27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 ŞUBAT1994 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Mahmut Alınak Alınak'tan TBMM'ye îngilizce protesto • Ahnak"Bu ülkede, resmi makamlara İngilizce başvuru yapılabiiiniyor, ama yurttaşlannın kendi dillerini konuşmasına izin verilmjyor. Bu trajediyi vurgulamak için bu yöntemi seçtim."'dedi ANKARA (Cumhurivet Bü- rosu) - Şırnak bağımsız Millet- vckılı Mahmut Alınak, Kürtçe konuştuğu içırı dokunulmaz- Iığının kaldınlmasına karar verilmesini ilginç bir yöntemle protesto etti. Ahnak, TBMM Adalet ve Anayasa Karma Komisyonlan'nda, Kürtçe konuşma yaptığı içın doku- nulmazlığının kaldınlmasına karar verildiğine dikkat çeke- rek. İngilizce bır metin haar- latarak. dokunulmazlık dos- yasının öncelikli olarak TBMM Genel Kurul günde- mine alınmasını istedi. Alı- nak, "Bu ülkede, resmi ma- kamlara İngilizce başvuru yapılabiliyor, ama yuıttaşlan- nın kendi dillerini konuşmasına izin verilmiyor. Bu trajediyi vurgulamak için bu yöntemi seçtim" dedi. 'Bir trajedf Ahnak, TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk. Başba- kan Tansu Çiller. ANAP Ge- nel Başkanı Mesut Ydmaz. RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan \eSHPGrup Başka- nı Aydın Güven Gürkan'a ılet- tiği İngilizce yazıda. dokunul- mazlık dosyasının, TBMM Genel Kuru)u"nun öncelikli gündemine alınmasını ve do- kunulmazlığının kaldırılması- nı istedi. İngilizce bilmediğı için metni Türkçe hazırladığı- nı belirten Alınak, TBMM Tercüme Bürosu'ndan İngi- lizce'ye çevirmesi için başvur- duğunu. ancak buradan olumsuz yanıt aldığını söyle- di. Alınak, TBMM Tercüme Bürosu'nun milletvekillerinin hizmetinde olduğuna dikkat çekerek, kendisine yönelik tavn anlamh bulduğunu ifade etti. Dışanda bir tercüme bü- rosuna metni İngilizce'ye çe- virten Alınak, kendisinin Kürtçe olarak, polîtik bir ko- nuşma yapmadığını söyledi. Alınak, "Ben Kûrtçe'yi çok iyi bilmediğim için politik konuş- ma yapamıyorum. Sadece hal hatır sorarken Kürtçe konuşu- yonım. Ama bunun cezası 2 yıldan başlıyor" dedi. TBMM kürsüsünde bütün yabancı dillerde konuşulabildiğini, an- cak bu ülkenin yurttaşı olan Kürtler'in kendi dillerini ko- nuşamadığına dikkat çeke- rek. "Bu bir trajedidir" dedi. 'Eleştirim çarpıtıldı' Alınak önceki gün bir gaze- tede. Hatip Dicle'ye iöşkin eleştirilerini içeren yazının da çarpıtıldığını söyledi. Hatip Dicle'ye "Karton genel baş- kan" dediği açıklamasını 20 gün önce yaalı olarak yaptığı- na dikkat çeken Abnak, "Sa- yın Dicle'nin, bir televizyon ka- nalında bana yönelik eleştirile- ri üzerine bu açıklamayı yapnuştım. .Ama şimdi Dicle'- nin İçişleri Bakanlığı ile pole- miğe girdiği bir dönemde. bu açıklamamın yayımlanmasını yadırgadım" dedi. RPseçim bürosuna salduı İstanbul Haber Servisi- Ga- ziosmanpaşa Fevzi Çakmak Caddesi üzerinde Refah Par- tisi'nin seçim irtibat bürosu olarak da kullanılan Zübeyde Hanım Mahallesi Kültür ve Yardımlaşma Birbği Lokali"- ne dün sabaha karşı saat 02.00 sıralannda kimliği belirlene- meyen iki kişi tarafından mo- lotofkokteylli saldında bulu- nuldu. Olayın olduğu saatlerde birlik lokalinde toplantı yaptı- İdan bildirilen RP Gazios- manpaşa İlçe Teşkilatı'na üye yaklaşık on beş kişiden Mu- harrem Zorlu saldın sonucu bacağından yaralandı. DEP'te Diclelııızıırsıızlıığıı PM üyeleri Hatip Dicle'nin genel başkanlıktan düşürülmesi için formül anyor Parti kan kaybedİyorParti tabanındaki huzursuzluğu dile getiren DEP'liler, Dicle'nin olumsuz tavırlan nedeniyle kan kaybına uğrayan partinin giderek "kitle partisi" görünümünden de uzaklaştığını savundular. Örgûtlerden destek Özellikle İstanbul, Diyarbakır ve Adana örgütlerinin, Dicle'nin genel başkanlıktan DEP/ düşürülmesinden yana olduklan, bu konuda partideki muhalifkanadahertürlüdesteğivereceklerikaydedildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ge- nel Başkan Hatip Dicle'nin açıklamala- nndan rahatsızlık duyan baa DEP'lile- rin, ilk parti meclisi (PM) toplantısında endişelerini dile getireceklen bıldirildi. Dıcle'yi "örgütten kopuk, apolitik" ola- rak tanımlayan PM üyelerinin Dicle'nin genel başkanlıktan düşürülmesi için formül arayışı içinde olduklan kayde- dildi. Parti tabanındaki huzursuzluğu dile getiren DEP'liler. Dicle'nin olumsuz ta- vırlan nedeniyle kan kaybına uğrayan partinin giderek "kitle paıtisi" görünü- münden de uzaklaştığını savundular. Askeri hedef nitelemesi DEP Genel Başkanı Hatip Dicle'nin son açıklamalan. partiiçi muhalefeti ha- rekete geçirdi. Dicle'nin Tuzla'>ı "aske- ri hedef olarak nitelemesi ve 300 bin as- ker kaçağmı kutlaması. genel başkan- lığını tartışılırdurumagetirdi. Dicle'nin. sergiledıği bu tavn sürdürmesi duru- munda. olağanüstü kurultay karan ab- nabileceği veya istifasının isteneceğini kaydeden DEP'liler. tabanın da Dicle'- nin çıkışlanndan huzursuzluk duydu- ğunu söylediler. Türkiye'de hassas bir siyasi süreç yaşandığını belirten PM üyeleri, ge- rilimi ürmandıncı açı- klamalardan kaçı- nmasını istedikleri Dic- le'nin. bu tavnnı sür- dürmesi durumunda giderek y alnızlaşa- cağını savundular. Bu arada, bazı DEP'- lilerin Dicle'ye ilişkin görüşlerini örgütlere de aktardıklan bildirilir- ken. özellikle İstanbul. Diyarbakır ve Adana örgütlerinin, Dicle'nin nı söylemekten korkar hale geldi. Dicle'nin bazı olaylarla ilgili > aptığı açıklamalar ise DEP'in y alıuzlık siireci- ni hızlandırdı. Birileri- nin partideki bu gidişe dur detnesi gerekir. Eğer böyle devam eder- se partideki mevcut in- sanlar da desteğini çe- ker. İnsanlar. DEP'ten aday olarak ölümü göze alıyor. Dicle ise radikal çıkışlar yaparak, bu in- sanların durumunu zora genei başkanlıktan dü- Dicle- Apolirikliklesuçlanıyor. sokuvor. Partililer, şürülmesinden yana ol- duklan. bu konuda partideki muhalif kanada her türlü desteği vereceklen kaydedildi. Dicle'yi "apolitik" olarak niteleyen bazı DEP'liler, pariinın çizgı- sinden uzaklaştığını savunarak kaygı- lannı şöyledile geürdiler: "Dicle'nin genel başkan seçilmesinden sonra, partide gerileme dönemi başladı. Kitlelerden uzaklaşıldı. Yapıcı politika- lar ve üretkenlik yerine slogancüık seçil- di. Parti, kamuoyunda giderek yalnızlaş- maya başladı. İnsanlar DEP'li olduklan- kontrgerillanın bedefi haline geliyor. İşte bunun en son ömeği, Diyarbakır adayı Metin Toprak. Top- rak 15 günlük DEP'li, ancak gözalhnda. Bir parti başkanı, sorumluluğunu bilmeli. Atttğı her adımı halka göre ayarlamalı. Militarist tavırlardan u/ak durmalı. Hal- kın can güvenliğini düşünmeli. PKK'nın bazı ey lemleri doğnı değilse buna Doğru değıldır diyebilmelidir. Çünkii biz, siyasi bir partiyiz. Silahlı mücadele veren bir örgüt değiliz. Eğer farklı şekilde davra- nırsak, kitlelerden uzaklaşırız. Türk hal- kına iyi mesajlar veremeyiz." Hatip Dicle'nin "şiddet eylemleriyle" ilgili görüşlerine katıbnadıklannı belir- ten bazı PM üyeleri, Dicle'yi "DEP'in genelkurmay başkanı" olarak tanımla- dılar. PM üyeleri, şu görüşleri dile getir- diler: Örgütten kopuk başkan "Dicle'nin son konuşmalanna, ka- muoyu serinkanlı yaklaşmaudır. Radikal çıkıslara radikal yamtlar »ermek, işi da- ha da çözümsüzlüğe götürür. Dicle'nin dile getirdiği aykırı düşüncelerini, basının da fazla büyütmemesi gerekir. Çünkii bu konuşmalar, sadece Dicle'yi bağlar. DEPin gerçek düşüncesini yansırmaz. Dicle çok sekter bir insan. Açıklamalan bilimsellikten u/ak ve derinlik yok. Ayrı- ca dar ufuklu. medyayla ilişkiİeri iyi de- ğil. Örgütten kopuk bir genel başkan. Partililere sahip çıkamıyor. Genel mer- kez bombalanıyor, kendisi gitme cesareti gösteremiyor. Olay yerine ilk giden mil- İetvekilleri oluyor. Yaralananlara sahip çıkmıvor. Murat Bozlak saldırıya uğru- yor ve Bozlak'ın evine gitmiyor. Bu dav- rantşları da partide huzursuzluğa neden oluvor." Bir grup SHP'li İstanbul kurultay delegesi, imaj değişiküği için çahşma başlatü Livaııeli've yıpranmamış kadro lıarekâtı İstanbul Haber Servisi- Zülfü Livaneli SHP'nin İstanbul'daki ibresini yüksel- tirken il örgütünde ve örgüte muhalif kadrolarda sıkıniı yaşanmaya başladı. Livaneli'yle birbkte il örgütünde de bir imaj değişikliğine gidilmesini savunan- lar. seçim öncesi yeni bir kadroyu tartış- maya başladılar. Oncülüğünü kendilerine "Taban Ha- reketi" adı veren SHP kurultav delege- leri Tekstil İş Genel Başkanı Rıdvan Bu- dak. DİSK Genel Sekreten Süievman Çelebi. Konutbırlik Genel Başkanı Oğuz Soydan ve .Kağıthane eski İlçe Başkanı ZeyneJ Öztûrk'ün yaptığı ve bazı ılçelerin ve eskı PM üyelerinin de destekledıği grubun il başkan adavının Rıdvan Budak olduğu öğrenildı. Nuret- Progyam sonrasimakyajtenüzJedüer İstanbul Haber Servisi - Önceki gün Kanal 6'da yayınlanan ve Ahmet Altan ile Neşe Düzel'in yönettiği Dinamit programında ANAP ve SHP'nin İstanbul Belediye Başkan adaylan tartıştı. ANAP adayı İlhan Kesıci belediv eden yûz kişi çıkanlması halinde belediyenin yükünün azalacağını savunurken, SHP adayı Zülfü Livaneli "Biz~kimseyi atmayacağız, kimseyı de almayacağız" dedi. Livaneb belediyede bulunan ekibin ehil hale getirilerek çalışmalara devam edileceğjni anlattı. "Şeffaflık" ve "demokrasi"yi herkesin diline doladığma değinen Livaneli uygulama sırasında gerçek demokrasinin ve şeffaflığın ortaya çıkacağmı savundu. Program sırasında bir ara Ahmet Altan ve İlhan Kesici'nin sık sık sözünü kesmesi üzerine Livaneli "İsterseniz ben bir süre susayım siz konuşun. Ama ondan sonra hiç olmazsa üç cümleyi peş peşe söyleyeyim" dedi. Program sonrasında Kesici. Livaneli ve Altan birlikte makyajlannı temizlediler. (Fotoğraf: HATİCETUNCER) tin Sözen'in büyükşehir belediyesine ye- niden aday gösterilmemesiyle birlikte kendisine yönelik bır hareketi beklediği belirten İl Başkanı Yüksel Çengelın de zaman zaman yakın çevresine istıfa et- mek istedığıni söyledıği ıleri sürülüyor. Ancak SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın. Çengel'in hiç olmazsa seçimleri atlatınca- ya kadar görevine devam etme- sini istediği belirtiliyor Örgüttekı Çengel yanlılan, seçimlere az bir zaman kala ör- gütıe değişikliğe gıdilmesinin yanlışlığına değinerek. "İl baş- kanımız İSKİ olayından beri ör- gürü ayakta tutmak için büyiik direnç gösterdi. Livaneli'nin adaylığından sonra örgüte yeni yaklaşım açıları getirdi. Bu se- çimleri Çengel'siz atlatmamız miimkün değil. Herkes bilir ki dere geçerken at değiştirilmez" değerlendirmesini yaptılar. Buna karşılık Livaneli'nin par- tiye yeni bir yüz getirmesiyle or- taya çıkan muhalifler, "Bu de- ğişim seçim arifesinde olsa büe devam ettirilmeli >e parti\e yeni bir dinami/m kazandırümah" görüşünü savunuyorlar. 'Muhalefet yapmıyoruz' "Taban HareketT'nin il baş- kanbğına getirilmesinı istediği Rıdvan Budak. amaçlannın muhalefet yapmak olmadığını söyledi. Budak. değişiklik isteği gerekçelerini şöyle sıraladı: "Hepimizin aynı ölçüde so- rumlu olduğu SHP'yi kurtar- mak. Emeği, yeniden partinin temsilcisi yapmak. Bu görüntü. bu vizyona uygun değil. Lhane- ü'nin adaylığıyla başiayan deği- şiküği tamamİamak gerek." "Taban Hareketi"nin. istek- lerini genel merkeze ve SHP Genel Başkanı Murat Kara- yalçın'a da ilettikleri öğrenildi. İl örgütünde Yüksel Çengel'e muhalif olan üç yönetim kuru- lu üyesi de geçen hafta istifa- lannı verdi. Belediye meclıs üyesi aday listelerinde konten- janlann belirlenmesi yöntemine karşı çıktıklan gerekçesiyle isti- fa ettikleri ileri sürülen Dursun Bulut, Duygu Büke ve Müjga Bilgin'ın istifa gerekçelerini ge- nel merkeze de ilettikleri bildi- rildi. POLrnKAGÜıNLÜGÜ HİKMET ÇETİNKAYA Bir Trilyonluk Vurgun... Hep aynı şeyler. Bilerek kamuoyunu yanıltmak... Şöyle diyorlar: "Dindarlann üzerinde yoğun baskılar var..." Takkeli liboş köşesinde yazıp çizdiklerini yineliyor durmadan: "Türk Hava Kurumu kurban derilerini topluyor. Türk Hava Kurumu'na kurban derisi vermeyenlerhapse atılı- yor. Bayındır'da böyle bir olay oldu..." atv'de Ali Kırca'nın yönettiği açıkoturumu izliyorum. Yüzündeki "demokrasi maskesini" Bülent Ecevit mi, Toktamış Ateş mi yoksa Oktay Ekşi mi indirecek merak ediyorum. Ama nafile, üç saat boyunca takkeli liboşun "demokrasi maskesini" kimse indiremiyor. Takkeli liboş yani Bahri Koru zaman zaman "hoşgö- rü" ile "demokrasiyi" birbirine karıştırıyor. Kendi iç ev- renindeki çöküntü bu arada yüzüne yansıyor. Birileri şöyle diyebilmeli kendisine: "70 yıllık cumhuriyetin çürüdüğünü söyleyen sensin. Laik, çağdaş, demokratik Türkiye Cumhuriyeti yerine şeriat devleti mi istiyorsun..." Ardından bir başka soru gelmeli: "Sıvas'ta onlarca aydını yakan kara yobaz çetelerine alkış tutan sen değil misin? Şimdi kalkıp düşünce ve inanç özgürlüğünden, hoşgörüden söz ediyorsun. Yann iktidara sizin düşüncelerinizi paylaşanlar gelirse sizin gibi düşünmeyenleri diri diri yakacak mısınız?" Hayır kimse bu soruları yöneltmiyor takkeli liboşa... Takkeli liboş yani Bahri Koru; laik, çağdaş ve demok- ratik Türkiye Cumhuriyeti'yle yaşıt Cumhuriyet gazete- sine zaman zaman şöyle saldırır: "Kemalist tekkenin müritleri..." Katıksız bir cumhuriyet düşmanıdır. Mustafa Kemal - in kurduğu laik cumhuriyetin temeline dinamit koymak için özel olarak yetiştirilmiştir. Diyor ki: "Türk Hava Kurumu kurban derilerini toplamasın..." Yakimlertoplasın? Tarikatlar... Elbet bunu açık seçik söylemiyor. Her zaman yaptığı gibi "dindar" sözcüğünü kullanıp şöyle diyor: "Devletin dindarlar üzerinde baskısı var..." Oysa Türkiye'de devletin gerçek Müslümanlar üzerin- de baskısı yok. Daha ötesinde bugün tarikat odaklarının devlet yönetimi üzerinde siyasi ağırlığı bulunuyor. Ana- dolu üniversitelerinde tarikatçı rektörler, Milli Eğitim'de şeriatçı müdürler ortalığı kasıp kavuruyor. Kara yobaz çeteleri Sıvas'ta Madımak Oteli'ni ateşe verip onlarca aydını diri diri yakarken devlet sadece iz- ledi. Birkaç ay sonra tutuklu sanıkların hemen hemen hepsi serbest bırakılacak. Belki uç-beş kişiye hapis ce- zası verılecek. Bir kanlı Sıvas olayı böylece unutulup gi- dilecek. Türkiye'de meydan demokrasi düşmanlarma kaldı. Üstelik hoşgörü ve demokrasi adı altında. Hem "Bize baskı uygulanıyor, bu ülkede demokrasi yok" diyorlar hem de televizyonlarda istediklerini söyleyip gazetele- rinde yazabiliyorlar. atv'de açıkoturumu yöneten Ali Kırca şunu diyebilme- liydi "Hem demokrasi yok diyorsunuz hem de istediğinizi söylüyorsunuz?'' Takkeli liboş yani Bahri Koru, niçin ikide bir Türk Hava Kurumu'na çatıyor? Türk Hava Kurumu Genel Başkanı Prof. Dr. Atilla Ta- çoy'un THK'nın 69. kuruluş yıldönümünde yaptığı açıkla- madan ötürü. Prof. Taçoy açıklamasında şöyle diyordu: "Devletin en temel ilkesi olan laiklik tehdit altındadır. Bazı yerlerde din kisvesi altında deri tüccarları milyoner imamlar türemiştir..." İşte takkeli liboşun ağzının köpürmesinin nedeni bu- dur. Asıl sıkıntısı, dini kuruluş görüntüsü altındaki örgüt- ler ve tarikatların "trilyontuk deri vurgunu'rtu sürdürüp sürdürememesidir. Heryıl Kurban Bayramı'nda tarikat- ların cebine 1 trilyonun üzerinde "der/paras/'girmekte- dir. ArkadaşımızCengiz Yıldınm 19Temmuz 1993'te "tril- yonluk vurgunu" bakın nasıl anlatıyordu: "Konya'da kesilen 200 bin kurbandan 4 bininin derisi THK tarafından toplanmıştır. Sadece Konya'da dinci gruplar yaklaşık 16 milyar lıra gelir elde etmişlerdir." Bu açıklamayı THK Genel Başkanı Prof Dr. Atilla Ta- çoy yaptı arkadaşımıza... 1986 yılında ANAP hükümetinin kurban derilerini top- lama yetkisini Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma der- neklerine vermesini fırsat bilen aşırı dinci tarikatlar, vakıflar kurarak 1992 yılına dek büyük vurgunlar vurdu- lar. 1992 yılında kurban derisi, fitre ve zekat toplama yet- kisi yeniden THK'ya verilince de ortalığı ayağa kaldırdı- lar. Takkeli liboşların Allahları dolar, peygamberleri marktır... Ne diyorlar: "Devlet dindarlara baskı yapıyor..." Soruyorsunuz "Neden?" "Kurban deriterini THK topluyor..." Bir trilyonluk vurgun kimin cebine gidiyordu? Bir tril- yonla tarikatlar neler yapıyordu? Bir trilyondan tarikat li- derlerine ve öğrenci yurtlarına akıtılan ne kadardı? Herhalde bir başka tartışmada, bu soruları takkeli li- boşa sorarlar... Aslında sormaya da gerek yok. Tarikatların kurduğu vakıfların kasa defterleri, banka hesapları incelenirse vurgun ortaya çıkarılır... Çiller'iıı 'acil birlik9 toplaııtısı DENİZTEZTEL Ankara'daki "birlik" çağnsından sonra İstanbul'- da da acil bir "birlik top- lantısı"' düzenleyen DYP Ge- nel Başkanı ve Başbakan Tansu Çiller. umduğunu bulamadı. Bed- rettin Dalan'ı ve genel merkezi eleştiren muhalif kanadın katılmadığı toplantı, "basın toplantısına" dönüştü. Yerel seçimlere bir ay kala DYP içindeki muhalefeün gittikçe sertleşmesi ve İstanbul örgütünde yaşanan bölünme nedeniyle zor günler geçiren Tansu Çiller, düzenlediği toplantılarla partiyi ayakta tutmaya çabşı- yor. Ankara'nın benzeri Önceki gün Ankara'da düzenlenen Temsilciler Mecbsi toplantısında peygam- berin sözlerinden örnekler vererek. "birük ve bütünlfiğün" korunmasıru isteyen Baş- bakan Tansu Çiller, dün de İstanbul'da benzer bır toplantı gerçekleştirdi. DYP seçim merkezinde yapılan toplan- tıya Devlet Bakanı Mehmet Ali Yıhnaz, İl Başkanı Maral Öztekin, belediye başkan adayı Bedrettin Dalan ve ilçe belediye baş- kan adaylan katıldı. Dalan'a ve Çiller'e sert eleştiriler yönelten muhalif kanadın toplantıya katılmadığı dikkat çekti. İstan- bul'a daha önceki gelişlerinde kalababk ve coşkulu törenlerle karşılanan Başbakan Tansu Çiller'i, bu kez partililer yalnız bı- raktı. Başbakanbk Basın Merkezınden Tansu Çillerin "DYP il merkezinde partihlerle toplantı" yapacağı açıklanmasına karşın. partiblenn ilgısızbği nedeniyle toplantı "basın toplantısına" dönüştürüldü. Top- lanuda ilk konuşan belediye başkan adayı Bedrettin Dalan, sözlerine "Allah'a şükür- ler olsun tüm adayiarunızı belirledik" diye başladı. İstanbul'un sorunlannı anlatan Dalan, "Bu şehri AlJah güzel varatmış. Bu- nun vebali vardır. Bunun veb'alini ödemek üzere yola çıktık. Bu şehre seçmenin vebali vardır. 27 Mart'ta Allah bize bu vebali öde- meyi nasip etsin" dedi. DYP'nin "tek yumruk" olduğunu savu- nan Başbakan Tansu Çiller de konuşma- sında sık sık "bütünlüğün sağlandığım" yi- neledi. İstanbul projelerini kitapçık haline getirdıklerini. 1 martta düzenleyecekleri basın toplantısı ile kamuoyuna anlatacak- lannı belirten Çiller. şöyle devam etti: "Bu ekip, 28 martta düğmeye basacak olan ekiptir. İstanbul'un hiç zamanı kalma- dığını düşündüğüm için tecrübeyi ve cesareti bir araya getirebilecek bir ekibin yolunu aç- tık. İstanbul'u bu ekiple istiyorum. Sayın Dalan vapmış olduklarıyla, tecriibe ve cesa- retiyle İstanbul için gerçekleştirilen çok zor planları uygulayabilecek ekiple gelecektir. Devletin gücümi İstanbul için seferber ede- rek, düğmeye basacağız." Tapu sözünü yineledi İstanbul'un sorunlannı anlatırken gece- kondu sorununa da değinen Çiller, "tapu sözünü" yineledi. Çiller. "Gecekondu soru- nunu halletmek cesaret ister. Yeni gecekon- duy a müsaade yok. Ancak, olanı tespit etmiş durumdayız. Olanı yok farzedemeyiz. Ola- nı, çözüme kavuşturacağız. Bir yandan onla- rı tapuya kavuştururken, bir yandan da şehri kurtarmak zorundayız" dedi. Barış Manço'nun adaylıktan çekilmesi üzerine Kadıköy'den aday gösterilen Tan- kut Ünal da toplantıya İcatılarak, Tansu Çiller ile tanıştınldı. Yılmaz: Türkiye'ye bu kadar güvenilmez başbakan gelmedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, ye- rel yönetimlere yönelik programı içeren seçim bildirgesini açıklarken koalisyon hükümeti ve Başbakan Tansu Çiller'i ağır biçimde eleştirdi. Erken seçime gitmeleri- ni bir "fazilet" örneği olarak niteleyen Yılmaz, Çiller'in kendilerini kaçmakla suçlamasınm ise "cehalet" örneği olduğunu savundu. "Asıl ka- çak milletten kaçandır, o da bugünkü Başba- kan'dır"diyen Yılmaz, koalisyon hükümetinin Türkiye'ye yük olmaya başladığını söyledi. ANAP'ın "2. Şehtrcilik Hamlesi" adını ver- diği, yerel yönetim politikalan Ankara'da dü- zenlenen büyük bir gösteriyle kamuoyuna açı- klandı. ANAP'ın bütün il belediye başkan adaylan. il başkanlan ve milletvekillerinin ka- tıldığı toplantıda, yerel yönetim politikalan İlhan Kesici, Işın Çelebi ve Ruşrü Yüce tarafın- dan anlatıldı. Partinin genel merkezinde özel olarak düzenlenen sahnede, İstanbul ve An- kara'dan kent görüntüleri multivizyonla katı- lanlara gösterildi. Genellikle çöp ve ulaşım so- runlannın işlendiği fotoğraflann gösterildiği sahnedekı iki duvar yıkılarak ANAP'ın ger- çekleştirmeyi hedeflediği "modern" kent gö- rüntüleri sergılendi. Toplantıda yaptığı konuşmada, yerel yönetimlere yönelik politikalan anlatmaktan çok hükümeti eleştiren Mesut Yılmaz. Türkiye'nin. ekonomiden ıç güvenliğe. dış ilişkilere kadar her alanda ciddi bir bunalım ya- şadığını söyledi. Bunalımın sorumlusu olarak koalisyon hükümetini gösteren Yılmaz. "Koa- lisyon hükümetinin köhi yönetimi ve yanlış poli- tikalan Türkiye'yi 70'li yılların kargaşa ve istik- rarsızlık ortamına geri dönme tehlikesiyte karşı karşıya getirmiştir" dedi. Türkiye'nin 27 aydır "parti çıkarlan üzerine kunılmuş bir paylaşım koalisyonu" tarafından yönetildiğini ılen süren ve Başbakan Tansu Çiller'i "kongre Başba- kanı" olarak tanımlayan Mesut Yılmaz. "Cum- huriyet tarihimizde daha bu kadar zayıf bir hü- kumet, bu kadar güvenilmez bir Başbakan gel- memiştir. Başbakan'ın hiçbir sözünün değeri yoktur. Bugün terdiği sözü yann inkar edebil- mekte, dün aldığı karan bugün değişn'rebilmek- tedir" dedi. Başbakan Çiller'in ekonomiyi çı- kmaza soktuğunu öne süren ANAP lideri. bu- gün yapılmaya çalışılan ekonomik düzenleme- lerin sorunun halka yansımasını seçim sonrası- na ertelemek için yapıldığını söyledi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle