15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 4 Cumhuriyet görüşler 1 Şubat1992 ?£% KARŞILAŞMALAR ADALET AĞAOĞLU Yeni Duvarlar mı? 18 ve 19 ocak 1992 gunlen Bratıslava'da Helsınkı Yurttaşlar Meclısı'nın (HYM) 2 Uluslararası Ko- ordınasyon toplantısı vardı llkı geçen yıl Prag'da, şubat ayında yapılmıştı Burada atılan ılk adım doğallıkla yapılanmaya ılışkın Koordınasyon Kurulu, bırçeşıt 'Vürütme Kurulu' olan 'Presıdıum'u seçtı Bın Doğu, ötekı de Batı Avrupa'dan ıkı de başkanını On ıkı kıştden oluşan 'Presı- dium'a Türkıye'den Murat Belge seçılmıştı tkıncı toplantıda üyelerden bın, bu 'Presıdıum' adının değışünlmesını önerdı Tepedenlık yüklü bır çağrışımı olduğu ıçın Güzel bır onen, de- ğıl mı'' HYM'nın merkea Prag'da Kurukışu çok yeni 1990 ekım ayına rastlıyor Kuruluş çağnsından geç habenm olmuştu Ama genel kurul kararlan doğrultusunda oluşturulan Ulusal Komıteler'ın ıkışer uye ıle temsıl edıldıklen koordınasyon top- lantılarına ıkıdır katılmaktayım Bu katılışta, kuruluşun ışk- mesı gereğı ötesınde, özel ılgınızın, merakınızın rolü var HYM, Helsınkı Anlaşması'nın temel maddelen ışığında, V Havel ve arkadaşlannın muhalefetteyken duşünduklen bır ku- ruluş I989'da ıktıdar olroalanyla özlemlen bır çeşıt gercekleş- me aşamasına gırıyor Murat Belge, geçen vıl bu gazetede, ken- dısıyle vapılan bır konuşrnada, HYM üstune oldukça açık, ge- nış bılgı vermıştı, 1990 Ekımı'nde Prag'dakı kuruluş toplantı- sında da bulunmuş, Doğu Batı Avrupa'dan, Kuzey-Guney'den, Ortadoğu'dan gelen 900 kadar kımseyle buluşmuş Bu kışıler, dünyanın bundan boyle ancak, toplumlann bırbırlennı doğru tanıyıp anlayarak yaşanabılır bır yer olacağma ınanan, tanbe, doğaya, çevreye, ınsan haklanna eksıksız sahıp çıkan, geleceğı özgürce ve banş ıçınde anlaşarak kurmayı amaçlayan, sılahlan- maya karşı kesmlıkiedırenen kışıler Yeni bırdın mı 9 Pekâlâ, oyle olsun Ama bu dının peygamben yok Lıden, başkahramanı yok Her renkten, her kültürden kışılenn dayanışması var Prag kuruluş toplantısı tanhın guzel günlennden bın olmalı Çünkü o kadar ınsan oraya para, pul, şöhret kapmak, güç top- lâmak, herhangı bır ulkenın otekısı ustunde egemenlığını kur- mak, bırbırlennın şusuna busuna göz dıkmek pazarlıklara gı- nşmek ıçın gelmemışur Burada ınsanlar, bunlarsız bırhkte ya- şayabılmenın çarelennı arayıp bulmak ıçın bır araya gelıyorlar Sınırsız, vızesız duvarsız, özgür ve eşıt topluluklardan oluşmuş bır Avrupa Gıderek bır dünya yolunda fikırler üretmek, projeler gelıştırmek, uygulamak Bu da polıtık, bürokratık ya da ne bıleyım, Dünya Bankası ıle ılgılı bır 'olgunlaşmayı bekle- meyı gerektırmıyor tster altmışınızda olun, ıster yırmınızde, eğer kendınızı dünyalı hıssedıyorsanız, kuruluşun doğal üyesı sayılırsınız Bu anlamda edınılmek ıstenen tek statu, yaratıcılı- ğa bırer dünyalı ölçulenyle yaklaşabılmek somut gınşımler ıçın olanaklan bırleştırebılmek Kuşkusuz henüz her şey bır özlem Henüz, tabandan yukan bır yapılanma tamamlanmış sayılmaz Henüz çoğu kımse, ken- dı çok sınırlı olanaklanyla çalışabılıyor Yıne de çoktandır hıç- bır örgütlenmenın benı, bu kuruluşun amaçlan kadar heyecan- landırmadığını soyleyebılınm Ama acaba nasıl gelışecek 9 Acaba dunya yavaş yavaş kendı- ne sorumlu ınsanlann bır araya geldıklen bır dünya olmayacak mı ? Şımdıden 'eskı' olmuş olan Sovyetler'dekı, Doğu Avrupa'- dakı 'çözülmeler' sadece bırer çözülme, parçalanma mı, yoksa gerçek bıraradalığa doğru bır ıvme mı 9 Gerçek bırhktelık' Yanı, her toplumun kendı özgür benlığı, bıüncıyle bır arada ya- şayabılmesı Bu, böyle bır ıvme ıse önünde tehhkeler de yok değıl Kendı- mızı arayalım, bulalım, önce kendımız olahm, onu yaşayahm derken mıllıyetçılık, ırkçılık batağma saplanma tehlıkesı öyle bır bataklık kı başkalan kadar, kendını de boğar Insanlan baskıyla kımlıksızleştırmek ıstersenız, ılk açık kapı önünde bu sefer de onlar, kendılennı olduklanndan farklı ve güçlü hıssetmeye başlayabılırler 'Çözülme', 'parçalanma' ayn- ca da bır an önce en ıyı yen kapma özlemını kışkırtır Şu da var Bugüne kadar uretılen zengınlıkler, çözülme sonrası kımın ola- caktır 9 HYM kurulduğundan ben o kadar çok şey hızla değıştı kı 1 Kuruluş, daha ılk adımda Korfez knzı felaketıne genış duyarlık gösterdı Bu yılkı genel kurulda ana konunun şu olacağı da akla gelmezdı 'Avrupa'da Yeni Duvarlar Mıllıyetçılık-Irkçıhk " Buna karşı sıvıl çözûmler aranacak Bratıslava toplantısında bırçok üye, ana tema başhğından 'Mıllıyetçılık' sözunün çıkanlmasını ıstedı Bırçoğu da kal- masında dırettı Hele 'ulusçuluk'lann çok ayaklandığı şu dö- nemde, en yoğun tartışmanın bu tek kavram üstünde yapılması bıle HYM'nın, amaçlan doğrultusunda gelışmesını zorunlu kılmıyor mu 9 "ölmeye Yatmak" adlı romanımın baş kışısı, "Toplumculu- ğun en ılerı aşaması ınsanı bır K1Şİ yapmaktır" dıyordu Onun bu düşüncesını, o gun bugundur aynı heyecanla paylaşmak- tayım Kımbıhr dıyorum hatta, kımbılır, bugün olup bıtenler, butün o 'çözülmeler', toplumlann bırer KİŞİ olabümelenne doğ- ru atılan ılk adımlardır 60-30 YIL ÖNCE CUMHURİYET 1932:Çin-Japonharbi Çın, henuz Japonya'ya ılânı harp etmemıştır, fakat muharebe devam edıyor Çın-Japon ıhtılâfı hakkında, dun, Vaşıngton'dan pek mühım bır haber gelmıştır Bu habere göre Japon'lar, Şanghay şehnndekı beynelmılel ımüyazlı mıntıkayı ışgal eylemışlerdır Halbukı bu ımtıyazh mıntıkada Ingıltere, Amerıka ve dığer ecnebı devletlerın azım hukuk ve renafu vardır Sanghay'da beynelmılel ımtıyazh mıntıkanın askerı ışgal âltına ahnmış olmasım, Ingıltere ıle Amenka'nın Tokyo hükumetı nezdınde protesto etmış olduklan Hancıye Nazın M Stımson tarafından ılân edıhnıştır TARİHTE BUGÜNMÜMTAZAR/KAN FEVKALÂDE RAKI BOMONTi Bahçe ALA RAKI HEFÂSET LEZZETW,SAF1YET BUYRUKCU DOGûa.. 193O 'DA BU6UM, UULU POĞMUŞTUR. EKONOHıK. ORmOfCULOAM /ty&U.MAK ZC- &H-M/Ş i/E İ ' i ç SULLE& OFrSf ' YAŞ774 özGu £ıR VE . ÇO* G£NÇ tNE 8/R LAYAM 8UY&UZÇÜ, TVISK OfL fCUJSoMU VE Nazım Hikmet ve Hümanizmi Özümlemek NECATİ CUMALI N âzım Hıkmet 3 hazıran 1963 günü Moskova'da olmuştu Eşım Tel-Avıv Tarııtma Ataşe- sıydı o ara 5 hazıran gecesı şaır Ted Karmı >le eşı heykeltıraş Şoşona Karmı'nın evlenne akşam yemeğıne çağnlıydık İsraıl'ın ünlû oyun yazan Nısım Alonı ıle tıyatro sanatçısı eşı, şaır Rına Şanı bır de ressam dostlan vardı o akşam yemekte Bızı başsağlığı dıleye- rek karşıladılar O gecekı konuşmalanmız Karmı'lerın evınde kuçuk bır Nâzım Hık- met'ı anma toplantısına dönüşerek gün ağarana kadar surdu Ted Karmı, Shakespeare'ın oyunlan yanı sıra bın Nâzım Hıkmet, öbüru Paul Eluard'ın şıırlennden seçılmış ıkı çevın şur kıtabı kazandırmıştı İbranıceye "Çağımızın sorunlannı en ıyı dıle getı- ren o 1 Onun ayannda ıkıncı bır şaır daha yok bu alanda" dıye ovuyor, değerlendı- nyordu Nâzım Hıkmet'ı Konuklan da onun kanısındaydılar Elhlı yıllarda 20 ay kaldığım Pans'te, edebıyat sanat ıle ılgılı, Fransız ya da ya- bancı kımınle tanışsam "Demek Nâzun'ın ülkesındensınız " dıye yakınlık görûyordum Daha sonrakı yurtdışı gezılenmde hep gördûm bu yakınlığı Bızım Batı hayranı kımı okur yazarla- nmız tamştıklan bır Fransız ya da İngılıze, edebıyatlannı ne kadar ıyı tanıdıklannı kanıtlamak zorunda duyar kendını Bazılan daha da ılen gıder, bıl- dığı yabancı dıhn yazarlannı, şaırlenru kendı edebıyatçılanmızın onüne geçır- mek ıçın çabalar Nâzım Hıkmet bu boş Batı kompleksını kıran ılk uluslararası şaınmız oldu bızım Onun vatandaşı olarak gıttığımız yabancı ulkelerde gör- düğümüz ılgı, sadece onun dünya ka- muoyunda nasıl saygın bır yen olduğu- nu kamtlamakla kalmıyor, onun ya- rattığı olumlu yeni bır Türk ımajının da kanıtı oluyor Daha önce harem öyküle- nnın, eh palalı yenıçenlenn gözler önü- ne getırdığı, Batılılan ürküten Türk gö- rüntüsünü sılmış, onun yenne çağdaş bır aydın Türk ımajı çızmıştır o 1 öyle kı o akşam bızım gıttığımız gıbı bır yabancı- nın evıne konuk gıdenler, ev sahıplennın ağzından, çağımızın sorunlannı en ıyı dıle getıren şaınn kendı şaırlen olduğu- nu duyarak onurlandınlmışlardır "Dörtnala gelıp Uzak Asya'dan / Ak- denıze bır kısrak başı gıbı uzanan / Bu memleket bızım " derken adeta sanlıp kucakladığı Anadolu ıle "ınsan Man- zaralan"nda bınlerce kışılık bır albümü sunduğu Anadolu ınsanlannı, gozlen- nın ışıltısı, yürüklennın sıcaklığı ıle bü- tün dünyaya sevdırmış bır şaınmızdır o ötedenben savunduğum bır görü- şümdür Ulus olma bılıncı kokleşmemış toplumlar sosyalızmı doğru uygulaya- mayacaklan gıbı, bu sûrecı asmadan sosyalızmı uygulamaya geçen toplum- lardaulus olma bılıncı, sosyahst ahlakıl- kelennın sosyal adalet anlayışımn ozumsenmesınden daha çabtık gelışır Bu açıdan çağdaş ulusçuluk anlayışımn en etken dınamığıdır sosyahzm Son ola- rak Sovyetler Bırlığı'nın dağıbşı bu ger- çeğın doğruluğunu kanıtlar Lenın Moskovası'nda, devnm gençlı- ğı arasmda beş yıl sıyasal bılgıler eğıumı gören Nâzım Hıkmet, Turancılık görüş- lenyle gıttığı Rusya'dan sosyahst bır aydının ulusçuluk anlayışıyla doner 25 yaşındadır henüz V aradılışımn çocuksu açık yureklılığı, dürustluğu gençlığının bütün coşkusuyla komunıst olduğunu açıklar bağıra çağıra Komünızm üstüne en küçuk bılgısı yoktur o dönemde top- lumun Komünızm, mezarlıklarda dola- şan canavar hayaletlen ıle kanştınlır, felâket, uğursuzluk habercısı gıbı an- laşılır Tutucu kesımı çıleden çıkaran kı- şılıktır Tutucu çevre, kurulu duzenıne ayak uydurmayanı duşman bılır, tabu- lanna dıl uzatanlan acımasızca ezer, lınç eder' Nâzım Hıkmet, bu ozgur davranış lanyla tutucu çevrelenn gazabına uğ- rayarak trajık yazgısını hazırlar Toplantılarda, N. Hikmet hümanist değil komünisttir denildi. Şu son yıllarda yıkılan rejimlerin hümanizmi özümlemeden komünist olabileceklerini sananların egemenliği olduğu unutuldu. Pans komünuyle başlayıp Sovyet cumhunyetlerının dağılmasıyla son bu- lan 1870-1991 yıllan arasmda sosya- hzm, düşünce olarak savunulması, ör- gütlenmesı, sıyasal savaşı, darbelen ıle sayısız kurbanlar vererek fırtmah bır dö- nem yaşadı öyle sanıyorum kı ılende sosyalızmın ılk uygulama dönemı ola- rak adlandınlacak bu aşamada, olumlu olumsuz yanlanyla nesnel olarak değer- lendınlecek buyük deneyımler kazandı Bılgınlen, lıderlen. mılıtanlan yanı sıra sanat, edebıyat alanında da ılkelenne ınanmış büyük temsılcıler bıraktı gende budonem Nâzım Hıkmet, büyuk şıır ye- teneğı, dürüst kışılığıyle ıdeolojısının kendısıne yükledığı yüku ömrunun so- nuna kadar onurla taşıyarak dünya kamu oyu onunde dostlanmn olduğu kadar karşıtlannın da saygısını kazandı Geçtığımız 10-20 ocak günlen arasm- da 90 doğum yıldonümu yûklu bır programla kutlandı Nâzım Hıkmet'ın Düzenlenen toplantılarda soylenenlen basından ızledım Programda, N Hık- met'ın şaır, oyun ya/an, romancı, öykü- cu, köşe yazan, smema yazan vb yön- lenyle bölünerek değerlendınlmesı yanlış bır yöntemdı, anlamsız sonuçlar verdı Kalemı, tek geçım yoluydu N Hık- met'ın Türlü türlü acılar, güçlukler ıçın- de geçen yaşamında soluk almadan yazdı Taşlı bır tarlanın henüz savrul- mamış harmanı gıbıdır yazdıklannın tü- muyle görunümü Sapı samanı, taşı top- rağı ıle kanşıktır Özellıkle şıın ın ta- neîen ıle pınldar bu harmanda Geçı- mını sağlamak ıçın gazetelere, dergılere acele yetıştırdığı yazılanndan ılk bakışta aynlır Turk edebıyatında şıır, geleneğı en koklü edebıyat türüdür Türkçenın zen- gın şıır dıltnın yazılı ya da sozlü tüm kay- naklanndan örnek bır ustalıkla yarar- landı Nâzım Hıkmet Türkçe yedı yüz yıldır büyük şaırler yetıştıren şur gele- neğı ıle Nâzım Hıkmet'e büyûk yetene- ğını kanıtlama olanağı verdı Yıllar önce Ataç'ın değerlendırmesıyle Fuzulî'nm katına ulaştırdı Tıyatro dalında, oyun- lar yazdığı yıllarda henuz konservatu- van, başkentı Ankara'da tıyatrosu ol- mayan Türkıye'de eş başan beklemek yanılgı olur ondan Boyle olması da göl- ge düşürmez büyük şaırlığıne Edebıyat tanhı öteden ben azla yetınır, seçîcın urünlenyle değerlendınr devlennı Yıne o toplantılarda, N Hıkmet, hü- mamst değıl komunısttır denıldı Şu son yıllarda yıkılan rejımlenn, hümanizmi özümlemeden komünist olabıleceklennı sananlann egemenliği olduğu unutuldu Rönesansı ızleyen Aydınlanma Çağı, Fransız Devnmı, Hegel, Marx, Sovyet Devnmı, gıderek bızım Bağımsızlık Sa- vaşı ardından kurulan genç cumhunye- ümız, hep ortaçağın yıkılmasıyla yem- den doğan hümanızmın sonuçlandır N Hıkmet'le ılgılı tüm yasaklar ka- dük olmuş hukümlerdır bugün Halkın gönlunde alacağı yen çoktan almıştır o Ismaıl Habıp Sevük, yırmılı yıllarda çık- tığı bır yurt gezısınd*. yanında yer aldığı Gazı Mustafa Kemal'ın, kendısınden her akşam '"Yaralı Hayalejt"ı, "Kırk Haramılenn Esın"nı okumasını ıstedı- ğını söyler Benım okuduğum ortaokul kıtapların- da yer alırdı o şurler Nâzım'ın mezarı bır gün vatanına getırılecekse, Anıtka- bır'm bır köşesı yaraşır Kurtuluş Sa- vaşı'mn en güzel destamm yazan bır saı- re. Polıtıkacılarımız bu olgunluğa vardık- ları gun Turkıye AT topluluğunda kendı- lığınden alacaktır yerını FERRUH DOĞAN SHP Kurultayı Umut Verdi SEYFETTtN GÜRSEL D enız Baykal bır kez daha kay- bettı Erdal Inönü yıne ka- zandı Ya SHP'' SHP'nın ka- zandıgını söyleyebılır mıyız 9 Bu soruya kesın bır yanıt vermek ıçın belkı henüz erken Gerçı başta Sayın Inönü olmak uzere kendısını destekleyenlenn secım yenılgısı uzenne gelıştırdıklen tez- lenn hafiflığı ve yüzeysellığı karşısında umutsuzluğa kapılmak ışten bıle değıl Oysa sıyaset umutla yapılmak zorunda ve kurultay umut ışıklarından hıç de yoksun değıldı SHP'nın bundan sonra kazanabılmesı ıçın nasıl bıranlayışla ha- reket etmesı gerektığı de gundeme geldı Geleceğe umutla bakabılmek ıçın bu an- layışı burada yenıden ve soğutmadan hatırlamakta yaıar var 7 Olağanustu Kurultay bundan önce- kılerle karşılaştınldığında sıyasal cesa- retm kursüde daha fazla boy gösterdığı bır kurultay oldu SHP'nın başlıca zaaf- lan olan, beledıyeler orgütun mtelığı, kımı partı büyuklennın tartışılır konten- jancılığı, genel merkezdekı kollektıf yö- netım yoksunluğu. sıyaset üretme yeter- sızhğı gıbı sıcak temalar sırasıyla, Ismaıl Cem, Mümtaz Soysal, Ercan Karakaş, Ertuğrul Gunay ve Denız Baykal tarafın- dan buyuk bır açıklıkla dıle getırıldı Bu açıklık ve eleştın anlayışımn de- vamını ve gelenekselleşmesını dılıyo- rum Açıklık partımızın hastalıklannın tedavısınde etkılı bır ılaç olacaktır Her ıkı taraftan da konuşmacılar hıç olmazsa bır noktada nıhayet bırleştıler SHP, tuzuk ve programını gozden ge- çırmek zorunda Genel Başkan Inonü de sonunda bu görüşe katıldı ve gelecek ha- zıranda seçımsız bır tuzuk ve program kurultayı sozünü verdı SHP bu fırsatı çok ıyı değerlendırmek zorundadır Partı orgutunun yapısının ve ışleyışının buyük ve radıkal bır tuzuk reformu ıle yenıden duzenlenmesı şart- tır Böyle bır reformun amaçlan ve ıçen- ğı konusunda da partıde gemş bır kon- sensusün oluştuğunu memnunıyetle gözlemledık Partıde bırhkte yönetmeyı öğrenmek ıçın nısbı temsıl, orgütun nıtehğını gelış- tırmek ıçın aıdat eğıtım, partı faalıyetı- SHP'nin ideolojisi, Türkiye'deki gelişmeler ışığında, parti birimlerinde sistematik bir biçimde ve sindiresindire tartışılmalıdır. ne katılım, partının değerlennı daha ıyı kullanabılmek ıçın genel başkan yardımcılıklan ve nıhayet yerel yone- tımlenn sosyal - demokrat doğrultuda ış görmelen ıçın ozel program ve partı de- netımı Şımdı genel başkana duşen görev tüzuk reformu ıçın Baykalcı, İnö- nucü demeden tum partıyı harekete ge- çırmektır Tüzuk reformunda mevcut olan kon- sensüs program reformu konusunda yoktur SHP'nın ideolojisi, temel sıyasal değerlen ve programı dunya ve Tür- kiye'deki gelişmeler ışığında, ıyı saptan- mış bır yöntem aracılığı ıle tüm partı bı- nmlennde sistematik bır bıçımde ve sın- dıre sındıre tartışılmalıdır Tüm kJasık sol ve kemalıst tabular yetennce ırdelen- meden, Turkıye'nın gunumuz ortamın- da savunulması sıyasal cesaret ısteyen kımı yeni pohtıkalar tartışılmadan oluş- turulacak yeni bır programın sadece sozde bır yenılık taşıması ıhtımalı yük- sektır Bu bakımdan program tartış- masını vakıt kaybetmeden başlatmak yennde olacaktır Genel Başkan tnönü ve kımı İnonü yanhsı konuşmacılar SHP'nın varlığını ve geleceğını adeta koahsyon olgusunun ıçıne hapsettıler Bu konuda Baykal'ın ve Gunay'ın eleştınlenne katıhyorum Hükümete destek vermek en azından re- el polıtıkanın bır gereğıdır Doğru Tur- kıye'mn günümuz koşullannda boyle bır sağ - sol koalısyonuna ıhtıyacı oldu- ğu da dogrudur Ama Turkıye'nın halen bır numaralı sosyal - demokrat partısı- nın ufkunu büyük ölçüde bır sağ partı- nın tanımladığı (kı DYP ağırlıkta oldu- ğuna göre bu da doğaldır) bır hukümet ıle sınırlamak yapılabılecek en büyük stratejık hatadır ve bu hatanın bedelını SHP çok ağır odeyebıbr SHP Turkıye'nın temel sorunlanna çozum uretmeye, sıyaset önermeye de- vam etmekten vazgeçmemelıdır Bu çö- züm ve önermelenn koahsyon proto- kolü ıle tam bır uyum ıçınde olup ol- madığı meselesının partının sıyasal dı- namığıne gem vurmasına ızın venlme- melıdır Bu konuda başta genel başkan olmak uzere genel merkeze büyuk bır »orumluluk duşuyor Ne yazık kı kurul- tay konuşmalan bu açıdan pek umut ve- ncı olmamıştır Umanm 'koalısyon saplanüsı" bır kurultay taktığı olarak kaîır ve bır an önce unutulur ŞAHtN ALPAY SHPKaybetö, Memleket Kazandı mr? S ayın Rahmı Turan'ın Meydan gazetesındekı son SHP kurultayını yorumlayan yazısı "SHP Kay- bettı, Memleket Kazandı 1 " başhğını taşıyordu (27 1 1992) Sanınm, en azından bır kesımın gö- rûşunü yansıtan yazısında Turan, "Artık SHP'nın çökü- şunu hıçbır gücun engelleyemeyeceğını," fakat "sonuçta SHP batsa da, ulkenın kurtulacağını" söyluyordu Erdal tnonu'nun yenıden başkanlığa seçılmış olması SHP'yı batınr mı 9 Sanmıyorum Denız Baykal'ın seçıl- mesı belkı SHP'mn ıhtıyacı olan yemlenmeyı hızlandıra- bıhrdı, ama Inönü'nün seçılmesıyle SHP'nın çağdaslaş- ma uraudunun son bulduğu herhalde söylenemez Tüzûk ve program kurultaylan toplanmasına ılışkın kararlan olumlu bulmamak mumkün değıl Belkı bu kurultaylar SHP'nın programını ve tuzuğünu çağdaş sosyal derflok- rat bır platforma dayandırması yönünde adımlar olacak- tır Ben Turkıye'nın çağdaş anlamda sosyal demokrat bır partıye ıhtıyaa olduğunu, SHP'nın güç de olsa bu nıte- İıkte bır partıye donüşebıleceğını duşunenlere katıhyo- rum Boyle bır kımhğe kavuştuğu takdırde SHP, ulkenın geleceğıne yon verecek partı olabılır Turkıye'nın çağdaş, yanı örnöklenm Ibenk yanma- dasından Iskandmavya'ya kadar Batı Avrupa'da gör- düğümüz turden sosyal demokrat bır partıye şu neden- lerle gereksınımı var - Ihtıyaç duyduğumuz ekonomık kalkınma, ancak Turkıye'nın dünya ekonomısıyle butünleşmesıyle, yanı DYP-SHP koahsyon protokolunde belırtıldığı üzere "dışa açık pazar ekonomısının tüm koşullan ve unsur- lanyla" gerçekleşme- Türkiye'nin milliyetçi değil enternasyonalist; dünyayla bütûnleşmeyi, hümanist değerlen savunan çağdaş anlamda sosyal demokrat bir partıye ihtiyacı var. sıyle mümkun olabılır Boyle bır ekonomı programını ancak çağ- daş anlamda sosyal demokrat bır partı, DYP ıle koahsyon yapmak ıçın değıl, doğrusu bu olduğu ıçın samımıyetle be- nımseyebılır Turkı- ye'ye refah ne 1930'lar tıpı devletçılıkle ne de milliyetçi duygulann ayaklandınlma^ıyla uygulanacak dışa kapalı btr komuta ekonomısıyle gelebılır - Turkıye'de ekonomık kalkınmanın ılerleyebılmesı ıçın emek ıle sermaye, çahşanlarla ışverenler arasmda "aym teknede bulunduğumuz ve tekne batarsa, bırhkte batacağımız" bılıncının yerleşmesı gerekır Sosyal de- mokrat bır partı bu bılıncı topluma kazandırmada otekı partılerden daha buyuk bır olanağa sahıptır - Türkıye'de Valkmmanın nımetlennın hakça boluşul- mesı ıhtıyacı bugun belkı her zamandan fazia Toplum- dakı sosyal dayanışma talebını, sağ veya sol popuhzme dayalı hayırseverlık değıl, modern anlamda "sosyal dey- let"m kuruluşunu hedef alan bır sosyal demokrat partı cevaplandırabılır Toplumdakı adıl bolüşüm talebını so- lun karşılayamaması halınde, bu talebın onderlığını de- mokrasıye ılışkın nıyetlen kuşkulu olan îslamcı akımın üstlenmesı tehlıkesı addı olarak vardır - Yalnızca çoğunluğun yonetım hakkına değıl, azın- lıkta kalanlann hıçbır çoğunluk tarafından çığneneme- yecek temel haklara sahıp olduğuna samımıyetle ınanan sosyal demokrat bır partı olmadan Türkıye'de demokra- sırun tum koşullanyla gerçekleşebıleceğı çok kuşkulu- dur - Nıhayet ve belkı en önemlı olarak, Türkıye'nın devletı ve toplumuyla bütünlüğunü ancak çağdaş anlamda sos- yal demokrat bır partı koruyabılır Söz konusu butunlü- ğün korunabıhnesı ıçın farkh köken ve ınançlardan ın- sanlarımızın demokrası, özgürluk, eşıtlık, kardeşhk, ın- san haklan gıbı hümanist ve evrensela değerlerîe ıfade edılen bır "ust kültür" ıçınde kaynaşması gerekır Halkın ve ulkenın bırlığı ne mıllıyetçı-mukaddesatçı ne mıllıyetçı-muhafazakâr, ne de Kurt sorununu bır "emper- yalıst ıcadı" olarak goren mıllıyetçı-merkezıyetçı sol an- layışlarla sağlanabılır Turkıye'nın milliyetçi değıl enternasyonalist, dunyay- la, ınsanlıkla bütünleşmeyı hedefleyen, tüm Türkıye halkını eşıt değerde ınsanlar olarak gören, hümanist ve evrenselcı değerlen savunan çağdaş anlamda sosyal de- mokrat bır partıye ıhtıyacı var Böyle bır partıye sahıp olabılecek mıyız 17 Bence ümıtsız bır arayış değıl Taşıtlarve InsanHaklan Yaya kaldınmına park etme duşüncesızlığını yalnızca özel araç sahıplen sergılememektedır Görevlen bızlere hızmet etmek olan, gerek maaşlan ve gerek altîanna venlen araçlan bızım vergılenmızle karşılanan kamu görevlılenne aıt makam ya da hızmet taşıtlan da yaya kaldınmlannın gedıklılenndendır Böyle bır yanştan dıplomat araçlan da uzak duracak değıller ya onlar da zamana ve zemıne uyum sağlamaktan gen kalmamaktadırlar Bu durumda kımın kıme örnek olduğu tartışılamaz Bılınen, ımam ve cemaat öykusünü tekrarlamaya gerek yok Kımse "yeterh park yen yok, ne yapahm"ın arkasına sığınmasın Park yennın yapılmasını bız engellemedık Park yen olmayan yerde ev satın alması ya da kıralaması ıçın kımseyı zorlamadık Ama kaldınmda yürüyemeyenler bızolduk Işveyaoturduğu yenn hemen yanında kaldınm dışında yer bulamayan aracını, kurallara uygun yere park etsın ve gıdeceğı yere ınsan gıbı kaldırımdan yuruyerek gıtsın Kamu kuruluşlan da park alanı olmayan bınalara ışyen olarak ısteklı oLmasın ya da oluyorsa sonucuna bız değıl o kuruluşun başındakıler katlansın Değenmızınve haklanmızın taşıt araçlanndan once geldığını bızzat kendımız savunmaz ve yaya kaldınmına aracını park eden ya da ettırenlerle mucadeleden yılarsak dığer haklanmıza ne kadar sahıp çıkabılınz kı 9 HİKMET ULUĞBAY Ankara Çevre Bakanlığı'na açıkmektup SASA,SUSA,PİLSA, Mıntax, Lever, Coca Cola, Pepsı Cola, Pmar Su, NıksarSu,EfesPılsen, Johnson and Johnson'm aralannda bulunduğu 52 şırketbırleştı "ÇEVKO" (Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklan Değerlendırme Vakfı) adında "çevrecı" bır vakıfkurdu ÇEVKO'nun amaa Çevre Bakanlığı'nın getırmek ıstedığı depozıto uygulamasından kurtulmak, "gen toplama kotası" uygulamasıyla durumu ıdare etmek Depozıto uygulaması ıle PET ve PVC şışelenn doğal alanlar, denızler, oralarda yaşayan canhlar, tunzm, tanm ve balçıklık üzenndekı yıkımı da önlenecek Kota uygulaması ıle bu sağlanamaz ALPYALBS İsianbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle