Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAVFA CUMHURIYET 2 24 ŞUBAT1994 PERŞEMBE
KÜLTÜR
Akdenizsanatoıngizemi varBu yılki Bologna Sanat Fuan çerçevesinde gerçekleştirilen Tarklılıklann Çekiciliği' başlıklı
sergide Türkiye'den altı sanatçı, işlerini Yunanlı ve Romen sanatçılarla aynı mekanda sergiledi.
AHTJANTMEN
"Farklılıklann Çekiciliği"... Bu yılkı Bologna
Sanat Fuan çerçevesinde gerçekleştirilen ve bu
başlık altında yer alan bır sergide. Türkiye'den altı
sanatçı, işlerini Yunanlı ve Romen sanatçılarla
aynı mekanda sergileyerek farklılıklann çekicili-
ğini ortaya koydular. Ünlü İtalyan sanat
' eleştirmeni ve küratör (İtalya'va Joseph Beuys'u
tanıştıran kişi olarak da tanınıyor) Lucrezia de
»... _, Domizio Durini'nın 1990da Gınt'te düzenlenen
ve Akdeniz bölgesi sanatçılannı bır araya getıren
sergideki "ruhu" bir anlamda yeniden yakalamak
amacıyla düzenlediği sergide toplam 18 sanatçı yer
aldı. Türkiye'den Ahmet Öktem, Erdağ Aksel,
Serhat Kiraz, Teoman Madra, İnci Eviner \e
Handan Börüteçene'nin katıldığı sergi konusunda
Beral Madra. Ahmet Öktem ve Serhat Kiraz ile
görüştük...
- Bologna Sanat Fuan içinde yer alan bu
sergiden söz edebilir misiniz?
"'•• , . 5 . A/.- İtalyan sanat eleştirmenı ve sergi
ylpımcısı Lucrezia de Domizio Durini. Girit'te
başlatılan ve Akdeniz kimliği üzerine kurulan
kavramın Rodos'ta tekrarianmasını sağladı.
Orada da yine Akdeniz ülkelerinde yaşayan
sanatçılann bugünkü dünya sanatı içındeki
konumlannı ve yapılan işlerdeki Akdeniz kimliğini
sorguiuyordu. Bütün bunlar tabıı hepimızı
ilgilendiren konular. Bologna Sanat Fuan'nda bize
bir mekan verdiler ve Dunni Yunanıstan'dan.
Romanya'dan ve Türkiye'den sanatçılan davet
etti. Tabii şu anda bu üç ülkede belli ölçüde bir
^ Sianş var. Bu dikkati çeken bir şey. Bu iş. sanat
düzeyinde ele alındığı zaman belli bir diyalog
ortaya çıkıyor ve insanlar en azından bır sergide bir
araya gelip birbirleriyle ilişki kurabiliyorlar.
l Romanya'dan altı sanatçı geldi. bu sanatçılann
' • seçimini Romanya Sanat Enstitüsü'nün Venedik'-
İnci Eviner- Ahmet Öktem
D ıörtyılönce Girit'te
düzenlenen Akdeniz Bölgesi
sanatçılannı bir araya getiren
sergideki 'ruhu'bir anlamda
yeniden yakalamak amacıyla
düzenlenen sergide toplam 18
sanatçı yer aldı. Tarklılıklann
Çekiciliği' başlıklı sergiye
Türkiye'den Ahmet Öktem,
Erdağ Aksel, Serhat Kiraz,
Teoman Madra, İnci Eviner
ve Handan Börüteçene katıldı.
teki başkanı Coriolan Babettiyapmıştı. Bu seçim ıl-
ginçtı çünkü Romanya'da tamamen ızoiasyon
içinde yaşamış olan sanatçılan getınnıştı. Serginin
adına bir gönderme vardı; burada çok büvük bır
fark ortaya konmuştu. Bizım işlerimizın
çoğunluğu enstalasyondu, Yunaniılann ışlerinın
birbölümüdeövleydı fakat Romeniervalnız resim
getirmişlerdi hatta post-empresyonıst tatlarda
diyebileceğımiz resimler getınlmiştı, ıkona
gönderme \apan resimler de vardı. Tab» bıze bıle
bu çok ters geldi. Ama bir gelencği göstenyordu ve
sıfır noktası gıbı bır şeydı bu. Bir kopukluî. oldu. o
kopukluk öneesinde bu vardı gibi... Yunanıstan'-
dan bızım tanıdıgımız sanatçılar vardı. Dimitri
Alithinos. E. Papafiüpa vardı. diğer bır sanatçı da
arkeolojı. eskı eser ve bu konudaki kurumlaşmalar
üzerine aldatıcı bir yapıt vapmıştı.
- Serginin başlığını göz önünde bulundurarak
yapıtlar arasında bir karşıiaştırma vapabilir
misiniz?
B.M.- Esasında genelde bence bugunkü vapıt
dili açısından büyük bir farklılık voktu. Bır
enstalasvon nasıl oluşuyor? Önce bır düşünce
ortaya çıkıyor. sonra sanatçının geçmişten bugüne
kadar olan düşüncesını belli aşamalarda ortaya
konuyor... Doğrusu bırkaç sanatçıda bu aynı
çizgıyi görmek mümkündü. Her sanatçının kendi
yaşadığı ortamla ilgilı problematıkler var. Bu
problematıklerin ya da söyiemlerin dıle
getirilmesinde farklılaşma var. Tabıı kı bızde farklı
bir söylem var; çünkü Türkıye'nın kımliğinde çok
yönlülük var. Aynca kitle küİturü ve azınlık kültü-
rü arasındakı çelişkıler çok belirgin. Türkiyenın
bakış açısı farklı. O fark da sanıv orum > üzyılın son
yansına kadar kapalı olarak yaşamaktan dolayı
bütün bu dünyayı yaymlar yoluyla ve görsel bir
biçimde algılamaktan kaynaklanıyor. Türkive'de
oturan sanatçı dünyayı çok iyi tanıvor: araştırma
düzeyinde bıle tanıyabilıyor. Belkı Yunanlı
sanatçılarda bu. bu kadar bövle değil onlar daha
göçmen sanatçı. dünvavı daha çok dolaşıyorlar. o
da belki ekonomik ve siyasal nedenlere bağlı. Ama
Romen sanatçılann farklılığı bana çekıcı gelmedi.
Oradakı farklılığın çok bunalımlı bir farklılık
olduğunu görüyoruz.
A.Ö.- Bu sergideki yapıtlann bır kısmını
Morandi'nın amsına adamışİardı...
bdyle bir şev yok arna bu sanatçılann ne demek
istediğıne geçtığinız zaman her sanatçının kendi bi-
rikımi içinde ipuçlan ve bu bolgeye ait bir takım
kaygılann variığı ortaya konuyor. Ama gene de
çok deneyimlı bır göz. bir aynm yapabilır belkı.
Sıcak işler ve soğuk ışler olarak ayırabiliriz yapı-
tlan. Sıcak ışler dedığimiz zaman daha kompleks,
vîdece ussal değıl. ussallığın arkasında tam olarak
adlandınlamayan bazı duygu ve düşüncelerin de
varlığının saptanabildiği işler olarak algılayabiliriz.
Gizemi daha ağırlıklı bence Akdeniz işlerinin.
A.Ö.- Gerçekten net bir aynm yapmak çok zor.
Ancak dışardan bir göz bu aynmı vapabilir. ayn-
mlan farkedebilir. Eğer bir Akdenizli çok genel ta-
nımıyla gerçekten sezgileri ağırhklı insan gibi
değerlendirilebilirse, belki olabilir, bu da bir
uy nmdır.
S.K.- Ancak işleri göriip ayırdına vanlabiliyor.
İnsanı nasıl belli bir zaman sonra ayırt ede-
bılıyorsan. bu da öyle. Kuzeyli bir insanın davranı-
şlanyla bir Akdenızli'nin davranjşlan nasıl farklıy-
sa birbirinden, işlerini de öyle ayırt edebiliyorsun.
Yaşayarak algılamak gerekiyor.
.4.0- Ben müzikle bir bağlantı kurmak
istiyorum... Norveçli caz sanatçılanndan kay-
naklanan "kuzey cazı' diye bir tanımlama var...
Oysa bu kuzey cazının dayanağı büyük ölçüde
Uzakdoğu kültürü ve bu kültürü kendi kentsel
özellikleriyle kaynaştıran şeyler yapıyorlar. Ama
bu ne derecede kuzeye mal edilir...
B.M.- Bir aynm da şöyle yapılabilir: Akdeniz
verici bir bölge. doğurgan bir bölge... Çok
kapsamlı kültürlerin varhğı ve farklı kökenden
gelen ülkelerin yığıştığı bir bölge olduğu ıçin, bu
bölge verici. esin kaynağı oluşturabiliyor dünyaya.
Dışandan bu bölgeye gelip buradan alanlar var, bu
bölgede yaşayıp da kendıne aıt olan birşeyi yo-
rumlayanlar var. aynm bence burada belirginleşe-
bılır; yani bir alıntı söz konusu olduğunda daha
Handan Börüteçene - Erdağ Aksel
Serhat Kiraz- Teoman Madra
B.M- Morandi de izole bir sanatçı zaten... Onu
kendilenvle özdeşleştirmişierdı... O da atölyesıne
kapanmış ve bir tek tür resim yapmış bir sanatçı.
- Türkiye'de yaşavan sanatçılann yaymlar yoluy-
la da olsa dünyayı daha yakından izİe>ebildiğini,
dünya sanat ortamına daha açık olduğunu söyleye-
biliriz öyleyse...
B.M- Evet. Türkive'de sanatçı hiç uzak değil
dünya sanatına. Tamamen duyarlı...
A.Ö.- Romen sanatçılar çok kapalıydı. Türkiyeli
sanatçılarda o kapalı görüntü yok.
B.M- Fuann düzevinde de üç dört Yunanlı
sanatçı ve bizim işlerimiz çok üst düzeyde bir
görünümdeydi. Hatta bizim işlerimiz biraz da
avangard kaçtı.
/l.Ö.-Genelyapısıylabızimfuardagerçekleştirdı-
ğimizsergı.fuaranlayışınındışındabıretkınlıktı.
- Türk ve Yunan sanatçılann vapıtlarının bir ara-
da >er aldığı sergide, sivaset ne kadar vansımıştı sa-
nata?
B.M.- Mesela Yunanlı sanatçılardan Emilia
Papafilipa'nın işinde bu vardı. Türkive ıle Yu-
nanistan arasında ilışkılerin bir sonucuvdu vaptığı
iş. Orada birgençleel sıkıştı ve bu elm fotokopisinı
aldı el sıkışırken. Bu fotokopiden küçülterek kağıt-
tan bır ızgara yaptı. Bu ızgaranın içinde baskıyla
bir makas resmı vardı. Burada tabii ki bir
gönderme vardı. Türkıve ıle Yunanistan arasında
bırelsıkışma var. Bir diyalog var fakat budiyalog
bir makasla -makasın ıfade ettiği birçok kavram
vardır, tehlike. risk gibi- diyaloğu kesmek... Bizım
işlerimizde çok sert bır siyasal gönderme yoktu
ama hepsinin arkasında birhesaplaşma. bir söylem
vardı.
'Akdeniz kimliği' kavramı temelinde
düşünürsek, sergide yer aian işlerin kcndisindc
böyie bir kimlik sezinlemek mümkün mü?
B.M- Bu bıraz zor .. Bu konuda çok ıneeleme
yapmak lazım. Şuradan çıkıyor; bunlann arkası-
ndakı söyleme geçınce, yapstlann görünüşünde
enelde bütün aydınlar
ülkelerine şu mesajı
veriyorlar.'Artık modernizmin
çizdiği sınırlar içinde
kalamayız, çeşitli kültürleri bir
şekilde algılamak. anlamak ve
öğrenmek zorundayız ve
bunlardan yeni bir sanat ortaya
çıkarmak zorundayız.' Biz de
bunu söylüyoruz. Ustelik biz
buna alışık bir ülkeyiz.
başka. kendi içınden çıktığında olay daha başka
- Örneğin; Zakir Hussein Hindistan'da ustadır
ama kuzeyli caz sanatçılarıyla ceşirli albümlere
imzasmı artıktan sonra dürnada tanındı... Ör-
nekler çoğaltılabilir.
B.M- Burada sanatın tanıtımı meselesı var.
bunu kım en ıyı başanvor meselesı var. Sanat her
verde var dünvada. Ama bunu bulup çıkartmak.
dünyaya vaymak. Bütün mesele burada. Bunu
vapamavan sanatçısını da sanatmı da ortaya çı-
kuramıyordemcktır var olsa bile
Veniden 'Akdeniz kimliği" sonınuna
dönersek... Bu sanatçdara bir kimlik yakıştırmak,
onJarr bö>le tanımlamak gereldi mi?
B \l- Hayır gereklı değıl, böyle bır kımlığı
vüklemek. Ama. benim baştan ben savunduğum
bir şey var. Sanatın tanıtımı sorunlan bu bölgede
ortak olduğu için bu ortaklıktan bir sonuç çı-
kararak bunu dünyadakı >enne oturtmak söz
konusu. Fakat bunu göstenrken. bazı vollara
başvurmamız gerekiyor. Bu yollardan bınsı de
birtakım ortak sergiler düzenleyerek. bunlan daha
etkin bir biçimde duyurmak. Tek başımıza
vapamadık bunu; çok açık bir şey.
B.M.- Bu sergilerin çoğalması lazım. Bu alı-
şvenşın. gidış gelişın yoğunlaşması lazım ki
hepsinden ortak bir manifesto çıksın...
S.K.- Bizım burada kenarda köşede kalmış taş
parçası dı>e baktığımız vealıp bır kenara attığımız
parçaları Avrupa'da müzelerde baş köşelerde
görüp de gen döndüğümüzde nasıl çok farklı bakı-
yorsak .Tiirkiye'de sanata da o şekilde bakılıyor.
- Fuar çercevesinde gerçekleştirilen konferansta
neler konuşuldu?
B.M- Farklılığın nasıl bır araya gelip bır dıjalog
oluşturacağı temel konu. Burada iki bakış açısı var.
Bir kere kendi bakış açımızı götürmüş oluvoruz.
Yüzyılın sonunda konumumuzun değişmesı. her
yerin merkezolduğu bırdünyada merkez olma du-
rumuna geçmemiz ve bu geçişteki sözümüzün ne
olduğu. Oysa modern sanatı dünyaya yaymış olan
ülkelerin durumu başka; çünkü onlar artık çevre
ulkelennı de hesaba katmak zorundalar ve devamlı
bunu sorguluyorlar.. "Biz bunu hesaba katarken
kimliğimizi yitirecek mijiz, eriyip gidecek mi kendi
ortaya koyduklanmız. \oksa biz bugüne kadarki bi-
rikimimizi yeni bir oluşum olarak ortaya kotabile-
cek miviz?' Onlann da sorusu bu
15yıldıröldürülmeyi bekleyen kadın
Kültür Servisi - Dünyanın en uzun süredir ke-
sıntisiz olarak sahnelenmekte olan oyununda.
en uzun süredir yedek oyuncu olarak görev alan
Nancj Seabrooke. 79yaşında emekli olmaya ka-
rar verdı.
Seabrooke. 1952 yıhnda perde açan ve bugü-
ne kadar tam 17 bin kez sahnelenen Agatha
Christie'nin ünlü oyunu "Fare Kapanı"nda. 15
ayn oyuncunun "Bayan Boyle" rolüne çıkama-
yacak kadar hastalanmasını bekleyerek geçirdi
15 yılhk meslek yaşamını. Başkalanrun talihsiz-
likleri sonucu 72 kere bu rolü oynama fırsatını
da buldu. Son dört yıldır hiç sahneye çıkma
"fırsatı" bulamayan 79 yaşındaki oyuncu da
artık emekli olmaya karar verdiğini açıkladı ve
12 mart tarihinde gerçekJeştirilecek olan "jiibite"-
de son kez sahneye çıkacak; üstelik meslek ya-
şamında ilk kez, kimsenin hastalanmasını bekle-
meden sahneye çıkmış olacak.
"Fare Kapam". bir çok rekora sahip bir oyun.
44 ülkede. 24 ayn dilde sahnelenen oyunu, bu-
güne kadar dokuz başbakan ve 10 cumhurbaş-
kanı seyretmiş. 263 ayn oyuncunun rol aldığı
oyunun fuayesinde. 300 ton dondurma, 63 bin
galon da içki tüketilmiş. Sahne arkasında çalı-
şan görev üler ise bugüne kadar tam 76 mil uzun-
luğunda gömlek ütülemek durumunda kalmı-
D,ünyanın en uzunsüredir
kesintisiz olarak sahnelenmekte
olan oyunu Tare Kapanfnda en
uzun süredir yedek oyuncu
olarak görev alan Nancy
Seabrooke, 79 yaşında emekli
oluyor. Seabrooke, 15 yılda
'Bayan Boyle' rolünü sadece 72
kez oynama fırsatını buldu.
şlar. 1952 yıhnda ilk kez Sir Richard Attenboro-
ugh ile Sheila Sims'in rol aldığı oyunda. yapımı
yenilemek amacıyla her yıl oyuncu kadrosu de-
ğiştiriliyor. Ancak Bayan Boyle rolünün yedek
oyuncusu son 15 yıldır hiç değişmiyor. Yedek
oyunculuk görevini zevkle yerine gctirdiğinı
söyleyen Seabrooke, bu 15 yıl boyunca sadece
bir kez asıl oyuncu olmaya aday olmuş. İşine
başlamasının ikinci yıhndaki bu adayüğı kabul
edilmeyince. bir daha bövle bir talepte bulun-
tnamış. "Eğer bir role secilmediyseniz, diğer
adayı daha çok beğendikleri içindir. siz korkunc
bir hata yaptığımz için değil" dıyor Seabrooke.
Kraliyet Sanat ve Drama Akademisi'nden
mezun olduktan sonra bir süre VVest End'de
sahne yöneticisi olarak cahşan Seabrooke. Ber-
nard Shaw'un ünlü oyunu "Pygmalion"un te-
levizyon uyarlamasında rol aldı ve "Fare Ka-
panı"ndan teklıf geldiği sırada Sir Ralph Ric-
hardson ve Celia Johnson ile bırlikte "The King-
fisher" ovununda oynamaktaydı. "Hiçbir za-
man bir yıldız olmav ı istemedim. Hiçbir zaman,
'ilcrlemck için bir fırsat çıksa keşke" gibi bir dü-
şüncem de olmadı. Yedek oyuncu ülmanın yavaş
ritmi hoşuma gitti. Oyun başlamadan bir saat
önce tiyatroya geliyonım, oyunu sadece haftada
bir kez seyrediyorum ve dahası, haftada sadece
bir kez prova yapıyorum" diyen sanatçı. oku-
mavı çok sevdiği için. sahne almayı bekleyerek
geçirdiği yıllarda hiç sıkılmadığını. hatta sıkı-
lmaya fırsat bulamadığını söylüyor. Artık yaş-
landığını ve vorulduğunu söyleyen Seabrooke.
yine de "Fare Kapanı"nı özleyeceğinı düşünü-
yor: "Fare Kapanı, harika bir oyun, çok akıllıca
yazümış. Boşuna sornıayın, katiİin kim olduğunu
sö\ letemezsiniz."
Neyire Güllşık 'aşövalyelik nişam
Kültür Servisi - İstanbul Ünı versitesi Edebiyat Fakültesi
Batı Dılleri ve Edebiyatlan İtalyan Dili ve Edebiyau
Anabılim Dalı Başkanı Prof. Neyire Gül Işık'a, italyan
hükümeti tarafından "İtalya Şövalyelik ve Liyakat
Nişanı"\erildi. Işık'aödülü. italyan dili ve edebiyau
konusunda verdiği dersler ve konferanslar ile yaalan
çev ırileri. inceleme v e araştırmalanndan dolayı verildi.
Dünya Devrlm Şavkıları
Kültür Servisi - Çeşitli uluslann protest müziğjnin yer aldığı
"Dünva Oev rim Şarkılan-Red Songs" adlı serinin ikinci
kaseti deçıktı. Kalan Müzik Yapım'ınçıkardığı serinin
ikinci kasetinde 'Enternasyonal', 'Çav Bella", 'Donna
Donna' gibi bilınen şarkılann orijinaileri de ver alıyor.
Kasette yer alan şarkılar şunlar:
Beila Ciao (İtalya). Plaine Ma Plaine (Kıalordu Korosu),
El Pueblo Unido Jamas Sera Vencido (Şili). Melnıstscha Sa
Ziment (Bulganstan). Hey Gökler(Türkiye), VVatani
Laysa Hakiba (Filistın), Galopa Murrieta (Arjantin), God
Save Ireland (İrlanda), Cuendo Tenga La Tierra (Küba),
Donna Donna (Yahudi-Joan Baez), Venceremos(Şili), Le
Chant E)es Marias (Bataklık askerleri şarkısı), L'Annee De
L'ebre (İspanya), LTnternationale(Fransa).
Kasetin tanıtımyaasında. "Herşarkının biröyküsüvar.
Her ülkenin, her ulusun da bir çok direniş şarkısı. 'Dünya
Devrim Şarkılan' serisınin bu ikinci albümünde. çeşitli
ülkelerin direniş şarkılanndan seçkin örneklersunmaya
çalıştık size. Şarkılann kardeşliğiyle..."deniyor.
Muhittin Köroğlu'ndanportreler
Kül tör Servisi-Muhittın Köroğlu'nun portre
çahşmalanndan oluşan kankatür sergisi. Nişantaşı
"Yeniden Sanafta sanatseverlerin beğenisine sunuluyor.
28 şubat tanhine kadar açık kalacak sergideki çalışmalar
arasında Semih Balaoğlu. Turhan Selçuk. Ferruh Doğan,
Süleyman Demirel, Kamıl Masaracı ve Semih Poroy gibi
isimlerin portreleri de yer alıyor. (Valıkonağı Cad.
Kodaman Sok. No. 13 3 Nişantaşı)
'Şiir ve Arp Resitali'
Kültür Servisi - Sanat Tanhı Derneği ile Artemis Sanat
Merkezı'nın birlıkte düzenlediklen "Şiir ve Arp Resitali"
Osmanbey'deki Artemis Sanat Merkezı'ndecurnartesi
giinü saat 15.00'tegerçeklcştirilecek. Etkinlikte, İstanbul
Universitesı öğretım üyesi doçent Ümit Tunak Ersevim
eşliğınde Deviet Tiyatrolan sanatçısı Tijen Par ve Şehir
Tiyatrolan sanatçısı Argun Kınal. Shakespeare'in
Soneleri'nden seçmeler sunacaklar.
KaıhköySanat Günkri
Kültür Servisi - SHP Kadjköy Gençlik Komisyonu,
cumanesı günü saat 12.3Ö'da Caddebostan Kültür
Merkezi'nde. Kadıköy Sanat Günleriadı altında bir şenlik
düzenleyecek. Programda Grup Kesmeşeker. Prof. Dr.
Erdal Atabek ve 'Son' adlı oyunla Tiyatro Mağma yer
alacak. Göstenler ücretsiz olarak izlenebilecek.
Aıtisan'dakarmasergi
Kültür Serv isi - Artısan Sanat Galerisi'nde Orhan Peker.
Burhan üygur, Avni Arbaş. Cihat Burak. Nedim Günsür,
Komet. Mustafa Pilevneli ve Utku Varlık'ın yapıtlanndan
oluşan karma resim sergisi sürüyor. Sergi, 4 mart tanhine
kadar sanatsev erlerin ziyaretine açık olacak.
Kağıtçı'nın resimleriMineSanat
GalerisVnde
Kültür Serv isi -Genç sanatçı Reyhan Kağıtçı. dört yıllık bir
aradan sonra venı calışmalarını Mıne Sanat Galensi'nde
sergılevecek. 1961 vılında İstanbul'dadoğan Reyhan
Kağıtçı. 1984'teMannara Universitesı Atatürk Eğitim
Fakültesi Resim Bölumü'nden mezun oldu. 1986 yıhnda
MimarSinan ÜnıversıtesiGüzelSanatlar Fakültesi Resim
Anasanat Dalı'nda AdnanÇokeratohesindeyüksek
lisansöğrenımıni tamamladı. 1986'danbuyana çeşitli
karma sergilerc katılan sanatçı ilk kişisel sergısıni 1989
Mİında açtı. Türkiye'deve Hollanda'da öze!
kolcksıvonlarda vapıllan bulunan sanatçının biryapıtıda
Ru>\aCumhunvetı'nın başkenti Moskova'daOriental
An Museum'dasüreklisergidedir. Reyhan Kağıtçı.sanat
anlay ışını şöy le açıklıy or: "Resim sanatına y aklaşımım
düşünsel ve kurgusaldır. Doğa venesnelerkarşısında
duyusal değil düşünsel tavıralıyorum. Kendimi çağdaş bir
dille ifade etme v e kendıme özgü düzenler oluşturma çabası
içınde> im." Sanatçının resimleri. 4 mart ile 7 nisan tarihleri
arasında görülebılır. (33745 86)
Ankara Deviet Tiyatrosu
KAYSERİ (AA)-Ankara Dev let Tiyatrosu oyunculan.
"Bir Kadın. Bir Erkek Vardı" adlı oy unu y ann ve cuma
günü Kayseri'de sahnelevecekler. Ferdi Merter'in yaap
yönettiği 2 bölümlük oyunda, Şebnem Kabaoğlu ve Ali
îpin. baskıdönemindeyargılanmaktankorkarakbirçatı
katına sığınan iki tiyatro oyuncusunucanlandmyorlar.
Oyunu, Kayserili tiyatroseverlerBeiediyeŞehır
Tiyatrosu'nda izleyebilecekler.
CemalReşit Rey'de 'Sesin Evreni'
Kültür Servisi - Prof. Yıldız Dağdelen, bugün saat 17.00'de
Cemal Reşit Rey KonserSalonu'nda 'Sesin Evreni"konulu
birkonferans verivor. Girişin ücretsiz olduğu konferans;
'Neden müzik dinliyoruz". "Sesin evreninı tanıyabilmek",
'Doğuşkanlar (armanokiler) ve bunların müzikte,
iletişimde veyaşamımızdakı etkileri. gücü", "Dr. Alfred
Tomatis'in araştırmalan: Kulak-ses, kulak-beden ilişkisi,
etnık kulak'gıbi bölümlerden oluşuyor. Konferansta
aynca. ses bandı vevıdeoileörneklergösterilecek.