Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24ŞUBAT1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Yılmaz
Türk
ekonomisi
şuanhasta
İstanbul Haber Servisi-
Anavatan Partisi Genel Baş-
kanı Mesut Yılmaz, "Ekono-
mi hastadır" dedi. ANAP Ge-
nel Başkanı Mesut Yılmaz,
Büyükşehir Belediyesi başkan
adayı İlhan Kesici, İstanbul
Milletvekili Cem KozJu, İl
Başkanı Erdal Aksoy ve bazı
ilçe belediye başkan adayla-
nyla birlikte dün İstanbul Ti-
caret Odası'na giderek. neza-
ket ziyaretinde bulundu. İTO
Yönetim Kurulu Başkanı
Atalay Şahinoğlu yaptığı ko-
nuşmada. ekonominin içinde
bulunduğu sıkınülara dikkat
çekerek, "Bu zorluklann bo-
yutu muayyen seviyenin üstün-
dedir, daha değişik boyutiarda
krize dönüşmemesi için alın-
ması gerekli tedbirleri hiikü-
mete sunduk" dedi. Şahinoğ-
lu'dan sonra bir konuşma ya-
pan Mesut Yılmaz, koalisyon
hükümetine eleştirilerde bu-
lundu.
'Sözler tutulmadr
Koalisyon hükümetinin
ikibuçuk yıldır hiçbir icraat
yapmadığını belirten Yılmaz,
"Ekonomi şu anda hastadır"
dedi. Yılmaz, Başbakan Tan-
su Çiller'in şimdiye kadar ver-
diği hiçbir sözü yerine getir-
mediğini, aldığı kararlan da
ansızın değiştirmekle suçladı.
Ekonominin en üstteki üç
noktası Hazine ve Dış Ticaret
Müsteşarhğı, Başbakanlık
Müsteşarlığı ve Devlet Planla-
ma Teşkilatı'nın 8 aydır veka-
letle yönetildiğine dikkat çe-
ken Yılmaz, Merkez Ban-
kaa'nın da üç başkan değiştir-
diğini söyledi. Anavatan Par-
tisi Genel Başkanı Mesut
Yılmaz, Türkiye'nin sorunla-
nnın uzun vadedeçözüleceğini
söyleyerek. "Türkiye'nin milli
mutabakat hükümetine ihtiya-
cı vardır" dedi. 27 Mart seçim-
lerinin halk için "ikili bir fır-
sat" olduğunu belirten
Yılmaz, "Hem kötü başbakan-
dan hem de kötü belediyelerden
kurtulmak için, iyi değerlendi-
rilmelidir" dedi.
Başbakan Tansu Çiller ve
İçişleri Bakanı Nahit Mente-
şe'nin DEP Genel Başkanı
Hatip Dicle hakkındaki de-
meçlerini de eleştiren Yılmaz
"Hükümet yakınma, millete
sövme, küfretme yeri değildir,
kim vatana ihanet etmişse,
alırsınız mahkemeye verirsi-
dedi. Yılmaz. Çiller veniz7
Menteşe'nin hem bu görevle-
rini yapmadıklannı, hem de
uluorta vatana ihanetle suçla-
malarda bulunduklannı söy-
ledi.
TEK'in
özelleştirilmesine
Günaydakarşı
İstanbul Haber Servisi-
TBMM'de önceki gün
onaylanan TEK (Türkıye
Elektrik Kurumu)'in özelleş-
tirilmesine ilişkin yasaya,
CHP Genei Sekreteri ve İstan-
bul büyükşehir belediye baş-
kan adayı Ertuğrul Günay tep-
ki gösterdi. "Özelleştirme Ya-
sas"nın kılpayı çoğunlukla ve
sadece CHP'li milletvekilleri-
nin bireysel engelleri ile mec-
listen geçtiğini vurgulayan
Günay. TEK'in üretim ve ile-
tim açısından önemli bir
stratejik bir sanayi alanı oldu-
ğunu söyledi. TEK'in, Türk
ekonomisi içersinde stratejik
bir konumu olduğunu söyle-
yen Ertuğrul Günay. "Ne ka-
dar vahim sonuçlar doğurduğu
AKTAŞ örneği Ue ortada.
Buna karşılık, SHP'li milletve-
kili oylan ve üstelik her ka-
naduıın gayretleri ile 'TEK
Özelleştinne Yasası' par-
lementodan geçti" dedi.
Dün CHP İstanbul İl Mer-
kea'nde basın toplantısı dü-
zenleyen Günay, Türkiye'nin
yerel seçimlere ağır koşullar
altında girdiğini belirterek,
"Bir yanda Türkiye ekonomisi
açısından piyasada durgunluk
ve olumsuz olaylar yaşamrken,
ekonomiyi bildiği iddiası ile iş
başına gelen başbakanm, en az
bildiği konunun ekonomi oldu-
ğu ortaya çıknuştır. Enflasyon
faızla tumanışa geçmiştir. 'Sta-
tik Enflasyon' yeniden bütün
boyutlan Ue gündemdedir. Bü-
tün ağır bedeüeri de dar gelir-
lilerin sırtındadır" dedi.
DEPTileriseçim'korayor'
DEP'in, seçimlere katılmamak içinmazeret olarak kullanabileceği gerekçesiyle
milletvekillerinin dokunulmazlıklannın kaldınlması, seçim sonrasına ertelendi
KaPara İtİraZ edİlmedİ \na>asa Adalet karma
Komisyonu'ndan geçen 7 DEP milletvekilinin
dokunulmazlığıyla ilgili karar bu hafta içinde TBMM
gündeminegirdi. Karara, 10günlük süre içinde DEP
milletvekillerince itiraz olmadı.
Kahraman yaratma korkusuDYP içinde DEP H
milletvekillerinin dokunulmazlıklannın kaldınlması
üzerine bir değerlendirme yapıldı. Değerlendinnede
seçimler öncesi böyle bir karann DEP'lileri 'kahraman'
yapabileceği görüşüne dikkat çekildi.
HAKKI ERDEM
ANKARA - Hatip Dicle'nin
son açıklamalan ile yeniden
şimşekleri üzerlerine çeken
DEP milletvekillerinin doku-
nulmazlıklannın kaldınlması
seçimlerden sonraya bırakıldı.
Karann alınmasında. "DEP'in
seçünlere katılmaması için ge-
rekçe yaratmamak" düşüncesi-
nin egemen olduğu öğrenildi.
Dicle'nin, Tuzla'da bomba-
lanan yedeksubay öğrencilerini
"askeri hedef" olarak niteleme-
sinin ardından, DEP milletve-
killerinin dokunulmazlıklan-
nın kaldınlması konusu yeni-
den gündeme geldi.
10 günlük süre
7 DEP milletvekilinin doku-
nulmazüğının kaldınlması ko-
nusunda Anayasa-Adalet Kar-
ma Komisyonu'ndan geçen ka-
rarlar da bu hafta içinde
TBMM gündemine girdi. Kar-
ma komisyondan geçen karar-
lara TBMM İçtüzüğü hüküm-
lerine göre, 10 günlük süre için-
de DEP milletvekillerince itiraz
olmadı. Böylece, DEP'li Hatip
Dicle, Leylâ Zana, Sırn Sakık. Ahmet
Türk, Setim Sadak, Orhan Doğan ve
Mahmut'ın dokunulmazlıklan günde-
me girdi. Dokunulmazlıklar, Genel Ku-
rul gündemininin 154, 155. 156, 157,
158. 159, 160ve 161. sırasındayeraldı.
Karma komisyondan geçen hafta
çıkan RP'li Hasan Mezarcı ile DEP'li
Zana, Dicle ve Alınak hakkındaki do-
kunulmazlığm kaldınlması ile ilgili yeni
Boykot tartışması netlesti
Eğilim, seçimlerden çekilme yönünde
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Seçimleri
boykot etmeyi görüşmek üzere toplanan DEP
Danışma Kurulu'nda "seçimlerden çekilme"
eğilimi ağırlık kazandı. Toplantıda. Olağanüstü
Hal Bölge Valiliği kapsamındaki il ve ılçelerde
"özgür bir seçim ortamının" bulunmadığı öne
sürüldü. Bazı katılımcılann "hiç olmazsa
metropolierde seçimlere girelim" şeklindeki
görüşlerin, çoğunluk tarafından benimsenmediği
bildirildi. DEP Genel Başkan Yardımcısı Kemal
Bilget. katılımcılar arasında sayısal anlamda
"çekilelinı"görüşünün ağırlık kazandığını
belirterek, "Ya genel anlamda seçimlerden
çekileceğiz, ya da tüm Türkiye'de seçimlere
gjreceğiz. Bunun ortası yok" dedi.
Toplantının açış konuşmasını yapan DEP Genel
Kemal Bilget
Başkanı Hatip Dicle, "DEP'i boğmak istiyorlar" diyerek,
"DEP'le oynamak, Kürt sorununda ateşle oynamaya benzer"
uyansında bulundu. Dicle, son günlerde DEP'te yoğunlaşan
tartışmalara da değınerek. şunlan sö> ledi:
"Biz kitle partisiyi/. İçimizde değişik düşünceler taşıyan
insanlar elbette olacaktır. Çünkü biz barışın teminatıy tz.
Legal anlamda politikayapıyoruz. DEP'i bir bartş köprüsü
haline getirmek istiyoruz." Büyük bölümü basına kapalı
olarak gerçekleştirilen toplantıda, özelikle Doğu
ve Güneydoğu'dan gelen katıhmcıiann DEP'e
yönelik saldınlann yoğunlaşmasına dîkkat
çektikleri, DEPadaylann büyük bölümünün
güveniik güçlerince tehdit edildiklerini anlattıklan
bildirildi.
İstanbul başta olmak üzere DEP'in batıdaki aday
ve yöneticilerinin ise, seçimlere katılma yönünde
görüş bildirdikleri öğrenildi.
DEP Danışma Kurulu toplantısında, dün gece geç
saatlerde netlik kazanan genel eğilimin,
"seçimlerdençekilme" yönünde geliştiği bildirildi.
DEP Genel Başkan Yardımcısı Kemal Bilget.
Cumhuriyet'e toplantıyla ilgili şu açıklamayı
yaptı:
"Toplantıda çeşitli göriişler ortaya atıldı. Eğer
sayısal oran bu konuda belirleyici olacaksa, çoğunluk
seçimlerden çekilme yönünde görüş belirrti. P.M üyeJeri,
yapacakları toplantıda seçimlere katılıp katümama olayını,
Danışma Kurulu toplantısında ortaya çıkan görüşleri dikkate
alarak karara bağlay acak. Ya genel anlamda seçimlerden
çekijeceğiz, ya da tüm Türkiye'de seçimlere gireceğiz. Bunun
ortası yok."
kararlar ise 10 günlük itiraz süresini
bekliyor. 10 gün içinde bir itiraz olma-
ması dunımunda, bu kararlar da Genel
Kurul gündemine ahnacak. Çiller'in
açıklamasından sonra, DEP'lilerin do-
kunulmazlıklannm kaldınlması konu-
sunda DYP içinde yeniden değerlendir-
me yapıldı. Değerlendirmeler aşaması-
nda bazı üst düzey temaslann yapıldığı
da belirlendi. Bu temas ve değerlen-
dirmeler sonucunda, "seçimlerden öoce
dokunulmazlıklannın kaldırıbnası ile
DEP'lilerin kahraman yapılacağı" görü-
şü benımsendi. Böyle bir uygulamanın
"DEP'in seçimlere katılmaması için ge-
rekçe yaratabileceği'' olgusu üzerinde
de duruldu.
TBMM Danışma Kurulu'nda. Mec-
lis'in bugünden itibaren tatile girmesi
benimsendiği için de DEP'lilerin doku-
nulmazlıklannın kaldınlması konusun-
daki oylamamm şimdilik uygulanması
olanaksız duruma geldi. Bayrama ka-
dar tatile girecek olan Meclis'in 27 mart
yerel seçimlerine kadar çalışması müm-
İcün görülmüyor.
Bu gerçekler de dikkate abnarak,
DEP'lilerin dokunulmazlığının kaldın-
Imasımn seçimlerden sonra oylanması
uygun bulundu.
Ankara'da bir araya gelen SHP adaylanna seslenen Karayalçın, 'Laiküğe sahipçıkın' dedi
SHP adaylarmın gövdegösterisi
ÜGÜ
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - SHP Genel Başkâru
ve Başbakan Yardımcısı Murat
Karayalçın Ankara'da topla-
nan belediye başkan adaylanna
"Sizden sosyal demokrat ilkele-
re, başta laiklik olmak üzere
Atarürk ilkelerine sahip
çıkmanızı istiyorum" diye ses-
lendi. Üç büyük kentin belediye
başkan adaylan da "laikliğin
korunması için oylarm bölünme-
mesini, seçimlerde SHP'ye oy
verümesini" istediler.
SHP'li belediye başkan aday-
lan dün Selim Sırn Tarcan
Spor Salonu'nda biraraya gel-
dıler. "Işığa az kaldı, yanm bı-
rakmayuı", "Yerel iktidar için
SHP'de birleseüm". "21. yüzyı-
lın kentlerini yaratmaya taübiz"
pankartlan ile donatılan salon-
da Karayalçın beklenirken.
halk oyunlan ekipleri gösteriler
yaptı. Karayalçın üç büyük
kentin belediye başkan adayla-
nyla birlikte salona girdikten
sonra, alkışlar arasında tur attı
ve partilileri selamladı.
SHP Genel Sekreteri Halil
Çulhaoğlu geçen yerel seçimler-
de kullanılan "süpürge" esprisi-
ni anımsatarak. "Süpürgeyle
bir güzel süpürdünüz. Şimdi 27
martta belki süpürülemeyenler
vardı, onları yuvarlayacağız"
dedi. Çulhaoğlu, muhalefet parülerinin
yerel yönetimlerde iktidara gelme
amaçlanna dikkat çekerken de. bunlara
İsmet İnönü'nün "Hadi caıum sen de"
sözleriyle karşılık vereceklerini söyledi.
Daha sonra kürsüye gelen Kara-
Selim Sırn Tarcan Spor Salonu'nda SHP'li adaylar sol oylann bölünmemesi için SHP'ye destek istedi(Fotoğraf: AA)
yalçın " Sizler 21. yüzyılın kentlerini bi-
çünleme dunımunda olacaksımz" diye
seslendi. Karayalçın İstanbul Belediye
başkan adayı Zülfu Livaneli ile Ankara
belediye başkan adayı Kprel Göymen'in
"göreve başlayacağı", Izmir Belediye
Başkanı Yüksel Çamur'un da "görevini
sürdüreceğine" dikkal çektiği büyük
kentlerle ilgili bazı değerlendirmeler
yaptı.
Livaneli kendisine sürekli olarak niye
poütikaya girdiği sorusunkun yöneltil-
diğini anımsatarak, "Eski bir Çin filozo-
fu , eğer bir insanın ülkesine verebileceği
bir şey varken, vermiyorsa ya bencildir,
ya korkaktir, ya da tembeldir. der. Ben
ne bencilim. ne korkağun , ne de tembe-
lim" dedi.
)EÇÎM NOTLARICELAL BAŞLANGIÇ
Askerihedef, sadeceistasyonlardeğil
ANKARA - Genel sekreter. Güney-
doğu'daki bir ilçenin eski parti baş-
kanını anyor:
- Bir adây bulabildik mi?
Yanıt umutsuz:
- Üzgünüm, ama kintse aday olmak is-
temiyor.
Genel sekreter ısrarlı:
- Mutlaka bir aday göstermemiz gere-
kiyor.
Eski başkan da ısrarlı:
- Evet ama, bu koşullarda kim kendini
namlunun önüne atar?
Genel sekreter üsteliyor:
- Bari siz aday olun.
Karşı tarafta kısa bir sessizlik oluyor.
Eski ilçe başkam, yanıtı zorlanarak da
olsa veriyor:
- Bence buyrun, siz de buradan aday
olun...
Türkiye'nin hemen her yerinde ve ne-
redeyse tüm partilerde herkes aday gös-
terilebilmek için birbirinin gözünü
oyarken, iş Doğu'ya, Güneydoğu'ya
yani Olağanüstü Hal Bölgesi'ne geldi
mi, herkes birbirine neredeyse aynı ha-
reketi yapıyor:
- Önden siz buyrun...
Bir yanda PKK, bir yanda devlet, bir
yanda Hizbullah, başka bir yanda koru-
cular ve ağalar...
Bu görünüm, ister istemez bir soruyu
gündeme getiriyor:
- Bu koşullarda seçim olur mu?
Hemen hemen tüm partiler için geçer-
li bir soru. Ancak en çok DEP'lilerin
yakıcı bir sorunu. Çünkü şu anda bölge-
de boy hedefı durumundaki bir yapılan-
ma olarak öne çıkıyor DEP.
PKK'nın aylar önce koyduğıı bir si-
yaset yasağı var. Ancak bu yasak şimdi-
lik "askıda" görünüyor. Ama yasağın
getirdigi tehdit ortamı sürmekte.
Bugünkü süreçte tehdidin sivri ucu
DEP'e dönmüş dunımda. Dün An-
kara'ya gelen DEP adaylan ve il temsil-
cileri, bu tehdidi ve seçimlerde ahnacak
tavn tartıştılar.
DEP'lilerin aktardıklanna göre, özel-
likle bölgede partilerine dönük yoğun
bir baskı var. Şöyle bir görünüm çiziyor
DEP'hler:
- Köyler basılıyor; halk, "DEP'e oy
vermeyeceksiniz" diye tehdit ediliyor.
"Aday olursam öldürülürüm" korkusu
sarmış herkesi. Adaylık için başvuru yap-
mayı göze alanlar gözaltına alınıyor,
kundaklanıyor. "Seçim güvenliği" baha-
nesiyle ilçelerde sandıklann tümü bir ko-
rucubaşının e>ine konuyor. Beş-altı kö-
yün sandığı, bir korucu köyünde toplanı-
yor.
Işte tartışılan "Bu koşullarda DEP,
seçünlere katümalı mı, katıunamah mı?"
sorusu.
İki belirgin görüş var. Karar vermek-
te zorlananlar dışında "Katılahm" di-
yenlerle "Katümayalım" diyenler tarü-
şıyor. "Katılmama"yı savunanlann ge-
tirdikleri şunlar:
- En güçlü olduğumuz yerlerde bile
baskılardan dolayı aday gösteremedik.
Birçok yerde halk, korucu evlerine, koru-
cu köylerine oy vermek için gitmeyecek.
Bu koşullarda aldığımız oy, gerçek gücü-
müzün çok gerisinde olacak. "Boylannın
ölçüsünü aldılar" diye propaganda baş-
layacak. Bu koşullarda en iyisi seçimlere
katılmamaktır.
"Katılalım" diyenler bu yaklaşıma
karşı çıkıyor:
- Yasal ve demokratik platformda mü-
cadele ettiğini savunan bir partinin birinci
görevi seçime katılmaktır. Boykot tut-
maz. Tutsa bile, boş oylar, parmak bastı-
nlarak kullanılır ve böylece seçime katı-
lım yüksek gösterilir. Eğer seçime katıl-
mazsak DEP aradan çekilir, diğer parti-
lerin adaylarıvla PKK, karşı karşıya
kalır. O zaman da bölgede kan gövdeyi
götüriir.
Bu tartışmayı dinleyip iki tarafa da
Nasrettin Hoca hesabı "Sen de haklısın"
diyenler de azımsanmayacak bir çok-
lukta. Ancak Doğu'da, Güneydoğu'da
gelinen nokta bu. Seçim sürecinde
DEP'in takınacağı tavır, benimseyeceği
tutum. sadece kendisini. bölge halklan-
nı değil, diğer partileri de önemli ölçüde
etkileyecek.
Ancak görünen o ki, DEP'in tutumu
ne olursa olsun, yapılacak seçimler hal-
kın özgür iradesini sandığa yansıtmaya-
cak. Devletin, PKK'nın, Hizbuilah'ın.
koruculann ve ağalann arasında kalan
insanlar, istedikleri, benimsedikleri
adaydan çok, kendilerine en az zarar ge-
lecek biçimde oylanm kullanmaya çalı-
şacaklar.
Bu koşullarda yapılan seçime ne ka-
dar "seçim" denileceği de uzun süre tar-
tışılacağa benziyor. Ancak bugünlerde
hedefte DEP var. Görünen o ki, sadece
"Tuzla'daki tren istasyonu" değil, za-
man zaman siyasi partiler de "askeri he-
def' olabiliyormuş.
POLİTİKA GÜNLÜGÜ
HÎKMET ÇETİNKAYA
Dinci Örgütler...
Refah Partisi, Saraybosna için topladığı yardım para-
larını ne yaptı?
DYP Genel Başkanı ve Başbakan Tansu Çiller partisi-
nin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada şöyle
diyor:
"llk olarak RP'nin yolsuzlukları üzerine gideceğiz.
jkinci olarak da adil düzen denilen ekonomik sistemleri-
nin nasıl bir safsata olduğunu ortaya çıkaracağız..."
Refah Partisi'nin özellikle Istanbul'da hızlı tırmanışı
DYP'yi telaşa düşürdü. RP'nin oy oranının arttığı yolun-
daki kamuoyu araştırmaları, DYP Genel Başkanı ve
Başbakan Tansu Çiller'i oldukça rahatsız etti. DYP kur-
mayları bir süre önce yazdığımız gibi bir "RP dosyası"
hazırladı.
Ne deniyordu raporda?
Şöyle:
"Istanbul'da RP'nin oy oranının yükselmesinin nedeni
işsizlik. Kırsal kesimden İstanbul'a her yıl 400-500 bin
insan geliyor. RP, adil düzen kandırmacasıyla dini siya-
sete alet ederek oy bezirganlığı yapıyor..."
RP'nin akıl almaz ekonomik gücü üzerinde hiç durma-
yan DYP, birdenbire atağa kalktı. önce RP'li İstanbul
Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Recep Tayyip Er-
doğan'la ilgili "orman işgali"n\ gündeme getirdi. Bu
arada DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, RP'nin asıl
amacının "adil düzen maskesi" ile bir "şeriat düzeni"
kurmak olduğunu, bunun için de bilinen yöntemleri kul-
landığını önesürdü.
DYP, antilaik güçlere karşı nedense hoşgörüyle bakı-
yordu. RP oylan yükselirken. Türkiye'nin dört bir yanında
gelişen olayları görmezlikten geliyordu.
Acaba neden böyle yapıyordu DYP?
DYP tarikatlarla pazarlığa girişmişti. Kamuoyuna "di-
ni cemaatler" olarak sunulan tarikatlarla gizli protokol
düzenlenip "DYP adaylan için destek" anlaşmaları ya-
pılmıştı. DYP, tarikatlarla işbirliği yaparak iki şeyi amaç-
lıyordu: Birincisi ANAP'ın tabanını çökertmek, ikincisi de
RP'ye gidecek tarikat oylarına engel olmak.
DYP bu gizli anlaşmalarda aradığını bulamadı...
Istanbul'da Bedrettin Dalan'ın balonu çok kısa sürede
söndü; Izmir'de Burhan Özfatura; Fethullah Hocacıların
pek desteğini alamadı; Ankara'da Prof. Dr. Kemal Çe-
vik, adaylığa soyunmakla hata yaptığım anladı. Üç bü-
yük kentte seçim meydanları ANAP, SHP ve RP'ye kaldı.
Elbet Istanbul'da Dalan'dan kaynaklanan DYP ağırlığı
vardı ama Ankara ve izmir'de özfatura'dan gelen DYP'-
nin gücü yoktu. Her ne kadar RP, İzmir'de seçmen taba-
nında pek görünmese bile, Süleyman Akdemir'in Fet-
hullah Hoca ile ilişkisi kimi hesapları gündeme getiri-
yordu.
Şimdi DYP, Refah Partisi'ne karşı yoğun bir kampan-
ya başlatıyor llk işareti Tansu Çiller verdiğine göre,
DYP-RP kavgası medyanın de etkisiyle seçimlere dek
gündemde kalacak.
Nasıl mı?
RP'nin yolsuzluk dosyaları açılarak...
Oysa asıl tehlike Refah Partisi ile birlikte kara yobaz
çetelerinin ekonomik ve siyasal örgütlenmeleridir. Bu-
nu DSP lideri Bülent Ecevit açık seçik söylüyor ve ka-
muoyunda puan topluyor.
DYP'nin ise durumu çok farklı. DYP hem laik, demok-
ratik ve çağdaş cumhuriyetin temeline dinamit koymak
isteyen şeriatçılarla işbirliği yapıyor hem de RP'nin ön-
lenemeyen yükselişini durdurmak için çeşitli engelle-
melere başvuruyor.
DYP'liler Türkiye'de antilaik güçlerin yani şeriatçıların
nasıl örgütlendiklerini göremiyoriar mı?
Elbet görüyorlar. Ama at gözlükleriyle...
Bakın DYP'lilerin işbirliği yaptığı tarikatların sözcüleri
ne diyorlar TV'deki açıkoturumlarda:
"Devletin dindarlar üzerinde baskısı sürüyor..."
Hayret!
Yüzünüze baka baka kbskoca adamlar yalan söylü-
yorlar. Gerçek Müslüman yalan söylemez, gerçeklerin
altını çizer.
Bu ülkede namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek
yasak mı?
Bırakın bunları devlet, tarikat odaklarına ödün üstüne
ödün veriyor.
Sakız gibi çiğnemeye devam ediyor tarikatların söz-
cüleri:
"Dindarlann üzerinde devletin baskısı var..."
"Nedirbu baskı?.."
Yanıt:
"Türk Hava Kurumu kurban derisi, fitre ve zekat toplu-
yor. İsteyen istediğiyere vermeli..."
1993 yılında kesilen kurban derilerinden Trabzon'da
14 binini dinci örgütler, bin 500'ünü THK toplamış. Kur-
ban Bayramı'nda Sıvas'ta dinci örgütler 30 bin deri, THK
4 bin 600 deri almış. Erzurum'da THK'nın topladığı 2 bin
400 deriye karşılık, dinci örgütlerin topladığı deri sayısı
ise 20 bin. Bu sayı Şanlıurfa'da da THK 366, dinci örgüt-
ler 15 bin olarak gerçekleşmiş. YineTokat'ta dinci örgüt-
ler 30 bin deri, THK 6 bin 800 deri toplamış.
Şimdi soralım:
"Dinci örgütlerin topladığı 109 bin adet deri yaklaşık
10 milyarliranın üzerindedir. Buparalame olmuş, nere-
ye gitmiş, yetkililer bunu açıklayabilir mi?"
Acaba Tansu Çiller neden bu konunun üzerine gitmi-
yor da RP'nin Bosna için topladığı yardım paralarını
araştırıyor?
Neden?
Mahmut Alınak'tan Meclis'i
çalıştırmak için açlık grevi
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)- Şırnak Bağımsız Millet-
vekili Mahmut Alınak,
TBMM'nin çalışmamasını
protesto etmek için süresiz
açlık grevine başladı. TBMM
Başkanlığı'na verdigi 50'ye
yakın yasa önerisinden hiçbi-
rinin gündeme ahnmadığını
belirten Alınak. "TBMM'yi
daha duyarlı kılmak" amacıyİa
açlık grevine başladığını söyle-
di. TBMM Başkanvekili Vefa
Tanır ise, Alınak'ı, "şov yap-
makla" suçladı. Alınak, açlık
grevine başlamadan önce dü-
zenlediği basın toplantısında,
parlamentonun kendi hak ve
yetkilerine sahip çıkarak,
halkın karşı karşıya bulundu-
ğu acil sorunlara çözüm bul-
ma sürecinin başlatılması için
bütün siyasi parti gruplanna
yazı yazdığmı ancak hiçbir
yarut alamadığına dikkat çek-
ti. SHP lideri Murat Kara-
yalçnı'ın. "Birilerinin, Tür-
kiye'de demokrasiye yeniden
ara vermek için hazıriık içinde
oldukları açık " şeklindeki söz-
lerine dikkat çeken Alınak,
"Böyle bir açıklamanın devle-
tin en yetkili kişilerinden biri
tarafından yapılması hafife alı-
nacak bir şey değildir" dedi.
Karayalçın'ın. "darbe söylen-
tilerini kamuoyuna taşıdığını"
savunan Alınak, "Bu nedenle,
TBMM'yi, ortaya koyduğum
açlık grevine neden olan sorun-
ları çöznıediği hak ve yetkileri-
ne dikkat çekerek, bu konuda
duyarlı hale getirerek, darbe
özlemi çekenierin olduğu ka-
dar, yaşanmakta olan kaosun
devamuida çıkarları olan bütün
çevreleri hayal kırıklığına uğ-
ratmaya ve kamuoyunu duyarlı
olmaya çağınyorum" dedi.
Tanır ise Alınak'ı şov yap-
makla suçlayarak, "Dokunul-
mazlığının kaldınlması istenen
mUiervekili Meclis'in hür kür-
süsüne çıkarak fikrini açıklar.
Alınak, şov yolunu terrih et-
mektedir" dedi.