Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 4 ŞUBAT1994PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Dlağanûstü hal
uygulaması
• ANKARA-Milli
Güvenlik Kurulu'nun, Doğu
v e Güneydoğu
Anadolu'dakı lOilde
olağanüstü halin 4 ay daha
uzatılmasınayönelik tavsiye
karannın ele ahndığı önceki
giinkü Bakanlar Kurulu
toplanusında. Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı
Murat Karayalçın. uzatma
karanndan duyduğu
rahatsızlığı dile getirdi.
Toplantıda, baa SHP'ü
bakanlann, "'Hükümetin
tavn değişmezse, DEP'in
seçimleri boykot etmesi
önlenemez" eleştirisinde
bulunduklan öğrenildi.
Özer Çiller
tedaviye alındı
• tstanbul Haber Servisi-
Başbakan Tansu Çiller'in eşi
özer Uçaran Çiller, geçirdiği
ani bir rahatsızlık sonucu
evinde tedaviye alındı.
Çiller'in 3 gün önce
Yeniköy'deki evinde
rahatsızlandıgı ve önce
Haydarpaşa GATA'ya
kaldınlmak istendiği
öğrenildi. Ancak,
doktorlann muayenesi
sonucu evinde tedavisi
sürdürülen Çiller'in
rahatsızlığıyîa ilgili olarak eşi
Tansu Çiller'e bilgi verildiği
belirtildi.
Yerlikaya'dan
suç duyurusu
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu)-Gültepe'de. "Düzen
partilerine oy vermeyin"
diyen gruba polisin ateş
açması sonucu yaralanan
Volkan Yerlikaya'nın
avukatı Ercan Demir. suç
duyurusunda bulunacağıru
açıkladı. Olaylar sırasında
yaralanan Gürhan Tamerde
yaptığı açıklamada.
kendilerine ateş eden polisi
mahkemede teşhis ettiğini
söyledi. İ2mir Emniyet
Müdürii Kemal Yaacıoğlu
ise polis memurlan hakkında
soruşturma açacak bir neden
bulunmadığını belirtti.
SHPveCHP'den
ortak aday
• İSTANBLL(AA)-
Şile'de. SHP ile CHP ilçe
başkanlan arasında
gerçekleştirilen sözlü
anlaşma ile iki parti ortak
adayçıkardı.CHP'li
Şecaattin Güney. iki partinin
ortak belediye başkan adayı
oldu. SHP Şile Ilçe Başkanı
Savaş San, ilçe örgütü olarak
CHP adayı Şecaattin
Güney'i destekleme karan
aldıklannı, ancak SHP il
yönetiminin bu karara bir
süre karşı çıküğını belirtti.
San, yapılan sözlü
anlaşmaya göre Şecaattin
Güney'in CHP'nin belediye
başkan adayı, kendisinin de il
genel meclisi adayı olmasının
kararlaştınldığını belirterek,
ilçe belediye meclisi üyeliği
adaylıklannın da ortak
oluşturulduğunu bildirdi.
CHP'de
huzursuzluk
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yerel yönetim
adaylannın belirlenmesine
ilişkjn yöntem CHP'de
huzursuzluğa neden oldu.
Jstanbul Milletvekili
Mehmet Sevigen, genel
sekreter yardımcılığı ve parti
meclisi üyeliği görevlerinden
istifaetti. Genel Başkan
Deniz Baykal'ın isüfayı
işleme koymadığı bildirildi.
THYIojmanlan
lİSTANBUL(AA)-
TH Ynin daha önce de
ihaleye çıkanlan, ancak
sadece ikisinin satılabildiği
lojmanlan, yeniden satışa
sunuluyor. Ataköy 9 ve 10.
kısımda bulunan 24 adet
daire. 10 mart perşembe
günüTHY Genel
Müdürlüğü'nde ihaleye
çıkanlacak. Yetkililer, 103 ve
128 metrekare büyüklükteki
dairelerin muhammen
bedellerinin, 1 milyar200
milyonija 1 milyar450
miJyon lira arasmda
değiştiğini, satışla ilgili
bilgiîerin, genel müdürlükten
aünabileceğini bildirdiler.
TV değişikliğî
T\Servisi- HBBnin 21.15-
00.20 arasındaki yayın akışına
"Serbest Kûrsii" adlı. çeşitli
kentlerdeki belediye başkan
ada>lannın 5'erdakika süreyle
konuşacaklan program yayına
alındı. Buna göre belirtilen sa-
atler arasında kalanı yayın
akışı şöyle olacak:
21.15 Yabana Film: Kızlar
Okulu
22.45 Serbest Kürsü
23.25 Müzik
23.30 Serbest Kürsü
00.05 Haberler
00.20 Dizi: Hukuk Savaşı
SHP Ankara Milletvekili Prof. Dr. Mümtaz Soysal:
'KIT'leri kiıııse satamaz'
Soysal - Bu tah\ illeri almak
için aptal olmak lazım.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP
Ankara Milletvekili Prof. Dr. Mümtaz Soy-
sal. TEK"in özelleşürilmesi amacıyla çıkan-
lan yasayı iptal ettirmek için harekete gecer-
ken, PTT'nin Tsine talip olan İngiliz "Bri-
rish Telecom" firmasını da uyardı. Soysal.
Başbakan Çiller'in. hisse senedine dönüştü-
rülebilir tahvil araalığıyla satmaya çalıştığı
PTT hisseleri için "Bu tahviUeri almak için
aptal olmak lazım" dedi.
PTTnin telekomünikasyon hizmetleri-
nin özelleştirilmesini öngören düzenlemeyi
Anayasa Mahkemesi'nde iptal ettiren
Mümtaz Soysal, PTT'nin T'şi için çıkanlan
hisse senedine dönüştürülebilir tahvil yön-
temine karşı harekete geçti.
Yasayla değil, Bakanlar Kurulu karany-
la Hazine tahvili çıkanldığı için işlemi dur-
durmanın mümkün olmadığını söyleyen
Soysal, satışın tahvil görünümünde olması-
na karşın. British Telecom'la Türkiye ara-
sında pazarhk yapıldığını söyledi. İngilizle-
re, "Siz bu tahvilleri alm. Biz özelleştirme
için Türk Telecom u kurunca hisselerinin
yüzde 49'unu satacağız. Aldığınız 2.5 milvar
dolarlık tahv illeri bu hisse senetlerinin yüzde
15'i yerine sayacağız" denildiğini ileri süren
Soysal, vaade bağlı saüşın hukuk kurallan-
na uygun olmadığını bildirdi. PTTnin tele-
komünikasyon hizmetlerinin yüzde 15'inin
nasıl ve kimler tarafından hesaplanarak 2.5
milyar dolar sonucu çıkanldığmın ve daha
sonra yüzde-20 sayılmayacağırun bilinmedi-
ğini söyleyen Soysal, Ingilizlerin de daha
önce alınan iptal karannı düşünerek tahvil-
leri ucuza almaya çahşabileceklerine dikkat
çekti.
Kamu Ortakhğı Idaresi (KOİ) Başkanı
Tezcan Yaramancı'yı uyararak görevinin
KÎT'leri yok pahasına satmak olmadığını
hatırlatan Soysal. tahvil satışının da "sa-
kat" bir işlem olduğunu bildirdi.
Soysal, satışı engellemeve çalışacaklannı
belirterek, "tngilizlere şunu söylüyoruz: 'Siz
buraı alıyorsunuz, ama biz Tyi özelleştirme-
yeceğiz.' Mücadelem bitmedi" dedi.
Soysal; TEK iptal olmaya mahkûm
TEK'in özelleştirilmesi amacıyla hazırla-
nan yasa tasansının TBMM'de ANAP ve
DYP'liler tarafından "hukukun kaşını gözü-
nü yara yara" kabul edildiğini söyleyen
Soysal. "Bu yasa Anayasa Mahkemesi tara-
fından iptal edilmeye mahkûmdur" dedi.
Yasanın 5. maddesinin, "devir sözleşmeleri-
nin imtivaz sözleşmesi niteüğinde obnayaca-
ğı" hükmünün anayasaya aykın olduğunu
savunan Soysal. "Saöş, Daıuştay deneti-
minden kaçırılmak isteniyor. İmtiyaz sözleş-
meleri Danıştay tarafından uygun bulunmak
zonındadır. Bu deviet, Osmanlı'nın verdiği
imtiyazları yıkarak kuruldu. Şimdi aynı olay
yapılmak isteniyor" diye konuştu. Soysal,
iptal davası açmak için gereken 90 milletve-
kili imzasını toplayacağını belirterek "tptal,
peynir ekmek gibi bir şey. Bu yasayı iptal et-
tireceğiz" dedi.
SHP Grup Başkanvekili Ercan Karakaş
da, açılacak iptal davasma destek olacağını
belirtti. Enerji çahşanlannın sendikası
Ener-Sen tarafından yayımlanan bildiriyle
de yasa kınandı. Elektrik enerjisinin ül'ke
kalkınmasında büyük önemi olduğuna dik-
kat çekilen bildiride. yasanın "bir gecede
oMubittiye getirikrek çıkanldığı" kaydedil-
di. Bildiride. "Devlet çıkarlaruıı bir kenara
iten, belli sermaye çıkarlarını öne alan böyle
bir karan kuuyoruz ve iptali yönünde > apıİan
çaljşmalara destek vereceğimizi biktiriyo-
ruz" denildi.
Yerel seçimler yaklaşırken, siyasi parti reklamlannda gülümseyen yüzler giderek çoğalıyor
Hangipartûunrekkmudahahtandma?• Siyasi parti reklamlan bir
başka bu seçimde. Ölçülü,
rahat. güleryüzlü insanlar...
Bazılan bakışlanyla sanki
bütün sOrunlan kendisinin bir
hamledeçözebileceği mesajını
veriyor. Bütün reklamlar
kırmızı. Hemen hiçbir kitle
partisinin reklamlannda
ideoloji vitrineçıkartılmamış.
Neden? Bu nedenlerin
kafalarda yarattığı soru
işaretlerine iki Hacettepeli
'siyasetçi olmayarak"
açıklamalar getirdi...
ECETEMELKURAN
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Hem güven verici, hem de
dinamik. bir yandan ölçülü. di-
ğer yandan rahat, ama bir taraf-
tan da umut verici ve işbitirici bi-
çimde gülümseyen insanlar. Bir
de kırmızı. Yerel seçimler yak-
laşırken, reklamlar ve gülümse-
yen yüzler giderek çoğatıyor.
Hangi reklam daha inandmcı,
neden kırmızı? Hacettepe Üni-
versitesi öğretim göre\lilerinden
Namık Kemal Sankavak ile yar-
dımcı docent Incilay Yurdakul,
"siyasetçi obnayarak" siyasi
parti kampanyalannı, ilanlan
değerlendirdiler.
'Neşeli savaş'
Yerel secim kampanyalan.
parülerin reklam kampanya-
îanyla siyaset sokağında resmi
geçit yapıyor. Sokaklar "nay-
lon" ilanlarla kirlenirken, siyasi
şarkı anlaşmazlıklan partilileri
birbirine düşürüyor. Gürültü
git gide bü^rken, bilimadam-
lan bu "neşefi" savaşa farkb bir açıdan
yaklaşıyorlar. Reklamlan görsellik ve dil
açısından değerlendiren Hacettepe Üni-
versitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğre-
tim Görevlisi Namık Kemal Sankavak ve
yardımcı docent Incilay Yurdakul secim
kampanyalanna başlayan siyasi partile-
rin etkinliklerini bildirdiler.
Reklam çe\Telerinde, "CHP, Refah
Parrisi'nin 1992 genel seçimlerindeki rek-
lam poiitikasını mı çaldı" sorusu tartışıla-
dursun, Sankavak bunu reddediyor.
RP'nin 92'de kullandığı, konuşan ve ille
de "adil düzen" diyen insan yüzleri, San-
kavak'a göre, CHP'nin "insan manzara-
lanndan" çok farklı. Sankavak. RP'nin
"ümmetçi anlaytsuıa uygun olarak", si-
yah beyaz ponrelerde hiç isim bulun-
madığına, CHP'nin yeni başlayan rek-
lam kampanyasında ise adlan olan. mes-
lekleri bulunan "bireylere" yer verildiği-
ne dikkat çekiyor. "Bu etestiriyi yönelten-
ler biçimci. Kampamadaki ideoloji
farkını göremiyorlar. Refah'ın kimliksiz
kişiliksiz tipleri\le CHFnin ortaja koj-
duğu bire> anlayışını a\ıramı>orlar. Ayrı-
ca. Refah'ın kendi içinde çelişik metinlere
yer verdiğini >e bu metinlerde hiçbir dün j a
görüşünü dile getirmediğini görmek iste-
miyorlar" diyen Sankavak. RP'nin ve
CHP'nin kampanyalanrun, hiç de yeni
bir yaklaşımı yansıtmadığına değiniyor.
Aynca "hareketli" fotoğraflar. konuşan
yüzler tercih edilerek. dinamizm etkisi
yaratmak istendiğini dile getiriyor. 1992
>ıhnda, kuruculanndan çoğu "eski" sol-
cu olan bir reklam fırmasının hazırladığı
RP'nin reklam kampanyasında ise bu
hareketin unutulduğuna dikkat çekiyor.
Sankavak'a göre. CHP'nin kampan-
yasının olumsuz yönü, "kararhhğının"
olmaması. Sankavak. "Başladılar ama
sonu gehnedi" diyor. Böyle bir yak-
laşımın seçmenler üzerinde bırakacağı
etkinin oldukça olumsuz olacağını vur-
gulayan Sankavak. bir yandan da siyah
beyaz portrelerde fazla da ısrar etmemek
gerektiğini belirtiyor.
Biraz da sokaklan ele geçiren
"kırmızı" renk üzerinde duruyo-
nız. MHP'den SHP'ye bütün
partilerin reklam kampan-
yalannda tonu bile farklı olma-
yan kırmızı rengin tercih edilme-
sinin nedenini. Sankavak,
kırmızının "uzaktan en kolay
görülen renk" olmasına bağlı-
yor. Buna göre. Bülent Ecevit'in
DSP'sinin kullandığı ma\i, bü-
tün sosyai demokratlann uzak-
tan görülemeyeceğinin kanıtı!
Sankavak, mavi rengi biraz "kri-
tik" buluyor.
SHP'den 'alaycı' reklaın
Sosyai demokratlar arasında-
ki çekişme, reklam kampanya-
lanna da yansıyor. SHP'nin
kampanyasına bir "girizgah"
olarak kullandığı "Sağ mı geli-
yor? Hadi canım sen de!" ilan-
lannı Sankavak. "alaya" ola-
rak nitelendıriyor. İncilay Yur-
dakul, bunun nedenini SHP'ye
iktidar ortağı olmanın sağladıgı
güvene bağlarken. "Sorunu cid-
diye almamakla iyi bir etki >a-
ratılacağı sanüıyorsa. bu çok
doğru değil. Dilin yarattığı izle-
nim açısından pek sağukh bir so-
nucu olmaz" diyor. CHP'nin
kampanyası için "güvenüir" di-
yen bilımadamlan. SHP'nin
"gençleri tavlamaya calışöğınr
söylüyorlar. SHP'nin 1992 se-
çimlerindeki "ckldi" tavnnı de-
ğiştirerek, bu kez "problemleri
hiç gündeme getirmeden". olan
bitenin lcıyısından geçerek daha
kendine güvenli bir tutum sergi-
lediğini söyleyen Sankavak ve
Yurdakul. SHP'nin "yumu-
şadjgını" vurguluyorlar.
İstanbul cephesindeki kanlı çatışmayı,
reklamlarla yaratılan "Istanbul'u alan
Türkiye'yı alff" kanısına bağlayan İnci-
la> Yurdakul, özellikle ANAP'ın adayı
İlhan Kesici'nin tavnnı. tam da "sahibi-
nüı sesi" olarak görüyorlar. Mega görün-
tülerin bulunduğu televizyon reklamı-
nda, Kesici'nin sorunlara "uçaktan"
baktığını dile getiren Yurdakul. reklam
fılminde "şorun" diye bir sözcüğün gec-
mediğini. İstanbul'dan bir "proje" ola-
rak söz edildiğini vurguluyor. ANAP'ın
uzmanlık dah olan 'işbitiricUiğin" bu
reklamda da öne çıkanldığıru söyleyen
Yurdakul, "ANAP'ın reklam tavn da bu
zaten. Sorunlardan kaçıyor" diyor.
Demokrasiiçin
işçi-işverenişbirliği
TOBB Başkanı Yahm Erez'le Türk-İş Başkanı Bayram
Meral, ülke sorunlannın çözümünde demokrasiden
ödün verilmemesi konusunda görüş birliğine vardı.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - İşçı ve işveren temsilci-
leri, demokratikleşme \e ülke so-
runlannı çözmede el ele verdi.
Milli mutabakat hükümetine
karşı. çoğulcu parlamenter rejimi
destekleme konusunda görüş bir-
liğine varan taraflar. koalisyon
hükümetinin gündemindeki "acı
reçete"den "herkesin nasibini eşit
olarak alması" görüşünü sa-
vundular.
Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği (TOBB) Başkanı Yahm
Erez, dün Türk-lş'i ziyaret ede-
rek, çeşitli meslek kuruluşlannın
ülkede yaşanan ekonomik
sıkıntılann çözümünde işbirliği
yapmasını önerdi. Sorunlann de-
mokrasi içinde çözülebileceğini
vurgulayan Erez, işçi ve işveren
kesimlerinin sorunlar çözülürken
demokrasiden ödün vermeyece-
ğini söyledi. Erez, "Türkiye so-
nmlanıu aşarken, bunun kiilfetini
belirii bir kesitne yüklememek ge-
rekir" dedi. Ülkede ekonomik
sıkıntılann "donık noktasına"
geldiğıru vurgulayan Erez, sözle-
rini şöyle sürdürdü:
"Sorunlann karşısında konsen-
sus oluşturulması, çözüm volunda
en önemli adım. Işçi ve işverenin
ortak kanısı, demokratik rejimdir.
Bu konuda ta>iz verilmemelidir."
Erez işçi ücretlerinin dondu-
rulması yönündeki önerilere
TOBB'nin.katılmadığını da ifade
etti. Türk-İş Genel Başkanı Bay-
ram Meral de, Erez'in sözlerini
"rahatiatıcı ve topiumun beklen-
tilerine cevap verid" olarak ni-
telendirerek konuşmasına baş-
ladı. Erez'in sözlerini "yürekten
desteklediğini" vurgulayan Me-
ral, çalışanlann ve çalışüranlann
sıkıntılannın çözüm yollannı "ta-
raflann bbiikte aradığuıı" söyle-
di...
Ülkedeki ekonomik sorunla-
nn çalışanlardan kaynaklandığı
imajının yaratıldığını kaydeden
Meral, şöyle devam etti:
"Sonm, bu değil. Çalışanlar
olarak biz, bize düşen fedakarhğı
dün yaptık. Bugün de yapmaya
hazınz. Llke sorunlannı, her soru-
nun üstünde tuttuk. Ülke somnlan
çözülmeden, halkın sonınlan da
çözülemez. Ülkede ekonomik bir
sıkıntı vardır. Bunun aşıiabilmesi
için, taraflar gucü oranında feda-
karlık yapmalıdır. Biz buna
hazınz. Bu ziyaret ve TOBB Baş-
kanı'nın sözieri, bize biiyıik moral
vermiştir. îşveren ve işçi kesimiyle
sonınlan aşacağız."
Yoklama kaçağı ve bakayalar için son tarih 19 Mayıs 1994
Asker kaçağuıa son ııyarı
Bakan, bedelli askerliğin Türkiye'nin aleyhine olduğunu söyledi.
Gölhan, Bosna'ya asker göndermeye hazır olduklannı bildirdi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Sa-
vunma Bakanı Mehmet Gölhan. savılan 225
bin dolayında olan saklı. yoklama kaçağı baka-
yalar için son tarihin 19 Mayıs 1994 olduğunu
bildirdi.
Gölhan, bu tarihten sonra başvuracak saklı.
yoklama kaçağı ve bakayalann ağır hapis ceza-
lannın paraya çevrilmeyeceğini, kamu hizmet-
lerinden mahrum olacaklannı ve "seçüme hak-
larının bile eüerinden almacağım" açı-
kladı. Açıköğretim Fakültesinde
okuyanlann durumlannın, saklı.
yoklama kaçağı ve bakayalann 19
Mayıs 1994 tarihine kadar askerlik
şubelerine başvunnalan sonrasında
netleşeceğini kaydeden Gölhan, "An-
cak 2 yıl üstüste kalanlar için y asada
hüküm var. Bu hükmü uyguiamayın
diyemezsiniz" dedi. Gölhan. bedelli
askerlik uygulaması için "Maalesef
ülkemizin aleyhine oldu" değerlendir- Mehmet Gölhan
mesinde birçok aksaklıklara neden olmaktadır"
dedi. Gölhan konuşmasında. bundan sonra be-
delli askerliğin kesinlikle söz konusu olama-
yacağını belirterek, "Bazıları bedelli askerlik
çıkar diye bir beklenti içindeler. Ama maalesef,
bedelli askerlik ülkemizin lehine değil, aleyhine
olmuştur " şeklinde konuştu.
Salkı. yoklama kaçağı ve bakayalann 19 Mayıs
1994 tarihine kadar başvurmalan durumunda,
Açıköğretim Fakültesi'nde okuyan-
lann durumunun netleşeceğirri kay-
deden Gölhan, "Ancak 2 yıl üstüste
kalanlar için yasada hüküm var. Bu
hükmü uyguiamayın diyemezsiniz"
diye konuştu. Gölhan, daha sonra
gazetecilerin sorulannı yanıtlarken,
terhislerin yeniden durdurulmasının
söz konusu olmadığını söyledi. Göl-
han, "Ülkenin durumu 2 yıİ ya da 3 yıl
önceki durum değil. Türkiye tey akkuz
halinde olmak zorunda. Bu dönemde
mesini yapü. TBMM'de 16 Şubat 1994 günü ka-
bul edilen ve 18 şubat tarihli Resmi Gazete'de.
saklı, yoklama kaçağı ve bakayalann çarptın-
lacaklan hapis cezasını, ağır hapis hükmüne
çeviren yasanın yayımlanmasının ardından,
Gölhan. dün bir basın toplantısı düzenledi.
Gölhan, daha önceki düzenlemede, öngörülen
cezai yaptınmın 6 ay ile 3 yıl arasında değiştiği-
özeUikle Güney doğu'da gerilla harbini öğrenmiş
askere ihriyacunız vardır" diye konuştu. Göl-
han, bu durumdakiler için, askerlikten sonra iş
kurmalannda kredi sağlanması yolunda yasal
çalışmalann devam ettiğini de kaydetti.Bakan
Gölhan, dünkü bir gazetede, "Dışişleri Ba-
kanlığı'nm, Bosna- Hersek'e Türk askerlerinin
gönderilmesi yolunda girişimde bulunduğu" yo-
ni, ancak para cezasına çevrilebildiğini anım- lunda bir haberin yer aldığımn anımsatılması
satarak. "Günlüğü 5 bin liradan para cezaşı yü- üzerine ise şöyle konuştu: "Bu 2 yddır gündemde
olan bir konu. Maalesef, sanki oralar yeniden is-
tila edilecekmiş gibi Türk askerini istemeyen bir
— — o — - ı — T,- •> —
kümlüler üzerinde caydırKi olmuyordu. Ülke-
mizdeki enflasy onist ortam, söz konusu cezalann
etkinüğini ortadan kaldırmakta ve askere sevk
planlanyla, savunma hizmetlerinin yerine getiril-
zihniyet var. Bizden asker istenmedi, ama biz as-
ker göndermeye hazınz.n
ARAYIŞ
TOKTAMIS ATES
Eyvah Refah Geliyor...
Memleketimîzin "s/s//"ufuklarınıbir "Refah " korkusu
sardı. Kitle iletişim araçları, hep birden veryansın etme-
ye başladılar. Hedefleri Refah Partisi ve Refah Partililer.
Neymiş?.. Iktidara geliyorlarmış. Birtelaş, birkorku.
Aslında ben, RP'nin iktidara geleceğine inanmıyo-
rum. Zira vatandaşlık bilincine ulaşmış ve vatandaş ol-
manın nimetlerinden yararlanmış olan Türk seçmeninin
kendi ellerinde bulunan egemenlik hakkını, kimseyle
paylaşmak isteyeceğini sanmıyorum. Ama Refah ikti-
dara gelirse de bir korkum yok. Demokrasi kurallan için-
de kalırlarsa (ki kalabilirler) sorun değil. Eğer demokra-
si kurallarını zorlarlarsa (ki zorlayabilirler) o zaman
farklı savaşım yöntemleri buluruz herhalde. Allah ke-
rim.
Ama benim anlamakta güçlük çektiğim şey; Türkiye'-
deki egemen gücün ve bu gücün denetimindeki kitle ile-
tişim araçlarının Refah'a karşı topyekûn saldırıya geç-
melerinin nedeni. Eski ve güzel bir şarkı vardı: "Daha
önceleri neredeydiniz?" diye. Gerçekten daha önceleri
"aklınız nerdeydi" ey Atatürkçü ve laik kardeşlerimiz?
Bir zamanlar sagda solda "Sosyai demokrasiyi kazı-
yacağım" diye tafra atan bir "medyapatronu" şimdi top-
larının namlularını Refah'a çevirdi. Ne güzel bir demok-
rasi bu? Sagsız ve solsuz demokrasi. Zaten "yükselen
değerler" arasında bu da var.
Son on yıldır, pahalı traş losyonlarıyla hacıyağı koku-
larının iç içe geçtiği otel lobilerinde, bu ülkenin emekçi-
lerinin sırtından pazarlıklar yapılırken, neredeydiniz?
Refah o zamanlar iyi idi de, şimdi mi kötü oldu?
Dillerinden Atatürk'ün adım düşürmezken, Nakşiben-
di Tarikatı'na iktidar yolunu açanlar, tarikat şeyhlerini
kollayaraksiyasal ikbal yolları arayanlar... Şimdi endişe
içinde bağrışıyorlar; eyvah Refah geliyor...
Atatürk'ün Anıtkabri'ne bir demetçiçek bırakmayı red-
deden ve sanki nispet yaparmışçasına Konya'ya gide-
rek Mevlana Türbesi'ni ziyaret eden komşu ülke bakan-
larına tepki göstermeyenler; sözde laik yöneticiler, gö-
zünüz aydın: Refah geliyor!..
Atatürk'ün maddi ve manevi mirasını ayaklar altında
çiğneyen; insanları "Atatürkçüyüm" demekten korkar,
ya da utanır hale getiren; ilk ve ortaöğretime zorunlu din
dersi koyan sözde Atatürkçüler. Şimdi memnun musu-
nuz yaptıklarınızdan? Refah geliyor...
Kendi çocuklarını kolejlerde ve yabancı ülkelerde oku-
turken, imam hatip okulları ve Kuran kursları açarak din
sömürüsü yapanlar; inançsız oldukları halde inançlı in-
sanları kullanabileceklerini sananlar!.. Vurdunuz mu
başınızı taşın sertine? Refah geliyor...
"Laiklik konusunu fazla dile dolamayalım, tepki uyan-
dırırız" diye ahkam kesen "uçu/f"kuramcılar; "orduyla
milletibarıştıralım", "dinledevletibarıştıralım"diyefet-
va veren tatlı su Frenkleri. Ayağınız suya erdi mi şimdi?
Kabuslar bölüyor uykularınızı... Eyvah Refah geliyor...
"Atatürk demokrat değildi", "Cumhuriyetimiz ordu-
nun vesayetinden kurtarılmalıdır", "Devlet sivilleştiril-
melidir", "Demokrasinin önündeki en ciddi engel Ke-
malizmdir"gibisinden incilerdöktüren "süperüstatlar."
Sıvas cehenneminin sıcaklığını hissediyor musunuz
şimdi? Gözünüz aydın olsun. Refah geliyor...
Köy Enstitüleri'ni kapatarak yerine Kuran kursları aç-
tıranlar; mafyaya teslim ya da ortak olarak arazi yağma-
sına katılanlar; bir sürü üniversiteyi tarikatlara teslim
edenler, "tespih çeken parmağı" yüceltenler... Ayak
seslerini duyuyor musunuz? Refah geliyor...
Bugünkü fırtına. o günlerdeektiğiniz rüzgarların hasa-
dıdır. Mübarek olsun.
"Medya" bugün telaş içinde. Tüm değerleri altüst et-
tikten ve her türlü umut kapılarının kapanmasına neden
olduktan sonra, kimilerinin bir çıkış yolu olarak değer-
lendirdikleri Refah'a veryansın ediyorlar. "Eyvah Refah
geliyor"muş...
Gelirse gelsin. Onlar da bu topiumun insanları. Eğer
inançları arasında özgürlükçü demokrasi varsa, iktidar
onlann da hakkı. Ne bağırıyorsunuz?
Ama eğer Refahlıların gönlünde yatan model bir Suu-
di Arabistan ise bir Iran ise bu da onlann sorunu. Onlar,
"eyvah " diye düşünsünler, "ne yapacağız şimdi?" Mus-
tafa Kemal, Samsun'a 19 kişiyle çıkmıştı. Bugün bu
memlekette Mustafa Kemal'in kurduğu laik cumhuriye-
te sahip çıkacaklarm sayısı 19 milyondan fazladır. Her
şeye rağmen...
Bakanlığın tasansı TBMM Adalet
Komisyonu'nda kabul edildi
49 suçıın cezası
paraya
dönüştürülüyor
ANKARA
(ANKA) - 49 özel
yasada yer alan suç-
larla ilgili hapis ce-
zalannın idari para
cezasına dönüştü-
rülmesini öngören
tasan TBMM Ada-
let Komisyonu'nda
kabul edildi.
Adalet Ba-
kanhğı'nca "yargı
reformu paketi"
çerçevesinde haa-
rlanan tasan ile
adaletin hızlandın-
lması, mahkemeie-
rin iş yükünün
azaltılması amaç-
lanıyor. Uygulama-
da, yargıçlann ge-
nellikle para cezası
ile sonuçlandır
dıklan davalann,
mahkemeye gidil-
meden çözülmesini
hedefleyen tasan ile
özel yasalarda yer
alan kamusal para
cezalan ile para ce-
zasına dönüştürülebilen hürriyeti bağlayıcı cezalar, idari
para cezasına dönüştürülüyor.
İdari para cezalannda, mahkemelere başvurulmadan
mülki amirler ya da kurumlar tarafından verilecek amme
alacaklan usulü uygulanacak.
TBMM Adalet Komisyonu'nda aynca, Cumhurbaşkanı
Turgut Özal tarafından veto edilen hakimler ve savcılar ya-
sası, Adalet Bakanhğı'nın yeni hakimler ve savcılar yasa ta-
sansı ile birleştirilerek görüşülmeye başlandı. Tasannın gö-
rüşülmesine yann devam edilecek.
• İlkokul çağuıa gelen çocuğunu
okula göndermcy cnlcre 3 milvon
lira.
• Izinsiz yardım toplayanlara 5
milyonlira. •Derneküyesiolma
koşullannı taşunadığı halde üye
olanlara 1 milvon lira,
• Hastalıklı havvanını
zamanında öldürmeyenlere 3
milvon lira.
• Kaçaketsatanlara3milyonlira,
• Kaçak gözlükçülük yapanlara
2 milyon lira.
• Çaltşanlanna öğle tatili vermeyen
işletmelere 500 bin lira,
• Eczanesini mazeretsiz olarak
kapatanlara 5 milyon lira.
• Yetkisi olmadığı halde ebeu'k
yapanlara 1 milyon,
hastabakıcılık yapanlara 500 bin
lira,
• Milli Piyango biletlerini
değerinden fazla satanlara her
bilet için 100 bin lira, 6Sakat ve
hükümlü işçi çahştırmayanlara
her ay için 10 milyon lira.