Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURIYET2 6 NİSAN1994 ÇARŞAMBA
KULTUR
13. ULUSLARARASI İSTANBUL FİLM FESTIVALI
Aşk ÖyküleriGenelükle Kötü BiterKültür Servisi - Portekiz doğumlu genç yönet-
men Anne Fontaine'in ilk uzun metrajlı filmi
"Aşk Öyküleri Genellikle Kötü Biter": Zina,
Slim ve Frederick'in arasındaki aşk üçgenini
konu alıyor.
Filmin üç kahramanından ilki. yirmi yaşı-
ndaki Zina. Paris'te bir tiyatroda yer gösterici-
dir. Taksi şoförü olan. ancak avukat olmak is-
teyen Slim'le evlenecektir. Hem masum. hem
yalancı, hem kleptoman, hem de cömert Zina.
doyumsuz bir insandır. Tiyatronun afişlerinde
boy gösteren Fredenck'le tanışınca hayal kur-
maya başlar: Onun da aktris olması mümkün
değil midir? Slim'i kaybetmeden Frederick'i de
nasıl elinde tutacaktır? Neden bu iki ınsanın en
iyi yönlerinden yararlanmasındır? Ama er ya da
geç bir seçim yapması gerekecektir. Ve seçim
yapmak Zina için hiç de kolay değiidir. Ne
Slim'den ne de Frederick'ten vazgeçebılmekte-
dir:"Şu anda hayatımın erkeği, sadece kendi-
mim."
Bu gözüpek ve kararsız genç kadının gözun-
de, iki erkek iki ayn dünya ve ikı ayn gelecek
demektir. Slim. üç karakterin içinde en olgun
olan ve en az yalan söyleyeni. gerçekçiliği sim-
gelemektedir. Ama bir yandan ona olaylara
karşıdan, objektif bakmayı öğreıirken, bir yan-
dan da gelenekçiliği \e tutuculuğuy la Zina'nın
gelişimini engelleyecek gibi görünmektedir.
Frederick ise, bir rüyanın. gerçekleşeceği son
derece şüpheli bir oyunculuk kariyerinin temsil-
cisidir. Ama o bu role. elinde olmadan. belki de
istemeden. konumu gereği oturtulmuştur. Bu
kariyer, Zina'ya, şu anki durumundan tek kur-
tuluş yolu gibi görünmektedır.
Irkçıltk ve toplumla uyuşma sorunlan. filmin
temelini oluşturmuyorsa da. Zina \e Slim'in
davranışlannı belirlemede önemli bir rol oynu-
yor. Zina'nın aktrislik hayallerine karşı çıkan
Slim "Olsa olsa hi/metçi rolii alırsın" derken.
Zina da ona "Ya sen? Siyah olmanın avukat ola-
mana yardım edeceğini mi sanıyorsun?" dcr.
Zina. bu çözümlenemeyen ikileminden hıç
yara almadan kurtulamayacaktır elbette. Ve
sonunda gene baştaki haline dönecektir: Gene
cesur belki. meraklı ve mutlaka kınlgan...
• Gülünç ve kuşkucu adıyla fılm, sürpriz bir karara dönüşen bir kararsızlığın öyküsü.
Jean Vigo ÖdüliTnü alan, bir aşk üçgeninde bütün fılm türlerini birleştiren bu çağdaş
davranış komedisi, herhangi bir ahlaki yargıda bulunmaksızın ve filmi Fransız sineması
çerçevesinde öne çıkaran bir tazelikle. duygulann karmaşıklığını işliyor.
Portekizli genç yönetmen Anne Fontaine'in ilk uzun metrajlı filmi Zina, Slim ve Frederick arasındaki aşk üçgenini konu alı\or.
J
FESTIVALDE
BUGÜN
Beyoğlu Emek:
Alambrado( 12.00. 18.30)*
İnsan Yüreeinin Haritası*
(15.00.21.30)
Beyoğlu Atlas.
Kıîdurmuşlar (12.00, 18.30)*
Düşman Kardeşler*
(15.00. 21.30)
Beyoğlu Alkazar:
JulesveJim(12.00.18.30)*
Aynlma (15.00. 21.30)
Beyoğlu Avrupa:
PekinPiçleri •
Özgürlüğümü Ver *
(15.00,21.30)
YazgmınKrallığM 18.30)*
Beyoğlu Beyoğlu:
Yalancı (12.00)
YazYağmuru( 15.00)
Kızılırmak-Karakoyun
(18.30)
Bir Sohbahar Hikayesi (21.30)
Kadıköy Reks:
Aşk Öyküleri Genellikle Kötü
Biter *
Zorunlu Aşk (15.00)*
Şakadan (18.30) *
iki İngüizKızı (21.30)*
FESTİVALDE
YARIN
Beyoğlu Emek:
Manhattan Manzaralan
(12.00. 18.30)
Yeşil Papayanın Kokusu*
(15.00.21.30)
Beyoğlu Atlas:
Aşk Ustüne Tokyo
(12.00. 18.30)
Lanetliler( 15.00, 21.30)*
Beyoğlu Alkazar:
Çalıntı Öpücükler*
(12.00, 18.30)
Budala (15.00, 21.30)*
Beyoğlu Avnıpa: Çocuk
Cinayetleri (12.00)*
Glenn Gloud Üzerine 32
KısaFilm (15.00. 21.30)*
Aşk Yalanlan( 18.30)*
Beyoğlu Beyoğlu:
Tersine Dünya (12.00)
Yolcu (15.00')
CBlokı 18.30)
Çözülmeler (21.30)
Kadıköy Reks: Çocuk
Hırsızı (12.00)*
Aşk (15.00)*
Bakkalın Karısı (18.30)*
AileTablosu (21.30)*
* Altyazılı olarak
gösterime sumdacak.
Zanumveyerkavrcmumaşcmbiraşk
Kültür Servisi - Dünya sahnesine ge-
nellikle doğaya dönük temalarla çıkan
Yeni Zelanda sineması. son yıllarda bü-
yük yol katetti. yetenekli sanatçılar ye-
tiştirdi.
Bu sinemanın önemli isimlerinden
V incent \\ ardun "İnsan Yüreğinin Ha-
ritası" adlı filmi. festival programınm
bugünkü ilginç yapımlanndan biri.
VVard'ın sinema dünyasındaki ayn-
cahğı, az fılm yapmasına karşın çarpıcı
anlatımıyla bir anda uluslararası ün ka-
zanması.
Ward"un (doğum tarihi 1956), 28
yaşında çektiğı ilk uzun metrajlı filmi
"VigiP'le Cannes'a kabul edilen ilk Yeni
Zeiandalı yönetmen unvanı da var.
Ward. 5 yıl sonra yönettiği ikinci filmi
"Bir Ortaçağ Yolculuğu - The Navigo-
tor: A Medieval Odyssey" ile de Can-
nes'e katıldı. Aynı fılm 8. Uluslararası
İstanbul Film Festivali'nde "Dünya Fes-
tivallerindcn" bölümünde gösterildi.'
VVard'un yine Cannesa uğrayıp
İstanbul'a gelen üçüncü filmi "İnsan
Yüreğinin Haritası - Map Of The Hu-
man Heart" Arktik'tc. Nunataaq adlı
küçük bir Eskimo köyünde başhyor.
Yaşlı Eskimo Avik. köylerine sığınmak
zorunda kalan Batıîı teknisyenlere
otuzlu yıllardan başlayarak yaşadı-
klannı anlatıyor: Bir piloıla dostluk ku-
rup nasıl Montreal'e gıttıği. orada nasıl
verem tedavisi gördüğü. hastanede
tanıştığı melez güzeli Albertine'e nasıl
aşık olduğu...
VVard'un filmi. insanın doğayı ve do-
ğallığını yitirmesı üzerine kurulu. Yaşlı
Avik doğduğunda petrolcüler tarafi-
ndan kirletilmemiş bölgelerle ilgili anı-
lan. sözlennde saklı yitirilmişdünyanın
acısı. çok iyi işlenmiş uçuş sahneleri. de-
neyimsiz Eskimo gencinin kentteki çe-
lişkilen. seyırciyi kısa siirede kavrayıp
oky anuslara aşırtıyor ve uzak toprakla-
ra götürüyor.
"insan Yüreğinin Haritası". senaryo-
sundaki kopukluklara karşın klasik
doğa filmlerindeıv flarklı anlatımı. ilkel
kültürlenn ve azınlıklann korunmasıy-
la iigili cesur mesajlanyla günün flaş
yapımlannda biri.
Sessiz ama evrensel bir öykü...Kültür Servisi -"Libera
me, domine, de morte aeter-
na" Bu Latince cümle
"Tanrım, sonsuz ölümden,
beni özgür kıl" anlamına
geliyor ve Alain Cavalier'in
sıradışı filmi "Özgürlüğü-
mü Ver"in temelini oluştu-
ruyor. Hiçbir diyalog içer-
meyen, dolayısıyla belli bir
"diî"i olmayan filmi Cava-
lier ölü bir dil olan "Latin-
ce" ile isimlendirmek is-
temiş. Ancak bu Latince
özdeyişin son bölümünü
almayıp sadece ilk bölü-
münü almış; çünkü anlatı-
lan trajik öyküde Tann'ya
yer yok.
Politik baskı ve zulüm
temasını ünlü yönetmen.
belirtilmeyen bir ülkede,
belirtilmeyen bir zamanda.
sembolik bir dille anlat-
mayı seçmiş. Cavalier bu-
nun nedeninı şöyle açıklı-
> or "Kendimi tarihsel ve
ulusal bir gerçekçilikle sını-
rlamak istemedün. çünkü
bu hem benim hem seyircile-
rimin çılgın bir vorumlama-
lar dizisine saplanıp kalmamıza neden
olacaktı. Ancak sevirci ister istemez be-
yazların yaşadığı bir coğrafyada olduğu-
nun ve kullanılan silahlar sayesinde ta-
rihin oldukça yakın bir kesitinde bulun-
duğunu kabul edecektir." Yönetmen her
ne kadar tarihsel gerçekçilikten uzak
dunıyorsada filmi. gerçek olaylarla
örülü. nerdeyse belgesel bir nitelik ka-
zanıyor. Örneğin filmdeki gençler bir
polisi kaçınyor. tamamen soyuyor. üze-
rine antiseptık bir ilaç püskürtüp sahve-
riyorlar. Bu. 1970 yılında yaşanmış ger-
Yönetmen Alain Cavalier'i dünyada onu ençok etkileven görüntü :*\üzler veyüzlerin ardında saklı olanlar'
çek bir olaydan >ola çıkılarak senaryo-
ya sokulmuş bir bölüm. Aynı biçimde
filmde görülen domuz katası fıkri. 1930
yılında totaliter bir partinin seçimleri
kazanması üzerine bir foioğrafçının bir
domuz kafasının fotoğrafını çekıp. dü-
ğün fotoğrafiannın arasına \itrinine as-
ması olayından esinleniliyor. "Tümüvle
hayal gücüne dayanan bir yaratıcılık
beni rahatsız edivor. Belgelerden asla
vazgeçmivorum. Bu beni rahatlatıyor \e
sabah kalkıp stüd\o\a gitme gücünü ve-
riyor" dıyor Ca\alier. Zaten "Özgür-
lüğümü Ver" filmi de kendiMiıe aıılaiı-
lan gerçek bir anıdan yola çıkılarak
oluştıırulmuş. Bir gün topLıma kamp-
larında yıllarını geçircn birarkadaşı C'a-
\alicre. filmlerin. fı/ık^el \e ruhsal ola-
rak tükenmiş bir kalabalık kıilenm içıne
gömüldüğü korkunç bCM/liğı yakakı-
maktan aciz olduğunun sövîemiş. C\ı-
\alier "İşte bu film sö/ konusu sessi/liğin
sınırlarımla çevrilmiştir. Sınırlarında..
çünkü bö\ le bir sessizliğin içine işlemek
olanaksızdır" dı\or. Ca\alier. dünyada
onu en çok etkileyen görüntünün yüzler
olduğunu söylüyor,
"yüzler >e yüzlerin
ardında saklı olan-
lar". Bu diyalogsuz
filminde de kamerayı
en çok yüzlere çevirti-
şor. Tek ışık kay-
nağının dırekt olarak
\üze düştüğü sabit
karelerle dolu. "Öz-
gürlüğümü Ver". 80
ayn yüz geliyor
karşımıza film bo-
y unca ve Cavalier.
diyolog sorunu ol-
madığı için bu yüzleri
profesyoneller arasın-
dan değil. amatörler.
hatta oy unculukla hiç
ılgisi olmayanlar
arasından seçmiş. Bu
secimi bazı kolay lı-
klar sağlamış: "Bir
karakterin et kesmesi
gerekiyordu ve bunu
gerçek bir kasaba
\aptırdım. bir oyuncu
oisavdı, bu kadar ko-
lav veçabukçekemez-
dik bu sahnevi. Bu
filmden sonra tekrar
eski > üzler - eski mekânlar - eski di\ alog-
lar bileşimine geri dönmek benim için çok
zor olacak" Yönetmcn se\ ireilerin. "söz-
süzlüğe" kallanabılmcM için o\uncu-
ların birbırlerine çok az bakması ve ağı-
/larının lıep hafif açık dunnaM gerekti-
ğıne karar \ermiş. Bu da filmdeki gerıli-
mı artlırıyor \e en ıılak bir dokunuşun
hıle anlanıı de\ lc^crek bir patlama ctkisi
\apıyor. Cavalierseyirciden kcndi kafa-
İarında fılme bir ıç ses yaraımalannı
beklişor, "böjlelikle film, duygular ka-
dar aklı da hareketc geçirebilecek".
Aymatov ve
Konchajovski'den
'İlkÖğretmen':
Yaratıcılann farklı yorumu
Kültür Servisi - Bir Rus \ö-
netmen ilk fılminin konusunu.
ünlü bir Kırgız yazann ilk ya-
pıtlanndan biri üzerine oturt-
maya karar verir. İki sanatçının
birlikteliğinden 1965 yapımı
"İlk Öğretmen" filmi doğar.
Aradan geçen yıllarda. dünya-
nın en hızlı tarihsel değişimîeri
vedönüşümleri yaşanır. Yönet-
men, Holl\Avood"da fılm çevir-
meye başlar; yazar ise Kırgızis-
tan büyükelçisi olarak Belçika-
ya gider. Söz konusu y önetmen
Andrei Mikhalkov-Konchalovs-
ki v e \ azar. Cengiz Aytmatov 30
yıl sonra İstanbul'da bir araya
gelirler. Aralannda baştan beri
var olan yaş farkına, ideolojik
farklar. kuşak farkı ve sanat
farkı da girmiştir. 13. İstanbul
Film Festivali'nin ilk günü. ger-
çekleştirilen basın toplantısı-
nda. Türkiye'de okuyan Kırgız
öğrenciler ile Türk ve yabancı
basm mensuplanndan oluşan
bir kalabalığın önünde bir ara-
ya gelen A"tmato\ ile Koncha-
lovski. son ^rece neşeli bir ha-
vada tüm bu farklılıklarını
tartışma olanağı buldular. A\-
tmatov. "Çok eski dostum
Konchalovski ile bu filmi vap-
mak üzere bir araya geldiğimiz-
de bir gün IstanbuPda bir araya
geleceğimizi tahmin edemezdik.
Çünkü o zaman sadece hayalle-
rimiz vardı. ama işte bunlar ger-
çek oldu. Tabii bu arada köprii-
nün altından çok sular aktı" söz-
leriyle başladı konuşma>a. Sa-
natçı bir aileden gelen ve çocuk-
luğunda Tolstoj, Prokofiyev
gibi kişıliklen "sadece eve gidip
gelen konuklar" diye düşünerek
bü>ü>en Koncha!ovbkiise"Ay-
tmatov'a yapıtımn çok radikal
bir yorumuyla gittim. Bir bakı-
ma öyküsel bölümleri reddeden
bir yorumdu bu. \ e bana, istedi-
ğini yap dedi. Çoğu >azar >apı-
tlaruıın dokunulmaz olduğunu
düşünür. Avtmatov'unki çok ce-
sur bir davranıştı" dişerek girdi
söze. Ancak iki yorumun
farklılığı 30 yıl sonraki bir tartı-
şmada bile kapatılmayacak ka-
dar geniş görünÜNor.
Bir dağ köyüne öğreımen
olarak atanan \ e buradaki gele-
neklerine sıkı sikı\a bağlı eahıl
halka sos\alizmi öğretme göre-
vini üsllenen eski bir askerin
öyküsünü anlatan "İlk Öğret-
men" için Aytmatov "Devrim
adına her şevlerini feda edenler o
devrimden en çok zarar görenler
olur. Bu öykü işte bo\ le bir insa-
nan trajedesini anlatıyor" divor.
Konchalovski ise "Her din ve
ideolojiyi yaymak üzere >ola çı-
kan, ancak kendisi de pek bilgili
olnıavan insanlar. 'ilk öğretmen-
ler' vardır. Bunlar hem kendile-
rini hem çevrelerindekini yakar-
lar.. Flm bunun övküsüvdü" de-
mekte. "İlk Öğretmen" in ana
karakten için Aytmatov "ro-
mantik bir idealist". Koncha-
lovski ise "ideallerini gerçekleş-
tirecek birikimden ve vetenekten
voksun bir kişilik" olarak
tanımlıyor ve bu nedenle dra-
matik bir yapısı olan övküyü
filminde bir trajediye dönüştür-
düğünü belirtfyor. Yaratıcı-
lannın çok farklı bakış açılarıv -
la gördükleri bu film konusun-
da son karan ise Aytmatov'un
dediği gibi seyirei verecek.
Eski adliye binası müze oluyor
ERZL RL M (AA)- Erzurum'da tarihi adliye binasının
resim ve hcv kel müzebinedönüştürüleceği bıldirildi. Kültüı
Müdürlüğü yetkilileri. adliyenin veni binasına taşınması ile
boşalan tarihi binanın Kültür Bakanlığı'nadevredilidğini
hatırlalarak binanın restoreedildikten sonra hizmete
açılacağını bclirttiler. Tarihi binanın müzeve
dönüştürülmesi çalışmaları için yaklaşık 4 milyar lira
harcanacak.
İran ve A vusturya 'da iki
uluslararası fotoğrafyanşması
Kültür Servisi - İran ve Av usturya'da birer uluslararası
fotoğrafyanşması düzenleniyor. Her iki yanşmanınseçici
kurulundaTürkiye'den Mehmet Bayhanyeralıyor. İran 1.
Uluslararası hotoğraf Yanşması'ncasonkatılmatanhi 10
haziran. Siyah-beya/veya renkli baskı ilekatılımacı
yanşma. bclgesel-sosyal ve kreatıf olarık ıkı bölümden
oluşuyor. Yarışmaya nü kabul edilmıyor. Avusıurya3.
Super Circuit için i?>e son katılma tarihi 1 ağustos. Bırbirine
bağlı dört yarışmadan oluşan zincire. Ibtoğraf yollayan
dördünedekatılmışoluyor. Yurişmadasiyah-beyazbaskı,
renkli baskı vesaydam olarak üç bölüm yer alıyor. Her iki
yanşmanın kaiılma formları 15 kentimizdeki foıoğraf
demeklerinden veya YıldızTeknik Üniversitesi Fotoğraf .
Merkezi'nden istenebilir.
Karaman 'da Fotoğraf Yanşması
KARAMAN (Cumhuriyet) - Türk Dil Bayramı ve Yunus
Emre'y i anma törenleri kapsamında fotoğraf y anşması da
düzenfenecek. Karaman Kültür Müdürlüğü 20 haziran
tarihindeniıibaren 717."sı kutlanacak olan Türk Dil
Bayramı ve Yunus Emre'y i Anma Törenleri ile ilgili
çalışmaiarabaşladı. Bayramınbirhaftasüreileveçeşitli
etkınliklerle kutlanacağını belirten yetkililer Karaman'ı
konu alan bir fotoğrafyanşması da açacaklannı söylediler.
Renkli vesıyah-beyazdaldayapılacak fotoğraf
y anşmasında ilk üç derecey e girenlere para ödülünün yanı
sıra çeşitli hediyelenn de verileceği kaydedildi.
İFSA K temelfotoğrafseminerleri
KültürServisi-İFSAK (İstanbul Fotoğraf ve Sinema
Amatörlen Derneğı) 71. Dönem Temel Fotoğraf
Seminerlen 16nisanda başhyor. Seminerlerde. aralannda
fotoğraf okullan için öğreum üyelennin de bulunduğu
yetkin fotoğraf kadrolan yer alıyor. Fotoğrafın teorik ve
pratik uygulamalarlaöğretildiği yazdönemi 8 haftalık
seminerİer süresince hafta sonu çekim gezileri. karanlık
oda çalışmaları \e fotoğraf değerlendirme toplantılan
yapılıyor. İzzct Kenbar. Cem Çeıın. A. Modiano.
M.Gören, A.İhsanGökcen. MesutGüvenlı. Erdal Yazıcı,
Aramis Kalay. Aclan Uraz. Hakan Kızılcıkoğlu
tarafindan verilen derslerde. fotoğraf makinesi. ışık bilgisi.
y ardımcı araçlar. kompozisy on. flaş. filtre v b kullanımı ve
karanlık oda işleniyor. İFSAK 71. Dönem Temel Fotoğraf
Eğitımi Seminerleri: 16.04.1994 saat 19.00-21.00.
19.04.1994 cumartesısaat 11.00-13.00. salı vecumartesı
günleriyapılacak.(243 1401)
*Tiyatro A nadolu'perdelerini
açıyor
ANKARA (AA) - "Tiyatro Anadolu." Anadolu
Üniversitesi Devlet Konser\atuvan Gösteri Salonu'nda
Güngör Diimen'in "Ben Anadolu" oyunuyla perdelerini
açıyor. Anadolu Üniv ersitesı'nden y apılan açıklamaya
göre Tiyatro Anadolu. Güngör Dilmen'in \'ıldız Kenter
için yazdığı tek kişilik oy unu "Ben Anadolu'yu ilk kezaltı
kadın oy uncu tarafindan farklı bir y orumla sunulacak.
Süperv izörlüğünü Dev let Tiy atrosu y önetmenlerinden
Ergin Orbey in üstlendiğı oy un. may ıs ayı sonuna kadar
hercuma günü Anadolu L niversitesi Devlet
Kenservatuv an Gö^ten Salonu'nda sanatseverlerin
beğenisıne sunulacak.
TÜTA Vdan Mehmet ÖzeVe
Ödiil
ANKARA (AA) - Türk Tanıtma Vakfı. Türkıye'yi sanat
yoluy la uluslararası alanda tanıtması nedeniyle Küljür
Bakanlığı Güzel SanatlarGenel Müdürü MehmetÖzel'e
ödül verecek. TÜTAY. buödülü Genel MüdürÖzen'e
Ukihlararası Kültür. Sanat. Bilim. Sosyal Faaliyetler
Merkezi(FO^ ER) tarafindan" 1993 Yılının En Başanlı
Peyzaj Ressamı"seçilerekTürkiye'yi sanat y oluy la
başarıy la tanıtması nedeniy le verecek. Genel Müdür
Özen'e ödülii Türk Tanıtma Vakfı Yönetim Kurulu
Başkanı Kemal Bay taş tarafindan bugün Ankara'da
Vakko Sanat Galerısı'ndedüzenlenecek lörendeverilecek.
Mü'zeler Haftası 'nda
'Karikatür Yanşması'
Bl RDL R(AA)- Burdur Muzesı tarafindan. Müzeler
Haftası dolay ısıy la her y ıl düzenlenen "Eski Eser. Müze ve
İnsan İlişkileri" konıılu karıkatüryarışması. buyıl
dokuzuncukezyapılacak. Müzeler Haftası etkinlikleri
18-24mayıstarihleriarasında kutlanacak. Buetkinlikler
çerçevesinde düzenlenecek yarışmada yapıt sayısında
sınırlamaolmayacak. Kankatür\anşması'nakatılacak
yapıtlar. Burdur vediğerillerdesergilenecek. Başvurular
30 nisan tarihine kadar devam edecek. Yanşmada ilk üç
dereceye gıren karikatünstlere. çeşitli kurum ve
kuruluşlarca ödüller v e plaket verilecek.
Konya El Dokumaları Sergisi
Kültür Servisi - Selçuk Üniversitesi Türk El SanafTannı
Uy gulama v e Araştınpa Merkezi'nce düzenlenen "Konya
El Dokumalanndan Ornekler" adlı sergi geçtiğimizgün
açıldı. Dev let Güzel Sanatlar Galerisi'ndeki sergide Selçuk
Üniversitesi Eğıtim Fakültesiöğretimelemanlanndan
Yrd. Doç. Dr. AyşeÖzkan. Yrd. Doç. Dr. Hafıze Pektaş,
Yrd. Doç. Dr. Nev in Banşen. öğretim görevlisi Ergül
Onge ile araştırma görev lisi Osman Kuduracı tarafindan
derlenen el dokuması halı. kilim. kıvratma. çezme ve
dolama türünde çok say ıda eser yer alıyor. Sergi, 15 gün
gezilebilecek.