25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET2 10 KASIM1993 ÇARŞAMBA KULTUR Prof. Ioanna Kuçuradi, Dünya Felsefe Kurumlan Federasyonu'nun Moskova'daki kongresini değerlendirdi însanlığayenifelsefe perspektifleri...ARSLAN KAYNARDAĞ Dûnya Felsefe Kurumlan Federasyo- nu'nun 19. kongresi bu yıl Moskova'da toplandı. Hacettepe Üniversitesi Felsefe Profesörü Ioanna Kuçuradi adı geçen fe- derasyonun genel sekreteri olarak kong- reyi dûzenleyenlerin başında yer aldı. 22 ağustosta başlayan ve bir hafta süren kongrede çok şey gördü, oturumlara kauldı. PTofesör Kuçuradi ıle kongre konu- sunda söyleşi yapmak ıstedirn, kabul et- mek nezaketini gösterdi. Sorulanmı ve yarutlannı aşağıda okuyacaksınız. •Federasyon'un beş yıl önce yapılan Brighton kongresinden döndüğünde de se- nmle bir sovleşi vapmışhm. Şimdi de Moskova kongresinden gelivorsun. Izle- nknlerin taze, her hakie bize söyleyecek şeylerin vardır. tlk sorum şu olacak: Bu kongrede üzerinde durulması istenen ge- nei koounun ne olduğunu söyler misin? Genel konu bu kez. "Bir dönemeçte olan insanlık hakkında felsefi perspektif- kr" idı. Buna, federasyon yönetım kuru- lu 1989'da karar verdı. O sıralarda, Doğu Avnıpa ülkelennde "beklenme- yen" değişmeler başlamışu. Birtakım kimseler belirsiz bir gelecek karşısında geçmişle hesaplaşmaya girişıyordu. Bız de Ankara'da toplanan yönetim kuru- lunda bu durumu göz önünde tuttuk ve yukanda sözünü ettığım konunun üze- rinde durulmasını istedik. • Buradaki "döoemeç" sözcüğü he- men ilgi çekiyor. Bu sözcûkle tam ne de- mek istenfldiğini biraz açıklar mısın? Yönetim kurulu toplantısındaki tartı- şmalan hatırhyorum. Bu sözcûkle, in- sanbğın yeni ve çok değişik olması bekle- nen bir döneme gireceğı düşüncesi dile getirilmek isteniyordu. Ne var ki. umut- la bakılan bu "yeni" dönemin ne olacağı bcürsizdi. İnsanlık, çok olumlu bir yöne gjdebileceği gibi, bir karanlık çağa da sü- rûklenebilirdj. Bu da bir bütün olarak insanbğa önerilecek amaçlara bağhydı. Bir yanda umutlar ve idealler. öte yanda gerçeklik var. Bu bağlamda insanlığa yeni felsefe perspektifleri önerilmesinin yararlı olacağı düşünüldü. • "Felsefe perspektifleri" kavramını da biraz açsak. "PerspeknT' de>imi baş- ka sözcüklerie nasıl dile getirilebilir? "Perspektir' sözcüğü Türkçe'de "bakış aç»i" denilerek karşılanıyor; ama böyle denıbrse bundan çok kez "öznd yaklaşımlar" anlaşıhr. Sanınm bu bağ- lamda "felsefi perspektifler"den, bir şeye "feJsefî defer bilgisnle bakma"yı anla- mak daha uygun olur. Kongreden bek- lenen, şu anda insanhğa. felsefi değer bil- gisıyle bakınca neler görebileceğini orta- ya koymak, dolayısıyla bu belirsiz gele- cek karşısında, dünya füozoflannın geti- rebileceği bazı önerileri tartışmaya sun- makü. •Kongre dolayısıyla ne gibi seminer, sempozyum. panel. kollokyum ya da baş- ka toplanülar > apüdı? Bunlar nasıl düzen- knyor? Genelhkle altı gün süren dünya felsefe kongrelerinde. acılış ve kapanış oturum- lan dışında, dört genel oturum. üç kol- lokyum, iki sempozyum yapılıyor. da- vetli konuşmacılar bildiri sunuyor. Bun- lardan başka felsefenin çeşitlı alanlan ve sorunlanyla ilgili 35-40 seksıyon bebrle- niyor. Herkese açık olan bu seksiyonlar- da bıldiriler sunuluyor. Bunlar önceden gönderibp de sunulması kabul edılen bil- dirilerdir. Filozoflar. felsefecıler. kural ve koşullara uyarak yuvarlak masalar düzenleyebilıyor. Bazı tezlerin ileri sürü- lûp savunulduğu, tartışıldığı oturumlar da yapılabibyor. •Bu kez hangi konular konuşulup tartışıldı? Açıbş oturumunda Gorbaçov'un da bir konuşma yaptığı Moskova Kongre- si'nin dört genel oturumunun başbklan ve konuşmacıları şunlardı: 1)) Fefeefe ve Gekceğin İmgesi. Bu konuda Rusya'dan V.S. Stropin, Amerika'dan R.Rorty, Ja- ponya'dan Takeichi konuştu. 2) Tekno- lopk Gelişmenin kaderi; tlerlemenin Be- deti. Bu konuda Almanya'dan H.Lenk, Kanada'dan M.Bunge ve Ispanya'dan M.A. Kuantanila konuştu. 3) Çağdaş Humanism: İdealler ve Gerçeklik. Bu konuda Meksika'dan L.Viller, Rusya'- dan Lektorsky, Belçika'dan J.Ladriere konuştu 4) Yeni Düşünce Yollan: Gele- oekler ve Yenileşnıefer. Bu konuda da Senegal'den A.Ndioye, Amerika'dan Hao Vang, ltalya'dan E.Berti konuştu. Sempozyumlann konulan "Şiddetsiz- Hk Fefeefesi" ve "Felsefenin Evrenselli- ğiaden Ne AnlaşüabiHrr idı Kollok- yumlarda ıse "Insan ve Doğa". "Skeptik- Bk \e Anlama", "Rus Felsefesinde fnsan Türünün Birliği Sonınu" ele alındı. Kongrede 34 seksiyon yer abyordu. Felsefenin çeşitli alanlan ve dönemleri dışında ele abnan özel konular da vardı. Bunlann arasında şu konulan sayabili- rim: "Bioetik", "Çeşitli Rasyonellik Mo- deüeri", "Kişüik ve Yabancılaşma", "Kadınlar ve Felsefe", "Ekoloji ve Yeryü- zünde Hayatuı GeleceğT... •İnsan Haklan. özgürlük. etik, eğitim gibi konular üzerinde durubnadı mı? "İnsan haklan ve etik" başlıklı iki sek- siyon vardı. Bu seksiyonlarda çok sayıda bÖdıri sunuldu. Etiİde ilgili birçok yu- varlak masa yapıldı. Bir yuvarlak ma- Felsefede göze çarpan en beürgin değtşakliğin 'Etik'e karşı artan ilgi olduğunu' beKrtiyor Prof.Ioanna Kuçuradi. sanın konusu da "Felsefe ve Özgürlük" idı. Felsefe eğitimi konusunda sevindiri- ci bir olay oldu. onu özellikle anlatmak isterim: Dünya felsefe kongreleri do- layısıyla her beş yüda bir, Uluslararası Felsefe Kuruluşlan Federasyonu'nun genel kurulu da toplanıyor. Bu yıl. genel kurul sırasında, aralannda H.G. Gada- mer, Edgar Morin. tlya Prigogme ve Paul Ricoeur'ün de bulunduğu bir grup fılozof Latafından kaleme abnan, aynı zamandabütün dünya ülkelerinin parla- mentolanyla hükümetkrine seslenen bir çağn metni başkanbk divanına sunuldu. Federasyonca da benimsenmesi is- tenen bu çağnda dünvada olupbı- tenlerin tarihsel bağlantılannı git- tıkçe daha az sayıda ınsantn kav rayabildiğıne dikkat çekiliyor- du ve bu olgu. birçok ülkelerde- kı okullarda fel- sefenin az oku- tulmasma ya da hıç okutulmama- sına bağlanıyor- du. Humanitas (insanlık) terimi- nın "bütün in- sanlık'1 anlamını kazanmakta ol- duğu çağımızda, felsefe eğitimı ve öğretiminin öne- mı ve gereküliği belirtıbyordu. Genel kurul bu çağnyı, yapılan felsefe öğretimi- nin nitetiğine dik- kat edilmesi ge- rektiğine de işaret ederek benimse- dı. Sözünü ettiğim çağn metnini, senden önce. kongre konusun- da benimle konu- şan bir gazeteciye verdim. ama ga- zetesi ne bu çağn- dan söz etti ne de benimle yapılan konuşmayı yayımladı. Bir sayfabk bu çağnyı, Milb Eğitim Ba- kanımıza göndermeyi düşündüm. ebne geçeceğine emin ohnadığım için gönder- medim. Bildiğin gibi. ortaöğretimdeki felsefe öğretinü konusunda yıllardan beri yaa- yorum, Milli Eğitim Bakanbğımız hiç il- gilenmiyor... •Rusya'da toplanan bir felsefe kong- resinde. Marksizm. sosvalizm ve demok- rasi gibi konulann ozellikk ele alınroası bekknirdi. Bu konular beklendiği ötçöde ve nitelikte ele alınabtkii nü? Yuvarlak masalarda ele alınan konu- larda bunlar da vardı ama, Ruslann çoğu Rusça konuştuğundan ve çeviri de yapılmadığından konuşmalann nitebğı konusunda bir şey diyemeyeceğim. • Bilim felsefesi konusundaki toplantı- lar, konuşmalar nasüdı? Bılım felsefesi seksiyonunda yaklaşık 20 bildin sunuldu. Türkiye'den katılan arkadaşlanmızın ikisinin bildirileri de bu seksiyonda yer aldı. Bilgi teorisi seksi- yonunda çok bildiri vardı. J.Hintinka'- nın düzenlediği "Doğruluk Tanmüaruuıı dan ve Arap ülkelerinden katılım sıfıra yakındı. Bence bu durumun bir ilgisizlik olarak anlaşılmaması gerekir. Çünkü kongreye kayıt ücreti, otel fiyatlan çok yüksekti. Yol parası da az değil. Tür- kiye'den katılanlann az olması da bu yüzdendi sanıyorum. Brighton kongre- sine bizden katılanlann sayısı daha çok idi. Çünkü koşullar daha uygundu. •Rus felsefecilerin bildirilerinde göze çarpan özellik ne idi, söyleyebilir misin? Ruslann çoğu bildinlenni Rusça ola- rak sunduğu için bu konuda bir fikir edinmem olanaksızdı. • Rus gençliğhıin kongreye, febefeye gösterdiği ilgi ko- nusuda ne düşünü- yorsun? Görevliler dışında kongreye katılan gençlerin sayısı çok azdı. Ancak. ben bu- nun. Rus gençlerinin felsefeye ügisizlığini gösterdiğinı düşün- müyorum. Başka nedenlen olsa gerek. Hatta gözlemlerime dayanarak, Rusya'- daki gençbğjn felse- feye karşı bir "açük" duyduğunu bile söy- leyebilirim. • Dün>anın hangi ünlü felsefecileri gekli kongreye, bunlann biklirikri nelerdi? Jeanne Hersch "Hoşgörünün para- dokslan" başbğı altı- nda çok önemli bir konuşma yaptı. Ric- hard Rorty "Felsefe ve Geleceğin İmgesi" oturumunda konuş- tu. Mario Bunge, başbğı "Kapitalizme ve Sosyaliznie Bir Al- ternatif Olarak Tek- nolojik Uzmanlığa Dayanan Bütünsel Deinokrasi" diye çevrilebılecek bir bil- diri sundu. Paul Ri- Genelkonu 'Birdönemecte olan insanlık hakkmda felsefi perspektifkr'di. coeur birkaç yuvar- lak masada konuştu. DeğişenDün- Çeşhiiliği" konusundaki yuvarlak masa özellikle ilgi çekti. • Kongreye katalanlar kaç idşi ka- dardı? En çok hangi ülkedeo katdma oidu? Rus felsefecilerin, Asy a ölkeierinin, Arapların, Güney Amerikalılann, Afri- kaldann ilgisi nasıldı? Katılanlar bın kişiden çok olsa gerek. Ruslardan sonra en kalabalık grup Amerikablardı. Güney Amerika'dan katılanlann sayısı da az sayılmaz. Asya'- dan katılanlar daha azdı, ama yine de Asya temsil edildi diyebilirim. Afrika'- Onun yada Felsefeye Dayanan Yeniden Ya- puanma" konulu yuvarlak masada yap- tığı konuşma antropolojik yaklaşımıyla dikkaü çekti. Karl Otto Apel "Kuzey- Göney Çanşmasında Etik ProMemler" konulu yuvarlak masada konuştu... •Türk felsefecilerin bildirisi var ımydı? Türkiye'den giden sekiz kişiden üçü- nün bildirisi vardı. • Şimdi de şöyle bir sonı soracağım: Böyle kongrelerde felsefeye katkıdan söz edilebilir mi? Bu kongre felsefe dünyası- na, kühür dünyasına neler getirdi? "Felsefeye katkı"dan. felsefeye yeni bir şey getirmeyı anlarsak böyle bir şey söz konusu olmamaktadır. Öte yandan böyle kongrelerin önemli sayılabilecek işlevleri vardır. Felsefeye katkıda bulu- nan füozoflan doğrudan doğnıya dinle- mek, onlarla tartışma olanağıru sağlıyor. "Okunmayan" dillerde yazanlar, yazdı- klannı geniş bır felsefecıler kitlesine. sınırlı bır bıçimde de olsa iletebiliyor vb. Bana kabrsa, bu kongrelerin en önemb özelbği. dünyadaki felseferun o andakı durumunu. yaygın eğilimleri yansıtma- landır. Sunulan bildiriler, konuşmalar yayımlanınca gelecek için bir belge oluş- turuyor. Böylece. felsefe tanhi ve özellik- le düşünce tarihi için değerli bır kaynak meydana çıkıyor. Bu kongre, felsefede son 10-15 yılda olan baa ilgi değişiklik- lerini yansıtıyordu. • Felsefede göze çarpan en behrgin de- ğişikliğin ne olduğunu söyler misin? En bebrgin değışikliğin Etik'e karşı artan ilgi olduğunu söyleyebibrim. • Kongre dolayısıyla ne gibi yaymlar yapılmıstı? Sözünü etmeye değer bır yayın, UNESCO'nun kongre için haarladığı "Günümüzde Hoşgörü. Felsefi Çözüm- ler" başlıklı kıtabı idi. Bildiğin gibi Tür- kıye'nin önerisi ile Bırleşmış Milletler 1995 yüını "Hoşgörü" yıb Uan etmeyi ka- bul etti. Biz de kongrede kapanış oturu- munu "hoşgörü" konusuna ayırdık ve konferansıru bu konuda vermesini Jean- ne Hersch'ten rica ettik. Oda söyleşimiz- de daha önce sözü geçen önemli konfe- ransını verdi. çok ilgi çekti. • Herhalde sergiler açtlmış, gösteriler yapıhTnştır. Nelerdi bunlar, ilgi çekici olanlar hangikriydi? Bazı yayınevleri, ömeğın Kluwer Yayınevi felsefe kitaplannın ağırbkta ol- duğu sergiler düzenlediler, Felsefe kuru- luşlanndan da yayınlannı sergileyenler oldu. Kitaplardan oluşmayan bir sergi de vardı: İtâlyan Televizyonu'nun iki fel- sefe kuruluşuyla işbirliği vaparak hazı- rladığı "yasaşan filozofların konuşma- lanndan oluşan rideokasetler" sergisi. Bunlar sürekb olarak gosteribyor ve ilgi ıle izleniyordu. Bir kocaman afışte bu fi- lozoflann resimlerini toplu halde görebi- liyorduk. •Kongreye Rusya medyası ve dünya medyası yeterince ilgi gösterdi mi? Gazetelerde ne çıktı bılmiyorum. Ama Moskova televizyonu her gün ora- daydı ve çekimler yapıyordu. Kongreyi izlemeye gelen beş-altı yabana muhabir vardı. Profesyoneîlerden başka da kong- reye katılan felsefeciler arasında da bu işi üstlenenler bulunuyordu. Bunlar tanınmış fılozoflarla, felsefecilerle söyle- şiler yaptılar. •Kongrede sen de konuşmuşsundur, ne gibi konuşmalar yaptın? Ben bu kongrede konuşma yap- madım, yapmak istemedim. Çünkü bu kongrenin federasyon "yönûnden" so- rumluluğunu taşıyan iki kişiden bıriy- dim. Yalnızca. Jeanne Hersch'in verdiğj "Maimonides" konusundaki konfe- ransın başkanlığmı yaptım • Kongre bildirileri, konuşmalan yayı- mlanacak mı? 1988 Brighton kongresi bil- dirilerinin basılıp yayunlanması hangi aşamada? Brighton'un bildınlen bugüne kadar yayımlanmadı. Oysa bildirileri yayımla- mak kongreye evsahıpbği yapan ülkenin birgörevidir. Dünya kongrelen tarihinde sanınm ilk kez bır ülke, üstlendiğı sorumluluğu yerine getirmedi. Rusya'run 19. Kong- re'de okunan bildirileri konuşmalan yayımlama işine gereken önemi vermesi- ni dilenm. • Gelecek kongre nerede toplanacak, bu konuda ne karar alındı? 20. Dünya Felsefe Kongresi ABD'de Boston'da yapılacak. • Gönül bu kongrenin Türkiye'de de toplanmasmı istiyor, böyle bir şey gerçek- leşecek mi dersin? Hanrlıklara önem verip herşeyi za- manında yetiştirebibrsek. Boston'dan sonrakı kongre neden bizde yapı- lmasm?... Prof.Ioanna Kuçuradi ile yaptığım söyleşi bittikten sonra bir an düşündüm. Evet. Boston'dan sonrakı kongre neden bızde yapılmasın? Karamsar olmak için bir neden yok. İş, başka felsefecilerimıze ve kiiltür adamlanmıza düşüvor, sonra da ilgili devlet kuruluşlanna. Önümüzde tam on yıl var. Konuyu cıddiye alırsak haarbklanmızı yapanz ve kültür alanın- da önemli bir iş başarmış oluruz. Böyle kongreler bir çeşit olimpiyat sayıbr, bun- lara düşünce olimpıyatı da diyebiliriz. Öteki ülkelerden yurdumuza. başta ün- lüler obnak üzere en azından 1000-1500 felsefeci gelecek. Bildiriler sunulacak. konferanslar verilecek. tartışmalar ola- cak. Birçok değerli gazeteci. yayıncı. tele- vizyoncu da Türkiye'yi. Türkleri göre- cek... Bu etkinlik dünya felsefecilerini tanı- mak, felsefe sorunlannı yakından izle- mek. felsefecilenmizı, düşün adam- lanmızı tanıtmak ve Türkiye'de felsefe ilgisıni arttırmak acısından son derecede önemü bir fırsat olacaktır. Eğitimimiz de bundan yararlanacaktır. "Yaşamahumorlabakmakzorundayızf ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - İleüşim Kitabevi'nin her pazar günü düzenlediği söyleşi- İer, yazar ve okuyuculan bira- raya getiriyor. Kitabevi'nin alt katındaki küçük alan, bu bu- luşmalann daha sıcak bir ortam- da geçmesine katkıda bulunuyor. Üç sıra dizilmiş sandalyelerde yer bulamayanlar. buraya üst kata bağlayan merdivenlerde oturu- yorlar. Sadece kitaplan ile tanıdığınuz yazarlan, bir arkadaş toplantısı ortamının rahatlığı icinde daha yakından tanıyor. ki- taplannın dünyasına bu kez pay-. laştığımız bir. iki saatin sı- cakbğıyla giriyoruz. Bu ay yapılacak söyleşilerden önce Vüs'at O.Bener'in 31 ekim- de yaptığı söyleşisinden söz ede- bm. Vüs'at beyle romanlan. hi- kayeleri, oyunlan üzerine söyleş- meyi umarken, o bizleri şaşıriıyor ve söze şiirle giriyor. Eserlerinde dibmizi en iyi biçimde kullanan sayıb yazarlanmızdan biri olan Vüs'at O.Bener şiır konusundaki söyleşisinde şiır yerine manzume demeyi tercih ettığini söylüyor. Bu arada, dılimizin açmazlannın çok büyük olduğunu. çok gelişti- rilmiş bir dıl olmadığını sözlerine ekliyor. Kendi seçtiği manzume- leri bizlere okurken, müzikten, düzyazıdan, yeni çıkan yazarlar- dan söz ediyor. Kendi deyimiyle "daldan dala konuyor.". Daha doğrusu bizleri sanatlar arasında kısa ama keyifli bir yolculuğa çı- kanyor. Manzumeyi düzyazıdan daha çok sevdiğini ve düzyazının şıirsel bir gücü temsil etmesi ge- rektiğinı söylüyor. Memet Fuat'- ın derlediği "Çağdaş Şairler Antotojisi"nın sayfalannı çevinr- ken. Turgut L'yar, Edip Cansever gibi büyük şairkrin bazı şiirleri- nin eskiden olduğu kadar çok şey ifade etmediğini belirtiyor. Ardından hemen ekliyor: "Yeni kuşak şairler daha çok il- gimi çekiyor. "Bener'in yenilik- tere, değişimlere açık ohnasının. yazarhğının itici gücü olduğunu düşünüyoruz. Nazıın Hikmet'in "TaUr ile Zflhre"sinı okuyor. sonra da her okuyuşunda çok et- kilendiğini vıırguladığı Ahmet Muhip Dranas'ın "Kar" manzu- mesini. "Manzume ile müzik bir- birinden ayırt edflemez"dedikten sonra, klasik müzığe düşkünlü- ğünden söz ediyor. Söz Sıvas'a gelıyor:"Çok sarsıklığım bir olay. Böyle yakıp yıkmak niçin?"dıy or. Hepımız tekyürek. "Niçin" d'iyo- nız. Vüs'at beyin Metin Altıok. Behçet Aysan, Asım Bezirci ile il- gili anlattıklan suskunluğu dağıtıyor. Metin Altıok ilk kı- tabından okunan bir manzumey- le yeniden canlanıyor. aramıza kanşıyor. Sonra yabana şairler- den Cummings ve Saphho'dan bi- rer manzume okuyor. Sonılanmızla sözü şiirden, ya- zarbğa geüriyoruz. "Fazla bir şey yok. İyi kötü bir şeyler yazıyo- rum" diyor. Alçakgönüllülüğüne muhalefet ediyoruz. Eserlerinde- tıpkı söyleşisinde olduğu gibi- kullandığı hüzünlü mizah için: "Ben çok karamsanm ama haya- ta humorla bakmak zorundayız"- diyor. Vüs'at O.Bener söyleşisini "Sanatçı çizgjdışıdır. Şaşırmışlar grubudur. Ufkumuzu genişletirler: ama yine de siz onlan sevme>in"- diyerek ıroniyle biüriyor. Iletişim Kitabevi'nde bu ay 15 kasımda saat 18.00'de Eridı Jan ZSrcher. 21 kasımda Ahmet Ok- tay ve 28 kasımda Pmar Kiir saat 15.00'te söyleşi yapacaklar. Türk hatnamları belgeseü tSTANBUL (L'BA) - Kültür Bakanlığı'mn desteğiyle, "Türk Hamamlan" konulu bir belgesel hazırlandı. Yapımcılığını Sinev izyon Limited Şırketi'nin üstlendiğı, yönetmenliğini Adil Yalçın'ın. göriintü yönetmenliğini Orhan Ağaoğlu'nun yaptığı "Türk Hamamlan" belgeselinde. hamam geleneğinin dünü ve bugünü ele alındı. "Geleneğin Ateşi". "Kubbelerin Gölgesinde" ve •"Sultanlar Suyu" başlıklı 3 bölümden oluşan belgesel, İstanbul. İzmit. İznik, Yenişehir ve Bursa'da çekildi. Belgeselin bırinci bölümünde. hamam olgusunun Anadolu'da çeşitli kültürlenn süzgecınden geçerek bugünkü mimari ile biçımlenmesi, ikina bölümünde ise Mimar Sinan'ın yapu^ı külliyelerin parcası sayılan hamamlar ele ahndı Uçüncü v e son bölümde de. Osmanlı kültürel ve sosyal yaşamının biçimleniş merkezi olan Topkapı Sarayı, Çırağan Sarayı \e Boğaz'da yer alan yalı ve köşklerdeki hamam geleneği işlendi. İznür Leonardo'da 2 Bulgarsanatçı tZMİR (A.\) - Bulganstan'ın ödüllü resim ve hey kel sanatçılan Vejdı Raşidov \e Zahari Kamenov. son dönem çalışmalannı Izmir Leonardo Sanat Galerisi'nde sergiliyor. Vejdı Raşidov, Sofya Güzel Sanatlar Akademisi mezunu bir hey kel sanatçısı. Raşidov'un yapıtlan Moskova, Köln. Paris'inyanı sıra. Kanada ve Japonya'dakı bazı kentlerde müzeleri süslüyor. 1981 uluslararası Hey kel Bienali ve Av rupa Sanatlar Akademisi'nden birer altın madalyası bulunan Raşidov, Polonya'daki bir yanşmadan da bır binncilik ödülüne sahip bulunuyor. Sofya Güzel Sanatlar Akademisi mezunu olan Zahari Kamenov ise 1988 Gabrova Uluslararası Mizah Bıneali büyük ödülünün sahibi. Kamenov; Krakov. Varna ve Baden Grafik Bienalleri'nde de ödüller almış bir sanatçı. Konuk sanatçılann sergisi 19 kasımda sona erecek. Rıfat Ilgaz y ın kendisesindenşürleri Kültür Servisi - Geçen temmuz ay ında y itirdığjmiz Türkiye edebıyatının kırk yıllık çınan Rıfat Ilgaz, ölümünden bir süre önce doldurduğu kendi sesinden şiirleriyle de aramızda olmaya. yaşamaya devam ediyor. Yeni Dünya Plak ve Yayınlan'nca " Yaşadıkça" adıyla yayımlanan şiir kasedinde, ilk şiirlerinden son şıirlenne kadar seçmeleri kendi sesinden okumuştu. Yeni Dünya Plak tarafından yayımlanan "Şairlerimız ve Şürleri" sensinin bu kasedinde, Rıfat Ilgaz'ın kendi şıırlennden seçerek okuduğu 25 şiiri yer almaktadır. Rıfat Ilgaz'ın şiırlerindede yaşamına sinmiş mütevazılığı, çocuk ve insan sevgisi, gelecek güzel günlere özlem ve inanç. her şeye rağmen baş eğmezliük yer alıyor. Şiirlerini kendi sesinden yonımlarken bunuçok daha net hissetmekolanaklı. İhap Hulusi Horhor'da Kültür Servisi - Türkn e'de reklam sanatının doğuşunda önemli çizgılere imzasını alan. grafik sanatının piri afış ustası İhap Hulusi'nın bizlere geçmışi tekraryaşatacak afış ve suluboya sergisi 5 aralık tarihınedek Horhor Sanat Galerisi'nde sanatseverlere sunulacak. 1898 yılında Kahire'de doğan sanatçı ilk ve orta tahsılinı Ingiltere'de yaptıktan sonra resim öğrenımi için Almanya'ya gitti. Münıh'te Almanya'nınen büyük ustalanndan Ludvvig Holvveınin yanında suluboya tekniğıni gelıştirdi. Latin harfleri ileyazılan ilk alfabenın kapak dizaynı olan Atatürk Üİkü ve Yazı tahtası üzerinde "Atatürk'" yazıh kompozisyonu yapan sanatçı: mılb piy ango idaresinde 45 yıl. Tekel'de 35 yıl süreyle hızmet vermiştır. 1986 yılında kaybettiğimiz İhap Hulusi. bizlere bu sergjde günümüzün reklam dünyasını > ıllar önceden görebildiğini. bugün birçok yıkılmaz kuruluşun temelini çizgileriyle nasıl attığını yaşatacak. M. Ati Türkmen'e uluslararası ödül Kültür Servisi - Genç grafik sanatçısı M.Aü Türkmen, Tel Aviv Sanat Müzesi Uluslararası Poster Sergisi'nde üçüncülük ödülü aldı. Bu >ıl ilk kez gerçekleştirilen sergiye 32 profesyonel grafik tasanması çağnldı. Değişik bir uygulamayla bu profesyonel sanatçılara, kendi ülkelerinden birer genç tasanmcıyı davet etme yetkisi verildi. Sergive çağnlı grafik sanatçısı Bülent Erkmen. genç tasanmcılar bölümü için Mehmet Alı Türkmen'i davet etti. Genç sanatçı Türkmen. 64 tasanmcının 192 posterinin yeraldığı sergiye üç yapıtıyla kauldı. Yona Fischer, Izzika Gaon. Dr. Frieder Mellinghoff. Davit Tartakover, Alain Weill ve Dan Reisinger gibi ünlü tasanmcılardan oluşan seçici kurul, binncilik ödülünü Almanya'dan Lex Drevvinski'ye. ikıncib'k ödülünü ABD'den P.Scott Makela'ya üçüncülük ödülünü de M. Ali Türkmen'e verdi. NoelBaba ve Banş resim yarışması ANTALYA (AA)- Demre Belediyesi'nin düzenlendiği çocuklar arası "Noel Baba ve Banş" konulu resim yanşması sonuçlandı. Seçıcı kural başkanlığını Fikret Otyam'ın yaptığı ve Meral Çetin, Benan Şahbaz ve Nuri Sezen'den oluşanjüri, yanşmaya katılan 573 eseri değerlendirerek, y aş gruplanna göre ilk üç dereceye giren eser sahiplerini belirledi. Buna göre 5-7 yaş grubunda Nurdan Serçe, 8-10 yaş grubunda Ali Sabuncuoğlu. 11-13 yaş grubunda da Arzu Kumbaraa'nın eserleri birinci seçildi. Değerlendırme sonucunda. 31 eserde sergilenmeye değer bulundu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle