Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyetl
Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketi adına
Berin \adi 0 Murahhas Üye: Emint Uşaklıgil 0 Genel Yayın Müdüru:
Hasan Cemıl, Yazı lşleri Müdüru: Ok«> Gonensin 0 Yazı işlerı Müdür
Yardımcıları: Salim Alpaslaa, Kerera Çalışkan, Necdel Dogan, Lulfu Tınç
Sayfa Düzeni Yönetmenı: Ali Ac« 0 Ankara Timsılcısı: Ahmet Tın
tç Politika: Mehmel Tezkan Ekonomi: Meral Tamer, Kültür: Celal Uster, Istanbu] Haberleri: Muhittin
Sirer, Spor: Abdolkıdir Yucelmuı, Makaleler Şahin Alpay, Düzeltme: Abdullah Yazıcı • Koordina-
tör: Ahmet Korulsan 0 Malı tşler: Eroi Erkut 0 Muhasebe: Bulent Yener 0 Bütçe-Planlama: SevgJ
Osmanbeşeoğlu • Reklam: Ayşe Torun 0 İdare: Hüseyin Gürer 0 Işletme: Önder Çciik 0 Bilgi-Işlem:
Nail tnal * Personel: Sevgi Bostancıogltı
Basaa vt Yayan. Cumhuriyet Mubucıhk ve Gazdealik TA-Ş. Tttrkoca» Cad. 39/41 CaiaJoihı
34334 Ist PK 246 Isıanbul Tel 512 05 05 (20 hal). Teta: 22246, Fax (1) 526 60 72 0 Bümlar
A.İUB1: Zıy» GöJcalp Bl> tnkılap S. No 19/4, 10. 133 11 41-47, TOa 42344, Fajt: (4) 133 05 6İ
0 lanlr H Zıya Blv 1352 S. 2/3, Td 13 12 30, Teto 52359, Fu. (51) 19 53 60 0 M K
InOoü Cad 119 S No: 1 K« 1, TU- 19 37 52 (4 hal), TMet: 62155, FM. (71) 19 25 7t
TAKVIM: 1 ŞUBAT 1992 Imsak: 5.40 Guneş: 7.08 Öğle: 12.22 Ikindi: 15.02 Aksam: 17.27 Yatsı: 18,48
Yeni Fransız Büyükelçisi François Dopffer'in eşi Bathilde Türkiye doğumlu ve Dame de Sion mezunu
'Fransız kız' Istanbııl'a dönüyor
Müzikavizyon Fuarı
• tstanbul Haber Servisi - TÜYAP
taraândan düzenlen;n Müzûkavizyon
1992 10. Müzik, Viceo ve Televizyon
Fuarı TUYAP Istamul Sergi
Sarayı'nda açıldı. Beş gün sürecek
olan fuann açılışı Elektronik
Imalatçılan Derneği Başkanu Maral
Öztekin ve Yonca Evcimik tarafından
gerçekleştirildi. 90 yıbancı, 37 yerli
firmanın katıldığı fuarda, televizyon,
video, uydu, ses ve ışık sistemleri ile
klasik ve elektronik müzik aletleri
teknolojisindeki son gelişmeler ve
yenilikler tanıtılıyor. Levent Köksal ve
Dans Grubu'nun yapacağı "Rap Dans
Show"la ziyaretçilere neşeli dakikalar
geçirtilmesi amaçlanan Müzikavizyon
1992 Fuan, 4 Şubat 1992 akcşamma
kadar açık kalacak.
İzmirteönlem
• CUMHLRtYET(tzmit)- Kent
içinde dün geceden itibaren araçlann
egzozlanndan çıkan gaz mikuan
ölçülmeye başlandı. Kocaeli
Valiliği'nce alınan karar gereği
İzmit'ten transit geçecek kamyon, TIR
gibi ağır taşıtlar E-5 kent içi geçişini
kullanmadan otoyollardan gidecekler.
Egzoz gazı ölçü aleti dünden itibaren
kullanılmaya başlandı. Egzazu hatalı
olan araç sürücüleri uyanlarak
kendilerine onanmlannı yapmalan
içinsüreverildi.
İstanbul'da ikâ intihar
• AA (İstanbul) - Şişli'de 17
yaşındaki bir genç ile Bakırköy'de 32
yaştndaki bir kadın evlerinin
balkonundan atlayarak intihar ettiler.
Okmeydanı İETT Blokları, Yolgeçen
Sokak B Blokta meydana gelen
olayda, 7. katta oturmakta olan
Mesut Öztürk (17), dıin sabah saat
08.30 sıralarında henüz bilinmeyen bir
nedenle kendisini balkondan aşağı
atü. Bakırköy Güneşli Köyü'nde
Gülhan Akmaz (32) adlı kadın da 7.
kattaki evinin balkonundan atlayarak
intihar etti.
Atatürk değişiyor
• AA (Antalya)- İngiltere'deki
dünyanın en ünlü kişilerine ait
heykellerin bulunduğu Mademe
Tussaud's Müzesi'ndeki Atatürk
heykelinin, Atatürk'e benzememesi
üzerine Dışişleri Bakanlığı müze
yetkilileri ile görüşerek heykelin aslına
uygun yapılmasını istediler. Antalyah
müteahhit Süleyman Güdül'ün
müzedeki Atatürk heykelini
gördükten sonra Başbakan ve TBMM
Başkanı'na yazdığı mektup etkisini
gösterdi. Güdül'e Başbakanlık'tan,
TBMM Başkanlığı'ndan, Kültür,
Turizm ve Dışişleri bakanlıklanndan
birer mektup geldi. Dışişleri
Bakanlığf ndan Süleyman Güdül'e
gonderilen mektupta ise şikâyetin ı
müze yetkililerine iletildiği ve Atatürk
heykelinin aslına uygun şekilde
yeniden yapılacağı belirtildi.
Yangın: 1 ölü
• tstanbul Haber Servisi -
Mecidiyeköy Mecidiye Caddesi Cami
Çıkmazı Sokak 38 numaradaki Yusuf
Kara Apartmanı'nın kapıcısı Şükrü ve
Neriman Yağız'ın 4 yaşındaki çocuğu
Gökhan Yağız, evde yalnız kaldığı bir
sırada ateşle oynayarak yangın
çıkardı. Kapının kilitli olması
nedeniyle dışarı çıkamayan Gökhan
Yağız, dumandan zehirlenerek
hayatını kaybetti. Olay yerine gelen
itfaiyenin müdahalesiyle, yangın fazla
büyümeden söndürüldü.
En bûyik kristal
• Haber Merkezi -Baccarat French
(irmasının Paris'teki atölyesinde
dünyanın en büyük kristal
vazolanndan birinin dizaynı yapıldı.
Celimene adı verilen vazonun boyu
l.70cm. ağırhğı ise 850kilo.
MtNE G. SAULNIER ÇParis) - Yeni
Fransız Büyükelçisi François
Dopffer'in kansı Bathilde, İstan-
bul'da doğmuş, büyümüş ve Not-
re Dame De Sion'dan mezun ol-
muş bir "Türkiyeli".
"Her başanh erkeğin ardında bir kadın
vardır," sözünün ne denli doğru olup ol-
madığını bilmiyorum. Ama eğer doğruysa,
Fransa'nın yeni Türkiye Büyükelçisi Fran-
çois Dopffer'in, kısa süre önce devraldığı
Ankara'daki görevine, kesin bir avantajla
başladığı söylenebilir.
Yeni büyükelçinin kansı Bathilde Dopf-
fer, Istanbullu bir Fransız. Türkiye'ye yöne-
lik duygulan, "uzun yülar özlemini çektiği
vatanına kavuşan" bir yurttaşımızınkinden
farksız olan Bayan Dopffer'le Paris'te, An-
kara'ya uçmasmdan birkaç saat önce Cum-
huriyet okurlan için bir söyleşi yaptık.
Bathilde Dopffer, özgün kişiliği ve tekil
yaşamıyla. olağandışına çıkan bir kadın.
Türkiye'de gecen çocukluk ve gençliğini, üs-
telik yaşını da gizlemeden, şöyk anlatıyor
"1941 yılında İstanbul'da doğdum. Ai-
lem, Fransız, Italyan, Avusturyab, Macar
karması; Tanzimat ile birlikte 1850 ilâ 1880
arası Osmanlı İmparatorluğu başkentine
'servet' yapmaya gelen yabancılardan. O
zamanlar, İstanbul kimi Batüılar için 'Eldo-
rado' idi."
Livantantapm
Bayan DopfFer, verdiği bu bilgiye karşın,
levanten bir aileden geldiği savını kabul et-
miyor:
"Levanten olmak için Arap kökenli de
olmak gerekiyor. Ben de eskiden sizin gibi
levanten olduğumuzu düşünürdüm. Fakat
Paris'teki Doğu Dilleri Ensütüsü'ndeki eği-
timim sırasmda, levantenliğin başlı başına
bir göç olayı oluşturduğunu, özgün bir tari-
hi olduğunu öğrendim. Levantenlerin
Mısır'a dayanan, Ortadoğu'dan gelen bir
geçmişleri var. Oysa bizim aile, bir göçün
ürünü değil. Arap soylanyla hiçbir ilgisi
yok. Doğrudan Avrupa'dan 'para yapma-
ya' gelen serüvenciler."
"Genç kızlık adınızı öğrenebilir miyiz?"
"Büyükbabamın adı Yosifti. Çünkü bü-
yükannem Kadıköy'lü bir Rumla evlenmiş.
Hatta zavallı büyükbabam, kendisiyle evle-
nebilmek için Ortodoksluktan çıkıp Kato-
lik olmak zorunda bile kalmış. Zaten böyle
çokuluslu bir ailede, bunca değişik kökenli
dayüar, amcalar, teyzeler takımında nasü
olup da Fransız tarafın ağır bastığını anla-
mak güç."
"İstanbul'daki yabancüann kendi ara-
lannda Fransızca konuşmalanndan ileri ge-
liyor belki de bu?"
"Beni babaannem yetiştirdi sayılır. Ve
babaannem için benim yurdum hep Fransa
ve yazgımın geçeceg yer Fransız toprak-
lanydı. Italyan olan annem, kendi dilini ko-
nuşmayı bırakmıştı, Fransızca konuşurdu
Yeni Fransız biiyiikelçisinin eşi Bathilde Dopffer'e yeni Türk romanı hiç yabancı değil.
evde.
istanbuTdaki çocukluğum çok mutlu
geçü. Yazgım ve yurdum Fransa idi, ama
büyümeyi beklerken Türkiye'de çok güzel
bir parçası geçti yaşarrumın."
KamHiliamlan
Bathilde Dopffer, üç yaşından öteye her
şeyi anımsıyor. Burgaz adasında yaz sefa-
lan, deniz ve güneşle ısınan bir imgeler dizisi
çocukluğu. Sonra ICandilli'ye taşınmış aile-
si.
1950-51 yıllannda, her pazar Kandilli te-
pesine çıkar, Bulgaristan'dan gelen Türk
göçmenlerin evlerini yapmalannı seyreder-
lermiş. Derken, okul zamanı gelip çatmış:
"llk ve ortaokulu Saint Pulcherie'de, lise-
yi Notre Dame de Sion'da okudum. Bir tey-
zem vardı. Dame de Sion'da rahibeydi. Ba-
bam, dikiş dikip Tann'ya yakarmaktan
başka iş yapmayan bu kızkardeşine kızdığı
için mümkün olduğu kadar geç yazdırdı
beni Dame de Sion'a. Bu okul sıralannda-
ki anılanm çok renkli. Her ulustan, her
dinden çocuklann arasında bü>ümek mut-
luluğunu yaşadım. En büyük üzüntüm,
hazırlık yapmadığım için hepsinden iki yaş
küçük olmaktı.
Ne resim, ne dikiş becerebilirdim. Ke-
nanna adımızı işlediğimiz küçük kırmızı
mendilimi. mürekkep lekeli ellerimin üs-
tüne ağladığım için kirlettiğimi hiç unu-
tamam. Sınıftaki tek Katolik olduğum için
rahibeler bana iltimas geçiyor havası ver-
memek amaayla mesafeli dunırlardı.
TamyakftşkB
Bugün düşününce, tutumlannı doğru
buluyorum. Tarabya'daki köşke giderdik
yılda birkaç kez. Deniz kıyısında Dame de
Sion'a ait bir kabin vardı. Geceliklerle
aldığımız 'deniz banyolannın" tadını hiç
unuünayacağim... On alü yaşımda, sınıf
mümessiliydim, öyle çekingendim kı 'buz
dolabı' adını takmışlardı. Insanın o yaşta
hafıf "buz dolabı' olması doğaldı herhalde."
Şimdiki haliyle neşeli ve sıcakkanlı biri
olan Bayan Dopffer: Notre Dame de Sion'-
daki öğretmenlerini, Mevlana'dan şiirler
okurken sınıfta ağlayan "Mevlana' takma
adlı Türkçe öğretmenini, edebiyatçı Leyla
Hanımı ve Ahmet Haşim tutkusunu unut-
muyor. Okulun en ünlü ve sert coğrafyaası
Zafer Hanım sayesinde ise "dünyanın en so-
ğuk yerinin Sibirya'daki Verkoyong nok-
tası" olduğunu hiç aklından çıkarmamış.
_ Dame de Sion'dan sonra bir yıl İstanbul
Üniversitesi'nde Fransız edebiyan okuyan
Dopffer. 18 yaşında ailesini İstanbul'da bı-
rakarak Fransa'ya gjtmeye karar vermiş.
Strasbourg'daki Notre Dame de Sion öğ-
renci yurduna yerleşerek "ana yurdunu"
tanımaya başlamış, önce edebiyat, sonra ta-
rih ve coğrafya okumaya başfayan Bathil-
de, Cezayir savaşına giren Fransa'da siyasal
bir kimlik bunahmına düşmüş.
"İstanbul'daki yabancılar topluluğu poli-
tikadan uzaktı. İlk kez siyasal tercihlerimi
kullanıyor, ilk siyasal büincimı oluşturuyor-
dum Cezayir savaşıyla birlikte."
Ctzaylr'ıitstık
Cezayir'in bağımsızlığını savunan Fran-
sızların yanında yer alan genç Bathilde, bu
>onde aktif çajışmalara katılmış.
"Cezayir savaşı süresince fazla bir eğitim
yaptığım söylenemez. Geceler boyu Gene-
ral De Gaulle'e telgraflar yazıyor. Cezayir'e
bağımsızlığının verilmesıni istiyor, gündüz-
leri de ders çalışmaya zaman bulamıyor-
duk.
Okul arkadaşlanmdan biri, Qaude Reni-
er, şimdi Strasbourg Üniverşitesi'nin baş-
kanı olmuş ve Straşbourg Üniversitesi'ni,
Ankara Üniversitesi'yle kardeş okul yap-
mak konusunda çok istekliymiş. Ben bunu
raslanü sonucu öğrendim.
Şimdi Ankara'ya gider gitmez kendisine
telgraf çekip kardeş üniversite çalışmalanna
destek olmaya hazınm, diye yazacağım.
Claude Renier, Cezayir olaylan sırasında
De Gaulle yanlısıydı, kendisine General
derdik o yüzden. Benim adım da Türk idi.
Türkiye'den geliyorum ya, herkes Türk,
diye çağınrdı. Bizim generalle birlikte Stras-
bourg ve Ankara üniversitelerini kardeş ya-
pabiliriz, umanm."
Bayan Doppfer, Fransa'nın küzeyinde
öğretmenlik yaparken, kaymakamlık gö-
revini yürüten eşi François ile taruşmış.
Daha sonra eşinin diplomat olarak atandığı
Romanya, Japonya, ABD ve Cezayir'de
bulunmuşlar.
Bathilde'in aklına Türkiye yeniden Ce-
zayir'de düşmüş. Burada dostluk kurduğu
Türkiye Büyükelçisi'nin kansı Nükhet
Akay üe yeniden Türkçe konuşmak, ye-
niden "ilk" ülkesine gelmek isteği uyan-
dırrnış içinde. Yine Nükhet Akay'ın düzen-
lediği bir Mavi Yolculuk sonucunda Türki-
ye, Dopffer çiftinin görev yapmak istedikle-
ri ülke haline gelmiş.
TİPktytMvtad
Bayan Dopffer, bu istek doğrultusunda
Paris'teki Doğu Dilleri Enstitüsü'nde yeni-
den Türkçe çalışmaya başlamış. Dördüncü
yılını geçirdiği bu okulun sınavlanna bu >ıl
dışandan katılıyor. Yeni Türk romanı ya-
bancısı değil ve Osmanlıca öğrenmeye ha-
zırlanıyor.
Türlaye'ye yeniden gehşini olağanüstü
bir sevinç ve heyecanla yaşayan Bathilde ve
François Dopffer çifti, ikisi kız biri erkek, üç
çocuk sahibi. Bathilde Dopffer, eşinin ailesi
istediği için "mutlaka bir erkek çocuk" yap-
mak gerektiğini belirtiyor.
Ankara'daki Fransvz Büyükelçiliği'nin
yeni patronlan, Türklerle pek çok ortak
noktası olan insanlar kısacası.
Astroloji Semineri'ne katılanlara yıldız haritası öğretiliyor
1 milyon lira ver, yıldızmdan yararlan
FİGEN ATALAY Leyla Hanım yeni bir iş teklifi almıştı. Aslında işinden hoş-
nuttu. Ama daha yüksek ücret, çekici olanaklar, yeni bir çevre... Belki de kaçı-
nlmaması gereken bir fırsattı. Ne yapacağına bir turlü karar veremiyordu. Yanlış
bir adım atıp sonradan pişman olmak da istemiyordu. Birden aklına Astroloji
Danışma Bürosu'na başvurmak geldi. Danışma Bürosu'nda yıldız haritası çı-
karıldı, "başarı evi" incelendi, olumsuz kare açılar saptandı, işini değiştirme-
mesi önerildi. Leyla Hanım sonunda kararsızlıktan kurtulmuş, rahatlamıştı.
Astroloji Danışma Büroları, Türkiye'de
henüz yok, dolayısıyla yukandaki olay da
gerçek değil. Ancak burçlann, yıldızlann in-
san yaşamında önemli bir yeri bulunduğu-
na inanan insan sayısı hiç de az değil.
"Yıldızlarından yararlanmak" iste>en ki-
şilerin çeşitli konularda yaşamlarına yeni
bir yon vermeden once başvurabilecekleri
Astroloji Danışma Buroları'nın açılması
yakın bir gelecekte gerçekleşebilir.
ABD ve Avrupa'da oldukça yaygın olan
bu burolann açılmasının kaçınılmaz oldu-
ğunu, ileride astrologistlerin bir cerrahın,
bir psikoloğun, bir yoneticinin yanında da-
nışman olarak gorev yapabileceklerini bize
anlatan, Türkiye'de ilk kez Turizm Dış Ti-
caret Eğitim Merkezi (TUDER) tarafından
duzenlenen "Astroloji SeminerF'nin prog-
ram yapımcısı, seminer yöneticisi ve hoca-
sı Güngör Duru.
Astrolojiyi, "Güneş Sistemi'ne bağlı yıl-
dızlann canlılar uzerindeki etkisini yorum-
lama sanatı" olarak tanımlayan Duru, bu
alana çok buyük bir ilgi gosterildiğini be-
lirtti. Güngor Duru, boyle bir seminerle neyi
amaçladıklarını, neler öğrettiklerini şöyle
anlattı:
"Birinci neden astrolojiyi insanlara öğ-
retmek. İkinci neden ise insanların bu ko-
nuda yanlış yönlendirilmelerini, kandınlma-
larını onlemek. Astrolojiyi bir bilim dalı
olarak öğretmeye çalışıyoruz. İnşanın bir
tek burcu yok. 12 burcu, 10 yıldızı var. Ve
bunlardan sonsuzla istifade edebilir. Semi-
nere katılanlara, burçlann, yıldızlann ne ol-
duğunu anlatıyoruz. Doğum saatine gore
yıldız '-'aritasını inceleyerek bir kişinin hangi
yonlerinin sağlık açısından daha zayıf ol-
duğu tespit edilebilecek"
Gungor Duru'nun oğrencilenne oğrettı-
ği yıldız haritası, 360 derecelik bir daireden
oluşuyor. Daire, 30'ar derecelik 12 parçaya
bolunuyor, bu parçalann adı "evf' Bu evle-
rin adları da şunlar:
"1. ev: Yukselen burç, insanın dış görünü-
şunu çizıyor. 2. ev: Para evi. 3. ev: Yakınla-
rıyla birlikte olduğu ev \e liseye kadar olan
oğretim. 4. ev: Doğduğu ev, annesinin evi.
5. ev: Aşk evi. 6. ev: Sağlık evi. 7. e\: Evii-
lik ve ortaklıklar evi. 8. ev: Hukuksal so-
runlar ve seksle ilgili ev. 9. ev: Uzun yollar,
uzun mesafeler ve yuksek oğretim evi. 10.
ev: Başarı evi. 11. ev: Dostluk evi. 12. ev:
Hayaller. umutlar ve kısıtlamalar evi.
1.5 ay süren Astroloji Semineri'nin ücre-
ti 975 bin lira.
Seminerde astroloji, "güneş sistemine bağlı yıldızlann canlılar uzerindeki etkisini
vorumlama sanatı" olarak tanımlanıyor.
Burdur'da
erozyon, gölü
dolduruyor
GÜLÇtN tLCİ (Burdur) - Özellikle
son yıllarda kirliliğin yoğun tehdidine
uğrayan Burdur gölünün önemli bir so-
runu da erozyon. Yılda yaklaşık 674 bin
ton sediment, "suda asıh yük" olarak
göle taşınıyor. Göle taşınan bu sediman-
tasyon, göl çanağının dolmasına ve gö-
lün su depolama kapasitesinin azalması-
na neden oluyor. Aynca erozyonla
taşınan kükürt gibi kimyasal maddeler,
gölü kirletiyor.
Geçen yıl göl havzasında 150 hektar
alanda gerçekleştirilen erozyon kontrol
çalışmasının yetersiz olduğunu belirten
Orman İşletme Müdürlüğü yetkilileri,
gölün dolmasını önlemek için yeni kay-
naklar bulunarak erozyon kontrolü ve
ağaçlandırma çalışmalannın hızlandınl-
masını istediler. Erozyonla kaybedilen
topraklan geri getirmenin ve dolan göl
alamnı temizlemenin mümkün olmadı-
ğım belirten yetkililer, "Erozyonu önle-
mek için yapılan çahşmalarda en büyük
sorun, kaynak teminidir"dediler.
Göl havzası bitki örtüsünün toprağı
erozyona karşı gereğince koruyacak
özellikte olmadığını vurgulayan Orman
İşletme Müdürlüğü yetkilileri, salt yüz-
de 6.13'lük bölümü verimli orman alanı
olan göl havzasının, yüzde 18'inde az,
22'sinde orta, 31'inde şiddetli, 29'unda
da çok şiddetli erozyon olduğunu kay-
dettiler.
Lezbiyenbriç şampiyonları mah kemelik
ŞEBNEM ATİYAS (New York) -
Acil Servise gelen telefon üzerine zengin-
lerin oturduğu Doğu yakasındakı 64.
Sokak'ta bir apartman dairesine giren
polisler, bir kadını yaralannı sarmaya
çalışırken, ötekini de ıslak bir havluyla
başından akan kanları durdurmaya uğ-
raşırken buldular. Yaralı kadınlar 65
yaşındaki Kathie Wei, 41 yaşındaki
Judy Radin idi. Lezbiyen çift aynı za-
manda son yirmi yılın dünya kadın briç
şampiyonluğunu ellerinde tutuyordu.
Wei, polise Radin'in kas güçlendirmek-
te kullanılan gümüş ağırlıklarla üzerine
saldırdığından şikâyet ediyordu. Radin
ise önce İVei'in saldırdığını, bu nedenle
kendisini savunduğunu anlattı. Radin
tutuklandı ve olay mahkemeye yansıdı.
New York Bölge Mahkemesi'nde jüri
olayı başından sonuna dek iki tarafın
avukatlanndan dinledikten sonra Ra-
din'in serbest bırakılmasına karar verdi.
Çift arasındaki mali sorunlarla ilgili
mahkeme devam ediyor.
Judy Radin, Colombia Üniversitesi'-
nde iken iyi bir briç oyuncusuydu. Ünü,
New Yorİc'ta zengin ve güçlülerin oluş-
turduğu briç çevrelerine kısa zamanda
yayıldı. Radin bu dönemde, Amerika'-
nın en zengin armatörlerinden biri olan
Çin asıllı Charles Wei'in dikkatini çekti.
Charles Wei. hastalandığı sırada hemşi-
reliğinı yapan Kathie ile evliydi. Çiftin
ortak tutkusu briçti. Wei aynı zamanda
briç dünyasının ünlü bir teorisyeni idi.
Ancak çift ortalama oyuncu olmaları
nedeniyle amatör çevrede sıkışıp kalmış-
lardı. Kendilerini bu sınırlardan kurta-
racak parlak bir profesyonele ihtiyaçlan
vardı. Wei, Radin'i bu sırada keşfetti.
Wei, eşinin güzelliğini onu bir briç şam-
piyonu yaparak ödüllendirmek istedi.
Aynı zamanda kendisinin teorilerini
güçlendirecek ve deneyecek bir briç
oyuncusuna ihtiyacı vardı. Radin, iki ih-
tiyacı karşılayacak fırsatı Wei çiftine
verecek kadındı.
Briç .uzmanlanna göre Judy Radin
uzun yıllar dünyanın en iyi kadın briç
oyunculanndan biri olarak tanımlandı.
Kathie Wei ise iyi bir oyuncu olmasına
rağmen Radin ayannda değildi. Kathie
Wei bricin şöhret tarafı ile ilgilendi, İs-
viçre'de Dünya Briç Federasyonu'ndan
"iyi niyet büyükelçiliği unvanı"nı aldı.
Aynca Çin Briç Birliği'ni kurdu.
Radin'in avukatına göre Radin olma-
saydı, Kathie Wei'nin dünya şampiyon-
luğunu kazanması şansı son derece
düşüktü. Charles Wei'nin dünya şampi-
yonluğunu kazanması şansı son derece
düşüktü. Charles Weı ise Radin olma-
dan, parlak bir briç teorisyeni olarak tek
tutkusu briç olan zengin işadamlanna ve
güçlü politikacılara erişemezdi.
îki kadın arasındaki lezbiyen ilişki
Charles Wei ölmeden bir yıl önce başla-
dı. İki kadın dünya şampiyonluğunu
kazandıktan kısa bir süre sonra sıkı ar-
kadaşlık ılişkilerini cinsel ilişkiye dönüş-
türdüler. O sırada ikisi de evlivdi.
Charles Wei öldükten kısa bir süre
sonra Radin kocasından boşanıp Wei
çiftinin Manhattan malikânesine taşın-
dı. İki kadının başarısı ve ilişkileri bazen
14 gün 10'ar saatlık maratonlar şeklin-
deki briç oyunlan ile sürdü. Radin'e gö-
re ilişkileri bu dönemde aşk olmaktan
çıktı ve bir iş ilişkisi durumuna geldi.
Kadınlar, avukatlan ile birlikte sağlam
bir kontrat imzaladılar. Bu kontrat gere-
ği Radin profesyonel ilişkinin devam et-
tirilmesi karşılığında bazı ödüller ve
ikramiyeler aldı. Ancak iki yıl önce pro-
fesyonel ilişki de bozuldu. Radin'e göre
Wei son derece kıskanç biri haline geldi.
Buna karşılık Wei, Radin'in kokain ve
marijuana kullandığını, eve şüpheli tip-
ler getirdiğint öne sürdü. İki kadın kısa
bir süre sonra birbirlerine saldırmaya ve
dövüşmeye başladılar. Takım olarak bir
turnuvaya katılma ortamı ortadan kalk-
tı. Aralanndaki ilişkinin şiddet boyutu-
na ulaştığı briç dünyasında bilinir oldu.