Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 NİS AN 1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET2 SAYFA
KULTUR
Topluluğun 25 yıllık tarihi içinde bilinmeyen otuz parçası ikili albüm sette: 'Nightcap'
Jethro TuH'ın 'gizli koleksiyonu'
BURAK ELDEM
Şu Ian Anderson gerçekten inanılmaz
bir adam. Son dörl yıl içinde yalnızca bir
tek "yeni albüm" yapmış olmasına
karşın 25 yillık Jethro Tufl'un doksan-
lardaki "değişim rüzgârlanna" dircncrek
gündemde kalmasının sırn, hiç kuşku-
suz Anderson'ın havayı iyi koklayan "iş-
bilir" stratejilerinde saklı.
Son bir yıl içinde bile geriye dönüp
baktığımda satın aldığım ve önem verdi-
ğim albümlerin arasında üçünün Jethro
Tull imzasını taşıması, onun "müteseb-
bis"liğinin güzel ömeklerinden biri. Us-
telik bunlar ikiü, hatta dörtlii "box §et"
denen albümler ve "yeni" çalışmalan de-
ğil. eski parçalan ve bilinmeyen mater-
yalleri içeriyorlar. Bu hızh iletişim trafıği
içinde, radyolar, MTV. birbiri ardına
yayımlanan albümler ve konserler var-
ken eğer hala "Thick As A Brick"i, "A
Passion Play"i, "Bource"yi dinliyorsak,
bunu yalnızca o yapıtlann kalıcığıyla de-
ğil, biraz da Anderson'ın "annesine rek-
lamcı olduğunu söylemeyen"len bile kı-
skandıracak nabız tutma yeteneği ile açı-
klamak gerekiyor galiba.
Tanınmayan parçalar bir arada
Evet, onca Jethro Tull "box set"inden
sonra bu kez de vitrinlerde iki kasetlik
"Nightcap" çıkıyor karşımıza. Bu ikili
albüm. topluluğun yıllardan beri stüd-
yoda kaydettiği. ancak albümlerinde yer
vermediği, dolayısıyla tanınmayan par-
çalan bir araya getiriyor. Bu nedenle. bi-
linmemelerinin verdiği bir "yeniliğı"
taşıdıklannı söyleyebiüriz.
Jethro Tull, son kez 1991"de "Catfish
Rjang" albümüyle çıkmıştı karşımıza.
Aynı yıl, bu albümün tanıtım tumesi
kapsamında İstanbul'a da gelmiş ve fes-
tival bünyesinde tam beş konser vermiş-
ti. Denebilir ki, bir yıl sonra başlayan ve
artık neredeyse alıştığımız stadyum kon-
serleri fıkrini, o yaz beş gece üst üste Açı-
khava'yı tıka bâsa dolduran Jethro Tull
güçlendirdi fstanbul'da. Bir yıl sonra da,
bu kez "A Little Light Musfc" adını ver-
diği, Mozart'a gönderme yapan akustik
turnesı için Ankara'ya geldi ve unutul-
maz bir konser verdi.
Özenle hazırlanmış kronoloji
1992 sonlannda bu turnede yapılan
kayıtlar, ayru adb bir albümde toplaru-
rken, Ankara konserinden de bir parça
yer alıyordu. Bilgisayar ve ses örnekleyi-
ci cihazlarla insan sıcaklığından iyice
uzaklaşan yeni müzikal trandlardan bu-
nalanlan yakalamayı iyi bilmişti Ander-
son; başla da dediğimiz gjbı "havayı" iyi
kokluyöfdn:
Bu nedeulc tünıüyle akustik çalgılar
üzerine kurduğu konseri ve bu konserin
albümü, epey ilgi gördü. Tabii günün
"best-seller" akımlanrun popülerliğiyle
karşılaştınldığında biraz sönük kalıyor
gibiydi bu ilgi ama, entelektüel dinleyici-
'i fethetmeyi başardığı için Jethro Tull
*" ftajı hala güçlü olduğunu kanıtbyordu.
1993 yılında, karşımıza "The Very
Best Of Jethro Tufl" çıktı. İki kaset (ya
da iki CD) bu çarpıcı "box set"te bir ara-
ya gelmişti. Özenle sınırlan çizilmiş bir
kronolojiyi sunuyordu albüm seti; Jeth-
ro Tull tutkunlannı olduğu kadar, top-
luluğu yeni keşfeden bugünün gençle-
rinin bir bölümünü de etkilemeyi ba-
şarmışü. Ister istemez Anderson'ın iyi
bir "sancı" ve "pazarlama uzmanı" ol-
duğunu kabullenmek durumunda kah-
yordunuz. Yeni bir şey yapmadıgı halde,
önemli müzik dergilerinin gündemine
Jethro Tull adını bir kez daha getirmeyi
başanyordu çünkü. Aynca albümlerin
sunuşunda. müthiş biralbeni vardı.
Bu "albeni" meselesinin en uç örneği-
ni, 1993 sonlannda gördük: Bu kez An-
derson. Jethro Tull için çok özel bir "bo.\
set" hazırlarnıştı. Dört CD'den oluşan
ve "25. Yıl Özel Albümü" olarak anılan
bu paket. müzik endüstrisinde örneği
çok az görülen bir çabşmaydı. Dört
CD'nin ilki, klasik Tull hitlerine
aynlmıştı ve gerçekten çok başanlı bir
şeçimle bir araya getırilmişti parçalar.
İkinci CD'de. 1970 yılında topluluğun
Madison Square Carden'de verdiği
muhteşem konserin kayıtlan yer alıyor-
du. Üçüncü disk, bilinen parçalann
farklı mikslerini bir araya getirirken,
dördüncüsünde Jethro TuU'ın yirmı beş
yıl boyunca dünyanın değişik ülkelerin-
de verdiği konserlerden seçmeler vardı.
Dostlann seveceği gece takkesi
Ama bunlarla bitmiyordu bu özel pa-
ketin cazibesi: Büyük boy, kapsamlı bir
kitapçık da dört disk ile birlikte dinleyi-
ciye sunuluyordu. Bu kitapçıkta hem
topluluğun tarihiyle ilgili bilgilen bula-
biliyordunuz, hem de tüm albümlerinin
tanıtımını. Müzik basınında TuU'ın ya-
rattığı yankılar da gazetc ve dergi kupür-
leriyle veriliyordu. Smırlı sayıda Türki-
ye'ye de ithal edilen albüm seti, birkaç
gün içinde tükendi ve yeniden sipariş
edilmesi gerekti.
Bugünlerde Jethro Tull, yeni albüm ü-
nün hazırlıklannı tamamlamakla uğ-
raşıyor. Ama biz tam bu albümü merak-
la beklerken. Anderson bir sürpriz daha
yaptı ve "Nightcap"ı hiç beklenmeyen
bir dönemde piyasaya çıkardı. Jethro
Tull hayranlan için heyecan verici bir
yapıttı bu ikili albüm seti; çünkü 25 yıllık
tarihi içinde topluluğun bilinmeyen otuz
parçasını dinleme olanağı veriyordu.
"Bugüne dek vayımlanmamış bu kayı-
tlan bir ara\ a getiren koleksiyon, parça-
lann varlığını öğrenen hayranİarın >oğun
istekleri sonucu. bu derlemejle sizlere
ulaşıjor. Bugüne dek sriid\o albümlerinin
çoğunda, albüm kapsamı dtşında kalan,
stğdırılama\an en azbir ya da iki parça
oMu. Bu parçalann albümlere alınma-
masının nedeni bazen diğer 'kardeşlerine'
çok benzemesi olurken, bazen de onlar-
dan belirgin ve kulağın fark edeceği dü-
zeyde farklılaşmasıvdı. Paris yakınlan-
ndaki Chateau D'HeroırtüVde 1973
yılında yapılan kavıtlar sırasında teknik
problemler vaşamnca. topluluk prodüksi-
yonu tamamlamadan İngiltere'ye döndü.
Izteyen günlerde burada yaptığımız
Chateau D'Herouvilie kayıtiannı kullan-
maktansa, sizlere daha özel, daha farklı
bir albüm sunmak istedik ve 'A Passion
Play'i yaptık. Ama o kayıtlar, şimdi işte
burada. Herkes için cazip bir fincan çay
değil belki ama, >astığa kafasını koyup
yeni düşiere daJmadan önce son bir keyif
bekleyen eski dostlann seveceğini
sandığıııuz bir gece takkesi."
Anderson iyi bir tüccar
Ian Anderson. "Nightcap"in albüm
kapağma yazdığı notta bunlan söylü-
yor. Gerçekten de, bu otuz parçayı din-
lerken, alıştığınız Tull lezzetini bula-
caksınız. Eğer iki kasetten yalnızca birinı
almak isterseniz. kendi adıma size ikinci'
sini öneririm. Baştan sona bir progres-
si ve rock ziyafeü. Jethro Tull hayranlan
için son bir notum daha var: Eğer birileri
size Anderson'un "eskicilik" yaptığını
ve bu albümün "demode" olduğunu söy-
lerse, sakın kulak asmayın. Evet. adam
"tüccar" ama, iyi bir tüccar. Hiç değilse
sattığı mal kaliteli.
Kültür Senisi - Çağımızın en büyük viyolonselcilerinden iki-
sinın, Heüırich Schiffile Andre Navarra'nın öğrencisi, günümüzün
önde gelen genç çellistlerinden Jiri Barta Türkiye'de iki konser ve-
recek. 1964 Prag doğumlu Çek çellist, Philsa'nın konuğu olarak
önce 7 nisan perşembe günü saat 20.30'da TÜBİTAK Salonu'nda
Uluslararası 11. Ankara Müzik Festivali kapsamında çalacak. Bar-
ta'nın ikinci konseri ise 10 nisan pazar günü 20.30'da fzmir'de
Türk-Amerikan Derneği salonunda gerçekleşecek.
Jiri Barta, Slovak Filarmoni Orkestrası üyelerinden pıyanist
Marian Lapsansky eşliğinde vereceği konserlerde müziğin dört de-
ğişik döneminden yapıtlar yorumlayacak. Barta'nın konserlerinde
Johann Sebasrian Bach'ın (1685-1750) Çello fçin 2 Nolu Re Majör
Süit'ini. Johannes Brahms'ın (1833-1897) Piyano ve Çello İçin Fa
Majör Sonat'ı izleyecek. Konserlerin ikinci yansında ise Rus beste-
ci Alfred Schnittke'nin (1934) 1978'de yazdığı Çello ve Piyano İçin
Sonat'ı ile Claude Debussy'nin (1862-1918) Çello ve Piyano İçin Re
Majör Sonat'ı yer ala-
cak. İlk müzik dersle-
rini almaya 9 yaşmda
başlayan Jiri Barta,
Prag Konservatuvan
ile müzik akademisini
bıtirdikten kısa süre
sonra üstün yeteneğiy-
le müzik dünyasının
dikkatini çekti. 1986'-
^ ı Salzburg Mozarte-
um Yaz Akademisi'-
nin bursunu kazandı-
ktan sonra 1987'de
Heinrich Schiffin Al-
manya'daki lisansüstü
sınıfına davet edildi.
Ardından Andre Na-
varra ile çalıştı. Chigi-
ana'da her yıl en yete-
nekli öğrencilere veri-
len ödüle değer görül-
dü. 1988-89"daiseAl-
manya'nın Lübeck
kentinde Boris Perga-
menschikovv'un lisan-
süstü sınıfına kaüldı.
1989 Barta için parlak bir yıl oldu. Pisek kentinde düzenlenen
Ulusal Gösteri Sanatlan Yanşması'nda büyük ödülü alan Barta
böylece ülkesi Çekoslovakya'da kendi kuşağmın önde gelen çellisti
olduğunu kanıtladı. Aynı yıl, genç çellistlerin değer görüldüğü en
yüksek onurlardan biri sayılan Los Angeles'taki 'Piatigorski Çello
Semineri'ne davet edildi. Gene 1989"da ülke dışındaki ilk konserini
veren Barta. Almanya'da Dortmund Filarmoni Orkestrası eşliğin-
de çaldı. 199 l'de Barta ABD'de Los Angeles'taki Güney California
Üni\ersitesi'nin Rostropoviç-Hammer ödülü'ne; Avrupa'da. Av-
rupa Müzik Özendirme Ödülü'ne: ülkesinde de Çek Eleştirmenler
Ödülü'ne değer bulundu. Klasik, barok ve romantik bestecilerin
yanı sıra çağdaş müziğe de büyük bir yakınlık duyan Barta bugüne
değin Petr Eben gibi günümüz Çek bestecileriyle yoğun bir işbirliği
içinde çabştı ve birçok çağdaş yapıtın ilk seslendirilişini gerçekleştir-
di. Prag Senfoni Orkestrası, Janacek Filarmoni Orkestrası ve ünlü
Suk Oda Orkestrası gibi önde gelen Çek topluluklan eşbğinde sü-
rekb konserler veren genç viyolonselci Almanya, Rusya ve Ayus-
turya'nın tanınmış orkestralan eşliğinde de çaldı, İspanya'da, İtal-
ya'da, ABD'de birçok resital verdi. İlk CD'si bugünlerde Avrupa'-
nın ünlü plak şirketlerinden Supraphon tarafından piyasaya sunu-
lacak olan Barta. geçen yıl ABD'de Glendale Senfoni Orkestrası
eşliğinde verdiği konserle büyük övgü aldı. Lalo Schifrin'in yönet-
tiği orkestra eşliğinde Dvorak'ın Viyolonsel Konçertosu'nu yorum-
layan Barta'yı Los Angeles Times "ın müzik eleştırmeni Daniel Cari-
aca şöyle değerlendırdi: "Parlak ve görkemii bir yorum. Teknik açı-
dan kusursuz, müziksel yönden çekici. etkikykd ve şairane..."
UlusalMacarmüziğinin iki
büyük yaraüaa: Bartok, Kodaly
ÜSER BİRKAN
Etkikyici
veşairane
Izmir'de geçen haftanın müzik
etkinlikleri, Macar halk müziğini
evrensel çok sesb müziğin kab-
plan içinde işleyen iki büyük ya-
ratıanın. Bartok'la Kodaly'nın
yapıtlanyla seçkinlik kazandı;
Izmir DSO'nun konserinde (1-2
nisan) Bela Bartok'un (1881-
1945) 'Orkestra Konçertosu". vi-
yolonselci Ümit tşgörür'ün resita-
linde Zoltan Kodaly'nın (1882-
1967) "Solo Viyolonsel İçin So-
nat'ı seslendirildi.
Adamakıllı güç bir uğraş
Bartok'la Kodaly. ülkelerinin
halk müziği gereçlerinı derleme
çalışmalannda, 1905 yılında bu-
luştular; ömürleri boyunca etno-
müzikoloji alanında çalıştılar. Bu
arada Bartok. 1936'da ülkemize
de geldi, Ankara Üniversitesi ile
Ankara Halkevi'nin çağnbsı ola-
rak konferanslar verdi. Çukuro-
va'da bir derleme gezisi gerçek-
leştirdi. Bu çalışmalarda ona. 29
yaşında genç bir bestecimiz Ad-
nan Saygun eşlik etti.
Bela Bartok, halk müziği ge-
reçlerinin çok sesli yapıtlarda
kullanılması ile ilgili olarak. bir
makalesinde şunlan belirtiyor:
"Halk ezgilerini işlemek, ada-
makalh güç bir uğraştır, Daha da
ileri giderek, şöyle diyeceğim:
Halk havalanndan yararlanarak
çalışmak, baştan aşağıva özgün
bir koca senfoni bestelemek kadar
güçtür. Halk ezgilerinin bir sanat
yapıtı biçimine sokulması işi. nasıl
heriıangi bir beste vapabilmek için
bir 'düzenleme ustalığı". 'esin bol-
luğu' gerekliyse, işte onlan ge-
rektirir."
Son bestelerinden biri
Bartok. Orkestra Konçer-
tosu'nu 1943 yıbnda. ömrünün
son beş yıbnı geçirdiği New
York'ta besteledi. Bir yandan,
vücudunu saran kanser illetiyle,
öte yandan parasızbkla uğraş-
makzorundaydı.
Yapıt. biraz da ona parasal
destek sağlamak üzere. Kousse-
vitsky Vakffnca ısmarlandı; ilk
Bela Bartok,yaşamı boyunca etno- müzikoloji alanında çalıştı.
olarak 1944"te. bu ünlü şefın yö-
netimindeki Boston Senfoni Or-
kestrası'nca seslendirildi. Yapıtın
kazandığı büyük başan üzerine.
Bartok'a birçok yeni beste ısmar-
landı; besteci. bunlann ancak bir-
kaçıni çıkarabildi ortaya; 1945
yılının 26 Temmuz günü de va-
şamdan aynldı.
Bartok. "Orkestra Konçertosu'
adb yapıtım şöyle açıkbyor:
"Yapıtımda. ikinci bölümün
şakacı havası bir yana bırakılırsa,
sert ve acımasız ilk bölümden,
üçüncü bölümün hüzünlü ölüm
şarkısına, oradan da finalin iyim-
serliğinc derece derece geçiş söz
konusudur...
Yapıtın başlığı, çalgılann teker
teker, 'concertante' biçemde işlen-
diğini anlatır. Çalgılann virtüozite
kapsamı içinde işlenmesi yöntemi,
sözgeümi, birinci böhjmdeki geli-
şimde (fugato), ya da finalde ana
temanın surekli detinim biçiminde
sunulmasında. özellikle de. çalgı-
lann ikili birleşmelerle. birbirinin
ardından. parlak solo geçişleriyle
ortava çıkışında belirgindir."
1 nisan konserinin. kendisinde
değil zaman ayıramadığım için.
aynı gün yapılan genel provası-
nda bulundum. Polonyab genç
şef Marek Piarowski'nin yöneti-
minde İzmir DSO. Bartok or-
kestrasyonunun incelikleriyle baş
etme çabasında yolu yanlamış
görünüyordu. Sanınm. birkaç
prova daha yapılsaydı. 'Orkestra
Konçertosu', bu Sirtüöz' orkest-
ralar için yazılmış yapıt daha iyi
otururdu yerinc. Konserin solisti.
İzmir DSO'nun >eni kazancı
trompetçi Gökmen Noyan, Jo-
seph Haydn'ın Trompet Konçer-
tosu'nu doğru, temiz. nüanslı bir
yorumla seslendirdi.
ViyolnselciÜmit İşgörür
Zoltan Kodalv'nin 'Op. 8 Solo
V'iyolonsel Sonatı", bu çalgı için
yazılmış en özgün. inanılma-
yacak ölçüde güç yapıtlanndan
bıridir. Macar müzikçi. 1915 şı-
lında bestelediği bu 'demir leb-
lebi'dc. vıyolonselın cn üst scsin-
den en dipteki sesine vanncaya
kadar. bülün 'registre'lerini su-
nar dinleyıciye: çekici sonoriteler.
bileşımler elde eder; seslendirme
alaninı genişletmek üzere.
çalgının akort sisteminin değişti-
rilmesini ister solistten.
ABD'de. Michigan Üniversi-
tesi'ndeki eğitimini bitirerek, ge-
çen yıl ülkemize dönen. genç vi-
yolonselci Ümit İşgörür. bütün
bu amansız güçlüklerin altından
kalkmasını bildi; müzik cümlele-
rini bütün açıkbğıyla. ber-
raklığıyla sunmada, phınlan ayırt
etmede. nüanslan belırlemede,
soluğunu ayarlamada ulaştığı us-
talıkla. benzeri az bulunur bir ses-
lendirme elde etti. İzmir Türk-
Amerikan Derneği'ndeki resita-
lin öteki yapıtlannda ise piyanist
Güiser Eryümhî'nün (ne yazık ki.
derneğin o kötü piyanosunda
yeterince değerlendirilemeyen)
desteğiyle. nitelikli. değişik, zen-
gin, renkb bir program sundu.
• • • <
DUŞUNCEYE SAYGI
MEMET FUAT
Ekmek Partisi
Demokrasimizin ilk yıllarında çok yaygın bir söz vardı:
Dar gelirli kimselere, "Oyunu hangi partiye verecek-
sin?" diye sordunuz mu, "Ekmek Partisi'ne!" yanıtını
alırdınız. Halkımızçokseverdi bu kullanışlı şakayı. "Kul-
lanışlı", çünkü bir değil, birçok işe yarıyordu.
Bir kere konuşmanın havası hemen yumuşuyor, ge-
çim kaygısının ortak alanında anlayışlı bir gülümseme
alışverişine giriliyordu.
Bu arada içinde bulunduğunuz çetin yaşam koşulla-
rından yakınma gereksiniminiz karşılanıyordu.
öte yandan açığa vurulmayan bir övünme de söz ko-
nusuydu: Her şeye karşın kendinizi, ailenizi ayakta tut-
manın başarısı az şey mi!..
Sonra hangi partiye oy vereceğinizi açıklamak istemi-
yorsanız, karşınızdakini kırmadan sorusunu yanıtsız bı-
rakmış oluyordunuz.
İki küçücük sözcük, ama ne çok iş görüyor...
Bitti sanmayın!.. Dahası var!..
Şöyle deniyordu bu iki küçücük sözcükle:
"Arkadaş, ben çoluk çocuğumun ekmeğini kazanma-
ya uğraşıyorum, siyasayla, partilerle oyalanacak halim
mi var!"
Ya da şöyle:
"Gelen de bir, giden de, boşuna kendini kandırma,
sen ekmeğini kazanmana bak!"
Yadaenkestirmesi:
"Siyasa karın doyurmaz!"
Yıllar gelip geçti. Demokrasiye alıştık. iyi yanlarını da,
kötü yanlarını da gördük...
Demokrat Parti seçimleri kazandığmda, Anadolu'da,
"Ankara 'da paşa değişmiş, essah mı?" diye soran yurt-
taşlarımız vardı; bugün televizyonlarda her şeyi, diyelim
oyların çöplüklerden toplanışını, bütün Türkiye aynı an-
da izliyor... Çokyol aldık..
Bu arada siyasa öyle karınlar doyurdu ki, artık kimse
oyunu Ekmek Partisi'ne vermiyor. Köşeyi dönme parti-
leri ağır basınca Ekmek Partisi kapandı. Ya da şaka dün-
yasından gerçek dünyaya geçti mi demeli!..
Inanılır gibi değil, bugün, siyasa adamları halktan oy
toplayabilmek için dürüst insanlar olduklarını, rüşvet al-
mayacaklarını, para yemeyeceklerinı, yolsuzluklara
karışmayacaklarını söylemek zorunda kalıyorlar...
Namus sözü mü verilecek, Kuran'a el basılıp yemin
mi edilecek, herhalde yakın bir gelecekte bu işin tören-
sel birçözümü bulunur...
Halkımızın adaylarda dürüstlük araması da -gerçek-
ten arıyorlarsa- çok ilginç...
Daha birkaç gün önce, bir başkan görevi devralırken
belediyesinde çalışanlar için aşağı yukarı şöyle sözler
etti:
"Kimse tedirgin olmasın, kimseyi işinden etmeyece-
ğim, ama hiçbir iş yapmadan, aydan aya gelip maaş
alanlar varsa, onların gözünün yaşma bakmam..."
Demek ki bazı belediyelerde böyle bir uygulama var:
Başkanlar kendi partilerinden olanları işe alıyor, kimile-
rini de çalışıyormuş gibi gösterip aylığa bağlıyorlar.
Yıllardır devlet kuruluşları için söylenir bu tür şeyler,
kötülüğü de bilinir, ama nedense önlenemez...
Böyle davranan belediye başkanlarının dürüst insan-
lar olmadıkları açık, ama o hiçbir iş yapmadan aylığa
bağlananlar dürüst mü? ,,
' Halk dürüstlük istiyor... Dürüstlüğe oy veriyor..."
Buradaki "rta/>f"sözcüğü, herhalde, "Ulusunaydınlar
ya da resmigörevliler dışında kalan bölümu" anlamına
geliyor.
Belediye başkanları aydın ya da resmi görevli diye-
lim, tamam, hiçbir iş yapmadan aylığa bağlananlar da
mı aydın ya da resmi görevli?
Hayır, ama, onlar da partili...
Peki, resmi görevlilere para yedirerekyasalara aykırı
işler yapanlar, her alanda kişisel çıkarları için bin bir do-
lap çevirenler, devleti, bankaları dolandıranlar. kaçakçı-
lar, büyüğünden küçüğüne hırsızlar, üçkağıtçılar vb,
hepsi aydın, resmi görevli ya da partili mi?
"Halk dürüstlük istiyor... Dürüstlüğe oy veriyor..." di-
yenlere inanmak kolay değil. Bir ulus aydınları, resmi
görevlileri, onların dışında kalan bölümleriyle, daha
doğru bir söyleyişle, bütün sınıfları, ara tabakalarıyla.
içinde yaşanan toplumsal düzenin damgasını taşır. Biz
de, hep birlikte, ister istemez, bu çarpık düzenin damga-
sını taşıyoruz.
Bence, herkes dürüstlüğü önce kendisinde aramalı...
'Ortaçağ'dan Doğu ve Batı
MüziğV konseri
Külrür Senisi -İngiliz topluluk Sirinu. Eskişehir'de
Anadolu Üniversitesi Toplantı Salonu'nda "Ortaçağdan
Doğu ve Batı Müziği" konseri verecek. Anadolu
Üniversitesi ve İngiliz kültür heyetinin işbirliği ile
düzenlenen konser. yann saat 20.00'de başla_\acak. Sara
Stowe(soprano,klavyeliçalgılar). Henry Stobart(tlavtave
diğer üflemeli çalgılar). Mtlhew Spring (lavta ve eski
gitarlar, latarna) ve Jon Banks'dan (arp ve çeşitli üflemeli
çalgılar) oluşan 4 kişilik İngiliz topluluk Sirinu. daha
önce Izmir. Bursa ve Istanbul'da konserler vermişti.
Topluluk. konserde. 13. yüzyıl ortalanndan, arp. keman ve
flavta gibi geleneksel Batı çalgılannın eşliğinde Trubadur
şarkılanndan seçmeler: doğudan esinlenmiş ama Batı
prensiplerine göre geliştirilmiş enstrümantal danslar olan
"estkampies"Ter; 15. vüzyıldan ""Llibre Vernell"in kutsal
şarkılan ve "Burgundiya" şarkılanndan örnekler
seslendirecek. Sirinu topluluğu, daha sonra Ankara,
Adana ve Mersin'de de konserler verecek.
Kayseri4. Kültür ve Sanat
Haftası
KAYŞERİ (AA)- Kayscri Valiliği ile Erdyes Üniversitcsi
Rektörlüğü tarafından ortaklaşa düzenlenen "Kayseri 4.
Kültür ve Sanat Haftası" 4-9 nisan tarihinc kadarçeşitli
ctkinliklerle kutlanıyor. Bugün "Kayscri'dc Arkeoloji vc
Sanat Tarihi Paneli". yann ise "Halıcıbk Paneli"
yapılacaktır. Kayseri 4. Kültür ve Sanat Haftası
çerçevcsinde aynca bugün aşıklar atışması yapılacak.
yann da Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü
sanatçılan bir konser \ erecek. Cuma günü ise Sabana
Kültür Sitesi'nde Anadolu Üniversitesi Halk Danslan
Topluluğu bir gösteri yapacak. Hafta. Erciyes Üniversitesi
önüne ağaç dikimi ve Mimar Sinan'ın doğum yeri olan
Ağırnas'ta ölümünün 406. yılı münasebetiyle yapılacak
konuşmalar, folklorgösterileri. oyunlar ile sona erecek.
'Çılgın Sonbahar' Kadıköy 'de
Kültür Senisi - Dormen Tiyatrosu. "Çılgın Sonbahar" adb
oyunu bugünden itibaren Kadıköy Halk Eğitim
Merkezi'nde sergiliyor. Orta yaş bunabmına giren bir
erkeğin kendini ispatlamak için çocuğu olacak yaştaki
sevgilisine. kansı ve oğlunun tepkileri ve babayı eve
döndürmek için yapılan ilginç entrikalan anlatan bir
Fransızkomedisi. Pierretto Bruno'daridilimizeçeviren ve
yöneten Gencay Güriin. Dekorlar Nilgün Gürkan,
kostümler Güler Yiğit imzasını taşıyor. Oyunda roller
Nevra Serezli, Metin Screzli, Hakan Ökten. Cem Davran
ve Şebnem özinal tarafından paylaşılıyor.