Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15MART1994SALI •••• CUMHURİYET SAYFA-
HABERLEREV DEVAMI 19
TÜRKİYE'DE DÜNYADA
Adana
Alyon
Ağn
Ankara
Antatya
Aydın
Bursa
ÇanakkaM
Edırne
Erzurum
Esfcışetur
Istsnbui
Izmır
Kare
Konya
Samsun
Trabzoo
y 14"
A 7-
K -2'
B 7'
B 16'
A 18"
B 12'
B 11 '
Y 12*
B 12'
K -2 •
B 8'
B 10°
A 17'
K -1 '
B 6
-
Y 6
g
Y 6
-
Y 6'
Meteorolo)i Işlerı Genel Mudurluğu nden alınan btlgıye gore yurdun kuzey ve
doÖukesımlerıparçahçoktHjluttu Karadenız Doûu Akdenız tle Doğu veGüney-
doğu Anadau botgeierı yağışiı geçecek Yaflışlw, Doğu Anadolu nun kuzey ve
dov3usun<Ja karia kanşık yağmur ve kar şektıncte olacak Hava stcaklığı doğuöa
btraz azaiacak Denızlenmizde ruzgar Karadeniz ve Akdenız de gunbaiısı ve
karayei MarmaradayıldızvepoyTaz Egedeytidızvepoyrazdan3-5kuwetır>de
saatte 10-21 den^z mıiı htzia esecek Van Goiu nöe hava çok bututlu ve kar
yaâtşit geçecek
Amsterdam
Amman
Atına
Bağdat
Bonn
Brukse'
Cenevre
Cezayır
Frantdurt
Lefkoşa
Petersburg
Londra
Madrıd
Mılano
Moskova
Munıh
Oslo
Pans
Prag
Rıyad
Homa
Vıyana
B 7
B 19
A 17
A 22
Y 9
B 7
B 9
A 21
Y 9
Y 15
K 3
B 7
A 15
B 15
K 5
Y 11
K 1
B 10
Y 9
A 2 8
A 20
Y 10
Yağmurlu ı Bulutlu Sisli Guneşh
Çocuk
heryerde
çocuk
Altı yaşındaki İsrailli
göçmen Mark Bro>it,
oyuncakarabasını.
göçmen kampmdaki
evınınönündesürüyor.
Polıs, geçtığimız günlerde.
çoğunluğunu radıkal
Haham. Meir Kahanenin
savunuculannın
oluşturdueu göçmen
kampının sakinlennin
sılahlanna el koydu \ e bır
kısmı, İsrail otoriteleri
tarafından tutuklanma
korkusuyla yeraltına
çekildi.
Geyşa eğitimi
için adak
Üç Maiko- gey şa olmak
içineğitimgören
gençkız- Güney
Kyoto'da bulunan -
Gion'da bir azize
türbesineadak
adı> orlar. Modern
Koyoto'nun
merkezinde hala antik
Japon Tann'lan ve batıl
ınançlar geçerliliğini
koruyor ve şehir birçok
kişiiçinjaponya"nın
ruhani başkenti
sayılmaya devam
ediliyor.
GLM)EM
MUSTAFA BALBAY
Demirel'in
Avpupa'ya Bakışı...
ANKARA - Yerküremizde ilginç bir ikilem yaşanıyor:
Bir yandan sınırların kaldırılmasından, globalleşme-
den söz ediliyor, diğer yandan mikro-milliyetçi akımlar
giderek güçleniyor ve üniter devletler için bölünme
olasıhkları gündeme geliyor...
Tarihçiler, sosyal bilimciler önümüzdeki yüzyıla bu
bilmeceyle girileceğini vurguluyorlar.
Mikro-milliyetçi akımların güçlenmesinden endişe
duyan gelişmiş ülkeler buna karşı yeni politikalar üre*
tiyorlar. Paris Şartı'ndaki,"smırlartn değişmezliği" il-
kesi bir anlamda bu kaygıdan kaynaklanıyor.
Sınırların değişmezliği mutlak olunca, üniter devletler
içindeki etnik gruplar için "ana kalkan" olarak insan
hakları gündeme geliyor.
Sınırlar değişmeyecek ama, üniter devlet içindeki ayrı
dili, kültürü olan insanların tüm hakları korunacak.
Bu bağlamda, "ulusların kaderlerini tayin hakkı" il-
kesi de ayrı bir içeriğe bürünüyor. Terör kavramı deği-
şiyor ve kapsamı genişletiliyor. Son iki yıl içindeki insan
hakları konferanslarında benimsenen temel ilke şu:
"Terör, bir ulusun kendi kaderini tayin hakkı için bile
kullanılamaz."
Dünyada iki bini aşkın dil konuşuluyor. Her ayrı dili
olanın ayrı devleti olur yaklaşımı benimsense, iki bin
devlet olacak. Bu, doğal olarak mümkün değil.
Bu nedenle Batı, mikro-milliyetçiliğin panzehiri olarak
insan haklarını genişletmeyi ve geliştirmeyi benimsi-
yor.
1993 yılı Haziranı'nda Viyana'da toplanan Dünya
insan Hakları Konferansı'nm, 1968den sonraki ılk top-
lantısıydı. Burada pek çok konunun yanı sıra terör ve
buna bağlı olarak etnik terör konuşuldu. Ve bu kon-
feransta, Türkiye adına katılan diplomatların da katkısıy-
la şu itke kabul edildi:
"En önemli insan hakkı, yaşama hakkıdır."
Buradan yola çıkılarak dünyanın neresinde ve ne
amaçla olursa olsun teröristlerin giriştikleri eylemlerin
de insan hakları ihlali olduğu benimsendi.
Son otarak 4 martta Cenevre'de BM İnsan Hakları Ko-
misyonu'nda BM heyetlerinin bundan böyle incelemeye
aldığı ülkede sadece güvenlik güçlerinin değil, terörist
örgütlerin insan hakları ihlallerini de rapor etmeleri be-
nimsendi.
Bunlardan çıkan sonuç şudur ki; PKK artık "teröristbir
örgüt olarak" Avrupa'da zor tutunur. PKK'ya destek ve-
ren ülkeler Türkiye'ye, "Nerede insan hakları?" diye so-
rarsa Türkiye de onların önüne PKK'nın eylemlerini ko-
yacak ve, "Terorizm en büyük insan haklan ihlalidir.
Bunun altına siz de imza attınız" diyecektir.
PKK lideri öcalan'ın son "banş" çağrısmın ardında
biraz da bu unsurlar yatıyor olsa gerek...
Batı'nm bu konudaki tutumuna en sert eleştirileri
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel getiriyor. Avrupa
Parlamentosu'nun, "DEP'Iİmilletvekillerinin serbestbı-
rakılması, Kürtlere otonomi verilmesi" kararına Demi-
rel'in karşılığı,"Sew'e hayır" oldu. öcalan'ın önceki
günkü önerilerine de, "Devlet eşkıya ile görüşmez"
karşılığını verdi.
Son birkaç gündür gazete ve televizyonda yer alan bu
değerlendirmelerinin ardından Demirel'le görüştük. Tu-
tumu, aynen sürüyor ama, geleceğe yönelik kaygılar da
taşıyor. "Avrupa'nın hatırı için Türkiye'yi parçalatacak
değiliz" diyor, ama ardından da ekliyor:
"Avrupa'ya laf anlatmakta çok müşkülat çekeriz. As-
lında ortada buyütülecek bir şey yok. Dokunulmazlık,
mevcudiyeti tartışılan bir şey. Birçok parlamentoda
kaldırılıyor. Ben vaktiyle kendi milletvekilleriminkini
kaldırttım. Ama Avrupa bu, herşeyiyapar..."
Demirel, seçimlerde Türkiye'ye gözlemci göndermek
isteyen ülke ve kuruluşlara da şu mesajı veriyor:
"Gözlemci kabul etmeyiz. İsteyen gelir bakar. gezer
tozar; ama böyle gözlemci falan kabul etmeyiz. Tabii
kimseye gelmeyin diyemeyiz. O zaman da, kendimiz-
den şüphe ettiğimiz gibi bir mana çıkar "
Yani Demirel, "isteyen gelsin baksın, ama kimse Tür-
kiye'yi smavdan geçirir gibi bir havaya bürünmesin" di-
yor.
Demirel'e, "Nusret Demiral'ın tutumu..."diyoruz. He-
men karşılık veriyor:
"Onlara ne ki...Biz onların savcılarına, hâkimlerine bir
şey diyor muyuz? Almanya 'da bizim insanlarımızı yaktı-
lar; savcılarına, hâkimlerine bir şey dedik mi? Onları bi-
zim içişlerimize karışma noktasına vardırtmayız."
Görünen o ki, Avrupa ile insan hakları pazarlığımız
bitmeyecek...
Tanklarher an patlayabilir
• 25 yıldır boğazlarda görev yapan deneyimli
bir kılavuz kaptan, boğazlardaki kılavuz
istasyonlannın yanlış yerde bulunduğunu
söylerek "Elimizdeki teknik olanaklarla tankeri
söndürmek imkansız. Dışandan yardım
gelmesi şart."dedi.
ESRA YENER
ANKARA - İstanbul Boğazı
Rumelikavağı açıklannda ön-
ceki akşam Kıbns Rum bandı-
ralı Nasia adlı tankerle Yunan
bandıralı Sea Broker adlı şile-
bin çarpışması sonucu çıkan
yangın, Boğaz'ı tehdit etmeye
devam ediyor. Rum bandıralı
tankerde bulunan diğer petrol
yüklü tanklann, ortaya çıkan
yüksek ısı nedeniyle her an pat-
İayabileceği, bu durumda tüm
Boğaz'ın alevler içinde kalabi-
leceği bildirildi. Adının açıklan-
masını istemeyen ve 25 yıldır
boğazlarda görev yapan bir kı-
lavuz kaptan. "Elimizdeki tek-
nik imkanlarla bu yangının sön-
dürülmesi mümkün değil. Yurt-
dışından hemen yardım istene-
rek tankerin Karadeniz açıkları-
na çekilmesi şart" dedi.
İstanbul Boğazı'nda halen
yanmakta olan Nasia adlı tan-
kerde bulunan \e petrol yüklü
olduğu bildirilen tanklar Bo-
ğaz'ı yeni bir faciayla karşı kar-
şıya bırakıyor. Cumhuriyet'in
konuya ilişkin sorulannı yanıt-
layan bir kılavuz kaptan. kaza
sonucunda çıkan yangının yak-
laşık 300 ile 500 derece arasmda
ısı yarattığını belirterek. 50 bin
567 ton ham petrol taşıyan tan-
kerin yalnızca bir tankının yara
aldığını. ancak oluşan ısı sonu-
cunda diğer tanklarda da patla-
ma meydana gelebileceğini söy-
ledi. Rum bandıralı tankerin
bir an önce Karadeniz açıklan-
na çekilmesi gerektiğini vurgu-
layan kılavuz kaptan." Yüksek
ısı nedeniyle tanklann sacları-
nda meydana gelebilecek bir
çatlama ile bütün petrol Boğaz'a
yayılır. Rüzgarın yönünün bura-
da bir etkisi de olmaz, çünkü de-
ni/.deki akıntı güneye doğru.
Böyle bir durumda bütün Boğaz
alevler içinde kalır ve bu aşama-
dan sonra herhangi bir müdaha-
le de yapılamaz" dedi. Türkiye-
de bu büyüklükte yanan bir
tankeri çekebilecek ne teknik
olanaklann. ne de uzmanlann
bulunduğunu öne süren aynı
kaptan. "Bir an önce yurtdışı-
ndan yardım istenmesi gereki-
yor" dıye konuştu. Yaşanan
kazanın Boğaz'daki kılavuz is-
tasyonlannın yanlış yerde bu-
lunmasından kaynaklandığını
belirten aynı kaptan. İstanbul
Boğazı'nda. Harem ve Rumelı-
ka\ ağı olmak üzere 2 yerde kı-
lavuz istasyonunun bulundu-
ğunu. kaptanlann bu me\ kiler-
de gemiyi aldıklannı \e terket-
tiklerini söyledi.
Rumelikavağı'nm Boğaz'ın
içinde yer aldığını belirten aynı
kaptan. istasyonun Rumelife-
neri olarak adlandınlan yere
taşınması geretiğini, böylece kı-
lavuz kapıanlann gemiyi Bo-
ğaz'a girmeden devralarak ola-
sı bir kazayı önleyebıleceklenni
söyiedi.
Rumelikavağı mevkiinde,
Anadolu yakasında sığ bir böl-
genin olduğunu. bu yüzden ge-
milerin kendilerini açığa almak
için Boğaz trafığine dikkat et-
meden yön değiştirdiklerini be-
lirten deneyimli kılavuz kap-
tan. "Önceki akşam tankerde
kılavuz kaptan olsaydı böyle bir
olay yaşanmazdı. Biz her sefer-
de bu sorunla karşılaşıyoruz.
Ancak bu geminin kaptanı ace-
mi olduğu için uyarılan dikkate
almamış"dedı.
Boöaz'dakl tanker kazasından Izlenlmler
Televizyonlardannaklenyayın
YALÇIN ÇAKIR
Önceki gece İstanbul'u sar-
san ve korkulu anlar yaşatan
deniz kazasının görüntüleri te-
levizyonlarda bol bol yayı-
nlandı. Hatta canlı bağlantı ile
naklen ve sıcagı sıcağına, uz-
manlara göre "çok ucuz atlatı-
lan" bu kaza Türkiye ve dünya-
ya izlettirildi.
Arabalanna atlayıp tüm tra-
fıği tıkama pahasına -pikniğe
gider gibi- olay yerine ulaşan-
lann yanı sıra evlerinde oturan-
lar da olayı anlatan sunucu ve
muhabirlerin harika Türkçelerı
ile saniye saniye kenti ve çevreyı
tehdit eden patlamalan ızleme
olanağı buldular! Ancak video
kameralann yakaladığı ale\ gö-
rüntülerinin ötesinde insan
portreleri vardı. bizlerin beyni-
ne kare kare kazınan. Alevlerin
arasında kaybolanlann
çığhklan, yanık et kokusu. ka-
ranlığı katlayan duman ve her
an havaya uçma korkusuyla tıt-
reyen, buna karşın alevlerin
arasına dalan görevlilenn duy-
gulan, gözlen ve soluklan... Bir
daha hiç unutamayacağımız
görüntüler... Tüm bunlara
karşın kurtarma ekiplerinin in-
san gücü ve yetisine dayalı ça-
basının ötesine geçemeyen "tek-
nolojik acizliğimiz" de bir tokat
gibi patladı yanaklanmızda. Ve
biz de dehşete düşüren bu gö-
rüntülerin kafalanmıza kazı-
nan karelerinı aktaralım istedik
sizlere. Bir kez daha inandık ki
"İstanbul bir büyük felakete her
an hazır ama bu felaketi önletne-
ye kesinlikle hazır değil.''
Deniz kazalanna karşı her
zaman "potansiyel" tehlike
durumunda bulunan İstanbul
Boğazı. dün gece bır kez daha
alevler içinde kaldı. Saat 22.20
sıralarmda bir büyük çarpı-
şmay la gelen patlamalar dün \ e
bugün de aralıklarla sürdü. Ge-
riye, kırlenen Boğaz sulan. ka-
ranlıklara gömülen göky üzü.
yanmış insan cesetleri ile bol
miktarda acıklama. kınama ve
"yapılması gerekenler" demeç-
leri kaldı sadece. Ve biz hemen
MAHALLE KAHVEStNDE KRİZ MASASI-Kazadan hemen sonra İ stanbul \ alisi Hayri Kozakçıoğlu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen \e İstanbul İtfaiye Müdürii Abdurrahman Yıldınm
tarafından oluşturulan "kriz masası"nın mekanı Rumelikavağı İskelesi'nde bulunan bir kah>ehane oldu.
Yetkiüler. Bakan Aktuna'ya bilgi \erdi. ıFotoğraf: YILMAZ KARABACAK)
BOĞAZLAR VE MARMARA DENİZ TRAFİĞİ DÜZENLEMESİ
Yeni tüzük gemileri durduracak
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -11 Ocak
1994 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan "Bo-
ğazlar ve Marmara Bölgesi Deniz Trafık Düzeni
Hakkında Tüzük". Montreux Anlaşmasfna uy-
gun bir şekilde, Boğazlar'dan gecişin düzenlen-
mesi için çıkanldı.
Gerekli hazırlıklann yapılması ve uluslararası
kuruluşlann bilgilendirilmesi için 8 Temmuz
1994'te yürürlüğe girecek tüzük. Türkiye'ye Bo-
ğazlar'daki trafıği düzenleme yetkisi veriyor.
Tüzüğe uymayan gemilerdurdurularak kaptan-
lan hakkında Türk yasalanna göre dava açıla-
cak. Özellikle tehlikeli madde taşıyan ve büyük
çaptaki gemilerin oluşturduğu tehlikeyi önle-
meye yönelik Tüzük. şu konularda hükümler
ıçeriyor:
- Boğazlar'dan geçiş için, trafık aynm düzeni
kuruluyor. Bu düzende gemilerin takip edeceği
şeritler belirleniyor, geliş-gidiş yollan saptanı-
yor.
- Tehlikeli yük taşıyan gemilerle. 500 groston
ve daha büyük gemiler, Boğazlar'a girişten en az
24 saat önce Trafık Kontrol Merkezi'ne yazılı
olarak bildinmde bulunacaklar. Seyir planı dol-
duracaklar. Buna uymayanlar. geçiş yapamaya-
cak.
- Gemilerin Boğazlar'dan geçiş hızı 10 mille
sınırlandınlıy or. Boğaz'da seyir halinde olan ge-
miler, diğer gemileri. zorunlu haller dışında geç-
meyecekler.
- Boğazlar'dan geçiş, Türkiye tarafından, ge-
rektiğinde geçici olarak durdurulabilecek.
- Türk bandıralı gemiler, Boğaz'dan geçişte
kılavuz almak zorunda olacaklar. Montreux
Anlaşması'na göre, kılavuz alma. yabancı gemi-
ler için zorunlu hale geürilemiyor. Ancak. ya-
bancı gemiler, kılavuz almalan yönünde uyan-
lacaklar.
- Tehlikeli yük taşıyan gemiler. ana akıntı şid-
deti saatte 4 mili aşınca ya da lodos sonucu or-
koz akıntılan oluştuğunda, Boğaz'a girmeyecek
ve akıntı şiddetinin düşmesini bekleyecekler.
hemen 10 yılda bir şelen bu po-
tansiyel tehlikeye karşı ne za-
man ne yapılacağı sorulanyla,
14 saatlik bir uykusuzluk ve
iliklerimize işleyen soğukla tit-
reyerek gazetelerin yolunu tut-
tuk. Yanan gemilenn alevleriy-
le aydınlanan, ölen insanlann
buharlanyla ısınan gecenin ka-
ranlığında facianın dondurucu
gerçeğını yaşayan arkadaşımız
Yılmaz Karabacak şöyle anlatı-
yordu ılk izlenımlerini:
"Geceden daha kara bulut-
ların altında Rumelikavağı'na,
deniz kazasının olduğu yangın
merkezine doğru y aklaştığımız
her kilometrede göğün daha bir
kızıllığa kestiğini görüyoruz.
İskeleye. kilitlenen trafikte uzun
\e çaresiz bekleyişlerin ardından
nihayet uluşabiliyoruz. Koca-
man bir alev çemberinin tam or-
tasında adlarının daha sonra
Nasia ve Sea Broker olduğunu
öğrendiğimiz. biri kuru yük ge-
misi. diğeri petrol tankeri iki
gemi cayır cayır yanıyorlar.
Çarpışmanın hemen sonrasında
parça parça olmuş Sea Broker'-
ın güvertesinden alevlerin
aydınlığında yardım isteyen elle-
rin birer bay rak gibi telaşlı sal-
lanışını seçebiliyoruz tam 450
metre uzaklıktan. Ne yanı-
başımızdaki diğer insanlar da se-
çebiliyor olsa gerek ki bulabil-
dikleri deniz araçlarıyla çığ-
lıklara uzanıp motorların patla-
yan güriiltüsünde alevlerin içleri-
ne doğru hızla uzaklaşıyorlar.
Biz de hiç ikirciklenmeden
İstanbul İtfaiye Müdürii Abdur-
rahman Yıldırım'ın ve diğer yet-
kilılerın bulunduğu tekneye bi-
nıp hızla açılıyoruz sağ kalabi-
lenlerc yardım eli uzatabılme-
nin umuduyla. Koyu karanlık
duman öbeklennin orta yerın-
de kalakalıyoruz önce. Ardı-
ndan bu karanlığı yırtıp yanan
31 müreuebatlı Nasia'ya >ak-
laşıyoruz Gözler projektörle-
rin ve alevlenn aydınlattığı de-
nızın üzerinde gezinıyor. Ve nı-
hayet bir karaltı belli ediyor
kendısını "Çabuk olun, kaptan
kuzeye kır, geminin kıç tarafı-
na" uyanlanyla bulunduğu-
muz tekne karaltıya y aklaşıyor.
Sanyerlı üç genç denızci uzanı-
yorlar karaltıya ve onlar kadar
genç v e denizci bir erkek cesedi
uzanan yardım elleriyle çekili-
yor tekneye. Boğaz'ın buza ke-
sen ayazında alevlerin hışmına
uğramış cesedin üzerinden
çıkan buharlan gördüğümüzdc
umudumuzun biraz daha
azaldığını duyumsuyoruz."
Bu arada gazetenin susmak
bilmeyen telefonlanndan birin-
de arkadaşımız Berat Günçı-
kan'ın sesini duyuyoruz. Berat
da Anadolukavağı iskelesinde
olayı izliyor Asker ilk anda
Kavak'taki tüm evlen bo-
şaltmış ve insanlann tcpelerc
çıkmasını istemış. Ne olduğunu
anlayamayan. daha doğrusu
kazadan habersız ınsanlar da
dağlara yönelmişler. battanıye-
leri \e erzaklarıyla. Beraı. tüm
soğukkanlılığına karşın sesı tıt-
rey erek "İkiye bölünen şilep tam
önümüzde yanıyor. Kaptan köş-
küne iki kişi çıkmış yardım isti-
yorlar. \ma ulaşabilen yok.
Alevler her yanı sardı. Bir heli-
kopter de mi kaldırılamıyor?
Halk yetkililerden havadan
yardım gönderiunesini istiyor"
diyor. Bir umut telefonlara
sanlıyoruz. Aradığımız tüm
yetkililerden aldığımız yanıt
aynı: "Gece uçuş yapabiİecek
yetenekte uçuş aracımız mevcut
değil." Ürpenyoruz bir an.
Korkunç bır olayla karşı karşı-
yayız. Alevlerin arasındakı in-
sanlar göz göre göre
kavruluyorlar.
Saatler 03.00'e yaklaşıyor.
Yanı patlamanın üzerinden he-
men hemen 5 saat geçmış Ölü
sayısı bır türlü netleşemıyor.
Kimıne göre 5. kımıne göre 10.
kimine göre ıse yüzlerce ceset
var yanan tanker ve şilebin ve
denızin içinde. İstanbul Emnı-
yet Müdürü Necdet Menzir'ın
sesı duyuluyor polis telsizlerin-
de. yollann boşaltılmasını isti-
yor. Ambulanslartıkanan trafı-
ğe saplanıp kalmış. ılerleyemı-
yor. Gelışmelere sınirlenen bir
itfaiye görevlisi avaz avaz
bağınyor. "Kan aranıyor dense
hiç biriniz kı... kıpırdatmazsınız.
Çekilin ulan Allahını/ yok mu si-
zin. Yazıkgünah."
"Sağduyulu (!)" İsunbullular
gecenin bu saati uykulannı feda
etme pahasına yollara dökül-
müş. yangını görmenin heye-
canı içinde. kimlenn hayatıyla
oynadıklannın umarsızlığında-
lar. Ne anonslar çare oluyor ne
de polislerin koşturmacası.
İtfaiye araçlan ıle ek olıırak
gönderilen ambulanslar da bu
"sivil araç anarşisi" ıçıne takılı-
yorlar.
Ve saatler O4.(X)'e yaklaşı-
rken Anadolukavağı'ndakı ar-
kadaşımız tekrar telcfon açıyor.
Şilebin kaptan köşkünde
yardım çığlıkları atan iki gemicı
bu kez bulduklan bir direğc tı-
ımanıy orlar ama nafile. Alev lcr
bu ıkı kişiyi insanlann gözleri
önündeyutuyor. Kısasüreson-
ra yardım çığlıkları da kesilı-
yor. Kıyıda isc bu iki ınsanın
göz göre göre yanmasının pani-
ğiyle ağlayan \e çaresizlik ıçın-
de sağa sola koşuşturan kala-
balığı askerler sakinleşurmeye
çalışıy orlar.
Artık gün ışımaya başlıyor.
Denızden toplanan yaralılar
battaniyelere sanlıp hastanele-
re götürülmeye çalışılırken. el-
lerinde bira kutulan. kola kutu-
lan ve hatta piknik tüplü çay-
danlıklannda çaylannı kayna-
tan insanlar da b'attaniyelerine
sanlmış. alevleri gören tüm
mev zilere y ayılmış oturuy orlar.
Söndüren 1 \e 2 gemileri sürekli
su sıkarak "soğutuyorlar" alev
alev yanan gemileri. Bir yetkılı,
"Şanslıydık, lodos vardı. Yoksa
2. köprii de Anadolukavağı'nda-
ki benzin depoları da havaya
uçardı" diyor. Koyu sıyah du-
manlar Karadeniz yönünde
kalın kümelerle ağır ağır yu-
kanlara doğru ılerliyorlar. Ru-
melikavağı'ndakı AşıklarTepe-
si önünde durup bir kez daha
bakıyoruz ve hanı şu yetkılınin
dedığı gıbı "ne kadar şanslı ol-
duğumuza" dua edıyoruz.
Clinton 'Türkiyeen
kötügününüyaşıyor'
• Baştarafi 1. Sayfada
bu y ana en kötü krizi yaşadığını
ve İslamcıların etkinliğinin
artışından endişe duyduğunu
söyiedi. Kıbns sonınunun çözü-
mü için bazı fırsatlar yaratabile-
ceğini de kay detti" ifadesını kul-
landı.
Bu arada. Yunan basınında
Güney doğu sorunu ve bazı
DEP milletvekillerinin doku-
nulmazlıklannın kaldınlması
bahane edilerek, Türkiy e'y e y ö-
nelik geniş çaplı bir karalama
kampanyası dikkat çekiyor.
Yunan gazeteleri, önceki
günkü sayılannda sayfalannın
önemli bir bölümünü Türkiye
aleyhtan yazılara ayırdılar.
Katimerini gazetesı "Tahta
Ayaklı Dev; Türkiye", "Türk
Ordusunun Rolü", "Ankara'nın
Ciddi Lluslararası Sorunları
Var" gıbı başlıklarla Türkiye
alev htan tam 7 yazıya yer verdi.
Elefterotipia gazetesinde de
Türkiye aleyhtan yazılar tam 4
sayfayı kaplarken, To Vima ga-
zetesinde ise "Ankara Her Yer-
de Kaybediyor" ve "Türkiye'nin
Avnıpa Hayali Kayboluyor"
gibi başlıklarla dört ayn yazı
yayımlandı.
Etnos ve Apoyevmatini gaze-
telerinde de Türkiye aleyhtan
yazılardikkatçekti.
Distepkller
Yıuıaııistaıı'da ilk haber
Haber Merkezi - İstanbul Bo-
ğazı'nda meydana gelen deniz
kazası yabancı televizyon ve
radyo ıstasyonlannda ilk haber
olarak veri'ldi.
Atına'daki üç büyük özel te-
levizyon istasyonu Mega, Ante-
na ve SKY ana haber bültenle-
rinde verdiklen haberlerde ka-
zayı "facia ve büyük trajedi"
olarak nıtelendirdıler.
Ölü sayısının artmasından
korkulduğunu belirten televiz-
yonlar. Istanbul'dakı Yunan
Konsolosluğu'nun kaza sırası-
nda her ıkı gemide bulunan
mürettebat ıle ileılı olarak Türk
yetkılılerden bılgı aldıklannr
bıldırdiler.
Alman televizyonlannda da
kazaya geniş yer verildi. RTL,
sabah haberîerinde. Boğaz'-
daki kazayı izleyicilenne akta-
nrken. haber TV kanalı N-TV
de. y anm saat ara ile verdiğı ha-
ber büllenlerinde olaya geniş
yer ayırdı. N-TV. İstanbul Bo-
ğazı'nın Karadenız'e açılan ağ-
zında meydana gelen kazayı.
"1972 yılından bu yana Boğaz'-
da meydana gelen en büyük aza"
olarak tanımladı ve İstanbul'un
büy ük bir faciadan kıl payı kur-
tuldueunu kavdettı.
Boru hattına Rusya engeli
• Baştarafi 1. Sayfada
Montreu\ Anlaşması'nın öngördüğü. Boğazlar'dan "serbest
geçiş" hakkıru teknik olarak tehdıı ediyor. Uzmanlann yaptığı
tahmınlere göre önümüzdeki yıllarda. bütün Orta Asya. Kafkas
ve Ruspetrollen Boğazlar üzennden gondenlmek ıstenirse, yılda
600 adet 135 bin tonluk süpertankenn geçmesı gerekiyor.
Böy le bir durumda Boğazlar'ın. süpertankerler dışında trafığe
bütünüyle kapanması gerekecek. Yolcu taşıma ve kuru yük trafı-
ğinın geçmesı imkansız hale gelecek. Ocak ay ında kabul edılen \e
1 Temmuz 1994'ten sonra yürürlüğe gırecck olan tüzük. Montre-
u\'ye uygun olarak Boğazlar'dan geçı^ı düzenliyor. Söz konusu
tuzükten en fazla Rusy a rahaısız Rusy a, tüzüğü reddetmemekle
bırükte sürekli olarak "Montreu\'deki serbest geçiş ilkesinin" ze-
delenmemesi gerektiğini vurguluyor Rus ve Turk. heyetler arası-
ndakı görüşmeler dev am ediyor.
Boru hatlanysa. Türkiye üzennden geçeceğı ıçın Türkiye'ye
para \e straıejık bır konum getırecek Aşnca özellikle doğalgaz
kaynaklannda çeşitlenme ve maliyet azalması bekleniyor. Ancak
sıyasi nedenlerle boru hdtlan projelennde bir tıkanıklık soz konu-
^u. Boru hatlan projelenndekı son durum şöyledır:
1-Bakü-Ceyhan Hattı: HazarDenızı petroflenninTürkiye üze-
nnden Akdenız'e çıkanlması ıçın öncelikle Bakü-Ceyhan haltı
dnenldı. Azerbayean. petrol çıkaracak konsorsıyumla anlaşma
yapmayı. "Ermeni işgalinin sona erdirilmesine" bağladığı için so-
mut bır gelışme sağlanamadı Batılı ülkeler Bakü-Ceyhan
hattının Ermcnıstan'dan geçmcsını ısterken. Azerbaycan bunu
ıstemıyor. Bakü'nün ıstediğı İran geçışı ıse \ED turafından ka-
bul cdılmıyor. Aynca son terör olaylan sonucu. Batılı firmalar.
Güney doğu geçışı için çekincc koymuş durumdalar Bu durum-
da. Türkiye'ye gırdıkten sonra Guneydoğu yenne önce Orta
Anadolu'ya doğru ılerleıımesı. sonra güneye milmesi gerekiyor
Anu öncelikle Azerbaycan'm siyası karannı vermesı \ey;ı Kaf-
kaslar'da sıyasi îsiıkrann sağlanması gerekiyor.
2- Novorosisk-Ceyhan: Peırolun. Rusya'nın Karudenız'dekı
petrol dolunı tesislennden olan Novorosısk'ten gemilerle Türkı-
ye'nın Karadenız'dekı bır lımanına getınlmesı. oradan da boru
haıuyla Ceyhan'a ındınlmesı önenlıyor. Daha çok Rusy a bu
yolu istıyor. çünkü büıün Kafkas veO'n.ı Asya peirollennın once
Novorosisk'e ulaştınlmasi gerekiyor Boylece Ru>ya. dığercum-
hunyetlerin se\kıyaiını kontrol edebılecek konumunu koruyor
ve geçiş ücretı adı altında gelir sağlıyor Bu yola Türkiye karşı çı-
kmamakla bırlıkte. önceki roıaya gore jşin pahalı olnıasının.
peırolun malıyeuni dünya fıyaikırınm üsiüne çıkaracağına dik-
kat çekiyor. Bunun nedenı, hem Novorosisk hem de Türkiye"-
dekı lınıanlarda "tank çiftlikleri" kurulması gerekmesi Aynca
Karadenız'deki ıstatıstiklerc göre. tirtına nedeniyle bu lımanlar-
da yılın oldukça az bölümünde bo^ıltmıt-y uklenıc yapılabıleeek
Fırtına ve dalgalann engellenmesi ıçııı>e her ıkı kıyıda huyıık \e
pahalı dalgakıranlann ınşa edilmesı gerekiyor
3-Saroz-İğneada: Trakya'nın Karadcnı/ kı\wııdakı İğneada
bolgesı ile Ege kıyısındakı Saro/ arasında bır fx>ru haiıı kurııla-
rak Boğazlar'ın atlanması projesı de değerlcndınlcıı bır başka se-
çenck. Bu durumda. tankerlcnn Btğa/daıı t\ij gevis yapması
veya bır tanker Karadeniz kıyısindaysa liığennın Ege'd'e beklc-
mesi gerekiyor. Bu da zaman kaybına vc laşıma maliyeıının bü-
yük ölçüde artmasına yol açıyor
Û N I V E R S I T E Y E H A 2 I R L I K
S1NAVA DOĞRU
1- D
2- A
3- B
4- C
5- A
6- E
7- C
6- D
9- E
11- E
12- C
13- A
14- D
15- C
16- E
17- E
18- A
1»- C
21- A
22- D
23- C
24- B
25- E
26- C
27- A
28- D
29- E
30- B
31- C
32- D
33- A
34- B
35- D
36- B
37- A
3 8 - D
10- B 20- B
A Ö.F.'den aldığım pasomu
kaybettim Hükümsüzdür.
" GÖ.\C'LERKA\
LİSAN
ÇÖZÜM
Bizimlelngiıizce
sorununuzu çok kısa
zamanda
çözebilirsiniz.
Lütfenbiziarayın.
Tel:3495938
BahariyeCad.62/3
Romanlannız ve
ansiklopedileriniz
yerinizden ahnır.
Tel:5540804