07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 6 NİSAN1994 ÇARŞAMBA İsveç Kamu Memurlan Sendikası geniş çaplı bir anket yaptı: Erkek,kadınüzerindehâlâegemen GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM - İsveçin en bü- yük sendikalanndan Kamu Me- murlan Sendikası (SKTF), geçen- lerde sendikal etkinliklere katılan, görev alan çok sayıda kadına, "Bu- gfin kadınlan en yakından etkileyen sonın nedir" sorusunu yönelttı. Yanıtlann bır bölümünü ile'tiyoruz: - Kadının kendi geliriyle, baş- kasının yardımına gerek duvmadan yaşayabilmesi, - Toplumda kadınlarla erkekler arasında eşitsizlığin var olduğunu erkeklerin kabul etmesi. - Cinsiyete bakmadan, eşit işe eşit ücret ödenmesi, - Kadınlara ış hakkı. İşgücü ge- rektiği zaman kadınlar çağnlacak. piyasa koşullan olumsuzlanınca önce kadınlar ocak başına geri gön- derilecek. Bunu önlemek gerek! - İş pivasasmda eşitlik, - Kadınlann çoğunlukta olduğu işkollannın gerçek değerinin kabul edilmesi. - Kadınlann, erkeklerin \e çocuk- larm harmoni içinde yaşadıklan eşit ve değerlere say gılı bir toplum oluştu- nılması. SKTF"nin soruşturmasına veri- len yanıtlar. daha önceden saptanan gerçekleri bir kez daha doğruladı: İs\eç'teki belediye ve il meclısle- rinde erkeklerin ücret ortalaması 15 bin 261 kronken. kadınlannki 11 bin 987 krondu( 1991). Belediyede çalışan kadınlann aldığı ücret. erkeklerinkinin % 82. 2'siydi. Aynı oran. ıl meclislennde dahadadîişüktü: % 78.5. Bölgeyö- netimlerinde bölüm şefi olarak çalı- şan kadınlann ortalama gelin. er- kek şeflerinkinden 3 bin kron daha azdı. İşin ilginç yanı. bu işkollannı temsil eden SKTF"nin üyelerinin ° o 75"inin kadın olması! SKTF. bu tabloyu şöyle özetlı- yor: "Ekonomik bunalunın bedelinin arslan pay ını kadınlar ödemekte. Son sveç'te 1 Ocak 1993'ten itibaren yeni bir'Eşitlik Yasası' yürürlükte. Bu yasaya göre en az 5 kişinin çalıştığı bütün işyerleri, işyerinde geçerli olacak bir 'eşitlik planı' yapacak. Bir yıl sonra ise bu planın ne kadannm yaşama geçirildiği değerlendirilecek. genel seçimlerden bu yana geçen za- man içinde. kadınlar işlerinden oldu- lar. Önce işten atılan kadınlar daha sonra aynı işe, geçici görevli olarak ve çok daha diişük ücret ve sınırlı haklarla geri alınıyorlar. Standartlar Enstitüsü bu tür işleri "basit işler" ola- rak sınıflandırarak ücretlerin düşük- lüğünü savunmaya kalkışıyor, işsizli- ği azaltmak için başvunılan bir yön- tem olarak gösteriy or. Bir kadın doçent, 19301u yıllara özgü "ev hizmetçisi gündelikçi kadın' kavramını önerebiliyor ve bir erkek profesor de vergi kolayJıklan sağlamaya kalkışarak ona destek oluyor! Günümüzde kadın ve erkek değer yargdarı arasındaki büyük uçurum haJa duruyor. Erkekler, kadınlar üzerindeki egemenliklerini I^enaSvenaeus Eşitlik Denetmeni (JO). Görevi, gûnlük yaşamın her diliminde bireyler arasında cinsiyet- ten kaynaklanan aynmcılık, eşitsiz- lik konusunda kamuoyunun dikka- tini çekmek. Kendisi ve bir avuç yardımcısı, yargj ya da yürütme yet- kisine sahip değil. Toplum içinde za- ten var olan kuruluşlar ve yetkili ki- şiler, JOnun dikkati çektiği olum- suzluklara kendı görevleri dahilinde eğilebilirier. Lena Svenaeus, ülke çapında bir iş değerlendirmesi1 yapı- Imasından yana. Buna karşılık çö- zümün merkezi değil, yerel önlem- lerle sağlanabileceğine inanıyor. Gi- rişimde bulunmayı da kadınlann görevi olarak görüyor: "Stockholm'deki teorisyen uz- manlarm önerilerinin, ülke çapında önemli bir etkisi olacağmı sanmıyo- rum. Değerlendirme, işyerinde, gerçek vaşamın koşulları altında yapılmalı. Iş değerlendirmesinde somut ölçekler kullanılmalı; örneğin, yetenek, yeter- lilik, sorumluluk. girişimcilik ve de- neyim. İş arkadaşları \e işveren, işye- rindeki ilişkiler konusunda görüşbir- liğinde olmaJı. İşyerinde eşitliği sağ- layıp korumak için içten bir istek du- yulmalı. Kadınlaruı daha çok girişimde bu- lunmasından yanayun. Erkeklerin gönüllü olarak, işinin değerlendiril- mesini ve ücretinin ona göre ayarlan- masını isteyen kadınlardan yana giri- şimde bulunacağını sanmak hayalci- lik olur. Bu nedenle kadınlar kendile- ri. eşitsizlığin somut örncklerini bu- lup bize getirmelidir. Biz de buna göre İş Mahkemesi'ne başvurahili- riz." İsveç'te 1 Ocak 1993'ten itibarcn yeni bir 'Eşitlik Yasası1 yürürlükte. Bu yasaya göre en az 5 kişinin çalıştığı bülün işyerleri, işyerinde ge- çerli olacak bir 'eşitlik planı' yapa- cak. Bir yıl sonra ise bu planın nc ka- dannın yaşama geçirildiği değerlen- dirilecek. Eşitlik planı yapmayanlar ya da değerlendirmeden kaçınanlar ağır para cezalanna çarptınlacak- lar. 1994'te ilk değerlendirmeler yapılmış olacak. Eşitlik Denetmeni Svenaeus. ücret miktannın her şeye karşın. egemen güç kimse onun tarafından sap- tandığının ortaya çıktığını söylüyor veişdeğerlendirmelerinin,kadınlann büyükçoğunluğunun, hakettiklerin- den az ücretle çalıştınldığını ortaya çıkaracağını vurguluyor. GAPta kirli hava sorun olacak GAZİANTEP (AA) - GAP bölgesi illerinde, ekonomik gelişmeye paralel olarak hava kirliliğinin gündeme geldiği bildinldı. Turizm Bakanlığı Yatınmlar Genei Müdürlüğü Uzmanı Şevki Çivı, Gaziantep. Şanlıurfa ve Diyarbakır gibi büy ük merkezlerde. hav a kirliliğinin şimdiden başladığını söyledi. Çivi, bölgedehızlı kentleşme sonucu kentlenn büyümesiyle hava kirliliğinin daha büyüİc sorun olacağmı kaydetti. Bölgede oluşacak hafif sanayi ile hızlı otomobilleşme sonucu, egzoz gazlannın da bir sorun olacağına dikkat çeken Çi vi, şu önerilerde bulurçdu: Kaliteli kömür ithal edilmeli "Isıtma için kaliteli kömür itha] edilmeli, elektrik ve güneş enerjisine dönük ısıtma modelleri geliştirmeleri. Sıvı ve gaz atık bırakan eskı model teknolojili sanayi tesislerinin kurulmasına izin verilmemeli. çevreye duyarlı yeni teknoloji tesislerinin yapımı teşvik edilmeli. Zehirli egzoz gazı üretmeyen. kurşunsuz benzin kullanan yeni teknolojili otomobil. otobüs, kamyon kullanımına ağırlık verilmeli, demiryolu ulaşımı desteklenmeli ve ön plana çıkanlmalı." Çivi. kentsel ve bölgesel ulaşımda elektrik enerjisi kullanımının gerektiğini de sözlerineekledi. Erkeğeilaçla kısırlık testi yapılacak LONDRA (AA) - Erkekler, kısır olup olmadıklannı, önümüzdeki hafta piyasaya sürülecek bir ilaçla kendi kendilerine yapacaklan testle öğrenme imkaruna kavuşacaklar. Bu yeni teknik. özel bir boya ile spermlerin renk değiştirmelerinedayanıyor. Bir erkeğin spermleri pembe renge dönüşürse her mililitrede 20 milyon aktif sperme sahip olduğu ve bunun da baba olabileceğini gösterdiği belirtiliyor. Spermlerde mor renk ortaya çıkması dunımunda ise her mililitrede 10 milyon aktif sperm bulunduğu ve baba olmasının şüpheli olduğu anlaşılıyor. İngiltere Tıbbi Araştırma Konseyf nden Dr. Richard Sharp yeni testin olumlu sonuçlanna rağmen. yine de bir erkeğin baba olmasıru engelleyen düşük sayıda spermlere sahip olup olmadığı konusunda bir hastanede yoğun deneylerden geçmesinin de şart olduğunu söyledi. Ulusal Doğurganhk Derneğı ISSUE'nin sözcüsü Susan Rice, İngiltere'de önümüzdeki hafta piyasaya çıkacak "kısırbk testinin" gerek erkek gerekse kadınlar üzerindeki şüpheieri ortadan kaldıracağını belirtti. "Demolition Man" adlı bilimkurgu filminde yapımcı Joel Silver, bir derginin kapağında göriip çok etkikndiği fürürist otomobili kullanmak konusunda ısrar efmişfi. Filmleralışverişlerinıizietkiliyor ELITE Servîce CURTSCHLEIER B,John Travolta. 1977 yılında "Cu- martesi Gecesi Ateşi" fiîminin disko sahnelerinde o ünlü dans figürlerinı yaptığında binlerce genç kadın he- yecandan kendinden geçmişti; bin- lerce genç erkek ise Travolta'nın giydiğine benzer beyaz bir takım bulmak için en yakındakı mağaza- lara koşmuşlardı. Travolta tek başı- na diskolan günün modası haline getirmişti. Bu filmden bırkaç yıl sonra "Kent Kovboyu"nda ise Tra- volta, bu kez aynı erkeklen dans ayakkabılannı atıp çizme giymeye ikna etmişti. Böy lece başka bir akım doğdu. Bu iki filmin kültürümüz üzerin- de ve tüketim alışkanlıklanmız üze- rinde yaptığı etkı bu filmlere özgü bir şey değil. Sinema tarihi. filmlerin insan davranışlannı nasıl etkileye- bildiğini gösteren örneklerle dolu: 1934 yılında çevirdıği "Bir Gecede Oldu" filminde Clark Gable gömle- ğini çıkanr. İçine hiçbir şey giymedi- ğinin görülmesi üzerine atlet satışia- n bir anda düşer. Marion Brando'nun 1951 yapımı "Üıtiras Traımayf'nda tışört gıyme- 1 ir Gecede Oldu filminde Clark Gable gömleğini çıkanr. İçine hiçbir şey giymediğinin görülmesi üzerine atlet satışlan bir anda düşer. Tom Cruise, 'Riskli İş' filminde Ray-Ban'in Wayfarer güneş gözlüklerini takar. Bunun üzerine Ray-Ban fırması, üretimi durdurulmuş olan bu modeli yeniden üretmeye başlar. sı. tişört satışlannı inanılmaz dere- cede arttınr. Tom Cruise, "Riskli İş" filminde Ray-Ban'm Wayfarer güneş göz- lüklerini takar. Bunun üzerine Ray- Ban firması. üretımi durdurulmuş olan bu modeli yeniden üretmeye başlar. Amenkan şırketlen. ürünlennın fılmlerde görülmesinın kendileri ıçın ne denli önemli olduğunu anlayalı çok oldu Buiş. geleneksel reklamcı- Iığın dışına çıkmayı sağlamanın ya- nı sıra ünlülerin de tüketicıyle aynı safta görünmesinı sağlamak açısın- dan da yararlı oluyor. Arnold'a. Tom'a. Mıchelle'e (ya- ni Schvvarzenegger. Cruise ve Pfeif- fer) bertzemek ıstediğimiz doğru. Ürününüziın bu vıldızlarla birlikte ekranda görünmesı diğer reklamla- rın etkılennın olumJu yöndearttınl- ması anlamına geliyor. Aynca gazo- zunuzu içmeleri ya da ayakkabılan- nızı giymeleri için bu yıldızlara mil- yonlarca dolar ödemekten de daha ucuza geliyor. Ancak işe yanyor mu? Evet. Araştırmalar. izleyicilerin ekranda gördükleri belli başlı bazı markalan unutmadıklannı gösteri- yor. Rogers and Covvan adlı halkla ilişkiler şirketinin Başkan Yardım- cısı Frank Devaney, "İnsanlar, gale- rilere girip, biimem hangi filmde gör- dükleri bilmem hangi marka arabayı satın almak istediklerini söylüyor- lar" dıyor. Başanlı bir fılm ve filmde kullanılan herhangi bir ürün. sadece ABD'de yaklaşık 10 milyon kişi ta- rafından ızleniyor. Buna bir de tüm dünyadaki milyonlarca izleyiciyi ek- lemek gerekiyor. Bu anlaşmanın üretıci için ne den- li değerli olduğunu söylemeye gerek vok. Ancak bunun yanı sıra film ya- pımcısı için de avantajlan yok değil. Bu avantajlar arasında yapım mas- raflannın azalması ve promosyo- nun artması bulunuyor. Tabbi ki ürün yerleştirimi açısın- dan ideal sayılmayan filmler de var. Örneğin pek'çok şirket, 18 yaşından küçüklere yasak olan filmlere katıl- mak istemez. Bunun yanı sıra ürün- lerinin uygun bir biçimde gösterildi- ğinden emin olmak istiyorlar. Kali- forniya"da aralannda Chevrolet'in de bulunduğu pek çok araba mar- kasının temsilciliğini yapan Norm Marshall ve Ortaklan adlı şirketin sahıbı olan Norm Marshall, "125 aracımız var. Ancak istek üzerine he- men bir Corvette yollamıyoruz. Se- naryoyu okumak konusunda ısrar ediyoruz ve arabamn nasıl kullanıla- cağını öğrenmek istiyoruz. Arabamı- zın bir öğrencinin ezildiği y a da alkol- lü bir sürücünün olduğu bir sahnede kullanıunası en son isteyeceğimiz şey olurdu" diy or. Hangi ürünlerin fılmlerinde kul- lanılacağı konusunda son karan yö- netmen veriyor Örneğin. Michael Crichton'un "Jurassic Park" adlı ki- tabında ziyaretçiler. hayali parkta bir Toyota ciple dolaştınlıyorlar. Filmdeyse Spielberg'in bir Ameri- kan arabasını kullanmak istemesi üzerine Ford cipleri seçildi. Wesley Snipes'in başrolünde oynadığı "De- molition Man" adlı bilimkurgu fil- minde y apımcı Joel Silver, bir dergi- nin kapağında görüp çok etkilendiği fütürist otomobiü kullanmak konu- sunda ısrar etmişti. Öte yandan bazı yönetmenler de filmlerinde hiçbir şekilde ürün yerleştirimi yapılmasını ıstemiyorlar. Örneğin. Barry Levin- son. kendisının yazıp yönettiğı 1992 yapımı "Oyuncaklar" adlı filmde hiçbir ürünün promosyonunun ya- pılmasına izin vermedi. Pepinoile tanışacağız ANTALYA (AA) - Türk tanmı, ziraat fakülteleri, araştırma kuruluşlan veözel sektörün çalışmalan ile meyve ve sebze çeşidi bakımından zenginleşiyor. Bu çalışmalardan biri de Akdeniz Üniversitesi Antalya Ziraat Fakültesi'ndegcrçekleştinldi ve deneme üretimi yapılan 'pepino' adlı mey\eden olumlu sonuç alındı. Ziraat fakülteleri ile araştırma enstıtülerinın adaptasyon çahşması yaparak Türkıye"de üretimini sağladığı yeni mey veler arasına, böy lece Latinceadı •salonum murikatu' olan pepino da katılmış ojdu. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Musıafa Akıüı, sera ortamında yetiştınlen \e üretim çalışmalanndan olumlu sonuç alınan pepinonun, çiftçi bazında üretiminin yaygınlaştınlacağını söyledi. Antalya 'dan çeşitli Avrupâ üikelerine sebze meyve ihracatı yapan bazı fırmalann. pepino üretimi için çalışmalara başladığını da bildıren Doç. Dr. Akıllı. fırmalann önümüzdeki sezondan itibaren fıdan temin ederek üreticilere dağıtacağını ve elde edilen ürünü ihraç edeceklerini söyledi. Akıllı. iç piyasadan da pepino talebi aldıklannı hatırlatarak. bazı marketlerde bu meyvenin tanesının 20-30 bin liradan alıcı bulduğunu kaydetti. Daha çok sıcaic ülkelerde yetişen ve anavatanı Yeni Zelanda olan pepino. Avrupa ülkelerınde çok sevilen bir meyve. Elma büy üklüğünde. aroması kav unu andıran pepino. şekeroranı düşük olduğu için. şeker hastalanna da tavsiyeedılıyor. Tanesi 9 mark Avrupa"\ a Y'eni Zelanda'dan ihracatı > apılan bu meyvenin tanesi. 9 Alman Markı'na alıcı buluyor. Almanya ve Hollanda'da da adaptasyon çalışmalan sürdürülen pepinonun yetiştirilme şeklınin domates. biber ve patlıcan gibi sebzelere benzediği bildirildi. Araştırmay! sürdüren Doç. Dr. Akıllı. biıkinin meyve tutma sorununun bulunmadığını. salkıı-ı şeklinde oluşan mey velcrin bir salkımında 8-10 adet meyve bulunduğunu kaydetti. Salkımlarda oluşan meyvelerin seyreltilmesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Akıllı. her salkımda 1-2 mey\ e bırakılması halinde mey\ e ağırlığının 200grama uhışacağını ve bir bitkiden 3-4 kilogramlık meyve almanın mümkün olabileceğini anlattı. Akıllı. Ziraat Fakültesi araştırma seralannda sürdürülen adaptasyon çalışmalannın tamamlandığını belırterek. önümüzdeki yıldan itibaren çiftçi bazında üretimegeçmenin mümkün olabileceğini vc ihracat amaçlı olarak çiftçıye önerilebileceeini sözlcrinc eklcdi. Olimpiyatlar, Lillehammer'a hâlâ kazandınyorSTOCKHOLM (Cumhuriyet) - Lillehammer Kış Olimpiyatı'nın ardından yapılan bilanço, Norveç ve hatta bütün İskandinavya için çok olumlu bir sonuç gösteriyor. Işin parasal yanı şöyle: Norveç, olimpiyat için toplam 7 mılyar kron (21 trilyon lira) tutannda yatınm yaptı. Yatınm diyoruz. çünkü kuru- lan bütün yeni tesisler ve hatta olim- piyat köyü bile sürekli olarak değer- lendirilebilinecek. Bu 7 milyann 3"ü, doğrudan doğruya gışelere ödenen para olarak geri geldi. Buna, yak- laşık 1 milyar kron tutannda yayın hakkı. satış gelırlen vs. ekleniyor. Aynca, bu amaçla yenileştirilen. ge- liştirilen telefon hatlanndan, yollar- dan ve altyapıdan doğan kazanç da artı hanesine yazılıyor. 60 milyon krona yapılan olimpiyat köyünden oyunlar süresince edınilen kira geliri 20 milyon. Bu köy bundan sonra. giderek artan tunst akınına evlik edecek. Bır-ıkı yıl için bütün mas- rafını kendi çıkarmış olacak. Lillehammer Kış Olimpiyatfnın parayla ölçülmesı pek kolay olma- yan artı değerleri de var. Bunlann başında; Olimpiyat Komitesi"nin oyunlann bu küçük yerleşim yenne verildiğini açıklamasından önce bü- tün işyerlerinin peşpeşe kapanma- sından ötürü halkın terk etmekte ol- duğu kasabarun yeniden canlan- ması geliyor. 1988"de, buradaki dünyaca ünlü pipo fabrikası, mobil- ya yapımevleri ve tekstil fabrikası üretimini hemen hemen durdur- muştu. Şimdi ise bunlar ve diğer iş- yerleri, kapasitelerinin üzerinde üre- tim yapıyorlar. Halk kasabaya geri dönüyor. Üstelik, havalann da Norveçlilerden yana olmasından ötürü bol güneşİi. karlı, çamlı. ve göllü Norveç'in kış güzellikleri, hiç- bir turizm kampanyasının başara- mayacağı etkinlikte dünyaya tanıtıl- dı. Norveçlilerin, güler yüzlü ve her sporcuyu candan alkışlayan sporse- verük anlayişı. bu imajı daha da olumlu etkiledi. Gerçek kazancın "milyarlaria ölçülemeyecegJ" turizm dalında çahşanlann genel karusı. Lillehammer aynca turizm konu- sunda Norveç'le rekabette olan di- ğer İskandinay üikelerine de yar- dımcı oldu. Örneğin Stockhoim. "Norveç'e gelmişken bir de Stock- holm'ü, İsveç'i görelim" diyecek uzun yol turistlerini bekliyor. örne- ğin Japonlan ve Amerikahlan. İs- kandinav ülkeleri içinde kış sporla- nna en az ilgi duyan Danimarka'da bile Lillehammer yüzünden kış tu- rizmı büyük bir canlanma gösterdi \e halk. yakındaki ve uzaktaki spor merkezlerine olan turlan neredeyse kapıştı. Aynı şekilde. kış sporiannın malzemelerini satan dükkanlann da hallerinden çok hoşnut olduğu bil- diriliyor. Lillehammer Kış Olimpiyatlan'- nın yapıldığı yerleri toplam 2.1 mil- yon kişi ziyaret etti. Yalnızca kapa- nış gününde Olimpiyat Parkfnı 300 bin kişi gezdi. Bu arada. Norveç en- düstrisini yurtdışında tanıdan Ex- port Kurulu, birçok ülkede sergiler açtı. Norveç ürünlerini tanıttı. Bu arişimin meyvelerinin de sonra ah- nacağı açık. Bu küçük ülkenin kazandığı ulus- lararası prestij şu örnekle bir kez daha kanıtlahdı. Güney Afrika Cumhuriyeti, ülkede yapılacak ilk serbest seçımlerin ülke içindeki tanıtımı için Norveç Olimpiyat Ko- mitesi'nden "bilgi satın almak" için başvurdu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle