08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURIYET2 6 NİSAN1994 ÇARŞAMBA KULTUR 13. ULUSLARARASI İSTANBUL FİLM FESTIVALI Aşk ÖyküleriGenelükle Kötü BiterKültür Servisi - Portekiz doğumlu genç yönet- men Anne Fontaine'in ilk uzun metrajlı filmi "Aşk Öyküleri Genellikle Kötü Biter": Zina, Slim ve Frederick'in arasındaki aşk üçgenini konu alıyor. Filmin üç kahramanından ilki. yirmi yaşı- ndaki Zina. Paris'te bir tiyatroda yer gösterici- dir. Taksi şoförü olan. ancak avukat olmak is- teyen Slim'le evlenecektir. Hem masum. hem yalancı, hem kleptoman, hem de cömert Zina. doyumsuz bir insandır. Tiyatronun afişlerinde boy gösteren Fredenck'le tanışınca hayal kur- maya başlar: Onun da aktris olması mümkün değil midir? Slim'i kaybetmeden Frederick'i de nasıl elinde tutacaktır? Neden bu iki ınsanın en iyi yönlerinden yararlanmasındır? Ama er ya da geç bir seçim yapması gerekecektir. Ve seçim yapmak Zina için hiç de kolay değiidir. Ne Slim'den ne de Frederick'ten vazgeçebılmekte- dir:"Şu anda hayatımın erkeği, sadece kendi- mim." Bu gözüpek ve kararsız genç kadının gözun- de, iki erkek iki ayn dünya ve ikı ayn gelecek demektir. Slim. üç karakterin içinde en olgun olan ve en az yalan söyleyeni. gerçekçiliği sim- gelemektedir. Ama bir yandan ona olaylara karşıdan, objektif bakmayı öğreıirken, bir yan- dan da gelenekçiliği \e tutuculuğuy la Zina'nın gelişimini engelleyecek gibi görünmektedir. Frederick ise, bir rüyanın. gerçekleşeceği son derece şüpheli bir oyunculuk kariyerinin temsil- cisidir. Ama o bu role. elinde olmadan. belki de istemeden. konumu gereği oturtulmuştur. Bu kariyer, Zina'ya, şu anki durumundan tek kur- tuluş yolu gibi görünmektedır. Irkçıltk ve toplumla uyuşma sorunlan. filmin temelini oluşturmuyorsa da. Zina \e Slim'in davranışlannı belirlemede önemli bir rol oynu- yor. Zina'nın aktrislik hayallerine karşı çıkan Slim "Olsa olsa hi/metçi rolii alırsın" derken. Zina da ona "Ya sen? Siyah olmanın avukat ola- mana yardım edeceğini mi sanıyorsun?" dcr. Zina. bu çözümlenemeyen ikileminden hıç yara almadan kurtulamayacaktır elbette. Ve sonunda gene baştaki haline dönecektir: Gene cesur belki. meraklı ve mutlaka kınlgan... • Gülünç ve kuşkucu adıyla fılm, sürpriz bir karara dönüşen bir kararsızlığın öyküsü. Jean Vigo ÖdüliTnü alan, bir aşk üçgeninde bütün fılm türlerini birleştiren bu çağdaş davranış komedisi, herhangi bir ahlaki yargıda bulunmaksızın ve filmi Fransız sineması çerçevesinde öne çıkaran bir tazelikle. duygulann karmaşıklığını işliyor. Portekizli genç yönetmen Anne Fontaine'in ilk uzun metrajlı filmi Zina, Slim ve Frederick arasındaki aşk üçgenini konu alı\or. J FESTIVALDE BUGÜN Beyoğlu Emek: Alambrado( 12.00. 18.30)* İnsan Yüreeinin Haritası* (15.00.21.30) Beyoğlu Atlas. Kıîdurmuşlar (12.00, 18.30)* Düşman Kardeşler* (15.00. 21.30) Beyoğlu Alkazar: JulesveJim(12.00.18.30)* Aynlma (15.00. 21.30) Beyoğlu Avrupa: PekinPiçleri • Özgürlüğümü Ver * (15.00,21.30) YazgmınKrallığM 18.30)* Beyoğlu Beyoğlu: Yalancı (12.00) YazYağmuru( 15.00) Kızılırmak-Karakoyun (18.30) Bir Sohbahar Hikayesi (21.30) Kadıköy Reks: Aşk Öyküleri Genellikle Kötü Biter * Zorunlu Aşk (15.00)* Şakadan (18.30) * iki İngüizKızı (21.30)* FESTİVALDE YARIN Beyoğlu Emek: Manhattan Manzaralan (12.00. 18.30) Yeşil Papayanın Kokusu* (15.00.21.30) Beyoğlu Atlas: Aşk Ustüne Tokyo (12.00. 18.30) Lanetliler( 15.00, 21.30)* Beyoğlu Alkazar: Çalıntı Öpücükler* (12.00, 18.30) Budala (15.00, 21.30)* Beyoğlu Avnıpa: Çocuk Cinayetleri (12.00)* Glenn Gloud Üzerine 32 KısaFilm (15.00. 21.30)* Aşk Yalanlan( 18.30)* Beyoğlu Beyoğlu: Tersine Dünya (12.00) Yolcu (15.00') CBlokı 18.30) Çözülmeler (21.30) Kadıköy Reks: Çocuk Hırsızı (12.00)* Aşk (15.00)* Bakkalın Karısı (18.30)* AileTablosu (21.30)* * Altyazılı olarak gösterime sumdacak. Zanumveyerkavrcmumaşcmbiraşk Kültür Servisi - Dünya sahnesine ge- nellikle doğaya dönük temalarla çıkan Yeni Zelanda sineması. son yıllarda bü- yük yol katetti. yetenekli sanatçılar ye- tiştirdi. Bu sinemanın önemli isimlerinden V incent \\ ardun "İnsan Yüreğinin Ha- ritası" adlı filmi. festival programınm bugünkü ilginç yapımlanndan biri. VVard'ın sinema dünyasındaki ayn- cahğı, az fılm yapmasına karşın çarpıcı anlatımıyla bir anda uluslararası ün ka- zanması. Ward"un (doğum tarihi 1956), 28 yaşında çektiğı ilk uzun metrajlı filmi "VigiP'le Cannes'a kabul edilen ilk Yeni Zeiandalı yönetmen unvanı da var. Ward. 5 yıl sonra yönettiği ikinci filmi "Bir Ortaçağ Yolculuğu - The Navigo- tor: A Medieval Odyssey" ile de Can- nes'e katıldı. Aynı fılm 8. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde "Dünya Fes- tivallerindcn" bölümünde gösterildi.' VVard'un yine Cannesa uğrayıp İstanbul'a gelen üçüncü filmi "İnsan Yüreğinin Haritası - Map Of The Hu- man Heart" Arktik'tc. Nunataaq adlı küçük bir Eskimo köyünde başhyor. Yaşlı Eskimo Avik. köylerine sığınmak zorunda kalan Batıîı teknisyenlere otuzlu yıllardan başlayarak yaşadı- klannı anlatıyor: Bir piloıla dostluk ku- rup nasıl Montreal'e gıttıği. orada nasıl verem tedavisi gördüğü. hastanede tanıştığı melez güzeli Albertine'e nasıl aşık olduğu... VVard'un filmi. insanın doğayı ve do- ğallığını yitirmesı üzerine kurulu. Yaşlı Avik doğduğunda petrolcüler tarafi- ndan kirletilmemiş bölgelerle ilgili anı- lan. sözlennde saklı yitirilmişdünyanın acısı. çok iyi işlenmiş uçuş sahneleri. de- neyimsiz Eskimo gencinin kentteki çe- lişkilen. seyırciyi kısa siirede kavrayıp oky anuslara aşırtıyor ve uzak toprakla- ra götürüyor. "insan Yüreğinin Haritası". senaryo- sundaki kopukluklara karşın klasik doğa filmlerindeıv flarklı anlatımı. ilkel kültürlenn ve azınlıklann korunmasıy- la iigili cesur mesajlanyla günün flaş yapımlannda biri. Sessiz ama evrensel bir öykü...Kültür Servisi -"Libera me, domine, de morte aeter- na" Bu Latince cümle "Tanrım, sonsuz ölümden, beni özgür kıl" anlamına geliyor ve Alain Cavalier'in sıradışı filmi "Özgürlüğü- mü Ver"in temelini oluştu- ruyor. Hiçbir diyalog içer- meyen, dolayısıyla belli bir "diî"i olmayan filmi Cava- lier ölü bir dil olan "Latin- ce" ile isimlendirmek is- temiş. Ancak bu Latince özdeyişin son bölümünü almayıp sadece ilk bölü- münü almış; çünkü anlatı- lan trajik öyküde Tann'ya yer yok. Politik baskı ve zulüm temasını ünlü yönetmen. belirtilmeyen bir ülkede, belirtilmeyen bir zamanda. sembolik bir dille anlat- mayı seçmiş. Cavalier bu- nun nedeninı şöyle açıklı- > or "Kendimi tarihsel ve ulusal bir gerçekçilikle sını- rlamak istemedün. çünkü bu hem benim hem seyircile- rimin çılgın bir vorumlama- lar dizisine saplanıp kalmamıza neden olacaktı. Ancak sevirci ister istemez be- yazların yaşadığı bir coğrafyada olduğu- nun ve kullanılan silahlar sayesinde ta- rihin oldukça yakın bir kesitinde bulun- duğunu kabul edecektir." Yönetmen her ne kadar tarihsel gerçekçilikten uzak dunıyorsada filmi. gerçek olaylarla örülü. nerdeyse belgesel bir nitelik ka- zanıyor. Örneğin filmdeki gençler bir polisi kaçınyor. tamamen soyuyor. üze- rine antiseptık bir ilaç püskürtüp sahve- riyorlar. Bu. 1970 yılında yaşanmış ger- Yönetmen Alain Cavalier'i dünyada onu ençok etkileven görüntü :*\üzler veyüzlerin ardında saklı olanlar' çek bir olaydan >ola çıkılarak senaryo- ya sokulmuş bir bölüm. Aynı biçimde filmde görülen domuz katası fıkri. 1930 yılında totaliter bir partinin seçimleri kazanması üzerine bir foioğrafçının bir domuz kafasının fotoğrafını çekıp. dü- ğün fotoğrafiannın arasına \itrinine as- ması olayından esinleniliyor. "Tümüvle hayal gücüne dayanan bir yaratıcılık beni rahatsız edivor. Belgelerden asla vazgeçmivorum. Bu beni rahatlatıyor \e sabah kalkıp stüd\o\a gitme gücünü ve- riyor" dıyor Ca\alier. Zaten "Özgür- lüğümü Ver" filmi de kendiMiıe aıılaiı- lan gerçek bir anıdan yola çıkılarak oluştıırulmuş. Bir gün topLıma kamp- larında yıllarını geçircn birarkadaşı C'a- \alicre. filmlerin. fı/ık^el \e ruhsal ola- rak tükenmiş bir kalabalık kıilenm içıne gömüldüğü korkunç bCM/liğı yakakı- maktan aciz olduğunun sövîemiş. C\ı- \alier "İşte bu film sö/ konusu sessi/liğin sınırlarımla çevrilmiştir. Sınırlarında.. çünkü bö\ le bir sessizliğin içine işlemek olanaksızdır" dı\or. Ca\alier. dünyada onu en çok etkileyen görüntünün yüzler olduğunu söylüyor, "yüzler >e yüzlerin ardında saklı olan- lar". Bu diyalogsuz filminde de kamerayı en çok yüzlere çevirti- şor. Tek ışık kay- nağının dırekt olarak \üze düştüğü sabit karelerle dolu. "Öz- gürlüğümü Ver". 80 ayn yüz geliyor karşımıza film bo- y unca ve Cavalier. diyolog sorunu ol- madığı için bu yüzleri profesyoneller arasın- dan değil. amatörler. hatta oy unculukla hiç ılgisi olmayanlar arasından seçmiş. Bu secimi bazı kolay lı- klar sağlamış: "Bir karakterin et kesmesi gerekiyordu ve bunu gerçek bir kasaba \aptırdım. bir oyuncu oisavdı, bu kadar ko- lav veçabukçekemez- dik bu sahnevi. Bu filmden sonra tekrar eski > üzler - eski mekânlar - eski di\ alog- lar bileşimine geri dönmek benim için çok zor olacak" Yönetmcn se\ ireilerin. "söz- süzlüğe" kallanabılmcM için o\uncu- ların birbırlerine çok az bakması ve ağı- /larının lıep hafif açık dunnaM gerekti- ğıne karar \ermiş. Bu da filmdeki gerıli- mı artlırıyor \e en ıılak bir dokunuşun hıle anlanıı de\ lc^crek bir patlama ctkisi \apıyor. Cavalierseyirciden kcndi kafa- İarında fılme bir ıç ses yaraımalannı beklişor, "böjlelikle film, duygular ka- dar aklı da hareketc geçirebilecek". Aymatov ve Konchajovski'den 'İlkÖğretmen': Yaratıcılann farklı yorumu Kültür Servisi - Bir Rus \ö- netmen ilk fılminin konusunu. ünlü bir Kırgız yazann ilk ya- pıtlanndan biri üzerine oturt- maya karar verir. İki sanatçının birlikteliğinden 1965 yapımı "İlk Öğretmen" filmi doğar. Aradan geçen yıllarda. dünya- nın en hızlı tarihsel değişimîeri vedönüşümleri yaşanır. Yönet- men, Holl\Avood"da fılm çevir- meye başlar; yazar ise Kırgızis- tan büyükelçisi olarak Belçika- ya gider. Söz konusu y önetmen Andrei Mikhalkov-Konchalovs- ki v e \ azar. Cengiz Aytmatov 30 yıl sonra İstanbul'da bir araya gelirler. Aralannda baştan beri var olan yaş farkına, ideolojik farklar. kuşak farkı ve sanat farkı da girmiştir. 13. İstanbul Film Festivali'nin ilk günü. ger- çekleştirilen basın toplantısı- nda. Türkiye'de okuyan Kırgız öğrenciler ile Türk ve yabancı basm mensuplanndan oluşan bir kalabalığın önünde bir ara- ya gelen A"tmato\ ile Koncha- lovski. son ^rece neşeli bir ha- vada tüm bu farklılıklarını tartışma olanağı buldular. A\- tmatov. "Çok eski dostum Konchalovski ile bu filmi vap- mak üzere bir araya geldiğimiz- de bir gün IstanbuPda bir araya geleceğimizi tahmin edemezdik. Çünkü o zaman sadece hayalle- rimiz vardı. ama işte bunlar ger- çek oldu. Tabii bu arada köprii- nün altından çok sular aktı" söz- leriyle başladı konuşma>a. Sa- natçı bir aileden gelen ve çocuk- luğunda Tolstoj, Prokofiyev gibi kişıliklen "sadece eve gidip gelen konuklar" diye düşünerek bü>ü>en Koncha!ovbkiise"Ay- tmatov'a yapıtımn çok radikal bir yorumuyla gittim. Bir bakı- ma öyküsel bölümleri reddeden bir yorumdu bu. \ e bana, istedi- ğini yap dedi. Çoğu >azar >apı- tlaruıın dokunulmaz olduğunu düşünür. Avtmatov'unki çok ce- sur bir davranıştı" dişerek girdi söze. Ancak iki yorumun farklılığı 30 yıl sonraki bir tartı- şmada bile kapatılmayacak ka- dar geniş görünÜNor. Bir dağ köyüne öğreımen olarak atanan \ e buradaki gele- neklerine sıkı sikı\a bağlı eahıl halka sos\alizmi öğretme göre- vini üsllenen eski bir askerin öyküsünü anlatan "İlk Öğret- men" için Aytmatov "Devrim adına her şevlerini feda edenler o devrimden en çok zarar görenler olur. Bu öykü işte bo\ le bir insa- nan trajedesini anlatıyor" divor. Konchalovski ise "Her din ve ideolojiyi yaymak üzere >ola çı- kan, ancak kendisi de pek bilgili olnıavan insanlar. 'ilk öğretmen- ler' vardır. Bunlar hem kendile- rini hem çevrelerindekini yakar- lar.. Flm bunun övküsüvdü" de- mekte. "İlk Öğretmen" in ana karakten için Aytmatov "ro- mantik bir idealist". Koncha- lovski ise "ideallerini gerçekleş- tirecek birikimden ve vetenekten voksun bir kişilik" olarak tanımlıyor ve bu nedenle dra- matik bir yapısı olan övküyü filminde bir trajediye dönüştür- düğünü belirtfyor. Yaratıcı- lannın çok farklı bakış açılarıv - la gördükleri bu film konusun- da son karan ise Aytmatov'un dediği gibi seyirei verecek. Eski adliye binası müze oluyor ERZL RL M (AA)- Erzurum'da tarihi adliye binasının resim ve hcv kel müzebinedönüştürüleceği bıldirildi. Kültüı Müdürlüğü yetkilileri. adliyenin veni binasına taşınması ile boşalan tarihi binanın Kültür Bakanlığı'nadevredilidğini hatırlalarak binanın restoreedildikten sonra hizmete açılacağını bclirttiler. Tarihi binanın müzeve dönüştürülmesi çalışmaları için yaklaşık 4 milyar lira harcanacak. İran ve A vusturya 'da iki uluslararası fotoğrafyanşması Kültür Servisi - İran ve Av usturya'da birer uluslararası fotoğrafyanşması düzenleniyor. Her iki yanşmanınseçici kurulundaTürkiye'den Mehmet Bayhanyeralıyor. İran 1. Uluslararası hotoğraf Yanşması'ncasonkatılmatanhi 10 haziran. Siyah-beya/veya renkli baskı ilekatılımacı yanşma. bclgesel-sosyal ve kreatıf olarık ıkı bölümden oluşuyor. Yarışmaya nü kabul edilmıyor. Avusıurya3. Super Circuit için i?>e son katılma tarihi 1 ağustos. Bırbirine bağlı dört yarışmadan oluşan zincire. Ibtoğraf yollayan dördünedekatılmışoluyor. Yurişmadasiyah-beyazbaskı, renkli baskı vesaydam olarak üç bölüm yer alıyor. Her iki yanşmanın kaiılma formları 15 kentimizdeki foıoğraf demeklerinden veya YıldızTeknik Üniversitesi Fotoğraf . Merkezi'nden istenebilir. Karaman 'da Fotoğraf Yanşması KARAMAN (Cumhuriyet) - Türk Dil Bayramı ve Yunus Emre'y i anma törenleri kapsamında fotoğraf y anşması da düzenfenecek. Karaman Kültür Müdürlüğü 20 haziran tarihindeniıibaren 717."sı kutlanacak olan Türk Dil Bayramı ve Yunus Emre'y i Anma Törenleri ile ilgili çalışmaiarabaşladı. Bayramınbirhaftasüreileveçeşitli etkınliklerle kutlanacağını belirten yetkililer Karaman'ı konu alan bir fotoğrafyanşması da açacaklannı söylediler. Renkli vesıyah-beyazdaldayapılacak fotoğraf y anşmasında ilk üç derecey e girenlere para ödülünün yanı sıra çeşitli hediyelenn de verileceği kaydedildi. İFSA K temelfotoğrafseminerleri KültürServisi-İFSAK (İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörlen Derneğı) 71. Dönem Temel Fotoğraf Seminerlen 16nisanda başhyor. Seminerlerde. aralannda fotoğraf okullan için öğreum üyelennin de bulunduğu yetkin fotoğraf kadrolan yer alıyor. Fotoğrafın teorik ve pratik uygulamalarlaöğretildiği yazdönemi 8 haftalık seminerİer süresince hafta sonu çekim gezileri. karanlık oda çalışmaları \e fotoğraf değerlendirme toplantılan yapılıyor. İzzct Kenbar. Cem Çeıın. A. Modiano. M.Gören, A.İhsanGökcen. MesutGüvenlı. Erdal Yazıcı, Aramis Kalay. Aclan Uraz. Hakan Kızılcıkoğlu tarafindan verilen derslerde. fotoğraf makinesi. ışık bilgisi. y ardımcı araçlar. kompozisy on. flaş. filtre v b kullanımı ve karanlık oda işleniyor. İFSAK 71. Dönem Temel Fotoğraf Eğitımi Seminerleri: 16.04.1994 saat 19.00-21.00. 19.04.1994 cumartesısaat 11.00-13.00. salı vecumartesı günleriyapılacak.(243 1401) *Tiyatro A nadolu'perdelerini açıyor ANKARA (AA) - "Tiyatro Anadolu." Anadolu Üniversitesi Devlet Konser\atuvan Gösteri Salonu'nda Güngör Diimen'in "Ben Anadolu" oyunuyla perdelerini açıyor. Anadolu Üniv ersitesı'nden y apılan açıklamaya göre Tiyatro Anadolu. Güngör Dilmen'in \'ıldız Kenter için yazdığı tek kişilik oy unu "Ben Anadolu'yu ilk kezaltı kadın oy uncu tarafindan farklı bir y orumla sunulacak. Süperv izörlüğünü Dev let Tiy atrosu y önetmenlerinden Ergin Orbey in üstlendiğı oy un. may ıs ayı sonuna kadar hercuma günü Anadolu L niversitesi Devlet Kenservatuv an Gö^ten Salonu'nda sanatseverlerin beğenisıne sunulacak. TÜTA Vdan Mehmet ÖzeVe Ödiil ANKARA (AA) - Türk Tanıtma Vakfı. Türkıye'yi sanat yoluy la uluslararası alanda tanıtması nedeniyle Küljür Bakanlığı Güzel SanatlarGenel Müdürü MehmetÖzel'e ödül verecek. TÜTAY. buödülü Genel MüdürÖzen'e Ukihlararası Kültür. Sanat. Bilim. Sosyal Faaliyetler Merkezi(FO^ ER) tarafindan" 1993 Yılının En Başanlı Peyzaj Ressamı"seçilerekTürkiye'yi sanat y oluy la başarıy la tanıtması nedeniy le verecek. Genel Müdür Özen'e ödülii Türk Tanıtma Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Bay taş tarafindan bugün Ankara'da Vakko Sanat Galerısı'ndedüzenlenecek lörendeverilecek. Mü'zeler Haftası 'nda 'Karikatür Yanşması' Bl RDL R(AA)- Burdur Muzesı tarafindan. Müzeler Haftası dolay ısıy la her y ıl düzenlenen "Eski Eser. Müze ve İnsan İlişkileri" konıılu karıkatüryarışması. buyıl dokuzuncukezyapılacak. Müzeler Haftası etkinlikleri 18-24mayıstarihleriarasında kutlanacak. Buetkinlikler çerçevesinde düzenlenecek yarışmada yapıt sayısında sınırlamaolmayacak. Kankatür\anşması'nakatılacak yapıtlar. Burdur vediğerillerdesergilenecek. Başvurular 30 nisan tarihine kadar devam edecek. Yanşmada ilk üç dereceye gıren karikatünstlere. çeşitli kurum ve kuruluşlarca ödüller v e plaket verilecek. Konya El Dokumaları Sergisi Kültür Servisi - Selçuk Üniversitesi Türk El SanafTannı Uy gulama v e Araştınpa Merkezi'nce düzenlenen "Konya El Dokumalanndan Ornekler" adlı sergi geçtiğimizgün açıldı. Dev let Güzel Sanatlar Galerisi'ndeki sergide Selçuk Üniversitesi Eğıtim Fakültesiöğretimelemanlanndan Yrd. Doç. Dr. AyşeÖzkan. Yrd. Doç. Dr. Hafıze Pektaş, Yrd. Doç. Dr. Nev in Banşen. öğretim görevlisi Ergül Onge ile araştırma görev lisi Osman Kuduracı tarafindan derlenen el dokuması halı. kilim. kıvratma. çezme ve dolama türünde çok say ıda eser yer alıyor. Sergi, 15 gün gezilebilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle