Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni: Özgen Acar •Gencl Ya> ın
Koordinatörü: Hikmet Çetinka\a • Gencl Yayın
Danışmanı: Orhan Erinç • Yazıişlen Müdürleri:
İbrahim YıMız. Dinç Tayanç (Sorumlu).* Haber
Merkezi Müdürü: Hakan Kara
# Görsel Yönetmen: Ali Acar #Dış Haberler: Er-
gun Balcı 9 Ekonomi: Abdurrahman Yüdınm •
Isiihbarat: Yalçın Çakır • Yurt Haberleri: Mehmet
Saraç • Makaleler: Sami Karaören • Spor: Abdül-
kadir Yücelman • Düzeltme: Abdullah YazKi
Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay •Haber Müdürü: Doğan Akuı AtatürkBul-
van Nol25. Kat: 4. Bakanlıklar-Ankara Tcl: 4195020 C Hat). Telex: 42344. Fax:
44İ95027 • İanir Temsilcisi Serdar Kızık, H.Zıya Bl\. 1352 S.2 3 Tel:44l 1220
Telex: 52359, Fax: 4419117 »Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu İnönü Cd. 119 S.
No: 1 Kat: l.Tel: 3522550-3522601-3522492, Telex: 62155, Fax: 3522570
Müessese Müdürü: Erol Erkut •Koordinatör:
Ahmel Kondsan •Muhasebc Büient Yener
• Idare Hiiseyio Gürer • tşletme: Önder Çelik
• Bılgı-Işlem: Naü İnal ABilgısayar Sıstem:
Mürüvet Çiier • Reklam: Reha Isıtman
YıvmUyuı te Basın: Yenı Gün Haber Ajansı, B«,sın \e Yayıncılık A.Ş.
TürkocağCad.39 4ICağaloğlu34334İst PK 246 tstanbul Tel: (0 212)5i:O5O5[2Ohjl)Telex 22:46. Fd\ ıl' 15MART1994 İmsak:4.45 Güneş: 6.09 Öğle: 12.20 İkindi: 15.38 Akşam: 18.17 Yatsı: 19.36
Ankara'ya sağlık
yatınmı
•ANKARA (ANKA)-
Aralannda dört profesör ile
iki uzman doktorun da yer
aldığı sekizyatınmcı,
Ankara'da özel hastane
işletmek amacıyla ortak
oldu. Edinilen bilgiye göre
Prof. Hamit Ziyaettin
Gökalp. Prof. Muzaffer
Bayhan, Prof. Burhan Uslu
ve Prof. Ali Namık Şenerile
uzman doktorlar İsmet
Kartal ile Lebibe Nihal
Başıbüyük"ün Bayram ve
Cüneyt Ali Çulha ile ortak
kurduklan şirkete "İstanbul
Özel Sağlık Yatınmlan A.Ş."
adı verildi. Sermayesi 10
milyar lira olan şirkette Prof.
Gökalp, Prof. Ulu, Uz. Dr.
Başıbüyük ile Cüneyt Ali
Çulha bir milyar 500'er
milyon liralık, Prof. Şener iki
milyar liralık. Bayram Çulha
bir milyar liralık, Uz. Dr.
Kartal ile Prof. Bayhan
500'er milyon liralık pay
edindi.
Tesdlliyoksul
sayrsj 2 milyon
• ANKARA (ANKA)-
Tescilli yoksul sayısı 2
milyonayaklaştı.
Başbakanhk Yüksek
Denetleme Kurulu.
tarafından hazırlanan
"Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışmayı Teşvik Fonu
1992YılıRaporu'nda
toplam 990 vakfın faaliyet
gösterdiği belirtilerek yıl
içinde fondan il ve ilçelerde
kurulu sosyal yardımlaşma
ve dayamşma vakıflanna 245
milyar 866 milyon lira
aktanldığj kaydedildi.
Raporda çeşitli projelerin
desteklenmesi ve muhtelif
konulardaki yardımlann
gerçekleştirilmesi amaayla
197 milyar 861 milyon lira,
vakıflar aracılığıyla diğer
kuruluş projelerine katkıda
bulunmak üzerede 167
milyar 220 milyon lira
aktanldığı belirtilerek 1992
yılında sosyal yardımlaşma
ve dayamşma vakıflanna
toplam 610 milyar 947
milyon lira aktanldığı
kaydedildi.
Yok edilen tabiat
harikaları
•I ANKARA (UBA)-
Türkiye'deki başka hiçbir
yerde bulunmayan "Toros
köknarlannın" kaçak
kesimler nedeniyle yok
olmaya başladıklan
bildirildi. Edinilen bilgiye
göre bilimsel adı "abies
cilicia" olan ve Toros
dağlanna özgü olan
köknarlar özellikle Akseki,
Alanya-Gazipaşa bölgesinde
bulunuyorlar. Bölgenin en
yüksek merkezlerinden olan
1635 metre yüksekliğindeki
Gülendağı'nda bir "doğa
katliamı" yaşandığını
belirten yerel kaynaklar
şunlan söylediler: "'Bu
köknarlar sadece Türkiye'de
bulunmaktadırlar. Ancak
bunu dikkate almayan bazı
kişilerGülendağı'nı resmen
kuşattılar."
Yırtıakuşlar
bilinçsizce
avlanıyor
• ANTALYA (AA) - Batı
Toroslar'daki yırtıa kuş
sayısının. bilinçsiz avcıhk ve
kimyasal maddeler nedeniyle
giderek azaldığı bildirildi.
Toros dağlannda önceki
yıllarda çok sık rastlanan
atmaca. şahin. doğan, kartal,
baykuş, çaylak ve kerkenez
gibi yırtıcı kuş sayısının
giderek azaldığını belirten
köylüler. bilinçsiz
avlanmanın yanı sıra zehirli
atıklar ve kimyasal
gübrelerin de bu kuşlann yok
olmasına neden olduğunu
söylediler. Öte yandan,
avianmalan yasak olan
yırtıa kuşlann, baa avcılar
tarafından vurulmalan
tepkilere yol açıyor.
"Dağcılıktaarama
ve kurtarma"
• İSTANBUL (UBA)-
Gıyasettin Demirhan
tarafından hazırlanan
"Dağcıhkta Arama ve
Kurtarma" adlı kitap, "Çevre
Koruma, Araştırma ve Doğa
Sporlan Denıeği
Yayınlan"ndan çıktı.
Photoglobedergisi foto
muhabiri Aydın Aksakal'ın
Kaçkar dağlannda görev
dönüşü yaşamını yitirmesiyle
bir kez daha gündeme gelen
dağahkta arama ve kurtarma
çahşmalan ve kurallan, bir
kitapta toplandı. Gıyasettin
Demirhan'ın "dağalığı bilen
ve dağalık öğretmenliği
yapanlara" yönelik olarak
haarladığı "Dağalıkta
Arama ve Kurtarma" adlı 116
sayfalık.kitabı. 4 bölüm ve 10
ekten oluşuyor.
Türkiye,ençok turistyitireıı 3. ülkeA 1 5 1 m A ^r A •• " " t A 9L.
Almanya'da 59 tur operatörünü kapsayan araştırma,
1994'te turizmde büyük düşüş olduğunu gösteriyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Almanya'-
da bulunan "Tûrkiye Araştıraıalar Merkezf'-
nin, Türkiye'ye turist gönderen 59 tur operatö-
rünü kapsayan araştırmasına göre. Türkiye.
1994 yıhnda turizm açısından en çok kayba uğ-
rayan üçüncü ülke oldu. Araştırmanın sonuçla-
n, bugün Muğla'da başlayacak "Türkiye'de Tu-
rizm" konulu toplanuda açıklanacak.
Türkiye Araştırmalar Merkezi Direktörü
Prof.Dr.Faruk Şen, yaptıklan araştırmaya göre,
özellikle PKK terörünün etkisiyle Alman turist-
lerin Türkiye'ye gitmek istemediklerinin belir-
lendiğini söyledi. Şen. Türkiye'nin 1994 yılı tu-
rizm kayıplan açısından üçüncü sırada geldiğini
kaydetti. Faruk Şen, Türkiye'nin yamsıra Mısır
ve ABD'nin Florida Eyaleti'nin de Almanlarca
tercih edilmediğini bildirdi.Türkiye Araştırma-
lar Merkezi'nin yaptığı turizm araştırmasının
sonuçlan, bugün Dalaman İber Hotel Sanger-
me Park'ta başlayacak Türkiye'de Turizm ko-
nulu toplantıda Prof.Dr. Şen tarafından açıkla-
nacak. Türkiye Araştırmalar Merkezi, Türkiye
en fazla turist getiren firmalann başında gelen
TUİ ve Thomas Morus Akademisi'nin ortakla-
şa düzenlediği toplantıda, Türkiye'de turizmin
bilançosu, tehlikeler ve gelişmeler ele alınacak.
Avrupa'dan 80 dolayında basın mensubu, tu-
rizmci, bilimadamı ve politikaanın katılacağı
toplantıya, 18-22 mart tarihleri arasında da An-
talya Beldibi İber Hotel Artkemer'de devam
edilecek. Toplanüya Türkiye'den bakanlık yet-
kilileri, turizmciler ve bilimadamlan katılacak.
PKK, turizmebuyıldadarbe vurdu
ÖZLEM YÜZAK BOYLU
PKK'nın yurtdışında sür-
dürdüğu tehditler Türk turiz-
mini vuruyor. Bu yıl 1991 Kör-
fez Krizi'nde sağlanan döviz
gjrdisine bile ulaşılamayacağı
tahmin ediliyor.
Bu yıl rezervasyonlarda yüz-
de 60'a varan oranda bir azal-
ma gözleniyor. Turizmciler,
yabana turistlerin bundan
sonra Türkiye'ye gehnek iste-
seler bile uçak buhnakta zor-
luk çekeceklerini belirtiyor.
Turizm sektörü yöneticilerinin
1994 turizm sezonuyla ilgili gö-
rüşleri şöyle:
MEHMET BAKIR (Club
Salima-Beldibi Tatil Köyü Ge-
nel Müdürü): Tesisimizde 1993
yıh doluluk oranı yüzde 61 do-
laylannda gerçekleşti. Sezon
sonunda, 1994 hedefimiz yüz-
de 75'e ulaşmaktı. İtalya'da
düzenlenen turizm fuan, Türk
turizmcileri açısından parlak
geçmedi. îtalya. îspanya ve
Yunanistan'da rezervasyonlar Ne yazık ki yaşadıklan mali
tamamen dolmuş durumda. sıkıntılar ve devletin verdiği
Dünyanın turizm potansiyeli destek sözünü tutmaması ne-
geniş. Ancak, PKK'nın Türki- deniyle tesis sahipleri arasında
ye aleyhtan yüriittügü çalı- bu konuda ortak bir politika
uygulanamıyor. Tur operatör-şmalar, fuar kapısında dağıtı-
lan bildiriler, tur operatörleri-
ne yönelik tehditler rezervas-
yonJan son derece etkiliyor.
İkinci büyük etken ise son
yıllarda uluslararası piyasada
oluşan Türk turizmi imajı. Tur
operatörleri son ana kadar te-
sisler fıyat kırsın diye bekliyor.
leri de bundan yararlanıyor.
DR.OKTAT VAMUJEB
(Alarko Şirketier Topluluğu
Grup Koordinatörü): 1994 tu-
rizm sezonu için beklentiler
son derece kötü. Rezervasyon-
larda geçen yıla göre yüzde
60'lara varan bir azalış var.
-3-
G
ecekondu sözcü-
ğünün TOegaT
söylemlerden
çıkıp, resmi me-
tinlerde ve özel-
likle 'mevzuatta'
acıkça kullanılmaya başlanması,
1966 yılında yürürlüğe giren 775
sayıh 'Gecekondu Kanunu' ile ol-
muştur. Belediye sınırlan içeri-
sindeki tüm Hazine arazilerinin
'gecekondulaşmayı önlemek yö-
nünde' kullanılması için "yerel yö-
netimlere devrini' öngören Gece-
kondu Kanunu. kaçak yapılann
yıkılması yönünde de o tarihe ka-
dar hiçbir yasada görülmeyen
'kesin bukümler' taşır. O kadar
ki, yine aynı yasaya göre. ruh-
satsız binalan yıkmak üzere ha-
rekete gecen belediye ekiplerine,
'devletin koUuk kuvvetleri'
yardım etmek zorundadırlar. Üs-
telik, bu yardım için kayma-
kamlık ya da valiliğe 'haber ver-
rnek' yeterli sayılmakta. aynca
bir karara, yaaşmaya veya ona-
ya gerek duyulmamaktadır.
775 sa>ıh yasa ile gelen ve ka-
çak yapılaşmayı önleme yönün-
de belediye ve valiliklere böylesi-
ne tart^masız' sorumluluklar
yükleyen maddeler. neredeyse
'28 yüdır' yüriirlükte olmasına
karşın, bugün hala ve özellikle İstanbul'da,
ruhsatsız inşaatlan yıkmaya giden beiediye
ekipleri, 'yeterli polis desteğini" alamamaktan
şikayetçiler.
Örneğin, Boğaziçi İmar Müdürü Sultan
Pmar, Sanyer ve Beykoz kaymakamlıklan ile
İstanbul Valiliği'ne yaptıklan başvurulann so-
nuç vermediğini. yıkım ekiplerinin kaçak inşa-
at sahipleri tarafından silahlarla ve sopalarla
karşılandığını, buna karşı polis yetkililerinin
ise ancak 'olay çıkarsa' müdahale etme eğılim-
lerinde olduklannı belirtiyor.
Rant terörû körûkleniyor
Kaçak yapılaşmanın 'milyarlarca liralık
rant' anlamına geldiği Boğaziçi gibi bir 'ko-
nıma bölgesinde', böylesi bir tutum ise salt ge-
cekondulaşmayı değil. daha da ilerisi 'kent yağ-
masını' ve 'rant terörünü' körüklüyor.
Nitekim, yine şu yere! seçim öncesinde ger-
çekleşen en dramatik olaylardan biri, Adalar
Belediye Başkanı Recep Koç'un. binasına ka-
çak olarak bir balkon ekleyen kişi tarafından,
salt aralanndaki "imar anlaşmazlığından' ötürü
tabancayla vurularak öldürülmesi.
Şubat ayı içinde gerçekleşen bir başka ben-
zer ^nnt terörii' olayı ise Kocasnan'daki bir in-
şaatın yola bile taşmakta olan vasadışı eklenti-
lerini mühürleyen Bahçeüevler Belediyesi me-
muru mimar Safa Bingüler'in. yine inşaat sa-
hiplerince bıçakla yaralanması...
Bu ve benzeri olaylar da gösteriyor ki. 28 yıl
önce Gecekondu Yasası'na girmiş olan 'kaçak
yapılaşmayı belediye ve devlet güçteriyle önle-
me' hükümleri, geçen dönemler icerisinde hiç-
bir zaman "gereken duyaruhkta' yerine getiril-
medi. Tam tersine, bugün hala. kımi polis yet-
kilileri, imar yasasına aykın uygulamalardan
salt belediye zabıtasımn sorumlu olduğunu.
polisin ise ancak 'suç işlenirse' devreye girebile-
Gecekondu konusunda çıkanlan yasalar, yapılanlara af getirdi. Özellikle 1980 sonrasmda imar afTı bir seçim kozu haline gelînce, kaçak yapılaşma talana döndü.
80'liyıllarve 'talankondu'lar
1980'li yıllar, gerek izlenen imar
politikalarıyla, gerekse bu
politikalara bağlı olarak yürürlüğe
sokulan yeni bir dizi 'imar affı'
yasalanyla, gecekondulaşma
sürecinin 'kent yağmasına ve imar
talanına' dönüştüğü dönem oldu.
ceğini söylüyor. Yani, ruhsatsız yapırun 'kendi-
si' ve o yapayı 'yapaniar', devletin yasalan ko-
rumakla görevli kimi birimlerince 'suç' kap-
samında görülmüyor...
Önlemler işe yaranuyor
Gecekondu Yasası da. onca güçlü önlem-
lerine ve 'kesin hükfimlerine' karşın, yürürlüğe
girdikten birkaç \ıl sonra yine etkisini yitirdi ve
kaçak vapılaşma 'geleneksel resmi hoşgörüsü-
ne' kavuşarak büyük kentleri kuşatmaya de-
vam etti.
Nitekim, aradan 10 yıl geçtikten sonra, 1976
yılında yürürlüğe giren ve 775 sayılı yasada
'bazı değişiklikler' yapan 1990 sayılı yasa ile de
! 966-! 976 arasında inşa edilen kamu arazile-
rindeki gecekondulann da 'yıkım kararlan
kaldınldı.'
Böylece Türkiye'nin 'gecekondulu kentleri',
1980'li yıllara hemen tüm kaçak yapılan 'affe-
dilmiş' olarak ulaştılar. Yine 775 sayılı yasaya
göre belediyelere geçen Hazine arazilerinde dü-
zenlenmiş 'gecekondu önleme bölgelerinde' ise
devlet kredisiyle inşa edilmiş 'kooperatif blok-
lan' yükseldi. Üstelik. çevrelerini yine gecekon-
dular sararak ve 'evsiz vatandaşlara' ait olduk-
lan halde. birçok dairesinde 'kiracüann' otur-
maya başladıklan 'rant konutlan' olarak...
1980'li yıllar, gerek izlenen imar politika-
lanyla, gerekse bu politikalara bağlı olarak yü-
rürlüğe sokulan yeni bir dizi İmar affi' ya-
salanyla, gecekondulaşma sürecinin 'kent yağ-
masına ve imar talanına' dönüştüğü dönem ol-
muştur.
2981 sayılı yasa
Özellike 1985-1990 arasmdaki yasal düzen-
lemeler, bir yandan gecekondu yapımını açı-
kça 'özendiren' yaklaşımlar sergİlerken. öbür
yandan 'gecekondulaşmayı düzene sokma' ge-
rekçesi altında, •imara yasak' koruma alan-
lannın da bilim ve hukuk dışı yöntemlerle yapı-
laşmaya açılmasını başlatmıştır.
Bu yağma döneminin ilk önemli yasası ola-
rak. 1984 Şubatı'nda yürürlüğe giren ünlü 2981
sayılı yasa bilinirse de, aslında 80'li yıllann ilk
af girişimi, '12 Eylül generaUeri' tarafından ger-
çekleştirildi.
'Türkiye'ji teröriin elinden kurtarmak' üzere
12 Eylül"l980'de yönetıme el koyan Miffi Gü-
venlik Konseyi, parlamentoyu ve siyasi partileri
feshedip. 'yasama erkini' eline aldıktan sonra.
her şeyi 'emir-komuta rinciri' içinde çözmeyi te-
mel alan bir 'hukuk sürecini' de başlatmış oldu.
Bu sürecin. konumuz açısından i!k önemli
belgeseli. "artık gecekondu yapımının kesin ola-
rak yasaklandığını emreden" 2 Haziran 1981 ta-
rihli MiUi Güvenük Konseyi BiMiria'ydı.
O tarihten sonra şapıian tüm gecekondu-
lann \e kaçak vapılann. '12 Eylül emirlerinin
açıkça çiğnendiğf suç unsurlan olduğu anla-
mtnı da taşıyan bu bildiri. izleyen yıllardaki 'af
yasalan' için de 'belirleyici takvimi' oluştur-
muştu.
Gecekondu ve hukuk
Av.Dr.AYDINAYBAY
Gecekondu sorununun çözü-
mü için çıkanlan geniş "kap-
samir ilk iki yasa (6188 ve 775)
gecekondu yapımını "önleme"
amaanı gerçekleştirememiştir.
Bu yasalar, yürürlük tarihlerine
kadar oluşmuş bu tür "yapılaş-
ma"yı korumak ve ıslah etmek he-
defleri yönünden "başanlı" sa>ı-
labilecek bir uygulama görmüş-
lerdir. Ama bu yasalarda yer alan
gecekondu yapımını "önleme me-
kanizmalan" çahşünlamadığı
için, 1980'lerin başında. sonın ye-
niden ve büyük rakamlara
ulaşrruş olarak tekrar orta\a
çıkmıştır. Bu kez. konunun. sade-
ce gecekondu sorunu olarak de-
ğil, daha geniş kapsamlı bir "imar
affı" sorunu biçiminde ele aü-
nması gerekli sayılmıştır. Böylece
Gecekondu Yasası dışmda her
çeşit usulsüz ve yolsuz yapılaş-
mayı kapsayan yeni yasama
ürünleri ortaya çıkmıştır. Bunlan
"imar affı" başhğı ile incelemek
uygun olur.
"Imar affı" terimi, imar ve şe-
hircilik hukukumuza yeni girmiş
bir uygulama terimidir. Aslında
yasalarda kullanılan bir terim de-
ğildir. Bu terimi doğuran yasanm
adı (başhğı) "İmar ve Gecekondu
Mevzuatma Aykın Y apılara L v-
gulanacak Bazı İşlemler Hakkı-
nda Kanun"dur. Bu kanunun nu-
marası298l'dir(24.2.1984). Bun-
dan önce yayımlanmış bulunan
2805 (21.3.1983) sayılı yasanm da
adı böyle idi. Yüriirlükte olan
"mevzuata aykm" olarak yapılan
yapılar ve yapı değişiklikleri. bu
yasalar ile "mevzuata uygun" hale
getirildiği için. bunlara "Af Kanu-
nu" ya da "İmar Affı Kanunu"
denmiştir.
2805 ve 2981 sayılı yasalar ile,
ikinci yasaya sonradan yapılan
eklemeler ve maddelerde yapılan
değişikliklerin hepsi bir arada göz
önünde tutulmak suretiyle "İmar
Affı" ile ilgili şöyle bir genel tanı-
mlama yapabiliriz:
"İmar affı, yüriirlükte olan ku-
rallara uyulmayarak belli tarih
kesitine kadar meydana getirilen
yapılaşmanın, durum \e konumu
itibariyle yasada belirrilen koşul-
lara uygun olanlarının bağışlan-
ması ve korunmasıdır."
İmar affı denilen düzenleme
sadece 1980'lerin üriinü değildir.
Daha önceki yıllarda. gecekondu
olgusunu düzenlemek için çıkan-
lan yasalar da bu anlamda imar
affı yasalan sayılır.
Aynca kimi yasalarda yer alan
özel hükümlerde de imar affı ger-
çekleşebilir (örnek: 6785 sa>ılı
yasa, muvakkat madde 4; 3194
sayılı yasa. geçici madde 7). Ama
bu konuda çıkanlan en kapsamlı
yasalar, 2805 ile onun yerine ge-
çen 2981 sayılı yasadır. Bunlar,
yalnızca gecekondu konusu ile
değil. her çeşit imar düzeni
aykınlıklan ile ilgili genel dü-
zenlemelerdir.2981 sayılı kanun
ile onun kimi hükümlerini değiş-
tiren ve ek kurallar getiren 3290
ve 3366 sayılı yasalardan oluşan
düzenleme. bugün yüriirlükte
olan imar affına ilişkin genel dü-
zenlemedir.
Bu düzenlemede imar mevzu-
atına aykınlık \önünden iki olgu
birbirinden aynlmaktadır.
(a) Gecekondu olgusu.
(b) Bunun dışmda kalan olgu-
lar.
Gecekondu olgusu yukanda
değindiğimiz gibi. imar mevzu-
atma aykınlık olgusudur. Ne ki,
gecekonduda ağırlık. yapının
"başkasının arazisinde" yapılmış
olmasıdır.
Diğer olgularda ise. taşmalar
ve bazı özel durumlar dışmda.
esas itibariyle. bir kimsenin kendi
arsası üzerinde meydana getirdiği
imar mevzuatına aykın inşaat
veya imalat söz konusudur.
Başkasının arsa ya da arazisi
üzerinde yapılaşnıa özelliği do-
layısıyla, gecekondu konusunda-
ki düzenleme bütün hallerde. hem
fiziksel yapılaşmanın meşrulaştın-
Iması, hem de bu yapılaşmayı
meydana getiren kimseye. o yer-
de "mülkiyet hakkı" sağlanması
esasına dayanmaktadır. Bu çözü-
mün esas itibarivle. daha önceki
gecekondu mevzuatında da ka-
bul edilmiş olan çözüm olduğunu
belirtelim.
Gecekondularla ilgili af meka-
nizmasının ışleyişi "başvTiru", "de-
ğerlendirme", "koruma kararı"
aşamalanyla gerçekleşir. Burada.
önceki gecekondu mevzuatı ile
yapılan düzenlemelerden farklı
görülen birkaç nokta göze çarp-
maktadır:
(a) Doğrudan tapu verme veri-
ne. fiziksel yapılaşmanın tespiti
ile gecckonducuya bir belge veril-
mektedir. (Buna 'tapu taİtsis bel-
gesi"adı verilmiştir.)
(b) Tapu verilmesi "ıslah.imar
plam" adı verilen planlamadan
sonraki aşamada gerçekleşmek-
tedir.
(c) Evvelce. gecekondu bölge-
lerindeki vakıf arazi. gecekondu-
lan meşnılaştırmada. hazine. il
özel idaresi ve belediyeye ait ara-
ziye nazaran farklı tutulurken bu
defa Vakıflar Genel Müdürlüğü'-
nün "idare ettiği" arazi de aynı
kategoride mütalaa edilmektedir.
(d) Özel mülkiyette bulunan
arazi üzerinde toplu gecekondu-
laşma varsa, bu yerler kamu-
laştınlabilmektedir. (Buna ben-
zer kurallar önceki mevzuatta da
vardı.)
İmar affı düzeni içinde bu esas-
lara göre yapılacak uygulama so-
nunda. gecekondu "sahipleri".
gecekondunun bulunduğu ta-
şınmazın (arsanın) "tapulu mali-
ki" durumuna geçeceklerdir. Bu,
başkasının ya da kamunun taşı-
nmazının. gecekondu adı verilen
yapının üzerinde yer alması do-
layısıyla, yasal olarak gecekondu
"sahibine" mal edilmesi. onun
"mülkiyetine" geçirilmesidir. Öte
yandan da. "imar mevzuatına
aykın olarak inşa edilmiş olan".
yani "gecekondu" adıyla anılan
yapı da, bu mevzuata uygun ola-
rak inşa edilen yapılann katego-
risine dahil edilerek meşrulaştın-
lacaktu-.
Bugün gecekondular hakkı-
nda vürürlükte olan \asal düzen-
lemenin temeli 775 sayılı "Gece-
kondu Kanunu" ile kısaca "İmar
Affı Kanunu" olarak adlandınlan
2981 sayılı yasadır. Aslında her
iki vasanın uygulanması açısı-
ndan öngörülen ilke şudur: Gece-
kondu kanununa göre vapılacak
ıslah. koruma işlemleri 20.7.1966
tarihinden önce inşa edilmiş olan
bu nitelikteki yapılar içindir.
Bundan sonra bir daha gecekon-
duyapılmayacak:yapılanlar"der-
haf" vıkılacaktır. 2981 sayılı vasa-
daki çözüm de bununla özdeştir.
Sadece 2 Haziran 1981 tarihin-
den önce yapılan gecekondular
bu yasada öngörülen işlemlerle
"meşrulaştınlacak"; sonraki
yapılaşmada ise "bu işlemler, bun-
dan sonraki uygulamalara örnek
teşkil etmeyecektir" (md.20).
Bu duruma göre ülkemizde.
gecekondu hukuku açısından,
birbirinin ardından gelen iki ya-
saklama hükmü vardır. Bu hü-
kümlerin her ikisi de yürürlükte-
dir. Şu halde gecekondu yapımını
önleme açısından sorun, daha
önce de değindiğimiz gibi yasal
mekanizmanm var olmaması de-
ğil, işlememesi veya işletilememe-
si sorunudur. Gecekondulaşma-
ya yol açan toplumsal süreçlere
müdahale edilerek çare üretilemi-
yorsa, yapılanı yıkmak için yeter-
li siyasal ve yönetimsel irade ve
kararlılık da olsa, mevcut olan ve
buna eklenecek hukuksal düzen-
lemelerin. gecekondu olgusunu
çözemeyeceği rahatça söylenebi-
lir.
BÎttî
Örneğin, 1983 yılı martında
yürürlüğe giren 2805 sayılı 'İmar
ve Gecekondu Affı Yasası' Milli
Güvenük Konseyi'nın 2.6.1981
tarihli bildirisine dek inşa edilen
ruhsatsız yapılan 'son kez'(!)
bağışlarken, o tarihten sonrakile-
rin "asla affedilmeyeceğıni' hük-
me bağladı.
Böylece. 1940'lardan bu yana
hemen her hükümetin benimse-
diği geleneksel tutumu. 12 Eylül
yönetimi de sürdürmüş oldu.
1983'te yapılan ve 'yemden de-
mokratik-parlamenter düzene ge-
çiş' olarak ilan edilen 'genel se-
çimfcr' öncesinde, İmar affı' ka-
ran yine 'secimlere doğnı' günde-
me getirilerek aynı 'geleneksel
takvimlemede' devam edildi.
12 Eylül yıllanndan sonra 'de-
mokrasiye gecişin' ilk iktıdar par-
tisi olan ANAP, 2805 sayılı imar
affı yasasının üzerinden henüz
'bir yd' bile geçmeden. yenı bir
'benzer yasayı' yeniden gündeme
getirdiğinde de bu kez Türkiye
"yerel seçimler öncesini" yaşı-
jordu.
Yani. 'secime endeksli' imar
affı süreci artık öylesine vazgeçil-
mez bir politika haline gelmişti
ki. ANAP 1984 yılı mart ayında-
ki yerel seçimler vanşına. aynı
vılın şubat ayında çıkardığı '2981
sayılı yasa' ile gırdı.
Bu kez. yasanın adı. imar mevzuatına falan da
değil. doğrudan doğruya 'gecekondu mevzuatma
aykın yapdara uygulanacak işlemlerle ilgili yasa'
şeklindeydi. Başka bir deyişle, 40 yıllık kaçak
yapılaşma>ı affetme sürecinde >eni bir dönüm
noktası yaşanıyor. zaten af anlamına gelen 'gece-
kondu mevzuatına bile aykın' yapılann bile yasal-
laştınlması gibi, imar alanında tam bir başıboşlu-
ğun ve 'yağmanın' önü açılıyordu. Böylesi bir ta-
lan özgüriüğü' içinde yapılan 1984 yıİı Mart ayı-
ndaki yerel seçimlerde, belediyelerin büyük ço-
ğunluğuna ANAP'lı adaylar seçildiler. Büyük
kentler ve özellikle de İstanbul, 2981 sayılı yasanın
•mimarlannca' yönetilmeye başlandılar.
Milli Güvenlik Konseyi'nin, yukanda belirtilen
2.6.1981 tarihli 'af bildirisine' dek inşa edilen tüm
gecekondulan ve kaçak yapılan 'nihsata bağla-
mayı' öngören, Şubat 1984 tarihli 2981 sayılı yasa,
aynı olanağı sağlayan 2805 sayıh yasaya göre şu
*yenilikleri' içeriyordu:
• İnşaat ruhsatlannı artık salt belediyeler verme-
yecek. kaçak yapılan 'doğnı' saptayacaklanna no-
ter huzurunda 'yemin eden' özel teknik bürolar da
bu işlemleri yerine getirebileceklerdi. Üstelik. aynı
yasayia, yeminli özel teknik büroların bu 'kamu
hizmetleri' karşılığında alacağı 'ücretler' de belirle-
niyor, böylece "vatandaşın soyulmaması' güvence
altına alınıyordu.
Yeminli bürolar dönemi
Ne var ki, bu uygulama sonucunda vatandaş
değil, ama devlet ve kentler açıkça kandınlmaya-
başlanrruştı. Yeminli bürolann saptadıklan kaçak
yapılar öylesine bir 'parlama' gösterdi ki Devlet
Malzeme Ofisi depolanndaki ruhsat koçanlan ye-
tişmez oldu. Neyse ki daha sonra bu uygulama
•yüksek yargı" tarafından iptal edildi ve ülkenin
imar düzeni 'yeminli ellerden' kurtanlmış oldu.
• 2981 sayılı yasanın getirdiği ve yaklaşık 10
yıldan bu yana kent yağmasının belli başlı 'hukuk-
sal aracı' olarak kullanılan en
önemli 'jenilik'. hiç kuşkusuz
'ıslah imar planlan' denen uy-
gulamadır. Kaçak v apılara ve
gecekondulara tapu tahsis bel-
gesi verme' sürecini de başlatan
bu planlama türü. aslında bi-
limsel anlamda bir 'plan' değil.
yasadışı gerçekleşen yapılaş-
mayı bir 'plana bağlayarak.
topİuca affetme' amacını taşı-
yordu. Böylece. kaçak yapılar
bir vandan yasallaştınlıp. ta-
puya bağlama' sözleriyle gü-
venceye alınırken. öbür yan-
dan ıslah planlanv la 'yeni imar
haklanna' da kavuşuvor. yani
İmariı mülkler" haline eeliyor-
du.
Subasman yeterli
Gecekondu ya da kaçak in-
şaatı bannma amacından
çıkartıp. 'yasadışı yoUardan
imar hakkı elde etmeye' \ önelik
en güvenceli 'araç' konumuna
dönüştüren bu uvgulamada.
1986 yılında yürürlüğe giren
3290 sayılı yasayia 'daha da ile-
ri' adımlaratıldı.
Af kapsamına alınacak yapı-
lar arasına. bu kez '10.11.
1985'e kadar inşa edilenier' de
katılırken ıslah imar planlany-
la yeni imar hakkı verilebilmesi
için 'subasmanlann yapılmış oJ-
ması' bile yeterli sayıldı. Da-
hası. yine aynı yasayia. hiçbir
kaçak yapılaşmanın olmadığı
imara yasak arazilerin biie,
yine ıslah imar planlanyla ve
'gecekondulaşma eğilimi var'
gerekçesiyle yağmaya açı-
Imasının 'yasal süreci' baş-
latıldı...
YARIN: Vağmoya
gerekce:
'Cecekondula$ma
tehllkesl...'