Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURIYET
16 MART1994 CARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Ekonomide bunalım
Devletın devlet olduğu dönemlerde ne bankalar rulet masalan
nede müşteriler bunlara bir koyup yırmı kazanmayı bekleyen
hayalcılerdır.
Prof. Dr. ERDOĞAN SORAL
1
98O'L >ıllarda duşsel "Ser-
best Pivasa Ekonomisi" uze-
nne yazılmış senaryolara
gore değıştınlen para polıtı-
kalan. 1989 yılının ıkıncı
yansında gunumuzde yaşa-
nan bunalımın ılk belırtılennı \ermeye
başlamıştı Faız oraniannj duşurerek
enflasyonu denetım altına almak ıste-
yen hukümet. kur makasının açılması-
na goz yummuştu
T C Merkez Bankasf nın açıkladığı
kurlarla serbest pıyasada oluşan dövız
kurlan arasındakı farka kur makası
denır Bu makasın açılması ekonomı-
nın hastaljklara karşı dırencının azal-
makta olduğunu gostenr Oysa ıktı-
dardakı partının ekonomı yonetımı,
ulkenın çalışmaktan çok konuşmayı
seven ışbıtıren. çok kulturlu, çok uy-
gar, çok gorgulü ış çevrelen ve onlann
koşe yazarlan ıle bırlıkte bu olumsuz
gelışmelen, ekonomının geçıcı doğal
donelgelen olarak değerlendınyordu
Goruntu olarak ekonomıden sağlık
fışkınyordu Cepler dolu>or. cepler
boşalıyordu Toplumun elıne daha
çok para geçıvor, oncekı yıllara gore
ınsanlar gorelı olarak daha çok ve da-
ha çeşıtlı mal ve hızmet tuketıyorlardı
Buna gonenç (refah) artışı denmez de
ne denırdı0
Bu soruya yanıt arayan
muhalefet partılen ne dıyeceklennı şa-
şınyorlar, sağcısından solcusuna he-
men hepsı çıkış yolunu gelırdağılımın-
da buluyorlardı "İyi, gıizel ama gelir
dağılımı giderck bozuldu" demekle ye-
tıruyorlardı Ortada bır mal bolluğu-
nun olduğu doğruydu Budeğırmenın
suyu acaba nereden gelıyordu
0
Bunu
kımse duşunmek ıstemıyordu Bazıla-
nna gore tarlalar ekılı. fabnkalarçalı-
şıyorsa tasalanacak bır durum >oktu
İşler yolunda gıdıyordu Acaba du-
rum gerçekten boy le mıydı
0
Turk eko-
nomısı sağlam yapılar uzennde sağlık-
h bır gelışme surecını mi yaşıyordu
0
Örneğın ımalat sana>ıınde ışçı başına
satış hasılatı Avrupa Topluluğu ulke-
lenyle karşılaştınldığında göruntuyle
gerçek bırbınyle çakışıyor muydu0
1989 yılında Turkıye'de ışçı başına
duşen satış hasılatı ECU cınsınden TL
olarak 120 mılyon lıradır Bu sayı Yu-
nanıstan'da 863 mıl>on TL'dır AET
ortalaması l 857 mılyon TL olarak
hesaplanmıştır (*) Bır başka gosterge-
ye bakalım Yme 1989 yılında toplam
ımalat sanayıınde ışçı başına duşen
katma değer, Turkıye ıçın ECU cın-
sınden 37 rrulyon TL olarak hesaplan-
mıştır Bu sayı Yunanıstan'da 178 mıl-
yon TL'dır AET ortalamasırun 517
mılyon lıra olduğu gorulur Yanak-
lanndan kan fışkıran, ulkemızeçağat-
latan, sağhklı ımalat sanayımız ıçın he-
saplanan bu sayılara ınanmak ıstemı-
yoruz O nedenle de bırkaç başka gos-
tergeye bakmak gereksınımı duyuyo-
ruz Çunku bız Turkıye'nın AET ıle
yanşan bır ülke olmasının ozlemını
yureğımızde duyuyoruz
Turk ımaiat sanayunden bır kesıt
alalım Örneğın kağıt-karton sanayı-
ınde kurulu kapasıte buyukluğu ıle ka-
pasıte kullanım oranının ne olduğuna
bakalım ve AET ıle karşılaştırahm
Kağıt-karton sanayıınde kurulu kapa-
sıte buyukluğu bakımından bıze en
yakın ulke Portekız'dır Portekız'ın
1992 yılındakı kurulu kapasıte buyuk-
luğu 1 139 bın ton yıldır Turkıye'nın
aynı yılda kurulu kapasıtesının 1 271
bın ton yıl dolayında olduğu gorulur
Portekız'de yıllık ortalama kapasıte
kullanım oranı % 86, Turkıye'de %
75'tır Yuksek kapasıte kullanım ora-
nı, ılen teknolojıyı sımgeleyen goster-
gelerden bındır
Bır başka onemlı gosterge, ışçı başı-
na duşen kapasıte büyukluğudur Ül-
kelenn sektorde gerçekleştırdıklen
sermaye malı stokunun buyukluğu
(yatınm buyukluğu) ışçı başına duşen
kapasıte buyukluğu ıle olçulur Işçının
ılen teknolojı urunu olan daha buyuk
kapasıtelerle donatılması yuksek ve-
nmJılığın bır olçutudur 1989 yılında
ulkemızde ışçı başına kurulu kapasıte
5117 ton yıldır Portekız ıçın ıse
132 47 ton yıldır AETulkelenortala-
masının 95 61 ton yıl olduğu gorulur
Bu durumun uretıme yansıması do-
ğaldır
Nıtekım Turkıye'de ışçı başına ure-
tım40 06 ton yılıken AETulkelenor-
talamasının 83 43 ton yıl olduğu go-
rulmuştur Kağıt-karton sanayıını or-
nek olarak almamız gelışıguzel bır seç-
me değıldır Özel sektor açısından
kağıt-karton sanayıı Turkıye'nın en
genç sana\ııdır 1984 yılında ılk sıçra-
mayıyapmışvehızlagelışmıştır Buna
karşın anılan sektorde durum bu ıse
ımalat sanayıının butununde ne du-
rumda olduğumuzu kestırmek zor de-
ğıldır Tanm sektorunun 1980'lıyıllar-
da yaşadığı dramı ulkemızde bılmeyen
kalmamıştır Ozetle. Turk ekono-
mısınde reel sektor. geçtığımız on uç
yıl ıçınde AET ıle yanşmak bır yana.
onun eşığıne bıle ulaşamamıştır
Mal yerine hizmet üretimi
Boyle ıse. on uç yıl ıçınde Turkıye"-
nın kullandığı ek 43 mılyar ABD Do-
lan dış. 300 tnlvon TL dolaymdakı ıç
borç nerede kullanılmış ve bugunku
duruma nasıl gelınmıştır9
Bu soruyu
yanıtlamak ıçın 1980"Iı yıllann tuva-
lınde yer alan ınsan manzaralanna.
onlann değer yargılanna ve beklentı-
lenne bakmak gerekecektır 1960"lı yı-
1larda Sayın Demirel ıle koşuya katı-
lanlardan bır bolumu reel ekonomıye,
mal uretımıne (sanayıye. tanma vb)
doğru koşarken obur bolumunun yu-
zu tıcarete, bankacılığa. aracılığa, ko-
mısyonculuğa donuktur Özetleonlar
ıçın mal değjl hizmet uretmek onemlı-
dır Parasal ekonomi onemlıdır Bu-
nun ıçın zorunlu ıletışım ve haberleş-
me ağı zaman yıtırmeden kurulmalı.
fınansal yapı tumden değıştınlerek
yenı bankalar. yenı fınans kurumlan.
yenı finans araçlanyla donatılmalıdır
Tıcaret. ekonomının temel ıtıcı gucu
olmalı. ıç ve dış tıcaretın onundekı
tum engeller kaldınlarak devletın kav-
naklan bu yenı kurumlar aracılığı ıle
ışbıtınalere aktanlmalıdır Bunlar sa-
nayıcı ya da aracı olabıhrler İş nerede
ve hangı y ontemle bıtınlıyorsa o sular-
da kurek çekılmelıdır Durgun sularda
yuzulmehdır Yeter kı sular dalgalan-
masın. kurekçılenn ve yuzuculenn mı-
delen bulanıp yuzlen sararmasm Bu-
nun ıçın yenıden yapılanmaya gıtmelı.
kurekçıler \e yuzuculer yenı pıyasala-
ra açılmalıdır O gunlere kadar Turkı-
ye'de yalnız bankalar vardır Para pı-
yasası deyınce akla bankalar gelmek-
tedır Bankalar dev let gozetımınde, dış
tıcaret dev letın denetımındedır Devle-
tın devlet olduğu dönemlerde ne ban-
kalar rulet masalan ne de muştenler
bunlara bır koyup yırmı kazanmayı
bekleyen hayalcılerdır Gıderek para
pıyasasının kapsamı değışıyor, onun
yennı para pıyasalan alıyordu Kıy-
metlı kağıtlar borsası kuruluyor, dovız
borsası salt dov ız tıcaretınden para ka-
zanan uzman bankalann yanı sıra
banker burolannı aratmayacak luks
dovız bufelenyle zengınleştırılıyordu
Altın borsasının kurulması gundem-
deydı Turk kapıtalızmı. dunyayapar-
mak ısırtan finans kurumlan ve buyu-
leyıcı para pohukalanyla sonsuza
doğru koşuyordu İşınpufnoktasıbu-
lunmuştu Ruzgar ulkemızden yana
esıyordu Dunya ekonomisi durgun-
luktaydı (recessıon) Dunya para pıya-
salannda pazarlanmaya hazır bol
mıktarda rezerv para mevcuttu Tur-
kıye değerlendırme kuruluşlannın
gozde oğrencılen arasında yer alıyor-
du Not karnesı goz kamaştıncıydı
Dunya pıyasalanndan ulkemıze kısa
vadelı yuksek faızlı olukla para akı-
yordu Faızı veren duduğu çalıyordu
Devlet Hazınesı kamu gıderlennı ge-
lırlerıne dengeleyen bır kuruluş ol-
maktan cıkmış. adeta "Borç Müste-
şarlığı"na donuşmuştu Yalnızca dev-
lete değıl. verdığı ınancalarla eko-
nomının her kesımıne para bulabılı-
yordu Turkıve'nın borçlan buyuduk-
çe buyuyor, halkımızın tuketım kalıbı-
na az da olsa ıthal mallan gınnış bulu-
nuyordu Devlet. değıl yatınm yap-
mak bınkmış borçlann taksıtlennı ve
faızlennı odemekte guçluk çekıyordu
Bunun ıçın yenı borçlanmalara gıdı-
yor her defasında daha yuksek oran-
da faız oduyor ve yenı borçlar bu-
luyordu Iç ve dış borçlar bır çığ gıbı
buyuyordu
TC Merkez Bankası bır yandan
Hazıne've taze kaynak sağlamak.
obur yandan para arzını yonlendır-
mek ıçın uğraş venyor. fakat başanlı
olamıyordu Borç ve rant ekonomısı-
nın oldurucu şoklan T C Merkez
Bankasfnı yıpratmaya devam edıyor,
kımse ekonomının bu onemlı kuru-
munun uyanlannı cıddıye almak ıste-
mıyordu OysaTC Merkez Bankası'-
nın temel gostergelen olumsuz ışaret-
ler venyordu Bunun huzun veren
yanı. T C Merkez Bankası'nın da gı-
derek bu surecın bır parçası durumu-
na getınlmış olmasıydı
Sonuç: Borçlanma!
Devlet kuçuluyor. gucunu yıtınyor
ve elını eteğını ekonomının uzennden
çekıyordu Devlet yaunm yapamaz
hale gelmıştır Ne var kı serbest pıyasa
ekonomisi uzenne yaalmış senaryo-
larda her derde deva çozumler uretıl-
mıştı Senaryolardan bınnde "Yap-
tşlet-Devret" gıbı bırdonera edebıyatı
gelıştınlmıştı Con Ahmet'ın bu devn-
daım makmesı nedense şımdıye kadar
ışletılemedı Zaman genye doğru sayı-
yordu Hazıne, cumhunyet hukumet-
len donemınde ılk kez çok yuksek faız-
lerle pıyasaya surduğu kıymetlı kağıt-
lan satıp borç alamaz duruma duş-
muştu Ne bankalar ne de sokaktakı
adam Hazıne'nın kağıtlanna ıltıfat
edıyordu Çunku ulkemızde rulet ma-
salan çoğalmıştı Bankalann rulet-
lennde bekledığını bulamayanlar. do-
vız pıyasasına koşuyor, orada dıkış
tutturamayanlar soluğu kıymetlı kağıt
borsasının kumar salonlannda alıyor-
du Rant beklentısı Turk ınsanının
ılıklenne kadar ışlemıştı 26Ocak 1994
gunune boyle bır ortamda gelmdı Ha-
zıne zorunlu odemelen ıçın pıyasalara
çıkardığı parayı genye çekemeyınce
(yenıden borçlanamayınca), bu başı-
boş para bankalara ve dovız bufelen-
ne aktı ABD Dolan'nın ve Alman
Markı'nın fiyatlan yukseldıkçe yuk-
seldı Buyuk paralar yıtırenler oldu
Çocuğunu oldurenler oldu 'Serbest
Pivasa Ekonomisi' üzerine vazılmış se-
nary olardanTürk ulusu adına"borçlan-
maktan ' öte bir sonuç çıkmadı. İıtsan-
larunız umutsuz bakışlarla ancak şim-
dilerdc kendilerinin \e cocuklarının ge-
leceğini duşunmeye basladılar. Eko-
nomi kuramına gore gec kaldüar.
(*l Eurostat Structure and \ttivit) o( Indusırv
Annual Inguın, Maın Rcsults 1989-90 P 24 V 182
186
ARADABIR
DOÇ. DR. NEDRET KURAN
Boğaziçi Universitesi Mütercim-Ter-
cümanlık Bölümü Öğretim Uyesi
!••ÇeviPi Yarışmalapında.
Gunumuzde "etık" sorununun, "medyada etık soru-
nu", "çevırmenın etık sorunu' gıbı çeşıtlı bağlamlarda
gundeme gelmesı, toplumlarda yenı bır bılıncın oluştu-
ğunu gosterıyor Bu alanda araştırmalar yaygınlaşıyor,
kıtaplar yayımlanıyor
Bır metnı, farklı bır dıl ve kulture, anlamını ve ıletısını
çarpıtmadan, erek dıl ve kultur dızgelerıne uyum sağla-
yacak bıçımde aktarmak çevırmenın etığını oluşturu-
yor çevırmene oldukça ağır bır sorumluluk yukluyor
Hele soz konusu çevrılecek metın bır yazın metnıyse bu
sorumluluk daha da artıyor, her ıkı dıl ve kulture hakım
olma zorunluluğuna, yetenek gereğı de eklenıyor Bu
özverılı ışın ustesınden ıse ancak konuya gerçekten go-
nul vermış olan kışıler gelebılıyor Bunu başaran çevır-
men, kulturlerarası ıletışım ve etkıleşıme katkıda bulu-
narak dunya barışına hizmet etmış oluyor
Ancak bır ulkede çevırının saygınlık kazanabılmesı
yalnızca çevırmenın yetenek ve sorumluluğuna bağlı
değıl Burada çevırı eleştırmenıne de çok onemlı bır go-
rev duşuyor Onun da en az çevırmen kadar etık bılınce
sahıp olması, yapılan çevırılerı -çağdaş çevırı eleştırısı
kuramlarının doğrultusunda- olabıldığınce nesnel bır
yaklaşımla kesın kuraliar koymadan, onyargılarla hare-
ket etmeden, yanlış avcılığına çıkmadan ve çevırmenın
normlarına saygı gostererek ıncelemesı ve okura çevırı-
yı betımleyerek, doğru olarak tanıtması, okuru yanıltma-
ması gerekıyor (Bkz Gıdeon Toury, Raymond van den
Broek, Hendrık van Gorp Jose Lambret, Andre Lefeve-
re ve James Holmes gıbı kuramcılar)
önumde Alman edebıyatının romantık şaırlerınden
Novalls'ın (1772-1801), "Hymnen an dıe Nacht' adlı ya-
pıtının, Turkçe'ye yapılmış bır çevırısı var Çevırı, cum-
hunyet devrı Turk çevırı tarıhınde Alman edebıyatından
yapmış olduğu Goethe'den Seçme Mektuplar 1,11,11, R
M Rılke'den Mektuplar, Hyperıon, gıbı kıtap ve şıırçevi-
rılerı ıle tanınan, Hölderlin'ı Turk okuruna ılk tanıtan,
usta çevırmen Melahat Togar'a aıt
Bu metın, son yıllarda başlattığı genış çaplı çevırı
kampanyası ıle dılımıze yabancı dıllerden pek çok yapı-
tın kazandırılmasına olanak sağlayan, bu bakımdan da
gerçekten alkışlanması gereken bır bır bankanın.açmış ol-
duğu çevırı yarışmasında, "başarısız" bulunduğu ge-
rekçesıyle, bılımsel tutarlılığı olmayan bırtakım gelışıgu-
zel konulmuş kırmızı damgalarla bezelı olarak çevırme-
nıneıadeedılmış
Ne çağdaş çevırı eleştırısı kuramlarına sığan, ne de
eleştırmenın etık bılıncıyle bağdaştırılabılen bır davra-
nış Etkısı ıse yıkıcı Daha da uzucusu, Novalıs gıbı
onemlı, ama çevrılmesı oldukça guç bır Alman yazarını,
onu layıkıyla dılımıze aktarabılecek bırıkım ve deneyıme
sahıp bır çevırmenden yararlanarak dılımıze kazandır-
mak varken, Turk okurunun bu olanaktan yoksun bırakıl-
ması
Turkıye'de Boğaziçi ve Hacettepe unıversıtelerınde 11
yıldır çevırı eğılımı veren, butun dunyada çevırıbılım ala-
nında yapılan araştırmaları yakından ızleyen ve bu alan-
da değerlı yayınlar ureten, ulkemızde çevırı bılıncını ve
etığını yerleştırmeye çalışan ıkı yerleşık çevırı bolumu
varken, neden ılgılı kurumlar, bu zaman ıçınde oluşmuş
bılgı bırıkımınden, deneyımlerden ve çevırıye çağdaş
yaklaşımlardan yararlanmayarak, temelde iyi nıyetlı
olan gırışımlerıne golge duşurur acaba''
Sözün Kanadmda
Sanattarıhçısı, resımoğretmenı
ÜmitSarıaslan'ın
şıırlerı
Prospero Yayınları - Ankara
Yurtseverliğiniz tümüyleyitti mi?
Ulusal demokrası tanhımızde hıç olmaması gereken " 1982
Anayasası"nın gerçek demokrasıyle hıçbır bağdaşığı olmadığını
avazavazkürsulerden bağınpjepyenı "gerçek demokratık sıstem
anayasası" sozlen>le ıçımızı ısıtan ağızlar, bugün susuyor .
TÜLAY TEZEL Öğretmen
Y
ıllardır akıl almaz çağdışı
zıhnıvetle. addıyetten uzak
ve devlet adamlığına yakış-
mayan tutumla ulkemızı
yonetenlere soruyorum
Devletımızın varoluş te-
mel ılkelenne. Ataturk ılkelenne odunsuz
ve sımsıkı bağlı yazarlarımız. gazetecılen-
mız. aydınlanmız, bılım adamlanmız. sa-
natçılanmız olduruluyor ve devlet yetkılı-
lenmız olayı daha en başından "faÜi meç-
hulfcr" kapsamına alıvenyorlar Her ne
hıkmetse aradan geçen bunca sureye, uste-
lık "namus sözlerine" karşın o "mechul fail-
ler" bır turlu bulanamıvouFaıller bulun-
ması gereken dosyalar. bu tur olaylardakı
başansızlıklan ve yetersızhklen apaçık or-
tada olan ve hay ret edılecek bır şekılde halâ
gorev başında olmayı başaran ellere bı-
rakılıyor
Devlet olanaklan, devlet kademelennde
bulunan devlet adamlannca yağmalanı-
yor. parsellenıyor ya da bu yağma ve par-
sellenmelere goz yumuluyor Devlet kese-
sınden kışısel "minnet" borçlan odenıyor
Ulusal demokrası tanhımızde hıç olma-
ması gereken "1982 \na>asası"nın gerçek
demokrasıyle hıçbır bağdaşığı olmadığını
avazavazkursulerdenbağınpyepyenı "ger-
çek demokratik sistem anayasası" sozleny-
le ıçımızı ısıtan ağızlar bugun susuyor
Değıştınlmesı gerektığı en yetkın ağız-
lardan soylenen aynı anayasayla yonetılı-
yor ulkemız Özgurluğu kısıtlayan yasalar-
la gazetecıler, yazarlar. duşunceleryargıla-
nıyor
'^Vsmayalım da besleyeüm mi?" sozleny-
le demokrası tanhımıze kapkara sayfalar
açan zıhnıyetler dun "dokunulmazlıkları-
na" sığınıyorlardı. bugun "Akdeniz sıcağı-
na" sığınıyor Ve dun kalem kıran eller bu-
gun (temel ınsan haklan uzennde bırak-
tıklan faşızrpın ızlenne bakıp bakıp) fırça
tutarak manzara resımlen yapıyor
1
Laık bır dev let, Ssüd-i Nursi'y'e "iade-i iti-
barda" bulunurken. devletını ve ulkesını
tartışmasız çok seven, ustelık (bır kesımın
değıl) dunyanın tanıyıp saygı duyduğu o
buyuk şaır. o yurtsever ınsan Nâzım Hik-
met'ın "yurttaşlık hakkı" hâlâ sakınılıyor
Elınde sılah. toplumsal escnlığımızı teh-
dıt eden "meçhul failler" gezınırken en bu-
yuk sılahlan "kalemleri" olan değerler yı-
İlarcalık cezalara tutsak edılıyor
En demokratık haklannı kullanan me-
murlanmız. aslında kendılen de memur
olan bır başka kesımımıze kırdınlıyor
Ekran soy leşılennde "bir bardak radyas-
vonlu ça\" ıçıp, "Bakın bana bir şey oldu
mu?" gostenlenyle radyasyonlu çay ıçme-
nın (ya da başka besın maddelennı alma-
nın) zararsızhğı reklamlan yapılarak top-
lum vanlış bıçımde yonlendınlıyor Ve bu
konuda en doğru bılgılen vermesı gereken
bılım ınsanlan. şu ya da bu şekılde. sustu-
ruluyor
Toplumsal iyi nıyet ve güven somurule-
rek toplumu yanlış bılgılendırenlenn yaka-
sına yapışıljp "gore>i kotıne kullanma"
dosyası açılmıyor
Meclıs kursulennden. ucuz kahve koşesı
kavgalanru andıran ağız dolusu kufurler,
duzeysız sozler çınlıyor. tavırlar sergılenı-
yor
Oy kaygısıyla («ozümona her zaman şı-
kayeredıten) gecekondulaşma, bugun hu-
kumetın bır kanadı tarafmdan teşvık edıle-
rek. zaten kangrene donuşmuş "çarpık \e
plansız kentlcşme" olgusu koruklenıyor
Aşağı çekıleceğı sozlen venlen enflasyon
ıse tavanlan delıyor Savurganlık ve luks
egemen. borçbatağmdakıdevlet yonetımı-
mıze
1
İktıdardayken "Her şe> mubah",
muhalefete duşunce "Koptu kıvamet" ver-
yansın polıtıka yapılıyor, "tencere dibin
kara..." turunden *kara yarış'larla ulusal
sıyasa karartılıyor Ve ne acıdır kı. başlar-
da cıddıye almaz goruntu verenler yuzun-
den bolucu teror suruyor
1
Laık bır toplumda laıklığe aykınlıklara.
Atatürk duşmanlığına goz yumuluyor.
ama aynı laık toplumda kışısel ınancını ya
da ınançsızlığını ozgurce dıle getırmek ıste-
yen ınsanlar (yıne laıklığe aykın saçma sa-
pan gerekçelerle) tacız edılıyor ve hatta
yargılanıyor
Laık ve çağdaş bır toplumda kulturel bır
etkınlık ıçın bır araya gelen aydınlar. "din-
sizliJı" gerekçesıyle, ama aslında hıçbır dı-
ne-ımana. mantığa asla sığamayacak ol-
çude vahşıce o orumcek kafalı. buram bu-
ram ortaçağ kokan çağdışı yaratıklarca
(İnsan olmadıklan kesın
1
) dın dın yakılı-
yor, ustelık devletın gozu onunde1
Sorul-
ması gereken daha neler. neleryok kı
Ne dıvorsunuz bunlara ey yonetıcıler'
Çıkarlannız sızde duyunç (vıcdan) bırak-
madı mı
9
Yoksa yurt sevgınız tumuyleyıttı
mı9
'
PENCERE
TARTIŞMA
Şimdi niye korkuyorsunuzL
anasağcılar
suçişlhor
dedirtemez
sjniz!',
'İLKSAN
konusundaher
şey bilgım dahilindedir.
Bilmediğim bir şey voktur!', 'Bir
kör kunışun hesabını
sormazsam namerdjm!'.
'Tıirkjve'de şeriat tehlikesi
>oktur!'dıyedıye yıllardır
memleketı bu hale getırenler,
şımdı gerceklen gorunce nıye
korktunuz9
Yılîarca şenat
tehlıkesını yazan demokrat.
çağdaş. durust ınsanlar
katledıbrken kıllan
kıpırdamayanlar. şımdı nıye
korktunuz
0
Daha da
korkacaksınız Çunku yılîarca
besledığınız canavannız.
'Frankeyştajn'gıbı sızı yıyıp
bıtıreceİc
1 Mayıs'larda e^ıtlık. ozgurluk,
kardeşbk ısteyenlen
kurşunlatanlar Ataturkçu
olduğu ıçın ışınden, aşından.
ekmeğınden, ozgurluğunden
ettığınız ınsanlan dınlemek
yenne onlan dın dın
yaktıranlar yedı saat yaşam
mucadelesı veren çağdaş.
demokrat, Ataturkçu kalplen
sevgı dolu ınsanlann yakılarak
katledılmesıne goz y umanlar
hak. ekmek, ozgurluk
ısteyenlen kurşunlatıp
coplatanlar. Ataturkçuluk.
aklınıza şımdı mı geldı'
Korkuyorsunuz
1
Korkacaksınız'Çunku yıllardır
Turkıy e'de çağdaş eğıtımı
katledıp, Ataturkçulen
sındırenler. artık
medyalannızın,
holdınglennızın. çıkarlannızın
kartondan yarattığınız somuru
duzenınızın sonlannı
goruyorsunuz Şah rejımının
Iran'da başına gelenlenn
sızlenn de başına geleceğını
goruyorsunuz Onun ıçın
korkuyorsunuz. daha da çok
korkacaksınız
Ataturkçu, çağdaş, dürust ve
demokrat ınsanlann
zıncırlennı bıle bırakmadınız
Artık onlann korkacağı
yıtıreceğıbırşey yoktur Şımdı
sıra sızdedır
Ak kurdeleb 23 Nısan
Bayramı'nın guzel çocuğu.
neden eşıtlık, ozgurluk.
kardeşlık. durust ve temız
Turkıye değıl de bay rağım,
ezanım Kuran'ımdıyedıye
gorev e başladınız9
Kımlere
borcunuz vardı' Kımlere ne
gıbı bırmesaj vermek
ıstıyordunuz'
Atatûrk'ten sonra Turkıye'de
çağdaş gelışımı onlemek ıçın
demokrasıyı yok etmek ıçın
y ıllarca mucadele edenler, en
sonundaamacınıza ulaşmak
uzeresınız Tumeğıtım
kurumlarını ımam hatıp
okullanna pompaladınız
Kuran kurslan ve ımam hatıp
okullannın dışında koyluye,
halka okuma şansı
tanımadınız
1983-1987 yıllannda tum mıllı
eğıtım mudurlen, tum
yonetıcıler ılahıyatfakultesıve
ımam hatıp kokenlı, şenat
yanlısıkışılerledolduruldu Her
yertakunyalılarve
turbanlılarla doldunıldu Buna
karşı çıkanlan komunıst, dınsız
dıyeyargıladınız
Parlamentoda 12
mılletvekılının onergesınden
sonı a mı aklınız başınıza geldı0
Bunlar onerge vererek hıç
olmazsa duşuncelennı durust
olarak ortaya koymuşlardır
Hangı RP'lı, hangı ımam
hatıplı aynı göruşu
paylaşmıyor
91
Turkıye'de bu
goruştekı Ataturk
duşmanlannınsayısının 10
mılyonlardan aşağı olmadığını
bılmıyormusunuz
1
" Beyler bu
kışılen suçlamayın Tersıne,
durust davrandıklan ıçın saygı
duyun Asılsuçlu bunlar değıl.
bufikn yıllardır
pompalayanlardır "Suçlu
ayağa kalk" dense kımler
oncelıkle ayağa kalkmalıdır01
Daha oncelen nerelerdeydınız91
Mezarcı mı sıze gerceklen
gosterdı11
Oldurulen. yakılan
yığıtlenn. Ataturkçulenn.
yazarlann mezarlannı hıç mı
duşunmedınız'
7
Önce kıtaplan
yaktınız Sonra y azarlan
tutukladınız, sonra onlan da
yaktınız
Her yol şenata pompalandı
Tum bunlann sonunda,
"gelecek de bir gıin gelecekti",
şenat da bır gun gelecekti
Ruzgârekenlerartık fırtına
bıçmeye hazırlansınlar
Ekonomıyı felçettınız
Memleketı kardeş kavgasına
surukledınız Ataturk
duşmanlannı parlamentoya
kadarsoktunuz Artıksıranın
sıze de geldığını goruy orsunuz
Daha çok korkacaksınız
Hüseyin Cemal
MontPö'den Günümfize...
Eskı kuşaklar sık sık "hafıza-ı beşer, nısyan ıle malûl-
dur" ozdeyışını yınelerler, Turkçesı Insan belleğı unut-
kanlıklasakattır
Nıtekım hepımız KEİB (Karadenız Ekonomık işbırlığı)
gırışımını unutuverdık, oysa ne kadar da şışırılmış ve
goklere çıkarılmıştı' 'Adrıyatık ten Çın Seddı'ne kadar
Turkluk dunyası da eskı coşkuyu yaratmıyor Orta-
doğu'da 'super guç' olmak amacıyla Körfez Savaşı'-
ndaşahınleşmıştık, ama,' 1 koyup 20a/ma/c"gudusuyle
ganımet masasına oturmak da nasıp olmadı
1980'ler ılgınç bır dış polıtıka anlayışı turettı, buna gore
Turkıye Cumhurıyetı'nın dış sıyasetı pısırıktı, "vızyon"
gerekıyordu, dunyaya kım olduğumuzu anlatmalıydık,
bu ışı de ancak rahmetlı özal tek başına becerıyordu
Ne yazık kı gayrı cıddı gırışımlerın sonunda boşluğa
duştuk, ama tumunu de unuttuk
•
insan belleğının unutkanlıkla sakat olması kımı za-
man kışıyı geçmışın gerçeklerınden koparır
Oysa her donemın kendısıne gore bır gerçeğı vardır
1930'lar dunyasında Turkıye atılgan -ama akılsız değıl-
bır dış polıtıkayı ulusal çıkarları yonunde yoğurabılıyor-
du Lozan Konferansı ndaeksıkkalmışolanBoğazlarve
Hatay sorunları bu yıllarda çozumlenmıştır
1936yılında, Ankara, ılgılı devletlere bırer nota gonde-
rerek Boğazlar rejımının değıştırılmesını ıstedı Bulga-
rıstan, Fransa Ingıltere Avustralya Yunanıstan Japon-
ya, Romanya Sovyetler Yugoslavya temsılcılerıyle
Isvıçre'nın Montro kentınde bır konferans duzenlendı
O zamanın dunyasını anlamak ıçın Ingıltere'nın duru-
muna bakmak yeterlıdır, majestelerı aynı zamanda
"Denızlerotesı Bntanya Kralı ve Hındıstan Imparatoru"
ıdı
Ankara'nın amacı, Lozan'da askerden arındırılmış Is-
tanbul ve Çanakkale boğazlarındakı eksık savunma
duzemnı sağlamaktı Katılanlarıkıyeayrılıyor bıryanda
Sovyetler ın otekı yanda Ingıltere nın goruşu ağır bası-
yordu, Ankara bu ıkı dunya arasındakı dengede belırle-
yıcıydı
Montro de dıkkatler askerı alana çevrılmıştı, Karade-
nız açık denız olamazdı, savaş gemılerı belırlı koşullar-
da Boğazlar dan geçebılmelıydı, Sovyetler ın yaklaşı-
mında tarıhsel deneyımlerağırbasıyordu Bırıncı Dunya
Savaşı nda ingılız donanmasının Çanakkale'yı neden
zorladığı bellı değıl mıydı''
ingıltere karşı goruşu savunuyordu, denızlere ege-
men Bntanya Imparatorluğu tam serbestlıkten yanaydı
Sonuçta harp gemılerıne kısıtlama, ama tıcaret gemı-
lerıne alabıldığıne serbestlık getıren bır uzlaşmayı, An-
kara nın ustalıkla bağdaştırdığı goruldu
ikıncı Dunya Savaşı'nda Ismet Paşa Turkıyesı,
Montro yu olabıldığınce ozenle uygulamıştır
•
1930'lar dunyasında ne dev tankerler vardı, ne kıtala-
rarası fuzeler, ne de okyanusları hıçe sayan jet uçakla-
rı
1
Istanbul Boğazı'ndan geçen yabancı bandıralı bır
gemıyı kıyıda oturanlar ılgıyle ızlerlerdı
"Çevre kırlenmesı gundeme gırmemıştı
"Doğayı koruma ' dıye bır kaygı yoktu
Turkıye Montro de amacına ulaşmıştı, ama, aradan
yarım yuzyılı aşkın bır zaman geçmıştır
Pekı 1990'ların Turkıyesı bır Montro Konferansı daha
toplayıp Boğazlar rejımını çağımızın gereklerıne gore
yenıden duzenleyecek guce sahıp mıdır^
Gerçekte çağın gereklerı Ankara nın gucunü arttıra-
cak bıçımde gelışmıştır Istanbul'u tarıhıyle doğasıyla,
ınsanıyla korumak Bırleşmış Mılletler'ın amaçlarına
denk duşmektedır hıçbır uygar ulke buna ters bır goru-
şu ılen suremez 10 mılyonluk bır kentın ve uç buyuk
dının paha bıçılmez kalıtımlarının yok olmasına donuk
bır Boğazlar rejımını kımse savunamaz
Çağdaş uygarlığın oncelıklerıne cuk oturan bır dava-
da neden ve nıçın bu kadar edılgınız
7
Orta Asya da at koşturmaya heveslıyız, Ortadoğu'da
super guç olmak ıstıyoruz, ama ış doğayı, ınsanı, tarıh-
sel değerlerı korumaya gelınce neden pısırıklaşıyo-
ruz?
VEFAT
Bedıa Erdoğan mkıvmetlıeşı. ÜmıtveGuven'ınsevgılı
babalan.Tulay Erdoğan ınkayınpeden. Idıl'ındedesı,
AlganveOzeraılelennınenıştelen.TC Merkez Bankası
emeklı mensuplanndan
SAMİ ERDOĞAN
15 ı I994gunu\etatetmıştır Cenazesı 16 3 1994Çarşamba
gunu oğle namazını muteakıp Beşıktaş Sınanpaşa
Camıı'nden kaldınlacaktır Allah rahmet ey lesın
AİLESİ
Not: Çelenk göndentmemesı. arzu edenlenn TEN 'e bağışta buluıunalan
rıcaolunıır.
Istanbul
Barosu'ncfan
İSTANBUL BAROSU
TOPLANTILARI
TARIH
KONU
OTURUMUYONETEN
KONUŞMACILAR
TARİH
KONU
KONUŞMACILAR
1931994 CumartesıSaat.1100
Gundemdekı Konu YasamaDokunulmazlığı
AvTurgutKAZAN
Istanbul Barosu Baskam
Prof Or BakırÇAĞLAR
Anayasa Hukuku Ûgretım Uyesı
CoskunKIRCA
Istanbul MıMetvekılı
ProfDrCebnÖZEK
Ceza Hukuku Öğretim Uyesı
DocDrSuheylBATUM
AnayasaHukukuOğretım Uyesı
2331994CarsambaSaat 1100
Genc Avukatların Sorunları ve Hayat Standardı
(Önerıler-Çozumler)
AvTurgutKAZAN
Istanbul Barosu BaoSanı
AvSuleymanGENÇ
Av IfakatAYDEMlR
Toplanttlar Tunel dekı Tank Zafer Tunaya Kultur Merkezı nde yapılacaktır
Butun meslektaslarımız çağrılıdır
İstanbul Barosu
Başkanlığı