25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiyaz sahibi: Berin Nadi Genel Yayııı N oneımenı. Özgen Acar #00110! Yay m Koordmatörü Hikmet Çetinkaya • Gonol Vjvm Danışmanı Ortıan Erinç • Ydzıışlcn Mudürlen İbrahim Yıldız, Dinç Tayanç (Surunılu).•Habcr Merkea Müdüru: Hakan Kara • Gorsel ^ oneımen. Ali Acar #Dış Haberler Er- Ankara Temsılcısı. Mustafa Balbay • Haber Müduru Doğan Akuı AtatürkBul- Mıiesbese Mudurü- ErolErkut •Koordınatör: gun Balcı • Ekonomı: Abdurrahman Yıldınm • \an No 125. Kar 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020(7 HaO.Telex 42344. Fax Ahmet Koruisan • Muhaset* Bülent Yener Istıhbarat: Yalçın Çakır • Yurt Haberleri: Mehmet 44195027 •İzmir Temsılcısı. Serdar Kızık, H Zıya Blv 1352 S.2 3 Tel 4411220 «Idare HüseyinGürer •İşletme önderÇelik Saraç • Makaleler: Sami Karaören • Spor: Abdül- Telex: 52359, Fax: 4419117 •AdanaTemsılası Çetin Yiğenoğlu İnönuCd II9S •Bılgı-İşlem Nail Inal •Bilgısayar Sıstem: kadir Yücelman • Düzeltme: Abdullah YazKi No: I Kat: I.Tel: 3522550-3522601-3522492. Tele\ 62155. Fax 3522570 Mürüvet ÇUer •Reklam Reha Işıtnuuı Yaıvnta>ijıveBx&aa: Y r en. Gun Habcr Ajdnsı. BoMn \c Yasıncılık A Ş Tür*oca"ğ Cad 39 4 I Cagaloğlu.MJMİst PK 2-tf, kanhul Tel (0 2[2)5i:O'O5ı:.'hjiıTdc\ :::-lft F.u | 16MART1994 İmsak-4 43 Guneş: 6.08 Öğle:12 20 fkindı. 15.38 Akşam. 18.18 Yatsı. 19.37 AtatûPk'ün Adana'ya gelişinin yıldöflümü •ADANA (AA)- Atatürk'ün Adana'ya gelışinin7rincı yıldönümü törenlerle kutlandı. Törenlere Atatürk Anıtı'na çelenklerin konulmasıyla başlandı. Daha sonra Atatürk Bilim ve Kültür Müzesi önünde yapılan törende konuşan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Çolak. Atatürk'ün Adana'yı 9 kez ziyaret ettiğini belirterek, "Âdanamız Atatürk'ün yaşamında önemli dönüm noktalan yaratmış bir şehir olmanınonurunu taşır"' dedi. Öğrencilerin şiir okuması ve folklor gösterilerinden sonra, törene katılanlar. Adana Kültür Müdürlüğü'nce düzenlenen Atatürk'le ilgili kitap ve fotoğraf sergisıni gezdıler. Kutlama törenlerine. Adana Valisi Nad Parmaksız. 6. Kolordu Komutanı Korgeneral M. Rüstem Tümer. kamu. kuruluşlannın temsiJcılen ve vatandaşlar katı ldı. Yeniçağa Gölü için kampanya • GEREDE(LBA)-Bolu ilinın doğusunda, Gerede ilçesinin sınırlan içerisinde yer alanveyaklaşık 1800 hektarlık biralanı kaplayan Yeniçağa Gölü'nde tehliKe çanlan çalıyor. Doğal Hayatı Koruma Denıeği gölü kurtarmak içın harekete geçti. Doğal Ha>atı Koruma Derneği. su seviyesinin gün geçtikçe azaldığı göl çev resinde tanm faalivetlerinin yoğunlaştınldığına dikkat çekerek, yerleşim alanlanndan gelen atık sulann doğrudan göle akıtılması nedenıylegölde kirlılık ve kuruma tehlıkesı başladığını bıldırdı. Salakların araşürması • ANKARA (l'BA)- Salaklar Derneği, yaklaşık 700'e \ aran üyesi ıle "salakhğın" tarihçesini araştınyor. Salaklar Derneği Genel Başkanı Hasan Karabay, tarihin ilk salak kenlinin İzmır"in Aliağa ilçesi yakınlan'ndaki '•Kyme" kenti olduğunuaçıkladı. Antropolog Stroborn'un "Anadolu Coğrafyası" adlı eserinde Anadolu uygarlıklannın tamamının incelendığını kaydeden Karabay. "Türkiye'nin ilk salaklan M.Ö. birinci yüzy ılda Kyme kentinde yaşamışlar""dedi. İncelemeler sonrasında K> me halkının bu unvanıgerçekten hakettiğini kaydeden Karabay, "Kyme halkı yaşadıklan kentin deniz kenannda olduğunun. ancak 300 > ıl burada > aşadıktan sonra farkına varmışlar" dedi. Kalp krizi kendini •ANKARA (UBA)- Uzmanlarbirçok kalp rahatsızhğının belırtisi olan "çarpıntılar'ındikkate alınması gerektığini söylüyor. Türk Kalp Vakfı'ndan Kardiyolog Dr. Mahmut Karadağ. "Kalp çarpıntılannın dıkkate alınması \ e mutlaka nedeninin araştınlması gerekir" dedi. Karadağ. genellıkle normal kalp vuruşunun dakikada 60 ve 100 arasında değiştiğıni kaydetti. Dr. Karadağ. sporculann kalp atımının daha düşük olduğunu söyledı. Kalp hastalıklannın belirtisinin yalnızca çarpıntılar olmadığını hatırlatan Karadağ. nefes darlığının. göğüs ağnsının göğüste yanmalann da dikkate alınması gerektığini kaydeıtı. Gitarist Danny Barker öldö • NEVV ORLEANS (AA) - Caz müzığinin ünlü gitarası Danny Barker'm pazargünü Nevv Orleans'daki evinde öldüğü bildirildi. 85 yaşında ölen ünlü gitaristin bir süreden beri kanser tedavisi görmekte olduğubelirtildi. 19301u yıüarda Cab Calloway orkestrasında çahşırken gitann caz müziği içinde önemli bir enstrümarr haline gelmesini sağlayan Barker. ayru zamanda 60yıldan fazla caz müziğiyle ugraşmıştı. Caz tarihçisi, bestecisi ve yazan olan Barker. New Orleans ekolü içinde önemli yer tutan KingOliver, Louis Armstrong. Jelly Roll Morton, Red Allen. gibi caz devleriyle de çalışmıştı. ir'ANAP icadı' olarak 1986 yılında devreye sokulan 'İmar İslah Planı' uygulaması, '80*lerde başlayan yağmaya yeni bir boyut kazandırdı. Bugün, özellikle İstanbul'da birçok tanm, orman ve su havzası koruma alanlannın 'nazım planlara aykırT olarak ve 'gecekondulaşma var' gerekçesiyle yüksek yoğunluklarda yapılaşmaya açılması bu yolla sağlandı. Kentyağmasınagerekçe: Gecekondulaşmatehlikesi G ecekondu affını. "bir çare- sizliğin bağtşlanması'" içen- ğınden çıkartıp. "kentsel yağmanın özendirilmesi" sü- recine oturtan 1980'li yıllann yasal düzenlemeleri içerisinde, bu sürecin en yaygın "suç aleti" olan "Islah İmar Planlan" üzerinde önemle durmak gerekiyor. Bugün. özellikle İstanbul'da birçok tanm, orman ve su havzası koruma alan- lannın "nazım planlara aykırı" olarak ve "gecekondulaşma var" gerekçesiyle yüksek yoğunluklarda yapılaşmaya açılmasına olanak sağlayan bu plan türü. bir "ANAP icadı" olarak 1986"da devreye sokuldu. Gerçi daha önce de vurgulandığı gibi, 1984 Şubaü'nda yürürlüğe giren 2981 sayıü Af Yasası'nda ıslah imar planlan ka\ramı mevzuatta yenni almıştı. Ama. asıl "yağ- macı" misyonunu. 7.6.1986 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 3290 sayılı Af Yasası ile. ondan hemen bir buçuk ay sonra yayımlanan. "2981 ve 3290 sayılı yasalaruı uygulanmasına ilişkin yönet- melikle" üstlenmiş oldu. Bu yasalara ve yönetmeliğe göre. beledi- ye ve valilıklere "bir yerleşme alanı ja da yapı topluluğu niteliği kazanmış gecekondu alanlannda" ya da benzer şekilde yoğun olarak kaçak yapılann bulunduğu "hisseli arsa >e arazilerde", buralardakı yasadışı bi- nalan "yasallaştırmak" üzere ıslah imar planlan yapma ve yaptırma yetkisi verildi. Yine aynı yasa gereğınce. bu tür bir plan- lama için "10 Kasım 1985 tarihinden önce" yapılan yasadışı bınalann bulunması ön koşul olarak aranırken. hem affedılen yapı parsellerine, hem de planlanan alandaki "boş arsa >e arazilere", h: 12.5 m yüksekli- ğınde. yani "4 kata" kadar "ünar hakkı" da tanınmış oldu. Dahası. 2981 sayılı yasaya 3290 sayılı ya- sayla eklenen bir maddeylede. "gecekondu- laşma ve kaçak yapdaşma istidadı gösteren alanlar" içın de. (sanki affedılecek ruhsatsız yapı topluluklan varmışçasına) ıslah imar planlan yapma olanağı sağlandı. Bütün bunlara da ek olarak. ıslah imar planlannın yapımı ve onaylanmasında, "nazım plana uygunluk şartı" da kaldınlı- nca. özellikle İstanbul'da birçok ilçe beledi- yesi, imar planlama politikalannı tümüyle "ıslah planı" üzerine kurdular. Çünkü bu planlann yürürlüğe girmesı için "Anakent Belediyesi onayı" da gerekmediğinden. ilçe sınırlan ıçensindeki "imara açılamayacak" olanlan. "gecekondulaşma >ar" ya da "isti- İmar islah planlany la, gecekonduların yerine çok katlı >apılar dönemi başladı. dadı var" gibi gerekçelerle "yapılaşma böl- geleri" haline çevırdiler Dahası. bunu ya- parken, ıslah planı mevzuatını bile dınle- meyerek. kaçak yapılaşmanın "1985'ten önce" gerçekleşmış olması koşulunu da bir kenara ıttıler... "Gecekondulaşmayı düzenleme" adına İstanbul"un birçok ilçe belediyesinde, hem ANAP döneminde. hem de SHP dönemin- de yaygın olarak devreye sokulan ıslah imar pianı uygulamalanna en "çarpıcı" ör- nekler. Ümraniye bölgesinde gerçekleşmiş- tir. Özellikle Sanyer ilçesınde. ağırlıklı ola- rak "yasadışı" villalann" ınşa edilmesi ve kaçak y apıların da "kurtardması" yönünde kullanılan ıslah imar planlan. Ümraniye'de sözcüğün tam anlamıyla "hukuka aykırı kentleşme" yaratılmasına yaradı. 16 Nısan I990'da. Ümraniye Belediye Meclisi'nce onaylanarak yürürlüğe soku- lan "1/1000 Ölçekli Yukarı Dudullu, Aşağı Dudullu, Çekmeköy Islah İmar Planı". var olan gecekondulan ve kaçak yapılan kap- samasının ötesinde. 80-100 dönüm kadar "boş alanı" da apartmanlara olanak sağ- layacak şekilde imara açıyordu. Aynı plan, bir yandan'29.8.1988 tarihli 1 25 bın ölçekli "Elmalı tçme Suyu Havzası ve Civan" çevre düzeni planına da aykın olarak. havza içindeki arazileri bile "imarlı arsalar" haline getirirken. öbür yandan 1986 tarihli ıslah planı yönetmeliğindeki "su hatzalarını kapsam dtşı bırakan" kuralı bile açıkça çiğniyordu. Nitekim. "gecekondu affı" adına işlenen böylesı bir "planlı çevre cinayetine" sonun- da Elmalı Bendi de dayanamadı; ve koru- ma alarundaki yoğun yapılaşmanın ya- rattığı "giderilmesi olanaksız" kirlenme yü- zünden. 1993 yılında "içme suyu kaynağı" niteliğini tümüyle yitirdi; devre dışına çı- kartıldı. Ümraniye Belediyesi. böylesi bir yağma planlamasıy la da yetınmeyerek. yine imar affı yönetmelığine bile aykın olarak, 1992'- de ıslah planlannda dahi "yeni yoğunluk arttşları" getırdi. Örneğin. "gecekonduiaş- ma *ar" gerekçesiyle daha önce imar hakkı sağlanan toplu konut ve lojman inşaatlan- na tüm bölgede "birer kat ilave" getirilir- ken. "üzerinde kaçak yapı bulunan" ara/ı- lerden de kamuya aynlması gereken yüzde 35 oranındaki paylar "geri \erildi". Böyle- ce, ıslah planıyla bile olsa. imara açılan yer- lerde "topluma ait alan" elde ediîebilmesi hakkından bile vazgeçilmiş oldu... Gecekonduyla imar hakkı İstanbul'un. "ıslah planlanvla kentleşen" bir dığer ilginç bölgesı ıse. bir zamanlar "gecekondu semti" olan, son yıllann ise tam bir "yap-sat cenneti" olarak anılan Zeytin- burnu ilçesıdır. Gecekondulan hem affetmek, hem de onlara "yüksek imar hakkı vermek" amacını taşıyon ıslah imar planı uygula- masına, 1986'dan sonra özellikle Zeytin- burnu Belediyesi dört elle sanldı. Var olan gecekondulan "imar parselleri" içinde ko- ruyan. aralardaki boş arsalara ıse yine "imar olanağı sağlayan" ıslah imar plan- lany la, Zeytinburnu"ndakı "gerçekten gecekondu" olan derme çatma binalar bir anda "kat karşılığı iş yapan" müteahhitle- rin en gözde müşteri potansiyellerini oluş- turdular. Bu uygulama sonucunda. günümüzde artık Zeytınburnu'nda, gecekondu sahiple- n değil, "birkaç daire sahibi olan apartman sakinleri" yaşıyor. İlçenın planlaması ise bi- limsel anlamda bir kent planı şeklinde de- ğil. her gecekonduy u apartmana çeviren ve her boş alana bına konduran "yağma planlan" yöntemıyle gerçekleştığinden. Zeytınburnu bu kez bir "betonarme or- manını" andınyor. Sanyer'in ünlüleri Sarıjer bö'lgesinın ıslah planlan açısı- ndan nam salmış olması ıse hiç kuşkusuz birçok "ünlü" kişi ve kuruluşun. bu yörede- ki "gecekondulaşma gerekçesine" sığına- rak. imara yasak arazılerine inşaat yapma olanağını elde etmelerinden kaynaklanı- >°r- Örneğin. Alarko firmasının Demirciköy'- deki mılyarlık villalan nazım planlarda "ko- ruma alanı" olduğu içın imara açılamayan arazilenn. "gecekondulaşmaya istidadı var" şeklindekı "yasal yorumlarla" ıslah planı kapsamına alınması sayesınde ınşa edili- yor. Benzer şekilde. aynı yörede geniş arazi- leri bulunan ünlü arsa ve arazi yatınmcısı Metin Kaya Çağlayan'ın da. 500 dönümü aşkın imara yasak mülkiyetı. yine ıslah imar planlany la "inşaat değeri" kazanmış durumda. Bütün bunlann y anı sıra. Başbakan Tan- su Çüler'in bile Kilyos-Armutlu mevkiin- deki 30 dönüm arazısinin aynı yöntemle imara açıldığı. gecekondu veya "istidadı" olmadığı halde "af yasasına göre" ıslah planı kapsamına alınarak "toplu villa inşa- atına" olanak sağlandığı. basında da yer alan çarpıcı örnekler arasında bulunuyor... Yarın: 'Sağ'ın oy tabanı, sol un kitle tabanı. C^cekonduyatcıvfzv««nherkarar,kemdüzenlffiekar$ıfycıscılolımıyanbfrtcivırclır Gece'konmak', yada konmamak... DOĞAN KLBAN G ecekondu. nasıl kente göçen çaresız bir ailenin en acil ve ilkel bannma gereksınımini karşı- lamak için. kent düzenine karşı ortaya çıkan ve yasal olmayan bir gecıcı çare ıse. gecekonduy a taviz \eren her söz ve karar da kent düzenine karşı çıkan ve yasal olmayan bir tav n yansıtır. Köyden gelen topraksız ailenin çaresızliği anlaşılabilir. Ve bunun, toplumun. önüne geçılmesi olanaksız çağdaş tarihi gelişmesinin bir parçası olarak kabul edildiğini söyleyebiliriz. Bundan ne- redeyse yanm yüzyıl önce kente göç başladığı zaman halkın çaresizliği çok belirgindı. Bu gi- derek kentlerin varhğını ve düzenını tahrip eden boy utlara ulaştı. Ne var kı toprak işgali ve yapılaşma zaman içinde kılıf değiştirdi. Şu anda büyük kentler çev resinde İstanbul'da köyden göç edenler ge- cekondu yapmıyorlar. Istanbul'da oturanlar toplumun hakkını yiyerek. ya da en azından yasalan çiğneyerek kaçak inşaat yapıyorlar. Ne olacak bu halin sonu? Bugün İstanbul'da hazır betonla gece gün- düz dökülen betonarme katlara, gecekondu demek için dünyayı bir sıs perdesinin arkası- ndan görmek, daha doğrusu görmemek ge- rek. Bugün kendini bilen her kentli. her aydm, her belediyeci her mimar ya da şehirci düş- manlar tarafmdan talana uğramış bir kentin sakinleri gibi, içleri kan ağlayarak, akşamlan birbinne "ne olacak bu halin sonu?" diye tele- fon ederek, bir devlet düzenının kent mekanı üzerindekı yıkımını seyrediyorlar. Kaçak in- şaatı yıkmak için inşaat yerine giden belediye ekibine "Bizim Başbakandan iznimiz var. siz kim oluyorsunuz?" diyen insanlar kannca gıbı yüz milyonlara yniz mily onlar eklemeye çalışı- yorlar. İstanbul'da seçime kadar yapılacak kaçak inşaatın altyapı gereksinmesini, seçi- lecek belediye başkanlan bütün iktidarlan dö- neminde gerçekleştiremezler. Şimdi, bütün İstanbullu içı kan ağlayanlar adına Say ın Baş- bakan'dan ve hükümetten bir bıldiri ıle kaçak inşaata izın vermediklerini ve bunlar hakkı- nda yasal ışlem yapılacağını açıklamalannı beklıyoruz. Türkiye'de toprak yağması ve yasal olma- yan ya da yasaya uydurulan yapılaşma o ka- dar büyük boyutlar- dadır ki. bunlann kent ve devlet ekonomisine iki ayda verecekleri ha- sar. para piyasalannda yapılan ayarlamalardan daha fazla olabilir. Bel- kı doğrudan vatandaşı ilgilendiımez dıye düşü- nüyorlardır. O zaman daha da umut kıncı. Gecekondu. Türkçe'- nın en guzel sozcuk- lerinden biridir. Kon- mak. göçer yaşamımn her zaman en güzel söz- cüklerinden biriydi. Ya- sal kontrolü alt etmek için, bir çadırkurar gibi, toprağa bir gecede tek katlı bir göz yapı ev ya- pan aile. yaşam gücünü adeta geleneklerden ala- rak kent çevresıne yer- leştiği ve toplumun eko- nomik gücü. onlara daha iyi koşullarda bir konut sağlamadığı za- man, bu sürece karşı za- manla bir hoşgörü bile oluşmuştu. Fakat "gece" karanlığı. ka- ranlık yasasızlığı ve baş- ka karanlık işleri, "kon- mak" ise, kısa sürede gerçekleşen bir olguyu betimler. Fakat bunun da ötesinde gecekondu. bir düzensizüği, bir çaresizliği, daha ötesini göremeyen. görme gücü olmayan bir ilkel pragmatizmi, bir tür iç- güdüsel tepkiyi de betimler. Bir gelişmemişlik. programsızlık gösterisidir. Başka bir deyişle gecekondu. sadece bir nesne değil, bir davra- nış simgesıdır. Gecekondusal davranış Türk toplum kültürü için. yukanda saydığım bütün gelişmemişlik özelliklerini kapsayan genel bir tavırdır. Bu, insanlann olduğu kadar, kurum- lann, politikanın tavndır. Yasalar hemen hazırlanır. çalakalem yazılır. beş on kişinin oyu ile birkaç dakikada çıkanlır. Büyük ope- rasyonlar kokteyl partilerde kararlaşünbr. Ünıversite kurma, kent planlama ya da yağ- malama kararlan gecekondusaldır. Belediye başkanlan. bakanlar. KİT'lerin yönetim ku- rullan başkanlan gecekondusai süreçlerle se- çilir. Ormanlann, kıyılann yağmaya açılması gecekondusaldır. "İstim sonradan gelsın", "ha babam sistemi" deyimleri gecekondusal tavnn halk ağzında biçimlenmış ifadeleridir. Türkiye'de en önemli kararlar politik ve bi- limsel araştırma dönemine gerek duymadan yürürlüğe konulduğu zaman; holdingler araştırma birimlerine gereksinme duymadan ve bundan bir kaç yıl sonrasını düşünmeden, sadece yabancı patentle iş çevirdikleri zaman; politikacılar. bir saat ötesini düşünmeden ön- İerine gelene söz verdikleri zaman; herkes her sorunun, herhangi bir sorumlunun iki dudağ) arasından çıkacak bir sözle çözümlenecegini düşündüğü zaman; bazı adamlar bir mevkiye çıktıklannda, atama ile bırlikte kendi kalitele- nnın de yükseldığını sandıklan zaman: kent- lerde gökdelenler hıçbir altyapı gereksinmesi düşünülmeden. plan karan olmadan. ele geçi- rilen her arsaya yapıldığı zaman; gazetelerde bir köşe. televizyonlarda beş on dakıka ele ge- çiren herkes dünya sorunlannı çabucak çözü- verdiğı zaman "gecekondusal" yargılann kur- banı olurıız. Konar göçer, göçer konar Kısaca bu toplum. yimıincı yüzyılın sonun- da. gecekondusal kararlarla bıryerden kalkar. ötekı yere konar. YÖK yasası çıkar. ünıversi- telerin onlarca yıllık gelışmelerinı yok eder. Bir üniversite bir ılkokul içinde bir gecede ku- rulur. Bir adam bir yasa ıle profesör olur. ya da bir bakanın ımzasıy la rektör olur. Bir yasa çıkar. kızlar imam hatıp okuluna öğrenci olur. Bir bakan gelir, kendısınden önce gelen bütün kurumlaşmayı sıl baştan yapar. Hiçbirşey sü- rekli değildir. Toplum kurumlaşamaz, konar ve göçer. göçer. konar. Partiler boyuna deği- şir, parçalanır, adlannı değıştınr. Milletvekil- leri o daldan bu dala konarlar. Belediye baş- kanlan partı değiştırir. Kent planlan yapılır, bozulur. Kabul edilir. ama uygulanmaz. Der- nek kurulur, ama çalışmaz. Şirket kurulur. iş yapmadan kapanır. Başından sonuna tanı- mlanmış bir iş yoktur Başlayıp vaktinde biten işe de zor rastlanır. Tek çahşan süreç yağma sürecidir. Bu sadece toprak yağması değildir. Bu, süreklı hak gaspetmektir. Bu da göçer toplum göstergesidır. Daha felsefı bir bakışla yerleşmekle, yerleşik düşünmenin eşzamanlı süreçler olmadığını söylemek gerekiyor. Bu sekiz yüz yıllık bir aralıkla mı oluyor. onu söy - lemek kolay değil. Belki de bütün bu hafıf ışlerden ve gece kon- maktan ötürü kendini kuş gibi hafıf hısseden nadir toplumlardan biriyiz. Şikayet ederiz, ama boş veririz. Türkiye her ışin en zor, en plansız, en ağır, en pahalı en emniyetsiz yapıldığı ülkelerden biridir. Bugünlerde gele- ceğe de pek emın olarak bakamıyoruz. Kon- duğumuz yerden de kalkmak zorlaştı. Gerçi on milyonlarca Türk hala oradan buraya gö- çüyor. geçici biryaşamın bütün bilinmezlikleri içinde bocalıyor ama, bir yandan da yerleşiyo- ruz. İkinci İcez yerleşik topluma geciyoruz. Düşüncelerin durulma zamanıdır. Gündüz konmarun, başka bir deyişle aydınlık düşün- cenin egemen olma zamanıdır. Önun için artık gecekonduya evet dememeliyiz. Dayak okuldan çıkıııa! • Son bir ayda, yalnızca iletişim araçlanna yansıyan olaylar, aslında dayağın cennetten değil, okuldan çıktığıru gösteriyor. Birçok ilkokul, ortaokul ve lise öğrencisi 'eti senin kemiği benim'li günler yaşıyor... ÜMtTOTAN İZMİR - Oruç tutmayana, bölme işlemını ya- pamayana, kılık kjyafetine özen göstermeyene, saçını önden ayınp "artistik" yapana, hele hele kendi kendine konuşana. "mırüdanana" dayak, dayak ve yine dayak... Dayağın "cennetten çıkma olduğu" yaklaşımına sız ınanmayın. Son bir ayda. y alnızca iletişim araç- lanna yansıyan olaylar, aslında dayağın cennetten değil. okuldan çıktığını gösteriyor. Son günlerde birçok ilk. ortaokul ve lise öğrencisi "eti senin ke- miği beninT'li günler yaşarken. ana babalar. ağzı patlayan, kulak zan delinen, gözü moraran eviat- lannı alıp doğruca savalıklara koşturdular... "Büyütmek, okutmak, balunak, korumak veya sanat öğretmek için kendisine teslim edilen çocuk üzerindeki eğitmek >e itaat ertirmek yetkisini kötü- ye kullanarak, o kimsenin sağlığına zarar veren >e\a tehlikeye düşüren kimse 18 a) a kadar hapis cezası ile cezalandırılır." Türk Ceza Yasası'run 477. maddesi böyle hük- medıyor. Ancak "dayağın cennetten değil, okuldan çıktığını" kanıtlamaya çahşan öğretmenlerin sayısı giderek artıyor. Izmir Şehit Fethıbey Ortaokulu'nun 2. sınıf öğ- rencilerinden başlayarak son bir ayda yaşanan da- yak olaylanna dilerseniz şöyle bir göz atalım: Almanca öğretmenleri Haşim Bozgeyik'in da- yaklanndan artık usanan H.l.A, H.G, S.Ş, Ş.Ö soluğu gazetelerde alıyorlar. Başlanna gelenleri anlatıyorlar kı. başka arkadaşlan rahat etsin: "Öğretmeıümizin sorduğu sonılan yanıtlaya- madığunu zaman, bize küfiirle birlikte dayak atı- vor. Anne te babamıza küfür ederek bizi kıicük du- ruma düşürüyor. Derste en kücük bir hareketimizde bizi tahtaya kaldırarak boğazunızı sıkıp yumnıkla dö>ıi\or." Orta ikıncı sınıfın bu küçük öğrencilennin üzüntülerinı paylaşırken, Denızli'nın Güney ilçesi İmam Hatıp Lisesi Müdür Yardıması Ragıp Çe- lik'in oruç tutmayan üç öğrencisıni hastanelik etti- ğı haben gelıyor. Okulun orta kısmında okuyan Mehmet Tokgöz, L'ğur Aydındağ \e Ahmet Çeiebi hastalandıklan için oruç tutamıyorlar. Korkulan- ndan kımseye de söy leyemıyorlar. Ama Müdür Yardımcısı Ragıp Çelik'ın "hafiyeliğini" hesaba katmıyorlar İşte dayak yiyen Ahmet Çelebi'nin anlattıklan: "Müdür yardımcısı oruç tutmayaniarı surekli iz- lerdi. Bizi odasına çağırdı. Ağzımız, yüzümüz, kan- lar içinde kalıncaya kadar dövdü. Sonra anlaşı- Imasın dive la\aboda vüzünıüzü vıkattı." Bayram tatili sona erdi Yatağan Termik Santralı, dün üretime geçti OZCANÖZGÜR MUĞLA -Yatağan Termik Santrah'nın dört günlük bayram tatili sona erdi. Santral. dün gece sabaha karşı yeniden üretime geçti. Partısinin düzenlediği mitinge katılmak üzere dün Muğla'ya gelen SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardıması Murat Karayalçın. sant- ralda optimizasyon uygulanarak gerekenin yapılacağını belirterek "Hiç kimse santralı poli- tika malzemesi y apmasın" dedi. Ölüm kusan termik santral bacalannın bay- ram nedeniyle devre dışı bırakılmasının ardm- dan. üç gündür süren belırsizlik dün TEK Genel Müdürlüğü ile Yatağan Termik Santralı arasında yaşanan yoğun telefon trafiği sonun- da netlik kazandı. TEK Genel Müdürlüğü. santral yönetıcilerine. "çalıştu-ın" talımatı ver- dı. Santral dün gece sabaha karşı tek ünitesiyle yeniden üretime geçti. 'Hiç kimse politika malzemesi yapmasırT Bu arada dün partısinin Muğla'da düzenle- diği mitinge gelen SHP Genel Başkanı ve Baş- bakan Yardımcısı Murat Karayalçın, Cumhu- nyet'in sorulannı yanıtlarken "Santral, mahkeme kararı ile kapatılmış değildir. Geçen yıl da olduğu gibi bayram tatili nedeniyle kapa- tılmıştır. Hiç kimse santralı politika malzemesi yapınasın" dedi. Santrallar konusunda optimi- zasyonun devreye sokulacağını belirten Kara- yalçın, şöyle dev am etıi: "Santralları üç yönüyle değerlendirmek gere- kijor. Birincisi çevre. Insan ve çevre sağlığı de- ğeriendirilmesi yapılmalı. İkincisi enerji . Şu anda ülkemiz için enerji üretimi çok önemli. Lçüncüsü de işçiler. Bu üç noktadan değerlen- dirme vapmak zonındayız. Üç açıdan konuya yaklaştığımız zaman mahkeme karannı göz ar- dı edemey iz. İşçilerin konumunu göz ardı etmek de söz konusu edilemez. Sosy al demokrat bir ik- ridarda işçilerle ilgili olumsuz bir tasarruf yapı- lamaz. Bayram nedeniyle yapılan kapatma işle- tni. belediye başkanı adayiarında farklı yorum- lanabilir. Seçim nedeniyle bu tür laflar makul görülebtlir. Ama hiç kimse bu konuyu politika malzemesi yapmamalı." 'Yeniden üretime başlıyoruz' Öte yandan daha önce yaptığı açıklamalar- da. santrahn kapanmasıyîa mahkeme karan- nın da uygulamaya konulmuş olduğunu belir- ten Yatağan Termik Santralı İşletme Müdürü Mehmet Hoşoğlu, şunlan söyledi: "Enerji sıkıntısı yaşanmaması için yeniden tek ünite ile bu gece (dün gece) üretime başlıyo- ruz. Mahkeme kararmın uygulanması için 25 Mart 1994'e kadar süremiz var. Biz hukuka karşı değiliz. Ama santraluı kapanmasından ya- na da değiliz. Santraluı kapanmaması için huku- ki giristneler sürecek. Ciddi bir gerekçe ile mahkeme karannın uygulanması ertelenebilir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle