, bu fabnkanın mülkiyetı
devletindır ve öyle kalacaktır. Ama so-
rumluluk senın. Fabrikayı kendı ma-
lınmış gıbi yöneteceksin. Yetkilerin,
yasal zeminde kalman koşuluyla sınır-
sız. Komünist Partisi'nin, bulunduğun
kentteki örgütü senı denetleyecek. Ba-
şanlı olursan görevine devam edecek-
sin. Alacağın para da başann ölçüsün-
de artacak
Bugün devlete aıt işletmelerin yüz-
de 90'ı aşkın bölümü bu sistemle çah-
şıyor. Pekin, Şian ve Şanghay'da yetki-
lilerin verdiği bilgıler. bu yönteme ge-
çildikten sonra üretimın daha da arttı-
gını vurguladılar.
Pekı, müdür fabrikanın sorumlulu-
ğunu üstlenecek ve alacağı para ona
göre artacak da orada çalışanlar ne ola-
cak?
Onlann maaşı da artık "kaüksızeşit-
lik" ilkesine göre belirlenmıyor.
Temel ilke şu:
- Çalışma saatıne dcğıl, işe ücret.
Bugün yemek
yedin mi?
Çınliler. yeni açılımlara ayak uydu-
rabildi mı?
Buna hemen evet demek güç. Çin'e
belli bir önyargı ile gelen bir gazeteci,
reformlann "mükemmel" olduğunu
yansıtacak bilgilerle de dönebilir "Her
şeyin berbat olduğunu" gösterecek ve-
rusunun beraberinde şu slogan geliş-
mış.
-Bir grup ınsan önce kalkınacak ve
zengin olacak. Ardından diğerleri de
refahtan payını alacak
Bugün başanlmaya çalışılan bu.
Biraz daha büyüK ev
Önce açlık, ardından kesın eşitlik ıl-
kesıyle yetişen Çınlilenn büyük bölü-
münün hayalleri "küçük".
Şanghay Belediyesı'nde çalışan bir
memura sordum:
- Reformlann sana faydası oldu mu?
- Oldu tabıı Ülkemız gelişiyor.
- Ama doğrudan senin yaşamına bır
faydası oldu mu?
-Evet Şimdi.oturduğumevbeşmet-
rekare daha büyük.
- İlende neler istiyorsun?
- Evımin biraz daha büyük olmasını.
Çinliîerin çoğu. sahip olduğunun bi-
Pekin, Çincede 'Kuzeydeki Başkent' anlamına geliyor. Tarihteki adı 'Hanbalık'. Pekin deyince ilk akla
gelen yer ise 'Yasak Şehir'. Yani Çin imparatoıiarının sarayı. Kesin olmayan bilgilere göre sarayın ya-
pımı için 100 bin usta, bir milyon esir çalıştırılmış. Genel görünümün büyüteyiciliğinin yanı sıra 'aynrrtı-
larda' da inanılmaz bir zenginlik gizli. Yasak şehrin çatlarını seyrederken 10 kadar turiste çarptım.
raz daha fazlasını istiyor ama yöneti-
mın istediği "yaünmcı nıha" sahip
olanlar da var.
Konut da bu yatınmcı ruhu okşayan
konulardan bıri. Çin'de devlet halen
herkese bannabılecegi biryerbulmak-
la yükümlü. Örneğin. üç-dört kişilık
bir aıleye sağlanan konut ortalama 20
metrekare. Bunun kirası ise evin reısi-
nin aldığı maaşın yüzde 1-2'si.
Girişimci Çinliler, özellikle Hong
Konglularla ortakhk kurup. lüks bina-
lar yapıyorlar. Ama onlann bedelı, bin
dolarlarla ölçülüyor.
Bir yanda maaşın çok küçük bir di-
limini oluşturan kiralık ev, bir yanda
binlerce dolarlık lüks konut.
Para belli ellerde toplanmaya başla-
dıkça bu konutlann satışı da artmış.
Bu fark sosyal patlamayı beraberin-
de genrir mi?
"Hayır" dıyor Çınliler. "CHabOdiğin-
ce refahı yayacağız. Lüks konut alan
çokvergi v^riyor ve bu gelir zor durum-
dakiler için harcanryor. Sosyal devlet it-
kesinden kesinlikle ödün vermiyDruz."
YARIN: Çay. Coca
Cola'ya kar$ı...
Dünyanın en görkemli yapıları arasında yer alan Çin Seddi'nin uzunluğu 6 bin kilometre. Yapımına MÖ 210 yılında başlanmış. Du-
var, Çin coğrafyasının en sarp bölgeleri üzerinde kurulu. Turistlere açık bölümün ilk 500 metresinde her yaştan insana, ikinci beş-
yüz metrede gençlere ve orta yaşlılara, devamında da sadece gençlere rastlanıyor.(Fotoğraflar: MUSTAFA BALBAY)
GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI T.C. MARMARİS İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
DosyaNo: 1994/904
Satılmasına karar venlen gaynmenkulün cınsı, kıymen, adedı, evsafı. Muğla ılı, Marmans üçesı, Armutalan Köyu, Sınam mevkıınde kaın tapunun cılt 26, sahıfe. 2514, pafta 18. parsel 2353'te kayıtlı taşınmazm içensindekı
zemın \ e 1 katta 102' 1232 arsa paylı (9) giriş kapı no'lu dubleks \e kat farkı nedenıyle toprak alnnda ve zemın kat altında kısmen isabet eden 20 ral depo olarak kullanılan yeri mevcut bu dairenin zemini kalebodur. kapı ve pencereler
ahşap. ıç duvarlan beyaz badana ile boyalıdır Gınş zemın katta salon ^ Amenkan usulu açık mutfak, yer zemmi seramik, rautfak tezgâhı mermeT, tezgâhüstündekı ve altındakı dolaplan ahşap ve salon önünde açık terası vardır.
Üst kata çıkan merdıven mertner döşemelı. korkuluklan ahşap ve üst katta 3 yatak odası, balkon, WC * duşlu banyo, klozet, lavabo mevcuttur. Yer zemınlen kalebodur doşelı. WC + duşlu banyo tavana kadar seramiktır Kapı ve
pencereleri ahşap dogramadan japılmıştır Dairenin elektnk ve su tesısatı me\cuttur. Bodrum 20 m2, zemin kat 80 m2 ve üst kat 80 m2 olan daıre 180m2 ınşaat alam olan bu ga\Timenkul arsapayı ile birlikte 1.500 000 000-TL
degenndekı ga>Timenkul satılacaktır
Satış şartlan: 1-Satış 13.03 1995 Pazartesı gunü saat 1000'dan 10.15'e kadar Marmans tcra Müdürlügü'nde açık arttırma suretıyle yapüacaktır Bu artnrmada tahmm edilen kıymetm yüzde 75'ini verüçhanlıalacaklılar^ arsa
alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ıhale olunur Böyle bır bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 23.03.1995 Perşembe günü aynı yer ve aynı saatlerde ikinci arttırmaya
çıkanlacaktır Bu arttırmada da rûçhanlı alacaklılann alacağını ve satış masraflannı geçmesı şarnyla yüzde 40 arttırana ıhale olunur.
2- Arttırmayaıştırak edeceklenn, tahmm edilen kıymetın \üzde 20'sı ruspetınde pey akçesı ve>a bu mıktar kadar roıllı bır bankanın temınat mektubunu vermelen lazımdır Satış peşin para iledir. alıcı istedığınde 20 gıinü geçmemek
uzere mehıl venlebılır Tellâlıye resmı. ıhale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aıttır Binkmış vergıler satış bedelınden ödenır Aynca KDV'sı alıcıya aıltır
3- lpotek sahıbı alacaklılarla dığer ılgılılerın (•) bu gaynmenkul üzenndekı haklannı hususıyle faız ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgeler ile on beş gün ıçinde dairemıze bıldirmeleri lazımdır Aksi takdırde haklan
tapu sıcılı ile sabit olmadıkça paylaşmadan hanç bırakılacaklardır
4- Satış bedelı hemen veya venlen muhlet ıçinde odenmezse Icra ve tflas Kanunu'nun 133 maddesi gereğınce ihale feshedıhr tkı ıhale arasmdakı farktan ve yüzde 30 faızden alıcı ve kefıllerı mesul tutulacak ve hiçbır hükme
hacet kalmadan kendilennden tahsıl edilecektır
5- Şartname, ılan tanhınden ıtıbaren herkesın görebılmesı ıçın daırede açık olup masrafı venldığı takdırde ısteyen alıcıya bır örneğı göndenlebılır
6- Satışa ıştırak edenlenn şartnameyı görmuş ve münderecatını kabul etmış sayılacaklan, başkacabılgı almak ısteyenlenn 1994904 T sayılı dosya numarasıyla memurluğumuza başvurmalan ilan olunur. 23 01 1995
(*) llgililer tabirine irtifak bakkı sahipleri de dahildir Basın: 5134
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇt
Yücel Kanpolat'la Söyleşi: (4)
Ben Harika Çocuk Değilim!
Prof. Yöcel Kanpolat, kendisıne uluslararası ünün kapı-
lannı açan buluşunu anlatıyor, dinliyorum:
-... Normal klasik kordotomide, omurilikte üç-dört mili-
metre çapında bir harabiyet yapıldığı için bütün bir vücut
yansı ağnsız hale getirilebiliyordu. Bu işlem uygulamanın
yapıldığı yer görüntülenemediği için geniş çaplı lezyon zo-
runlu ıdi, oysa biz bilgisayarlı tomografi altında harabiyet
yapacağımız omurilik dokusunu kesit olarak görebildiğimiz
için, sadece ağnlı alana ait lifleri zedeleme üstünlüğüne sa-
hibiz. Böyielikle hem omurilikte daha küçük bir alanda ha-
rabiyet yapmaktayız, hem de bu harabiyet sonucu sade-
ce hastanın ağnlı bölgesinde ağrı duyusunu ortadan kal-
dırabilmekteyiz: Örneğin, göğüs duvannda kansere bağlı
ağnsı olan bir hastada sadece göğüs duvannı ağnsız hale
getirmek bu teknikle mümkün. Bilgisayarlı tomografi eşli-
ğinde, baş boyun bölgesınin durdurulamayan ağnlan için
yapılan birbaşka uygulamayı da zaman içerisinde gerçek-
leştirdik ve konuyla ilgili çalışmalarımızı yurtdışında yayım-
ladık. Bu uygulamanın adı da tngeminal traktotomi idi. Bu
uygulamalar sırasında kullandığımız sisteme ait sorunlan
bu elektrotlan üreten firmaya aktararak elektrot sistemle-
rinde bazı değışıklıkler yaparak kullanımı sürdürdük. Şim-
di, burada şunu söyleyebilirim: Bunlan yaptık ama, tabii
bunlar epey zahmetli şeyler. Çünkü, çok dikkat istiyor. Ve
bilgisayarlı tomografi ünitesini tümüyle bu iş için birkaç sa-
at ayırmayı gerektihyordu. Burada ben gururla şunu söy-
leyebilirim: Biz bu uygulamalann tümünü çalışma saatle-
rinin dışında yaptık. Çalışma saatleri dışında, bizim fakül-
temizın bacılan (hemşıreleri), hızmetlileri, sağınlan (dok-
tortan), Radyoloji bölümünün direktörü Prof. Dr. Serdar
Akyar Ibn-i Sına Hastanesi'ne geldiler, cumartesi, pazar
bu işe zaman ayırdılar ve biz, bu tekniği ve bu birikimi, bu
büyük ekiple geliştirdik. Onun için bu bir "harika çocuk hi-
kâyesi" değil, birekip çalışmasının ürünüdür.
- Evet...
- Genellikle toplumlar süpermen hikâyelerinden hoşla-
nırtar. Hele bugünkü kırli medya ortamında ınsanlann ken-
dilehni, topluma çok önemlı şeyler yapmış bır imajla tak-
dim etmeleri de mümkündür. Ancak tıp alanında emeğe
yaslanmayan, bilgıye yaslanmayan, birikıme yaslanmayan
başan pek mümkün değildir. Onun ıçın bu eğer bir başa-
nysa birgeleneğin ve birekıbın eseridir. Itiraf etmeliyim ki,
bu yenilikleri kabul ettırebilmek çok da kolay olmamıştır,
hatta başlangıçta uluslararası alanda belli ölçülerde di-
rençle de karşılaştığımız bir gerçektir. Hatta bizı o pazann
dışında tutmak için çaba gösterdıklenni de söyleyebilirim.
Ama, sonra işin doğruluğu kavrandı ki; herkes için bu ya-
pılır, yeniliği insanlar biraz zor kabul edeher. Sonra biz bu-
nu kabul ettirebilir hale geldik. Yurtdışında yayınlanmız çık-
tı, hatta çıkmakla kalmadı, bızden bunu yayımlamamtzı is-
teyen ciddi dergiler oldu. Fransa'dan, Amerika'dan... Biz
bu dergilere, bu yazılan yazdık. Sonra 1994 yılı ki bizim en
aktif olduğumuz yıl. 1993 yılının sonunda, ben ABD'ye
Harvard Tıp Fakültesi'ne, bu konudaki deneyimlerimı an-
latmak üzere çağnldım. Bu, bahsettiğimız teknolojiyı üre-
ten firma da Boston 'dadır. '
- Firmanın adı neydi?
- Radionics Neurosurgical Instruments. Zaten, ben ora-
ya gittiğimde, kafamızda yeni bir elektrot sıstemi yapma
düşüncesi vardı. Firmada, önceden projelenmi onlara an-
lattım, sonra iki gün, yapacağımız elektrot sistemini birlik-
te hazırtadtk. Firmanın başında bulunan kişi Massachu-
sets Institute of Technology'nın (MIT) Fizik Bölümü direk-
törlüğünden firmanın yönetimine gelmiş bir öğretim üye-
sidir. Ve sonuçta, doğrusu benim için bir hayli büyük, gü-
zel bir sürprizdi. Bu söylediğim işlere biz salı günü başla-
dık, cuma günü öğleden sonra, ilk yapılmış elektrot siste-
mini bana teslim ettiler. Ve o, "001 "numara /7e kodlandınl-
mıştı. Sistemin adı da "Kanpolat CT Elektrot Sistemi" idi.
- Caha sonra, nasıl gelişti olaylar?
- Ondan sonraki gelişmeler oldukça hızlı, benim bekle-
mediğım kadar hızlı gelişti. Nisan ayında Amerika'nın en
büyük cerrahi kongresi ki, dünyanın bu alanda kredisi en
yüksek kongresidir, oraya özel konuşmacı olarak çağnldım.
Orada yöntemim çok iyı algılandı. Hatta, o gün izlenceyi
değiştirip, bana bir konuşma daha yaptırdılar. Çalışmala-
nmın kısa taslaklannı alıp Amerika'da beyin cerrahlanna
ulaşan, özel, ufak bır dergi vardır, bütün beyin cerrahlan-
na gider, beyin cerrahlannın ağnyla "ilgilenenlerine" gıder,
bunun "Pain Chapter"/cy/r (Ağn Konusu), orada çalışmam
yayımlandı. Gene Amerika'da yayımlanan Nöroloji ve Nö-
roşıruqı dergısinin bir yıllığı vardır, dünyada yapılan, işte,
soluğu olan çalışmalan toplariar, 20-25 çalışmayı bir "Ye-
ar-Book" yani "Yıllık Kıtap" adıyla, o yıhn kitabı gibi yay/m-
lariar. Benım yayımlanmış makalem, orada yeniden yayım-
lanmak üzere benden istendi. Sonra, Amerika 'da gene, bu
yıl yayımlanacak olan Fonksıyonel Nöroşirurji kitabının
"Kordotomi" bölümünün benim tarafımdan yazılması isten-
di. Ben de yazdım. Kısmetse, bu yıl basılacak. Ekim ayın-
da "Congressof Neurological Surgeons"ded/<J'™z, Ame-
rika'nın ikinci önemli beyin cerrahlan kongresınde, çalış-
malanmı konuyla ilgılenen beyin cerrahlanna kurs şeklin-
de takdim ettim. Gene arkasından lllinois Üniversitesi, bu
konudaki çalışmalanmı anlatmamı istedi. 1994 Ekim ayı-
nın 7'sinde lllinois Üniversıtesi'nde konferans verdim. Bu
yılın nisan ayında da Orlando'da gene ağn cerrahisi ile il-
gili yöntemlerimi anlatacağım ve bir başka kitapta da
konuyla ilgili bir bölümü yazacağım.
(Artık Yücel Kanpolat'ın başanlannı dinliyordum.)
BULMACA
1 2 3 4 5 6 7 8 9
SOLDAN SAĞA
1/ Pazarlama. 2/ Erzu-
rum'un bir ilçesi... Bir
tiyatro oyuncusunun,
seyircilerin duyacağı
biçimde, ama sankı di-
ğer oyuncular duymu-
yormuş gibi düşünmesi
ya da konuşması. 3/ Is-
kambilde bir kâğıt...
Antik Yunan tiyatro-
sunda sahneye verilen
ad. 4/ Bir yüzey ölçüsü
birimi... Düşüncesızce
her işe atılan. 5/ Yaş ya
da mevki bakımından
küçük birinden büyüge karşı ya-
zılı ya da sözlü bıldirilen istek.
6/Gıdılen yol üzennde olmayan...
Su. 11 Ordu'nun bir ilçesi... So-
yundan gelinen kimse. 8/ Serbest
bırakma... Eskiden okullarda ço-
cuklan çalıştırmakJa görevli kim-
se. 9/ Azerbaycan'da ve Doğu
Anadolu'da, konusunu gündelik
yaşamdan alan gülmeceli öyküle-
re verilen ad.
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1/ Toplum yaşamına giren geçici yenilik... Tuzak. 2/Tehlike
işareti.. Üye. 3/Müslüman ülkelerde oturan Yunan asıllı kim-
se . Sıva ya da boyadan önce vurulan kat. 4/ Knpton elementi-
nın sımgesi... Çarşılarda aynı işi yapan esnafin bulunduğu bö-
lüm. 5/ Kutsal emanetlerin saklandığı ya da bir olayın anısına
yapılmış Hmt kökenlı anıt. 6/ Azarlama, serzenış... Kuzu sesi.
7/ Alünkökü de denilen kusturucu kök... Sarp bölgede kurul-
muş Kafkas dağ köylerine venlen ad. 8/ Ekmek... Dınlence. 9/
Kumtaşı... Yavaş, ağır.