27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 4 ŞUBAT1994PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Dlağanûstü hal uygulaması • ANKARA-Milli Güvenlik Kurulu'nun, Doğu v e Güneydoğu Anadolu'dakı lOilde olağanüstü halin 4 ay daha uzatılmasınayönelik tavsiye karannın ele ahndığı önceki giinkü Bakanlar Kurulu toplanusında. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın. uzatma karanndan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Toplantıda, baa SHP'ü bakanlann, "'Hükümetin tavn değişmezse, DEP'in seçimleri boykot etmesi önlenemez" eleştirisinde bulunduklan öğrenildi. Özer Çiller tedaviye alındı • tstanbul Haber Servisi- Başbakan Tansu Çiller'in eşi özer Uçaran Çiller, geçirdiği ani bir rahatsızlık sonucu evinde tedaviye alındı. Çiller'in 3 gün önce Yeniköy'deki evinde rahatsızlandıgı ve önce Haydarpaşa GATA'ya kaldınlmak istendiği öğrenildi. Ancak, doktorlann muayenesi sonucu evinde tedavisi sürdürülen Çiller'in rahatsızlığıyîa ilgili olarak eşi Tansu Çiller'e bilgi verildiği belirtildi. Yerlikaya'dan suç duyurusu • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)-Gültepe'de. "Düzen partilerine oy vermeyin" diyen gruba polisin ateş açması sonucu yaralanan Volkan Yerlikaya'nın avukatı Ercan Demir. suç duyurusunda bulunacağıru açıkladı. Olaylar sırasında yaralanan Gürhan Tamerde yaptığı açıklamada. kendilerine ateş eden polisi mahkemede teşhis ettiğini söyledi. İ2mir Emniyet Müdürii Kemal Yaacıoğlu ise polis memurlan hakkında soruşturma açacak bir neden bulunmadığını belirtti. SHPveCHP'den ortak aday • İSTANBLL(AA)- Şile'de. SHP ile CHP ilçe başkanlan arasında gerçekleştirilen sözlü anlaşma ile iki parti ortak adayçıkardı.CHP'li Şecaattin Güney. iki partinin ortak belediye başkan adayı oldu. SHP Şile Ilçe Başkanı Savaş San, ilçe örgütü olarak CHP adayı Şecaattin Güney'i destekleme karan aldıklannı, ancak SHP il yönetiminin bu karara bir süre karşı çıküğını belirtti. San, yapılan sözlü anlaşmaya göre Şecaattin Güney'in CHP'nin belediye başkan adayı, kendisinin de il genel meclisi adayı olmasının kararlaştınldığını belirterek, ilçe belediye meclisi üyeliği adaylıklannın da ortak oluşturulduğunu bildirdi. CHP'de huzursuzluk • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yerel yönetim adaylannın belirlenmesine ilişkjn yöntem CHP'de huzursuzluğa neden oldu. Jstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, genel sekreter yardımcılığı ve parti meclisi üyeliği görevlerinden istifaetti. Genel Başkan Deniz Baykal'ın isüfayı işleme koymadığı bildirildi. THYIojmanlan lİSTANBUL(AA)- TH Ynin daha önce de ihaleye çıkanlan, ancak sadece ikisinin satılabildiği lojmanlan, yeniden satışa sunuluyor. Ataköy 9 ve 10. kısımda bulunan 24 adet daire. 10 mart perşembe günüTHY Genel Müdürlüğü'nde ihaleye çıkanlacak. Yetkililer, 103 ve 128 metrekare büyüklükteki dairelerin muhammen bedellerinin, 1 milyar200 milyonija 1 milyar450 miJyon lira arasmda değiştiğini, satışla ilgili bilgiîerin, genel müdürlükten aünabileceğini bildirdiler. TV değişikliğî T\Servisi- HBBnin 21.15- 00.20 arasındaki yayın akışına "Serbest Kûrsii" adlı. çeşitli kentlerdeki belediye başkan ada>lannın 5'erdakika süreyle konuşacaklan program yayına alındı. Buna göre belirtilen sa- atler arasında kalanı yayın akışı şöyle olacak: 21.15 Yabana Film: Kızlar Okulu 22.45 Serbest Kürsü 23.25 Müzik 23.30 Serbest Kürsü 00.05 Haberler 00.20 Dizi: Hukuk Savaşı SHP Ankara Milletvekili Prof. Dr. Mümtaz Soysal: 'KIT'leri kiıııse satamaz' Soysal - Bu tah\ illeri almak için aptal olmak lazım. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP Ankara Milletvekili Prof. Dr. Mümtaz Soy- sal. TEK"in özelleşürilmesi amacıyla çıkan- lan yasayı iptal ettirmek için harekete gecer- ken, PTT'nin Tsine talip olan İngiliz "Bri- rish Telecom" firmasını da uyardı. Soysal. Başbakan Çiller'in. hisse senedine dönüştü- rülebilir tahvil araalığıyla satmaya çalıştığı PTT hisseleri için "Bu tahviUeri almak için aptal olmak lazım" dedi. PTTnin telekomünikasyon hizmetleri- nin özelleştirilmesini öngören düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi'nde iptal ettiren Mümtaz Soysal, PTT'nin T'şi için çıkanlan hisse senedine dönüştürülebilir tahvil yön- temine karşı harekete geçti. Yasayla değil, Bakanlar Kurulu karany- la Hazine tahvili çıkanldığı için işlemi dur- durmanın mümkün olmadığını söyleyen Soysal, satışın tahvil görünümünde olması- na karşın. British Telecom'la Türkiye ara- sında pazarhk yapıldığını söyledi. İngilizle- re, "Siz bu tahvilleri alm. Biz özelleştirme için Türk Telecom u kurunca hisselerinin yüzde 49'unu satacağız. Aldığınız 2.5 milvar dolarlık tahv illeri bu hisse senetlerinin yüzde 15'i yerine sayacağız" denildiğini ileri süren Soysal, vaade bağlı saüşın hukuk kurallan- na uygun olmadığını bildirdi. PTTnin tele- komünikasyon hizmetlerinin yüzde 15'inin nasıl ve kimler tarafından hesaplanarak 2.5 milyar dolar sonucu çıkanldığmın ve daha sonra yüzde-20 sayılmayacağırun bilinmedi- ğini söyleyen Soysal, Ingilizlerin de daha önce alınan iptal karannı düşünerek tahvil- leri ucuza almaya çahşabileceklerine dikkat çekti. Kamu Ortakhğı Idaresi (KOİ) Başkanı Tezcan Yaramancı'yı uyararak görevinin KÎT'leri yok pahasına satmak olmadığını hatırlatan Soysal. tahvil satışının da "sa- kat" bir işlem olduğunu bildirdi. Soysal, satışı engellemeve çalışacaklannı belirterek, "tngilizlere şunu söylüyoruz: 'Siz buraı alıyorsunuz, ama biz Tyi özelleştirme- yeceğiz.' Mücadelem bitmedi" dedi. Soysal; TEK iptal olmaya mahkûm TEK'in özelleştirilmesi amacıyla hazırla- nan yasa tasansının TBMM'de ANAP ve DYP'liler tarafından "hukukun kaşını gözü- nü yara yara" kabul edildiğini söyleyen Soysal. "Bu yasa Anayasa Mahkemesi tara- fından iptal edilmeye mahkûmdur" dedi. Yasanın 5. maddesinin, "devir sözleşmeleri- nin imtivaz sözleşmesi niteüğinde obnayaca- ğı" hükmünün anayasaya