14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURIYET 16 MART1994 CARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Ekonomide bunalım Devletın devlet olduğu dönemlerde ne bankalar rulet masalan nede müşteriler bunlara bir koyup yırmı kazanmayı bekleyen hayalcılerdır. Prof. Dr. ERDOĞAN SORAL 1 98O'L >ıllarda duşsel "Ser- best Pivasa Ekonomisi" uze- nne yazılmış senaryolara gore değıştınlen para polıtı- kalan. 1989 yılının ıkıncı yansında gunumuzde yaşa- nan bunalımın ılk belırtılennı \ermeye başlamıştı Faız oraniannj duşurerek enflasyonu denetım altına almak ıste- yen hukümet. kur makasının açılması- na goz yummuştu T C Merkez Bankasf nın açıkladığı kurlarla serbest pıyasada oluşan dövız kurlan arasındakı farka kur makası denır Bu makasın açılması ekonomı- nın hastaljklara karşı dırencının azal- makta olduğunu gostenr Oysa ıktı- dardakı partının ekonomı yonetımı, ulkenın çalışmaktan çok konuşmayı seven ışbıtıren. çok kulturlu, çok uy- gar, çok gorgulü ış çevrelen ve onlann koşe yazarlan ıle bırlıkte bu olumsuz gelışmelen, ekonomının geçıcı doğal donelgelen olarak değerlendınyordu Goruntu olarak ekonomıden sağlık fışkınyordu Cepler dolu>or. cepler boşalıyordu Toplumun elıne daha çok para geçıvor, oncekı yıllara gore ınsanlar gorelı olarak daha çok ve da- ha çeşıtlı mal ve hızmet tuketıyorlardı Buna gonenç (refah) artışı denmez de ne denırdı0 Bu soruya yanıt arayan muhalefet partılen ne dıyeceklennı şa- şınyorlar, sağcısından solcusuna he- men hepsı çıkış yolunu gelırdağılımın- da buluyorlardı "İyi, gıizel ama gelir dağılımı giderck bozuldu" demekle ye- tıruyorlardı Ortada bır mal bolluğu- nun olduğu doğruydu Budeğırmenın suyu acaba nereden gelıyordu 0 Bunu kımse duşunmek ıstemıyordu Bazıla- nna gore tarlalar ekılı. fabnkalarçalı- şıyorsa tasalanacak bır durum >oktu İşler yolunda gıdıyordu Acaba du- rum gerçekten boy le mıydı 0 Turk eko- nomısı sağlam yapılar uzennde sağlık- h bır gelışme surecını mi yaşıyordu 0 Örneğın ımalat sana>ıınde ışçı başına satış hasılatı Avrupa Topluluğu ulke- lenyle karşılaştınldığında göruntuyle gerçek bırbınyle çakışıyor muydu0 1989 yılında Turkıye'de ışçı başına duşen satış hasılatı ECU cınsınden TL olarak 120 mılyon lıradır Bu sayı Yu- nanıstan'da 863 mıl>on TL'dır AET ortalaması l 857 mılyon TL olarak hesaplanmıştır (*) Bır başka gosterge- ye bakalım Yme 1989 yılında toplam ımalat sanayıınde ışçı başına duşen katma değer, Turkıye ıçın ECU cın- sınden 37 rrulyon TL olarak hesaplan- mıştır Bu sayı Yunanıstan'da 178 mıl- yon TL'dır AET ortalamasırun 517 mılyon lıra olduğu gorulur Yanak- lanndan kan fışkıran, ulkemızeçağat- latan, sağhklı ımalat sanayımız ıçın he- saplanan bu sayılara ınanmak ıstemı- yoruz O nedenle de bırkaç başka gos- tergeye bakmak gereksınımı duyuyo- ruz Çunku bız Turkıye'nın AET ıle yanşan bır ülke olmasının ozlemını yureğımızde duyuyoruz Turk ımaiat sanayunden bır kesıt alalım Örneğın kağıt-karton sanayı- ınde kurulu kapasıte buyukluğu ıle ka- pasıte kullanım oranının ne olduğuna bakalım ve AET ıle karşılaştırahm Kağıt-karton sanayıınde kurulu kapa- sıte buyukluğu bakımından bıze en yakın ulke Portekız'dır Portekız'ın 1992 yılındakı kurulu kapasıte buyuk- luğu 1 139 bın ton yıldır Turkıye'nın aynı yılda kurulu kapasıtesının 1 271 bın ton yıl dolayında olduğu gorulur Portekız'de yıllık ortalama kapasıte kullanım oranı % 86, Turkıye'de % 75'tır Yuksek kapasıte kullanım ora- nı, ılen teknolojıyı sımgeleyen goster- gelerden bındır Bır başka onemlı gosterge, ışçı başı- na duşen kapasıte büyukluğudur Ül- kelenn sektorde gerçekleştırdıklen sermaye malı stokunun buyukluğu (yatınm buyukluğu) ışçı başına duşen kapasıte buyukluğu ıle olçulur Işçının ılen teknolojı urunu olan daha buyuk kapasıtelerle donatılması yuksek ve- nmJılığın bır olçutudur 1989 yılında ulkemızde ışçı başına kurulu kapasıte 5117 ton yıldır Portekız ıçın ıse 132 47 ton yıldır AETulkelenortala- masının 95 61 ton yıl olduğu gorulur Bu durumun uretıme yansıması do- ğaldır Nıtekım Turkıye'de ışçı başına ure- tım40 06 ton yılıken AETulkelenor- talamasının 83 43 ton yıl olduğu go- rulmuştur Kağıt-karton sanayıını or- nek olarak almamız gelışıguzel bır seç- me değıldır Özel sektor açısından kağıt-karton sanayıı Turkıye'nın en genç sana\ııdır 1984 yılında ılk sıçra- mayıyapmışvehızlagelışmıştır Buna karşın anılan sektorde durum bu ıse ımalat sanayıının butununde ne du- rumda olduğumuzu kestırmek zor de- ğıldır Tanm sektorunun 1980'lıyıllar- da yaşadığı dramı ulkemızde bılmeyen kalmamıştır Ozetle. Turk ekono- mısınde reel sektor. geçtığımız on uç yıl ıçınde AET ıle yanşmak bır yana. onun eşığıne bıle ulaşamamıştır Mal yerine hizmet üretimi Boyle ıse. on uç yıl ıçınde Turkıye"- nın kullandığı ek 43 mılyar ABD Do- lan dış. 300 tnlvon TL dolaymdakı ıç borç nerede kullanılmış ve bugunku duruma nasıl gelınmıştır9 Bu soruyu yanıtlamak ıçın 1980"Iı yıllann tuva- lınde yer alan ınsan manzaralanna. onlann değer yargılanna ve beklentı- lenne bakmak gerekecektır 1960"lı yı- 1larda Sayın Demirel ıle koşuya katı- lanlardan bır bolumu reel ekonomıye, mal uretımıne (sanayıye. tanma vb) doğru koşarken obur bolumunun yu- zu tıcarete, bankacılığa. aracılığa, ko- mısyonculuğa donuktur Özetleonlar ıçın mal değjl hizmet uretmek onemlı- dır Parasal ekonomi onemlıdır Bu- nun ıçın zorunlu ıletışım ve haberleş- me ağı zaman yıtırmeden kurulmalı. fınansal yapı tumden değıştınlerek yenı bankalar. yenı fınans kurumlan. yenı finans araçlanyla donatılmalıdır Tıcaret. ekonomının temel ıtıcı gucu olmalı. ıç ve dış tıcaretın onundekı tum engeller kaldınlarak devletın kav- naklan bu yenı kurumlar aracılığı ıle ışbıtınalere aktanlmalıdır Bunlar sa- nayıcı ya da aracı olabıhrler İş nerede ve hangı y ontemle bıtınlıyorsa o sular- da kurek çekılmelıdır Durgun sularda yuzulmehdır Yeter kı sular dalgalan- masın. kurekçılenn ve yuzuculenn mı- delen bulanıp yuzlen sararmasm Bu- nun ıçın yenıden yapılanmaya gıtmelı. kurekçıler \e yuzuculer yenı pıyasala- ra açılmalıdır O gunlere kadar Turkı- ye'de yalnız bankalar vardır Para pı- yasası deyınce akla bankalar gelmek- tedır Bankalar dev let gozetımınde, dış tıcaret dev letın denetımındedır Devle- tın devlet olduğu dönemlerde ne ban- kalar rulet masalan ne de muştenler bunlara bır koyup yırmı kazanmayı bekleyen hayalcılerdır Gıderek para pıyasasının kapsamı değışıyor, onun yennı para pıyasalan alıyordu Kıy- metlı kağıtlar borsası kuruluyor, dovız borsası salt dov ız tıcaretınden para ka- zanan uzman bankalann yanı sıra banker burolannı aratmayacak luks dovız bufelenyle zengınleştırılıyordu Altın borsasının kurulması gundem- deydı Turk kapıtalızmı. dunyayapar- mak ısırtan finans kurumlan ve buyu- leyıcı para pohukalanyla sonsuza doğru koşuyordu İşınpufnoktasıbu- lunmuştu Ruzgar ulkemızden yana esıyordu Dunya ekonomisi durgun- luktaydı (recessıon) Dunya para pıya- salannda pazarlanmaya hazır bol mıktarda rezerv para mevcuttu Tur- kıye değerlendırme kuruluşlannın gozde oğrencılen arasında yer alıyor- du Not karnesı goz kamaştıncıydı Dunya pıyasalanndan ulkemıze kısa vadelı yuksek faızlı olukla para akı- yordu Faızı veren duduğu çalıyordu Devlet Hazınesı kamu gıderlennı ge- lırlerıne dengeleyen bır kuruluş ol- maktan cıkmış. adeta "Borç Müste- şarlığı"na donuşmuştu Yalnızca dev- lete değıl. verdığı ınancalarla eko- nomının her kesımıne para bulabılı- yordu Turkıve'nın borçlan buyuduk- çe buyuyor, halkımızın tuketım kalıbı- na az da olsa ıthal mallan gınnış bulu- nuyordu Devlet. değıl yatınm yap- mak bınkmış borçlann taksıtlennı ve faızlennı odemekte guçluk çekıyordu Bunun ıçın yenı borçlanmalara gıdı- yor her defasında daha yuksek oran- da faız oduyor ve yenı borçlar bu- luyordu Iç ve dış borçlar bır çığ gıbı buyuyordu TC Merkez Bankası bır yandan Hazıne've taze kaynak sağlamak. obur yandan para arzını yonlendır- mek ıçın uğraş venyor. fakat başanlı olamıyordu Borç ve rant ekonomısı- nın oldurucu şoklan T C Merkez Bankasfnı yıpratmaya devam edıyor, kımse ekonomının bu onemlı kuru- munun uyanlannı cıddıye almak ıste- mıyordu OysaTC Merkez Bankası'- nın temel gostergelen olumsuz ışaret- ler venyordu Bunun huzun veren yanı. T C Merkez Bankası'nın da gı- derek bu surecın bır parçası durumu- na getınlmış olmasıydı Sonuç: Borçlanma! Devlet kuçuluyor. gucunu yıtınyor ve elını eteğını ekonomının uzennden çekıyordu Devlet yaunm yapamaz hale gelmıştır Ne var kı serbest pıyasa ekonomisi uzenne yaalmış senaryo- larda her derde deva çozumler uretıl- mıştı Senaryolardan bınnde "Yap- tşlet-Devret" gıbı bırdonera edebıyatı gelıştınlmıştı Con Ahmet'ın bu devn- daım makmesı nedense şımdıye kadar ışletılemedı Zaman genye doğru sayı- yordu Hazıne, cumhunyet hukumet- len donemınde ılk kez çok yuksek faız- lerle pıyasaya surduğu kıymetlı kağıt- lan satıp borç alamaz duruma duş- muştu Ne bankalar ne de sokaktakı adam Hazıne'nın kağıtlanna ıltıfat edıyordu Çunku ulkemızde rulet ma- salan çoğalmıştı Bankalann rulet- lennde bekledığını bulamayanlar. do- vız pıyasasına koşuyor, orada dıkış tutturamayanlar soluğu kıymetlı kağıt borsasının kumar salonlannda alıyor- du Rant beklentısı Turk ınsanının ılıklenne kadar ışlemıştı 26Ocak 1994 gunune boyle bır ortamda gelmdı Ha- zıne zorunlu odemelen ıçın pıyasalara çıkardığı parayı genye çekemeyınce (yenıden borçlanamayınca), bu başı- boş para bankalara ve dovız bufelen- ne aktı ABD Dolan'nın ve Alman Markı'nın fiyatlan yukseldıkçe yuk- seldı Buyuk paralar yıtırenler oldu Çocuğunu oldurenler oldu 'Serbest Pivasa Ekonomisi' üzerine vazılmış se- nary olardanTürk ulusu adına"borçlan- maktan ' öte bir sonuç çıkmadı. İıtsan- larunız umutsuz bakışlarla ancak şim- dilerdc kendilerinin \e cocuklarının ge- leceğini duşunmeye basladılar. Eko- nomi kuramına gore gec kaldüar. (*l Eurostat Structure and \ttivit) o( Indusırv Annual Inguın, Maın Rcsults 1989-90 P 24 V 182 186 ARADABIR DOÇ. DR. NEDRET KURAN Boğaziçi Universitesi Mütercim-Ter- cümanlık Bölümü Öğretim Uyesi !••ÇeviPi Yarışmalapında. Gunumuzde "etık" sorununun, "medyada etık soru- nu", "çevırmenın etık sorunu' gıbı çeşıtlı bağlamlarda gundeme gelmesı, toplumlarda yenı bır bılıncın oluştu- ğunu gosterıyor Bu alanda araştırmalar yaygınlaşıyor, kıtaplar yayımlanıyor Bır metnı, farklı bır dıl ve kulture, anlamını ve ıletısını çarpıtmadan, erek dıl ve kultur dızgelerıne uyum sağla- yacak bıçımde aktarmak çevırmenın etığını oluşturu- yor çevırmene oldukça ağır bır sorumluluk yukluyor Hele soz konusu çevrılecek metın bır yazın metnıyse bu sorumluluk daha da artıyor, her ıkı dıl ve kulture hakım olma zorunluluğuna, yetenek gereğı de eklenıyor Bu özverılı ışın ustesınden ıse ancak konuya gerçekten go- nul vermış olan kışıler gelebılıyor Bunu başaran çevır- men, kulturlerarası ıletışım ve etkıleşıme katkıda bulu- narak dunya barışına hizmet etmış oluyor Ancak bır ulkede çevırının saygınlık kazanabılmesı yalnızca çevırmenın yetenek ve sorumluluğuna bağlı değıl Burada çevırı eleştırmenıne de çok onemlı bır go- rev duşuyor Onun da en az çevırmen kadar etık bılınce sahıp olması, yapılan çevırılerı -çağdaş çevırı eleştırısı kuramlarının doğrultusunda- olabıldığınce nesnel bır yaklaşımla kesın kuraliar koymadan, onyargılarla hare- ket etmeden, yanlış avcılığına çıkmadan ve çevırmenın normlarına saygı gostererek ıncelemesı ve okura çevırı- yı betımleyerek, doğru olarak tanıtması, okuru yanıltma- ması gerekıyor (Bkz Gıdeon Toury, Raymond van den Broek, Hendrık van Gorp Jose Lambret, Andre Lefeve- re ve James Holmes gıbı kuramcılar) önumde Alman edebıyatının romantık şaırlerınden Novalls'ın (1772-1801), "Hymnen an dıe Nacht' adlı ya- pıtının, Turkçe'ye yapılmış bır çevırısı var Çevırı, cum- hunyet devrı Turk çevırı tarıhınde Alman edebıyatından yapmış olduğu Goethe'den Seçme Mektuplar 1,11,11, R M Rılke'den Mektuplar, Hyperıon, gıbı kıtap ve şıırçevi- rılerı ıle tanınan, Hölderlin'ı Turk okuruna ılk tanıtan, usta çevırmen Melahat Togar'a aıt Bu metın, son yıllarda başlattığı genış çaplı çevırı kampanyası ıle dılımıze yabancı dıllerden pek çok yapı- tın kazandırılmasına olanak sağlayan, bu bakımdan da gerçekten alkışlanması gereken bır bır bankanın.açmış ol- duğu çevırı yarışmasında, "başarısız" bulunduğu ge- rekçesıyle, bılımsel tutarlılığı olmayan bırtakım gelışıgu- zel konulmuş kırmızı damgalarla bezelı olarak çevırme- nıneıadeedılmış Ne çağdaş çevırı eleştırısı kuramlarına sığan, ne de eleştırmenın etık bılıncıyle bağdaştırılabılen bır davra- nış Etkısı ıse yıkıcı Daha da uzucusu, Novalıs gıbı onemlı, ama çevrılmesı oldukça guç bır Alman yazarını, onu layıkıyla dılımıze aktarabılecek bırıkım ve deneyıme sahıp bır çevırmenden yararlanarak dılımıze kazandır- mak varken, Turk okurunun bu olanaktan yoksun bırakıl- ması Turkıye'de Boğaziçi ve Hacettepe unıversıtelerınde 11 yıldır çevırı eğılımı veren, butun dunyada çevırıbılım ala- nında yapılan araştırmaları yakından ızleyen ve bu alan- da değerlı yayınlar ureten, ulkemızde çevırı bılıncını ve etığını yerleştırmeye çalışan ıkı yerleşık çevırı bolumu varken, neden ılgılı kurumlar, bu zaman ıçınde oluşmuş bılgı bırıkımınden, deneyımlerden ve çevırıye çağdaş yaklaşımlardan yararlanmayarak, temelde iyi nıyetlı olan gırışımlerıne golge duşurur acaba'' Sözün Kanadmda Sanattarıhçısı, resımoğretmenı ÜmitSarıaslan'ın şıırlerı Prospero Yayınları - Ankara Yurtseverliğiniz tümüyleyitti mi? Ulusal demokrası tanhımızde hıç olmaması gereken " 1982 Anayasası"nın gerçek demokrasıyle hıçbır bağdaşığı olmadığını avazavazkürsulerden bağınpjepyenı "gerçek demokratık sıstem anayasası" sozlen>le ıçımızı ısıtan ağızlar, bugün susuyor . TÜLAY TEZEL Öğretmen Y ıllardır akıl almaz çağdışı zıhnıvetle. addıyetten uzak ve devlet adamlığına yakış- mayan tutumla ulkemızı yonetenlere soruyorum Devletımızın varoluş te- mel ılkelenne. Ataturk ılkelenne odunsuz ve sımsıkı bağlı yazarlarımız. gazetecılen- mız. aydınlanmız, bılım adamlanmız. sa- natçılanmız olduruluyor ve devlet yetkılı- lenmız olayı daha en başından "faÜi meç- hulfcr" kapsamına alıvenyorlar Her ne hıkmetse aradan geçen bunca sureye, uste- lık "namus sözlerine" karşın o "mechul fail- ler" bır turlu bulanamıvouFaıller bulun- ması gereken dosyalar. bu tur olaylardakı başansızlıklan ve yetersızhklen apaçık or- tada olan ve hay ret edılecek bır şekılde halâ gorev başında olmayı başaran ellere bı- rakılıyor Devlet olanaklan, devlet kademelennde bulunan devlet adamlannca yağmalanı- yor. parsellenıyor ya da bu yağma ve par- sellenmelere goz yumuluyor Devlet kese- sınden kışısel "minnet" borçlan odenıyor Ulusal demokrası tanhımızde hıç olma- ması gereken "1982 \na>asası"nın gerçek demokrasıyle hıçbır bağdaşığı olmadığını avazavazkursulerdenbağınpyepyenı "ger- çek demokratik sistem anayasası" sozleny- le ıçımızı ısıtan ağızlar bugun susuyor Değıştınlmesı gerektığı en yetkın ağız- lardan soylenen aynı anayasayla yonetılı- yor ulkemız Özgurluğu kısıtlayan yasalar- la gazetecıler, yazarlar. duşunceleryargıla- nıyor '^Vsmayalım da besleyeüm mi?" sozleny- le demokrası tanhımıze kapkara sayfalar açan zıhnıyetler dun "dokunulmazlıkları- na" sığınıyorlardı. bugun "Akdeniz sıcağı- na" sığınıyor Ve dun kalem kıran eller bu- gun (temel ınsan haklan uzennde bırak- tıklan faşızrpın ızlenne bakıp bakıp) fırça tutarak manzara resımlen yapıyor 1 Laık bır dev let, Ssüd-i Nursi'y'e "iade-i iti- barda" bulunurken. devletını ve ulkesını tartışmasız çok seven, ustelık (bır kesımın değıl) dunyanın tanıyıp saygı duyduğu o buyuk şaır. o yurtsever ınsan Nâzım Hik- met'ın "yurttaşlık hakkı" hâlâ sakınılıyor Elınde sılah. toplumsal escnlığımızı teh- dıt eden "meçhul failler" gezınırken en bu- yuk sılahlan "kalemleri" olan değerler yı- İlarcalık cezalara tutsak edılıyor En demokratık haklannı kullanan me- murlanmız. aslında kendılen de memur olan bır başka kesımımıze kırdınlıyor Ekran soy leşılennde "bir bardak radyas- vonlu ça\" ıçıp, "Bakın bana bir şey oldu mu?" gostenlenyle radyasyonlu çay ıçme- nın (ya da başka besın maddelennı alma- nın) zararsızhğı reklamlan yapılarak top- lum vanlış bıçımde yonlendınlıyor Ve bu konuda en doğru bılgılen vermesı gereken bılım ınsanlan. şu ya da bu şekılde. sustu- ruluyor Toplumsal iyi nıyet ve güven somurule- rek toplumu yanlış bılgılendırenlenn yaka- sına yapışıljp "gore>i kotıne kullanma" dosyası açılmıyor Meclıs kursulennden. ucuz kahve koşesı kavgalanru andıran ağız dolusu kufurler, duzeysız sozler çınlıyor. tavırlar sergılenı- yor Oy kaygısıyla («ozümona her zaman şı- kayeredıten) gecekondulaşma, bugun hu- kumetın bır kanadı tarafmdan teşvık edıle- rek. zaten kangrene donuşmuş "çarpık \e plansız kentlcşme" olgusu koruklenıyor Aşağı çekıleceğı sozlen venlen enflasyon ıse tavanlan delıyor Savurganlık ve luks egemen. borçbatağmdakıdevlet yonetımı- mıze 1 İktıdardayken "Her şe> mubah", muhalefete duşunce "Koptu kıvamet" ver- yansın polıtıka yapılıyor, "tencere dibin kara..." turunden *kara yarış'larla ulusal sıyasa karartılıyor Ve ne acıdır kı. başlar- da cıddıye almaz goruntu verenler yuzun- den bolucu teror suruyor 1 Laık bır toplumda laıklığe aykınlıklara. Atatürk duşmanlığına goz yumuluyor. ama aynı laık toplumda kışısel ınancını ya da ınançsızlığını ozgurce dıle getırmek ıste- yen ınsanlar (yıne laıklığe aykın saçma sa- pan gerekçelerle) tacız edılıyor ve hatta yargılanıyor Laık ve çağdaş bır toplumda kulturel bır etkınlık ıçın bır araya gelen aydınlar. "din- sizliJı" gerekçesıyle, ama aslında hıçbır dı- ne-ımana. mantığa asla sığamayacak ol- çude vahşıce o orumcek kafalı. buram bu- ram ortaçağ kokan çağdışı yaratıklarca (İnsan olmadıklan kesın 1 ) dın dın yakılı- yor, ustelık devletın gozu onunde1 Sorul- ması gereken daha neler. neleryok kı Ne dıvorsunuz bunlara ey yonetıcıler' Çıkarlannız sızde duyunç (vıcdan) bırak- madı mı 9 Yoksa yurt sevgınız tumuyleyıttı mı9 ' PENCERE TARTIŞMA Şimdi niye korkuyorsunuzL anasağcılar suçişlhor dedirtemez sjniz!', 'İLKSAN konusundaher şey bilgım dahilindedir. Bilmediğim bir şey voktur!', 'Bir kör kunışun hesabını sormazsam namerdjm!'. 'Tıirkjve'de şeriat tehlikesi >oktur!'dıyedıye yıllardır memleketı bu hale getırenler, şımdı gerceklen gorunce nıye korktunuz9 Yılîarca şenat tehlıkesını yazan demokrat. çağdaş. durust ınsanlar katledıbrken kıllan kıpırdamayanlar. şımdı nıye korktunuz 0 Daha da korkacaksınız Çunku yılîarca besledığınız canavannız. 'Frankeyştajn'gıbı sızı yıyıp bıtıreceİc 1 Mayıs'larda e^ıtlık. ozgurluk, kardeşbk ısteyenlen kurşunlatanlar Ataturkçu olduğu ıçın ışınden, aşından. ekmeğınden, ozgurluğunden ettığınız ınsanlan dınlemek yenne onlan dın dın yaktıranlar yedı saat yaşam mucadelesı veren çağdaş. demokrat, Ataturkçu kalplen sevgı dolu ınsanlann yakılarak katledılmesıne goz y umanlar hak. ekmek, ozgurluk ısteyenlen kurşunlatıp coplatanlar. Ataturkçuluk. aklınıza şımdı mı geldı' Korkuyorsunuz 1 Korkacaksınız'Çunku yıllardır Turkıy e'de çağdaş eğıtımı katledıp, Ataturkçulen sındırenler. artık medyalannızın, holdınglennızın. çıkarlannızın kartondan yarattığınız somuru duzenınızın sonlannı goruyorsunuz Şah rejımının Iran'da başına gelenlenn sızlenn de başına geleceğını goruyorsunuz Onun ıçın korkuyorsunuz. daha da çok korkacaksınız Ataturkçu, çağdaş, dürust ve demokrat ınsanlann zıncırlennı bıle bırakmadınız Artık onlann korkacağı yıtıreceğıbırşey yoktur Şımdı sıra sızdedır Ak kurdeleb 23 Nısan Bayramı'nın guzel çocuğu. neden eşıtlık, ozgurluk. kardeşlık. durust ve temız Turkıye değıl de bay rağım, ezanım Kuran'ımdıyedıye gorev e başladınız9 Kımlere borcunuz vardı' Kımlere ne gıbı bırmesaj vermek ıstıyordunuz' Atatûrk'ten sonra Turkıye'de çağdaş gelışımı onlemek ıçın demokrasıyı yok etmek ıçın y ıllarca mucadele edenler, en sonundaamacınıza ulaşmak uzeresınız Tumeğıtım kurumlarını ımam hatıp okullanna pompaladınız Kuran kurslan ve ımam hatıp okullannın dışında koyluye, halka okuma şansı tanımadınız 1983-1987 yıllannda tum mıllı eğıtım mudurlen, tum yonetıcıler ılahıyatfakultesıve ımam hatıp kokenlı, şenat yanlısıkışılerledolduruldu Her yertakunyalılarve turbanlılarla doldunıldu Buna karşı çıkanlan komunıst, dınsız dıyeyargıladınız Parlamentoda 12 mılletvekılının onergesınden sonı a mı aklınız başınıza geldı0 Bunlar onerge vererek hıç olmazsa duşuncelennı durust olarak ortaya koymuşlardır Hangı RP'lı, hangı ımam hatıplı aynı göruşu paylaşmıyor 91 Turkıye'de bu goruştekı Ataturk duşmanlannınsayısının 10 mılyonlardan aşağı olmadığını bılmıyormusunuz 1 " Beyler bu kışılen suçlamayın Tersıne, durust davrandıklan ıçın saygı duyun Asılsuçlu bunlar değıl. bufikn yıllardır pompalayanlardır "Suçlu ayağa kalk" dense kımler oncelıkle ayağa kalkmalıdır01 Daha oncelen nerelerdeydınız91 Mezarcı mı sıze gerceklen gosterdı11 Oldurulen. yakılan yığıtlenn. Ataturkçulenn. yazarlann mezarlannı hıç mı duşunmedınız' 7 Önce kıtaplan yaktınız Sonra y azarlan tutukladınız, sonra onlan da yaktınız Her yol şenata pompalandı Tum bunlann sonunda, "gelecek de bir gıin gelecekti", şenat da bır gun gelecekti Ruzgârekenlerartık fırtına bıçmeye hazırlansınlar Ekonomıyı felçettınız Memleketı kardeş kavgasına surukledınız Ataturk duşmanlannı parlamentoya kadarsoktunuz Artıksıranın sıze de geldığını goruy orsunuz Daha çok korkacaksınız Hüseyin Cemal MontPö'den Günümfize... Eskı kuşaklar sık sık "hafıza-ı beşer, nısyan ıle malûl- dur" ozdeyışını yınelerler, Turkçesı Insan belleğı unut- kanlıklasakattır Nıtekım hepımız KEİB (Karadenız Ekonomık işbırlığı) gırışımını unutuverdık, oysa ne kadar da şışırılmış ve goklere çıkarılmıştı' 'Adrıyatık ten Çın Seddı'ne kadar Turkluk dunyası da eskı coşkuyu yaratmıyor Orta- doğu'da 'super guç' olmak amacıyla Körfez Savaşı'- ndaşahınleşmıştık, ama,' 1 koyup 20a/ma/c"gudusuyle ganımet masasına oturmak da nasıp olmadı 1980'ler ılgınç bır dış polıtıka anlayışı turettı, buna gore Turkıye Cumhurıyetı'nın dış sıyasetı pısırıktı, "vızyon" gerekıyordu, dunyaya kım olduğumuzu anlatmalıydık, bu ışı de ancak rahmetlı özal tek başına becerıyordu Ne yazık kı gayrı cıddı gırışımlerın sonunda boşluğa duştuk, ama tumunu de unuttuk • insan belleğının unutkanlıkla sakat olması kımı za- man kışıyı geçmışın gerçeklerınden koparır Oysa her donemın kendısıne gore bır gerçeğı vardır 1930'lar dunyasında Turkıye atılgan -ama akılsız değıl- bır dış polıtıkayı ulusal çıkarları yonunde yoğurabılıyor- du Lozan Konferansı ndaeksıkkalmışolanBoğazlarve Hatay sorunları bu yıllarda çozumlenmıştır 1936yılında, Ankara, ılgılı devletlere bırer nota gonde- rerek Boğazlar rejımının değıştırılmesını ıstedı Bulga- rıstan, Fransa Ingıltere Avustralya Yunanıstan Japon- ya, Romanya Sovyetler Yugoslavya temsılcılerıyle Isvıçre'nın Montro kentınde bır konferans duzenlendı O zamanın dunyasını anlamak ıçın Ingıltere'nın duru- muna bakmak yeterlıdır, majestelerı aynı zamanda "Denızlerotesı Bntanya Kralı ve Hındıstan Imparatoru" ıdı Ankara'nın amacı, Lozan'da askerden arındırılmış Is- tanbul ve Çanakkale boğazlarındakı eksık savunma duzemnı sağlamaktı Katılanlarıkıyeayrılıyor bıryanda Sovyetler ın otekı yanda Ingıltere nın goruşu ağır bası- yordu, Ankara bu ıkı dunya arasındakı dengede belırle- yıcıydı Montro de dıkkatler askerı alana çevrılmıştı, Karade- nız açık denız olamazdı, savaş gemılerı belırlı koşullar- da Boğazlar dan geçebılmelıydı, Sovyetler ın yaklaşı- mında tarıhsel deneyımlerağırbasıyordu Bırıncı Dunya Savaşı nda ingılız donanmasının Çanakkale'yı neden zorladığı bellı değıl mıydı'' ingıltere karşı goruşu savunuyordu, denızlere ege- men Bntanya Imparatorluğu tam serbestlıkten yanaydı Sonuçta harp gemılerıne kısıtlama, ama tıcaret gemı- lerıne alabıldığıne serbestlık getıren bır uzlaşmayı, An- kara nın ustalıkla bağdaştırdığı goruldu ikıncı Dunya Savaşı'nda Ismet Paşa Turkıyesı, Montro yu olabıldığınce ozenle uygulamıştır • 1930'lar dunyasında ne dev tankerler vardı, ne kıtala- rarası fuzeler, ne de okyanusları hıçe sayan jet uçakla- rı 1 Istanbul Boğazı'ndan geçen yabancı bandıralı bır gemıyı kıyıda oturanlar ılgıyle ızlerlerdı "Çevre kırlenmesı gundeme gırmemıştı "Doğayı koruma ' dıye bır kaygı yoktu Turkıye Montro de amacına ulaşmıştı, ama, aradan yarım yuzyılı aşkın bır zaman geçmıştır Pekı 1990'ların Turkıyesı bır Montro Konferansı daha toplayıp Boğazlar rejımını çağımızın gereklerıne gore yenıden duzenleyecek guce sahıp mıdır^ Gerçekte çağın gereklerı Ankara nın gucunü arttıra- cak bıçımde gelışmıştır Istanbul'u tarıhıyle doğasıyla, ınsanıyla korumak Bırleşmış Mılletler'ın amaçlarına denk duşmektedır hıçbır uygar ulke buna ters bır goru- şu ılen suremez 10 mılyonluk bır kentın ve uç buyuk dının paha bıçılmez kalıtımlarının yok olmasına donuk bır Boğazlar rejımını kımse savunamaz Çağdaş uygarlığın oncelıklerıne cuk oturan bır dava- da neden ve nıçın bu kadar edılgınız 7 Orta Asya da at koşturmaya heveslıyız, Ortadoğu'da super guç olmak ıstıyoruz, ama ış doğayı, ınsanı, tarıh- sel değerlerı korumaya gelınce neden pısırıklaşıyo- ruz? VEFAT Bedıa Erdoğan mkıvmetlıeşı. ÜmıtveGuven'ınsevgılı babalan.Tulay Erdoğan ınkayınpeden. Idıl'ındedesı, AlganveOzeraılelennınenıştelen.TC Merkez Bankası emeklı mensuplanndan SAMİ ERDOĞAN 15 ı I994gunu\etatetmıştır Cenazesı 16 3 1994Çarşamba gunu oğle namazını muteakıp Beşıktaş Sınanpaşa Camıı'nden kaldınlacaktır Allah rahmet ey lesın AİLESİ Not: Çelenk göndentmemesı. arzu edenlenn TEN 'e bağışta buluıunalan rıcaolunıır. Istanbul Barosu'ncfan İSTANBUL BAROSU TOPLANTILARI TARIH KONU OTURUMUYONETEN KONUŞMACILAR TARİH KONU KONUŞMACILAR 1931994 CumartesıSaat.1100 Gundemdekı Konu YasamaDokunulmazlığı AvTurgutKAZAN Istanbul Barosu Baskam Prof Or BakırÇAĞLAR Anayasa Hukuku Ûgretım Uyesı CoskunKIRCA Istanbul MıMetvekılı ProfDrCebnÖZEK Ceza Hukuku Öğretim Uyesı DocDrSuheylBATUM AnayasaHukukuOğretım Uyesı 2331994CarsambaSaat 1100 Genc Avukatların Sorunları ve Hayat Standardı (Önerıler-Çozumler) AvTurgutKAZAN Istanbul Barosu BaoSanı AvSuleymanGENÇ Av IfakatAYDEMlR Toplanttlar Tunel dekı Tank Zafer Tunaya Kultur Merkezı nde yapılacaktır Butun meslektaslarımız çağrılıdır İstanbul Barosu Başkanlığı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle