27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAVFA CUMHURIYET 2 24 ŞUBAT1994 PERŞEMBE KÜLTÜR Akdenizsanatoıngizemi varBu yılki Bologna Sanat Fuan çerçevesinde gerçekleştirilen Tarklılıklann Çekiciliği' başlıklı sergide Türkiye'den altı sanatçı, işlerini Yunanlı ve Romen sanatçılarla aynı mekanda sergiledi. AHTJANTMEN "Farklılıklann Çekiciliği"... Bu yılkı Bologna Sanat Fuan çerçevesinde gerçekleştirilen ve bu başlık altında yer alan bır sergide. Türkiye'den altı sanatçı, işlerini Yunanlı ve Romen sanatçılarla aynı mekanda sergileyerek farklılıklann çekicili- ğini ortaya koydular. Ünlü İtalyan sanat ' eleştirmeni ve küratör (İtalya'va Joseph Beuys'u tanıştıran kişi olarak da tanınıyor) Lucrezia de »... _, Domizio Durini'nın 1990da Gınt'te düzenlenen ve Akdeniz bölgesi sanatçılannı bır araya getıren sergideki "ruhu" bir anlamda yeniden yakalamak amacıyla düzenlediği sergide toplam 18 sanatçı yer aldı. Türkiye'den Ahmet Öktem, Erdağ Aksel, Serhat Kiraz, Teoman Madra, İnci Eviner \e Handan Börüteçene'nin katıldığı sergi konusunda Beral Madra. Ahmet Öktem ve Serhat Kiraz ile görüştük... - Bologna Sanat Fuan içinde yer alan bu sergiden söz edebilir misiniz? "'•• , . 5 . A/.- İtalyan sanat eleştirmenı ve sergi ylpımcısı Lucrezia de Domizio Durini. Girit'te başlatılan ve Akdeniz kimliği üzerine kurulan kavramın Rodos'ta tekrarianmasını sağladı. Orada da yine Akdeniz ülkelerinde yaşayan sanatçılann bugünkü dünya sanatı içındeki konumlannı ve yapılan işlerdeki Akdeniz kimliğini sorguiuyordu. Bütün bunlar tabıı hepimızı ilgilendiren konular. Bologna Sanat Fuan'nda bize bir mekan verdiler ve Dunni Yunanıstan'dan. Romanya'dan ve Türkiye'den sanatçılan davet etti. Tabii şu anda bu üç ülkede belli ölçüde bir ^ Sianş var. Bu dikkati çeken bir şey. Bu iş. sanat düzeyinde ele alındığı zaman belli bir diyalog ortaya çıkıyor ve insanlar en azından bır sergide bir araya gelip birbirleriyle ilişki kurabiliyorlar. l Romanya'dan altı sanatçı geldi. bu sanatçılann ' • seçimini Romanya Sanat Enstitüsü'nün Venedik'- İnci Eviner- Ahmet Öktem D ıörtyılönce Girit'te düzenlenen Akdeniz Bölgesi sanatçılannı bir araya getiren sergideki 'ruhu'bir anlamda yeniden yakalamak amacıyla düzenlenen sergide toplam 18 sanatçı yer aldı. Tarklılıklann Çekiciliği' başlıklı sergiye Türkiye'den Ahmet Öktem, Erdağ Aksel, Serhat Kiraz, Teoman Madra, İnci Eviner ve Handan Börüteçene katıldı. teki başkanı Coriolan Babettiyapmıştı. Bu seçim ıl- ginçtı çünkü Romanya'da tamamen ızoiasyon içinde yaşamış olan sanatçılan getınnıştı. Serginin adına bir gönderme vardı; burada çok büvük bır fark ortaya konmuştu. Bizım işlerimizın çoğunluğu enstalasyondu, Yunaniılann ışlerinın birbölümüdeövleydı fakat Romeniervalnız resim getirmişlerdi hatta post-empresyonıst tatlarda diyebileceğımiz resimler getınlmiştı, ıkona gönderme \apan resimler de vardı. Tab» bıze bıle bu çok ters geldi. Ama bir gelencği göstenyordu ve sıfır noktası gıbı bır şeydı bu. Bir kopukluî. oldu. o kopukluk öneesinde bu vardı gibi... Yunanıstan'- dan bızım tanıdıgımız sanatçılar vardı. Dimitri Alithinos. E. Papafiüpa vardı. diğer bır sanatçı da arkeolojı. eskı eser ve bu konudaki kurumlaşmalar üzerine aldatıcı bir yapıt vapmıştı. - Serginin başlığını göz önünde bulundurarak yapıtlar arasında bir karşıiaştırma vapabilir misiniz? B.M.- Esasında genelde bence bugunkü vapıt dili açısından büyük bir farklılık voktu. Bır enstalasvon nasıl oluşuyor? Önce bır düşünce ortaya çıkıyor. sonra sanatçının geçmişten bugüne kadar olan düşüncesını belli aşamalarda ortaya konuyor... Doğrusu bırkaç sanatçıda bu aynı çizgıyi görmek mümkündü. Her sanatçının kendi yaşadığı ortamla ilgilı problematıkler var. Bu problematıklerin ya da söyiemlerin dıle getirilmesinde farklılaşma var. Tabıı kı bızde farklı bir söylem var; çünkü Türkıye'nın kımliğinde çok yönlülük var. Aynca kitle küİturü ve azınlık kültü- rü arasındakı çelişkıler çok belirgin. Türkiyenın bakış açısı farklı. O fark da sanıv orum > üzyılın son yansına kadar kapalı olarak yaşamaktan dolayı bütün bu dünyayı yaymlar yoluyla ve görsel bir biçimde algılamaktan kaynaklanıyor. Türkive'de oturan sanatçı dünyayı çok iyi tanıvor: araştırma düzeyinde bıle tanıyabilıyor. Belkı Yunanlı sanatçılarda bu. bu kadar bövle değil onlar daha göçmen sanatçı. dünvavı daha çok dolaşıyorlar. o da belki ekonomik ve siyasal nedenlere bağlı. Ama Romen sanatçılann farklılığı bana çekıcı gelmedi. Oradakı farklılığın çok bunalımlı bir farklılık olduğunu görüyoruz. A.Ö.- Bu sergideki yapıtlann bır kısmını Morandi'nın amsına adamışİardı... bdyle bir şev yok arna bu sanatçılann ne demek istediğıne geçtığinız zaman her sanatçının kendi bi- rikımi içinde ipuçlan ve bu bolgeye ait bir takım kaygılann variığı ortaya konuyor. Ama gene de çok deneyimlı bır göz. bir aynm yapabilır belkı. Sıcak işler ve soğuk ışler olarak ayırabiliriz yapı- tlan. Sıcak ışler dedığimiz zaman daha kompleks, vîdece ussal değıl. ussallığın arkasında tam olarak adlandınlamayan bazı duygu ve düşüncelerin de varlığının saptanabildiği işler olarak algılayabiliriz. Gizemi daha ağırlıklı bence Akdeniz işlerinin. A.Ö.- Gerçekten net bir aynm yapmak çok zor. Ancak dışardan bir göz bu aynmı vapabilir. ayn- mlan farkedebilir. Eğer bir Akdenizli çok genel ta- nımıyla gerçekten sezgileri ağırhklı insan gibi değerlendirilebilirse, belki olabilir, bu da bir uy nmdır. S.K.- Ancak işleri göriip ayırdına vanlabiliyor. İnsanı nasıl belli bir zaman sonra ayırt ede- bılıyorsan. bu da öyle. Kuzeyli bir insanın davranı- şlanyla bir Akdenızli'nin davranjşlan nasıl farklıy- sa birbirinden, işlerini de öyle ayırt edebiliyorsun. Yaşayarak algılamak gerekiyor. .4.0- Ben müzikle bir bağlantı kurmak istiyorum... Norveçli caz sanatçılanndan kay- naklanan "kuzey cazı' diye bir tanımlama var... Oysa bu kuzey cazının dayanağı büyük ölçüde Uzakdoğu kültürü ve bu kültürü kendi kentsel özellikleriyle kaynaştıran şeyler yapıyorlar. Ama bu ne derecede kuzeye mal edilir... B.M.- Bir aynm da şöyle yapılabilir: Akdeniz verici bir bölge. doğurgan bir bölge... Çok kapsamlı kültürlerin varhğı ve farklı kökenden gelen ülkelerin yığıştığı bir bölge olduğu ıçin, bu bölge verici. esin kaynağı oluşturabiliyor dünyaya. Dışandan bu bölgeye gelip buradan alanlar var, bu bölgede yaşayıp da kendıne aıt olan birşeyi yo- rumlayanlar var. aynm bence burada belirginleşe- bılır; yani bir alıntı söz konusu olduğunda daha Handan Börüteçene - Erdağ Aksel Serhat Kiraz- Teoman Madra B.M- Morandi de izole bir sanatçı zaten... Onu kendilenvle özdeşleştirmişierdı... O da atölyesıne kapanmış ve bir tek tür resim yapmış bir sanatçı. - Türkiye'de yaşavan sanatçılann yaymlar yoluy- la da olsa dünyayı daha yakından izİe>ebildiğini, dünya sanat ortamına daha açık olduğunu söyleye- biliriz öyleyse... B.M- Evet. Türkive'de sanatçı hiç uzak değil dünya sanatına. Tamamen duyarlı... A.Ö.- Romen sanatçılar çok kapalıydı. Türkiyeli sanatçılarda o kapalı görüntü yok. B.M- Fuann düzevinde de üç dört Yunanlı sanatçı ve bizim işlerimiz çok üst düzeyde bir görünümdeydi. Hatta bizim işlerimiz biraz da avangard kaçtı. /l.Ö.-Genelyapısıylabızimfuardagerçekleştirdı- ğimizsergı.fuaranlayışınındışındabıretkınlıktı. - Türk ve Yunan sanatçılann vapıtlarının bir ara- da >er aldığı sergide, sivaset ne kadar vansımıştı sa- nata? B.M.- Mesela Yunanlı sanatçılardan Emilia Papafilipa'nın işinde bu vardı. Türkive ıle Yu- nanistan arasında ilışkılerin bir sonucuvdu vaptığı iş. Orada birgençleel sıkıştı ve bu elm fotokopisinı aldı el sıkışırken. Bu fotokopiden küçülterek kağıt- tan bır ızgara yaptı. Bu ızgaranın içinde baskıyla bir makas resmı vardı. Burada tabii ki bir gönderme vardı. Türkıve ıle Yunanistan arasında bırelsıkışma var. Bir diyalog var fakat budiyalog bir makasla -makasın ıfade ettiği birçok kavram vardır, tehlike. risk gibi- diyaloğu kesmek... Bizım işlerimizde çok sert bır siyasal gönderme yoktu ama hepsinin arkasında birhesaplaşma. bir söylem vardı. 'Akdeniz kimliği' kavramı temelinde düşünürsek, sergide yer aian işlerin kcndisindc böyie bir kimlik sezinlemek mümkün mü? B.M- Bu bıraz zor .. Bu konuda çok ıneeleme yapmak lazım. Şuradan çıkıyor; bunlann arkası- ndakı söyleme geçınce, yapstlann görünüşünde enelde bütün aydınlar ülkelerine şu mesajı veriyorlar.'Artık modernizmin çizdiği sınırlar içinde kalamayız, çeşitli kültürleri bir şekilde algılamak. anlamak ve öğrenmek zorundayız ve bunlardan yeni bir sanat ortaya çıkarmak zorundayız.' Biz de bunu söylüyoruz. Ustelik biz buna alışık bir ülkeyiz. başka. kendi içınden çıktığında olay daha başka - Örneğin; Zakir Hussein Hindistan'da ustadır ama kuzeyli caz sanatçılarıyla ceşirli albümlere imzasmı artıktan sonra dürnada tanındı... Ör- nekler çoğaltılabilir. B.M- Burada sanatın tanıtımı meselesı var. bunu kım en ıyı başanvor meselesı var. Sanat her verde var dünvada. Ama bunu bulup çıkartmak. dünyaya vaymak. Bütün mesele burada. Bunu vapamavan sanatçısını da sanatmı da ortaya çı- kuramıyordemcktır var olsa bile Veniden 'Akdeniz kimliği" sonınuna dönersek... Bu sanatçdara bir kimlik yakıştırmak, onJarr bö>le tanımlamak gereldi mi? B \l- Hayır gereklı değıl, böyle bır kımlığı vüklemek. Ama. benim baştan ben savunduğum bir şey var. Sanatın tanıtımı sorunlan bu bölgede ortak olduğu için bu ortaklıktan bir sonuç çı- kararak bunu dünyadakı >enne oturtmak söz konusu. Fakat bunu göstenrken. bazı vollara başvurmamız gerekiyor. Bu yollardan bınsı de birtakım ortak sergiler düzenleyerek. bunlan daha etkin bir biçimde duyurmak. Tek başımıza vapamadık bunu; çok açık bir şey. B.M.- Bu sergilerin çoğalması lazım. Bu alı- şvenşın. gidış gelişın yoğunlaşması lazım ki hepsinden ortak bir manifesto çıksın... S.K.- Bizım burada kenarda köşede kalmış taş parçası dı>e baktığımız vealıp bır kenara attığımız parçaları Avrupa'da müzelerde baş köşelerde görüp de gen döndüğümüzde nasıl çok farklı bakı- yorsak .Tiirkiye'de sanata da o şekilde bakılıyor. - Fuar çercevesinde gerçekleştirilen konferansta neler konuşuldu? B.M- Farklılığın nasıl bır araya gelip bır dıjalog oluşturacağı temel konu. Burada iki bakış açısı var. Bir kere kendi bakış açımızı götürmüş oluvoruz. Yüzyılın sonunda konumumuzun değişmesı. her yerin merkezolduğu bırdünyada merkez olma du- rumuna geçmemiz ve bu geçişteki sözümüzün ne olduğu. Oysa modern sanatı dünyaya yaymış olan ülkelerin durumu başka; çünkü onlar artık çevre ulkelennı de hesaba katmak zorundalar ve devamlı bunu sorguluyorlar.. "Biz bunu hesaba katarken kimliğimizi yitirecek mijiz, eriyip gidecek mi kendi ortaya koyduklanmız. \oksa biz bugüne kadarki bi- rikimimizi yeni bir oluşum olarak ortaya kotabile- cek miviz?' Onlann da sorusu bu 15yıldıröldürülmeyi bekleyen kadın Kültür Servisi - Dünyanın en uzun süredir ke- sıntisiz olarak sahnelenmekte olan oyununda. en uzun süredir yedek oyuncu olarak görev alan Nancj Seabrooke. 79yaşında emekli olmaya ka- rar verdı. Seabrooke. 1952 yıhnda perde açan ve bugü- ne kadar tam 17 bin kez sahnelenen Agatha Christie'nin ünlü oyunu "Fare Kapanı"nda. 15 ayn oyuncunun "Bayan Boyle" rolüne çıkama- yacak kadar hastalanmasını bekleyerek geçirdi 15 yılhk meslek yaşamını. Başkalanrun talihsiz- likleri sonucu 72 kere bu rolü oynama fırsatını da buldu. Son dört yıldır hiç sahneye çıkma "fırsatı" bulamayan 79 yaşındaki oyuncu da artık emekli olmaya karar verdiğini açıkladı ve 12 mart tarihinde gerçekJeştirilecek olan "jiibite"- de son kez sahneye çıkacak; üstelik meslek ya- şamında ilk kez, kimsenin hastalanmasını bekle- meden sahneye çıkmış olacak. "Fare Kapam". bir çok rekora sahip bir oyun. 44 ülkede. 24 ayn dilde sahnelenen oyunu, bu- güne kadar dokuz başbakan ve 10 cumhurbaş- kanı seyretmiş. 263 ayn oyuncunun rol aldığı oyunun fuayesinde. 300 ton dondurma, 63 bin galon da içki tüketilmiş. Sahne arkasında çalı- şan görev üler ise bugüne kadar tam 76 mil uzun- luğunda gömlek ütülemek durumunda kalmı- D,ünyanın en uzunsüredir kesintisiz olarak sahnelenmekte olan oyunu Tare Kapanfnda en uzun süredir yedek oyuncu olarak görev alan Nancy Seabrooke, 79 yaşında emekli oluyor. Seabrooke, 15 yılda 'Bayan Boyle' rolünü sadece 72 kez oynama fırsatını buldu. şlar. 1952 yıhnda ilk kez Sir Richard Attenboro- ugh ile Sheila Sims'in rol aldığı oyunda. yapımı yenilemek amacıyla her yıl oyuncu kadrosu de- ğiştiriliyor. Ancak Bayan Boyle rolünün yedek oyuncusu son 15 yıldır hiç değişmiyor. Yedek oyunculuk görevini zevkle yerine gctirdiğinı söyleyen Seabrooke, bu 15 yıl boyunca sadece bir kez asıl oyuncu olmaya aday olmuş. İşine başlamasının ikinci yıhndaki bu adayüğı kabul edilmeyince. bir daha bövle bir talepte bulun- tnamış. "Eğer bir role secilmediyseniz, diğer adayı daha çok beğendikleri içindir. siz korkunc bir hata yaptığımz için değil" dıyor Seabrooke. Kraliyet Sanat ve Drama Akademisi'nden mezun olduktan sonra bir süre VVest End'de sahne yöneticisi olarak cahşan Seabrooke. Ber- nard Shaw'un ünlü oyunu "Pygmalion"un te- levizyon uyarlamasında rol aldı ve "Fare Ka- panı"ndan teklıf geldiği sırada Sir Ralph Ric- hardson ve Celia Johnson ile bırlikte "The King- fisher" ovununda oynamaktaydı. "Hiçbir za- man bir yıldız olmav ı istemedim. Hiçbir zaman, 'ilcrlemck için bir fırsat çıksa keşke" gibi bir dü- şüncem de olmadı. Yedek oyuncu ülmanın yavaş ritmi hoşuma gitti. Oyun başlamadan bir saat önce tiyatroya geliyonım, oyunu sadece haftada bir kez seyrediyorum ve dahası, haftada sadece bir kez prova yapıyorum" diyen sanatçı. oku- mavı çok sevdiği için. sahne almayı bekleyerek geçirdiği yıllarda hiç sıkılmadığını. hatta sıkı- lmaya fırsat bulamadığını söylüyor. Artık yaş- landığını ve vorulduğunu söyleyen Seabrooke. yine de "Fare Kapanı"nı özleyeceğinı düşünü- yor: "Fare Kapanı, harika bir oyun, çok akıllıca yazümış. Boşuna sornıayın, katiİin kim olduğunu sö\ letemezsiniz." Neyire Güllşık 'aşövalyelik nişam Kültür Servisi - İstanbul Ünı versitesi Edebiyat Fakültesi Batı Dılleri ve Edebiyatlan İtalyan Dili ve Edebiyau Anabılim Dalı Başkanı Prof. Neyire Gül Işık'a, italyan hükümeti tarafından "İtalya Şövalyelik ve Liyakat Nişanı"\erildi. Işık'aödülü. italyan dili ve edebiyau konusunda verdiği dersler ve konferanslar ile yaalan çev ırileri. inceleme v e araştırmalanndan dolayı verildi. Dünya Devrlm Şavkıları Kültür Servisi - Çeşitli uluslann protest müziğjnin yer aldığı "Dünva Oev rim Şarkılan-Red Songs" adlı serinin ikinci kaseti deçıktı. Kalan Müzik Yapım'ınçıkardığı serinin ikinci kasetinde 'Enternasyonal', 'Çav Bella", 'Donna Donna' gibi bilınen şarkılann orijinaileri de ver alıyor. Kasette yer alan şarkılar şunlar: Beila Ciao (İtalya). Plaine Ma Plaine (Kıalordu Korosu), El Pueblo Unido Jamas Sera Vencido (Şili). Melnıstscha Sa Ziment (Bulganstan). Hey Gökler(Türkiye), VVatani Laysa Hakiba (Filistın), Galopa Murrieta (Arjantin), God Save Ireland (İrlanda), Cuendo Tenga La Tierra (Küba), Donna Donna (Yahudi-Joan Baez), Venceremos(Şili), Le Chant E)es Marias (Bataklık askerleri şarkısı), L'Annee De L'ebre (İspanya), LTnternationale(Fransa). Kasetin tanıtımyaasında. "Herşarkının biröyküsüvar. Her ülkenin, her ulusun da bir çok direniş şarkısı. 'Dünya Devrim Şarkılan' serisınin bu ikinci albümünde. çeşitli ülkelerin direniş şarkılanndan seçkin örneklersunmaya çalıştık size. Şarkılann kardeşliğiyle..."deniyor. Muhittin Köroğlu'ndanportreler Kül tör Servisi-Muhittın Köroğlu'nun portre çahşmalanndan oluşan kankatür sergisi. Nişantaşı "Yeniden Sanafta sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. 28 şubat tanhine kadar açık kalacak sergideki çalışmalar arasında Semih Balaoğlu. Turhan Selçuk. Ferruh Doğan, Süleyman Demirel, Kamıl Masaracı ve Semih Poroy gibi isimlerin portreleri de yer alıyor. (Valıkonağı Cad. Kodaman Sok. No. 13 3 Nişantaşı) 'Şiir ve Arp Resitali' Kültür Servisi - Sanat Tanhı Derneği ile Artemis Sanat Merkezı'nın birlıkte düzenlediklen "Şiir ve Arp Resitali" Osmanbey'deki Artemis Sanat Merkezı'ndecurnartesi giinü saat 15.00'tegerçeklcştirilecek. Etkinlikte, İstanbul Universitesı öğretım üyesi doçent Ümit Tunak Ersevim eşliğınde Deviet Tiyatrolan sanatçısı Tijen Par ve Şehir Tiyatrolan sanatçısı Argun Kınal. Shakespeare'in Soneleri'nden seçmeler sunacaklar. KaıhköySanat Günkri Kültür Servisi - SHP Kadjköy Gençlik Komisyonu, cumanesı günü saat 12.3Ö'da Caddebostan Kültür Merkezi'nde. Kadıköy Sanat Günleriadı altında bir şenlik düzenleyecek. Programda Grup Kesmeşeker. Prof. Dr. Erdal Atabek ve 'Son' adlı oyunla Tiyatro Mağma yer alacak. Göstenler ücretsiz olarak izlenebilecek. Aıtisan'dakarmasergi Kültür Serv isi - Artısan Sanat Galerisi'nde Orhan Peker. Burhan üygur, Avni Arbaş. Cihat Burak. Nedim Günsür, Komet. Mustafa Pilevneli ve Utku Varlık'ın yapıtlanndan oluşan karma resim sergisi sürüyor. Sergi, 4 mart tanhine kadar sanatsev erlerin ziyaretine açık olacak. Kağıtçı'nın resimleriMineSanat GalerisVnde Kültür Serv isi -Genç sanatçı Reyhan Kağıtçı. dört yıllık bir aradan sonra venı calışmalarını Mıne Sanat Galensi'nde sergılevecek. 1961 vılında İstanbul'dadoğan Reyhan Kağıtçı. 1984'teMannara Universitesı Atatürk Eğitim Fakültesi Resim Bölumü'nden mezun oldu. 1986 yıhnda MimarSinan ÜnıversıtesiGüzelSanatlar Fakültesi Resim Anasanat Dalı'nda AdnanÇokeratohesindeyüksek lisansöğrenımıni tamamladı. 1986'danbuyana çeşitli karma sergilerc katılan sanatçı ilk kişisel sergısıni 1989 Mİında açtı. Türkiye'deve Hollanda'da öze! kolcksıvonlarda vapıllan bulunan sanatçının biryapıtıda Ru>\aCumhunvetı'nın başkenti Moskova'daOriental An Museum'dasüreklisergidedir. Reyhan Kağıtçı.sanat anlay ışını şöy le açıklıy or: "Resim sanatına y aklaşımım düşünsel ve kurgusaldır. Doğa venesnelerkarşısında duyusal değil düşünsel tavıralıyorum. Kendimi çağdaş bir dille ifade etme v e kendıme özgü düzenler oluşturma çabası içınde> im." Sanatçının resimleri. 4 mart ile 7 nisan tarihleri arasında görülebılır. (33745 86) Ankara Deviet Tiyatrosu KAYSERİ (AA)-Ankara Dev let Tiyatrosu oyunculan. "Bir Kadın. Bir Erkek Vardı" adlı oy unu y ann ve cuma günü Kayseri'de sahnelevecekler. Ferdi Merter'in yaap yönettiği 2 bölümlük oyunda, Şebnem Kabaoğlu ve Ali îpin. baskıdönemindeyargılanmaktankorkarakbirçatı katına sığınan iki tiyatro oyuncusunucanlandmyorlar. Oyunu, Kayserili tiyatroseverlerBeiediyeŞehır Tiyatrosu'nda izleyebilecekler. CemalReşit Rey'de 'Sesin Evreni' Kültür Servisi - Prof. Yıldız Dağdelen, bugün saat 17.00'de Cemal Reşit Rey KonserSalonu'nda 'Sesin Evreni"konulu birkonferans verivor. Girişin ücretsiz olduğu konferans; 'Neden müzik dinliyoruz". "Sesin evreninı tanıyabilmek", 'Doğuşkanlar (armanokiler) ve bunların müzikte, iletişimde veyaşamımızdakı etkileri. gücü", "Dr. Alfred Tomatis'in araştırmalan: Kulak-ses, kulak-beden ilişkisi, etnık kulak'gıbi bölümlerden oluşuyor. Konferansta aynca. ses bandı vevıdeoileörneklergösterilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle