27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15MART1994SALI •••• CUMHURİYET SAYFA- HABERLEREV DEVAMI 19 TÜRKİYE'DE DÜNYADA Adana Alyon Ağn Ankara Antatya Aydın Bursa ÇanakkaM Edırne Erzurum Esfcışetur Istsnbui Izmır Kare Konya Samsun Trabzoo y 14" A 7- K -2' B 7' B 16' A 18" B 12' B 11 ' Y 12* B 12' K -2 • B 8' B 10° A 17' K -1 ' B 6 - Y 6 g Y 6 - Y 6' Meteorolo)i Işlerı Genel Mudurluğu nden alınan btlgıye gore yurdun kuzey ve doÖukesımlerıparçahçoktHjluttu Karadenız Doûu Akdenız tle Doğu veGüney- doğu Anadau botgeierı yağışiı geçecek Yaflışlw, Doğu Anadolu nun kuzey ve dov3usun<Ja karia kanşık yağmur ve kar şektıncte olacak Hava stcaklığı doğuöa btraz azaiacak Denızlenmizde ruzgar Karadeniz ve Akdenız de gunbaiısı ve karayei MarmaradayıldızvepoyTaz Egedeytidızvepoyrazdan3-5kuwetır>de saatte 10-21 den^z mıiı htzia esecek Van Goiu nöe hava çok bututlu ve kar yaâtşit geçecek Amsterdam Amman Atına Bağdat Bonn Brukse' Cenevre Cezayır Frantdurt Lefkoşa Petersburg Londra Madrıd Mılano Moskova Munıh Oslo Pans Prag Rıyad Homa Vıyana B 7 B 19 A 17 A 22 Y 9 B 7 B 9 A 21 Y 9 Y 15 K 3 B 7 A 15 B 15 K 5 Y 11 K 1 B 10 Y 9 A 2 8 A 20 Y 10 Yağmurlu ı Bulutlu Sisli Guneşh Çocuk heryerde çocuk Altı yaşındaki İsrailli göçmen Mark Bro>it, oyuncakarabasını. göçmen kampmdaki evınınönündesürüyor. Polıs, geçtığimız günlerde. çoğunluğunu radıkal Haham. Meir Kahanenin savunuculannın oluşturdueu göçmen kampının sakinlennin sılahlanna el koydu \ e bır kısmı, İsrail otoriteleri tarafından tutuklanma korkusuyla yeraltına çekildi. Geyşa eğitimi için adak Üç Maiko- gey şa olmak içineğitimgören gençkız- Güney Kyoto'da bulunan - Gion'da bir azize türbesineadak adı> orlar. Modern Koyoto'nun merkezinde hala antik Japon Tann'lan ve batıl ınançlar geçerliliğini koruyor ve şehir birçok kişiiçinjaponya"nın ruhani başkenti sayılmaya devam ediliyor. GLM)EM MUSTAFA BALBAY Demirel'in Avpupa'ya Bakışı... ANKARA - Yerküremizde ilginç bir ikilem yaşanıyor: Bir yandan sınırların kaldırılmasından, globalleşme- den söz ediliyor, diğer yandan mikro-milliyetçi akımlar giderek güçleniyor ve üniter devletler için bölünme olasıhkları gündeme geliyor... Tarihçiler, sosyal bilimciler önümüzdeki yüzyıla bu bilmeceyle girileceğini vurguluyorlar. Mikro-milliyetçi akımların güçlenmesinden endişe duyan gelişmiş ülkeler buna karşı yeni politikalar üre* tiyorlar. Paris Şartı'ndaki,"smırlartn değişmezliği" il- kesi bir anlamda bu kaygıdan kaynaklanıyor. Sınırların değişmezliği mutlak olunca, üniter devletler içindeki etnik gruplar için "ana kalkan" olarak insan hakları gündeme geliyor. Sınırlar değişmeyecek ama, üniter devlet içindeki ayrı dili, kültürü olan insanların tüm hakları korunacak. Bu bağlamda, "ulusların kaderlerini tayin hakkı" il- kesi de ayrı bir içeriğe bürünüyor. Terör kavramı deği- şiyor ve kapsamı genişletiliyor. Son iki yıl içindeki insan hakları konferanslarında benimsenen temel ilke şu: "Terör, bir ulusun kendi kaderini tayin hakkı için bile kullanılamaz." Dünyada iki bini aşkın dil konuşuluyor. Her ayrı dili olanın ayrı devleti olur yaklaşımı benimsense, iki bin devlet olacak. Bu, doğal olarak mümkün değil. Bu nedenle Batı, mikro-milliyetçiliğin panzehiri olarak insan haklarını genişletmeyi ve geliştirmeyi benimsi- yor. 1993 yılı Haziranı'nda Viyana'da toplanan Dünya insan Hakları Konferansı'nm, 1968den sonraki ılk top- lantısıydı. Burada pek çok konunun yanı sıra terör ve buna bağlı olarak etnik terör konuşuldu. Ve bu kon- feransta, Türkiye adına katılan diplomatların da katkısıy- la şu itke kabul edildi: "En önemli insan hakkı, yaşama hakkıdır." Buradan yola çıkılarak dünyanın neresinde ve ne amaçla olursa olsun teröristlerin giriştikleri eylemlerin de insan hakları ihlali olduğu benimsendi. Son otarak 4 martta Cenevre'de BM İnsan Hakları Ko- misyonu'nda BM heyetlerinin bundan böyle incelemeye aldığı ülkede sadece güvenlik güçlerinin değil, terörist örgütlerin insan hakları ihlallerini de rapor etmeleri be- nimsendi. Bunlardan çıkan sonuç şudur ki; PKK artık "teröristbir örgüt olarak" Avrupa'da zor tutunur. PKK'ya destek ve- ren ülkeler Türkiye'ye, "Nerede insan hakları?" diye so- rarsa Türkiye de onların önüne PKK'nın eylemlerini ko- yacak ve, "Terorizm en büyük insan haklan ihlalidir. Bunun altına siz de imza attınız" diyecektir. PKK lideri öcalan'ın son "banş" çağrısmın ardında biraz da bu unsurlar yatıyor olsa gerek... Batı'nm bu konudaki tutumuna en sert eleştirileri Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel getiriyor. Avrupa Parlamentosu'nun, "DEP'Iİmilletvekillerinin serbestbı- rakılması, Kürtlere otonomi verilmesi" kararına Demi- rel'in karşılığı,"Sew'e hayır" oldu. öcalan'ın önceki günkü önerilerine de, "Devlet eşkıya ile görüşmez" karşılığını verdi. Son birkaç gündür gazete ve televizyonda yer alan bu değerlendirmelerinin ardından Demirel'le görüştük. Tu- tumu, aynen sürüyor ama, geleceğe yönelik kaygılar da taşıyor. "Avrupa'nın hatırı için Türkiye'yi parçalatacak değiliz" diyor, ama ardından da ekliyor: "Avrupa'ya laf anlatmakta çok müşkülat çekeriz. As- lında ortada buyütülecek bir şey yok. Dokunulmazlık, mevcudiyeti tartışılan bir şey. Birçok parlamentoda kaldırılıyor. Ben vaktiyle kendi milletvekilleriminkini kaldırttım. Ama Avrupa bu, herşeyiyapar..." Demirel, seçimlerde Türkiye'ye gözlemci göndermek isteyen ülke ve kuruluşlara da şu mesajı veriyor: "Gözlemci kabul etmeyiz. İsteyen gelir bakar. gezer tozar; ama böyle gözlemci falan kabul etmeyiz. Tabii kimseye gelmeyin diyemeyiz. O zaman da, kendimiz- den şüphe ettiğimiz gibi bir mana çıkar " Yani Demirel, "isteyen gelsin baksın, ama kimse Tür- kiye'yi smavdan geçirir gibi bir havaya bürünmesin" di- yor. Demirel'e, "Nusret Demiral'ın tutumu..."diyoruz. He- men karşılık veriyor: "Onlara ne ki...Biz onların savcılarına, hâkimlerine bir şey diyor muyuz? Almanya 'da bizim insanlarımızı yaktı- lar; savcılarına, hâkimlerine bir şey dedik mi? Onları bi- zim içişlerimize karışma noktasına vardırtmayız." Görünen o ki, Avrupa ile insan hakları pazarlığımız bitmeyecek... Tanklarher an patlayabilir • 25 yıldır boğazlarda görev yapan deneyimli bir kılavuz kaptan, boğazlardaki kılavuz istasyonlannın yanlış yerde bulunduğunu söylerek "Elimizdeki teknik olanaklarla tankeri söndürmek imkansız. Dışandan yardım gelmesi şart."dedi. ESRA YENER ANKARA - İstanbul Boğazı Rumelikavağı açıklannda ön- ceki akşam Kıbns Rum bandı- ralı Nasia adlı tankerle Yunan bandıralı Sea Broker adlı şile- bin çarpışması sonucu çıkan yangın, Boğaz'ı tehdit etmeye devam ediyor. Rum bandıralı tankerde bulunan diğer petrol yüklü tanklann, ortaya çıkan yüksek ısı nedeniyle her an pat- İayabileceği, bu durumda tüm Boğaz'ın alevler içinde kalabi- leceği bildirildi. Adının açıklan- masını istemeyen ve 25 yıldır boğazlarda görev yapan bir kı- lavuz kaptan. "Elimizdeki tek- nik imkanlarla bu yangının sön- dürülmesi mümkün değil. Yurt- dışından hemen yardım istene- rek tankerin Karadeniz açıkları- na çekilmesi şart" dedi. İstanbul Boğazı'nda halen yanmakta olan Nasia adlı tan- kerde bulunan \e petrol yüklü olduğu bildirilen tanklar Bo- ğaz'ı yeni bir faciayla karşı kar- şıya bırakıyor. Cumhuriyet'in konuya ilişkin sorulannı yanıt- layan bir kılavuz kaptan. kaza sonucunda çıkan yangının yak- laşık 300 ile 500 derece arasmda ısı yarattığını belirterek. 50 bin 567 ton ham petrol taşıyan tan- kerin yalnızca bir tankının yara aldığını. ancak oluşan ısı sonu- cunda diğer tanklarda da patla- ma meydana gelebileceğini söy- ledi. Rum bandıralı tankerin bir an önce Karadeniz açıklan- na çekilmesi gerektiğini vurgu- layan kılavuz kaptan." Yüksek ısı nedeniyle tanklann sacları- nda meydana gelebilecek bir çatlama ile bütün petrol Boğaz'a yayılır. Rüzgarın yönünün bura- da bir etkisi de olmaz, çünkü de- ni/.deki akıntı güneye doğru. Böyle bir durumda bütün Boğaz alevler içinde kalır ve bu aşama- dan sonra herhangi bir müdaha- le de yapılamaz" dedi. Türkiye- de bu büyüklükte yanan bir tankeri çekebilecek ne teknik olanaklann. ne de uzmanlann bulunduğunu öne süren aynı kaptan. "Bir an önce yurtdışı- ndan yardım istenmesi gereki- yor" dıye konuştu. Yaşanan kazanın Boğaz'daki kılavuz is- tasyonlannın yanlış yerde bu- lunmasından kaynaklandığını belirten aynı kaptan. İstanbul Boğazı'nda. Harem ve Rumelı- ka\ ağı olmak üzere 2 yerde kı- lavuz istasyonunun bulundu- ğunu. kaptanlann bu me\ kiler- de gemiyi aldıklannı \e terket- tiklerini söyledi. Rumelikavağı'nm Boğaz'ın içinde yer aldığını belirten aynı kaptan. istasyonun Rumelife- neri olarak adlandınlan yere taşınması geretiğini, böylece kı- lavuz kapıanlann gemiyi Bo- ğaz'a girmeden devralarak ola- sı bir kazayı önleyebıleceklenni söyiedi. Rumelikavağı mevkiinde, Anadolu yakasında sığ bir böl- genin olduğunu. bu yüzden ge- milerin kendilerini açığa almak için Boğaz trafığine dikkat et- meden yön değiştirdiklerini be- lirten deneyimli kılavuz kap- tan. "Önceki akşam tankerde kılavuz kaptan olsaydı böyle bir olay yaşanmazdı. Biz her sefer- de bu sorunla karşılaşıyoruz. Ancak bu geminin kaptanı ace- mi olduğu için uyarılan dikkate almamış"dedı. Boöaz'dakl tanker kazasından Izlenlmler Televizyonlardannaklenyayın YALÇIN ÇAKIR Önceki gece İstanbul'u sar- san ve korkulu anlar yaşatan deniz kazasının görüntüleri te- levizyonlarda bol bol yayı- nlandı. Hatta canlı bağlantı ile naklen ve sıcagı sıcağına, uz- manlara göre "çok ucuz atlatı- lan" bu kaza Türkiye ve dünya- ya izlettirildi. Arabalanna atlayıp tüm tra- fıği tıkama pahasına -pikniğe gider gibi- olay yerine ulaşan- lann yanı sıra evlerinde oturan- lar da olayı anlatan sunucu ve muhabirlerin harika Türkçelerı ile saniye saniye kenti ve çevreyı tehdit eden patlamalan ızleme olanağı buldular! Ancak video kameralann yakaladığı ale\ gö- rüntülerinin ötesinde insan portreleri vardı. bizlerin beyni- ne kare kare kazınan. Alevlerin arasında kaybolanlann çığhklan, yanık et kokusu. ka- ranlığı katlayan duman ve her an havaya uçma korkusuyla tıt- reyen, buna karşın alevlerin arasına dalan görevlilenn duy- gulan, gözlen ve soluklan... Bir daha hiç unutamayacağımız görüntüler... Tüm bunlara karşın kurtarma ekiplerinin in- san gücü ve yetisine dayalı ça- basının ötesine geçemeyen "tek- nolojik acizliğimiz" de bir tokat gibi patladı yanaklanmızda. Ve biz de dehşete düşüren bu gö- rüntülerin kafalanmıza kazı- nan karelerinı aktaralım istedik sizlere. Bir kez daha inandık ki "İstanbul bir büyük felakete her an hazır ama bu felaketi önletne- ye kesinlikle hazır değil.'' Deniz kazalanna karşı her zaman "potansiyel" tehlike durumunda bulunan İstanbul Boğazı. dün gece bır kez daha alevler içinde kaldı. Saat 22.20 sıralarmda bir büyük çarpı- şmay la gelen patlamalar dün \ e bugün de aralıklarla sürdü. Ge- riye, kırlenen Boğaz sulan. ka- ranlıklara gömülen göky üzü. yanmış insan cesetleri ile bol miktarda acıklama. kınama ve "yapılması gerekenler" demeç- leri kaldı sadece. Ve biz hemen MAHALLE KAHVEStNDE KRİZ MASASI-Kazadan hemen sonra İ stanbul \ alisi Hayri Kozakçıoğlu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen \e İstanbul İtfaiye Müdürii Abdurrahman Yıldınm tarafından oluşturulan "kriz masası"nın mekanı Rumelikavağı İskelesi'nde bulunan bir kah>ehane oldu. Yetkiüler. Bakan Aktuna'ya bilgi \erdi. ıFotoğraf: YILMAZ KARABACAK) BOĞAZLAR VE MARMARA DENİZ TRAFİĞİ DÜZENLEMESİ Yeni tüzük gemileri durduracak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -11 Ocak 1994 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan "Bo- ğazlar ve Marmara Bölgesi Deniz Trafık Düzeni Hakkında Tüzük". Montreux Anlaşmasfna uy- gun bir şekilde, Boğazlar'dan gecişin düzenlen- mesi için çıkanldı. Gerekli hazırlıklann yapılması ve uluslararası kuruluşlann bilgilendirilmesi için 8 Temmuz 1994'te yürürlüğe girecek tüzük. Türkiye'ye Bo- ğazlar'daki trafıği düzenleme yetkisi veriyor. Tüzüğe uymayan gemilerdurdurularak kaptan- lan hakkında Türk yasalanna göre dava açıla- cak. Özellikle tehlikeli madde taşıyan ve büyük çaptaki gemilerin oluşturduğu tehlikeyi önle- meye yönelik Tüzük. şu konularda hükümler ıçeriyor: - Boğazlar'dan geçiş için, trafık aynm düzeni kuruluyor. Bu düzende gemilerin takip edeceği şeritler belirleniyor, geliş-gidiş yollan saptanı- yor. - Tehlikeli yük taşıyan gemilerle. 500 groston ve daha büyük gemiler, Boğazlar'a girişten en az 24 saat önce Trafık Kontrol Merkezi'ne yazılı olarak bildinmde bulunacaklar. Seyir planı dol- duracaklar. Buna uymayanlar. geçiş yapamaya- cak. - Gemilerin Boğazlar'dan geçiş hızı 10 mille sınırlandınlıy or. Boğaz'da seyir halinde olan ge- miler, diğer gemileri. zorunlu haller dışında geç- meyecekler. - Boğazlar'dan geçiş, Türkiye tarafından, ge- rektiğinde geçici olarak durdurulabilecek. - Türk bandıralı gemiler, Boğaz'dan geçişte kılavuz almak zorunda olacaklar. Montreux Anlaşması'na göre, kılavuz alma. yabancı gemi- ler için zorunlu hale geürilemiyor. Ancak. ya- bancı gemiler, kılavuz almalan yönünde uyan- lacaklar. - Tehlikeli yük taşıyan gemiler. ana akıntı şid- deti saatte 4 mili aşınca ya da lodos sonucu or- koz akıntılan oluştuğunda, Boğaz'a girmeyecek ve akıntı şiddetinin düşmesini bekleyecekler. hemen 10 yılda bir şelen bu po- tansiyel tehlikeye karşı ne za- man ne yapılacağı sorulanyla, 14 saatlik bir uykusuzluk ve iliklerimize işleyen soğukla tit- reyerek gazetelerin yolunu tut- tuk. Yanan gemilenn alevleriy- le aydınlanan, ölen insanlann buharlanyla ısınan gecenin ka- ranlığında facianın dondurucu gerçeğını yaşayan arkadaşımız Yılmaz Karabacak şöyle anlatı- yordu ılk izlenımlerini: "Geceden daha kara bulut- ların altında Rumelikavağı'na, deniz kazasının olduğu yangın merkezine doğru y aklaştığımız her kilometrede göğün daha bir kızıllığa kestiğini görüyoruz. İskeleye. kilitlenen trafikte uzun \e çaresiz bekleyişlerin ardından nihayet uluşabiliyoruz. Koca- man bir alev çemberinin tam or- tasında adlarının daha sonra Nasia ve Sea Broker olduğunu öğrendiğimiz. biri kuru yük ge- misi. diğeri petrol tankeri iki gemi cayır cayır yanıyorlar. Çarpışmanın hemen sonrasında parça parça olmuş Sea Broker'- ın güvertesinden alevlerin aydınlığında yardım isteyen elle- rin birer bay rak gibi telaşlı sal- lanışını seçebiliyoruz tam 450 metre uzaklıktan. Ne yanı- başımızdaki diğer insanlar da se- çebiliyor olsa gerek ki bulabil- dikleri deniz araçlarıyla çığ- lıklara uzanıp motorların patla- yan güriiltüsünde alevlerin içleri- ne doğru hızla uzaklaşıyorlar. Biz de hiç ikirciklenmeden İstanbul İtfaiye Müdürii Abdur- rahman Yıldırım'ın ve diğer yet- kilılerın bulunduğu tekneye bi- nıp hızla açılıyoruz sağ kalabi- lenlerc yardım eli uzatabılme- nin umuduyla. Koyu karanlık duman öbeklennin orta yerın- de kalakalıyoruz önce. Ardı- ndan bu karanlığı yırtıp yanan 31 müreuebatlı Nasia'ya >ak- laşıyoruz Gözler projektörle- rin ve alevlenn aydınlattığı de- nızın üzerinde gezinıyor. Ve nı- hayet bir karaltı belli ediyor kendısını "Çabuk olun, kaptan kuzeye kır, geminin kıç tarafı- na" uyanlanyla bulunduğu- muz tekne karaltıya y aklaşıyor. Sanyerlı üç genç denızci uzanı- yorlar karaltıya ve onlar kadar genç v e denizci bir erkek cesedi uzanan yardım elleriyle çekili- yor tekneye. Boğaz'ın buza ke- sen ayazında alevlerin hışmına uğramış cesedin üzerinden çıkan buharlan gördüğümüzdc umudumuzun biraz daha azaldığını duyumsuyoruz." Bu arada gazetenin susmak bilmeyen telefonlanndan birin- de arkadaşımız Berat Günçı- kan'ın sesini duyuyoruz. Berat da Anadolukavağı iskelesinde olayı izliyor Asker ilk anda Kavak'taki tüm evlen bo- şaltmış ve insanlann tcpelerc çıkmasını istemış. Ne olduğunu anlayamayan. daha doğrusu kazadan habersız ınsanlar da dağlara yönelmişler. battanıye- leri \e erzaklarıyla. Beraı. tüm soğukkanlılığına karşın sesı tıt- rey erek "İkiye bölünen şilep tam önümüzde yanıyor. Kaptan köş- küne iki kişi çıkmış yardım isti- yorlar. \ma ulaşabilen yok. Alevler her yanı sardı. Bir heli- kopter de mi kaldırılamıyor? Halk yetkililerden havadan yardım gönderiunesini istiyor" diyor. Bir umut telefonlara sanlıyoruz. Aradığımız tüm yetkililerden aldığımız yanıt aynı: "Gece uçuş yapabiİecek yetenekte uçuş aracımız mevcut değil." Ürpenyoruz bir an. Korkunç bır olayla karşı karşı- yayız. Alevlerin arasındakı in- sanlar göz göre göre kavruluyorlar. Saatler 03.00'e yaklaşıyor. Yanı patlamanın üzerinden he- men hemen 5 saat geçmış Ölü sayısı bır türlü netleşemıyor. Kimıne göre 5. kımıne göre 10. kimine göre ıse yüzlerce ceset var yanan tanker ve şilebin ve denızin içinde. İstanbul Emnı- yet Müdürü Necdet Menzir'ın sesı duyuluyor polis telsizlerin- de. yollann boşaltılmasını isti- yor. Ambulanslartıkanan trafı- ğe saplanıp kalmış. ılerleyemı- yor. Gelışmelere sınirlenen bir itfaiye görevlisi avaz avaz bağınyor. "Kan aranıyor dense hiç biriniz kı... kıpırdatmazsınız. Çekilin ulan Allahını/ yok mu si- zin. Yazıkgünah." "Sağduyulu (!)" İsunbullular gecenin bu saati uykulannı feda etme pahasına yollara dökül- müş. yangını görmenin heye- canı içinde. kimlenn hayatıyla oynadıklannın umarsızlığında- lar. Ne anonslar çare oluyor ne de polislerin koşturmacası. İtfaiye araçlan ıle ek olıırak gönderilen ambulanslar da bu "sivil araç anarşisi" ıçıne takılı- yorlar. Ve saatler O4.(X)'e yaklaşı- rken Anadolukavağı'ndakı ar- kadaşımız tekrar telcfon açıyor. Şilebin kaptan köşkünde yardım çığlıkları atan iki gemicı bu kez bulduklan bir direğc tı- ımanıy orlar ama nafile. Alev lcr bu ıkı kişiyi insanlann gözleri önündeyutuyor. Kısasüreson- ra yardım çığlıkları da kesilı- yor. Kıyıda isc bu iki ınsanın göz göre göre yanmasının pani- ğiyle ağlayan \e çaresizlik ıçın- de sağa sola koşuşturan kala- balığı askerler sakinleşurmeye çalışıy orlar. Artık gün ışımaya başlıyor. Denızden toplanan yaralılar battaniyelere sanlıp hastanele- re götürülmeye çalışılırken. el- lerinde bira kutulan. kola kutu- lan ve hatta piknik tüplü çay- danlıklannda çaylannı kayna- tan insanlar da b'attaniyelerine sanlmış. alevleri gören tüm mev zilere y ayılmış oturuy orlar. Söndüren 1 \e 2 gemileri sürekli su sıkarak "soğutuyorlar" alev alev yanan gemileri. Bir yetkılı, "Şanslıydık, lodos vardı. Yoksa 2. köprii de Anadolukavağı'nda- ki benzin depoları da havaya uçardı" diyor. Koyu sıyah du- manlar Karadeniz yönünde kalın kümelerle ağır ağır yu- kanlara doğru ılerliyorlar. Ru- melikavağı'ndakı AşıklarTepe- si önünde durup bir kez daha bakıyoruz ve hanı şu yetkılınin dedığı gıbı "ne kadar şanslı ol- duğumuza" dua edıyoruz. Clinton 'Türkiyeen kötügününüyaşıyor' • Baştarafi 1. Sayfada bu y ana en kötü krizi yaşadığını ve İslamcıların etkinliğinin artışından endişe duyduğunu söyiedi. Kıbns sonınunun çözü- mü için bazı fırsatlar yaratabile- ceğini de kay detti" ifadesını kul- landı. Bu arada. Yunan basınında Güney doğu sorunu ve bazı DEP milletvekillerinin doku- nulmazlıklannın kaldınlması bahane edilerek, Türkiy e'y e y ö- nelik geniş çaplı bir karalama kampanyası dikkat çekiyor. Yunan gazeteleri, önceki günkü sayılannda sayfalannın önemli bir bölümünü Türkiye aleyhtan yazılara ayırdılar. Katimerini gazetesı "Tahta Ayaklı Dev; Türkiye", "Türk Ordusunun Rolü", "Ankara'nın Ciddi Lluslararası Sorunları Var" gıbı başlıklarla Türkiye alev htan tam 7 yazıya yer verdi. Elefterotipia gazetesinde de Türkiye aleyhtan yazılar tam 4 sayfayı kaplarken, To Vima ga- zetesinde ise "Ankara Her Yer- de Kaybediyor" ve "Türkiye'nin Avnıpa Hayali Kayboluyor" gibi başlıklarla dört ayn yazı yayımlandı. Etnos ve Apoyevmatini gaze- telerinde de Türkiye aleyhtan yazılardikkatçekti. Distepkller Yıuıaııistaıı'da ilk haber Haber Merkezi - İstanbul Bo- ğazı'nda meydana gelen deniz kazası yabancı televizyon ve radyo ıstasyonlannda ilk haber olarak veri'ldi. Atına'daki üç büyük özel te- levizyon istasyonu Mega, Ante- na ve SKY ana haber bültenle- rinde verdiklen haberlerde ka- zayı "facia ve büyük trajedi" olarak nıtelendirdıler. Ölü sayısının artmasından korkulduğunu belirten televiz- yonlar. Istanbul'dakı Yunan Konsolosluğu'nun kaza sırası- nda her ıkı gemide bulunan mürettebat ıle ileılı olarak Türk yetkılılerden bılgı aldıklannr bıldırdiler. Alman televizyonlannda da kazaya geniş yer verildi. RTL, sabah haberîerinde. Boğaz'- daki kazayı izleyicilenne akta- nrken. haber TV kanalı N-TV de. y anm saat ara ile verdiğı ha- ber büllenlerinde olaya geniş yer ayırdı. N-TV. İstanbul Bo- ğazı'nın Karadenız'e açılan ağ- zında meydana gelen kazayı. "1972 yılından bu yana Boğaz'- da meydana gelen en büyük aza" olarak tanımladı ve İstanbul'un büy ük bir faciadan kıl payı kur- tuldueunu kavdettı. Boru hattına Rusya engeli • Baştarafi 1. Sayfada Montreu\ Anlaşması'nın öngördüğü. Boğazlar'dan "serbest geçiş" hakkıru teknik olarak tehdıı ediyor. Uzmanlann yaptığı tahmınlere göre önümüzdeki yıllarda. bütün Orta Asya. Kafkas ve Ruspetrollen Boğazlar üzennden gondenlmek ıstenirse, yılda 600 adet 135 bin tonluk süpertankenn geçmesı gerekiyor. Böy le bir durumda Boğazlar'ın. süpertankerler dışında trafığe bütünüyle kapanması gerekecek. Yolcu taşıma ve kuru yük trafı- ğinın geçmesı imkansız hale gelecek. Ocak ay ında kabul edılen \e 1 Temmuz 1994'ten sonra yürürlüğe gırecck olan tüzük. Montre- u\'ye uygun olarak Boğazlar'dan geçı^ı düzenliyor. Söz konusu tuzükten en fazla Rusy a rahaısız Rusy a, tüzüğü reddetmemekle bırükte sürekli olarak "Montreu\'deki serbest geçiş ilkesinin" ze- delenmemesi gerektiğini vurguluyor Rus ve Turk. heyetler arası- ndakı görüşmeler dev am ediyor. Boru hatlanysa. Türkiye üzennden geçeceğı ıçın Türkiye'ye para \e straıejık bır konum getırecek Aşnca özellikle doğalgaz kaynaklannda çeşitlenme ve maliyet azalması bekleniyor. Ancak sıyasi nedenlerle boru hdtlan projelennde bir tıkanıklık soz konu- ^u. Boru hatlan projelenndekı son durum şöyledır: 1-Bakü-Ceyhan Hattı: HazarDenızı petroflenninTürkiye üze- nnden Akdenız'e çıkanlması ıçın öncelikle Bakü-Ceyhan haltı dnenldı. Azerbayean. petrol çıkaracak konsorsıyumla anlaşma yapmayı. "Ermeni işgalinin sona erdirilmesine" bağladığı için so- mut bır gelışme sağlanamadı Batılı ülkeler Bakü-Ceyhan hattının Ermcnıstan'dan geçmcsını ısterken. Azerbaycan bunu ıstemıyor. Bakü'nün ıstediğı İran geçışı ıse \ED turafından ka- bul cdılmıyor. Aynca son terör olaylan sonucu. Batılı firmalar. Güney doğu geçışı için çekincc koymuş durumdalar Bu durum- da. Türkiye'ye gırdıkten sonra Guneydoğu yenne önce Orta Anadolu'ya doğru ılerleıımesı. sonra güneye milmesi gerekiyor Anu öncelikle Azerbaycan'm siyası karannı vermesı \ey;ı Kaf- kaslar'da sıyasi îsiıkrann sağlanması gerekiyor. 2- Novorosisk-Ceyhan: Peırolun. Rusya'nın Karudenız'dekı petrol dolunı tesislennden olan Novorosısk'ten gemilerle Türkı- ye'nın Karadenız'dekı bır lımanına getınlmesı. oradan da boru haıuyla Ceyhan'a ındınlmesı önenlıyor. Daha çok Rusy a bu yolu istıyor. çünkü büıün Kafkas veO'n.ı Asya peirollennın once Novorosisk'e ulaştınlmasi gerekiyor Boylece Ru>ya. dığercum- hunyetlerin se\kıyaiını kontrol edebılecek konumunu koruyor ve geçiş ücretı adı altında gelir sağlıyor Bu yola Türkiye karşı çı- kmamakla bırlıkte. önceki roıaya gore jşin pahalı olnıasının. peırolun malıyeuni dünya fıyaikırınm üsiüne çıkaracağına dik- kat çekiyor. Bunun nedenı, hem Novorosisk hem de Türkiye"- dekı lınıanlarda "tank çiftlikleri" kurulması gerekmesi Aynca Karadenız'deki ıstatıstiklerc göre. tirtına nedeniyle bu lımanlar- da yılın oldukça az bölümünde bo^ıltmıt-y uklenıc yapılabıleeek Fırtına ve dalgalann engellenmesi ıçııı>e her ıkı kıyıda huyıık \e pahalı dalgakıranlann ınşa edilmesı gerekiyor 3-Saroz-İğneada: Trakya'nın Karadcnı/ kı\wııdakı İğneada bolgesı ile Ege kıyısındakı Saro/ arasında bır fx>ru haiıı kurııla- rak Boğazlar'ın atlanması projesı de değerlcndınlcıı bır başka se- çenck. Bu durumda. tankerlcnn Btğa/daıı t\ij gevis yapması veya bır tanker Karadeniz kıyısindaysa liığennın Ege'd'e beklc- mesi gerekiyor. Bu da zaman kaybına vc laşıma maliyeıının bü- yük ölçüde artmasına yol açıyor Û N I V E R S I T E Y E H A 2 I R L I K S1NAVA DOĞRU 1- D 2- A 3- B 4- C 5- A 6- E 7- C 6- D 9- E 11- E 12- C 13- A 14- D 15- C 16- E 17- E 18- A 1»- C 21- A 22- D 23- C 24- B 25- E 26- C 27- A 28- D 29- E 30- B 31- C 32- D 33- A 34- B 35- D 36- B 37- A 3 8 - D 10- B 20- B A Ö.F.'den aldığım pasomu kaybettim Hükümsüzdür. " GÖ.\C'LERKA\ LİSAN ÇÖZÜM Bizimlelngiıizce sorununuzu çok kısa zamanda çözebilirsiniz. Lütfenbiziarayın. Tel:3495938 BahariyeCad.62/3 Romanlannız ve ansiklopedileriniz yerinizden ahnır. Tel:5540804
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle