25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 ŞUBAT1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOM 11 Mapmarabank ulustararası toptonû düzenledi • Ekonomi Servisi- Marmarabank'ın sponsorluğunu yaptığı, Dışişleri Bakanhğı himayesinde düzenlenen Uluslararası yuvarlak masa toplanüsı ttalya'da gerçekleştirilecek. 25-26 şubat tarihleri arasında John Hopkins Üniversitesi'nde yapılacak toplantıda "Yugoslavya ve SSCB'nin dağılmasıyla Türkiye'nin Avrupa'daki yeni konumu tartışılacak. Balkanlarve Karadeniz bölgesindeki çözülmelerinin ardından, Türkiye'nin şubat 19?2'de başlatüğı Karadeniz İşbirliği ProjesiyleAvrupa Topluluğuna tam üyelik için yapılan çalışmalara da değınilecek. Türk veyabancı bürokratlar ile bilim adamlanrun kaülacağı toplantıda Türk bilim adamlan da yer alacak. ŞİRKETLER • HALK SİGORTA Toros Holding bünyesinde bulunan Akdeniz Gübre Fabrikası'run bir kısmıru ve E>emisaş'ın Bilecik'te bulunan tesislerini güvence aluna aldı. • PRICENVaterhouse, Uluslararası AISEC Kongresi'nin sponsorluğunu üstleniyor. TOYOTA©©-™™- trilyon lira olan sermayesini 2.5 trilyon liraya çıkardı. • HALK t Yaşam Sigorta Genel Müdürlüğü'ne asaleten Ali Behlil, Mali İşler ve Idari İşlerden sorumlu Genei Müdür Yardımcılığı'na Turgut Polat, Teknik Operasyon ve Hasardan Sorumlu Genel Müdür YardımcıliğTna İrfan Önel atandı. • AGF GARANTt Sigorta, Kula Mensucat Sanayi'nin Izmir Bayraklf daki fabrikasınm 280 milyarlık kısmınıyangınveek teminatlara karşı sigortaladı. • GÜNEŞHayatSağlık Sigortası güvencesinde olan Egebank personeli ve ailelerinin poliçeleri yeniledi. ~ HEMEK Hayat Sigorta, İstanbul Havayollanna bagü çalışan 158 piIotu"Lisans Kaybı Sigortası" ile sigortaladı. • SERVL'S BUgisayar A.Ş, COMPAQ firmasinın PC ürünlenni piyasaya sürmeye hazırlanıyor. •GANTEK, Sun Microsystems Computer Corporation ile yaptığı anlaşma doğrultusunda, Sun ürünlenni yerli üretim sektörünün hizmetine sunacak. yeniledi. Eurodisney Eğlence Merkezi'nde düzenlenen "Çocuklararası Hızh Satranç Şampiyonası"nın sponsorluğunu üstlendi. •IŞIKLAR Holding A.Ş. Adana Kağıt Torba Sanayii'ni ambalaj malzemeleri grubuna dahil etti. Başbakan, yüksek kredi faizleri yüzünden sıkıntılı gittiği İSO Meclisi'nden şartlı destek aldı Çiller^in tek kozıı özelleştiııııe• Sanayicilere, "Bundan sonra sizi daha çok dinleyeceğim" diyen Başbakan Tansu Çiller, çok partili milli mutabakat hükümetinin krizi aşmak için önlem almasının daha zor olacağını savundu. • Çiller, ekonomiyi rahatlatacak 5 milyar dolarlık bir kaynağı başta PTT'nin T tahvilini satarak dış piyasalardan sağlayacaklannı anlattı. Başbakan, özelleştirmeyi kamuoyuna anlatacak zaman kalmadığını söyledi. Ekonomi Servisi - Başbakan Tansu Çil- ler sanayicilere "Artık sizi daha çok dinJe- yeceğün" dedi. tş dünyasının etkın kuru- İuşlanndan İstanbul Sanayı Odası'nın Meclis toplantısına katılan Başbakan Çil- ler, Türkiye'deki ekonomik sorunun kamu açıklan olduğunu vurguladı ve "çok partili milli mutabakat hükümeti" ile çözüm için kararlar alıp uygulamanın daha zor olacağını savundu. Kalıcı önlemler almak için. zamana, za- manı yaratmak için de taze parasal kayna- ğa ihtiyaç olduğunu kaydeden Başbakan, başta PTT'nın T tahvili sauşı ve dış piya- salardaki borçlanmalar olmak üzere mart ayı sonuna kadar 5 trilyon liralık taze kay- nak sağlayacaklannı müjdeledi. Krizi at- latmak için önümüzdeki dönem bütün umudunu özelleşürmeye bağlamış gözük- tü. Özelleştirmegibi temel konulan kamu- oyuna anlatıp ikna etmek için zaman kal- madığını, bu yüzden hemen uvgulamaya geçtiklerini söyleyen Çiller, bu tutumuyla sanayicilerden "aferin" aldı. Sakıp Sabancı PTTnin T'sinin sauşı için geç bile kalındığmı söylerken, diğer konuşmacılar Başbakan'a hep bir ağızdan yüksek faizuyansındabulundularve"Böy- İe giderse yatınm ve üretim tümden durur ve işsizlik artar" dediler. Sanayicilerin büyük bölümü, KİT'lerin satışı, devletin küçül- tülmesi ve kamu yükünün hafifletilmesi konusunda iş aleminin isteklerini yerine getirmesi halinde, Başbakan'a destekleri- nin süreceği mesajıru da verdiler. Paket yerine uygulama Sanayinin çökmesine izin vermeden kısa bir süre sıkıntılann paylaşılacağına işaret eden Başbakan Çiller, "kûnse paket program beklemesin, biz uvgulamaya dö- nük kararlar alıyonız'' dedi. Çiller, "Reel program" olarak tanımladığı önlemler di- zisinin üç hedefini "özeUeştirme, verimlili- ğin arttınlmasnıı esas alan KİT reformu ve içerideki üretimin dışa açılması" olarak sı- raladı. Başbakan Çiller, İSO Meclisi'ndeki ko- nuşmasında hükümeti devraldığı 7 tem- muz 1993 tarihi itibarijle durum tespiti yaparak başladı ve "Kendisinin de önceki nükiimet içinde bulunduğunu. ancak sadece para buimakla görcvli hazineden sorumlu olduğunu" yıneledı. Kamu açıklannın gel- diği noktayı gözler önüne seren Çiller. devletin topladığı 473 trilyon lira vergiyle, 217 trilyon liralık faiz ve 265 trilyon lirahk personel ödemelerini karşılayamadığını ifade etti. Türkiye'nin son 10 yılda terörü önle- mek için >aptığı harcamalann da savun- ma fonu hariç 826 trilyon liraya ulaştığını kaydeden Çiller. hükümetteki ilk iki ay- lannın da terörle geçtiğini, ekonominin öncelik sıralamasında geride kaldığını iti- raf etti. Terörle ilgilı gerekli harcamalann büyük bölümünün tamamlandığını söyle- yen Çiller. yine de bu konuya eğilmekten vazgeçilemeyeceğıni savundu. Uyumlu ve profesyonel bir bürokrat kadrosuna sahip olduklannı belirterek "Benim dışandan prens getirmeme gerek >ok" diyen Başbakan Tansu Çiller, her gece 2.00'ye kadar çalıştıklannı kaydettı. Çiller, krizi aşmak için Türkiye'yi rahatla- tacak ve zaman kazandıracak önlemleri şöyle sıraladı: 5 milyar dolar geliyor •PTT'nin Tsinin özelleştirilmesiyle il- gili yasa 10 gün perşembe günü Bakanlar Kurulu'ndan geçti. Ertesi gün konsorsi- yum geldi. PTT'nin özelleştirilmesinden 13 milyardan 22 milyar dolara kadar kay- nak bekliyorum. Sadece bu kaynak tüm sıkıntılan aşmaya yeter. Tnin satışından 2.2-2.7 milyar dolar arasında bir kaynak mart sonuna kadar geliyor. •Japonya'daki satış tamamlandı. Sa- murai satışından 750 milyon dolarlık kay- nak elde edildi. 6 martta ABD ve dünya piyasalannda Globe satışından 1 milyar dolara yakın kaynak bekliyorum. Toplu- ma eder 4-4.5 milyar dolar. • Mart başında Tofaş hisseleri satışın- dan da 500 bin dolar beküyoruz. Böylece 5 milyar dolarlık taze kaynağı iki ayda getir- mış oluyoruz. Emlakbank'ın Gebze'de "5 milyon taksitle konut" projesini Başbakan açıkladı Başbakan'danseçimaııalıtarı • Emlak Bankası'nın 3 bin 800 konutluk Gebze projesi Başbakan tarafmdan kamuoyuna açıklandı. Bunagörenet 50 metrekarelik bir daire, 85 milyon peşin, 2 milyon 650 bin taksitle satılacak. Taksitler her 6 ayda bir yüzde 25 artacak. Ekonomi Servisi- Başbakan Tansu Çiller, mart yerel seçimlen için hazırladığı paketlerin ilkini dün bakanlan ile İstanbul'da açtı. Çiller. Emlak Bankası'nın dargelirli vatandaşlan "kira öder gibi" ev sahibi >apmak için Geb- ze'de başlattığı ilk uygulamayı kamuoyuna açarken yaptığı ko- nuşmada. dargelirli vatandaş- lann da artık az peşinatla ve kira öder gibi ev sahibi olacaklannı söyledi. Çiller, dargelirli vatandaşlara sunduklan sosyal konutlann ge- Başbakan Tansu Çiller, dün bakanlan ile Emlakbank'ın ilk uv - gulamasınıkamuo>unatanıttı.(Fotoğraf: LJGURGÜNYÜZ) cekondu yapım maliyetinden daha ucuz olduğunu belirterek, "Zaten gecekondu sorununu da bu şekilde çözeceğiz" dedi. Çiller, 15 gün sonra 5 bin konutluk ikinci projenin de aynntılannı açıkla- yacaklannı ifade etti. Emlak Bankası Genel Müdürü Ayduı Ayaydın da, yapuğı konuş- mada, 3 milyondan başlayan tak- sitle dargelirli vatandaşlan konut sahibi yapacaklann söyledi. EMLAKBANK'IN PAKETİ 50 m2 I. SECENEK70 milyon TL peşin, 2 000 840TLtaksıt II. SECEHEK 70 milyon TL peşın. 24üncü ayda 60 milyon TL ara ode- me.2.570OO0TLtaksıt. III. SECEMEK 85 milyon TL pe- şm.2 650 000TLtaksıt. 75 W2 I. SEÇENEK 100 mılyon TL peşın, 4 310 000TLtaksıt II. SECEHEK 100 milyon TL pe- şın 24'uncüayda90milyonara odeme, 3 910.000 TL taksit III. SECENEK125 milyon TL pe- şın 4 010 000 TL taksit. 90m2 I. SEÇENEK 125 milyon TL peşın 5 240 000 TL taksit II. SEÇENEK 125 milyon TL peşın, 24'uncu ayda 110 milyon ara odeme, 4.740.000 TL taksit III. SECEHEK 150 milyon TL peşın, 4 930.000 TL taksit. Ayaydın, Gebze'de 50, 75 ve 90 metrekarelik 3 bin 800 konut üre- tecekk.- arsanın Hazine'den ucuz bir fıyatla alındığmı belirtti. Ayaydın, üretecekleri konutlan uygun peşinat ve taksitlerle orta ve düşük gelirli vatandaşlara sa- tacaklannı açıkladı. Ayaydm, net 50 metrekarelik alana sahip, bir oda bir salonu bulunacak bir daireyi 85 milyon peşın, ayda 2 milyon 650 bin tak- sitle satacaklannı söyledi. Ayaydın, 2 oda bir salonu olan 75 metrekarelik birdaireyi ise 125 milyon peşin, 4 milyon 10 bin taksitle; 3 oda, bir salonu olan 90 metrekarelik daireyi ise 150 mil- yon peşin 4 milyon 930 bin taksit- le satacaklannı açıkladı. Taksitler 10 yıl sürecek Ayaydın, 6 ayda bir yüzde 25 artacağını belırttiği taksitlerin 10 yıl süreceğira açıkladı. Ayaydm, altyapısı ve çevre dü- zeni ile çağdaş şehircilik anlayı- şından ödün vermeden üretecek- leri ucuz konutlann ilk ayağını îstanbul-lzmit arasında Gebze'- de başlattıklan belirterek, arkası- ndan başka büyük projelerin de olacağını açıkladı. Akaryakıtzamlarmııı mazeretiyok Türkiye,petrolügeçenyıl son 5 yılın endüşükmaliyetiyle ithaletti ANKARA (ANKA> Türki- ye, geçen yıl son beş yılın en ucuz petrolünü ithal etti. Itha- lattamiktaryönündeartışolur- ken ödenen fatura gittikçe ha- fifliyor. Ham petrolün toplam ithalat içindeki payı da giderek azahyor. Devlet Planlama Teşkilatı'- ndan (DPT) edinilen verilere göre, Türkiye geçen yıl 21 mil- yon 864 bin ton ham petrol it- halatında bulundu. Bunun karşılığj olarak da ithalaün ger- çekleştirildiği dokuz ülkeye 2 milyar 550 milyon dolarlık öde- me yapıldı. Buna göre, Türkiye ham petrolün varilini geçen yıl 15.8 dolardan ithal etti. Ham petrol ithalat miktan 1992 yılına göre artarken öde- nen tutarda azalma kaydedildi. 1992 yılında gerçekleşen 19 mil- yon 112 bin tonluk düzeye, gö- re ithalatta geçen yıl yüzde 14.4 oranında artış gerçekleşti. Tür- kiye. 1992 'de ithal ettiği petrole 2 milyar 632 milyon dolar öde- di. Buna göre. ithalat bedelinde yüzde 3.1 oranında azalma ol- du. Türkiye. 1986 yılında 14.6. 1987'de 18.7. 1988'de 15.2 do- lardan petrol ithal etti. 1989 yi- lında 17.9 dolar olan varil fıya- tı, 1990 yılının Ağustos aymda patlak veren Körfez kriziyle 23.9 dolara fırladı. Kriz sırasında 37.4 dolardı Türkiye, son yıllann en pa- halı petrolünü de 37.4 dolardan krizin yaşandığı dönemin ekim ayında italat etti. Varil fıyatı 1991de 19 dolara. 1992 yılında 18.7 dolara, geçen yılda da 19.8 dolara kadar düştü. Türkiye, geçen yıl ham petro- lü. en büvük kısmı Suudi Ara- bistan'dan olmak üzere. İran, Birleşik Arap Emırlikleri (BAE), Rus>a, Libya. Suriye. Mısır, Ukrayna ve Fas'tan ger- çekleştirdi. Çin'den yapılan it- halat ise geçen yıl durdu. Ihracat zirvesi Izmir'de ANKARA (AA): Türkiye İhracatçı- lar Meclisi'nin (TİM) 2. bölge top- lanüsı, 25 şubat cuma günü Izmir'de yapılacak. TİM'den yapılan açıklamaya göre, fınans piyasasındaki krizin ardından gerçekleşürilecek toplantı. Türki>e'- deki 52 ihracatçı birliğinin başkan ve yöneticilerinin katılımıyla ilk büyük özel sektör zirvesi olacaİc. Açıklamada, Başbakan Tansu Çiller ve ekonomiden sorumlu bakanlar ile Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı yet- kililerinin de davetli olduğu ihracatçı zirvesinin. Türkiye'nin dış ticaretteki sorunlannın tartışılacağı bir platforma dönüşmesinin beklendiği kaydedildi. TİM Başkanı Okan Oğuz, uygula- nan döviz, kredi ve faiz politikalan yü- zünden, ihracatın tıkanma noktasına geldiğini belirterek, İzmir'de gerekleş- tirilecek toplantının. çözüm aravışlan- na yönelik çabalara önemli katkısmın olacağını söyledi. Türkiye fiıracatçılar Meclisi'nin bi- rinci bölge toplantısı. 21 arabk tarihin- de Mersin'de yapılmıştı. KONUK YAZAR Merkez Bankası bilançosu ve para politikası Dr. ÖMER FARUK ÇOLAK GAZİÜNİV. İKTİSATBL. Türkiye ekonomisi son bir ayda gö- rülen değjşiklikler nedeni ile tam bir kao- sun içensine ginniş gibi ise de bu, aylık bir gelişmenin değil, uzun süredir var olan bunalımın adeta su yüzûne çıkmasıdır. Ancak yapılan tartışmalarda, bunalımın nedenleri sıralanırken, bu kaos, kısa süre önce alınan iktisadi kararlann sonuçlan olarak gösterilmektedir. Bundan dolayı kimileri de bunalımın kısa süreli olacağı- na ilişkin savlar üeri sürmektedir. Yani bir anlamda insanlara, "bu bir 'kabustu', uyandııuz ve kabus da bitti" demektedır- ler. Bugünkü bunalımın altında yatan te- mel etken "1990 yıh parasal prog- ranudır". (PP) Bu savımız birçoklan için şaşırua gelebüir. Çünkü 1990 PP son- rasında elde edilen sonuçlara bakıldığı- nda, programı başansız olarak nitele- mek mümkün değildir. Nitekim TC Merkez Bankasfnın yayunladığı bilan- çolan kullanarak basit bir analiz yaptığunızda, görülmektedir ki, MB 1990 PP, hedeflediği şu sonuçlara ulaşmışur: - MB, toplam büanço içerisinde ka- muya acılan kredilerin payını azaltmayı hedeflemişti. Bu hedef gerçekleşmiş ve MB'nin ıç varlıklan içinde kamuya açı- lan kredilerin pa>ı 1990 yılında. ciddi bir azahş göstererek % 15.0 dola>mda ger- çekleşmiştir. - tç varhklar içinde emisyonun payı da yûkselülerek % 39.8 olmuştur. - Merkez Bankası parasının (MBP) toplam bilanço içerisinde payı yükselmiş ise de yeterli düzeye erişememiştir. - MB bilançolanru kullanarak hesar> ladığımız bazı rasyolar aşağıdaki tablo- da özetlenmiştir. Bir MB başkanının da söylediği üzere. merkez bankalannın bi- lançolan, ülke ekonomilerinin aj- nasıdır. Işte biz bu aynada gördüklerimi- zi bu tablo ile özetlemeye çalıştık. ce bu yıl için geçerli olduğunu, bu yıl- dan sonra Hazine'nin MB kaynaklan- nı daha büyük oranda kullandığını görmekteyiz. Ancak bu nispi başan- nın ekonomiye maliyeti çok yüksek ol- muştur. Nasıl mı? Şöyle: Hazine para programı nedeni ile MB kaynaklanru 1990 yilında kulla- namamış, buna karşın 1990-1992 için geçerli olan kur makasından faydala- narak ve düşük faiz ile yurtdışında borçlanan bankalardan, yüksek faiz ile kredi kullanmıştır. Yani KİT ve Hazine. bankalann TCMBbllancosunalllşkln bazı rasyolar Kur riski oranı (Dış varlıklar/Dış yükümlülükler) Emisyon/lç varhklar Emisyon/Toplam bilanço Değerleme/Toplam bilanço Değerleme/iç varhklar Kamuya açılan kredi/iç varlıklar Bankacıhk Sek. Aç. Kre./iç varhklar 1989 58.9 26.9 17.1 43.3 68.3 25.3 9.8 1990 68.9 39.8 23.0 43.3 74.6 15.0 15.0 1991 73.4 36.7 22.0 33.5 55.9 39.5 9.1 1992 84.7 36.2 20.8 19.6 34.2 61.7 9.3 1993 88.6 38.8 21.4 12.2 22.0 69.5 11.5 Elde etmiş olduğumuz oranlanna bakarak TCMB'nin 1990 yılında uy- guladığı para programınm kamuya açılan kredi yönünde başansının sade- yurtdışından düşük faiz ile aidıklan kredileri (bu arada kur makasının açıkbğının MB tarafından saklandığını unutmayalım) yüksek faiz ödeyerek satın almıştır. Sonuçta. kamu kesimi bankalara rant sağlamış ve banka bilançolanna bakıldığında da görüldüğü üzere ban- kalar. bu yıllarda yüksek oranlı karlar ile çahşmışlardır. Ustelik bankalar. bu şekilde çalışarak, yani kamuya kredi vererek. diğer sektörlere kredi verme- leri halinde doğacak olan riskten de kurtulmuş oluyorlardı. Sanıyorum ki bundan daha rahat bir para kazanma şekli, başka hiçbir ülke- de yoktur. Bunu sağlayan ise "gelişmiş ülkelerde böyle yapılır, artık biz de PP yapıyonız" iddiasıdır. Gerçekte yapı- lan doğrudur. Ancak diğer ülkeler ile bizim ülke- mizdeki amaçlarfarklıdır. Diğer ülkelerde kişilerin ve kurum- lann. parasal bekJentilerini sağlıklı yapmalanna ve buna göre bir iktisadi davranış içensine girmelerini sağlamak amacı ile ilan edilen para programlan, Türkiye'de bilerek ya da bilmeyerek (böyle olduğunu zannetmiyorum) bazı kesimlere rant yaratmak amacı ile kullanılmıştır. Diğer yandan 1991 yıü seçimlen sonrasında bir türlü sağlanamayan si- yasi istikrar ve bunun sonrasında, he- defsiz uygulanan iktisat politikalan sonucu olarak. MB, Hazine'ye sade- ce para sağlanan bir kunım haline dönüştürülmüş ve böylece MB'nin bilançosu üzerindeki hakimiyeti tümü ile kaybedilmiştir. Yani MB'- nin, yasa ile verilen görevlerden birisi olan "para poHrikasını" yürütmesi o\anaksız hale gelmiştir. Bununla birlikte bankalar 1993'ün son çfyreğinden itibaren yükselen kurlar nedeni ile kapanan kur makası ve kısa süreli olarak yurtdışından borçlandıklan kredilerin ödeme dönemine gelinmiş olmasının da et- kisi ile açık pozisyonlannı nasıl kapa- tacaklannın kavgısına düşmüşlerdir. Yapılan devalüasyon nedeni ile yük- selen çığlıklann en büyük nedeni bu- dur. Sonuç olarak, Türkiye MB'nin sa- hip olduğu bu bilanço büyüklükleri ile istese bile, kısa süre içinde bir para programını yürütemez. Bunu yapa- bihnesi için her şeyden önce hükü- metlerin, devletin sahip olduğu fi- nansal kurum ve kaynaklan kullana- rak bazı kesimlere rant yaratmaktan vazgeçmesi gerekir. Bu olabilir mi? Herhalde bunun yanjtını medyumlara sormak gerek- miyor. IŞÇENIN EVREIMNDEN ŞÜKRAN KETENCİ Taşeron Belediyecilik Geliyor Istanbul'un belediye başkan adaylannın çeşitli tele- vizyon kanallarında art arda yapılan tartışmalarını, gele- ceğin sosyal politikalan anlamında dehşetle izliyorum. Sol, sosyal demokrat ideolojiler doğrultusunda, çağdaş, sosyal devlet anlamında düşünce üretilmesinden vaz- geçtik, demokratik-liberal çizgiye uygun düşünceler bile üretilmiyor. ANAP'ın adayı ilhan Kesici, partizanca ya- pılmış kadro şişkinliklerini işçi çıkarması ile eriteceğini söylerken, SHP'nin adayı Zülfü Livaneli, ilericilik adına ancak çalışmakta olan işçileri işten atmayacağını söylü- yor. Sonunda ikisi birden özelleştirmede görüş birliğine varıyorlar. Belediyelerin çeşitli alanlarındaki hizmetleri- ni özel şirketlere vererek halka ucuza ve doğru hizmet verileceğini savunuyorlar. Sonraki günlerde televizyon ve gazete haberlerini dikkatle izliyorum. Birilerinin, hiç değilse işçilerin çıkar örgütleri sendikaların bir tepkisini bekliyorum. Ses- soluk veren olmuyor. Galiba işverenlerden, TİSK'ten yardım istemek gerekecek. Sayın Refik Baydur, lütfen siz bir şeyler söyleyin. Siz bir süre önce Türkiye'de taşe- ronlaştırmanın çok büyük bir tehdit oluşturduğunu, üre- timin, sanayiin bu yolla mafyanın eline geçtiğini söyle- mek cesaretini göstermiştiniz. Lütfen bugünü değil, yarını yakalamak iddiasındaki belediye başkan adayla- rımıza, savundukları uygulamanın aslında özeUeştirme değil, taşeronlaştırma, üretim ve hizmetleri yasadışı el- lere bırakmak olduğunu anlatınız. Evet Sayın Livaneli, sizin "özeUeştirme" diye anlattı- ğınız, seçilirseniz yapacağınızı söylediğiniz uygulama- yaişyaşamında, "sendikasızlaştırma, taşeronlaştırma" deniliyor. Belediyelerin, örneğin sizin verdiğiniz örnek- lerle İETT, temizlik hareketleri, bir özel şirketedevredili- yor. Özel şirket bu işleri sendikasız, topiu pazarlık düze- ni olmaksızın, genellikle asgari ücretli, fazla çalışma gibi yasal hakları ödenmeksizin, bazen de kaçak çalış- tırdığı işçiler eliyle çok ucuza yaptırıyor, Hani siz işçi at- tırmayacağınız sözünü veriyorsunuz ya, onu da tutama- yacaksınız. Çünkü hizmetleri özel sektöre devrettiğiniz yerlerde, sendikal haklarını kullanan, toplu pazarlık dü- zeni ile ücretleri yükselmiş işçilerin çalıştınlmayacağı- na sizinle bahse girebilirim. Hizmeti özelleştirmenizin ardından ilk iş yüksek ücretli bol işçi atıp, düşük ücretli, yasal hakları kullandınlmayacak yeni işçi almak olacak- ör. Bugüne kadar bazı belediyelerde denenmiş bütün uy- gulamalar böyle olmuştur. Aslında bu uygulamalar, yasaya karşı hile ve suçtur. Ancak ülkemizde bunu önle- yecek birdenetim sistemi yoktur. Sendikasızlaştırma ve taşeronlaştırma, ülkemizin en büyük sosyal sorunların- dan biridir. öylesine boyutlanmış ve yaygınlaşmıştır ki bir avuç kalmış çağdaş sanayii için haksız rekabet ve tehdit aracı oluşturmuş, sonunda TlSK'in Genel Başkanı Refik Baydur'un yukarıda değindiğimiz yakınmasına ko- nu olmuştur. Türkiye'de işçinin yasal haklarının gaspe- dilmesi, sendikasızlaştırma, taşeronlaştırma uygulama- larının ilk başarılı örneklerini ne yazık ki sizin de benim de içinde olduğumuz, halk yığınlarının insan hakları ve demokraside umut bağladıkları basının büyük holding- leri gerçekleştirmiştir. Sayın Dinç Bilgin'den Yeni Asır 1 - da TGS'den nasıl kurtulduğunun öyküsünü dinleyebilir- siniz. ingiltere'de Murdac basın tekellerinde işçi grevle- rini kırarken ve işçi sendikalarına savaş açarken, grev kırıcıların eğitimi için Avrupa'dan işçi bulamadıklarını ve Yeni Asır'dan bilgisayar kullanımını öğretecek kursiyer götürdüklerini duymuş muydunuz? Basının büyük hol- dinglerinde birkaç ünlü kalem çok büyük ücretlerle, ba- zıları yarattıkları değere göre de değil, iş takipçiliğinde holdinge sağladığı çıkarlarla ölçülen ücretlerle iş bula- bilirken, işyerlerine sendikanın giremediğini, taşeron elindeki gazetelerin bütün teknik hizmetlerinde ise ge- nellikle vergisi, sigortası ödenmeksizin kaçak, kölelik düzeninde işçi çalıştırıldığını bilmiyor olabilir miyiz? Batı'nın liberal iktidar uygulamalarında da hiçbir za- man böyle şeyler olmaz. Çünkü yasal düzen, ya yargı kararları ya da işverenlerin dahi sosyal barış adına ka- bul ettikleri düzen içinde, bizdeki ücret uçurumları yok- tur. Toplu pazarlık düzeni ile sağlanan işçi haklarının uygulanması, ücretin dengeli dağılımı söz konusudur. işyerinde yapılan asıf iş ile başka şirketler eliyle yapılan yan işlerde çalıştırılanların ücretleri eşlenmiştir. Sendi- kasız, ucuza işçi çalıştırabilme olanağı olmadığı için, bu amaca yönelik taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma, işçi çıkarma olayları da yaşanmamaktadır. işyerlerine ka- çak işçi çalıştıran, mafya düzeni içindeki işletmelerin girmesi söz konusu değildir. Evet, umut etmeye hakkım olmadığını bile bile beledi- ye başkan adaylarımızın Türkiye'de sendikal haklar, işçi ücretleri, işçi hakları anlamında yasadışılık ve çok büyük bir tehdit oluşturan görüşlerine karşı çok ciddi bir tepkiyi boşuna bekledim. Şu dönemde belediyelerde ağırlıklı örgütlü olan Türk-İş'e bağlı Belediye-lş'in anlaşılan da- ha önemli sorunları var. Yöneticileri DlSK'e bağlı Genel- Iş'in defterini nasıl düreceklerinin derdinde. Onların top- lusözleşme yetkilerine yargıdan tedbir kararı aldırmak gibi önemli bir işleri var. Sorarsanız, DİSK'e bağlı Ge- nel-lş'in haksız olarak sosyal demokrat bazı belediye başkanları ile anlaşarak, işçiyi zorla çalmaya çalıştıkla- rını anlatacaklar. DlSK'e bağlı Genel-lş iseyetki sahteci- liği yaptıkları suçlamasına karşı, 12 Eylül öncesinde belediyelerde çalışan işçi çoğunluğun kendi üyeleri ol- duğunu, Türk-İş'e bağlı sendikanın yeniden üye yapmak zahmetine bile katlanmadan sahte listelerle bu işçileri üyesi gösterdiğini, üyelerini çaldığını söyleyecek. Onlar aralarında kan davasında birbiri ile uğraşırken, beledi- ye işçileri ve memurlarının geleceği çok ciddi bir ipotek altına alınıyor. Seçim kampanyasında, kamuoyuna işçi atılmasının, sendikasız, düşük ücretli işçi çalıştırmanın ideolojisi, belediyelerin taşeronlaştırılması pompalanı- yor. Belediye başkan adaylannın çağı yakalama adına, oy toplama adına belediyelerin geleceği için öngördükleri projeler, sosyal politika alanında değil sosyal demokrat ideolojiye, çağdaş liberal ideolojiye bile asla yakışma- yacak, çağdışı ilkelliği yansıtıyor. Gelin görün ki ne anla- ma geldiğini söyleyecek bir tek ses bile çıkmadığı için toplumda kabul görüyor. Bu çok ciddi bir tehlikedir. Ve aslında bu görüşleri savunanlara işçilerin, çalışanların oylarının gitmemesi gerekir. Gelin görün ki, ülkemizde aynı zamanda laiklik, ülke bütünlüğü, demokrasi, insan haklarının bütünü de tehdit altında. Ne yazık ki işçiler, çalışan kitleler oylarını kullanırken yakmamak da zorun- da. Oyumu sosyal politika alanındaki görüşlerine şid- detle karşı olduğum halde, sadece yakmamak. Refaha, ANAP'a oy vermiş konuma düşmemek için Zülfü Liva- neli'ye vermek zorunda kalacağım için, seçeneksiz kal- dığım için üzüntümü belirtmek istiyorum. Belki deçare- sizlikten, sağlıklı sosyal politika, sosyal demokrat politi- ka üretemeyen siyasi partilere daha çok kızıyorum. En ok da işçi hakları gaspedilirken birbirini gırtlaklamakla uğraşan sendikal kadrolara tepki duyuyorum. Tabii olup biteni kendilerini ilgilendirmiyormuş gibi seyreden işçi- ler adına boşuna üzülüyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle