Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22ŞUBAT1994SAU
HABERLER
îstanbuFu yeralü yönetiyorCHP'nin başkan adayı Ertuğrul Günay: İstanbul'da suda, havada, denizde ve ahlakta vahim
boyutlarda kirlilik var. Kent yasalar içinde yaşayan insanlann yaşayamayacağı hale gelmiş
LEYLA TAVŞANOĞLU
C
HP'nin İstanbul Büyükşehır Belediyesi
başkan adayı olan CHP Genel Sekrete-
ri Ertuğrul Gfinay, İstanbuTun ancak
ciddi bir sıyasi kararlılıkla yönetilebile-
ceğini söyledi Günay, İstanbul'da istediği gjbi
hareket eden arazi mafyası ve dığer mafyalarla
ilgili olarak da "İstanbul yasalar içinde yaşayan
insanlann artık yaşayamadığı bir yeraltı dün-
yasına dönüşmüş'" dedı.
Günay'la CHP'nın Gümüşsuyu Caddesı
üzerindeki ıl merkezinde konuştük. Sırtında
gömlekle bizi karşılayan Günay'ın işlerinın
başından aşkın olduğu süreklı çalan telefonJar,
kapıdan süreklı birilennin kafalarını uzatıp bir
şeyler sormalanndan anlaşılıyordu.
Bize kendi siyasi geçmişını anlatüktan ve '68
Kuşağı'nı çok yakından yaşadığıru belirttikten
sonra "Ciddi bir siyasal birikimden geldiğimi
sanıyorum. Biraz çarpıcı bir şey söyleyeyim.
Aslında gözüm başbakanlıkta. Arna Başbakan'-
da değil. Ben İstanbul Anakent Başkanlığı'nı bir
tür başbakanlık olarak göriiyorum" diye ko-
nujtu.
Istanbul'un plansızbğından yakınan Günay.
"Herkesin kendi çıkanna göre eğip büktüğü,
herkesin kendi çıkarına göre düzeltilmesini sağ-
ladığı bir imar anla>ışı var. Suda. havada. deniz-
de ve ahlakta vahim boyutlarda bir kirlilik soru-
nu bulunuvor" dedi.
POR TRE ERTUĞRUL GÜNAY
1948 Ordu doğumlu. İÜ Hukuk
Fakültesi'nibitirdi. 1968 de Hukuk
Fakültesi öğrenci temsilciliğine seçildi.
Daha sonra Ecevit hareketivle bırlıkte
CHP yegirdi. 1974-77 arasıCHP Ordu
İl Başkanlığı yaptı. 1977"de Ordu dan
CHP milletvekili seçildi. Partisözcülüğü
yaptı. Pek çok Meclis komisyonunda
görev aldı. 1986 'da SHP 've katılarak
Ankara İl Başkanı oldu. 1988 'de SHP
Parti Meclisi'ne seçildi. 1990-91
dönemınde Genel Sekreter Yardımcılığı
yaptı. CHP üzerindekiyasak katkmca 9
Eylül 1992 kurultayında birçok eski
CHP 'liyle birlikte CHP 'nin yeniden
oluşumuna katıldı. CHP Genel Sekreteri
oldu. Yerelseçimler öncesi de CHP 'den
İstanbul Belediye Başkanlığı 'na
adayhğını koydu.
'Fikret'in Sis şiirindeki gibi...'
Istanbul'un bu durumunu Tevfik Fikret'ın
Sis şiirine benzettiğini söyleyen Ertuğrul Gü-
nay, "Şu anda da ben İstanbul'a baktığım za-
man o sorunları, o sıkıntıları, o karanlığı görür
gibi oluyorunT ifadesini kullandı.
Ertuğrul Günay'la Istanbul'un sorunlan ve
belediye başkanı seçilirse neler yapmak iste-
diklerini sorulu-yanıth olarak şöyle konuştuk:
- Sz CHP Genel Sekreteri'yke'n İstanbul Be-
lediye Başkanhğı'na adaybğauo koydunuz- İs-
tanbul büyü'k ölçekb' bir
Avrupa ülkesi büyüklüğün-
de bir kent. Bu ise neden ka-
rar verdiniz? Bunu gözünüz
yiyor mu?
GÜNAY - Evet. bunu
gözüm yiyor. Çünkü ciddi
bir siyasal birikimden gel-
diğimi sanıyorum. Biraz
çarpıcı bir şey söyleyeyim.
Aslında gözüm başba-
kanlıkta. Ama Başbakan'-
da değil. Ben istanbul
Anakent Belediye Başkan-
lığı'm bir tür başbakanlık
olarak görüyorum.
İstanbul'un. kurum-
laşmış, "etik'i oluşmuş bir
siyasal yaklaşıma ihtiyacı
var. CHP'nin buna talip
olması gerek diye düşün-
düm.
GÜNA Y- Elimde belediyenin raporlan var.
Belediye dıyor ki: "Dalan döneminde kapatıl-
mrş bûlunan Nazım Plan Bürosu'nun çalı-
şmaları varım kaldığı için o günden bu yana
nazun plan konusunda ciddi bir çalışma yürü-
tülmemiştir. Bu >ıl bazı çalışmalar baş-
latılmıştır. Bitirilmeye çaltşdıyor."
Televızyonda gördüm. Eskı belediye
başkanı bu tür bir planın olduğunu söylüyor-
du. Bu planı getirip İstanbul'un üzerine ko-
yalım. Hiç çakışmıyor. İstanbul gibi birkent-
te beşer yıllık iki yönetim ve şu anda bir
plansızlık... Şu anda karşı karşıya kaldığımız
olay plansızlık. Herkesin kendi çıkanna göre
eğip büktüğü, herkesin kendi çıkanna göre
düzeltilmesini sağladığı bir imar anlayışı var.
Suda, havada, denizde ve ahlakta vahim bo-
daşlanmızın söyledığı gibi "Siz de kendinizde
mucizevi yönetim iddiası mı görüyorsunuz?"
Hayır, ben arkamda bir siyasal parti görüyo-
rum. Ben tek başıma, Ertuğrul Günav olarak
kendimde hiçbir özel güc vehmetmıvorum.
Arkamda çok önemli bir yerel ve merkezi
yönetim deneyimi var.
- Evet, CHP Türkiye'nin en eski partisi.
Ama on yılhk bir aksama süresi var. Son ka-
nuıoyuyoklamalarında da halkın CHP'ye çok
büyük bir şans tamnuuhğı görûlûyor...
GÜNA Y- Tabii biz zor bir görev taşıyoruz.
Siz de söylediniz. Hatta 12 yılbk bir ara veril-
di. Ama bu 12 yıllık arada biz yurtdışında de-
ğildik ki. Türkiye'de yaşadıklanmızdan ders
çıkardık. Eksiğimizi, fazlamızı gördük. CHP
olmayınca ne oluyor. onu gördük. Yani çok
Siyasal kararlüık
rum. Geç kaldığımız söyleniyor. Hayır, 55-60
gün zaman var önümüzde. İyi sonuç alabilinz,
almayabilinz. Almazsak bizim için kayıpür.
ama asıl İstanbul. Türkıye için kayıptır.
- Vzun zamanıhr özeltikle İstanbuVdaki yö-
netid kadrolar skandaUara karıştyor, belti bir
ahlaki çöküntü yaşanıyor. Şimdilerde yerel yö-
netimler için bir ahlak şartt haztrlanması çahş-
ması var. Siz bunu nasıl karsthyorsunuz?
GÜNA Y- Bütün ilçe adaylan. hatta belediye
meclis üyesi adaylan belli olunca hep birlikte
Taksim'deki Atatürk Anıtı'na gidip saygı du-
ruşunda bulunacağız. Bir arkadaşımız da "Bir
görev andı yazalım ve hep birlikte okuyalım"
dedi. Bunu olumlu karşıladık. Biretik şartı her-
kesin benimsemesi, duvarlanna asması da doğ-
ru. Ama ben dürüstlüğün, sonunda sadece in-
sana emanet edilebilecek bir şey olduğunu
sanmıyorum.
Öyle olsaydı bugün Meclis'te göreve başlar-
ken insanlar yemin ediyorlar. O yemini ettikleri
için de her şeyin düzgün gitmesi gerekir. Ama
aynca mekanızmalan kurmak gerekiyor. Dü-
rüst işleyişi, saydamlığı sağlayacak mekanız-
malar kurulmalıdır.
'ANAP ağır bedel ödedi'
1989 seçimleri ANAP'ın yıpranmışlığı üze-
nne geçti. ANAP da bunun ağır bedellennı
ödedi. Ne yazık ki 1994 seçimlen de SHP'nın
yıpranmışlığı üzerine geçecek: SHP, bunun ağır
bedellerini ödeyecek. Pekı ama ANAP'ın.
SHP'nin gecmiştekı bütün yöneticilen yolsuz.
uğursuz, kötü niyetlı kışıler miydı? Havır. de-
ğillerdı. Ama mekanızma yolsuzluk üreüyor ya
da üretılmesıne ızin venyor. Hatta "Yolsuzluk
yoksa bile \ardır" denilmesine yol açabilecek
bir kapabhk içeriyor.
Beledıyelen kapsayan 1580 savılı yasa 64 yıl
önce çıkmış. 1930'da Türkiye tek partili. Kent-
lerin nüfusu son derece az. O dönem Türkiye
köylerde yaşıyor. Ama 60 yıl içinde dünya 6
kat. Türkıye belkı 60 kat değişmiş. Yerleşme
ölçüleri, bütün toplumsal talepler değişmiş. Ül-
kedeki bütün alt faktörler,
güdüler kendini duyurma-
ya başlamış. Tek sesli top-
lumdan çoksesli topluma
geçme sürecinı yaşıyoruz.
Böyle bir toplumda tek
parti döneminde çıkanlmış
bir belediye yasası ile bele-
diye yapmaya çalışıvoruz.
CHP büyükşehir
1
başkan adayı Günay, arkadaşımız Leyla Tavşanoğlu'na 'Nasıl bir tstanbul'u anJattı.(HATÎCE TUNCER)
j
Çünkü CHP yerel yöne-
tîm alanında da, merkezi
yönetim alanında da biri-
kimi, deneyimi olan, saygı
duyulacak değer yargılan
oluşmuş bulunan önemli
bir siyasal kurum. Ve ben
bu kurumun genel sekrete-
riyim. İstanbul'un ciddi bir
siyasal kararulığa ihtiyacı
var. İstanbul'da değer
yargılan oluşmuş ciddi bir
kurumun siyasal kararlıhğı sergilenebilirse
İstanbul'un sorunlannın üstesinden gelinebilir
diye düşündüm; partimin bu önerisini kabul
ettim.
- İstanbul'un dehşetti sorunları var. Öncelikle
İstanbul'da çeşitti mafyalar var.
GÜNAY - Evet, İstanbul yeraltından yöne-
tiliyor.
- Mafyalarla bağlantıh olarak büyük çapta
bir arazi yağmast ve başını ahp giden rantlar
var. Aynca İstanbul'da trafik, hava kirlitiği,
çevre kirlitiği, deniz kirlitiği, su sorunu ve daha
saymakla bitmeyecek so-
runlar bulunuyor...
GÜNA Y - Bakın. bun-
lann hepsini biliyorum.
İstanbul yasalar içinde ya-
şayan insanlann artık ya-
şayamadığı bir yeraltı dün-
yasına dönüşmüş. Bu tes-
pit birileri için belki yeni-
dir. Ama benim için yeni
değil. 19801i yıllara girer-
ken İ.Ü. Rektörü Prof.
Haluk Alp. "Türkiye ye-
raltından yönetiliyor" dedi.
O günlerde Cumhurbaş-
kanı olan rahmetli Fahri
Konıtürk buna dehşetli i
. . . .
tepki göstermişti. Oysa • A s I i n d a gOZlim
idd sorumiu bir s.yaset başbakanlıkta. Ama
nıngormesıgereken * , , , , _..
bir yakiaşımdı. o Başbakan da değil.
günden bu yana ne yazık ftçn İstanbul Belediy
kı tespıt yapılmadığı, doğ- „ , , » , , . ..
J
ru teşhisten kaçıidiğı için Başkanlığı nı bir tur
yeraltından yönetim an- başbakanlık Oİarak
layışı ulke geneunde de,
İstanbul özelinde de alıp
başını ilerledı Şu anda da
bir yandan insanlann bannma sorunlan var,
bir yandan o bannma sorunlannı olağanüstü
çıkara alet eden bir anlayış var.
- Buna bağh bir örnek vermek isterim. Bir
bölgede imar izni iki kata kadar deniyor, ama
bakıyorsunuz orada on kath apartman çıkmış.
yutlarda bir kirblik sorunu bulunuyor.
Bu, bana neyi haürlatıyor bilir misiniz?
Teyfik Fikret'in Sis şiirini. O, olağanüstü va-
him bir İstanbul tablosudur. O, Abdülhamit
baskısı altındaki İstanbul'la ilgili bir tepkidır.
şair duyarlılığının tepkisidir. Şu anda da ben
İstanbul'a baktığım zaman o sorunlan. o
sıkıntılan. o karanbği görür gıbı oluyorum.
İstanbul'un bence başka vahim bir sorunu
var: Yılda yanm mılyona yakın ınsan İstan-
bul'a ya göç edıyor ya da doğumla geliyor.
Bu insanlar bulunduklan yerlerden bir kül-
türden gelıyorlar, ama İstan-
bul'da bir kültürsüzlük boşluğu-
na düşüyorlar. İstanbul'da ne
İstanbullu oluyorlar, ne geldik-
len yörenın ınsam olarak kalabi-
byorlar. İjte arabesk buradan
doğuyor. istanbul, arabeskin de
kaynağı. Bir milyon insanın so-
kakta gezındiği ve çabşan insan-
lann birçoğunun kayıtlı ol-
madığı büyük bir hayat alanı
burası.
Bütün bunlann üstesinden
gelmek için sadece mühendis ya
da para kullanmayi bilir olmak
yetmez. Bütün bunlan bibnek
için sanatçı ya da sadece kültür
adamı obnak da yetmez. Hepsi-
ni bir orkestra uyumu içinde
çalıştıracak olan bir sıyasat
adamı bulmak gerekiyor. Bu ye-
rel seçim kampanyasında vahim
bir gelişme görüyorum. Şiyaset
dış; iddialar sergileniyor. Üç gün
önemli bir deneyimle, sıyasete bir mıktar da
dışandan bakma şansını kazanarak, bir mik-
tar kendımızı özeleştin süzgecinden geçirme
şansını da bularak sıyaset sahnesıne şımdı ve-
niden bir iddiayla çıkıyoruz.
Anketler bize yeteri kadar yer vermiyor. Siz
de biliyorsunuz ki anketler ticari şirketler
tarafından yapılmaktadır. Anketlen fınanse
eden kurumlar. kuruluşlar var. Bir anketı kim
talep ediyorsa sonuçlar aşağı yukan ona göre
söyleniyor. Ben iddıa edıyorum: Marmara
Bölgesı'nde biz CHP olarak Edirne'yı Çanak-
kale'yi kazanacağız. İstan-
bul'u söylemiyorum. Çünkü
yanbş anlaşıbr. Ama anketlere
bakıyorsunuz, Edirne ve Ça-
nakkale'de bizim oy orarumız
yüzde beşlerin altında, binde
birlerin altında ifade edılmeye
çabşıbyor. İddıa ediyorum:
Oralarda biz en büyük parti
olarak seçime giriyoruz. en
büyük parti olarak seçımden
çıkacağız.
Biz Türkıye'ye sorumiu bir
siyaset anlayışı anlatmaya
çabşıyoruz. Türkıye'de son 10
yıl içinde, CHP'nin olmadığı
dönemde ekonomide ciddi
darboğazlar yaşandı. Demok-
raside ne yazık kı bir tek ılen I s t a
n b u l ' a b a k t l ğ i m
adımaülmadı. 82Anayasası- °
nın durduğu bir ülkede zaten
demokrasiden söz etmek in-
sanın kendısine karşı saygısız-
lığıdır. Bu. TBMM'nin kendi-
önce partisi belli olmuş, geçen sinesaygısızlığıdır.Bu,"Türki- karanllğl SÖFÜr gİbİ
yılki partisiıie sırtını dönmüş ya ye'de demokrasi var" diyen in- , ,
da geçen ayki partisini karşısına sanlarrn demokrasiye karşı, OlUVOrum
almış bir dolu insanın ortada ge- kendisine karşı ve tüm evren-
sel kav ramlara karşı saygısızlığıdır.
Böyle bir darboğaz yaşandı. Türkiye ciddi
sıkınülardan geçti. Etik değerler yıprandı.
- Ne sonuç almayı umuyorsunuz?
GÜNA Y - Her siyasal parti bir seçime bir
iddiayla girer. İyi sonuç alacağımıza inanıyo-
zindiği ve yönetim iddiası sergilediği bir seçim
bu.
Dünyanın hiçbir kenti ya da ülkesinde de-
mokrasi içinde böyle iddialar sergilenmez. İs-
tanbul'a sorumiu bir sıyaset yaklaşımıyla
çıkmak gerekiyor. Diğer ıddia sahibi arka-
Derebeylik yasası
1984'teçıkan3030sayılı
yasa yeni. Ama o da dere-
beylik yasası. O dönemde-
ki hatın sayılır belediye
başkanlan kendijerine
göre düzenlemişler. Örne-
ğin anakent belediye en-
cümeninde hiç seçilmiş üye
yok. İşte bu mekaniz-
malann değışmesi gereki-
yor. Geçen beş yıl içinde bu
yapılamadığı. bu olanak
elden kaçınldıgı için Türki-
>e şimdi bu noktaya geldi.
SHP bunun hesabıru ven-
yor.
Dolayısıyla o ahlak
şartına bağlıbk açıklayan
insanlar arasında da yine
bırtakım defolar. birtakım
fıreler çıkacaktır. Say-
damlık olmazsa dürüstlük
hiçbir şeyin teminatı ola-
maz. Katılım yoksa de-
mokrasi boş vaatler, söy-
lem konusu olmaktan öteye geçemez. Ama ne
vazık ki bir öncekı beş yıldan ders çıkanlmadı.
İstanbul belediye başkanı seçilirsem yerel yöne-
tim yasasını parlamentodakı insanlann ımzası-
na sunmaya çabşacağım. bunu parlamento
gündemine getirmek için aynca özel çaba har-
cayacağım.
Bu, bırtakım insanlann, "Ben yaparım" de-
mesıyle olacak iş değıldır.
Şu anda halkın yerel > önetimlere güvensizliğı
v ar. Oysa yerel yönetimler demokrasınin bınn-
ci mevsimİeri. Halkın güveni yerel yönetimler-
de pekiştiribrse demokrasiye
güveni de pekişir. Türkiye'de
on yılda bir darbe oluyor.
Çünkü demokrasi sadece
parlamentonun ışi sanılıyor.
Oysa demokrasi mahalle
muhtannın da belediye mec-
lisi üyesınin de belediye baş-
kanının da ıl genel meclisı
üyesinin de işi. Bu katılım
sağlanmazsa birileri on yılda
bir demokrasiyi kurtarmaya
kalkar. Herkes biriikte bu-
nun faturasını öder. Sonra
tekrar. sil baştan yapanz.
İstanbul aydınlık bir kent
olmalıdır. Üzerine çarşaf ör-
tülmüş baskıcı, karanbk,
tekdüze bir kent olamaz.
- İstanbul'da geçndş beledi-
yenin sürdürdüğü bazı proje-
ler var. Metro, doğalgaz, ye-
şillendirme kampanyast, Ha-
tiç'in ve Marmara'ntn temiz-
lenmesi ve yeni barajların ku-
rulması... Bunlar konusunda
ne yapmayı düşünüyorsunuz?
GUNAY - Ben kurum-
• 'Şu anda da ben
zaman Fikret'in Sis
şiirindeki o sorunlan,
o sıkıntılan, o
laşmış bir siyasal partinin temsilcisiyim. Bu ül-
keyi kendimden önemli sayıyorum. Partimin
de anlayışı bu. İstanbul'da Sayın Sözen'in dö-
neminde ya da ondan önceki dönemlerde baş-
latılmış ne varsa bunlann bir kuruşunun ziyan
olmasından yana değilim.
GUINDUZ GOZUYLE
MELİH CEVDET ANDAY
MaçoKafa
GeçendeTV'lerimizden birinde 'kadın hakları'konulu
bir söyleşi vardı; profesör bir bayan konuştu, güzel, doğ-
ru bir Türkçe ile. Dilimizi doğru konuşanlara TV'lerimiz-
de, radyolarımızda öylesine az rastlanıyor ki, o gün pro-
fesörümüzü dinlerken rahatlık duydum. Yanlış konuş-
manın medyalara yerleşmesi çok üzüntü vericidir, çün-
kü dinleyenleri de etkiliyor.
Ama bugün konum o değil; sayın profesör kadın hak-
larından sözederken, "Bir de soyadı sorunu var" dedi.
Bu sorun üzerinde sık sık durulduğunu biliyorum: Ka-
dınlarımız kocanın soyadını almak istemiyorlar. Hakları
var, daha evlenme günü başlıyor erkek egemenliği ve
nereye dek gideceği kestirilemiyor.
Bir kez değinmiştim bu konuya, yineleyeyim; kocanın
soyadını istemeyen kadın, demek babasının soyadını
sürdürecektir. E... baba da erkek olduğu için kurtuluş
olanağı kalmıyor gibidir.
Bunun köktenci umarı, çocuklara kendi soyadlarını
seçme olanağının verilmesidir Elbet bunun için de kimi
yasaların değişmesi gerekecektir.
Peki, kadının erkek egemenliğine girmemesi için er-
kek soyadından kurtulması yeterli midir?
Yeterli değildir sanırım. Bana kalırsa, kadınlarımız bir
adım daha atmah ve nikaha başkaldırmalıdırlar. Böyle-
ce birçok şey kökten çözülmüş olur.
Bence bütün sorun, erkeğin kadını küçükgörmesinde
düğümleniyor; eşine uygarca da davransa, onu kendin-
den zayıf görmeyi bir türlü bırakmıyor erkek.
Bir kafa yapısı bu. Değiştirilmesi, sanırım çok güç.
Böylelerine 'maço' (sert erkek); böyle olmayanlara ise
kılıbık' deniyor. Gel de işin içinden çık!
Geçen hafta gazetemizde okudum, The Guardian'dan
alınma bir yazı idi, "Maço Pakistan'da kadınlar karako-
/u"başlığını taşıyordu: Efendim, BenazirButto, yalnızca
kadınların yönettiği, bir karakol açmış; tertemiz bir kara-
kolmuş bu, erkek polislerin karakolları gibi pis kokular
içinde değilmiş.
Ne iyi!
Gel gör ki, maçolar karakoluri önünde birikmişler, ka-
dın polislere,
- Bizi de içeri alsanıza, diyorlarmış alaylı biryalvarma
ile.
Bu konuda karikatürler yayımlanmağa başlamış ga-
zetelerde, erkeklerin dürbünle bu karakolu gözetlediği-
ni gösteren karikatürler.
Görüyor musunuz, polis de olsa, kadını küçük görüyor
erkek.
Toplumun hukuksal yapısından değil de, maço kafa
yapısından doğma bir yaklaşım
Toplumun hukuksal yapısı dedım ya, gene o yazıdan
öğrendiğime göre, Pakistan'da, tecavüze uğrayan ka-
dın, uğradığı haksızlığı şikayet etmek için dört erkek ta-
nık göstermek zorunda imış
Uygar bir topluma yakışmayan bu yasa değiştirilmeli-
dir elbet ve şeriatçı karşı koymazsa değiştirirler de; fa-
kat maço kafayı değiştirmek güçtür, bu iş uzun zaman
alır. Yalnız doğuda değil, batıda da var bu kafa. Sanık'
diye bir film görmüştüm; bir kahvede mini etekli bir kıza
delikanlılar tecavüz ediyorlar, tek başına ve mini etekli
olduğu için. Kız çırpınıp duruyor başına gelenleri anlata-
bilmek için. Cinselliğin başa vurması. delıliğe dönüşme-
si.
Eskiden Amazonlar bu durumda idiler, tutsak aldıkları
erkekleri, bacaklarını kırdıktan sonra yataklarına atar-
lardı, yalnızca cinsel ilişkide kullanmak üzere. O dönem
çoktan geçti.
Kadınlarla erkekler, uygarlık için savaşım vermeliler,
birarada.
RP, medyayı suçluyor
c
Baü taklitçisi düşüncenin
kalemşor ve şovmenleri'
• RP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı
Erdoğan'ın kaçak inşaatlanyla ilgili yayınlar
nedeniyle başını suçladı ve "Karalayıcı yayınlar
telaşın, çöküşün sonçığlıklandır" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bö-
rosu) - RP, İstanbul Belediyesi
başkan adayı Recep Tayyip
Erdoğan'ın. orman arazisine
Karayalcın:
Bu seçimlerde
laiklik kavramı
önem kazandı
ANKARA (Cumhuri>rt Bü-
rosu>- SHP Genel Başkanı \e
Başbakan Yardımcısı Vlurat
Karavaiçın. RP İstanbul adavı
Ta)>ip Erdoğan'ın "Rabbime
besap »eririm" sozlennı eleştır-
dı Kara>alçın. partisi tarafın-
dan düzenlenen ıl kadın komis-
yonlan başkanlanmn katıldığı
2 Kadın Eğıtim Semmeri'nde
>aptığı konuşmada. seçim gü-
venlığının önemine de dikkat
çekti. RP İstanbul Belediye
Başkan adayı Tayyip Erdo-
ğan'a sert eleştinler vönelten
Karavaiçın. şunlan sbyledı:
"trdoğan hakkmda verikn
bir hukuk kararı »ardı. Erdo-
ğan, 'Rabbime hesap \ennm"
diyor. Ancak TC vargıçlan Er-
doğan'ı tnahkûm etmiştir. Koç'-
un öldürülmesi. kaçak yapılaş-
ma sorunundan olu>or. Burada
adaletin gercekleşmesiyk Ogili
tablo var. Herkes, 'Kendi hesa-
bımı ben vennm" diyemez.
Böyle bir durum, seçimlerde bu-
kuk diizeni açısından bir tehü-
kedir. 27 Mart seçimleri, bu
açıdan sadece bir v erel seçim ni-
teliği taşımıyor. Bizim için bu
seçimlerde hukuk devleti. laik-
lik kavramlan da önem kazan-
dı."
Karayalcın, cumhuriyet
düşmanlannın belediye meclis-
lennden başlayarak saldınya
geçtığını vurgulayarak " Bu yıl
laiklik çok önem kazandı. Teİe-
vizyonda gösterilen hacdaki gö-
rüntüler insanı ürpertiyor. Bu
insanlar, TC tataıidaşıdır.
Cumhuriyete ve Atatürk'e yapı-
lan saldırüan hep biriikte gö-
ğüsJemek zorundayız" dedı.
kaçak inşaat yapmaktan ve
seçim kurulu başkanına haka-
retten mahkûm olduğunun
ortaya çıkanlmasından dola-
yı başını suçladı. Üslubunu
değiştiren RP Genel Başkan
Yardıması Şevket Kazan. ko-
nuyla ilgili yayınlardan dolayı
basın için "medya carabazlan,
Batı taklitçisi düşüncenin ka-
lemşor ve şovmenleri" nıtele-
melerini kullandı.
Kazan. yaptığı yazılı açıkla-
mada, "Yaklaşan 27 Mart ye-
rel seçimleri öncesi milletimi-
zin RP'ye olan büyük teveccü-
hü karşısında şaşkına dönen
Batı taklitçisi düşüncenin ka-
lemşor ve şovmenleri, RP aley-
hine karalama kampanyasına
hız vennişlerdir" dedı. Bu
kampanyada ılk hedef olarak
İstanbul adayı Recep Tayyip
Erdoğan'ın seçıldiğini öne sü-
ren Kazan, Erdoğan'ın seçi-
min favorisi haline geldiğin-
den ortadan kaldınlabilmesi
ıçın harekete geçildiğini sa-
vundu.
Kaçak ınşaatlann yapıldığı
alanın orman arazisi olmadı-
ğını bildiren ve Erdoğan'ın
aldığı cezanın tecil edildığini
yineleyen Kazan. basında ko-
panlan yaygaraya karşm ayn
cezanın toplanamayacağını
ve adaylığının engellenemeye-
ceğini anlattı. Kazan, "Tayyip
Erdoğan hakkındaki karalayı-
cı y ayınlar, bir bardak suda fır-
tına kopamıaktan başka bir-
şey değildir" dedı. Basında
uzlaşma deklarasyonu imza-
landığına dikkat çeken Ka-
zan. açıklamasının son bölü-
münde. "Şimdi medyayı RP
aleyhine taahhütlerini hice sa-
yarcasına kullanan medya
cambazlarına soruyoruz, ya
deklarasyondaki taahhütleri-
nize uyun y a da yırtıp çöp sepe-
tine aûn" dedi.