07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet haberler 1 Şubat1992 Koç Vakfı, Kadir Has Vakfı ve Feyziye Mektepleri Vakfı kuruluş hazırlıklarmı sürdürüyor Ö ç ÖÖzel üniversitelersırayagirditstanbul Haber Senisi - Özel Üniversiteler peşpeşe geliyor. Koç Vak- fı, Kadir Has Vakfı ve Feyziye Mektepleri Vakfı üniversite kur- ma hazırlığında. Galatasaray Eğitim Vakfı da Fransa'da örnek- leri bulunan nitelikte bir yüksekokulu kuracak. "Kadir Has" ve "Koç" adlan altında iki vakıf üniversitesinin kurulmasına ilişkin olarak hazırlanan yasa tasansı, kısa bir süre önce TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Tasannın kabul edilmesi halinde ku- rulacak üniversitelerden biri olan Koç Üniversitesi'nin direktörû Tamer Şahin- baş, öğretime küçük bir üniversite ola- rak başlayacaklannı. ama zaman içinde büyümeyi planladıklannı söyledi. Kâr amacı gütmeyeceklerini, kamu yaranna hizmet verecekierini belirten Şahinbaş, Koç Üniversitesi ile ilgili şu bilgileri ver- di: "Paralı üniversite olacak, ama gider- lerinin yalnızca yüzde 25-30'u öğrenci- lerden ahnan ücretle karşılanacak. Her yıl Vehbi Koç Vakfı üniyersiteye büyük bir mali katkı yapacak. Istanbul'da ku- rulacak ancak heniiz yer belli değil. Baş- langıçta 1350 oğrencisi olacak ve öğreti- me ikı fakülte ile başlanacak. Bunlar fen ve edebiyat fakültesi ile işletme ve iş ida- resi fakültesi. Daha sonra mühendislik fakültesi de kurulacak. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı'na uvgun olarak öğrenci kabul edilecek. Öğrencilerin yüzde 15-20'si burslu öğrenim görecek. Koç Üniversitesi'nin öğretime açılış tarihi ise ilgili yasanın çıkış tarihine bağ- lı. Şahinbaş, "Gaza basmak için yeşil ışı- ğı görmek durumundayız" dedi. Kadir Has Vakfı eğitim-öğretim so- rumlusu Turan Uysal'ın verdiği bilgiye göre Kadir Has Üniversitesi. fen-edebi- yat ve mühendislik fakülteleri ile temel bilimler ve sosyal bilimler enstitülerin- den oluşacak. Pendik yakınlannda ku- rulacak olan ve proje çalışmalan devam eden üniversitenin iki yıl içinde öğretime başlamasını istediklerini belirten Uysal, "Amacımız, gençliğin yükseköğrenim ihtiyacının giderilmesine kannca kara- nnca katkıda bulunmaktır" diye konuş- tu. Nişantaşı'ndaki Işık Lisesi ile Ayaza- ğa Işık Lisesi'nin kurucusu Feyziye Mektepleri Vakfı da "Işık Üniversitesi" ni kurmak için çalışmalarda bulunuyor. Bu arada, Galatasaray Eğitim Vakfı da Yüksekokul kurma hazırlıgı içinde. Ancak bu, özel bir okul olmayacak, Ga- latasaray Lisesi statüsünde gercekleşti- rilecek. Galatasaray Lisesi Müdürü Prof. Dr. Yıldızhan Yayla, yüksek okulun kuru- luş faaliyetlerinin hız kazanmasının Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile Fransa Cumhurbaşkanı'nın bir araya gelerek konuyla ilgili anlaşmayı imzalamalanna bağlı olduğunu belirtti. Okulun öncelik- le belli mesleklere hazırlayacak nitelikte olacağmı, ama lisansüstü bölümleri de bulunacağını kaydeden Prof. Yayla, Yüksekokulu şöyle anlattı: "Fransa'da örnekleri olan bir devlet yüksekokulu olacak. Bir yıl hazırhk, dört yıl da yüksekokul sürecek. Fransız- ca bilenler bir yıl hazırhk görecek. Fran- sızca bilmeyenler bir de bu dili öğreri- mek için hazırhk görecekler. Bir yıl, belki iki yıl. Fransızca bilmeyenler için bu okul cazip değil. Yüksekokuldan sonra da üçer yıllık yüksek teknoloji ve yüksek idarecilik bölümleri olacak. Okulun haarhk bölümü 1993-94 öğre- tim yılında Beyoğlu'nda öğrenime baş- layacak. Daha sonra Itiva'da Milli Eği- tim Bakanhğı'na tahsis edilecek bir arazide yüksek bölüm inşa edilecek. Başlangıçta 200-250 öğrenci olacak, 1998-2000 yıHannda öğrenci sayısı üç bini geçecek. Öğretim dili esas itibanyla Fransızca olacak, yoğun biçimde Ingi- lizce öğretilecek, Türk sistemiyle ilgili dersler Türkçe olacak. Finansmanı bir ölçüde devlet, bir ölçüde Fransa ve bir ölçüde de Galatasaray Eğitim Vakfı karşılayacak." Prof. Dr. Yıldızhan Yayla, Galatasa- ray Yüksekokulu ile neyi amaçladıklan konusunda da şunlan söyledi: "Galatasaray Lisesi 1868 yılında ku- rulduğu zaman uluslararası düzeyde, yabancı öğrencilerin de öğrenim görebi- leceği, nitelikli, yüksek düzeyde insan yetiştirmek amaçlanıyordu. O yıllarda lise öğrenimi bu amaç için yeterliydi, ama 1992'de yeterli değil. Biz de bu amaçlanmıza ulaşmak, Türkiye'ye üst düzeyde, nitelikli insan yetiştirmek için yüksekokul oluşturmaya karar verdik." SBF, dernek seçiminde HAKAN AYGÜN (Ankara) - SBF'nin nabzı, fakülte kanti- ni ile civardaki kahvelerde atı- yor. Vale Dam, Maç, Volkan gibi kahveler popüler. Briç, eskisi kadar yaygın değil. Var- sa yoksa okey. Kahve alışkanlığı tartışmalı. Yıllar- dır öğrenci Derneği'nin yönetimini elinde tutan, "Demokratik Birlik" grubunun, üyeleri bağlayıcı bir kararı var: - Kahveye gidip vakit öldürülmeye- cek! Ancak bu yıl işler biraz farklı. Nedeni, sosyal demokrat öğrencilerin de piyasaya çıkıp "'Dernek yönetimine biz de talibiz" demeleri. Kendilerini "Katılımcı Gençlik" olarak adlandı- ran grubun sesini yükseltmesiyle der- nek üyelerinin sayısı ikiye katlanmış durumda. Yine de 160 üye 3 bini aşkın öğrencinin bulunduğu SBF için hayli yetersiz görünüyor bu sayı. SBF'liler yine de başkentin "ayakta durabilen" nadir öğrenci derneklerin- den birine sahip olmanın onurunu yaşıyor. Dernek yönetimi için yapıla- cak seçimler öncesi, taraflar seviyeli bir tartışma içinde. öğrenciler, fakülte bünyesinde sos- yal etkinliklerin yetersiz olmasmı eleş- tiriyorlar. Dekanhğa hayli kızgınlar. öyle ki dekanlık ilgisiz kalınca, kan- tindeki masa örtülerini ve kül tablala- nnı bile dernek yönetimi sağlamış. Yine dekanlık kolayhk göstermeyin- ce, halk oyunlan, fotoğrafçıhk, müzık ve tiyatro birimleri dernek bünyesinde oluşturulmuş. Derneğe üye olmayan Ertan Yıl- maz, birey olarak kendisini önemlİ hissettiğini, derneğin getireceği kural- lann boyunduruğuna girmek isteme- diğini söylüyor. özellikle kamu yönetiminde yoğun- laşan "İslamcı kesim" ise dernek tar- üşmalannı uzaktan izliyor. "Ben laik değilim" diye söze giren kamu yöne- timi dördüncü sınıf oğrencisi Hamza Ateş, "Dernek, düzen değişikliği iste- memeli. öncelikle okulun sorunlany- la ilgilenmeli" diyor. tslamcı bir öğ- renci olarak günlük yaşanunda bir yığın taviz vermek zorunda kalmasın- dan yakınan Ateş, "hocalann dersler- de solculuk yapmasf'ndan da dertli. Aynı sınıftan Hüseyin Çiçek ise kız- erkek ilişkilerinden biraz rahatsız. ama yine de hoşgörülü olmaktan ya- na. Çiçek, "özellikle yaz geldiğinde işin cıvığmı çıkaranlar var. Kucaklaş- malar, fuhuşa varan davranışlar olu- yor. Onaylamıyorum, ama engelleme- yi de düşünmüyorum. Bize gölge etmesinler başka bir şey istemeyiz" di- yor. SBF'de her kafadan bir ses çıkıyor. Ama ortak bir paydalan var: "Hoşgö- rü." Bu da geleceğe umutla bakmala- nnı sağlıyor. Bireysel çalışma yerine beraber çalışmaya ağırlık verilen Kâşifler Kulubü'nde çocuklar kendi isteklerine ve becerilerine göre uğraşlannı seçiyor. Kâsifler Kulübü'nündâhileıiFtGEN ATALAY (tstanbul)- Burcu, Ceren, Emrah ve Elif yaşlan 7-10 arasında değişen ve IQ'lan 120 ve üstü olan, yani zekâlan normalin üstünde olduğu belirlenen çocuklardan bazılan. Bu çocuklar, cumartesi günlerini kendileri gibi üstün zekâlı çocuk- lar için Petek Çocuk Evi bünyesinde oluşturulan "Kâşifler Ku- lübü"nde değerlendiriyorlar. Şimdilik 6-12 yaşlan arasında 27 üyesi bulunan kulüpte çocuklar, satranç, vit- ray, resim, seramik, fotoğrafçıhk, bilgi- sayar çahşmalanna katılıyorlar, yiye- cekleri sandviçleri hazırlıyorlar, bisiklet onanmını öğreniyorlar, mikroskop, te- leskop, dürbün, mıknatıs gibi araçlarla araştmcı yönlerini geliştiriyorlar. 13 yıldır 0-12 yaş grubuna yönelik hiz- met veren Acıbadem'deki Petek Çocuk Evi kurucularından Güner Çetinel. Kâ- şifler Kulübü'nü kurmaya neden karar verdiklerini ve üyelerini nasıl belirledik- lerini şöyle anlatıyor: "Kurulduğumuz 1978 yılından bu ya- na her yıl, gelen çocuklann üçte biri farklı çocuklardı. Standart programımı- zın dışına çıkamadığımız, onlara yöne- lik eğitim veremediğimiz için bu çocuk- lara ulaşamıyorduk. Sonra bu konuda araştırma yapmaya başladık ve merkezi İngiltere'de bulunan, üstün yetenekli ço- cuklara yönelik bir kuruluş olan "The National Association for Gifted Child- ren'a (NAGC) üye olarak kabul edildik. Bu kuruluşun özel programını uyguladı- ğımız Kâşifler Kulübü'ne başvuran ço- cuklar, okul psikoloğu Kutlu Payaslı tarafından standart bir zekâ testinden geçiriliyorlar. Bu test sonucunda, IQ'su 120 ve daha üstü çıkan çocuklar kulübe alınıycr." Çocuklar, "Kâşifler Kulübü"ne cu- martesi günleri 11.00-17.00 arasında ge- liyorlar ye diledikleri çalışmaya katılı- yorlar. Örrıeğin saat 13.00'e kadar ayn ayn odalarda seramik, vitray ve resim çahşması var ve çocuklar hangisini ister- lerse onu yapıyorlar, sıkıldıklan anda da çalışma alanlarını değiştiriyorlar. Birey- sel çalışma yerine, grup çahşmalanna ağırlık verilen kulüpte, çocuklann yete- neklerinin ve ilgi alanlannın ortaya çı- kanlması amacıyla bir süre sonra per- formans testi uygulanacak ve ailelere önerilerde bulunulacak. Burcu, bütün çocuklar için temiz bir dünya istiyor, "büyükler sigara içme- sin" diyor. "Çok güzel bir dünya" düşü kuran Ceren, "herkesin istediği yaşantı- yı yaşaması gerektiğine" inanıyor. Em- rah'a göre "insanlar dalja çok banş için- de yaşamalı ve dünya, tertemiz cennet gibi bir gezegen olmalı." Elif, çevreyi kirletenleri anlayamıyor, "çünkü" di- yor, "çevrenin kirli olması onlara da za- rar verir." Kâşifler Kulübü'nün en küçük üyesi Tiber 5.5 yaşında. Ama kendisinin 9 ya- şında olduğunu yazmamızı istiyor. 9 yaşında olursa okula gitmesi gerektiğini düşünüyor olsa gerek ki "yaşımı 9 yaz" cümlesinin hemen ardından ekliyor, "Buraya hem okul hem de yuva denile- bilir". Tiber, kulüpte neler yaptığını şöyle anlatıyor: "Resim. seramik ve vitrayla uğraşıyo- rum. En çok seramiği seviyorum. Arİca- daşlanmla oynuyoruz, bazen de küsü- yoruz." Selçuk 9 yaşında ve ressam olmak isti- yor. Arkadaşı Emrah' göre "Selçuk'un hayal gücü çok fazla ve güzel resim yapı- yor." 7 yaşındaki Alp, "burada olduğu için çok mutlu". Çocuklann hemen hepsi tüm yaşıtlan gibi televizyonda çizgi fılm izlemeye bayılıyor, ama aralannda daha çok yetişkinlere yönelik olarak hazırla- nan "Gün Başlıyor" gibi programlara, belgesel yapımlara ilgi duyanlar da yok değil. 8.5 yaşındaki Burcu, özellikle ya- nardağlan ve denizaltını konu alan bel- gesel programlan izlemeyi seviyor. "Ak- tif bir çevreci" de olan Burcu, okul arkadaşlannın servis aracından dışanya mandalina kabukları atmalarından, "büyük"lerin sokağa çöp bırakmalann- dan yakınıyor. Burcu, çevre korumasına katkıda bulunmak amacıyla arkadaşla- nnı bu konuda uyanyor, çevresini temiz tutmaya çalışıyor. 8 yaşındaki Ceren de en çok çevre ko- rumasıyla ilgili. Okulda İzci Kolu'nda görevli ve "çok güzel ve temiz bir dünya- da yaşamak istediği için büyüyünce de izci olacak". Ceren'e göre "sokağa çöpü en çok erkekler atıyor, bazen de kızlar". Emrah 10 yaşında. "İngilizceyi iyice öğrenmiş." "Bir an önce kimya öğren- meye başlamak ve savaşlann olmadığı yeşil bir dünyada yaşamak" istiyor. Kutüphane çoğalıyor • AA (Kouya) • Selçuk Üniversitesi'ne bağlı fakülte ve yüksekokullarda açılan kütüphane sayısının 30"a, bu kütüphanelerdeki kitap sayısının da 155 bin 564'e ulaştığı bildirildi. Rektör Prof. Dr. Halil Cin, kütüphanelerde aynca 9 bin 680 adet dergi bulunduğunu ve son 6 yılda büyük bir geüşme gösteren kütüphanelerden bugüne kadar 72 bin kişinin yararlandığını söyledi. Son bir yıl içinde 17 kitap, 6 dergi olmak üzere 23 yayın yapıldığını ve 286 yabancı dergiye abone olunduğunu belirten Prof. Dr. Cin, rektörlük yanındaki tarihi Küçük Karatay Medresesi Eyvani'nin restore edilerek yayın satış bürosuna dönüştürülmesiyle de 50 günde 2 bin 500 adet kitabın satışının gerçekleştirildiğini söyledi. Bilimsel, kültürel, sosyaJ ve sportif faaliyetlere de büyük önem verildiğini hatırlatan Prof. Cin, Selçuk Üniversitesi olarak 1991 yıh içinde çeşitli konularda 73 ayn bilimsel toplantı, kongre, sempozyum, panel ve açıkoturum düzenlendiğini sözlerine ekledi. "Törk Ortodontj" • CUMHURİYET (Ankara) - Bakanlar Kurulu, 1985 yılında kurulan "Ortodonti Derneği"nin Türk adını almasına izin verdi. Çene, diş ve yüz bozukluklannın tellerle dUzeİtilmesini konu edinen ortodonti, koruyucu tıp ve yüz estetiği ile de ilgilenmekte. Dernek başkanlığına Prof. Dr. lltel Uzel'in, ikinci başkanlığına da Doc. Dr. Ayhan Anacan'ın getirildiği Türk Ortodonti Derneği, ilk uluslararası kongresini 24-27 Ekim 1992 tarihlerinde tzmir Balçova'da yapacak. Pansiyona zam • ANKA (Ankara)- Milli Eğitim Bakanlığı, ilk ve orta dereceli okullardaki devlet pansiyonlannın ücretlerine yüzde 59 ile yüzde 66 arasında değişen oranlarda zam yaptı. Anadolu ve fen liseleri pansiyonlan yıllık 2 milyon 350 bin lira oldu. Batıdaki illeri içeren birinci bölgedeki illerde 1 milyon 290 bin lira olan pansiyon ücretleri yüzde 66 artışla 2 milyon 150 bin liraya çıkarıldı. Yatılı ilköğretim bölge okullan, özel eğitim okullannın ikince kademeleri, ortaokullar. genel ve mesleki teknik liselerileçok programlı liselerin pansiyon ücretleri de 1 milyon 440 liradan 2 milyon 300 bin liraya çıkanldı. Ali Alagcz yaralandı • İstanbul Haber Servisi - Türk pop müziği sanatçısı ve dişhekimi Ali Alagöz, önceki gün geçirdiği trafik kazası sonucu ağır yaralandı. Sanatçıya perşembe günü, Bostancı Şenesenevler Emin Ali Paşa Caddesi'nde, karşıdan karşıya geçmek isterken, Taner Ayyıldız yönetiminde bir minibüs çarptı. Kaburgaları kırılan ve akciğeri zedelenen Alagöz, Haydarpasa Göğüs ve Damar Cerrahisi Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Erkekler} dövmeym • AA (Zürih)- İsviçre'de yapılan araştırmalarda eşi tarafından dövülen erkeklerin sayısının, kadınlardan daha fazla olduğu ortaya çıktı. İsviçre'de yayımlanan Annabelle adlı derginin 817 kişinin katılımıy la gerçekleştirdiği araştırmada, erkeklerin yüzde 19'unun eşleri tarafından dövüldükleri belirlendi. Fransa^lan hibe • tstanbul Haber Servisi - Içme suyu dağıtım sisteminin geliştirilmesini hedefleyen "Matematik Modelin Güncelleştirilmesi Projesi" protokolü İSKİ ile Fransız hükümeti tarafından görevlendirilen Sogreah fırması arasında imzaJandı. Protokol gereği Fransız hükümeti ISKl'ye 900 bin dolar hibe edecek. İstanbul su dağıtım sisteminin mevcut su gereksinimi ve yöresel dağıhmını tahmin etmek, bu gereksinimi karşılama derecesini sayısal olarak beürlemek, mevcut dağıtım sisteminin işletme ve programlanmasında kullanmak üzere geliştirilen proje, üç pilot bölgede uygulamaya konulacak. MITING İŞKENCE VE İNFAZLARA SON! KAYIPLAR BULUNSUN! MİTİNGİNDE BULUŞALIM TERTİP KOMİTESİ ADINA Avukat AHMET DÜZGÜN YÜKSEL Gün : 1 Şubat 1992 Cumartesi Saat : 12.00 Yer : Abidei Hürriyet Meydanı Şişli BAKICI ARANIYOR 8 yaşındaki kız çocuğuna 15.00 - 19.00 arası arkadaşlık edecek bayan aranıyor. el: 349 64 78 527 01 53 350 37 31 SOL KEMALİZME BAKIYOR ROPORTAJ Levent Cinemre • Ruşen Çakır Mete Tunçdy • Levent Köker • Taha Parla • Kürşcrt Bumin • Asaf Savaş Akaf • Şifin Tekeli • Murat Belge • Ertuğrul Kürkçü • Sevfi Öngider • Metin Çulhaoâlu • Cemal Yardıma • Anmet İnsel • Aydın ÇuDukçu. siyahbeyaz M E T İ S G Ü N C E L Metis Yayınlan, Başmusahip Sok. 3/2, Cağaloğlu/istanbul TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI 33. OLAĞAN GENEL KURULU DUYURUSU TMMOB Maden Mühendisleri Odası 33. Genel Kurulu 15-16 Şubat 1992 günleri 10.00-17.00 saatleri arasında Oda Merkezinde (Selanik Cad. 19/3 Kızılay-Ankara) adresinde ya- pılacaktır. Bu toplantıda yasal çoğunluk sağlanamaz ise, ikinci toplantı 22 Şubat 1992 günü Türkiye Odalar ve Borsalar Bir- liği Konferans Salonunda (Atatürk Bulvan No: 149 Bakanlıklar-ANKARA), Seçimler 23 Şubat 1992 günü Mimar Kemal İlkokulu'nda (Yüksel Cad. No: 18 Kızılay-ANKARA) yapılacaktır. YÖNETİM KURULU GÜNDEM 1. GÜN 1. Açılış 2. Başkanlık Divanı Seçimi 3. Saygı Duruşu 4. Anıtkabir'e Çelenk Koymak için 5 Kişilik Heyet Seçimi 5. Açış Konuşması ve Konuk Konuşmacılar 6. Komisyon Seçinıleri 7. Yönetim ve Denetim Kurullan Raportannın Okunması \e Tartışılması. 8. Yönetim Kurulunun Aklanması 9. 1992 ve 1993 Bütçesinin Görüşülmesi ve Oylanması 10. Mesleki Sorunların Tartışılması, Dilek ve Öneriler 11. Adayların Belirlenmesi 12. Kapanış 2. GÜN 13. Seçimler Gurbetçi çocuktan kiıiı öziir dile>ecek? AA (Bonn) - Troisdorf kentindeki Öğrenme Özürlüler Okulu'nu ziyaret ederek okul yöne- ticilerinden bilgi alan Onur Öymen'in bu ziya- retine Alman Eğitim Bakanlığı yetkilileri ve böl- ge eğitim müdürlükleri de katıldılar. 22'si Türk olmak üzere 102 özürlü öğrencinin eğitildiği oku- lu gezen ve dersleri izleyen Bü- yükelçi Onur Oymen, daha son- ra eğitim bakanhğı yetküileri ve okul yöneticileriyle yaptığı top- lantıda, bu tür okııUara giden Türk çocuklannın "geri zekâlı" olmadıklarını ve lisan yetersiz- liğinden bu okullara gönderil- diklerini söyledi. _ Almanya'daki genel rakamla- ra göre her bin Alman çocuktan 20'sinin, her bin Yunanlı çocuk- tan 21'inin öğrenme özürlüler okuluna gönderildiğini, genel oranın binde 20 civannda oldu- ğunu belirten öymen, Türk ço- cuklannın ise binde 46'sımn bu okullara gittiğini ve bu farklılı- ğın endişe verici olduğunu vur- guladı. Onur Öymen, çocuklann çok küçük yaştan itibaren egitilme- leri gerektiğini, bu konuda aile- lere ve velilere büyük görev düş- tüğünü belirterek, Alman eği- timcilere ve resmi makamlara iş- birliği teklifinde bulunduğunu açıkladı. özürlü kabul edilen Türk çocuklann nonnal eğitim sistemine sevkedilmesi için pro- jeler üzerinde çahşıldığını ve bu projelere Almanlann da deste- ğinin istendiğini bildiren öy- men, çocuk yuvalarının sayısı- nın^ arttmlacağını ifade etti. Büyükelçi öymen, Almanya- daki velileri uyararak çocuklan özürlüler okullanna gönderilen velilerin Türk makamlara bilgi vermeleri halinde, çocuklara ye- niden test yapılmasında yardım- a olunacağını duyurdu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle