Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 4 Cumhuriyet görüşler 1 Şubat1992
?£% KARŞILAŞMALAR
ADALET AĞAOĞLU
Yeni Duvarlar mı?
18
ve 19 ocak 1992 gunlen Bratıslava'da Helsınkı
Yurttaşlar Meclısı'nın (HYM) 2 Uluslararası Ko-
ordınasyon toplantısı vardı llkı geçen yıl Prag'da,
şubat ayında yapılmıştı Burada atılan ılk adım
doğallıkla yapılanmaya ılışkın Koordınasyon Kurulu, bırçeşıt
'Vürütme Kurulu' olan 'Presıdıum'u seçtı Bın Doğu, ötekı de
Batı Avrupa'dan ıkı de başkanını On ıkı kıştden oluşan 'Presı-
dium'a Türkıye'den Murat Belge seçılmıştı tkıncı toplantıda
üyelerden bın, bu 'Presıdıum' adının değışünlmesını önerdı
Tepedenlık yüklü bır çağrışımı olduğu ıçın Güzel bır onen, de-
ğıl mı''
HYM'nın merkea Prag'da Kurukışu çok yeni 1990 ekım
ayına rastlıyor Kuruluş çağnsından geç habenm olmuştu
Ama genel kurul kararlan doğrultusunda oluşturulan Ulusal
Komıteler'ın ıkışer uye ıle temsıl edıldıklen koordınasyon top-
lantılarına ıkıdır katılmaktayım Bu katılışta, kuruluşun ışk-
mesı gereğı ötesınde, özel ılgınızın, merakınızın rolü var
HYM, Helsınkı Anlaşması'nın temel maddelen ışığında, V
Havel ve arkadaşlannın muhalefetteyken duşünduklen bır ku-
ruluş I989'da ıktıdar olroalanyla özlemlen bır çeşıt gercekleş-
me aşamasına gırıyor Murat Belge, geçen vıl bu gazetede, ken-
dısıyle vapılan bır konuşrnada, HYM üstune oldukça açık, ge-
nış bılgı vermıştı, 1990 Ekımı'nde Prag'dakı kuruluş toplantı-
sında da bulunmuş, Doğu Batı Avrupa'dan, Kuzey-Guney'den,
Ortadoğu'dan gelen 900 kadar kımseyle buluşmuş Bu kışıler,
dünyanın bundan boyle ancak, toplumlann bırbırlennı doğru
tanıyıp anlayarak yaşanabılır bır yer olacağma ınanan, tanbe,
doğaya, çevreye, ınsan haklanna eksıksız sahıp çıkan, geleceğı
özgürce ve banş ıçınde anlaşarak kurmayı amaçlayan, sılahlan-
maya karşı kesmlıkiedırenen kışıler Yeni bırdın mı
9
Pekâlâ, oyle
olsun Ama bu dının peygamben yok Lıden, başkahramanı
yok Her renkten, her kültürden kışılenn dayanışması var
Prag kuruluş toplantısı tanhın guzel günlennden bın olmalı
Çünkü o kadar ınsan oraya para, pul, şöhret kapmak, güç top-
lâmak, herhangı bır ulkenın otekısı ustunde egemenlığını kur-
mak, bırbırlennın şusuna busuna göz dıkmek pazarlıklara gı-
nşmek ıçın gelmemışur Burada ınsanlar, bunlarsız bırhkte ya-
şayabılmenın çarelennı arayıp bulmak ıçın bır araya gelıyorlar
Sınırsız, vızesız duvarsız, özgür ve eşıt topluluklardan oluşmuş
bır Avrupa Gıderek bır dünya yolunda fikırler üretmek,
projeler gelıştırmek, uygulamak Bu da polıtık, bürokratık ya
da ne bıleyım, Dünya Bankası ıle ılgılı bır 'olgunlaşmayı bekle-
meyı gerektırmıyor tster altmışınızda olun, ıster yırmınızde,
eğer kendınızı dünyalı hıssedıyorsanız, kuruluşun doğal üyesı
sayılırsınız Bu anlamda edınılmek ıstenen tek statu, yaratıcılı-
ğa bırer dünyalı ölçulenyle yaklaşabılmek somut gınşımler
ıçın olanaklan bırleştırebılmek
Kuşkusuz henüz her şey bır özlem Henüz, tabandan yukan
bır yapılanma tamamlanmış sayılmaz Henüz çoğu kımse, ken-
dı çok sınırlı olanaklanyla çalışabılıyor Yıne de çoktandır hıç-
bır örgütlenmenın benı, bu kuruluşun amaçlan kadar heyecan-
landırmadığını soyleyebılınm
Ama acaba nasıl gelışecek
9
Acaba dunya yavaş yavaş kendı-
ne sorumlu ınsanlann bır araya geldıklen bır dünya olmayacak
mı
?
Şımdıden 'eskı' olmuş olan Sovyetler'dekı, Doğu Avrupa'-
dakı 'çözülmeler' sadece bırer çözülme, parçalanma mı, yoksa
gerçek bıraradalığa doğru bır ıvme mı
9
Gerçek bırhktelık'
Yanı, her toplumun kendı özgür benlığı, bıüncıyle bır arada ya-
şayabılmesı
Bu, böyle bır ıvme ıse önünde tehhkeler de yok değıl Kendı-
mızı arayalım, bulalım, önce kendımız olahm, onu yaşayahm
derken mıllıyetçılık, ırkçılık batağma saplanma tehlıkesı öyle
bır bataklık kı başkalan kadar, kendını de boğar
Insanlan baskıyla kımlıksızleştırmek ıstersenız, ılk açık kapı
önünde bu sefer de onlar, kendılennı olduklanndan farklı ve
güçlü hıssetmeye başlayabılırler 'Çözülme', 'parçalanma' ayn-
ca da bır an önce en ıyı yen kapma özlemını kışkırtır Şu da var
Bugüne kadar uretılen zengınlıkler, çözülme sonrası kımın ola-
caktır
9
HYM kurulduğundan ben o kadar çok şey hızla değıştı kı
1
Kuruluş, daha ılk adımda Korfez knzı felaketıne genış duyarlık
gösterdı Bu yılkı genel kurulda ana konunun şu olacağı da akla
gelmezdı 'Avrupa'da Yeni Duvarlar Mıllıyetçılık-Irkçıhk "
Buna karşı sıvıl çözûmler aranacak
Bratıslava toplantısında bırçok üye, ana tema başhğından
'Mıllıyetçılık' sözunün çıkanlmasını ıstedı Bırçoğu da kal-
masında dırettı Hele 'ulusçuluk'lann çok ayaklandığı şu dö-
nemde, en yoğun tartışmanın bu tek kavram üstünde yapılması
bıle HYM'nın, amaçlan doğrultusunda gelışmesını zorunlu
kılmıyor mu
9
"ölmeye Yatmak" adlı romanımın baş kışısı, "Toplumculu-
ğun en ılerı aşaması ınsanı bır K1Şİ yapmaktır" dıyordu Onun
bu düşüncesını, o gun bugundur aynı heyecanla paylaşmak-
tayım Kımbıhr dıyorum hatta, kımbılır, bugün olup bıtenler,
butün o 'çözülmeler', toplumlann bırer KİŞİ olabümelenne doğ-
ru atılan ılk adımlardır
60-30 YIL ÖNCE CUMHURİYET
1932:Çin-Japonharbi
Çın, henuz Japonya'ya ılânı
harp etmemıştır, fakat
muharebe devam edıyor
Çın-Japon ıhtılâfı hakkında,
dun, Vaşıngton'dan pek
mühım bır haber gelmıştır
Bu habere göre Japon'lar,
Şanghay şehnndekı
beynelmılel ımüyazlı
mıntıkayı ışgal
eylemışlerdır Halbukı bu ımtıyazh mıntıkada Ingıltere,
Amerıka ve dığer ecnebı devletlerın azım hukuk ve renafu
vardır
Sanghay'da beynelmılel ımtıyazh mıntıkanın askerı ışgal
âltına ahnmış olmasım, Ingıltere ıle Amenka'nın Tokyo
hükumetı nezdınde protesto etmış olduklan Hancıye
Nazın M Stımson tarafından ılân edıhnıştır
TARİHTE BUGÜNMÜMTAZAR/KAN
FEVKALÂDE RAKI
BOMONTi
Bahçe
ALA RAKI
HEFÂSET LEZZETW,SAF1YET
BUYRUKCU DOGûa..
193O 'DA BU6UM, UULU
POĞMUŞTUR. EKONOHıK.
ORmOfCULOAM /ty&U.MAK ZC-
&H-M/Ş i/E İ '
i
ç
SULLE& OFrSf '
YAŞ774
özGu £ıR
VE
. ÇO* G£NÇ
tNE
8/R
LAYAM 8UY&UZÇÜ, TVISK OfL fCUJSoMU VE
Nazım Hikmet ve Hümanizmi Özümlemek
NECATİ CUMALI
N
âzım Hıkmet 3 hazıran 1963
günü Moskova'da olmuştu
Eşım Tel-Avıv Tarııtma Ataşe-
sıydı o ara 5 hazıran gecesı şaır
Ted Karmı >le eşı heykeltıraş Şoşona
Karmı'nın evlenne akşam yemeğıne
çağnlıydık İsraıl'ın ünlû oyun yazan
Nısım Alonı ıle tıyatro sanatçısı eşı, şaır
Rına Şanı bır de ressam dostlan vardı o
akşam yemekte Bızı başsağlığı dıleye-
rek karşıladılar O gecekı konuşmalanmız
Karmı'lerın evınde kuçuk bır Nâzım Hık-
met'ı anma toplantısına dönüşerek gün
ağarana kadar surdu
Ted Karmı, Shakespeare'ın oyunlan
yanı sıra bın Nâzım Hıkmet, öbüru Paul
Eluard'ın şıırlennden seçılmış ıkı çevın
şur kıtabı kazandırmıştı İbranıceye
"Çağımızın sorunlannı en ıyı dıle getı-
ren o
1
Onun ayannda ıkıncı bır şaır daha
yok bu alanda" dıye ovuyor, değerlendı-
nyordu Nâzım Hıkmet'ı Konuklan da
onun kanısındaydılar
Elhlı yıllarda 20 ay kaldığım Pans'te,
edebıyat sanat ıle ılgılı, Fransız ya da ya-
bancı kımınle tanışsam "Demek
Nâzun'ın ülkesındensınız " dıye
yakınlık görûyordum Daha sonrakı
yurtdışı gezılenmde hep gördûm bu
yakınlığı
Bızım Batı hayranı kımı okur yazarla-
nmız tamştıklan bır Fransız ya da
İngılıze, edebıyatlannı ne kadar ıyı
tanıdıklannı kanıtlamak zorunda duyar
kendını Bazılan daha da ılen gıder, bıl-
dığı yabancı dıhn yazarlannı, şaırlenru
kendı edebıyatçılanmızın onüne geçır-
mek ıçın çabalar Nâzım Hıkmet bu boş
Batı kompleksını kıran ılk uluslararası
şaınmız oldu bızım Onun vatandaşı
olarak gıttığımız yabancı ulkelerde gör-
düğümüz ılgı, sadece onun dünya ka-
muoyunda nasıl saygın bır yen olduğu-
nu kamtlamakla kalmıyor, onun ya-
rattığı olumlu yeni bır Türk ımajının da
kanıtı oluyor Daha önce harem öyküle-
nnın, eh palalı yenıçenlenn gözler önü-
ne getırdığı, Batılılan ürküten Türk gö-
rüntüsünü sılmış, onun yenne çağdaş bır
aydın Türk ımajı çızmıştır o
1
öyle kı o
akşam bızım gıttığımız gıbı bır yabancı-
nın evıne konuk gıdenler, ev sahıplennın
ağzından, çağımızın sorunlannı en ıyı
dıle getıren şaınn kendı şaırlen olduğu-
nu duyarak onurlandınlmışlardır
"Dörtnala gelıp Uzak Asya'dan / Ak-
denıze bır kısrak başı gıbı uzanan / Bu
memleket bızım " derken adeta sanlıp
kucakladığı Anadolu ıle "ınsan Man-
zaralan"nda bınlerce kışılık bır albümü
sunduğu Anadolu ınsanlannı, gozlen-
nın ışıltısı, yürüklennın sıcaklığı ıle bü-
tün dünyaya sevdırmış bır şaınmızdır o
ötedenben savunduğum bır görü-
şümdür Ulus olma bılıncı kokleşmemış
toplumlar sosyalızmı doğru uygulaya-
mayacaklan gıbı, bu sûrecı asmadan
sosyalızmı uygulamaya geçen toplum-
lardaulus olma bılıncı, sosyahst ahlakıl-
kelennın sosyal adalet anlayışımn
ozumsenmesınden daha çabtık gelışır
Bu açıdan çağdaş ulusçuluk anlayışımn
en etken dınamığıdır sosyahzm Son ola-
rak Sovyetler Bırlığı'nın dağıbşı bu ger-
çeğın doğruluğunu kanıtlar
Lenın Moskovası'nda, devnm gençlı-
ğı arasmda beş yıl sıyasal bılgıler eğıumı
gören Nâzım Hıkmet, Turancılık görüş-
lenyle gıttığı Rusya'dan sosyahst bır
aydının ulusçuluk anlayışıyla doner 25
yaşındadır henüz V aradılışımn çocuksu
açık yureklılığı, dürustluğu gençlığının
bütün coşkusuyla komunıst olduğunu
açıklar bağıra çağıra Komünızm üstüne
en küçuk bılgısı yoktur o dönemde top-
lumun Komünızm, mezarlıklarda dola-
şan canavar hayaletlen ıle kanştınlır,
felâket, uğursuzluk habercısı gıbı an-
laşılır Tutucu kesımı çıleden çıkaran kı-
şılıktır Tutucu çevre, kurulu duzenıne
ayak uydurmayanı duşman bılır, tabu-
lanna dıl uzatanlan acımasızca ezer, lınç
eder' Nâzım Hıkmet, bu ozgur davranış
lanyla tutucu çevrelenn gazabına uğ-
rayarak trajık yazgısını hazırlar
Toplantılarda, N. Hikmet
hümanist değil komünisttir
denildi. Şu son yıllarda
yıkılan rejimlerin
hümanizmi özümlemeden
komünist olabileceklerini
sananların egemenliği
olduğu unutuldu.
Pans komünuyle başlayıp Sovyet
cumhunyetlerının dağılmasıyla son bu-
lan 1870-1991 yıllan arasmda sosya-
hzm, düşünce olarak savunulması, ör-
gütlenmesı, sıyasal savaşı, darbelen ıle
sayısız kurbanlar vererek fırtmah bır dö-
nem yaşadı öyle sanıyorum kı ılende
sosyalızmın ılk uygulama dönemı ola-
rak adlandınlacak bu aşamada, olumlu
olumsuz yanlanyla nesnel olarak değer-
lendınlecek buyük deneyımler kazandı
Bılgınlen, lıderlen. mılıtanlan yanı sıra
sanat, edebıyat alanında da ılkelenne
ınanmış büyük temsılcıler bıraktı gende
budonem Nâzım Hıkmet, büyuk şıır ye-
teneğı, dürüst kışılığıyle ıdeolojısının
kendısıne yükledığı yüku ömrunun so-
nuna kadar onurla taşıyarak dünya
kamu oyu onunde dostlanmn olduğu
kadar karşıtlannın da saygısını kazandı
Geçtığımız 10-20 ocak günlen arasm-
da 90 doğum yıldonümu yûklu bır
programla kutlandı Nâzım Hıkmet'ın
Düzenlenen toplantılarda soylenenlen
basından ızledım Programda, N Hık-
met'ın şaır, oyun ya/an, romancı, öykü-
cu, köşe yazan, smema yazan vb yön-
lenyle bölünerek değerlendınlmesı
yanlış bır yöntemdı, anlamsız sonuçlar
verdı
Kalemı, tek geçım yoluydu N Hık-
met'ın Türlü türlü acılar, güçlukler ıçın-
de geçen yaşamında soluk almadan
yazdı Taşlı bır tarlanın henüz savrul-
mamış harmanı gıbıdır yazdıklannın tü-
muyle görunümü Sapı samanı, taşı top-
rağı ıle kanşıktır Özellıkle şıın ın ta-
neîen ıle pınldar bu harmanda Geçı-
mını sağlamak ıçın gazetelere, dergılere
acele yetıştırdığı yazılanndan ılk bakışta
aynlır
Turk edebıyatında şıır, geleneğı en
koklü edebıyat türüdür Türkçenın zen-
gın şıır dıltnın yazılı ya da sozlü tüm kay-
naklanndan örnek bır ustalıkla yarar-
landı Nâzım Hıkmet Türkçe yedı yüz
yıldır büyük şaırler yetıştıren şur gele-
neğı ıle Nâzım Hıkmet'e büyûk yetene-
ğını kanıtlama olanağı verdı Yıllar önce
Ataç'ın değerlendırmesıyle Fuzulî'nm
katına ulaştırdı Tıyatro dalında, oyun-
lar yazdığı yıllarda henuz konservatu-
van, başkentı Ankara'da tıyatrosu ol-
mayan Türkıye'de eş başan beklemek
yanılgı olur ondan Boyle olması da göl-
ge düşürmez büyük şaırlığıne Edebıyat
tanhı öteden ben azla yetınır, seçîcın
urünlenyle değerlendınr devlennı
Yıne o toplantılarda, N Hıkmet, hü-
mamst değıl komunısttır denıldı Şu son
yıllarda yıkılan rejımlenn, hümanizmi
özümlemeden komünist olabıleceklennı
sananlann egemenliği olduğu unutuldu
Rönesansı ızleyen Aydınlanma Çağı,
Fransız Devnmı, Hegel, Marx, Sovyet
Devnmı, gıderek bızım Bağımsızlık Sa-
vaşı ardından kurulan genç cumhunye-
ümız, hep ortaçağın yıkılmasıyla yem-
den doğan hümanızmın sonuçlandır
N Hıkmet'le ılgılı tüm yasaklar ka-
dük olmuş hukümlerdır bugün Halkın
gönlunde alacağı yen çoktan almıştır o
Ismaıl Habıp Sevük, yırmılı yıllarda çık-
tığı bır yurt gezısınd*. yanında yer aldığı
Gazı Mustafa Kemal'ın, kendısınden
her akşam '"Yaralı Hayalejt"ı, "Kırk
Haramılenn Esın"nı okumasını ıstedı-
ğını söyler
Benım okuduğum ortaokul kıtapların-
da yer alırdı o şurler Nâzım'ın mezarı
bır gün vatanına getırılecekse, Anıtka-
bır'm bır köşesı yaraşır Kurtuluş Sa-
vaşı'mn en güzel destamm yazan bır saı-
re. Polıtıkacılarımız bu olgunluğa vardık-
ları gun Turkıye AT topluluğunda kendı-
lığınden alacaktır yerını
FERRUH DOĞAN
SHP Kurultayı Umut Verdi
SEYFETTtN GÜRSEL
D
enız Baykal bır kez daha kay-
bettı Erdal Inönü yıne ka-
zandı Ya SHP'' SHP'nın ka-
zandıgını söyleyebılır mıyız
9
Bu
soruya kesın bır yanıt vermek ıçın belkı
henüz erken Gerçı başta Sayın Inönü
olmak uzere kendısını destekleyenlenn
secım yenılgısı uzenne gelıştırdıklen tez-
lenn hafiflığı ve yüzeysellığı karşısında
umutsuzluğa kapılmak ışten bıle değıl
Oysa sıyaset umutla yapılmak zorunda
ve kurultay umut ışıklarından hıç de
yoksun değıldı SHP'nın bundan sonra
kazanabılmesı ıçın nasıl bıranlayışla ha-
reket etmesı gerektığı de gundeme geldı
Geleceğe umutla bakabılmek ıçın bu an-
layışı burada yenıden ve soğutmadan
hatırlamakta yaıar var
7 Olağanustu Kurultay bundan önce-
kılerle karşılaştınldığında sıyasal cesa-
retm kursüde daha fazla boy gösterdığı
bır kurultay oldu SHP'nın başlıca zaaf-
lan olan, beledıyeler orgütun mtelığı,
kımı partı büyuklennın tartışılır konten-
jancılığı, genel merkezdekı kollektıf yö-
netım yoksunluğu. sıyaset üretme yeter-
sızhğı gıbı sıcak temalar sırasıyla, Ismaıl
Cem, Mümtaz Soysal, Ercan Karakaş,
Ertuğrul Gunay ve Denız Baykal tarafın-
dan buyuk bır açıklıkla dıle getırıldı
Bu açıklık ve eleştın anlayışımn de-
vamını ve gelenekselleşmesını dılıyo-
rum Açıklık partımızın hastalıklannın
tedavısınde etkılı bır ılaç olacaktır
Her ıkı taraftan da konuşmacılar hıç
olmazsa bır noktada nıhayet bırleştıler
SHP, tuzuk ve programını gozden ge-
çırmek zorunda Genel Başkan Inonü de
sonunda bu görüşe katıldı ve gelecek ha-
zıranda seçımsız bır tuzuk ve program
kurultayı sozünü verdı
SHP bu fırsatı çok ıyı değerlendırmek
zorundadır Partı orgutunun yapısının
ve ışleyışının buyük ve radıkal bır tuzuk
reformu ıle yenıden duzenlenmesı şart-
tır Böyle bır reformun amaçlan ve ıçen-
ğı konusunda da partıde gemş bır kon-
sensusün oluştuğunu memnunıyetle
gözlemledık
Partıde bırhkte yönetmeyı öğrenmek
ıçın nısbı temsıl, orgütun nıtehğını gelış-
tırmek ıçın aıdat eğıtım, partı faalıyetı-
SHP'nin ideolojisi,
Türkiye'deki gelişmeler
ışığında, parti birimlerinde
sistematik bir biçimde ve
sindiresindire
tartışılmalıdır.
ne katılım, partının değerlennı daha ıyı
kullanabılmek ıçın genel başkan
yardımcılıklan ve nıhayet yerel yone-
tımlenn sosyal - demokrat doğrultuda ış
görmelen ıçın ozel program ve partı de-
netımı Şımdı genel başkana duşen
görev tüzuk reformu ıçın Baykalcı, İnö-
nucü demeden tum partıyı harekete ge-
çırmektır
Tüzuk reformunda mevcut olan kon-
sensüs program reformu konusunda
yoktur SHP'nın ideolojisi, temel sıyasal
değerlen ve programı dunya ve Tür-
kiye'deki gelişmeler ışığında, ıyı saptan-
mış bır yöntem aracılığı ıle tüm partı bı-
nmlennde sistematik bır bıçımde ve sın-
dıre sındıre tartışılmalıdır Tüm kJasık
sol ve kemalıst tabular yetennce ırdelen-
meden, Turkıye'nın gunumuz ortamın-
da savunulması sıyasal cesaret ısteyen
kımı yeni pohtıkalar tartışılmadan oluş-
turulacak yeni bır programın sadece
sozde bır yenılık taşıması ıhtımalı yük-
sektır Bu bakımdan program tartış-
masını vakıt kaybetmeden başlatmak
yennde olacaktır
Genel Başkan tnönü ve kımı İnonü
yanhsı konuşmacılar SHP'nın varlığını
ve geleceğını adeta koahsyon olgusunun
ıçıne hapsettıler Bu konuda Baykal'ın
ve Gunay'ın eleştınlenne katıhyorum
Hükümete destek vermek en azından re-
el polıtıkanın bır gereğıdır Doğru Tur-
kıye'mn günümuz koşullannda boyle
bır sağ - sol koalısyonuna ıhtıyacı oldu-
ğu da dogrudur Ama Turkıye'nın halen
bır numaralı sosyal - demokrat partısı-
nın ufkunu büyük ölçüde bır sağ partı-
nın tanımladığı (kı DYP ağırlıkta oldu-
ğuna göre bu da doğaldır) bır hukümet
ıle sınırlamak yapılabılecek en büyük
stratejık hatadır ve bu hatanın bedelını
SHP çok ağır odeyebıbr
SHP Turkıye'nın temel sorunlanna
çozum uretmeye, sıyaset önermeye de-
vam etmekten vazgeçmemelıdır Bu çö-
züm ve önermelenn koahsyon proto-
kolü ıle tam bır uyum ıçınde olup ol-
madığı meselesının partının sıyasal dı-
namığıne gem vurmasına ızın venlme-
melıdır Bu konuda başta genel başkan
olmak uzere genel merkeze büyuk bır
»orumluluk duşuyor Ne yazık kı kurul-
tay konuşmalan bu açıdan pek umut ve-
ncı olmamıştır Umanm 'koalısyon
saplanüsı" bır kurultay taktığı olarak
kaîır ve bır an önce unutulur
ŞAHtN ALPAY
SHPKaybetö,
Memleket Kazandı mr?
S
ayın Rahmı Turan'ın Meydan gazetesındekı son
SHP kurultayını yorumlayan yazısı "SHP Kay-
bettı, Memleket Kazandı
1
" başhğını taşıyordu
(27 1 1992) Sanınm, en azından bır kesımın gö-
rûşunü yansıtan yazısında Turan, "Artık SHP'nın çökü-
şunu hıçbır gücun engelleyemeyeceğını," fakat "sonuçta
SHP batsa da, ulkenın kurtulacağını" söyluyordu
Erdal tnonu'nun yenıden başkanlığa seçılmış olması
SHP'yı batınr mı
9
Sanmıyorum Denız Baykal'ın seçıl-
mesı belkı SHP'mn ıhtıyacı olan yemlenmeyı hızlandıra-
bıhrdı, ama Inönü'nün seçılmesıyle SHP'nın çağdaslaş-
ma uraudunun son bulduğu herhalde söylenemez Tüzûk
ve program kurultaylan toplanmasına ılışkın kararlan
olumlu bulmamak mumkün değıl Belkı bu kurultaylar
SHP'nın programını ve tuzuğünu çağdaş sosyal derflok-
rat bır platforma dayandırması yönünde adımlar olacak-
tır
Ben Turkıye'nın çağdaş anlamda sosyal demokrat bır
partıye ıhtıyaa olduğunu, SHP'nın güç de olsa bu nıte-
İıkte bır partıye donüşebıleceğını duşunenlere katıhyo-
rum Boyle bır kımhğe kavuştuğu takdırde SHP, ulkenın
geleceğıne yon verecek partı olabılır
Turkıye'nın çağdaş, yanı örnöklenm Ibenk yanma-
dasından Iskandmavya'ya kadar Batı Avrupa'da gör-
düğümüz turden sosyal demokrat bır partıye şu neden-
lerle gereksınımı var
- Ihtıyaç duyduğumuz ekonomık kalkınma, ancak
Turkıye'nın dünya ekonomısıyle butünleşmesıyle, yanı
DYP-SHP koahsyon protokolunde belırtıldığı üzere
"dışa açık pazar ekonomısının tüm koşullan ve unsur-
lanyla" gerçekleşme-
Türkiye'nin milliyetçi
değil enternasyonalist;
dünyayla
bütûnleşmeyi,
hümanist değerlen
savunan çağdaş
anlamda sosyal
demokrat bir partıye
ihtiyacı var.
sıyle mümkun olabılır
Boyle bır ekonomı
programını ancak çağ-
daş anlamda sosyal
demokrat bır partı,
DYP ıle koahsyon
yapmak ıçın değıl,
doğrusu bu olduğu
ıçın samımıyetle be-
nımseyebılır Turkı-
ye'ye refah ne 1930'lar
tıpı devletçılıkle ne de
milliyetçi duygulann
ayaklandınlma^ıyla uygulanacak dışa kapalı btr komuta
ekonomısıyle gelebılır
- Turkıye'de ekonomık kalkınmanın ılerleyebılmesı
ıçın emek ıle sermaye, çahşanlarla ışverenler arasmda
"aym teknede bulunduğumuz ve tekne batarsa, bırhkte
batacağımız" bılıncının yerleşmesı gerekır Sosyal de-
mokrat bır partı bu bılıncı topluma kazandırmada otekı
partılerden daha buyuk bır olanağa sahıptır
- Türkıye'de Valkmmanın nımetlennın hakça boluşul-
mesı ıhtıyacı bugun belkı her zamandan fazia Toplum-
dakı sosyal dayanışma talebını, sağ veya sol popuhzme
dayalı hayırseverlık değıl, modern anlamda "sosyal dey-
let"m kuruluşunu hedef alan bır sosyal demokrat partı
cevaplandırabılır Toplumdakı adıl bolüşüm talebını so-
lun karşılayamaması halınde, bu talebın onderlığını de-
mokrasıye ılışkın nıyetlen kuşkulu olan îslamcı akımın
üstlenmesı tehlıkesı addı olarak vardır
- Yalnızca çoğunluğun yonetım hakkına değıl, azın-
lıkta kalanlann hıçbır çoğunluk tarafından çığneneme-
yecek temel haklara sahıp olduğuna samımıyetle ınanan
sosyal demokrat bır partı olmadan Türkıye'de demokra-
sırun tum koşullanyla gerçekleşebıleceğı çok kuşkulu-
dur
- Nıhayet ve belkı en önemlı olarak, Türkıye'nın devletı
ve toplumuyla bütünlüğunü ancak çağdaş anlamda sos-
yal demokrat bır partı koruyabılır Söz konusu butunlü-
ğün korunabıhnesı ıçın farkh köken ve ınançlardan ın-
sanlarımızın demokrası, özgürluk, eşıtlık, kardeşhk, ın-
san haklan gıbı hümanist ve evrensela değerlerîe ıfade
edılen bır "ust kültür" ıçınde kaynaşması gerekır Halkın
ve ulkenın bırlığı ne mıllıyetçı-mukaddesatçı ne
mıllıyetçı-muhafazakâr, ne de Kurt sorununu bır "emper-
yalıst ıcadı" olarak goren mıllıyetçı-merkezıyetçı sol an-
layışlarla sağlanabılır
Turkıye'nın milliyetçi değıl enternasyonalist, dunyay-
la, ınsanlıkla bütünleşmeyı hedefleyen, tüm Türkıye
halkını eşıt değerde ınsanlar olarak gören, hümanist ve
evrenselcı değerlen savunan çağdaş anlamda sosyal de-
mokrat bır partıye ıhtıyacı var
Böyle bır partıye sahıp olabılecek mıyız
17
Bence ümıtsız
bır arayış değıl
Taşıtlarve InsanHaklan
Yaya kaldınmına park
etme duşüncesızlığını
yalnızca özel araç sahıplen
sergılememektedır
Görevlen bızlere hızmet
etmek olan, gerek maaşlan
ve gerek altîanna venlen
araçlan bızım vergılenmızle
karşılanan kamu
görevlılenne aıt makam ya
da hızmet taşıtlan da yaya
kaldınmlannın
gedıklılenndendır Böyle
bır yanştan dıplomat
araçlan da uzak duracak
değıller ya onlar da zamana
ve zemıne uyum
sağlamaktan gen
kalmamaktadırlar Bu
durumda kımın kıme örnek
olduğu tartışılamaz
Bılınen, ımam ve cemaat
öykusünü tekrarlamaya
gerek yok
Kımse "yeterh park yen
yok, ne yapahm"ın
arkasına sığınmasın Park
yennın yapılmasını bız
engellemedık Park yen
olmayan yerde ev satın
alması ya da kıralaması ıçın
kımseyı zorlamadık Ama
kaldınmda yürüyemeyenler
bızolduk Işveyaoturduğu
yenn hemen yanında
kaldınm dışında yer
bulamayan aracını,
kurallara uygun yere park
etsın ve gıdeceğı yere ınsan
gıbı kaldırımdan
yuruyerek gıtsın Kamu
kuruluşlan da park alanı
olmayan bınalara ışyen
olarak ısteklı oLmasın ya da
oluyorsa sonucuna bız değıl
o kuruluşun başındakıler
katlansın Değenmızınve
haklanmızın taşıt
araçlanndan once geldığını
bızzat kendımız savunmaz
ve yaya kaldınmına aracını
park eden ya da ettırenlerle
mucadeleden yılarsak dığer
haklanmıza ne kadar sahıp
çıkabılınz kı
9
HİKMET ULUĞBAY
Ankara
Çevre Bakanlığı'na açıkmektup
SASA,SUSA,PİLSA,
Mıntax, Lever, Coca Cola,
Pepsı Cola, Pmar Su,
NıksarSu,EfesPılsen,
Johnson and Johnson'm
aralannda bulunduğu 52
şırketbırleştı "ÇEVKO"
(Çevre Koruma ve Ambalaj
Atıklan Değerlendırme
Vakfı) adında "çevrecı" bır
vakıfkurdu
ÇEVKO'nun amaa Çevre
Bakanlığı'nın getırmek
ıstedığı depozıto
uygulamasından
kurtulmak, "gen toplama
kotası" uygulamasıyla
durumu ıdare etmek
Depozıto uygulaması ıle
PET ve PVC şışelenn doğal
alanlar, denızler, oralarda
yaşayan canhlar, tunzm,
tanm ve balçıklık
üzenndekı yıkımı da
önlenecek Kota
uygulaması ıle bu
sağlanamaz
ALPYALBS
İsianbul