aykın olduğunu savunan Soysal. "Saöş, Daıuştay deneti- minden kaçırılmak isteniyor. İmtiyaz sözleş- meleri Danıştay tarafından uygun bulunmak zonındadır. Bu deviet, Osmanlı'nın verdiği imtiyazları yıkarak kuruldu. Şimdi aynı olay yapılmak isteniyor" diye konuştu. Soysal, iptal davası açmak için gereken 90 milletve- kili imzasını toplayacağını belirterek "tptal, peynir ekmek gibi bir şey. Bu yasayı iptal et- tireceğiz" dedi. SHP Grup Başkanvekili Ercan Karakaş da, açılacak iptal davasma destek olacağını belirtti. Enerji çahşanlannın sendikası Ener-Sen tarafından yayımlanan bildiriyle de yasa kınandı. Elektrik enerjisinin ül'ke kalkınmasında büyük önemi olduğuna dik- kat çekilen bildiride. yasanın "bir gecede oMubittiye getirikrek çıkanldığı" kaydedil- di. Bildiride. "Devlet çıkarlaruıı bir kenara iten, belli sermaye çıkarlarını öne alan böyle bir karan kuuyoruz ve iptali yönünde > apıİan çaljşmalara destek vereceğimizi biktiriyo- ruz" denildi. Yerel seçimler yaklaşırken, siyasi parti reklamlannda gülümseyen yüzler giderek çoğalıyor Hangipartûunrekkmudahahtandma?• Siyasi parti reklamlan bir başka bu seçimde. Ölçülü, rahat. güleryüzlü insanlar... Bazılan bakışlanyla sanki bütün sOrunlan kendisinin bir hamledeçözebileceği mesajını veriyor. Bütün reklamlar kırmızı. Hemen hiçbir kitle partisinin reklamlannda ideoloji vitrineçıkartılmamış. Neden? Bu nedenlerin kafalarda yarattığı soru işaretlerine iki Hacettepeli 'siyasetçi olmayarak" açıklamalar getirdi... ECETEMELKURAN ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Hem güven verici, hem de dinamik. bir yandan ölçülü. di- ğer yandan rahat, ama bir taraf- tan da umut verici ve işbitirici bi- çimde gülümseyen insanlar. Bir de kırmızı. Yerel seçimler yak- laşırken, reklamlar ve gülümse- yen yüzler giderek çoğatıyor. Hangi reklam daha inandmcı, neden kırmızı? Hacettepe Üni- versitesi öğretim göre\lilerinden Namık Kemal Sankavak ile yar- dımcı docent Incilay Yurdakul, "siyasetçi obnayarak" siyasi parti kampanyalannı, ilanlan değerlendirdiler. 'Neşeli savaş' Yerel secim kampanyalan. parülerin reklam kampanya- îanyla siyaset sokağında resmi geçit yapıyor. Sokaklar "nay- lon" ilanlarla kirlenirken, siyasi şarkı anlaşmazlıklan partilileri birbirine düşürüyor. Gürültü git gide bü^rken, bilimadam- lan bu "neşefi" savaşa farkb bir açıdan yaklaşıyorlar. Reklamlan görsellik ve dil açısından değerlendiren Hacettepe Üni- versitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğre- tim Görevlisi Namık Kemal Sankavak ve yardımcı docent Incilay Yurdakul secim kampanyalanna başlayan siyasi partile- rin etkinliklerini bildirdiler. Reklam çe\Telerinde, "CHP, Refah Parrisi'nin 1992 genel seçimlerindeki rek- lam poiitikasını mı çaldı" sorusu tartışıla- dursun, Sankavak bunu reddediyor. RP'nin 92'de kullandığı, konuşan ve ille de "adil düzen" diyen insan yüzleri, San- kavak'a göre, CHP'nin "insan manzara- lanndan" çok farklı. Sankavak. RP'nin "ümmetçi anlaytsuıa uygun olarak", si- yah beyaz ponrelerde hiç isim bulun- madığına, CHP'nin yeni başlayan rek- lam kampanyasında ise adlan olan. mes- lekleri bulunan "bireylere" yer verildiği- ne dikkat çekiyor. "Bu etestiriyi yönelten- ler biçimci. Kampamadaki ideoloji farkını göremiyorlar. Refah'ın kimliksiz kişiliksiz tipleri\le CHFnin ortaja koj- duğu bire> anlayışını a\ıramı>orlar. Ayrı- ca. Refah'ın kendi içinde çelişik metinlere yer verdiğini >e bu metinlerde hiçbir dün j a görüşünü dile getirmediğini görmek iste- miyorlar" diyen Sankavak. RP'nin ve CHP'nin kampanyalanrun, hiç de yeni bir yaklaşımı yansıtmadığına değiniyor. Aynca "hareketli" fotoğraflar. konuşan yüzler tercih edilerek. dinamizm etkisi yaratmak istendiğini dile getiriyor. 1992 >ıhnda, kuruculanndan çoğu "eski" sol- cu olan bir reklam fırmasının hazırladığı RP'nin reklam kampanyasında ise bu hareketin unutulduğuna dikkat çekiyor. Sankavak'a göre. CHP'nin kampan- yasının olumsuz yönü, "kararhhğının" olmaması. Sankavak. "Başladılar ama sonu gehnedi" diyor. Böyle bir yak- laşımın seçmenler üzerinde bırakacağı etkinin oldukça olumsuz olacağını vur- gulayan Sankavak. bir yandan da siyah beyaz portrelerde fazla da ısrar etmemek gerektiğini belirtiyor. Biraz da sokaklan ele geçiren "kırmızı" renk üzerinde duruyo- nız. MHP'den SHP'ye bütün partilerin reklam kampan- yalannda tonu bile farklı olma- yan kırmızı rengin tercih edilme- sinin nedenini. Sankavak, kırmızının "uzaktan en kolay görülen renk" olmasına bağlı- yor. Buna göre. Bülent Ecevit'in DSP'sinin kullandığı ma\i, bü- tün sosyai demokratlann uzak- tan görülemeyeceğinin kanıtı! Sankavak, mavi rengi biraz "kri- tik" buluyor. SHP'den 'alaycı' reklaın Sosyai demokratlar arasında- ki çekişme, reklam kampanya- lanna da yansıyor. SHP'nin kampanyasına bir "girizgah" olarak kullandığı "Sağ mı geli- yor? Hadi canım sen de!" ilan- lannı Sankavak. "alaya" ola- rak nitelendıriyor. İncilay Yur- dakul, bunun nedenini SHP'ye iktidar ortağı olmanın sağladıgı güvene bağlarken. "Sorunu cid- diye almamakla iyi bir etki >a- ratılacağı sanüıyorsa. bu çok doğru değil. Dilin yarattığı izle- nim açısından pek sağukh bir so- nucu olmaz" diyor. CHP'nin kampanyası için "güvenüir" di- yen bilımadamlan. SHP'nin "gençleri tavlamaya calışöğınr söylüyorlar. SHP'nin 1992 se- çimlerindeki "ckldi" tavnnı de- ğiştirerek, bu kez "problemleri hiç gündeme getirmeden". olan bitenin lcıyısından geçerek daha kendine güvenli bir tutum sergi- lediğini söyleyen Sankavak ve Yurdakul. SHP'nin "yumu- şadjgını" vurguluyorlar. İstanbul cephesindeki kanlı çatışmayı, reklamlarla yaratılan "Istanbul'u alan Türkiye'yı alff" kanısına bağlayan İnci- la> Yurdakul, özellikle ANAP'ın adayı İlhan Kesici'nin tavnnı. tam da "sahibi- nüı sesi" olarak görüyorlar. Mega görün- tülerin bulunduğu televizyon reklamı- nda, Kesici'nin sorunlara "uçaktan" baktığını dile getiren Yurdakul. reklam fılminde "şorun" diye bir sözcüğün gec- mediğini. İstanbul'dan bir "proje" ola- rak söz edildiğini vurguluyor. ANAP'ın uzmanlık dah olan 'işbitiricUiğin" bu reklamda da öne çıkanldığıru söyleyen Yurdakul, "ANAP'ın reklam tavn da bu zaten. Sorunlardan kaçıyor" diyor. Demokrasiiçin işçi-işverenişbirliği TOBB Başkanı Yahm Erez'le Türk-İş Başkanı Bayram Meral, ülke sorunlannın çözümünde demokrasiden ödün verilmemesi konusunda görüş birliğine vardı. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - İşçı ve işveren temsilci- leri, demokratikleşme \e ülke so- runlannı çözmede el ele verdi. Milli mutabakat hükümetine karşı. çoğulcu parlamenter rejimi destekleme konusunda görüş bir- liğine varan taraflar. koalisyon hükümetinin gündemindeki "acı reçete"den "herkesin nasibini eşit olarak alması" görüşünü sa- vundular. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Yahm Erez, dün Türk-lş'i ziyaret ede- rek, çeşitli meslek kuruluşlannın ülkede yaşanan ekonomik sıkıntılann çözümünde işbirliği yapmasını önerdi. Sorunlann de- mokrasi içinde çözülebileceğini vurgulayan Erez, işçi ve işveren kesimlerinin sorunlar çözülürken demokrasiden ödün vermeyece- ğini söyledi. Erez, "Türkiye so- nmlanıu aşarken, bunun kiilfetini belirii bir kesitne yüklememek ge- rekir" dedi. Ülkede ekonomik sıkıntılann "donık noktasına" geldiğıru vurgulayan Erez, sözle- rini şöyle sürdürdü: "Sorunlann karşısında konsen- sus oluşturulması, çözüm volunda en önemli adım. Işçi ve işverenin ortak kanısı, demokratik rejimdir. Bu konuda ta>iz verilmemelidir." Erez işçi ücretlerinin dondu- rulması yönündeki önerilere TOBB'nin.katılmadığını da ifade etti. Türk-İş Genel Başkanı Bay- ram Meral de, Erez'in sözlerini "rahatiatıcı ve topiumun beklen- tilerine cevap verid" olarak ni- telendirerek konuşmasına baş- ladı. Erez'in sözlerini "yürekten desteklediğini" vurgulayan Me- ral, çalışanlann ve çalışüranlann sıkıntılannın çözüm yollannı "ta- raflann bbiikte aradığuıı" söyle- di... Ülkedeki ekonomik sorunla- nn çalışanlardan kaynaklandığı imajının yaratıldığını kaydeden Meral, şöyle devam etti: "Sonm, bu değil. Çalışanlar olarak biz, bize düşen fedakarhğı dün yaptık. Bugün de yapmaya hazınz. Llke sorunlannı, her soru- nun üstünde tuttuk. Ülke somnlan çözülmeden, halkın sonınlan da çözülemez. Ülkede ekonomik bir sıkıntı vardır. Bunun aşıiabilmesi için, taraflar gucü oranında feda- karlık yapmalıdır. Biz buna hazınz. Bu ziyaret ve TOBB Baş- kanı'nın sözieri, bize biiyıik moral vermiştir. îşveren ve işçi kesimiyle sonınlan aşacağız." Yoklama kaçağı ve bakayalar için son tarih 19 Mayıs 1994 Asker kaçağuıa son ııyarı Bakan, bedelli askerliğin Türkiye'nin aleyhine olduğunu söyledi. Gölhan, Bosna'ya asker göndermeye hazır olduklannı bildirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Sa- vunma Bakanı Mehmet Gölhan. savılan 225 bin dolayında olan saklı. yoklama kaçağı baka- yalar için son tarihin 19 Mayıs 1994 olduğunu bildirdi. Gölhan, bu tarihten sonra başvuracak saklı. yoklama kaçağı ve bakayalann ağır hapis ceza- lannın paraya çevrilmeyeceğini, kamu hizmet- lerinden mahrum olacaklannı ve "seçüme hak- larının bile eüerinden almacağım" açı- kladı. Açıköğretim Fakültesinde okuyanlann durumlannın, saklı. yoklama kaçağı ve bakayalann 19 Mayıs 1994 tarihine kadar askerlik şubelerine başvunnalan sonrasında netleşeceğini kaydeden Gölhan, "An- cak 2 yıl üstüste kalanlar için y asada hüküm var. Bu hükmü uyguiamayın diyemezsiniz" dedi. Gölhan. bedelli askerlik uygulaması için "Maalesef ülkemizin aleyhine oldu" değerlendir- Mehmet Gölhan mesinde birçok aksaklıklara neden olmaktadır" dedi. Gölhan konuşmasında. bundan sonra be- delli askerliğin kesinlikle söz konusu olama- yacağını belirterek, "Bazıları bedelli askerlik çıkar diye bir beklenti içindeler. Ama maalesef, bedelli askerlik ülkemizin lehine değil, aleyhine olmuştur " şeklinde konuştu. Salkı. yoklama kaçağı ve bakayalann 19 Mayıs 1994 tarihine kadar başvurmalan durumunda, Açıköğretim Fakültesi'nde okuyan- lann durumunun netleşeceğirri kay- deden Gölhan, "Ancak 2 yıl üstüste kalanlar için yasada hüküm var. Bu hükmü uyguiamayın diyemezsiniz" diye konuştu. Gölhan, daha sonra gazetecilerin sorulannı yanıtlarken, terhislerin yeniden durdurulmasının söz konusu olmadığını söyledi. Göl- han, "Ülkenin durumu 2 yıİ ya da 3 yıl önceki durum değil. Türkiye tey akkuz halinde olmak zorunda. Bu dönemde mesini yapü. TBMM'de 16 Şubat 1994 günü ka- bul edilen ve 18 şubat tarihli Resmi Gazete'de. saklı, yoklama kaçağı ve bakayalann çarptın- lacaklan hapis cezasını, ağır hapis hükmüne çeviren yasanın yayımlanmasının ardından, Gölhan. dün bir basın toplantısı düzenledi. Gölhan, daha önceki düzenlemede, öngörülen cezai yaptınmın 6 ay ile 3 yıl arasında değiştiği- özeUikle Güney doğu'da gerilla harbini öğrenmiş askere ihriyacunız vardır" diye konuştu. Göl- han, bu durumdakiler için, askerlikten sonra iş kurmalannda kredi sağlanması yolunda yasal çalışmalann devam ettiğini de kaydetti.Bakan Gölhan, dünkü bir gazetede, "Dışişleri Ba- kanlığı'nm, Bosna- Hersek'e Türk askerlerinin gönderilmesi yolunda girişimde bulunduğu" yo- ni, ancak para cezasına çevrilebildiğini anım- lunda bir haberin yer aldığımn anımsatılması satarak. "Günlüğü 5 bin liradan para cezaşı yü- üzerine ise şöyle konuştu: "Bu 2 yddır gündemde olan bir konu. Maalesef, sanki oralar yeniden is- tila edilecekmiş gibi Türk askerini istemeyen bir — — o — - ı — T,- •> — kümlüler üzerinde caydırKi olmuyordu. Ülke- mizdeki enflasy onist ortam, söz konusu cezalann etkinüğini ortadan kaldırmakta ve askere sevk planlanyla, savunma hizmetlerinin yerine getiril- zihniyet var. Bizden asker istenmedi, ama biz as- ker göndermeye hazınz.n ARAYIŞ TOKTAMIS ATES Eyvah Refah Geliyor... Memleketimîzin "s/s//"ufuklarınıbir "Refah " korkusu sardı. Kitle iletişim araçları, hep birden veryansın etme- ye başladılar. Hedefleri Refah Partisi ve Refah Partililer. Neymiş?.. Iktidara geliyorlarmış. Birtelaş, birkorku. Aslında ben, RP'nin iktidara geleceğine inanmıyo- rum. Zira vatandaşlık bilincine ulaşmış ve vatandaş ol- manın nimetlerinden yararlanmış olan Türk seçmeninin kendi ellerinde bulunan egemenlik hakkını, kimseyle paylaşmak isteyeceğini sanmıyorum. Ama Refah ikti- dara gelirse de bir korkum yok. Demokrasi kurallan için- de kalırlarsa (ki kalabilirler) sorun değil. Eğer demokra- si kurallarını zorlarlarsa (ki zorlayabilirler) o zaman farklı savaşım yöntemleri buluruz herhalde. Allah ke- rim. Ama benim anlamakta güçlük çektiğim şey; Türkiye'- deki egemen gücün ve bu gücün denetimindeki kitle ile- tişim araçlarının Refah'a karşı topyekûn saldırıya geç- melerinin nedeni. Eski ve güzel bir şarkı vardı: "Daha önceleri neredeydiniz?" diye. Gerçekten daha önceleri "aklınız nerdeydi" ey Atatürkçü ve laik kardeşlerimiz? Bir zamanlar sagda solda "Sosyai demokrasiyi kazı- yacağım" diye tafra atan bir "medyapatronu" şimdi top- larının namlularını Refah'a çevirdi. Ne güzel bir demok- rasi bu? Sagsız ve solsuz demokrasi. Zaten "yükselen değerler" arasında bu da var. Son on yıldır, pahalı traş losyonlarıyla hacıyağı koku- larının iç içe geçtiği otel lobilerinde, bu ülkenin emekçi- lerinin sırtından pazarlıklar yapılırken, neredeydiniz? Refah o zamanlar iyi idi de, şimdi mi kötü oldu? Dillerinden Atatürk'ün adım düşürmezken, Nakşiben- di Tarikatı'na iktidar yolunu açanlar, tarikat şeyhlerini kollayaraksiyasal ikbal yolları arayanlar... Şimdi endişe içinde bağrışıyorlar; eyvah Refah geliyor... Atatürk'ün Anıtkabri'ne bir demetçiçek bırakmayı red- deden ve sanki nispet yaparmışçasına Konya'ya gide- rek Mevlana Türbesi'ni ziyaret eden komşu ülke bakan- larına tepki göstermeyenler; sözde laik yöneticiler, gö- zünüz aydın: Refah geliyor!.. Atatürk'ün maddi ve manevi mirasını ayaklar altında çiğneyen; insanları "Atatürkçüyüm" demekten korkar, ya da utanır hale getiren; ilk ve ortaöğretime zorunlu din dersi koyan sözde Atatürkçüler. Şimdi memnun musu- nuz yaptıklarınızdan? Refah geliyor... Kendi çocuklarını kolejlerde ve yabancı ülkelerde oku- turken, imam hatip okulları ve Kuran kursları açarak din sömürüsü yapanlar; inançsız oldukları halde inançlı in- sanları kullanabileceklerini sananlar!.. Vurdunuz mu başınızı taşın sertine? Refah geliyor... "Laiklik konusunu fazla dile dolamayalım, tepki uyan- dırırız" diye ahkam kesen "uçu/f"kuramcılar; "orduyla milletibarıştıralım", "dinledevletibarıştıralım"diyefet- va veren tatlı su Frenkleri. Ayağınız suya erdi mi şimdi? Kabuslar bölüyor uykularınızı... Eyvah Refah geliyor... "Atatürk demokrat değildi", "Cumhuriyetimiz ordu- nun vesayetinden kurtarılmalıdır", "Devlet sivilleştiril- melidir", "Demokrasinin önündeki en ciddi engel Ke- malizmdir"gibisinden incilerdöktüren "süperüstatlar." Sıvas cehenneminin sıcaklığını hissediyor musunuz şimdi? Gözünüz aydın olsun. Refah geliyor... Köy Enstitüleri'ni kapatarak yerine Kuran kursları aç- tıranlar; mafyaya teslim ya da ortak olarak arazi yağma- sına katılanlar; bir sürü üniversiteyi tarikatlara teslim edenler, "tespih çeken parmağı" yüceltenler... Ayak seslerini duyuyor musunuz? Refah geliyor... Bugünkü fırtına. o günlerdeektiğiniz rüzgarların hasa- dıdır. Mübarek olsun. "Medya" bugün telaş içinde. Tüm değerleri altüst et- tikten ve her türlü umut kapılarının kapanmasına neden olduktan sonra, kimilerinin bir çıkış yolu olarak değer- lendirdikleri Refah'a veryansın ediyorlar. "Eyvah Refah geliyor"muş... Gelirse gelsin. Onlar da bu topiumun insanları. Eğer inançları arasında özgürlükçü demokrasi varsa, iktidar onlann da hakkı. Ne bağırıyorsunuz? Ama eğer Refahlıların gönlünde yatan model bir Suu- di Arabistan ise bir Iran ise bu da onlann sorunu. Onlar, "eyvah " diye düşünsünler, "ne yapacağız şimdi?" Mus- tafa Kemal, Samsun'a 19 kişiyle çıkmıştı. Bugün bu memlekette Mustafa Kemal'in kurduğu laik cumhuriye- te sahip çıkacaklarm sayısı 19 milyondan fazladır. Her şeye rağmen... Bakanlığın tasansı TBMM Adalet Komisyonu'nda kabul edildi 49 suçıın cezası paraya dönüştürülüyor ANKARA (ANKA) - 49 özel yasada yer alan suç- larla ilgili hapis ce- zalannın idari para cezasına dönüştü- rülmesini öngören tasan TBMM Ada- let Komisyonu'nda kabul edildi. Adalet Ba- kanhğı'nca "yargı reformu paketi" çerçevesinde haa- rlanan tasan ile adaletin hızlandın- lması, mahkemeie- rin iş yükünün azaltılması amaç- lanıyor. Uygulama- da, yargıçlann ge- nellikle para cezası ile sonuçlandır dıklan davalann, mahkemeye gidil- meden çözülmesini hedefleyen tasan ile özel yasalarda yer alan kamusal para cezalan ile para ce- zasına dönüştürülebilen hürriyeti bağlayıcı cezalar, idari para cezasına dönüştürülüyor. İdari para cezalannda, mahkemelere başvurulmadan mülki amirler ya da kurumlar tarafından verilecek amme alacaklan usulü uygulanacak. TBMM Adalet Komisyonu'nda aynca, Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından veto edilen hakimler ve savcılar ya- sası, Adalet Bakanhğı'nın yeni hakimler ve savcılar yasa ta- sansı ile birleştirilerek görüşülmeye başlandı. Tasannın gö- rüşülmesine yann devam edilecek. • İlkokul çağuıa gelen çocuğunu okula göndermcy cnlcre 3 milvon lira. • Izinsiz yardım toplayanlara 5 milyonlira. •Derneküyesiolma koşullannı taşunadığı halde üye olanlara 1 milvon lira, • Hastalıklı havvanını zamanında öldürmeyenlere 3 milvon lira. • Kaçaketsatanlara3milyonlira, • Kaçak gözlükçülük yapanlara 2 milyon lira. • Çaltşanlanna öğle tatili vermeyen işletmelere 500 bin lira, • Eczanesini mazeretsiz olarak kapatanlara 5 milyon lira. • Yetkisi olmadığı halde ebeu'k yapanlara 1 milyon, hastabakıcılık yapanlara 500 bin lira, • Milli Piyango biletlerini değerinden fazla satanlara her bilet için 100 bin lira, 6Sakat ve hükümlü işçi çahştırmayanlara her ay için 10 milyon lira.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle