27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyel7 0 . YILSAYI24997 S A N A T K Ü L T Ü R M A G A Z İ N T E L E V İ Z Y O N 18MAHT1994ÇARŞAMBA Alkol, bağımlılann çocuğunuda etkiliyor ADANA(AA)-Alkol bağımlılannın yakın akrabalannın yüzde 50-60'mm alkol bağımbsı olduğu ve bu kişilerin ailelerinde depresyona daha sık raştJandığı bildirildi. Çukurova Üniversitesi Tıp Faküitesi Psikiyatri Anabiiim Dalı Başkanı Prof. Mehmet Ünal, alkol alışkanlığı olanlann babalannın yüzde 3O-5O'sinin alkol kullandığının tespit edildiğini ifade ederek "Madde bağımlılannın, özellikle alkol tutkunlannın ailelerinde kalıtsal bir yatkınlık var" dedi. Aşın alkol alanlann akrabalannda görülen alkol tutkunluğu oranının. alkolik olmayanlara göre 5 kat fazla olduğunu belirten Prof. Ünal şunlan söyledi: Alkolik çocuklar "Araştırmalar, alkol bağıınlılarının erkek kardeşlerinin yüzde 30'unun, anne ve kız kardeşlerinin yüzde I0-15'inin, tek yumurta ikizlerinin ise yüzde 70-80'inin alkolik olduğunu ortaya koyuyor. Anne ve babası alkolik olan çocuklarda ise anne-babası alkolik olmayanlara kıyasla bağunlılık oranı daha yüksek. Ayrıca alkoliklerin > akın akrabalannda depresyon oranının daha fazla olduğu, araştırma sonuçları arasuıda yer alıyor." Yapılan çeşitli araştırmalarda alkol bağımlılannın çocuklannda gelişme geriliği ve öğrenme güçlüğü görüldüğünü kaydeden Prof. Unal. bu çocuklarda değişik ruhsal bozukluklann da yüksek oranda gözlendiğini söyledi. Gebelikte alkol kullananlar Gebelikte ince alkol ve sigara kullanan anne adaylannın çocuklannda doğum anomalileri ile fıziksel ve zihinsel gelişme bozukluklanna daha sık rastlandığını bildiren Prof. Ünal, eroin ve morfin gibi uyuşturucu kullanan anne adaylannın çocuklannın bağımlı olarak doğduklanna dikkati çekti. Alkol alışkanhğının aileler üzerinde psikososyal bir stres oluşturduğunu vurgulayan Prof. Ünalşöylekonuştu: "Alkol ve madde bağımlılığı kişiye, aileye ve toplumn zarar veren önemli bir halk sağlığı sorunudur. Alkol ve madde bağımlılığı, kişilerde meydana getirdiği ağır ruhsal ve bedensel hastalıklar yanında kişilerarası ilişkilerin bo/ulmasında. aile içi çatışma ve gergjnüklerin artmasında. boşanmalarda, çocukların olumsuz yönde etkilenmesinde, trafik ve iş kazalarında, ölüm ve öldürmelerde en başta gelen etkendir." Trabzon'a uluslararası sınav TRABZON - Trabzon 21 -22 nisanda Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenterler Asamblesi. 25-26 mayısta da Avrupa Konseyi loplantısına hazırlanıyor. Sovyetler Biriiğfnin yıkıİmasından sonra uluslararası alanda meydana gelen değişikliklerle bir anda y ıldıa parlayan ve tarihsel misy onuna yeniden kavuşma olanağı bulan Trabzon, ticari ve sosyal alanda yaşadığı hızJı değişikliklere diplomasiyi de katıyor. Nisan ve mayıs ayında ülkemiz açısından da çok önemli iki toplantıya ev sahıpliği yapacak olan Trabzon, bu toplantılann başanlı sonuçlanması halinde gelişme yolunda önündeki bütün engelleri aşmaya başlayacak. Trabzon ve ülkemiz açısından çok önemli bu iki toplantının ilki. 21 -22 nisanda Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenterler Asamblesi (KEİPA) Ticaret ve Sanayi Grubu toplantısı. KEİ üyesi ülkelerden 60'ın üzerinde parlamenterin katılmasının beklendiği toplantı. üye ülkeler arasında ticaret v e sanayi alanında ortak hareket etme konusunda yaşamsal önem taşıyor. tkinci toplantı ise daha da önemli. Mayıs ayı içinde İstanbul'da gerçekleşecek olan Avrupa Konseyı toplantısının ardından Avrupah parlamenterler Trabzon'a hareket edecekler. Toplantılann 2 günü İstanbul'da. 2günü ise Trabzon'da gerçekleştirilecek. Bu toplanülara da 100'ün üzerinde parlamenterin katılması bekleniyor. Pakistan'ın kuzeyinde yer alan bölgede toprağını satana, çocuğunu satmış gözüyle bakılıyor Dünyanın çatısındabiryer: Hunza NATIONAL GEOGRAPHIC JOHN McCARRY Pakistan'ın kuzeyinde Karaku- rum Dağlan'nda tek başına bir yer- leşim olan Pissan'da bir toprak kay- ması jipimizi durdurdu. Gilgit'ten Hunza'ya gitmek için kiraiadığım bu eski arabayı Javed adında bir şo- för kullanıyordu. Javed, Karaku- rum Otoyolu olarak bilinen yolu kaplayan taş ve kara parçalanna bakarak içini çekti ve 'şalo' dedi. Bu kelimenin Urduca 'haydi gidelim" anlamına geldiğini biliyordum da nereye gidecektik? Şoförümün us- talığını gözardı ettiğimi sonra an- ladım. Büyük taşlann etrafından dolaşıp, küçüklerin üzerlerinden aşarak, hoplaya aplaya da olsa kısa sürede aşıverdik bu yolu. Dağa tırmanırken geriye dönüp yola ve Hunza Nehri'ne baktım. Yol. nehir ve hatta gök aynı renkte, griydiler buradan bakıünca. Nehre paralel uzanan telefon direkleri tele- fon kablolannı taşıyorlardı. Tele- fon. yol ve nehir bu üç yaşam çizgisi birbirlerine koşut uzanıp duruyor- lardı vadide. Çok uzun bir zaman dış dünyaya sadece patikalarla bağlı. buzullarla çevnli yüksek bir platoda yer alan 35 bin nüfuslu Hunza'ya sadece bir- kaç kamyon. o da yılda bir iki kez ulaşabilirdi. 1960'larda ise o zamanlar iktidar- da olan Mir. Pakistan hükümetini ikna ederek otoyolun Hunza'ya ka- dar uzatılmasını sağladı. Yapımı 10 yıldan fazla süren, 476 işçinin yaşa- mına ve milyonlarca dolara mal olan yolun yapımı sürerken Mir dü- şürüldü ve Hunza. Pakistan'ın doğ- rudan kontrolü altına girdi. Yolun yapımı ise 1978'de tamamlanabildi. Işte 10 yıla sıkışan bu olaylar Hun- za'nın çehresini ve kaderini değiştir- di. Yemyeşil vadi Jipimiz bu arada geniş bir virajı aştı ve önümüzde duvar gibi uzanan dağ silsilesi içinden yemyeşil bir va- diye girerek eski başkent Kerima- bad'a doğru yöneldik. Arkamızda bıraktığımız ay görüntüsü kadar şa- şırtıa olan bu yeşilliğin, eriyen bu- zullann sağladığı bir bereket oldu- ğunu sonradan öğrenecektim. Bir- kaç gün sonra. Baltit köyünün yakı- nlanndaki teras tarlalann içinde genç bir çiftçiyle. Didar Ali Şah'la yürüyorum. Hunzahlargerçek birer çiftçi ve bu yörede en az bin yıldır sadece bu iş yapıhyor. Her Hunzalı- nın küçük de olsa bir toprağı var ve buradan elde edilen ürün sadece ai- lelerin karnını doyurmaya yanyor. Didar Ali, Hunza'nın baskın et- nik grubu olan Burusholann Buro- ong klanına mensup. Baltit'te yerle- şik üç klan daha var: Diramiting, Barataling ve Khurukut klanlan. Adlannı kurucu atalanndan alan bu kabilelerde dünyanın başka hiç- bir yerindeki hiçbir lisanla alakası olmadığı söylenen Burushaski ko- nuşuluyor. Burusholar. Hunza nü- fusunun %70'ini oluşturuyor ve ku- zeydeki VVakhilerle. aşağı Hunza'da yaşayan Shinler ve Burusho yakı- nlannda dağınık olarak yaşayan Domlardan kız alıp vermiyorlar. Didar Ali'nin babası Baltit'in en geniş topraklannın sahibi. Tam 47 kanal (yaklaşık üç hektar) toprakla- n var. Hayretimi gizleyememiş ola- cağım ki Didar Ali. açıklama yapma gereğini duyuyor ve "Bu topraklann sadece 10 kanalı ekilebilir durumda. Zaten burada hiçbir şey kendi başına yefişmez. Gördüğünüz bütün bu ağaçlar, hatta bu otlar bile insanlar tarafmdan dikilmiştir" diyor ve aile- sinin mütevazı fakat çiçeklerle do- nanrruş kayısı ağaçlannı gösteriyor. Hunzalılar ağaçlanna ve tarlalan- na çok önem veriyorlar. Hiçbir Hunzalı toprağını satnuyor. Didar Ali'nin söylediğine göre, toprak mi- ras yoluyla elde ediliyor ve çocukla- ra devredilmesi gerekiyor. Toprağı- nı satana çocuğunu satmış gibi bakılıyor. Hunza halkı sağhklı bir halk. Zaten 19. vüzyıhn sonunda buraya gelmiş olan Ingilizler, yöre halkı içinde çok sayıda kişinin 120 yaşın üstünde olduğunu örenip çok şaşırmışlardı. Artık Hunzalılar, uzun yaşadıklan efsanesiyle yaban- cılan şaşırtmaya pek uğraşmıyorlar. Çünkü kendileri de beslenmelerinin îngilizlerin getirdiği 5 maddeyle -şe- ker, tütün, baharat, çay ve bitkisel yağ- birlikte saflığını kaybettiğini bi- liyorlar. Yine de benim başıma gel- diğj gibi, arada sırada bir ihtiyann çıkıp da 119 yaşında olduğunu iddia ettiğini duyabiliyorsunuz. Yabancılara İcarşı çekingen olan Hunzalılar, kendi aralannda çok şa- kacılar. Aslında yaşadıklan bölge dünyanın en sert iklimlerinden biri- ne sahip ve herhalde mizah unsuru- nu bu sertliği hafıfletmek için kulla- nıyorlar. Hunza, Pakistan'ın deneti- mine girinceye kadar Mirlerin ikti- dan altında yaşadı. Çoğu despot adamlar olan bu Mirlerin bazılan Hunza'nın dış dünyayla olan bağ- lantılannı sağlamak gibi görevler yüklenmişti. Ağa Han Sağlık Hiz- metleri'nin Genel Müdürü olan Stephen Rasmussen'in belirttiğine göre, Karakurum Otoyolu'nu Hun- za'ya geü'rten Mir de uzak görüşlü bir kişiydi. Saltanat hâlâ sûrseydi... Eğer Mirlerin saltanatı hala sürü- yor olsaydı, bugün Hunza'nın Mir'i Gazanfer Ali Han olacaktı. Gazan- fer Ali hala unvanını koruyor, fakat yönetimde etkisi danışmanlıktan öteye gitmiyor. Yolu buraya getiren Mir onun babası Mir Muhammed Cemal Han'dı. Bu sayede ve Pakis- tan hükümetinin de yardımlanyla artık Hunza'da hemen her evin elektriği ve suyu var. Hunzalılara göre ise Mir Mu- hammed Cemal Han Hunza'ya hem iyiliği. hem de kötülüğü dokunmuş bir kişi. Onun döneminde hemen her şey için, örneğin Gilgit'e gitmek için Mir'e vergi vermek gerekirmiş. Hunza Nehri üzerindeki köprii. Hunzalılar, iki yaka arasında yidip gelirken bu köpriiden v ararlamyoriar. Sonuçta Hunzalılar dayanamaz ol- muş ve "Hunza-Nagir Özgürlük Cephesi'ni kurmuşlar. Yönetimin Pakistan'a geçmesi ise büyük se- vinçle karşılanmış. Hunzalılar, Karakurum Oto- yolu'nun üzerindeki diğer topluluk- lardan daha başınlı olmalannı al- dıklan iyi eğitime bağlıyorlar. Bugün Hunza'da çocuklann %90'ı okula gidiyor ve bunlann bü- yük bir çoğunluğu liseye de devam ediyor. Yakın zamana kadar, Pakis- tan hükümeti bölgeye ortaokullan ve Iiseleri getirmeden önce ilkokul- dan sonra okumak isteyenler Gil- git'e ve hatta Ravvalpindi ya da Ka- raçi'ye gitmek zorunda kalıyorlardı. Hunza'da eğitime büyük saygı duyuluyor. Bir gün Didar Ali'yle dolaşırken aniden bir grup köylü kadın etrafımızı çeviriyor ve Ali'nin elini öpmeye başlıyorlar. Bu hareke- ti, Didar Ali büyük bir toprak sahibi olduğu için yaptıklannı sanıyorum. Bizimle birlikte olan bir öğrenci ise Didar Ali'nin okulda ders verdiği için böyle saygı gördüğünü açıklı- yor. İslamiyet. Hunza'ya ticaret yollanndan gelmiş \e 1800'lere ge- lindiğjnde hemen hemen bütün top- lum Müslüman olmuş. Bugün Hun- zalılann çoğu İsmailiye mezhebin- den. Ruhani fıdcrlen ise Ağa Han. Hazreti Ali'nin sülalesınden gelen ve dolayisıyla Hazreti Muhammet'in akrabası olan Ağa Han soyu Hun- za'ya büyük ıyılikler yapmış. Ağa Han'ın sövledikleri Hunza'- da kanun kabul ediliyor. Örneğin Ağa Han. "Eğer bir oğlunuz ve bir kızınız ve sadece bunlardan birini okutacak paranız >arsa kızınızı oku- run. Oğlan hayatını kazanacak bir yol nasıl olsa bulacaktır" demiş. Hunzalılardabuna uyuyorvekızla- nnıokutuyorlar Sağlık merkezleri Hunza'da Ağa Han'ın kurduğu 175 okulun yanı sıra tüberkülozu ve dizanteriyi önlemede büyük hizmet- ler \eren sağlık merkezleri de var. Ağa Han'ın 1980'deaçıkladığı 'Ağa Han Kırsal Alanlar Destek Progra- mı' çerçevesınde de çiftçilere hay\ an bakımı. bahçecilik, pazarlama ve muhasebe gibi konularda bilgi veri- lıyor. Otoyolun Hunza'ya bir diğer katkısı ise paranın kullanılmaya başlanması. Karakurum îpek Yolu'- nun üzennde olan Hunzalılar yüz- yıllardır Çın'le ticaret yapıyor \e bu büyük komşuva yak y ününden yap- tıklan sağlam ıpler, İcuru mey^e ve kayısı çekirdeği satıp karşılığında ıpek halı. gümüş \e porselen kap- kacak ahyorlardı. Bugün yine oto- yol sayesinde Hunza'ya gelen turist- lerin de katkılanyla nakit para kul- lanılmaya başlanmış. Her yerde olduğu gibi değişimin kötü etkileri de \ar. Eskıden Hun- za'da suç işlenmez. en fazla ka\galar olur \e bin birini yaralarsa cezasını Mir'ın onayladığı bir yaşlılar heyeti olan Trangfa' \enrdi. Şimdi riem suçlar fazlalaşmış. hem de eskiden beş dakıkada \enlen kararlann alı- nması için mahkeme koridorlannda 5 ay gecinliyor. Acaba Hunzalılar \olun açılma- sından pişmanlar mı? Aliabad'daki tarlasında patates toplarken rastla- dığım 80 yaşlanndaki Şubedar Mir Hazar'ın şu sözlerı bana en iyi yanıtı venyor: "Pişmanolmak mı?Şakamı vapıvorsunuz? Bu vol başımıza gelen enivişevdir." Tasanmda özerkliğinönemibüyük Teşvikiy (• Topağacı semtinde, yeni sokak lambalan. Haber Merkezi- Türkiye'nin cn büyük mobilya üreticilerinden olan bir kuruluşun genel müdürü. üreti- me girecek yeni koltuk serisinin ilk örneklerini odasına taşıyıp yurtdışı- nda bir fuarda gördüğü koltuk bi- çimlerine benzetmek için çahşırsa ne olur? Birincisi, bu o kuruluşta tıpkı di- ğer önemli konular gibi bizzat genel müdürün tasanmla ilgilendiğini ve tasanma önem verdiğini gösterir. Ikincisi, bu o kuruluşun bünye- sindeki bilgi üretiminin koşullannm küçük bir kuruluştan büyük bir sa- nayi işletmesine geçerken bir dönü- şüme uğramamış olduğunu göste- rir. Genel müdürün başanlı bir ta- sanmı gerçekleştirmesi veya secmesi gercekte oldukça tesadüfi bir du- rumdur. Çoğu zaman kuruluş hiye- rarşileri için tasanm faaliyetleri özerkleşmiyor ve yöneticiler uzman olmadıklan konularda fikir yürüt- meye zorlanıyorlar. Üstelik ta- sanmcılann en alt kademede yer al- ması nedeniyle ürünler bazen muha- sebe müdürlerinden personel mü- dürlerine kadar tüm yöneticilerin "katkısına" açık halegelebiliyor. Geçen haftalarda Istanbul Sanat Tanıtım ve Araştırma Vakfı (İS- TAV) tarafmdan "tasanm toplantı- lan" düzenlendi. Bu toplantılara dünyaca ünlü ban İtalyan tasanm- alan konuk konuşmacı olarak ka- tıldılar. "Tasanm toplantılan" dizi- sinin ilk konuğu Domus Academy talyan tasanmının başansının özerklik sayesinde sağlandığına dikkat çekildi. öğretim üyelerinden Marco Susani oldu. Özellikle İtalyan tasanmın ba- şansının özerklik sayesinde sağlan- dığına dikkati çeken ünlü tasanmcı. ürün geliştirme faaliyetlerinin üre- tim ortamlanrun dışında yer alması gerektiğini \urguladı. Çeşitli ulusla- rarası kuruluşlar için gerçekleştirdi- ği tasanmlardan örnekler veren İtal- yan tasanmcı özellikle yöneticilerde bir "tasanm duyarlılığı" olması ge- rektiğini. tasanmın yalnızca pahalı ürünler için geçerli olmadığını; en sı- radan ürünlerin bile kaliteli olabile- ceğini sözlerineekledi. Tasanmın bazen teknikçi bir gö- rüntü, bir imaj yaratma sorunu gibi algılandığını, oysa temelde gelenek- sel toplumlardaki eşya kalitesinın tasanm yoluyla sürdürülmesinin mümkün olduğunu belirten ta- sanma, bu konuda geleneksel Ja- pon mutfağı ile hap şekline getiril- miş uzay yıyeccklerı karşılaştı- rmasını yaptı ve tasanmın insanı boyutunu vurguladı. Marco Susani. Italya şehırlcnn- den örnekler vererek sürdürdüğti konuşmasmda özellikle kentsel tasanm açısından kuralsızlık \c kamu yönetımlerinin duyarsızlığı ile giderek bazı şehirlerin bozulduğu- nu: ancak örneğin bir Torino Be- lcdiyesi'nin bu konuda çok daha il- keli davranarak kentsel tasanm ka- litesini geliştirdiğini belirtti. İstan- bul'da bu toplantılann önemli bir dönemeç olabileceğine işaret eden Susani. uygulanmasa bile tasanm üzerine kafa yonnanın yararlı oldu- ğunu. ortaya çıkan projeleri sivil toplum örgütlerinin savunarak ye- rel yönetimler karşısmda etkili ola- bileceklerini söyledi. "Tasanm toplantılan" dizisinin ikinci konuğu olan Aldo Cibic ise dünyaca ünlü Memphis tasanmcı- lar grubundan ve Paris'te düzenlen- diğindebüyük yankılaryaratan "Ta- sanm: Yüzyılın Aynası" sergisinin katılımcılanndan. İstanbul'a özel olarak ilgi duydu- ğunu belirten ve sık sık İstanbul'a gelen bu ünlü îtalyan tasanma ko- nuşmasında tasanmın sıradan gün- lük eşyalara yaygınlaşması gerekti- ğini, onlann insanlann estetik ya- şantısına katılması gerektiğini sa- vundu ve otomobi! aksesuvar, ütü masası. şehir mobilyalan gibi ger- çekleştirdiği çeşitli tasanmlardan ömekler verdi. İnsan vücudu için yapay deri ANKARA(A\'KA)-Bilim adumlannın ıns.ın \ ücuduna yönclık ıirjşiınıı.ılan her gün y enı ürünler \eny or. Son olarak. gcli^ttnlcn bıryap.ıy ! dennin ınsan \ucudunda kronık hastalıklar. yanık \c derin yaralar sonucu mcydanu gelen rahatsr/hklarda başanyla kullanıldığı bıldırıldı Organogcncsisadlı bir bioteknoloji firması tanıfından geliştinlcnyapay dcrıyc "Graftskin" adı \erıldıği belirtildı. Yapay derinin imalınde kullanılan maddelerin ınsan vücudu tarafmdan reddedilmediğı. dcri tabakalannı yenilediğı kaydedildi. Söz konusu yapay dokunun. dermis ve epıdermis hücreleny le. ınek ten elde edilen kollojerun (den dokusunun lif ıskeletini oluşturan protein) bileşimıni içerdiği bildirildi. Yapılan klinik deneylerde yapay dokunun. kronik hastalıklann, y anık ve derin yaralann tedavisinde kullanıldığı belırtılirken, alınan sonuçlarda y aralann çabuk kapandığı. hızlı ıyileştiği. enfeksiyon ve yara izı oluşumunda düşüş meydana geldiği kaydedildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle