Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz sahibi: Berin Nadi
Genel Yayııı N oneımenı. Özgen Acar #00110! Yay m
Koordmatörü Hikmet Çetinkaya • Gonol Vjvm
Danışmanı Ortıan Erinç • Ydzıışlcn Mudürlen
İbrahim Yıldız, Dinç Tayanç (Surunılu).•Habcr
Merkea Müdüru: Hakan Kara
• Gorsel ^ oneımen. Ali Acar #Dış Haberler Er- Ankara Temsılcısı. Mustafa Balbay • Haber Müduru Doğan Akuı AtatürkBul- Mıiesbese Mudurü- ErolErkut •Koordınatör:
gun Balcı • Ekonomı: Abdurrahman Yıldınm • \an No 125. Kar 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020(7 HaO.Telex 42344. Fax Ahmet Koruisan • Muhaset* Bülent Yener
Istıhbarat: Yalçın Çakır • Yurt Haberleri: Mehmet 44195027 •İzmir Temsılcısı. Serdar Kızık, H Zıya Blv 1352 S.2 3 Tel 4411220 «Idare HüseyinGürer •İşletme önderÇelik
Saraç • Makaleler: Sami Karaören • Spor: Abdül- Telex: 52359, Fax: 4419117 •AdanaTemsılası Çetin Yiğenoğlu İnönuCd II9S •Bılgı-İşlem Nail Inal •Bilgısayar Sıstem:
kadir Yücelman • Düzeltme: Abdullah YazKi No: I Kat: I.Tel: 3522550-3522601-3522492. Tele\ 62155. Fax 3522570 Mürüvet ÇUer •Reklam Reha Işıtnuuı
Yaıvnta>ijıveBx&aa: Y
r
en. Gun Habcr Ajdnsı. BoMn \c Yasıncılık A Ş
Tür*oca"ğ Cad 39 4 I Cagaloğlu.MJMİst PK 2-tf, kanhul Tel (0 2[2)5i:O'O5ı:.'hjiıTdc\ :::-lft F.u | 16MART1994 İmsak-4 43 Guneş: 6.08 Öğle:12 20 fkindı. 15.38 Akşam. 18.18 Yatsı. 19.37
AtatûPk'ün
Adana'ya gelişinin
yıldöflümü
•ADANA (AA)-
Atatürk'ün Adana'ya
gelışinin7rincı yıldönümü
törenlerle kutlandı. Törenlere
Atatürk Anıtı'na çelenklerin
konulmasıyla başlandı. Daha
sonra Atatürk Bilim ve
Kültür Müzesi önünde
yapılan törende konuşan
Adana Büyükşehir Belediye
Başkanı Selahattin Çolak.
Atatürk'ün Adana'yı 9 kez
ziyaret ettiğini belirterek,
"Âdanamız Atatürk'ün
yaşamında önemli dönüm
noktalan yaratmış bir şehir
olmanınonurunu taşır"' dedi.
Öğrencilerin şiir okuması ve
folklor gösterilerinden sonra,
törene katılanlar. Adana
Kültür Müdürlüğü'nce
düzenlenen Atatürk'le ilgili
kitap ve fotoğraf sergisıni
gezdıler. Kutlama
törenlerine. Adana Valisi
Nad Parmaksız. 6. Kolordu
Komutanı Korgeneral M.
Rüstem Tümer. kamu.
kuruluşlannın temsiJcılen ve
vatandaşlar katı ldı.
Yeniçağa Gölü için
kampanya
• GEREDE(LBA)-Bolu
ilinın doğusunda, Gerede
ilçesinin sınırlan içerisinde yer
alanveyaklaşık 1800
hektarlık biralanı kaplayan
Yeniçağa Gölü'nde tehliKe
çanlan çalıyor. Doğal Hayatı
Koruma Denıeği gölü
kurtarmak içın harekete geçti.
Doğal Ha>atı Koruma
Derneği. su seviyesinin gün
geçtikçe azaldığı göl
çev resinde tanm
faalivetlerinin
yoğunlaştınldığına dikkat
çekerek, yerleşim
alanlanndan gelen atık
sulann doğrudan göle
akıtılması nedenıylegölde
kirlılık ve kuruma tehlıkesı
başladığını bıldırdı.
Salakların
araşürması
• ANKARA (l'BA)-
Salaklar Derneği, yaklaşık
700'e \ aran üyesi ıle
"salakhğın" tarihçesini
araştınyor. Salaklar Derneği
Genel Başkanı Hasan
Karabay, tarihin ilk salak
kenlinin İzmır"in Aliağa ilçesi
yakınlan'ndaki '•Kyme" kenti
olduğunuaçıkladı.
Antropolog Stroborn'un
"Anadolu Coğrafyası" adlı
eserinde Anadolu
uygarlıklannın tamamının
incelendığını kaydeden
Karabay. "Türkiye'nin ilk
salaklan M.Ö. birinci
yüzy ılda Kyme kentinde
yaşamışlar""dedi. İncelemeler
sonrasında K> me halkının bu
unvanıgerçekten hakettiğini
kaydeden Karabay, "Kyme
halkı yaşadıklan kentin deniz
kenannda olduğunun. ancak
300 > ıl burada > aşadıktan
sonra farkına varmışlar"
dedi.
Kalp krizi kendini
•ANKARA (UBA)-
Uzmanlarbirçok kalp
rahatsızhğının belırtisi olan
"çarpıntılar'ındikkate
alınması gerektığini söylüyor.
Türk Kalp Vakfı'ndan
Kardiyolog Dr. Mahmut
Karadağ. "Kalp
çarpıntılannın dıkkate
alınması \ e mutlaka
nedeninin araştınlması
gerekir" dedi. Karadağ.
genellıkle normal kalp
vuruşunun dakikada 60 ve
100 arasında değiştiğıni
kaydetti. Dr. Karadağ.
sporculann kalp atımının
daha düşük olduğunu söyledı.
Kalp hastalıklannın
belirtisinin yalnızca
çarpıntılar olmadığını
hatırlatan Karadağ. nefes
darlığının. göğüs ağnsının
göğüste yanmalann da
dikkate alınması gerektığini
kaydeıtı.
Gitarist Danny
Barker öldö
• NEVV ORLEANS (AA) -
Caz müzığinin ünlü gitarası
Danny Barker'm pazargünü
Nevv Orleans'daki evinde
öldüğü bildirildi. 85 yaşında
ölen ünlü gitaristin bir süreden
beri kanser tedavisi görmekte
olduğubelirtildi. 19301u
yıüarda Cab Calloway
orkestrasında çahşırken
gitann caz müziği içinde
önemli bir enstrümarr haline
gelmesini sağlayan Barker.
ayru zamanda 60yıldan fazla
caz müziğiyle ugraşmıştı. Caz
tarihçisi, bestecisi ve yazan
olan Barker. New Orleans
ekolü içinde önemli yer tutan
KingOliver, Louis
Armstrong. Jelly Roll
Morton, Red Allen. gibi caz
devleriyle de çalışmıştı.
ir'ANAP icadı' olarak 1986
yılında devreye sokulan 'İmar
İslah Planı' uygulaması,
'80*lerde başlayan yağmaya
yeni bir boyut kazandırdı. Bugün, özellikle
İstanbul'da birçok tanm, orman ve su
havzası koruma alanlannın 'nazım planlara
aykırT olarak ve 'gecekondulaşma var'
gerekçesiyle yüksek yoğunluklarda
yapılaşmaya açılması bu yolla sağlandı.
Kentyağmasınagerekçe:
Gecekondulaşmatehlikesi
G
ecekondu affını. "bir çare-
sizliğin bağtşlanması'" içen-
ğınden çıkartıp. "kentsel
yağmanın özendirilmesi" sü-
recine oturtan 1980'li
yıllann yasal düzenlemeleri
içerisinde, bu sürecin en yaygın "suç aleti"
olan "Islah İmar Planlan" üzerinde önemle
durmak gerekiyor.
Bugün. özellikle İstanbul'da birçok
tanm, orman ve su havzası koruma alan-
lannın "nazım planlara aykırı" olarak ve
"gecekondulaşma var" gerekçesiyle yüksek
yoğunluklarda yapılaşmaya açılmasına
olanak sağlayan bu plan türü. bir "ANAP
icadı" olarak 1986"da devreye sokuldu.
Gerçi daha önce de vurgulandığı gibi,
1984 Şubaü'nda yürürlüğe giren 2981 sayıü
Af Yasası'nda ıslah imar planlan ka\ramı
mevzuatta yenni almıştı. Ama. asıl "yağ-
macı" misyonunu. 7.6.1986 günlü Resmi
Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren
3290 sayılı Af Yasası ile. ondan hemen bir
buçuk ay sonra yayımlanan. "2981 ve 3290
sayılı yasalaruı uygulanmasına ilişkin yönet-
melikle" üstlenmiş oldu.
Bu yasalara ve yönetmeliğe göre. beledi-
ye ve valilıklere "bir yerleşme alanı ja da
yapı topluluğu niteliği kazanmış gecekondu
alanlannda" ya da benzer şekilde yoğun
olarak kaçak yapılann bulunduğu "hisseli
arsa >e arazilerde", buralardakı yasadışı bi-
nalan "yasallaştırmak" üzere ıslah imar
planlan yapma ve yaptırma yetkisi verildi.
Yine aynı yasa gereğınce. bu tür bir plan-
lama için "10 Kasım 1985 tarihinden önce"
yapılan yasadışı bınalann bulunması ön
koşul olarak aranırken. hem affedılen yapı
parsellerine, hem de planlanan alandaki
"boş arsa >e arazilere", h: 12.5 m yüksekli-
ğınde. yani "4 kata" kadar "ünar hakkı" da
tanınmış oldu.
Dahası. 2981 sayılı yasaya 3290 sayılı ya-
sayla eklenen bir maddeylede. "gecekondu-
laşma ve kaçak yapdaşma istidadı gösteren
alanlar" içın de. (sanki affedılecek ruhsatsız
yapı topluluklan varmışçasına) ıslah imar
planlan yapma olanağı sağlandı.
Bütün bunlara da ek olarak. ıslah imar
planlannın yapımı ve onaylanmasında,
"nazım plana uygunluk şartı" da kaldınlı-
nca. özellikle İstanbul'da birçok ilçe beledi-
yesi, imar planlama politikalannı tümüyle
"ıslah planı" üzerine kurdular. Çünkü bu
planlann yürürlüğe girmesı için "Anakent
Belediyesi onayı" da gerekmediğinden. ilçe
sınırlan ıçensindeki "imara açılamayacak"
olanlan. "gecekondulaşma >ar" ya da "isti-
İmar islah planlany la, gecekonduların yerine çok katlı >apılar dönemi başladı.
dadı var" gibi gerekçelerle "yapılaşma böl-
geleri" haline çevırdiler Dahası. bunu ya-
parken, ıslah planı mevzuatını bile dınle-
meyerek. kaçak yapılaşmanın "1985'ten
önce" gerçekleşmış olması koşulunu da bir
kenara ıttıler...
"Gecekondulaşmayı düzenleme" adına
İstanbul"un birçok ilçe belediyesinde, hem
ANAP döneminde. hem de SHP dönemin-
de yaygın olarak devreye sokulan ıslah
imar pianı uygulamalanna en "çarpıcı" ör-
nekler. Ümraniye bölgesinde gerçekleşmiş-
tir.
Özellikle Sanyer ilçesınde. ağırlıklı ola-
rak "yasadışı" villalann" ınşa edilmesi ve
kaçak y apıların da "kurtardması" yönünde
kullanılan ıslah imar planlan. Ümraniye'de
sözcüğün tam anlamıyla "hukuka aykırı
kentleşme" yaratılmasına yaradı.
16 Nısan I990'da. Ümraniye Belediye
Meclisi'nce onaylanarak yürürlüğe soku-
lan "1/1000 Ölçekli Yukarı Dudullu, Aşağı
Dudullu, Çekmeköy Islah İmar Planı". var
olan gecekondulan ve kaçak yapılan kap-
samasının ötesinde. 80-100 dönüm kadar
"boş alanı" da apartmanlara olanak sağ-
layacak şekilde imara açıyordu.
Aynı plan, bir yandan'29.8.1988 tarihli
1 25 bın ölçekli "Elmalı tçme Suyu Havzası
ve Civan" çevre düzeni planına da aykın
olarak. havza içindeki arazileri bile "imarlı
arsalar" haline getirirken. öbür yandan
1986 tarihli ıslah planı yönetmeliğindeki
"su hatzalarını kapsam dtşı bırakan" kuralı
bile açıkça çiğniyordu.
Nitekim. "gecekondu affı" adına işlenen
böylesı bir "planlı çevre cinayetine" sonun-
da Elmalı Bendi de dayanamadı; ve koru-
ma alarundaki yoğun yapılaşmanın ya-
rattığı "giderilmesi olanaksız" kirlenme yü-
zünden. 1993 yılında "içme suyu kaynağı"
niteliğini tümüyle yitirdi; devre dışına çı-
kartıldı.
Ümraniye Belediyesi. böylesi bir yağma
planlamasıy la da yetınmeyerek. yine imar
affı yönetmelığine bile aykın olarak, 1992'-
de ıslah planlannda dahi "yeni yoğunluk
arttşları" getırdi. Örneğin. "gecekonduiaş-
ma *ar" gerekçesiyle daha önce imar hakkı
sağlanan toplu konut ve lojman inşaatlan-
na tüm bölgede "birer kat ilave" getirilir-
ken. "üzerinde kaçak yapı bulunan" ara/ı-
lerden de kamuya aynlması gereken yüzde
35 oranındaki paylar "geri \erildi". Böyle-
ce, ıslah planıyla bile olsa. imara açılan yer-
lerde "topluma ait alan" elde ediîebilmesi
hakkından bile vazgeçilmiş oldu...
Gecekonduyla imar hakkı
İstanbul'un. "ıslah planlanvla kentleşen"
bir dığer ilginç bölgesı ıse. bir zamanlar
"gecekondu semti" olan, son yıllann ise tam
bir "yap-sat cenneti" olarak anılan Zeytin-
burnu ilçesıdır.
Gecekondulan hem affetmek, hem de
onlara "yüksek imar hakkı vermek"
amacını taşıyon ıslah imar planı uygula-
masına, 1986'dan sonra özellikle Zeytin-
burnu Belediyesi dört elle sanldı. Var olan
gecekondulan "imar parselleri" içinde ko-
ruyan. aralardaki boş arsalara ıse yine
"imar olanağı sağlayan" ıslah imar plan-
lany la, Zeytinburnu"ndakı "gerçekten
gecekondu" olan derme çatma binalar bir
anda "kat karşılığı iş yapan" müteahhitle-
rin en gözde müşteri potansiyellerini oluş-
turdular.
Bu uygulama sonucunda. günümüzde
artık Zeytınburnu'nda, gecekondu sahiple-
n değil, "birkaç daire sahibi olan apartman
sakinleri" yaşıyor. İlçenın planlaması ise bi-
limsel anlamda bir kent planı şeklinde de-
ğil. her gecekonduy u apartmana çeviren ve
her boş alana bına konduran "yağma
planlan" yöntemıyle gerçekleştığinden.
Zeytınburnu bu kez bir "betonarme or-
manını" andınyor.
Sanyer'in ünlüleri
Sarıjer bö'lgesinın ıslah planlan açısı-
ndan nam salmış olması ıse hiç kuşkusuz
birçok "ünlü" kişi ve kuruluşun. bu yörede-
ki "gecekondulaşma gerekçesine" sığına-
rak. imara yasak arazılerine inşaat yapma
olanağını elde etmelerinden kaynaklanı-
>°r-
Örneğin. Alarko firmasının Demirciköy'-
deki mılyarlık villalan nazım planlarda "ko-
ruma alanı" olduğu içın imara açılamayan
arazilenn. "gecekondulaşmaya istidadı var"
şeklindekı "yasal yorumlarla" ıslah planı
kapsamına alınması sayesınde ınşa edili-
yor. Benzer şekilde. aynı yörede geniş arazi-
leri bulunan ünlü arsa ve arazi yatınmcısı
Metin Kaya Çağlayan'ın da. 500 dönümü
aşkın imara yasak mülkiyetı. yine ıslah
imar planlany la "inşaat değeri" kazanmış
durumda.
Bütün bunlann y anı sıra. Başbakan Tan-
su Çüler'in bile Kilyos-Armutlu mevkiin-
deki 30 dönüm arazısinin aynı yöntemle
imara açıldığı. gecekondu veya "istidadı"
olmadığı halde "af yasasına göre" ıslah
planı kapsamına alınarak "toplu villa inşa-
atına" olanak sağlandığı. basında da yer
alan çarpıcı örnekler arasında bulunuyor...
Yarın: 'Sağ'ın oy tabanı,
sol un kitle tabanı.
C^cekonduyatcıvfzv««nherkarar,kemdüzenlffiekar$ıfycıscılolımıyanbfrtcivırclır
Gece'konmak', yada konmamak...
DOĞAN KLBAN
G
ecekondu. nasıl kente göçen
çaresız bir ailenin en acil ve ilkel
bannma gereksınımini karşı-
lamak için. kent düzenine karşı
ortaya çıkan ve yasal olmayan
bir gecıcı çare ıse. gecekonduy a taviz \eren her
söz ve karar da kent düzenine karşı çıkan ve
yasal olmayan bir tav n yansıtır. Köyden gelen
topraksız ailenin çaresızliği anlaşılabilir. Ve
bunun, toplumun. önüne geçılmesi olanaksız
çağdaş tarihi gelişmesinin bir parçası olarak
kabul edildiğini söyleyebiliriz. Bundan ne-
redeyse yanm yüzyıl önce kente göç başladığı
zaman halkın çaresizliği çok belirgindı. Bu gi-
derek kentlerin varhğını ve düzenını tahrip
eden boy utlara ulaştı.
Ne var kı toprak işgali ve yapılaşma zaman
içinde kılıf değiştirdi. Şu anda büyük kentler
çev resinde İstanbul'da köyden göç edenler ge-
cekondu yapmıyorlar. Istanbul'da oturanlar
toplumun hakkını yiyerek. ya da en azından
yasalan çiğneyerek kaçak inşaat yapıyorlar.
Ne olacak bu halin sonu?
Bugün İstanbul'da hazır betonla gece gün-
düz dökülen betonarme katlara, gecekondu
demek için dünyayı bir sıs perdesinin arkası-
ndan görmek, daha doğrusu görmemek ge-
rek. Bugün kendini bilen her kentli. her aydm,
her belediyeci her mimar ya da şehirci düş-
manlar tarafmdan talana uğramış bir kentin
sakinleri gibi, içleri kan ağlayarak, akşamlan
birbinne "ne olacak bu halin sonu?" diye tele-
fon ederek, bir devlet düzenının kent mekanı
üzerindekı yıkımını seyrediyorlar. Kaçak in-
şaatı yıkmak için inşaat yerine giden belediye
ekibine "Bizim Başbakandan iznimiz var. siz
kim oluyorsunuz?" diyen insanlar kannca gıbı
yüz milyonlara yniz mily onlar eklemeye çalışı-
yorlar. İstanbul'da seçime kadar yapılacak
kaçak inşaatın altyapı gereksinmesini, seçi-
lecek belediye başkanlan bütün iktidarlan dö-
neminde gerçekleştiremezler. Şimdi, bütün
İstanbullu içı kan ağlayanlar adına Say ın Baş-
bakan'dan ve hükümetten bir bıldiri ıle kaçak
inşaata izın vermediklerini ve bunlar hakkı-
nda yasal ışlem yapılacağını açıklamalannı
beklıyoruz.
Türkiye'de toprak yağması ve yasal olma-
yan ya da yasaya uydurulan yapılaşma o ka-
dar büyük boyutlar-
dadır ki. bunlann kent
ve devlet ekonomisine
iki ayda verecekleri ha-
sar. para piyasalannda
yapılan ayarlamalardan
daha fazla olabilir. Bel-
kı doğrudan vatandaşı
ilgilendiımez dıye düşü-
nüyorlardır. O zaman
daha da umut kıncı.
Gecekondu. Türkçe'-
nın en guzel sozcuk-
lerinden biridir. Kon-
mak. göçer yaşamımn
her zaman en güzel söz-
cüklerinden biriydi. Ya-
sal kontrolü alt etmek
için, bir çadırkurar gibi,
toprağa bir gecede tek
katlı bir göz yapı ev ya-
pan aile. yaşam gücünü
adeta geleneklerden ala-
rak kent çevresıne yer-
leştiği ve toplumun eko-
nomik gücü. onlara
daha iyi koşullarda bir
konut sağlamadığı za-
man, bu sürece karşı za-
manla bir hoşgörü bile
oluşmuştu. Fakat
"gece" karanlığı. ka-
ranlık yasasızlığı ve baş-
ka karanlık işleri, "kon-
mak" ise, kısa sürede
gerçekleşen bir olguyu
betimler. Fakat bunun
da ötesinde gecekondu. bir düzensizüği, bir
çaresizliği, daha ötesini göremeyen. görme
gücü olmayan bir ilkel pragmatizmi, bir tür iç-
güdüsel tepkiyi de betimler. Bir gelişmemişlik.
programsızlık gösterisidir. Başka bir deyişle
gecekondu. sadece bir nesne değil, bir davra-
nış simgesıdır. Gecekondusal davranış Türk
toplum kültürü için. yukanda saydığım bütün
gelişmemişlik özelliklerini kapsayan genel bir
tavırdır. Bu, insanlann olduğu kadar, kurum-
lann, politikanın tavndır. Yasalar hemen
hazırlanır. çalakalem yazılır. beş on kişinin
oyu ile birkaç dakikada çıkanlır. Büyük ope-
rasyonlar kokteyl partilerde kararlaşünbr.
Ünıversite kurma, kent planlama ya da yağ-
malama kararlan gecekondusaldır. Belediye
başkanlan. bakanlar. KİT'lerin yönetim ku-
rullan başkanlan gecekondusai süreçlerle se-
çilir. Ormanlann, kıyılann yağmaya açılması
gecekondusaldır. "İstim sonradan gelsın", "ha
babam sistemi" deyimleri gecekondusal tavnn
halk ağzında biçimlenmış ifadeleridir.
Türkiye'de en önemli kararlar politik ve bi-
limsel araştırma dönemine gerek duymadan
yürürlüğe konulduğu zaman; holdingler
araştırma birimlerine gereksinme duymadan
ve bundan bir kaç yıl sonrasını düşünmeden,
sadece yabancı patentle iş çevirdikleri zaman;
politikacılar. bir saat ötesini düşünmeden ön-
İerine gelene söz verdikleri zaman; herkes her
sorunun, herhangi bir sorumlunun iki dudağ)
arasından çıkacak bir sözle çözümlenecegini
düşündüğü zaman; bazı adamlar bir mevkiye
çıktıklannda, atama ile bırlikte kendi kalitele-
nnın de yükseldığını sandıklan zaman: kent-
lerde gökdelenler hıçbir altyapı gereksinmesi
düşünülmeden. plan karan olmadan. ele geçi-
rilen her arsaya yapıldığı zaman; gazetelerde
bir köşe. televizyonlarda beş on dakıka ele ge-
çiren herkes dünya sorunlannı çabucak çözü-
verdiğı zaman "gecekondusal" yargılann kur-
banı olurıız.
Konar göçer, göçer konar
Kısaca bu toplum. yimıincı yüzyılın sonun-
da. gecekondusal kararlarla bıryerden kalkar.
ötekı yere konar. YÖK yasası çıkar. ünıversi-
telerin onlarca yıllık gelışmelerinı yok eder.
Bir üniversite bir ılkokul içinde bir gecede ku-
rulur. Bir adam bir yasa ıle profesör olur. ya
da bir bakanın ımzasıy la rektör olur. Bir yasa
çıkar. kızlar imam hatıp okuluna öğrenci olur.
Bir bakan gelir, kendısınden önce gelen bütün
kurumlaşmayı sıl baştan yapar. Hiçbirşey sü-
rekli değildir. Toplum kurumlaşamaz, konar
ve göçer. göçer. konar. Partiler boyuna deği-
şir, parçalanır, adlannı değıştınr. Milletvekil-
leri o daldan bu dala konarlar. Belediye baş-
kanlan partı değiştırir. Kent planlan yapılır,
bozulur. Kabul edilir. ama uygulanmaz. Der-
nek kurulur, ama çalışmaz. Şirket kurulur. iş
yapmadan kapanır. Başından sonuna tanı-
mlanmış bir iş yoktur Başlayıp vaktinde biten
işe de zor rastlanır. Tek çahşan süreç yağma
sürecidir. Bu sadece toprak yağması değildir.
Bu, süreklı hak gaspetmektir. Bu da göçer
toplum göstergesidır. Daha felsefı bir bakışla
yerleşmekle, yerleşik düşünmenin eşzamanlı
süreçler olmadığını söylemek gerekiyor. Bu
sekiz yüz yıllık bir aralıkla mı oluyor. onu söy -
lemek kolay değil.
Belki de bütün bu hafıf ışlerden ve gece kon-
maktan ötürü kendini kuş gibi hafıf hısseden
nadir toplumlardan biriyiz. Şikayet ederiz,
ama boş veririz. Türkiye her ışin en zor, en
plansız, en ağır, en pahalı en emniyetsiz
yapıldığı ülkelerden biridir. Bugünlerde gele-
ceğe de pek emın olarak bakamıyoruz. Kon-
duğumuz yerden de kalkmak zorlaştı. Gerçi
on milyonlarca Türk hala oradan buraya gö-
çüyor. geçici biryaşamın bütün bilinmezlikleri
içinde bocalıyor ama, bir yandan da yerleşiyo-
ruz. İkinci İcez yerleşik topluma geciyoruz.
Düşüncelerin durulma zamanıdır. Gündüz
konmarun, başka bir deyişle aydınlık düşün-
cenin egemen olma zamanıdır. Önun için artık
gecekonduya evet dememeliyiz.
Dayak
okuldan
çıkıııa!
• Son bir ayda, yalnızca iletişim
araçlanna yansıyan olaylar, aslında
dayağın cennetten değil, okuldan
çıktığıru gösteriyor. Birçok ilkokul,
ortaokul ve lise öğrencisi 'eti senin
kemiği benim'li günler yaşıyor...
ÜMtTOTAN
İZMİR - Oruç tutmayana, bölme işlemını ya-
pamayana, kılık kjyafetine özen göstermeyene,
saçını önden ayınp "artistik" yapana, hele hele
kendi kendine konuşana. "mırüdanana" dayak,
dayak ve yine dayak...
Dayağın "cennetten çıkma olduğu" yaklaşımına
sız ınanmayın. Son bir ayda. y alnızca iletişim araç-
lanna yansıyan olaylar, aslında dayağın cennetten
değil. okuldan çıktığını gösteriyor. Son günlerde
birçok ilk. ortaokul ve lise öğrencisi "eti senin ke-
miği beninT'li günler yaşarken. ana babalar. ağzı
patlayan, kulak zan delinen, gözü moraran eviat-
lannı alıp doğruca savalıklara koşturdular...
"Büyütmek, okutmak, balunak, korumak veya
sanat öğretmek için kendisine teslim edilen çocuk
üzerindeki eğitmek >e itaat ertirmek yetkisini kötü-
ye kullanarak, o kimsenin sağlığına zarar veren
>e\a tehlikeye düşüren kimse 18 a) a kadar hapis
cezası ile cezalandırılır."
Türk Ceza Yasası'run 477. maddesi böyle hük-
medıyor. Ancak "dayağın cennetten değil, okuldan
çıktığını" kanıtlamaya çahşan öğretmenlerin
sayısı giderek artıyor.
Izmir Şehit Fethıbey Ortaokulu'nun 2. sınıf öğ-
rencilerinden başlayarak son bir ayda yaşanan da-
yak olaylanna dilerseniz şöyle bir göz atalım:
Almanca öğretmenleri Haşim Bozgeyik'in da-
yaklanndan artık usanan H.l.A, H.G, S.Ş, Ş.Ö
soluğu gazetelerde alıyorlar. Başlanna gelenleri
anlatıyorlar kı. başka arkadaşlan rahat etsin:
"Öğretmeıümizin sorduğu sonılan yanıtlaya-
madığunu zaman, bize küfiirle birlikte dayak atı-
vor. Anne te babamıza küfür ederek bizi kıicük du-
ruma düşürüyor. Derste en kücük bir hareketimizde
bizi tahtaya kaldırarak boğazunızı sıkıp yumnıkla
dö>ıi\or."
Orta ikıncı sınıfın bu küçük öğrencilennin
üzüntülerinı paylaşırken, Denızli'nın Güney ilçesi
İmam Hatıp Lisesi Müdür Yardıması Ragıp Çe-
lik'in oruç tutmayan üç öğrencisıni hastanelik etti-
ğı haben gelıyor. Okulun orta kısmında okuyan
Mehmet Tokgöz, L'ğur Aydındağ \e Ahmet Çeiebi
hastalandıklan için oruç tutamıyorlar. Korkulan-
ndan kımseye de söy leyemıyorlar. Ama Müdür
Yardımcısı Ragıp Çelik'ın "hafiyeliğini" hesaba
katmıyorlar İşte dayak yiyen Ahmet Çelebi'nin
anlattıklan:
"Müdür yardımcısı oruç tutmayaniarı surekli iz-
lerdi. Bizi odasına çağırdı. Ağzımız, yüzümüz, kan-
lar içinde kalıncaya kadar dövdü. Sonra anlaşı-
Imasın dive la\aboda vüzünıüzü vıkattı."
Bayram tatili sona erdi
Yatağan Termik
Santralı, dün
üretime geçti
OZCANÖZGÜR
MUĞLA -Yatağan Termik Santrah'nın
dört günlük bayram tatili sona erdi. Santral.
dün gece sabaha karşı yeniden üretime geçti.
Partısinin düzenlediği mitinge katılmak üzere
dün Muğla'ya gelen SHP Genel Başkanı ve
Başbakan Yardıması Murat Karayalçın. sant-
ralda optimizasyon uygulanarak gerekenin
yapılacağını belirterek "Hiç kimse santralı poli-
tika malzemesi y apmasın" dedi.
Ölüm kusan termik santral bacalannın bay-
ram nedeniyle devre dışı bırakılmasının ardm-
dan. üç gündür süren belırsizlik dün TEK
Genel Müdürlüğü ile Yatağan Termik Santralı
arasında yaşanan yoğun telefon trafiği sonun-
da netlik kazandı. TEK Genel Müdürlüğü.
santral yönetıcilerine. "çalıştu-ın" talımatı ver-
dı. Santral dün gece sabaha karşı tek ünitesiyle
yeniden üretime geçti.
'Hiç kimse politika malzemesi
yapmasırT
Bu arada dün partısinin Muğla'da düzenle-
diği mitinge gelen SHP Genel Başkanı ve Baş-
bakan Yardımcısı Murat Karayalçın, Cumhu-
nyet'in sorulannı yanıtlarken "Santral,
mahkeme kararı ile kapatılmış değildir. Geçen
yıl da olduğu gibi bayram tatili nedeniyle kapa-
tılmıştır. Hiç kimse santralı politika malzemesi
yapınasın" dedi. Santrallar konusunda optimi-
zasyonun devreye sokulacağını belirten Kara-
yalçın, şöyle dev am etıi:
"Santralları üç yönüyle değerlendirmek gere-
kijor. Birincisi çevre. Insan ve çevre sağlığı de-
ğeriendirilmesi yapılmalı. İkincisi enerji . Şu
anda ülkemiz için enerji üretimi çok önemli.
Lçüncüsü de işçiler. Bu üç noktadan değerlen-
dirme vapmak zonındayız. Üç açıdan konuya
yaklaştığımız zaman mahkeme karannı göz ar-
dı edemey iz. İşçilerin konumunu göz ardı etmek
de söz konusu edilemez. Sosy al demokrat bir ik-
ridarda işçilerle ilgili olumsuz bir tasarruf yapı-
lamaz. Bayram nedeniyle yapılan kapatma işle-
tni. belediye başkanı adayiarında farklı yorum-
lanabilir. Seçim nedeniyle bu tür laflar makul
görülebtlir. Ama hiç kimse bu konuyu politika
malzemesi yapmamalı."
'Yeniden üretime başlıyoruz'
Öte yandan daha önce yaptığı açıklamalar-
da. santrahn kapanmasıyîa mahkeme karan-
nın da uygulamaya konulmuş olduğunu belir-
ten Yatağan Termik Santralı İşletme Müdürü
Mehmet Hoşoğlu, şunlan söyledi:
"Enerji sıkıntısı yaşanmaması için yeniden
tek ünite ile bu gece (dün gece) üretime başlıyo-
ruz. Mahkeme kararmın uygulanması için 25
Mart 1994'e kadar süremiz var. Biz hukuka
karşı değiliz. Ama santraluı kapanmasından ya-
na da değiliz. Santraluı kapanmaması için huku-
ki giristneler sürecek. Ciddi bir gerekçe ile
mahkeme karannın uygulanması ertelenebilir."