21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 KASIM1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 11 Otomobil ünetimi tamgaz •ANKARA (UBA)- Otomobil üretimi tam gaz gidiyor. Otomotiv sektöründe ocak-ekim döneminde üretim 353 bini bulurken, döneminde 4 otomobil fabrikasında geçen yılın aynı döneminde göre yüzde 28 artışla 270 bin 1S19 adet otomobil üretildi. Otomotiv Sanayii Derneğfnden alınan bilgiye göre, sektörde on aylık süreç içinde en büyük üretim artışı yüzde 40 ile traktörde, yüzde 50 ile kamyonda. yüzde 74 ile deçekicide gerçekleşirken, otobüs üretiminde de yüzde 46düzeyindeartış gerçekleştı. Otomobilde Tofaşl55bin569adet üretimle liderliği korurken bunul03bin759adetle Oyak-Renault,9bın300 adetle General Motors ve bin 491 adetle de Otosan izliyor. Dar gelirti bu kış yandı • ANKARA (LBA) - KJŞ aylanrun aile bütçesine faturası 15 milyon liraya yükseldi. Orman İş Sendikası tarafından >apılan piyasa araşürmasında havalann soğumasının aile bütçesine büyük bir yük getirdiği belirtildı. Araştırmaya göre. Türkiye'nin normal iklim bölgelerinde bu kış 100 metrekare bir dairede oturanlarısınmak için 150 gün linyit kömürü y akarlarsa 2 milyon 239 binlira ödeyecekler. Bu arada ısınmak için en pahalı yakıtın da 17 milyon 695 bin lira ile elektrik olduğu ortaya çıktı. BakkaHardan KDV'yetepki • ADANA (AA) - Türkiye Bakkallar ve Bayiler Federasyonu Fenel Başkanı Bendev i Palandöken, KDV oranlanndaki yüzde 2'lik artışın. zorunlu tüketim maddelenne yüzde 10 olarak yansıdığını savunarak, "Temel gıda ve zorunlu tüketim maddelerinde. KDV yeknesak bir oran şeklinde uygulanmalı" dedi. Palandöken. K.DV uygulanmasındakı farkllhklann gıda ürünlerinde bir fıyat istikrarsızlığına yol açtığmı ilen sürdü. Bayrak degişimi • ANKARA (AA) - Diinya Bankası'nın Türkiye temsilciliği. görev değişimine sahne oluyor. 3 yıldan fazla bir süredir Ankara"da görev yapmakta olan tspanyol asılb Fransız temsilcı Luis De Azcarate'mn görev süresi bu ay ortasında sona enyor. Azcarate'mn yerine, bankanın Türkiye temsilciliği görevine, Washington"daki merkezden ABD'li Fred Temple atandı. Temsilcilik süresinin 3 yılla sınırlı olması dolayısıyla, Türkiye'deki görevini 1990 ekim ayından bu yana sürdürmekteolan Azcarate. Washington'a tayin edildi. Tekirctağ'dan ihracat • Ekonomi Servisi - Tekirdağ limanından geçen ekim ayında 204 milyar 667 milyon 917 bin 802 lıralık ihracat gerçekleştirildi. (16 milyon 176 bin 724 Amerikan Dolan). Tekirdağ Gümrük Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre Tekirdağ'dan yapılan 204 milyar677 milyon 917 bin 802 liralık ihracatın büyük bölümünü bölgede üretilen Floatal ile pencere camı oluşturuyor. Tekirdağ'dan ihraç edilen diğer tanm ve sanayi ürünleri arasında buğday unu. margarin. ayçiçek yağı, baklava. patates, kabak çekirdeği, büyük çuval. çeşitli giyim eşyası, porlant çimento, panel radyatör. inşaat demiri. diskli ibzer. traktör aksamlan, iç-dış lastik, buzdolabı ve yedek aksamı yer alıyor. Müteahtiitler için "oda" • İZMİR(AA)-İzmir Ticaret Odası Meclis üyesi Kasım Kutlu. müteahhitlik mesleğinın sorunlanna çözüm getirilmesi için. Müteahhitler Meslek Odası kurulması gerektiğini söyledi. Türkiye'de hemen her mesleğin bir meslek odası bulunduğunu ifade eden Kutlu, "Büfecilenn, faytonculan. kuaförlerin ve dahabaşkahertürlü mesleğin odası bulunuyor" dedi. Dolarlatasamıf 'ev'lendirecek • Emlakbank, Türkiye'de ilk kez kuracağı 'Yapı Tasarruf Sandığı'nı dövize endeksleyecek. BÜLENT KIZANLIK Orta ve alt gelır gruplarının da konut sahibi olabilmesinı sağlayan, ancak Türkiye'de he- men hiç bilinmeyen bir sistem dünyada başanyla uygulanı- yor. Düşük gelirlilerin de ev sa- hibi olmasını "mucize" olmak- tan çıkaran ve Batılı ülkelerde 120 yıl önce doğup gelişen bu sistem "Yapt Tasamıf Sandığı" olarak adlandınlıyor. Emlak Bankası. Almanya'- nın bu alanda önde gelen kuru- luşu Wustenrot Bausparkasse ile ortaklaşa olarak bu yeni ko- nut edindirme modelınin Tür- kiye'de de uygulanması konu- sunda hazırlıklannı tamamla- mak üzere. Türkiye. ay başında Meclıs'e sunulacak yasa ta- sansının kanunlaşması halinde gelecek yıl ilk kez yapı tasarnıf sandığı ile tanışmış olacak. Avrupa ve Amerika'da dev- let desteğinde kurulan yapı ta- sarnıf sandıklanna konut sahı- bi olmak amacıyla başvuranlar. öngörülen belli bir tasarnıf miktannı aylık taksıtler halinde ödüyorlar. Ödeme sürelen örneğin Almanya'da 2 yıldan başhyor. 7-8 yıla kadar uzanl- yor. Bu sürede bıriken tasarnıf- îan. sandık organizasyonu çe- şitli yatınm araçlanyla değer- lendiriyor ve sağlanan değer artışı birikime ekleniyor. Ev sahipliği yolu açüdı Öngörülen birikim süresinin sonunda, elde edilen toplam ta- sarrufla birlikte. bununla oran- tılı olarak belirlenen kredi tu- tan da tasarnıf sahibine ödene- rek. bununla bir konut alması sağlanıyor. Tasarnıf sahibi, kullandığı krediyi birikim süresi ve kredı miktan ile orantılı bir vade sü- resi ve düşük faiz oranlan üze- rinden yapı tasarnıf sandığına aylık taksitlerle gen ödüyor. Geri ödeme süreleri, İngiltere örneğindekı gibi 50-60 yıla ka- dar uzanabiliyor. Emlak Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Kara- hasanoğlu, yapı tasarruf sandığı uygulamasını Türkiye'ye ge- tirebilmek için Alman Wusten- rot kunıluşu ile 1 > ılı aşkın süre- dir ortak çalışma içinde bulun- duklannı ve bunun için gerekli yasa tasansının gelecek ayın başında TBMM'ye sunula- cağını söyledi. Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan Emlak- bank Yönetim Kumlu Başkanı Karahasanoğlu. yüksek enfias- yonun tasarruflan eritmesi ve enflasyonun üzerinde değer artışı sağlamanın zorluğu nede- nıyle. sıstemi Türkıye'de dövize endeksli olarak kurmak zorun- da kalacaklannı soyledı. Buna göre, tasarnıf sandığı aracılığıyla konut sahibi olmak isteyenler. dolar ya da mark üzerinden birikimde buluna- caklar. Emlakbank Yönetim Kum- lu Başkanı ortanın altındaki ge- lır gruplannın dövizle tasarruf- ta bulunmaya güçleri yetmeye- ceği için başlangıçta bu sistemin dışmda kalacaklannın farkı- nda. Ancak Şük- rü Karahasa- noğlu, enflasyo- nun zamanla düşmesi halinde Türk Lirası üze- rinden tasarruf- lann değer kaza- nacağını ve bu durumda alt ge- br gruplannın da bu imkândan yararlana- cağını umuyor. Böy lece 20 bin kişiyle başlayacağı tahmin edi- len sistemin yıllar içinde mil- yonlara ulaşması hedefleniyor. rar verdiğini vurguladı. Yapı Tasarnıf Sandığı uygu- lamasının önündeki en büyük engelin enflasyon olduğunu sa- vunan Şükrü Karahasanoğlu, "Türkiye'de yapı tasarruf sandığının en büyük problemi enflasyon. Önce bu sistemi kuralım. Sistemi dövize endeksli olarak bir başlatalım. Bir havuzu oluşturalım. Bu enflasyon bir alın yazısı değil." Batı'da böyle bir riskin bulun- madığını kaydederek şunlan söyledi: "Batı'da enflasyon oranı yüz- de 2,3. Yüzde 2-3 enflasyon var- de enflasyon Türkiye'de çok is- tikrarsız seyrediyor. Batı iilke- lerinin yıllık enflasyonu bizim aylık enflasyonumuzdan daha düşük. Böyle olunca tasamıfçu- nun parasını aca- ba nerede değer- lendirmeli sorusu çok riskli hale ge- üyor. Şimdi biz hazi- ne bonosuna y atırmışsak bu halkın nemasını eğer enflasyonun altında kalırsa veya değerlendirdiğimiz enstü- rümanlar döviz sepeti olsun, çe- şitli başka alternatifler olsun enflasyona göre artış sağlamaz- sa sizin yatırdığınız para aynı, t TASARRUFLAR AYLIK TAKSİTLER HALİNDE YATIRILACAK SANDIK TASARRUFLARI YATIRIM ARAÇ- LARINDA DEĞERLENDİRİLİYOR. A SANDIKTA BİRİKEN TASARRUFLAR VE 7* BUNLARIN GETİRİSİNE BİR DE ÖNGÖ- RÜLEN KREDİ EKLENEREK BELİRLE- NEN SÜRENİN SONUNDA EV ALMASI İÇİN TASARRUF SAHİBİNE ÖDENİYOR. />» TASARRUF SAHİBİ EVİNETAŞINDIKTAN *» SONRA ALDIĞI KREDİYİ DÜŞÜK FAİZLİ AYLIK TAKSİTLERLE SANDIĞA GERİ ÖDÜYOR. Karahasanoğlu'na göre. dar gelirlileri konut sahibi yapmak için devlet desteği şart. Bunun için haika sübvansıyon olarak ifade edilen çeşitli kolayhklar sağlanması ge- rekiyor. Dar gelirlileri konut sahibi yapmak için Toplu Ko- nut İdaresi'nin fınansman des- teğınm yeterli olmadığını ve bu kuruluşun konut yapımı- na ağırlık verdı- ğini savunan Karahasanoğlu, konut kredilerinde uyguladığı sübvansiyonlann da Emlak- bank'm bankacılık faaliyetle- rivle celistimni ve bankava za- sa, diyelim ki yıllık faiz yüzde 5 ise (libonın üzerine bir koyalım) bunu 5-6'yla değerlendirince artı değer oluşuyor. O artı değer ga- rantili oluşuyor, çünkii staM ol- "Bu sisteme Konut Edindirme Yardımı (KEY) hesaplan da fon olarak gelebilir. Bugün Emlakbank'ın KEY hesaplan bu sisteme girerek bunun amortismanını, yapı tasarruf sandığı sisteminin deviet sübvansiyonu bölümünü oluşturabilir." muş bir sistern. O değer tasarru- fun değerini hem koruduğu, hem de arttırdığı için bir nema da olu- şuyor. Türk sistemine dondüğümüz- hatta aşağı bile gitme ihtimali var. İşte en büyük risk burada." Bu durumda sistemi dövize endeksli olarak oluşturmanın zorunlu hale geldiğını. bunun da kitlelere ulaş- mayı zorlaştır- dığmı kaydeden Emlakbank Yö- netim Kurulu Başkanı, şöyle ko- nuştu: "En büyük problemi yapı ta- sarruf sandığının Türkiye'de enflas- yon. Bunu yenmek için ne yapmak gerekir sorusu karşımıza şunu çıkanyor. Önce bu sistemi kuralım. Sistemi dövi- endeksli olarak bir başla-ze talm. Bir havuzu oluşturalım. Bu enflasyon bir alın yazısı değil. Orneğin bu seneki 1994 bütçe teküflerinde yüzde 55 seviyele- rinde bir rakam öngöriilüyor. Hatta yıl sonu enflasyonu 48 tahmin ediliyor. Olur mu, neden olmasın? Bu sene olmazsa 95'te olabilir. %'da olabilir. ama bir yerinden bu sistemi orurtturup bir yerinden başlamak gerekir" Emlakbank'ın yapı tasarruf sandığı kurulduktan sonra da kredi vermeye devam edeceği- ni, ancak faiz oranlarını piyasa koşullanna uyduracağını anla- tan Şükrü Karahasanoğlu şun- lan söyledi: " Emlak Bankasrnın o zaman konutla olan işlevi direkt ticari hale dönüşecektir. Emlak Ban- kası bana göre müşavirlik yapa- caktır. kontrol yapacaktur. Pro- jeler yapacaktır. Kredi de >ereceğiz. Bugün Ak- bank veriyor kredi> i, V'apı Kredi de veriyor, 15 banka veriyor. Biz de vereceğiz. Hatta biz onlardan imkânımız olursa daha da düşük vereceğiz. Ama bizim şu anda pi- y asa faiz 7-8 iken yüzde 3'le kre- di >erme imkânımız mümkün de- ğil. Banka batar. Halkın vergi mükelleflerinin kamu fonlarıyla kurulmuş bir müessese. Biz bun- lara zarar ettiremeviz, buna hakkımtz da yok. Yani Emlak Bankası, Yapı Tasarruf Sandıkları kunılduğu takdirde piyasa şartlanna uygun ama tabiatıyla önderliğinin de ciddiyeti içerisinde, örneğin bir banka konut kredisini yüzde 6 ile veriyorsa biz mutlaka bunu 5.45 ile 5.5 ile >ereceğiz. .\ma biz 31e veremeyeceğiz, 4'le veremeyece- ğiz, bu kesin". Bağunsız yönetim Kurulacak yapı tasarruf san- dığında çoğunluk hisse Emlak Bankası'nda olmasına rağmen, kuruluşun bağımsız bir organı- zasyona sahip olacağmı da dile getıren Şükrü Karahasanoğlu. sandığı polıtik etkilerden koru- mak için yasa tasansında ge- reklı önlemlere yer venldiğıne deişaretetti. Karahasanoğlu, dövizle ta- sarrufun Türkiye'de döviz sıkıntısı ve kurlarda olağanüs- tülük yaratmayacağını da savu- narak şöyle konuştu: "Dövizin değerini veriyorsa, dövizin değe- rine göre konuta bu bölümü ayırıyorsa bana göre hiç prob- lem değil. Enflasyonun altında olduğu sürece ve enflasyon da önemli bir noktayı geçmediği sü- rece problem yok. Türkiye'de 1978-79 senelerindeki darboğaz. ..Biz dövize gerçek değerini ver- mediğimiz için dolar serbest kuru uygulamadığımız için bun- lar başımıza geldi." Türkiye'de konutu olmamak kaydıyla herkesin Yapı Tasar- ruf Sandığı kapsamına ahnaca- ğını da ifade eden Karahasa- noğlu, sağlanacak kredilerin de bugünkü ekonomik koşullar çerçevesinde tasarruf miktan kadar olabileceğini belırtti. Dövizinize îktisat Faizi. Dolarınıza Markınıza 3 6 1 Ayhk Aylık Yıllık %5 %5. 5 5 3 6 .1 Aylık Ayhk Yıllık %7. %7. %6. 5 25 İKTİSAT BAINKASI Merkez Şube Tel 0212 274 70 20 Bahçekapı Şubesl Tel: 0212 512 01 60 Elmadağ Şubesl Tel: 0212 230 0918 Ankara Şubesl Tel: 0312 417 99 80 Bayrampaşa Şubesl Tel: 0212 565 14 30 Bakırköy Şubesl Tel: 0212 543 53 93 Adana Şubesl Tel 0322 458 27 84 Gazlantep Şubesi Tel 03422324718 Izmlr Şubesl Tel: 0232 463 69 69 Bursa Şubesi Tel 0224 255 70 80 Karaköy Şubesl Tel' 0212 251 72 38 Kadıköy Şubesl Tel: 0216 368 26 82 Oenlzll Şubesl Tel: 0258 265 14 73 EKONOMYEBAKIŞ TANER BERKSOY Avrupa Tavnmız Bu hafta Türkiye'nin Avrupa Topluluğu ile olan ilişkile- rinde önemli bir aşama geçiliyor. Topluluk ile Gümrük Birliği oluşturma niyetimize daha da somut nitelik ka- zandıracak bir süreç başlatılıyor. Avrupa Topluluğu ile olan ilişkilerimizin tarihi otuz yılı aşıyor. Bu, nettercihlerin sergilendiği, uygulamaya akta- rıldığı, sonuçların alındığı bir süreç olmadı hiçbir zaman. Tersine, değişik tarihierde karşılıklı olarak farklı kaygıia- rın, çekincelerin. kararsızlıkların ağırlık kazandığı sorun- lu bir ılişki türü yaşadık topluluk ile. 1960larda başlayan ve sonuçta tam ortaklık ile sonuç- lanması öngörülen resmi sürecin ilk evresinde, Avrupa'- nın hevesli görünmesine karşılıkTürktarafı çekingen, ka- rarsız ve biraz da oyunbaz görüntü veriyordu. O tarihierde yazdığım yazılarda Türk tavrının çift kişilik- li, giderek şizofren olarak nitelenebilecek özellikler gös- terdiğine işaret ediyordum. Daha sonralan da sürdü bu tavır ve devletin resmı belgelerine, anlaşmalarına da yansıdı. Avrupa ile imzaladığımız Ankara Anlaşması ve Katma Protokol'de ekonomiyi aşamalı olarak dışa açmayı öngö- rüyorduk. Avrupa Topluluğu uygulaması, kendi içinde ta- lep ettiği serbest ticaretin yanı sıra üçüncü ülkelere de düşük oranlı ortak gümrük tarifesi uygulanmasını zorunlu kılıyordu İmzaladığımız anlaşmalara yansıyan Avrupa vizyonumuz, serbest ticaret ile kalkınmayı öngöruyordu. Avrupa anlaşmalarına imza attığımız tarihler hep kal- kınma planlan yapıp uygulamaya koyduğumuz yıllara rastladı. Plan belgeleri kalkınma stratejimizi belirliyor, hedeflerimizi nasıl gerçekleştireceğimizi karara bağlı- yordu. Planlardaki kalkınma vizyonumuz, Avrupa vizyonumu- zun tam tersi oldu hep. Şizofren olarak tanımladığım tavır da buydu işte. Avrupa'ya dönüktavrımızda benimsediği- mizi ilan ettiğimiz serbest ticaret planlarımız hiç sempatik olmadı. Tersine, koruma duvarları arkasındâ yerli sa- nayilerin kurulmasını, ithal ikamesi yöntemiyle kalkı- nmayı öngörüyorduk plan stratejisinde. Uygulamaya planlar egemen oldu. Gittikçe tırmandırdı- ğımız koruma duvarlarınm arkasındâ, serbestini bırakın ticaretten bile kopuk olarak yerli sanayilerimizi kurduk. Bu yönde attığımız her adımda, resmi belgelere yansıyan Avrupa vizyonumuzdan uzaklaştık. 1960ları ve 1970'lerın bir bölümünü bu çift kişılikli, şi- zofrenık tavırla geçirdik. 1970'lerin öteki bölümünde de ilişkilerimız hep askıda kaldı. Biz anlaşmaların öngördü- ğü uygulamalara hiç yanaşmadık. Avrupa'yı uyutmayı seçtik. Krize sürüklenen Avrupa ise içine düştüğü yeni kaygılarla uğraşırken uyumaya razı olup bize dönük he- vesini yitirdı. 1980lerde dünya daha hızlı dönmeye başladı. Devran değişti. Ekonomileri serbestleştirip dışa açmak genel bir eğilim haline geldi. Bunun dışında kalamazdık. Ekonomi-. mizi kısmendeolsadışaaçtık ithalatımızdaki miktarkısıt- lamalarını kaldırdık Gümrüklerimizi yenıden düzenledik. Katı korumadan geri döndük. Avrupa anlaşmalarımızçık- mazdayken, bu kez biz o yöne yöneldik. Anlaşmaların ör- görduğü oyun kurallarını uygulamaya koyulduk. Giderek tam pazara katılmanın koşullarıyla, topluluğa katılmanın koşulları farklıydı. Salt ekonomik bazda tanımlanan paza- ra ortak olma koşullarının yerine, toplumsal öğeleri ve si- yasal süreci de kapsayan topluluk üyesi olma koşırtlan geldi. Bunlarda 1980liyıllardayeniden Avrupa'nınkapi- sını çaldığımız ilk adımda önümüze kondu. Sanki, pazar ortaklığı koşullarını bile yerine getirmekten yan çizen Tür- kiye'nin oyunun bu yeni kurallarını hiç beceremeyeceğin-. den emin bir hali var Avrupa'nın. Avrupa'nın bu yeni tavrını da pek ciddiye aldığımız söy- lenemez. Bu kez biz Avrupa'nın üstüne gidiyoruz. Son otuz yıldır oyunbaz bir tarzla ıska geçtiğimız ve ortaklığın ilk adımı olan gümrük bırliğinı, adeta tek taraflı olarak ger- çekleştirmeye çaba gösteriyoruz. Ülkenin bir yoresinde insanlanmızın üstüne topla, tü- fekle giderken, Katma Protokol hükümlerine can verme- nin Avrupa uyeliğine yeteceğini umuyoruz Oysa artk masada temel hakveözgürlükler, ınsan hakları vb. koşul- lar var. Otuz yıldır ekonomi alanında sergilediğimiz çift kişilikli, şizofren tavrımızı bir otuz yıl da toplumsal vesiya- sal uyum sürecinde göstereceğimizden korkuyorum. Prof. Şen'den AT ile pazarlık konusunda uyanlar: 4 Sanayimiz zorlanabilir 9 Ekonomi Servisi- Türkiye Araştırmalar Merkezi Direk- törü Prof. Fanık Şen, Türkiye'- nin Avrupa Topluluğu'na tam üye olmadan gümrük birliğine gitmesine karşılık, Topluluğun sosyal ve bölgesel fonlanndan mali kaynak talep etmesi gerek- tiğini söyledi. Şen. 50 milyar ECU'luk AT bütçesinin yüzde 32"sinin aktanldığj bu fonlar- dan yararlanmak için tam üye olma şartı arandığını belırtti. Ancak. Topluluğun bu kay- nağı Doğu Avrupa veMagripül- kelerıne de kullandırdığına da dikkatçeken Şen, "Bi- zim de gürük birliğinin getirdiği etkilere karşılık bu fonlardan yararlanmamız gerek. Bunu pazarlık gücü- müzle elde edebiliriz" dedi. Şen. gümrük birliği sürecinde Türkiye'nin bazı sektörlerde koru- manın sürmesi ve ser- best dolaşım konu- lannı pazarlık masası- na getirmemesi uyansında bulundu. Şen, ışgücünün ser- best dolaşımının an- cak Türkiye'nin AT- ye tam üyeliğinden 10 yıl sonrası için "ger- çekçi' bir hedef olabileceğini sözlenneekledi. Beklenen sorunlar Faruk Şen. dün Basın Mü- zesi'nde düzenlediği basın top- lantısında Türkiye'nin AT ile 1995 sonunda gerçekleştireceği gümrük birliği nedeniyle "Sa- nay isinin zora gireceğine, üçün- cü ülkclerden yapılan ithalattan alınan gümrük >ergisi geürinin AT kasasına aktaracağına ve sektörel bazdaki çökmeler nede- niyle bölgesel \e sosyal sorunlar- la karşılasacağına" dıkkat çek- ti. Bu olumsuzluklara karşılık. topluluğun sosya! \e bölgesel yapısallık fonlanndan kaynak elde edilebileceğıni belirten Şen. bu fonlardan projelenn yüzde 50'sinin karşılanabildieinı söy- ledi. Gümrük birliği nedeniyle it- halatın artması ve bırçok işyeri- nin iflas etmesi sonucunda do- ğacak işsizliğin önlenmesi için hazırlanacak bir projenin yüz- de 50'sinin Türkive tarafından riyle doğrudan rekabete gjrecek ve olumsuz yönde etkilenecek sektörlerin rekabet güçkrini arttırmalarını sağlamayı amaç- lay an eğitim, teknoloji transferi gibi konulardaki projeier için kendisi fon ayırmalı ve AT'den fon talebinde bulunmalıdır." Şen. bufonlardanyararlanma hakkı ısteyen Türkiye'nin AT bütçesine yapacağıkatkılannda 2Öz önünde bulundurulması ge- rektiğini belirterek "Eğer 1989'- da tam üye okaydık üçüncü jil- kelerden yapılan ithalattan alı- nan vergilerden AT kasasına Prof. Dr. Fanık Şen • Türkiye Araştırmalar Merkezi Direktörü Prof. Faruk Şen, AT ile ilişkilerde Türkiye'nin pazarlık gücünün yüksek ol- masına ve "serbest dolaşım" ile ""korumacılık" konulannı masaya getirilmemesine dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. karşılanması halinde. kalanının da AT'den sağlanabileceğini kaydeden Şen şöyle devam etti: "Örneğin Almanya Ruhr hav- zasındaki kömür, çelik madenle- rinin kapatılması nedeniyle AT- den bölgesel striiktür fonundan para alıyor. Orada yeni kurula- cak ışletmelere yüzde 4 faizle 20 yıl süreli kredi veriyor. Türkiye de gümrük birliğinden etkilene- cek sektörlerde işsizlikle karşı karşıya kalacak insanların yeni beceriler kazanması için, güm- rük birliğinden sonra AT ülkele- 569 milyon ECU'luk katkmız olacaktı. Bu, AT gümrük gelir- lerinin yüzde 5'ini oluştura- caktı" diye konuştu. Şen, gümrük birliği sürecinde Türkiye'nin bazı sektörterde koruma talebinde bulunma- ması uyansında bulunarak aksi takdirde AT'nin de tekstil kota- lanna devam edeceğini söyledi. Şen. serbest dolaşım hakkı konusunun da artık tamamen gündemden çıkartılması gerek- tiğini belirterek "En korktuk- ları konu bu" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle