Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 MART1994 ÇARŞAMBA
12 DIZIYAZI
r-
Türkler boyun eğmiyor
Arapı İslam işgalinin yarattığı biri-
kimler temeiinde genişleyen direniş-
ler, nihayet Türklerin Türgiş Kağanı
Su-lu önderliğinde genel ayaklan-
masıııa dönüşür. Ayaklanma kısa za-
manda tüm Türk yurtlannı kapsar ve
Arap egemenliğini önemli oranda
sona erdirir.
0 şgale karşı Türk direnişi
/
gün günden etkili hale
gelir. Öyle ki Araplar
Türk engelini ortadan
kaldırmak için Çin'le an-
laşma jollan aramaya
kadar vanrlar. 15 yılda
biitün Ortadoğuya hakim olan İsla-
miyet, 70 yıldır Türk topraklannda
ükanıp kalmış gibiciir. Tiirklere bo-
yun eğdirebilmek, Türkçeyi köleleşti-
rebilmek bir türlü mümkün olama-
maktadır.(l)
Çin ile. ittifak arayışı Türk ege-
menleri açısından da sözkonusudur.
Nitekim 717-731 yıllan arasında
Çin'e, Soğd 11, Toharistan 5, Buha-
ra 2 elçilık kurulu yollar. Bu ege-
menler Arab'a karşı Çin'in askeri
müdahalesini isterler. Arab'a en
yakın görünen ve oğluna Kuteybe
ismini vtıen Buhara egemeni Tuğ-
şad bile, 718-19'da Çin imparatoru-
na özetle şöyle yazar:
"... Son zamânlarda her yıl Arap
baydutiarınm iştila ve yıkunlarından
acı çekiyoruz. Ülkemizde huzur yok.
Beni bu gûçlüklerden kurtaımasını
İmparatorun lütfuiMİan bekliyorum.
... Aynca Türgiş'e yardımıma geüne-
si için emir vermenizi dilerim. At-
larunın ve askerlerimin başına geee-
oeğim. L'ygun buluşmada Arapları
baştan aşağı ezecegjz".
Keza yine Karatekin egemeni,
Arap vergilerinden kurtulmak için
Çin İmparatoruna başvurur:
"Arap yıkun yapıyor. Toharistan,
Buhara, Taşkent, Fergana hepsi
Arab'a bağunlı oldu. Krallığımda
hazinelerime, depolanma, halkımm
zenginliklerine Arap el koydu. Bun-
ları alıp gittiler. Araplara emir verin
de krallığundan aldıkları müsadere
vergilerinden vazgecsinler."
Keza "Semerkant egemeni Gü-
rek" de, bölge Türklennce paylaşı-
lan bir görüşü dile getirir ve yüzün-
cü yıl dolduğunda Arap egemenliği-
nin artık son bulacağı önyargısını
belirtir:
"Size sadakatla bağlıyız. Otuzbeş
-Juldır Arap havdutlarına karşı
iralıksiz savaşıyonız. Her yıl sefere
biiyük atlı ve yaya orduları çıkardık,
ama yardımınızı alma mutluiuğuna
kavuşamadık. Altı yıl önce Emir Ku-
teybe"yi bozguna uğrattık. Ama
Arap çok sayıda kuvvetle beni ku-
şattı. Asker yollayınız, Araplar top-
lam yüz yıl kudretli olacaklardır. Bu
yıl yüz yıl doldu. Çin askeri gelirse,
ben ve benimkiler, Araplan yeneee-
ğiz" der.
Sözkonusu bu ifadeler. Türklerin
Arap İslam yayılmacılığına karşı gerçek
duygulannı yansıtması anlamında büyük
önem taşır.
Çin askeri yardıma gelmez. Ama Baiı
Göktürk boylannı egemenliğinde birleştiren
Türgiş (Türkeş) Kağanı Su-lu. 720 yılmda
patlak veren Soğd ayaklanmasını asker yol-
layarak destekler. "Yerii halkın esasen
bağımsızlıklarından vazgeçmemek arzusuyla
yürüttüğü direnişe, Türkeş topluluğunun, Su-
lu Kağan'ın idaresindc yardıma başlaması,
herhangi bir yeni ilerlemeye imkansız hale ge-
tiriyordu" (2). Su-lu'nun Kül-çur ünvanlı
komutanı ufak bir birlikle Seyhun'u geçip
Soğd ülkesine gelir. Bütün ülke Arab'a karşı
silahlanmıştır.
Yöresel egemenlerin hemen hemen tümü-
nün desteklediği Türk birliği Semerkant'a
yürür. Yöresel askerlerine güvenemeyen
Arap komutanlan seyirci kahrlar. Bir kale-
deki ufak bir garnizon dahi güçlükle boşaltı-
labilir. Kül-çur Soğd'da direnişsiz ilerler.
Protestolar üzerine, 'hanımefendi' adı takı-
lan Arap valisi Said b. Haris, Türklerle sava-
şa çıkmak zorunda kalır, ama ağır yenilgiye
uğrar ve Semerkant yakınlanna çekilir.
Türkler şehri kuşatacak güçte değildir. Bir
akın yapıp çekilirler. (3)
Yezid b. Abdülaziz'in hilafetiyle Hora-
san'a vali atanan Said b. Haris (721) bu ba-
şansızhk üzerine görevden el çektirilir. Yeri-
ne Said b. Haraşi atarur (721). Bu sırada Gü-
ney Türkistan'da tam bir ihtilal havası es-
mektedir. (4)
Haraşi, "asileri itaate cağırır. Ama Arap
yönetimlnden hoşnut olmayan çok sayıda tüc-
car ve dikhan, Fergana'ya goçe hazırlaıur.
Çoğu Hocent'e yerleşir. Bir ktsmı Soğd ülke-
sindeki kalelere yerleşir. Fergana egemeninin
ikiyûzJuluğünden faydalanan Arap valisi, Ho-
cent'de tüccar ve dikhanlan kuşatır, hafıf ko-
şullar öne sürerek teslim alır. Ne var ki Vali,
sözünde dunnaz, soyluları ve askerleri
kılıçtan geçirir. Gizli servetlerini ele geçirmek
için 400 tüccan ise öldürmez. Kınmdan kurtu-
lanlar Türgiş kağanına sığınır ve yeni göçmen-
ierle savıları çoğalarak Araplarla savaşta
özeUikle başarı sağlayan bir birtik meydana
getirirlcr. Bundan sonra .Arap valisi, Buhara
Semerkant yolu üzerindeki kalelere çekilen
dikhanlan, çoğu kez hileyle teslim alır ve sö-
zflnü tutmayarak onları öldürür. Eski Semer-
kant ve daha sonraki Penç-kent egemeni tar-
han Divaştic de öldürüİenler arasındadır.
Penç-kent halkı ile kaleye çekilen Divaştic,
canı bağışlanmak koşuluyla teslim olur. Vali
onu önce iyi karşılar, bir müddet yanında gez-
dirdikten sonra öldürür. Kafası Irak'a gönde-
rüirken. sol kolu da onu teslim alan Arap gö-
revliye verilir" (5).
Herşey eski tas eski hamam olmuştur.
Türkler yer yer yoğunlaşan çabalara rağmen
esasen Müslümanlığa kazanılamamıştır. Ve
kazanılmalanndan yana da umut kesilmiş
/URKLER
NASIL
MÜSLÜMANLAŞTIRILDI?
Â. Erdoğah Aydın
A
JiA. rap işgaline karşı Türk
direnişi günden güne gelişir ve
Türgiş Kağanı Su-lu önderliğinde
genel ayaklanmaya dönüşür. 15
yılda bütün Ortadoğuya hakim
olan İslamiyet, 70 yıldır Türk
topraklannda tıkanıp kalmış
gibidir.
gibidir. Katliamlar ise sürmekte ve Türk
direnişi karşısında katmerlenerek yayılmak-
tadır. Durum buyken bir de düşen devlet ge-
lirlerini arttırmak amacıyla, Müslüman olan
veya öyle görünen Türklerden tekrar vergi
alınmaya başlanır ki tüm bunlar Türk yurt-
lannda yeni bir ayaklanma dalgası yaratır.
Bu arada Hişam halife olmuştur. Haraşi'yi
görevden alarak yerine Müslim b. Said'i atar
(722). Müslim. öncelikle Müslüman ordu-
nun içinde çıkan ihtilafı, Yemen'li kuvvetleri
zor yoluyla etkisizleştirerek ortadan kaldınr.
İlk saldınsında Afşin şehri egemenlerini ha-
raç vermeye razı etse de, Müslim"in de bu ba-
şansı uzun sürmez. Seyhun'u geçen Müslü-
manlar karşılaştıklan herşeye zarar verirler:
öyle ki işi ağaçlan kesmeye ekinleri yok et-
Ancak Türgiş devletinin iJerleyişinin ne-
den olduğu güvenle, Müslüman olmuş görü-
nenler de dahil tüm Türkler Müslüman işga-
line karşı ayağa kalkmıştır. Türgiş hakanı
Su-lu bu geüşmenin neden olduğu sorum-
luluğu geri çevirmez (10) ve Türk yurtlan
birdenbire bir yangın yerine döner. Yıllardır
büyüyen kan denizinin ufkundan kjzıl bir
güneş gibi doğan yangını tutuşturan Türgiş-
ler, yanan ise işgalci Arap İslam egemenliği-
dir. Tüm işgal edilmiş alanlar ayağa kalkmış,
işgalciler her yerde ecel terleri dökmektedir-
ler.
Su-lu, Esed'in üzerine yürür. 726'da Hut-
tal'da karşı karşıya gelirler. Esed yenilir ve
kaçar. Müslümanlann Güney Türkistan'-
daki egemenliği gerçek bir risk altma girmiş-
ürk ayaklanmalan sırasmda birçok ibret verici olay
yaşandı. Örneğin, Kemerce'de kuşatılan Araplar teslim oldular. O
güne kadar her tür Arap vahşetine uğramış Türkler, istedikleri
herşeyi yapabilirdi. Ancak onîar böyle bir alçaklığı vicdanlanna
sığdıramadılar; aksine teslim olanlan, birinin bile kılına zarar
gelmeden Debusia'ya gitmek üzere serbest bıraktılar.
meye kadar vardırarak tipik bir kınm ordu-
su gibi davranırlar. Bu sırada Türgiş Hakanı
Su-lu'nun üzerlerine geldiğini duyan Müs-
lim. Fergana kuşatmasını kaldırarak panikle
geri çekilir. (6)
"Ordusuna acete ricat emri veren Müslim,
susuz yollardan cebri \ ürüyüşle 11 gün geri çe-
kildi. Taşıyamadığı bütün yükleri yakmaya
mecbur kaldıktan başka, suya erişemeden
Seyhun yakınlarında, Türgişlerle işbirliği ha-
linde bulunan yerii kuvvetler tarafından dur-
duruldu."(7)
"Arkadan hızla yetişen Hakan ile Müslim
kuvvetleri arasında başlayan savaş Araplaruı
büyük yenilgisiyle sonuçlamr; öyle ki Arap ta-
rihleri bu yenilgiyi '\ evm el Ataş' (ateş günü)
diye anarlar." (8)
"...nihayet bin müşkülat ile önlerindeki en-
geli aşabüen Arap kunetleri ağır telefat ve
zayiat pahasına Semerkant'a geri çekilmeye
muvaiTak oldular. Seyhun ötesindeki bütün
Araplann geri atümasıyla sonuçlanan ve her
tarafta Arap nüfuzunun kırılmasına sebep
olan bu seferdeki hezimet, Araplan uzunca bir
süre müdafaada kalmaya zorlamış ve yalnız
Maveraünnehir'de değil, Toharistan ve diğer
cenup bölgelerinde idareciler ve halk Türgişle-
re kurtancı gözüyle bakmaya başlamışlardı."
(9)
Müslim de görevden alınır, yerine Efed b.
Abdullah atanır (724). Esed görece başanyla
Hotel şehrini ele geçirir ve yağmalar.
tir. Bunun üzerine Yezid, Esed'i de görevden
alarak yerine Eşres b. Abdullah'ı atar (727).
Eşres. zulmü arttırarak denetim kurabile-
ceğini düşünür ve öyle davranır. Ne ki kay-
bedecek hiçbir şeyleri kalmayan Türkler,
korkuyu kırmışür ve ne pahasına olursa ol-
sun bu kez sömürgecileri topraklanndan
atma kararlılığındadırlar.
Nitekim Eşres'in bu sırada. Türk direnişi-
nin ideolojik dayanaklanru zayıflatmak
amacıyla başlattığı İslamlaştırma kampan-
yası da "tam bir başartsızlık ve felaketle bi-
ter" (11). Türkler kurtuluşa kendilerini bu
kadar yakın hissederken, işgalcilerin, direniş
temellerini zayıflatmak ve onlan kendi ben-
liklerine yabancılaşurararak Araplaştırmak
amacım taşıyan bu ideolojik kampanyaya
prim vermezler. Tamamen haraçtan kurtul-
mak amacına dönük uzlaşmaa yaklaşımlar
da kimi yerel önderlerin oyunlanyla etkisiz-
leştirilir.
Örneğin Semerkant önderi Guzek (Oğuz
Beg). Eşres'e yazdığı mektubunda. herkesin
Müslüman olması nedeniyle haracın tama-
men kesildiğini söyleyerek Müslüman Arap
egemenliğinin bam teline basmıştır.
"Haddi zatında Guzekin gösterdiği şiddetli
tepki yerginin kesilmesinden ziyade, yerii
halkın İslamlaştınlması ve bunun kendi açısı-
ndan doğuracağı bûvük tehlikeye karşı idi."
(12)
Nitekim Z. KJtapçı'nın da paylaşarak ak-
tardığı gibi Gibb, bu durumu ger-
çekte Guzek'in yurtsever duyula-
nnın gelişkinliğine verir: "Guzek'in
asıl gayesi, Arap valileri ile iyi geçin-
mek değil, isfiklalini geri almak idi.
Ahali Araplaşacak olursa bütün mu-
vaffakiyet umutlan kaybolacaktı.
Gerçekte bu gayet tehlikeli bir oyun-
du ve Guzck bu oyunu ustalıkla ka-
zanmasını bilmiştir" (13).
Keza benzer bir çıkışı da Buhara
Dikhanlan yapar ve Eşres'e; "siz
daha kimden haraç alacaksınız?
Çünkü halkın hepsi artık Arap oldu"
derler. (14)
Burada önemli bir parantez
açmadan geçmeyelim: Dikkat edi-
lirse "ArapJaştırma" ye "İslam-
laştınlma", "Arap" ve "İslam", Gu-
zek ve Türk dikhanlardan Eşres'e,
Gibb'den Kitapçı'ya kadar herke-
sin gözünde aynı şeydir. Esasen sos-
yolojik bir gerçek olarak da, birinin
kavme diğerinin kavmin dinsel kül-
türiine ait olması anlamında ayni-
yet, zaten tartışma konusu olmak-
tan uzaktır; ancak sözkonusu bu
ifadeler, gerçeği, onu görmek iste-
meyen veya gözlerden saklamaya
çahşanlann inadına somut olarak
göstermek anlamında vurgu-
layıcıdır.
Sonuç olarak Eşres, Türklerin "sa-
dece haraçtan kurtulmak için Müslü-
man olduklan" gerçeğinin bilincine
vanr \e İslam devlet kurumlaşması-
nın haraca olan yaşamsal gereksinimi
çerçevesinde; haraçtan bağışlanacak
Türklerin, sünnet olmak ve Kur'an'-
dan sure okumak da dahil diğer ge-
rekleri yapmalan anlamında İslam
dinine gerçekten sanlıp sanlmadıkla-
nna ilişkin denetim dayatmasında
bulunur ve bu fasıl da böylece sona
erer. Türkler, işgalciler gibi onlann
ideolojisini de şiddetle reddederler.
Buna karşılık Eşres haraç işini disip-
lin altına alır. İslamın Heredot'u Ta-
beri'nin de belirttiği gibi:
"Eşres yeniden vergi toplamak için
Süleyman b. Ebus-Sırri'yi, Hani b.
Hani'ye yardımcı olarak tayin etti.
Hani ve diğer amiller haraç almak
için aşırı davrandılar. Türk büyükle-
rine hakaret ettiler. L'meyre b. Sad
ise Müslüman dikhanlann başına
bela oldu. Onlara ağır cezalar verdi-
ler, elbiseleri yırtılıp yakıldı, kemer-
leri boyun ve boğazlanna bağlanıp
süriiklendiler. Böylece Müslüman ol-
muş pekçok biçare ve fakir kimseler-
den bile cizye aldılar. Neticede
Soğd'lu (Semerkant'lı) ve Buhara'lı
Müslümanlar isjan ettiler ve Türk-
lerden (Türgişlerden) yardım istedj-
Genişleyen Türk isyanı koşul-
lannda Arap idaresi, kısa zamanda
Semerkant. Dabusiya şehirleri ile
bir iki küçük kalevle sınırlı hale ge-
lir. Bu panik ortamında "yerü halka
birçok müsaadeler bahş etmesine
rağmen halktan ümid etriği ilgiyi gö-
remeyen yeni vali Eşres b. Abdullah,
Baykent yakınlarında Hakan tarafı-
ndan sıkıştınlarak ikinci bir susuzluk
vakasma (Yavm al-Atş) düçar edildi.
Nihayet Arap ordusu, Semerkant'a doğru
çekilirken yetişen Hakan ve KüJ-çor idaresin-
deki Türgiş kuvvetleri tarafından 729'da Ke-
merce kalesinde 58 gün müddetle kuşatüdı.
Artık Havarizem'de bile Araplara karşı kımı-
Idamalar göriilmordu. Su-lu'nun amacı, Se-
merkant'taki Arap merkez ordugahını dü-
şürüp, Araplan Maveraünnehr'den tamamen
atmaktı" (16)
Kemerce kuşatması, önceki Arap kuşat-
malannı andınr bir şekilde uzar ve nihayet
bu kez Araplann açlıktan aman dilemesiyle
sonuna gelir. Buraya kadan bildik hikaye.
Ancak bundan sonrası Araplann aman dile-
miş Türk kalelerini ele geçirmelen sonrası
yaptıklanndan nitelik avnmına sahiptir. Üs-
tclik Türkler bu noktada Müslümanlann
yaptıklannı yinelemiş olsalardı tarih karşısı-
nda pek de sorumlu olmazlardı. Çünkü birin-
cisi, yapanlara yaptıklannı >apmış olurlardı
ve bu anlamda meşru olurlardı. İkincisi işgal-
ciye vapmış olurlardı ve bu anlamda da meş-
ru olurlardı. Cçüncüsü de Araplar gibi tann-
sal ve zamanlarüstü bir ideoloji kılıfına bü-
rünmemişlerdi. dolayısıyla yapmış olsalardı
bile o zamanki insanlık kültürü içinde görece
mazur görülebi1irlerdi.
Ne ki onlar böyle bir alçaklığı vicdanlanna
sığdıramadılar: aksine Kemerce'de teslim
olanlann, birinin kılına zarar gelmeden De-
busia'ya gitmek üzere serbest bıraktılar.
Türklerin Arap işgalcilerine karşı bu min-
val üzre genişleyen ayaklanması. 739'daki
yenilgiye kadar etkisini sürdürür. 751'de
Çinlilerle gerçekleşen Talas Savaşmdan da
Araplann galip çıkmasıyla Güney Türkis-
tan'da Arap hakimiyeti perçinleşir. Arap ha-
kimiyeti perçinleşir ancak Türklerin bu ege-
menliğı benimsemeleri \e Müslümanlaşma-
lan yine de gerçekleşmez. Bunun için daha
200 yıldan çok uzun ve daha pekçok acıyla
örülmüş bir süreç gerekecektir.
(1) İslam Ansiklobedisi, Türkler Md., s.185
(2) K. Güriin, Türkler ve Türk Devletleri Ta-
rihi, c.l, s.181 (3) D. Avcıoğlu, Türklerin Ta-
rihi, c.3, s. 1150-52 (4) İslam Ansiklobedisi.
Türkler Md., s.185 (5) D. Avcıoğlu, Türklerin
Tarihi, c.3, s.1152 (6) D. Avcıoğlu, Türklerin
Tarihi, c.3, s.1153 (7) İslam Ansiklobedisi,
Türkler Md., s.185 (8) K. Güriin, Türkler ve
Türk Devletleri Tarihi, c.l, s.181 (9) İslam
Ansiklobedisi, Türkler Md., s.185 (10) B.
Üçok, İslam Tarihi, s.57 (11) Z. Kitapçı, Tür-
kistanda İslamiyet ve Türkler, s.228 (12) Z.
Kitapçı, Türkistanda İslamiyet ve Türkler, s.
234 (13) Z. Kitapçı, Türkistanda İslamiyet ve
Türkler. s.234-5 (14) Z. Kitapçı, Türkistanda
İslamiyet ve Türkler, s.236) (15) İslamiyet ve
Türkler.s.236) (15) Akt, Z. Kitapçı, Türkis-
tanda İslamiyet ve Türkler, s.241 (16) İslam
Ansik/opedisi. Türkler Md. s.185.
Yarın: Türkleri islamiyete
yönelten faktörler
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Yankıbr, Tepkilep...
Yerel seçımlerle ılgılı olarak, sosyal demokratların, sos-
yal demokratlar dışındaki solun, sandıkta olsun birleşmele-
ri konusundayazdıklarımın olumlu olumsuz yankıları oldu.
Yazılarda, Bülent Ecevit'i de, Deniz Baykal'ı da -kimi za-
man kaynak göstererek, kimi zaman da kendi sözlerini ak-
tararak- sergılemeye, kamuoyunu bilgilendirmeye çalış-
mıştım. Bunları yazdıktan sonra, gelecek yanıtlara da açık
olmalıydım. Tepkıler daha çok, Deniz Bey'in CHP'lilerinden
geliyordu. Okuyabildiğım kadarıyla Handan Kızılaslan, Ya-
şar özaslan, Hüseyin Bal ile adları açık okunmayan iki kı-
şinin daha imzalarıyla gelen faks mektupta, "... Siz, Cum-
huriyet gazetesinde Erdal İnöoü ve SHP'nin dedikodu
şubesi olmaya devam ediniz. Size bu tavır çok yakışıyor..."
denıyordu. "CHP'li Atatürkçü gençler" imzasıyla gelen Ke-
mal Avcı'nın adını açık okuyabildiğim faksta da "Kimin oto-
büsüne binsen onun davulunu çalıyorsun... Yahu gazeteci-
sin, gazeteci derneği başkanısm. SHP görüşünü yazıyor-
sun. Hani CHP görüşü? Bu mu gazetecilik? Al da hayrını
gör SHP'nin.. ."deniyordu.
Eski CHP'nin yayın organı "Ulus"un Müessese Müdürü
O. Remzi Erkürem, dınlenceye gittiği Altınoluk'tan yolladı-
ğı 10 mart günlü faks mektubunda özetle şöyle diyordu:
"Muhterem Kardeşim,
8.3. günlü Cumhuriyet'te çıkan yazını iki gündür tekrar
tekrar okudum. Uzun zamandır hep düşüdüğüm ve acaba
ben yanılgı içinde miyım?' dediğim bir özelliğe açıklık gel-
mişti.
1960 öncesi yıllarda Kızılay 'daki parti binasında, Avctoğ-
lu (Doğan), Aksal (İsmail Rüştü), Feyzioğlu (Turtıan), Satır
(Kemal) gıbı onde gelenlerın bir çalışma grubu vardı. Ece-
vit de bu grubun çalışmalarına katılırdı sanıyordum.
Bu nedenle yıllarca önce, birlikte çalışan Avcıoğlu'nun
sözlerine güvenmelıyiz. 1966 yılmda genel sekreterliğe Dr.
Lebit Yurdoğlu'nun anahtar listesi yardımı ile seçildikten
sonra, parti içinde bir hareketlilikle birlikte, bölücülüğün
başladığını anımsarsınız. Önce Feyzioğlu grubu ayrılmıştı.
Aksal a yapılanlar, Asım Eren ve diğerleri... Işte bu olaylar
olduğu bir gün rahmetli Satır:
- Acaba, genel sekreter olmasına yardımcı olmakla hata
mı ettik? diyerek endişesini meydana vurmuştu. Vebusöz-
leri defalarca sık sık söylemiştir? Bildiğin gibi arkasından
Satır, Erim gibi değerler de kopmuştu.
Şimdi soranm, 12 Eylül'de CHP'nin kapatılmasında kim
kabahatli? Eğer kuvveth bir lider olsa ve 12 Eylül'e giden
olayların iyi değerlendirmesi yapılsa, CHP kapatılabilir
miydi? Atatürk'ün partisinikapatma, vasiyetnamesinipar-
çalama cesaretini kim gösterebilirdi?
Şimdi Erbakan'a saldırmanın bir günah çıkarma olduğu-
nu dikkatine sunarım. Bugün eğer ülke bu hale gelmis, sa-
nklılar yollarda nara atıyorlarsa, Erbakan alanlarda 'İslam
birliği' diye toplu yeminler ettirme yürekliliğinigösterebili-
yorsa bunda Ecevit'in hiç mi kabahati yok?
... Kusura bakma içimi dökmeme senin yazın neden ol-
du. Saygılarımla."
(O. Remzi Erkürem, CHP'nin kapatılmasında, Deniz Bay-
kal'ın da sorumluluğu olduğunu. mektubunu yayımlamak
istediğimde söyledi.)
Yazılara bir tepki de, Ceyhan Mumcu'dan geldi. O da, 8
mart günü çıkan "Dost Acı Söyler..." başlıklı yazıdan alın-
mış. özetle şöyle diyor açıklamasında:
"... Yahu Mustafa, solda birleşmenın bizzat Karayalçın
tarafından reddedildiğini bilmez misin?
Ama, benim yemek davetimi önce kabul edip sonra Prof.
Altıntaş ve Prof Kepenek'ın ısrarları üzerine reddetmenin
ardından böyle bir çıkışı, doğruyu söylemek gerekırse bek-
lıyordum.
Mustafa Kemal Atatürk'i//? partisine girmek, buradan
aday olmak sana göre suç mu yani?
Önce 'özelleştirme proje basında bir etkinlik denemesi-
dir' diye DİSK 'lilere ders veren Karayalçın, Tabut yapımını
bile özelleştireceğim' diyen Livaneli sence solculuk muya-
pıyor?
Özelleştirmenin taşeronlaştırmayı, oradan da iş ve ücret
güvenliğini yok ettiğini her gün Şükran Ketenci'cfen oku-
muyor muyuz?
Hemen gazetenizin arkasında, Kocatepe Camıı'nin ora-
da, Danıştay'ın iptal kararına rağmen okulyenne belediye
bütçesinden cami ve otopark yapanlar böylece laikliği kc-
rumuş mu oluyorlar?..
Yazında, adaylığıma karşı aile içinde tepki aldığımdan
bahsedersin. Bunu nereden öğrendin? Cumhuriyet Izleme
Kurulu üyesi, aile büyüğümüz, ablam avukat Beyhan Gür-
son'a bir zahmet edip sorsan, gerçekleri öğrenirdin.
Evet, bütün bunları bizzat ben sana açıklamak istedim,
fırsat tanımadın 'iktıdarda olan daima haklıdır' diye mi dü-
şündün acaba?
SHP seçim bürosunda görev almış, Uğur'/a ve benimle
kan ve ideoloji bağı bulunmayan bir zavallı devlet memuru-
nun, bir yerlere yaranmak için uydurduğu ve aday olduğum
günden bu yana karşıma çıkartılan kişinin hezeyanlanna
alet olacağına, madem dostumsun, gerçekleri bir de ben-
den dinleyemez miydin?..."
Daha var, Ceyhan Mumcu öfkesini faksa dökmüş. Cok da
haksızlıklaretmiş. En son haksızlığı, açıklamanın sonunda-
ki, -kimse? Tanıyorum- Uğur'la ve kendisiyle "kan ve ideo-
loji bağı bulunmayan "yakınına etmiş. iyi etmemiş...
BULMACA
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA:
1/ Güneydoğu Anadolu ^
ile Irak türk bölgesinde
ezgiyle söylenen mani... 2
İtalya'nın en uzun ırma- o
ğı. 2/ Öğütücü dişlerin
ortak adı... Mavi renkte 4
değerli bir süs taşı. 3/
"Levazım" sözcüğünün
kısa yazılışı... Dili tutul-
muş. konuşamaz hale
gelmiş. 4/ Kimi balıklann
iste kurutularak yapılan
pasürması. 5/ Ocak, soba
gibi ısınma aracı... Uzak-
lık işaretı. 6/ Kalsiyumun simge-
si... Saz şairi. 7/ Kuzeybatı Kaf-
kasya'da yaşayan bir halk... Tenis-
te topu rakibin arkasına düşürme-
y\ amaçlayan vuruş. 8/ Bütün
çizgileri belirgin olan... Bir bağ-
laç... Bir gösterme sıfatı. 9/ Taşıya-
na mutluluk getirdiğine inanılan
tapınma eşyası; fetiş.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Köksaplan baharat olarak kul-
lanılan ıtırlı bir bitki. 2/ Kimyada
basit şekerlere verilen ad... Güzel rastlantı. 3/ Başıboş bırakıl-.
mış at ya da eşek... Soyundan gelinen kimse. 4/ Kolyos. uskum-;
ru, sardalya gibi balıklann ufağı. 5/ İskambilde bir İcağıt... İri ve
uzun taneli bir üzüm cinsi. 6/ Dört tekerlekli ve üstü kapalı bir'
at arabası... Küçük magara. 7/ Sanat kaygısı olmaksızın bir'
film ya da müzik yıldızının tutkunu olan kimse... Hollanda'nıni
plaka işareti. 8/ Deneme niteliğinde olan... Bölmeli göçebeçadı-.
n. 9/ Müstahkem yer... Basra Körfezi'nde ve Kızıldeniz'de kul-'
lanılan yelkenli bir tekne.
SAVAŞ YILLARENDA BİR SURGUN
Kemal Sülker
50.000(KDV içinde)
Çağctaş Yaymlar, T<>l->cağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul