Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 MART1994 ÇARŞAMBA CUMHURfYET SAYFA
DUNYADAN
Boris Yeltsin, liderüği
Başbakan'a kaptırdı
Yeltsinkamuoyu
yoklamalarında
ikincisıraya düştü
usya'nın saygın gaze-
telerinden Nezavisi-
maia Gazetanın her
ay yayımladığı kamuoyu
yoklamasında, yaklaşık bir
yıJdır hep ilk sırada yer alan
Boris Yeltsin ilk kez ikinci sı-
raya düştü. Yerine Başbakan
Vİktor Çemomirdin yerleşti.
Listenin yeni sıralaması şöy-
le: Birinci sırada Başbakan
Çemomirdin, ikinci sırada
Yeltsin, üçüncü sırada Mos-
kova Belediye Başkaru Yuri
Lujkov, dördüncü sırada Dı-
şişleri Bakanı Andrei Kozirev
ve beşinci sırada Merkez
Bankası Başkaru Viktor Ge-
ratçenko.
Nezavisimaia Gazeta yayı-
mladığı kamuoyu yoklaması-
nda popüler 100 politikaa
yer alıyor ve onlan aldıklan
puanlara (O'dan lO'a kadar)
göre sırahyor. Bu listenin ilk
beş sırasında yer alanlar uzun
süredir yerlerini koruyor. An-
cak son aylarda hepsinde
puan kaybı görüldü. Örneğin
her zaman 9'la 10 arasında
(en son kamuoyu yoklaması-
nda 9.55) puan alan Yeltsin
bu kez 8.79'a düştü. Bu, Yelt-
sin'in bugüne kadar aldığı en
düşük puan. Yeltsin kriz za-
manlannda, hatta parla-
mentonun işgali sonrasında
bile daha yüksek bir puan
almıştı.
Diğer dört politikacıda da
aynı oranda bir düşüş gözlen-
di: 8.86'dan 7.12'ye. Listede
bulunan diğer isimlerin tümü
7'nin altında puan aldı. Böy-
lelikle Başbakan dahil hiçbir
politikacı 9 ve üzerinde puan
alamadı.
Kamuoyu yoklamasının bir
diğer ilginç yanı Jirinovski'-
nin puan kaybederek 13. sıra-
ya düşmesi. Bu düşüş aşın
milliyetçi Jirinovski'nin sade-
ce konuşup, hiçbir eylem ger-
çekleştirememesi karşısında
Rus halkının daha dengeli
politikacılara yöneldiği şeklinde yorumlana-
büir. Çünkü listenin ilk beşinde yer alan poli-
tikacılar, üikenin gündemini belırleyen kişi-
ler. Belediye Başkanı Lujkov'un hizmetleri.
Dışışleri Bakanı'nın uluslararası alanda
Rusya'nır çıkarlannı korumak için savaşımı
Rus halkını daha çok etkiliyor.
Ruslar, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından
bu yana ülkelerinin gücünü gerektiği gibi
gösterememesinden şikayetçi. Son haftalar
içinde Ruslann Bosna'ya asker göndermesi
ve uluslararası bir olayda etkin rol alarak
kendini tekrar göstermesi büyük memnun-
luk yarattı. Bu etkinliğin sonucu olarak son
kamuoyu yoklamasında 98. sırada olan Dı-
şişleri Bakanı'nın yardımcısı Vitali Çurkin
listenin en dibinden 18. sıraya yükseldi. Sa-
Boris Yeltsin parlamentonun açılış komışmasını yaparken
vunma Bakanı Pavel Graçev'de 8. sıraya yer-
leşti. Yıldızı palayan bir diğer isim Tataris-
tan Cumhurbaşkanı. Yaklaşık iki yıi süren
uzun görüşmeler sonrasında Tataristan'nın
Bağımsız Devletler Topluluğu'na kaülması,
Tataristan Cumhurbaşkanı'na iki puan ka-
zandınp, onu 27. sıradan 10. sıraya yükseltti.
Rusya'da, son iki yıldıryaygınlaşan kamuo-
yu yoklamalan politikanın barometresi ola-
rak görülmeye başlandı. Kamuoyu yokla-
malan politikacılann halkıan aldığı desteği
gösteriyor. Bir diğer deyişle halkın nabzını
tutuvor. Rus politikacılan artık Batılı mes-
lektaşlan gibi kamuoyu yoklamalannın cid-
diyetini kavramış durumda.
Heien Carrere d'Encausse
Le Figaro
AIDS'inyeni kurbanlan
şimdi heteroseksüeller
Geçmişyıllardaki istatisîiklerle bugünküler
karşılaştırıldığında AIDS heteroseksüeller arasında
hızlayaygınlaşırken, önlemde çaresizlik sürüyor
A BD'de heteroseksüeller arasında
/i AIDS'in hızla yayıldığı kaydediliyor.
-/JL1993 yılına ait resmi rakamlar,
AIDS'in yayılma hızının en yüksek olduğu
kitlenin heteroseksüeller olduğunu ortaya
çıkarttı. Sağlık Bakanlığı'nın konuya ilişkin
yayımladığı raporda aynca, 1993 yılı itiba-
riyle AIDS vakalannın sayıca ikiye kat-
landığı belirtiliyor.
1993 yıhnda kayıtlara geçen 103.500
AIDS vakasının yüzde 9'u heteroseksüel ki-
şilerde görülüyor ve hastalığın yayılma hızı
sürekJi yükselen bir bir seyir izliyor. 1985
yılında, AIDS vakalannın bugüne göre sa> ı-
Hastahk 1981 'de ilk defa ortaya çıktığında
genellikle eşcinseller arasında görülüyordu.
1993 yılına kadar geçen süre içinde yalnızca
hasta sayısında büyük bir arüş görülmekle
kalmamış, hastalığa yakalanan kişilerin
dağılımında da değişiklikler meydana gel-
miş. Örneğin, hastalık kadınlarda yüzde
151 "lik biryayılma hızına ulaşırken. erkek-
lerde hastalığa yakalanma oranı yüzde 105
dolaylannda kalmış.
1993'te kayıtlara geçen AIDS vakalan
içinde yer alan heteroseksüellerin 6.056'sı
kadın. 3.232'si erkek. AIDS'li heteroseksül-
lerin çoğunlukla İspanyol kökenli ve siyah
AIDS tüm hızıyla yayılırken, uzmanlar virüsii etkisiz hale getirecek ilacı bulamadı
ca az olduğu dönemde, heteroseksüeller 1.9'-
luk bir yüzde oluşturuyordu. 1985'ten
1993'e kadar geçen 8 yıllık süre içinde eşcin-
sei hasta oraru yüzde 66.5'ten 46.6'ya düştü.
Atlanta'da bulunan AIDS Takip Komite-
sinde konuya ilişkin gelişmeleri kaydeden
uzmanlar, yüzde 9'luk heteroseksüel oranın
gerçeği yansıtmadığını. bu sayının aslında
daha yüksek olduğunu belirtiyorlar. Söz ko-
nusu rapor, 103.500 AIDS'li hastanın 13
yaşından büyük olduğunu. 1992'de bu
sayının 49.016 olarak kayıtlara geçtiğini ve
artış oranının yüzde 111 olduğunu açıklıyor.
Amerikahlardan oluştuğu kaydediliyor.
Heteroseksüel AIDS hastalannın yüzde
50'ye yakın bir kısmınm virüsü, cinsel ilişki-
de bulunduğu karşı cinsten aldığı düşünülü-
yor. Heteroseksüellerin yüzde 42.3'lük bir
kısmınm da hastalığı. damar içine zerkedilen
uyuşturucular kanalıyla AIDS virüsüne ya-
, kalanan kişilerle temas yoluyla aldığı belir-
tiliyor. Komisyonda görev yapan uzmanlar,
en yüksek AIDS riskini çok eşli yetişkin he-
teroseksüellerin taşıdığını ileri sürüyor.
Lawrence K. Altman
New York Times
tsrail ve Filistin Kurtuluş Örgütü arasındaki ikiligörüşmeler tekrar başlıyor
Katüam banşaengel değilElHalil
katliamı barış
görüşmelerinin
birsonuca
ulaşmasını
sağlayabilir
T-T 1 Halil katli-
ğ-i ammın Orta-
i J doğu'da banş gö-
rüşmelerini çıkmaza sok-
tuğu konusunda pek çok
kişi görüş birliğıne va-
nrken, azınlıkta kalan
bazı siyasi gözlemciler,
katliamın banş sürecini
olumlu yönde etkilediği-
ni dile getirmekten çekin-
miyor. Öyle ki, katüamın
baş sorumlusu Baruk
Goldstein banşı engelle-
yen bir fanatikten çok,
banş sürecinin ivmesini
antıran bir arabulucu
olarak görülüyor.
Katliam, Batı Şeria ve
Gazze'deki yerleşimcile-
rin yıllardan beri tartışı-
lan konumunu yeniden
gündeme getiriyor. Sağa
Israilli politikacılar
konuya daha tutarlı ve
kararİi bir şekilde eğilir-
ken. sol ve merkezi gö-
rüşte olan politikacılar çözüm için bir
araya gelme zorunluluğunu hissediyor.
El Halil katliamı gelecek olaylara iliş-
kin bir uyan niteliği de taşıyor. Filistinli-
lere yöneltilen bu terör eylemi İsrail'de
değişik tepkilereyol açtı.
Israilliler katliamı, Yahudi güvenliğini
tehdit eden genel çılgınlıgın bir uzantısı-
ndan çok. kendi kimliklerine ve saygınlı-
klanna yöneltilmiş bir saldın olarak de-
ğerlendiriyor.
İsrailliler, her zaman Dışişleri Bakanı
Şimon Perez'in de dile getirdiği gibi. Fi-
listinlilerin güvenliğinden çok kendi gü-
venliklerini koruma endişesini taşıyor-
lardı. El Halil katliamı, Filistinlilerin de
kendileri kadar tehlikede olduğunu gös-
terdi.
Dolayısıyla bölgede bulunan iki toplu-
luğun güvence içinde yaşamasını sağla-
mak üzere alınan önlemler, ilerde olması
muhtemel daha vahim olaylan engelle-
me yolunda atılmış sağlam adımlar ola-
rak değerlendirilmeii.
Tüm bu tartışmalar, El HalıTde yaşa-
yan 400 fanatik ırkçı etrafında yoğun-
laşıyor. Batı Şeria ve dolaylanndakı
yerleşimciler bu kargaşa ve terör eylem-
lerinden etkilenip, korku içinde >aşıyor-
lar.
Geçen yıl eylül ayında İsrail ve Filistin
Kurtuluş Örgütü arasında Gazze ve Eri-
ha'nın özerkliği konusunda başlatılan
görüşmeler, El Halil katliamından sonra
ivme kazandı. Anlaşmaya giden yolun
iki taraf için de zor olduğu. özveri gerek-
tirdiği biliniyor. İsrailliler öncelıkle ken-
di aralannda görüş birliğinı sağlamak
zorundalar. Filistinliler, zayıf ve seçeneği
olmayan bir konumda olduklanndan
kendilerine sunulan önerileri kabul et-
mekten başka şanslan yok. İsraillilerin
ise önlerinde sağduyu ıle değerlendir-
meleri gereken seçeneklen var.
Çözüm için öncelikle ilkelerin kesin ve
açık bir şekilde ortaya konulmasında ya-
rargöriilüyor. Şu anda Yahudi yerleşim-
cilerin gitmesi veya gitmemesi tartışma
konusu edilmemeli. Eğer 800 bin Filis-
tinli 1%7'den önceki israil topraklan-
nda yaşıyabiiiyorsa, 1994 yıhndan son-
raki Filistin topraklannda İsrailliler de
yaşıyabilir. Diğer taraftan, Filistin top-
raklannda İsraıllüerin yaşamasma iliş-
kin karan kim verecek? Bu sorular, iki
tarafın ortak alacağı kararlarçerçevesin-
de vanıtlanmalı. Tek tarafın serbest ira-
desi bu kadar önemli kararlar için yeterli
olmamalı.
Birleşmiş Milletler veya ABD'nin ön-
cülüğünde başlatılacak görüşmeler ile
yerleşimcilerin bölgeyi terk etmesi sağla-
nabilir. Ancak, bu olgunlaşmamış yak-
laşım, yarardan çok zarar verebilir. Ayn-
ca ABD, belirgin bir hedefın gerçekleş-
mesi doğrultusunda etkin rol oynamakt
pek hevesli görünmüyor.
İsrail Başbakanı tzak Rabin. El Halil
katliamının ortaya çıkarttığı tartışma or-
tamından yararlanarak, yerleşimcilerin
konumunu gündeme getirmeli. İki top-
lum arasında geçen eylül ayında başlatı-
lan görüşmeler artık bir sonuca bağlan-
malı.
StephenS. RosenfeM
\V ashington Post
ICral Fahd, Ürdün'ü afFetmedi
Kral Hüseyin, Suudi Arabistan 1a körfez krizi sırasında kopan ilişkilerini
düzeltmek amacıyla görüşmek istediği Kral Fahd tarafından kabul edilmedi
/
ki krallık arasında ilişkiler,
Kral Hüseyin'in körfez krizi-
nin ilk günlerinden. Ağustos
1990'dan beri ilk kez gerçekleştirdi-
ği zıyaretine karşın düzelmedi. Ak-
sine iki ülke arasındaki görüş aynlı-
klannın daha da belirginleşmesi ris-
kini oluşturdu. Çünkü Kral Fahd.
Kral Hüseyin'le görüşmeyi kabul
etmedi.
Kral Hüseyin'in ziyaret tarihi. ra-
mazan boyunca Mekke'de kalan \ e
saygın konuklannı kabul eden Krai
Fahd'la görüşmesini kolaylaştıra-
cak şekilde belirlendi. Kral Fahd
geçtiğimiz salı günü körfez ülkeleri-
nin yetkililerini kabul etti. Kral Hü-
seyin'e yapılan hakaret Suudilerin
ona karşı duyduklan hınan şiddeti-
ni ortaya koyuyor.
İki kraliyet ailesi arasındaki tarihi
bağlam (Haşemit ailesi Suudi Ara-
bistan'ın kurulmasından bir süre
önce Mekke'den kovulmuştu) Suu-
di Arabistan'ın. körfez krizi sırası-
nda Irak yanlısı olarak değerlendirdiği Ür-
dün'e karşı duyduğu hıncı arttırdı. Özellikle
savaş sırasında ve sonrasında Ürdün'ün
Irak'a uygulanan ambargoyu delmesi iki
ülke arasındaki ilişkileri iyice kötüleştirdi.
Kral Fahd'ın, geçen ocak ayında Ameri-
ka'nın arabuluculuğuyla, diğer bir 'diiş-
man'ı Yaser Arafat'la göriişmesi göz önüne
alındığında, Amman'ın uzun süredir bekle-
diği bu ziyaret tam anlamıyla diplomatik bir
fiyaskoya dönüştü. Ürdün'ün velihat prensi
Hasan Ibn Talal, Kudüs'ün kutsal ycrleri-
nin restorasyonu için bir yardım fonu dü-
zenleyen Vahibit hükümdara teşekkür ede-
rek Rıyad'a bir adım ABD'nin başansızlığı
Diplomatik fiyasko: Kral Fahd (sağda) Kral Hüseyin'i (solda) kabul ernıedi.
yaklaştı ve soğukluğu bir nebze de olsa
azalttı. Her iki ülke de. köklü bir sorun olan,
İslam'ın üçüncü kutsal yeri (Kudüs) üzerin-
de sorumluluk ıddia ediyor.
I Amman-Damas
I yakınJaşması
Amman ve Damas arasındaki yakınlaşma-
dan kaygı duyan ABD. İsrail'le bir banş
antlaşması imzalaması için Kral Hüseyin'e
baskı yapıyor ve onun Yakındoğu'daki
banş sürecindc etkin bir rol almasını isti-
yor.
Bu ctkil-başansız ziyaretin Ürdün'deki
eri farklı. Olavın diplomatik yanı
dışında ekonomik yanı da var. Körfez kri-
zinden önce Suudi Ârabıstan'dan yılda 200
milyon dolar yardım alan Crdün, yardım
için umudunu yitirdi. Irak'a uygulanan am-
bargo yüzünden ticareti oldukça etkilencn
Ürdün. Suudi Arabistan'a da mal satamı-
yor. Ürdün dış licaretinin > üzde 60*ını oluş-
turan Suudi pazarı bir süre daha kapalı ka-
lacak. Bunun dışında Suudi Arabistan'da
çalışan 160 bin Ürdünlü için iki ülke arası-
ndaki ilişkilcrın düzelmesi ayn bir öncm
laşıyor. Le Monde
Françoise Chipau\
Waldheim için gizli ABD raporu
Eski BM Genel Sekreteri Kurt Waldheim hakkında yeni suçlamalaryapıhyor
A BD Adalet Bakanlığı'run uzun za-
/ l mandır elinde tuttuğu, Kurt Wald-
/ l heim'ın savaş suçlanyla ilgili rapo-
runa göre. eski Birleşmiş Milletler Genel
Sekreteri ve Avusturya Cumhurbaşkanı
Waldheim. İkinci Dünya Savaşı'nda Al-
man ordusunda genç bir subayken, pek çok
savaş suçu işledi ve işlenmesi doğrultusunda
emirler verdi.
Rapora göre, sözgelimi Almanlann Ak-
deniz'de batırdığı mavnadaki 1.200 Yunan
Yahudisinin ölümünden onun birliği so-
rumluydu.
1987'de hazırlanan rapor VValdheim'ın.
sivilleri, tutuklulan öldürme, tutuklulann
çalışma kamplanna sevkıyatı ve sınırdışı
edilecek Yahudiler'in saptanmasından so-
rumlu Alman birliklerinde önemli bir rol
üstlendiğini gösteriyor.
Dosyalarda, Waldheim'ın bizzat birileri-
ni öldürdüğü, işkence ettiğiyle ilgiii ipuçlan
yeralmıyor.
Aksine Waldheim'ın. başkalannın bu iş-
leri yapmasına yardıma olacak bilgjleri
topladığını. lojistik destek sağladığını. bazı
tutuklulann öldürülmesi emrinı verdiğini ve
bu ışleri yaparken gösterdiği beceriden ötü-
rü üst düzey Nazilerin güvenini kazandığı
açığa çıkanlıyor.
\Valdheim. 1972-1982 yıllan arasında
BM Genel Sekreterliğı, 1986-1992 yıllan
arasında da Avusturya Cumhurbaşkanhğı
görevlerini yürütmüştü. Yugoslavya ve Yu-
nanistan'ın Alman işgali altında bulunduğu
günlerde hizmet verdiği sırada işlenen savaş
suçlanna katıldığını sürekli yalanladı. hatta
bunlardan haberdar bile olmadığını ileri
sürdü. 1980'lerde, kendisiyle ilgili suçlama-
lar gündeme geldiğinde, zamanının büyük
bir kısmını Viyana'da geçirdiğini söylüyor-
du.
Waldheim'ın, savaşın başında Sovyetler
Birliği'nde yaralandıktan sonra Balkanlar'-
da hizmet etmeye başladığı gerçeğini uzun
süre sakladığını belirten rapor. yaralanma
olayından sonra, "Nazüer'in en vahşice ey-
lemlerini gerçekleştirdiği bölgelerde. sorum-
luluk gerektiren görevlere atandığını" ileri
sürüyor.
Rapor. Waldheim'ın Balkanlar'daki hiz-
meti konusunda bilgi vcrmekten
kaçındığını. çünkü bu bölgedeyaşananlann
açığa çıkmasının kendisinc büyük zarar ve-
receğini çok iyi bildiğini de ekliyor.
Waldheim'ın savaş kayıtlan genel anlam-
da uzun yıllardır biliniyordu. Adalet ba-
kanlığı ise, konuyla ilgili aynntılan ve kay-
naklan gösteriyor. Dosyalarda yer alan her
olayda VValdheim'ın üstlendiği görevler.
tanıklarla Alman ve Hırvat askeri kayıtlan-
na dayandınlıyor.
204 sayfahk rapor, VValdheim savunma-
lanna da yer vererek bunlann inandınalı-
ktan ne denli uzak olduğunu gözler önüne
seriyor.
Raporun baş miman. adalet bakanlığının
Nazi savaş suçlanyla ilgili şüphelileri ve iş-
birlikçileri araştıran bölümünün başındaki
Neal M. Sher'di. Sher. şimdi Amerikan-
İsraii İlişkileri Komitesi'nin başında bulu-
nuyor.
Herald Tribune
KazamngetiPdHN
böyük ikpamiye
• LONDR.'V(AA)-
İngiltere'de trafık kazası
sonucu kısmen felç olan genç
bir kadın. 3.4 milyon sterlin
(IOmilyar3OObinlira)
tazminat almaya hak
kazandı. Birmingham
kentindeki yüksek
mahkemede görülen davada,
37 yaşındaki Bayan Christine
Leun'in. 1989 yılında bir
arkadaşının kullandığı \
otomobilin arka koltuğunda-
seyahat ederken karşıdan
gelen biraracın hatası
sonucu meydana gelen
çarpışmada boyundan aşağı
felç olduğu anlatıldı.
Mahkemede. o zaman 32
yaşında olan kadının gelecek
vaat eden iyi bir işi olduğu, ,
ancak kaza sonucu 24saat
bakıma muhtaçduruma
düştüğü vurgulandı. Yüksek
mahkeme. duruşma
sonunda. kazaya sebep olan •
aracın sigorta şirketini felçli '
kadına İngiliz adalet
tarihinin en yüksek tazminatı
olan 3.4 milyon sterlin
ödemeye mahkûm etti.
EKsopalıkocaya
bıçaklı intikam
• LONDRA(AA)-
Kendisini 43 yıllık evlilikleri
süresince her gün dö\ en ve
eziyet yapan kocasını bıçakla
öldüren kadın beraat etti.
Kent bölgesinin Bromley ı
kasabasına bağlı Dovvnham •
köyünde yaşayan Barbara
Carty (59) geçen ekim ayında
eveiçkili gelen kocası
Michael (67) larafından feci '
şekilde dövülmüş. kadın
sonunda mutfaktan kaptığı
bıçağı kocasının vücııduna
saplamıştı. Londra'dakiOld
Bailey AğırCeza
Mahkemesi'ndeki
duruşmada. Michael'la 16
yaşında evlenen Barbara
Carty'nin 43 yıl boyunca
kocasının dayağına
katlandığı. her akşam sürekli
içen sadist kocanın kansımn
vücudunda sigara
söndürdüğü, bir defasında
altı kabaralı ayakkabısıyla \
suratını ezdiği, hatta kendini
muayeneedendoktorun {
Barbara'yı 'at teptiğini' ı
sandığı anlatıldı.
BEN
ATATÜRKÇÜ
DEĞİLİM
Nadir Nadi
12. bası 50.000 (KDV içinde)
Çağdaş Yavınları Türkorağı Cad.
39-41 Cağaloğiu-İstanbul
Ödemeli gönderilmez