22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahlbl Cumhunyet Matbaacıllk « GazKecillk Turk Anonım Şırketl adına k Polıtıka CeU l«ıla>tıç. Otf HaDctfcr Elgaa Bairı. Ekonomı Cca(b Tarkaa, [s Sendıka Şakna fam. kuttur Ctlal ll<» Uianbu) Nldir Nadi 0 Gcnel Yayın Mudürü Hasaa CemaJ, Muessese Müduru Kabertcrı k>aat Kaçak Egıtım Gcaay ŞaHaa. Haber Araştınna Imct lcfi^B. Yur Habe'Iert Nccdef Dotaa. Spor Danışnunı Emil» U$akkgil, Va2l lşkrı Muduru Ok«> Gontnan, % Habcr Merkezı AMalkatf, i m a ı . Oaı Yuıllr bnaı Çık>kaıı. \raimma $akıa Mpa; Diudıme (Mdaıl l u n 0 hoordına or AaaKI Korabaa Muduru. Yaiçın Blycr, Sayfa Duzcnı YöOCtmcnı Ali A«r 0 Temsıkller % Mah i,:n Enri bka 0 Muhaun lalnl ltoCT 0 BuKC Ptanlaına Sop Ounıal>t5»ojhi 0 Rtklam A»t Toraa 0 Ek ANkARA Ahmet Tu, İZMIR Hikmtl ÇMlokayı. ADASA Çetin VİJfBOtlu Yavınlar Halya Ak>ol 9 M j r c Ha«^te Gam 0 lîk ıra OmW Çdık 0 Bılıı Is.etn N>y laal 0 Pnvınd Scv(i lonaacntla iavı* Kunılu Başur NadH Nidı 8awı tp IİI><IH. Cumhunyeı Matbaacılik \e GaKttahk T \ Ş Turk Oca^ı Cad 39 O*U> \kM. tal(» H»€i H n ı M334 Is Pk- 246 luanbu, Tel 512 0! 05 (20 hat) Tdet 22246. Fu (I) 526 60 72 0 Ctmi. Hıkaıel Çcmkıya. Oka> S n ı r A d n Zı>a GOkalp Bl- Inkılap S ~.o n, 4. Tel 133 II <1-T Tcıa 42344 Fu (4) 133 L m n . l i ı r Maaıcı. llaaa 05 65 0 tmir H Zıya Bh 1352 S i ! Tıl 13 12 30. Tdct 52359 Fu (Sl) 19 53 «0 Sd(mk. All SıraK». \hmtn Tıa 0 Uıaa. İKOnıı Cad 119 S. No 1 Ka[ 1. Td 19 37 52 (4 haı) Tda «2155 Fax (71) 19 23 7t TAKVtM: 21 EYLÜL 1990 lmsak: 5.17 Güneş: 6.43 öğle: 13.02 lkindi: 16.28 Akşam: 19.1! Yatsı: 20.32 3 yıl önce Türkiye'den kaçınlan heykelin, Teksas'ta açılacakAnıtsalEserler Sergisi'nde yer alıp almayacağı kuşkulu Roma Imparatoriçesi ııasıl uçtu?ÖZGEN ACAR AYDIN / ANTALYA / İS- TANBUL / NEW YORK — Teksas'ın San Antonio kenti Güzel Sanatlar Müzesi'nin, üç yeni bölümden oluşacak ek bi- nasındaki "anıtsal eserler" ser- gisi 18 kasunda açılacak. Bu çer- çevede insan boyundan büyük, mermerden yapılnuş görkemli bir Roma imparatoriçesi heykeli de sergilenecek. Ancak bugün açıklayacağım olaylardan sonra bu büyük mermer heykelin ser- gilenip sergilenmeyeceği doğru- su kuşkulu. Bu heykelin sergiye çıkıp çık- mayacağı, müzenin deposunda saklarup saklanmayacağı, hatta müzenin dışında Türk yetkilile- rinden uzaklaştınlmak amacıy- la bilinmeyen bir yere kaçırılıp kaçınlmayacağı henüz bilinmi- yor. Bu heykel de Türkiye'den ka- çırıldı. Heykelin üç yıl önce ka- çınldığını belirledikleri halde, halkın vergilerinden aylığını alan TC'nin hiçbir yetkilisi, her zaman olduğu gibi bu heykelin de peşine düşmedi. Heykelin kaçırüışını anlatma- ya başlamadan önce, biraz eskı- İere doğru gidelim: 11 Aralık 1974 tarihli bir Is- tanbul gazetesinde tek sütunluk bir haberde, "Bir ihban deger- lendiren mali poKs, Kapalıçar- şıda tbrahim Aydıner adlı ki- şinin diikkânına >aptığı baskın- da 30 bin lira degerinde tarihi eserter de geçirmjştir. Aydıner gözalüna alınmıştır" deniliyor- du. 7 Ekim 1976 tarihli lstanbul gazetelerinde, "Vergi borcunu hacize gittiler, tarihi kaçak eser buldnlar" başhklı haberin ikin- ci başlığında ise kaçakçı, "Bun- lar kınk dokiik kapkacak, bir- kaç yiiz lira etmez diyerek me- murian kandnyordu" denümiş- ti. "Birkaç yiiz lira etmez" diyen tbrahim Aydıner adlı kaçakçıya karşılık arkeoioglar, Yunan, Ro- ma ve Bizans devirlerine ait bu eserlerin değerinin -o zamanki para ile- bir milyon lira olduğu- nu söylüyorlardı. Bosnak Kolasınlar'a kıyasla îbrahim Aydıner, Mardinii biı Süryani aileden geliyordu. Define tarlası Aydın'ın Karacasu ilçesinde ünlü Afrodisyas antik kentine yakm Yaykın adh bir köy vardır. 1981 yılının mayıs ayında Mus- tafa Ali Öyküsüz'ün eşi iki ta- ne altın para bularak eşine ve- rir. Bu Bizans altınlarının bir yüzünde erkek, öteki yüzünde bir kadın resmi vardır. öyküsüz, daha sonra yanına Davut Ayhan ve Abdullah Gül adh iki arkadaşını da alır ve sik- kenin bulunduğu yöreyi çapay- la eşeler ve 63 tane daha altın sikke bulur. Seyyar kuyumcu tsmail Köse- oglu'na Bizans altınlanndan ta- nesini 15'er bin liradan olmak üzere 5 tanesıni satarlar. 60 ta- nesini de aralannda eşit olarak üçe bölerler. îki arkadaş daha sonra 40 taneyi de aynı kuyum- cuy-a satarlar. tsmail bunlan, Bozdoğan'da sarraf Mustafa Balcı'ya ve Öyküsüz de 20 altın- lık payını tanesi 15 bin liradan Alaşehirli Bilgi Özmut'a devre- der. Mühendis Fuat Aydıner Sikkelerin pazarlanmasında aracılık eden kişiler, Karun Ha- zinesi'ni kaçıran Ali Bayırlar'ın haramilerinden yeğeni olan Ünal Bayırlar ile Neset Ünsal, Memduh Güvenç ve Ihsan Işık- lı adlı kîşilerdir. Bunlar da sik- keleri İstanbul'da kuyumcu Fuat Aydıner'e sattıklannı şöyle an- lattılar: Bilgı Özmut: "Sikkeleri Neşet ve Ünsal'a verdim. Oniar tslan- bul'da Fuat'ın adına mal alıriar." Ünal Bayırcılar: "Neşet Uysai ile benim fazla paramız yoktu. Onun için parayı havale olarak Istanbul'daki antikacı Fuat Ay- dıner çıkardı. Onun parası ile onun adına âkkeleri satın al- dık." Neşet Uysal: "Paralan Ünal Bayırcılar ile birlikte alıp bun- lan tstanbul'da antik para tica- reti yapan Fuat isimli şahsa de- vir etük. Bunlar 25 adet Bizans alünrydı." Yaykın köyündeki define ola- yı kısa sürede çevTeye yayılır. De- dektörlu defineciler koye üşü- şürler. Biri ağustosta 44, öteki- si eylülde 49 adet olmak üzere Roma gümüş sikkelerinden olu- şan iki ayn define daha bulunur. 44'lük ilk parti Roma gümüş- lerinin Didim'de el değiştirişini thsan Isıklı şöyle anlatıyor: "Fuat Ajdıner bana telefon etti ve 'Didim'de 44 tane para verecekler, al bana getir' dedi. Bana 1.6 milyon lira verdi. 44 parayı aldım, teslim ettim. 50 bin liralık komisyonu Memduh Güvenç ile paylaştım." Memduh Güvenç: "Ihsan Işık, tstanbul'da antikacıhk ya- pan namı diğer Küçttk Fuat (Fu- at Aydıner) isimli şahıstan 1.6 Bsrskst Taançası dikkaUI bir k a r * d&Ryanıa nüzedeya iaiztri kttekstytn- •tacaktı? AcakatM A N T I K A T A L A N I görevll rftaü Mf? milyon liraya 44 adet gümüş pa- rayı alıp Kusadası'nda teslim et- ti." ^ l u k Roma gümüş sikkele- ri ise Fuat Aydıner yerine, baş- ka bir adrese gidecektir. Bu ad- resi önümüzdeki gunlerde açık- layacağım. Bu olaylann mahke- me ile ilgili bağlantıları konu- sunda Yüksek Hâkimler Kuru- lu'nca bir araştırma yapıhnasın- da da yarar vardır. Elmah'mn Bayındır köyünde nisan 1984'te "Yüzyılm Define- si"ni bulan üç kişinin defineyi görmesi için Antalya'ya davet et- Demeter, ekinleri simgeler Bereket tanrıçasıdır. Ekinleri ve özellikle buğdayı simgeler. Zeus, Persephone'nin yılın üçte ikisini yani çiçek açma ve meyva verme zamanını annesi Demeter ile kışı da kocası Hades ile geçirmesine karar vermiştir. Mevsimler ve üreme ile bağlantıü bu öyküdeki Demeter, heykellerde genellikle kolunda içi meyve dolu bir bereket boynuzu ile gösterilir. Zaman zaman bir çocuk taşıdığı olmuştur. Bu gösterime bazı değişikliklerle kısmeti simgeleyen Tykhe ile barışı anlatan Irini de uyar. Üçü arasında en önemli belirlemeyi heykelin başındaki öğeler ortaya koyar. tiği kişilerden biri de Fuat Ay- dıner'dir. Nüfus cüzdanında Mardin 1946 doğumlu yazar. Babasının adı Îbrahim Aydı- ner'dir. Kapalıçarşı esnafınca "Küçük Fuat" olarak bilinir. "Büyük Fuat" ise Münih'teki Fuat Üzül- mez'dir. Fuat, ne yapar yapar, define- nin en önemli sikkelerini çaktır- madan kendisine ayınr. Bu işten para kazanmakla birlikte, bu gizleme işinden dolayı başı çok ağrıyacaktır. ölümlerden döne- cektir. Bir trafik kazasında ayağı kırılacaktır. Bir söylentiye göre ayağı trafik kazasında değil, an- tika babalarınca kırılmıştır. Acaba polis, "Küçük Fuaf'ın trafik kazası sırasında yanında herhangi bir kişi var mıydı, yok muydu bunu araştırdı mı? Var idiyse acaba kimdi? Etoğrusu araştırmaya değer... 1900 antik Yunan gümüş sik- kesinden oluşan defınenin en önemli bölümü daha sonra Bos- ton'da üç Amerikah ortağa 3.5 milyon dolara saülmıştı. Bu arada defınenin kokusu Antalya'da ortaya çıkmaya, po- Türkiye'de "Sail", Kanauaaa "Toni" Aydıner. lis de tutuklamalara başlayınca Fuat Aydıner, Kapahçarşı'mn Nuruosmaniye güişindeki sarraf dukkânını adamlarına terk edip "tedavi" adı altında soluğu Mü- nih'te alacaktır. Burada kendisine "dostlan" bakacaktır. Vize sorunu nede- niyle Almanya-Avusturya ara- sında girdi-çıktı yaparken Anka- ra polisinin "görüldiigü yerde tutuklanıp iadesini" isteyen In- terpol telsizleri yüzünden Al- manya'ya yeniden bir daha gir- mekte zorlanır. Süryani olduğu- nu söyleyerek Alman makamla- Bereket Tanrıçası Bereket Tannçası Demeter heykelinin kaçırılmaya teşebbüs olayı 18 Haziran 1988'deolmuştu. İstanbul'da Atatürk Havaalam'nda yakalanan heykel Fuat Aydıner'e aitti. Küçük Fuat Fuat Aydıner, Kapalıçarşı esnafmca "Küçük Fuat" olarak bilinir. Bir rakip î grubun ihbarı üzerine İstanbul Mali şu be s i'nce yakalandığmda, basına "yüzyılın definesini kaçıran antikacı" olarak tanıtıldı. Elmalı Cezaevi'nde şimdi 5 yıllık cezasını çekiyor. 2 a y n sandık 24 Eylül 1987 ve 29 Nisan 1988'de aynı kişiler, aynı yöntemlerle iki ayn sandığı, aynı adrese göndereceklerdi. Sevkıyatlann biri, insan boyundan büyük bir Roma İmparatoriçesiydi. nndan iltica hakkı isterse de ve- rilmez. Daha sonra Istanbul'a dön- meye karar verir. Bir Ingilize ait sahte pasaportla Türkiye'ye ge- ri döner. Kendisinin bana anlat- tığı doğruysa, "Elini kolunu sal- layarak Kapıkule'den trenle Türkiye'ye girer." Çarkını çalış- tırmaya, sağa sola yeni havale- ler gönderip mallar (sikkeler, defıneler, mezar taşlan, heykel- ler, kap ve kacaklar) almaya başlar. Haziran 1988'de "Elmalı De- finesi"nin içyüzünu açıkladı- ğımda, fırari Fuat Aydıner, Türkiye'de '1cra-i faaliyet" edi- yordu. Içişleri Bakanlığa "kırmı- zı bnlten"le Interpol'e arattığı Fuat Aydıner'in tstanbul'da iki yıldır antika kaçınhgınm farkın- da değildir. Olayın uzantısı olarak Ordu'- da bir komiser yardımasımn da karıştığı olayda Antalya Emni- yet Müdurlüğü Mali Şube yet- küileri, 1989 yıhnın başında ba- şarılı bir operasyonla gerçekten çok yeni ve önemli bir kaçakçı- lık olayını Alanya'da ortaya çı- (Arkası 19. Sayfada) Bodrıııııcla ıdiLslararası bir aileIşık Sabutay, 32 yaşında bir Türk. 42 yaşında bir Almanla evli. Cristiano, Fabiano ve Domiano adlarmdaki 3 Brezilyalı zenci çocuğu evlat edinince ortaya "uluslararası" bir aile çıktı. ÖZCAN ÖZGÜR BODRUM — "Çocuğn ol- mayanlar doğayla savasıyoriar. Tüp bebek peşinde koşuyorlar. Hâlâ çagımızda bocaya, muska- ya gidenler oluyor. Niye bu ça- ba, anne baba olmak için? Oy- sa anne baba bekleyen o kadar çok bebek ve çocuk var ki..." Sözlerin sahibi genç kadın bir Alman erkekle evli ve üç Brezil- yalı zenci çoğun annesi. Anne Işık Sabutay (Bundgens) 32 ya- şında Türk, baba VValter Bünd- gens 42 yaşında, Alman. Çocuk- lar Cristiano 4, Fabiano 3, Do- miano US yaşında Afro-Brazil... Işık Sabutay Ankara Iktisadi Ticari llimler Akademisi'ni bi- tirmiş. Almancasını geliştirmek için Ahnanya'ya giden Işık Sa- butay, birkaç yıl sonra burada evlenmiş. Bayan Bundgens ile "çoknlusln" ailesi üzerine söy- leştik: — Almanya'da mı evlat edindiniz? ANNE BUNDGENS- Eşim Goethe Enstitüsü'nde öğretmen. Evlenince Brezilya'ya tayin oldu. Orada bir Alman okulunda ikinci müdürlük yapıyor şimdi. Çocuklanmızı Brezilya'da edin- dik. BREZİLYALI ÇOCUKLAR — Işık Sabutay, Almancasını geliştirmek için Almanya'ya gittiğinde, Walter Bundgens ile tanışmış. Bir süre sonra evlenmişler. Brezilyalı çocukiannın en kiiçügü 2-5, en büyüğii 4 yaşında. — Çocugunnz olmuyor mu? ANNE BUNDGENS— Bana bu soruyu hep soruyorlar. Be- nim de eşimin de çocuğu oluyor. Biz evlenirken birkaç yıl çocuk yapmayahm demiştim. Aslında ben ne evlenmeyi ne de çocuk yapmayı düşünmemiştim. Kari- yer yapmak istiyordum. — Çocuklara nasıl sahip ol- dunuz? ANNE BUNDGENS— Ça- lışmayı seven biriyim. Ama Bre- zilya'da çalışma iznim yok. Sı- kıntıdan ne yapacağımı bilemi- yorum. Bir gün bir arkadaşım beni Noel'de Terk Edilmiş Ço- cuklar Yurdu'na götiirdü. Ço- cuklara hediyeler götürmüştuk. Hepsi de acınacak haldeydiler. Ama ben hiçbir şey duymamış- tım. Sonra yurt çalışanlarma yardım etmeye başladım. Artık haftada iki gün oraya gidiyor- dum. Bir gün Cristiano'yu gör- düm. Bir şeyi ilk defa görürsü- nüz ve kendinizi ondan alamaz- sınız. Öyle oldu. Karum kayna- dı. Çocukların içinde en çok onunla ilgileniyordum. Eve dö- nünce onu duşünmeden edemi- yordum. Düşünmekten yorulun- ca ona sahip olmak istedim. Da- ha 10 aylıktı. Hazır bebek sahi- bi olacaktım. Eşim karşı çıkma- dı... Hemen üzerimize geçirttik. — Peki diger iki kız, onlan ayn mı aldınız? ANNE BUNDGENS — Cristiano'yu alınca çevremiz- deki herkes karşı çıktı. Tepki gösterdiler. "Onu mutsuz eder- siniz, Avrupa'da dışlanır' dedi- ler. Bu sözler beni etkilemedi, ama başka şeyi düşünüyordum. Ben ve eşim beyazdı, Cristiano büyüdükçe bu durum ona çeli- şik gelebüirdi, yalnızlık duygu- suna kapılabilirdi. Sonunda ona bir kız kardeş ahnaya karar ver- dik, ama sonra iki kız aldık. — Peki bu nasıl oldu? ANNE BUDGENS — E- şimle birlikte yurda gittik. Kız evlat edinmek istediğimizi söy- ledik. Bize iki kız getirdiler, se- çim yapacakük! Birini alacak- tık, diğerini de bırakacaktık. Olacak iş değildi. Eşya almıyor- duk. Çocuklar nasıl seçilebüir ki? Seçim yapamadım. Eşime ikisini de alalıîn deyince 'cesare- tin varsa olur' dedi ve ikisini de aldık. — "BrezUya, Türkiye, Al- manya... tleride hangi ülkeye yerleşeceksiniz?" Bu soruya Bundgens çifti ayn ayn yanıt ve- riyorlar: ANNE BUNDGENS — Bre- zilya'da kalmayız, ama Türkiye ya da Almanya'da da kesin ola- rak yerleşmem. Bir ayağım Al- manya'da, bir ayağım Türkiy^ de olmalı. BABA BUNDGENS — Biz öyle bir aileyiz ki köklerimiz Al- manya'da, Türkiye'de, ve Brezil- ya'da. Her ağacın köke ihtiyacı vardır. Ama kökün de suya... Hiç kimse köklerini ve kültürü- nu yitirmemeli. Eğer çocuklan- mız büyüdüklerinde Brezilya'ya gitmek, köklerini bulmak ister- lerse bunu yaparlar. O yüzden biz bir Almanya'da, bir Türki- ye'de yaşayacağız. Bündgens'e "baba olup olmadığım" soruyoruz: '=— Baba olmak sürec istiyor. Baba olmak için eşinizin çocuk doğurması gerekrniyor. Şu anda sadece evlatlık çocukianm var. Büyüdüklerinde bana baba de- meye devam ederlerse, baba ol- muşnm demektir." Aynı soruyu anne Bundgens, "Eşim söyledL Anne olmak için de doğurmak gerekmiyor" diye yanıthyor. — Peki onların gekcegiııi dü- şündünüz mü? — "Biz çocuklanmızı evlat edinirken onlara mutluluk vaat etmedik. Biz onlan Pelerino^ dan, bir ormandan söküp aldık. Onlara sadece eğitim, sağlık ve en önemlisi yaşama şansı verdik. Biz olanaklarımızı sunacağız, onlar geleceklerine karar vere- cekler. Şimdi sadece sevgi ahp veriyoruz." ANTALYA 90 yıhnın başarılı • Haber Merkezi — Beymen'in kültür ve sanat dergisi STATUS, '1990"ın En Başanh Kadını'm seçiyor. Derginin amacınm günümüzde aktif yaşama katılan ve çalışma hayatmda erkeklerin yanındaki yerini alan kadmlann, başanlanna ve yaptıklan işe göre değerlendirilmelerini sağlamak olduğu belirtiliyor. Yılın kadını; saygınhğı ve güncel yaşamla ilgisi kabul edilen bir jürinin bilim, spor, iş dünyası, sanat gibi alanlarda bu yıl en başanh bulduklan adaylar arasmdan, STATUS okurlan tarafından seçilecek. Adaylan saptayan jüride; Ali Ko^man, Bülent Eczaabaşı, Prof. Erdoğan Alkin, Oktay Ekşi, Güneri Civaoğlu, Ishak Alaton, Hilmi Yavuz, Dr. Yüdınm Aktuna, Zülfü Livaneli, Uğur Dündar, Güngör Mengi, Hasan Pulur, Eli Acıman, Ercan Ankh, Halit Kıvanç, Prof. Emre Gönensay gibi isimler yer alıyor. Kilise, mescit oluyor • ERZURUM (Cumhuriyet) — Erzurum'da Ermenilere ait 140 yıllık kilise, semt sakinlerinin isteği ile mescide dönüştürülecek. 19. yüzyılda yapıldığı belirtilen Ermeni Kilisesi'nin mescide dönüştürülmesi için semt sakinlerinin isteğini görüşen Kültür ve Tabiat Varhklannı Koruma Kunılu, tarihi kilisenin özelliğinin bozulmaması koşuluyla mescit yapılmasına karar verdi. Kilisenin mescide dönüştürülmesi için harcanacak para, semt sakinlerince karşılanacak. PolitiakLsV fahri doktoriuk • İZMİR (Cumhunyet Ege Bürosu) — Ege Üniversitesi Senatosu'nca fahri doktoriuk unvanı verilen Türk-Yunan Dostluk Derneği Genel Sekreteri Andrea Politiakis, Izmir'e geldi. Politiakis'e unvanı, 31 Ekim 1990 günü Ege Üniversitesi'nde düzenlenecek törenle verilecek. Anakent Belediye Başkanı Yüksel Çakmur'u ziyaret eden Politiakis, "Türk ve Yunan dostluğunun pekiştirilmesi amacıyla gösterdiğim cabadan dolayı bana bu unvanm verildiğini düşünüyorum. Türkiye ile Yunanistan arasında 1930 yılında 31 ekim giınünde Ankara Antlaşması imzalanmıştı. Bu antlaşmanın yıldönümünde unvan alacağîmdan gurur duyuyorum" dedi. Politiakis'in 31 ekimdeki törene çağırdığı Anakent Belediye Başkanı Yüksel Çakmur da törene Atina Belediye Başkanı ile Atina'daki Göçmenler Derneği Başkanı'nın çağırılacaklanm büdirdi. Develi höytigti • KAYSERİ (AA) — Kayseri'nin Develi ilçesinde bulunan "Develi Höyüğü"nde arkeolojik kurtanna kazısı yapılacağı bildirildi. Kayseri Müze Müdürü Hamdi Kodan'dan alınan bilgiye göre 25 eylülde başlayacak kazı çalışmalannda, Bizanslılardan kaldığı tahmin edilen bir kalenin temelleri ortaya çıkartılacak. Kodan, kazı çahşmalannın süresinin buluntulara bağlı olarak belirleneceğini de kaydetti. Festivallî günlerKemer Belediyesi tarafından düzenlenen 1. Turizm Karnavalı bugün başlıyor. 27 Antalya Altm Portakal Film Festivali de pazartesi gününden itibaren gerçekleşecek. ANTALYA (Cumhuriyet) — Antalya'da "Festivalli hafta"ya girildi. Bugün Kemer Belediye- si tarafından düzenlenen 1. İu- rizm Karnavalı başlıyor. 27. An- talya Altın Portakal Film Festi- vali pazartesi gününden itibaren gerçekleşecek. 23 eylule kadar sürecek olan 1. Turizm Karnavalı'nın Tür- kiye'de ilk kez düzenlendiğini hatırlatan Kemer Belediye Baş- kanı Mehmet Emin Minta, kar- naval etkinlikleri arasında tu- rizm ve çevreyle ilgili panellerin de yapılacağını büdirdi. Karna- val süresince Kemer ilçe sokak- lannda çeşitli animasyon göste- rileri, geceleri konserler düzen- lenecek. Karnavalın ilk gecesin- de Mazhar-Fuat-Özkan, ikinci gecede Nükbet Dunı ve son ge- cede Sezen Aksu Ayışığı tesisle- rinde sahneye çıkacaklar. Her üç konser için ödenecek para ise 20 bin lira. Kemer 1. Turizm Karnavalı sona ermesinin hemen ertesi gu- nü 24 eylülde ise Antalya'da Al- tın Portakal Film Festivali baş- layacak. 27'ncisi yapılacak olan film festivalinde sinemanın ya- nı sıra konserler ve tiyatro gös- terileri de yapılacak. 100 dolayında sanatçı toplu- luğu 24 eylül pazartesi günü sa- at 14.00*16 uçakla Antalya'ya ge- lecekler. Havaalanından alına- cak sanatçılar daha sonra Cum- huriyet Meydanı'nda düzenle- nen korteje katılacaklar. DYP'li Belediye Başkanı Ha- san Subaşı'nın "Yılmaz Güney filmleri de gösterilebilir" açık- laması ile ilgileri üzerine çeken Altın Portakal Festivali'nde bu yıl 19 film yarışacak. Filmlerin gösterim programı ise henuz belli olmadı. Bu arada festival etkinlikleri arasında yapılması düşunülen "Altın Portakallı Filmlerin Toplu Gösterimi" için izin alınamadı. Ütüyü prizde mi unuttum? "Hanımlann, ev işi telaşı bitmiyor. Çamaşır, bulaşık, ütü.alışveriş. yemek... Kaç kez yaşamışımdır aynı kâbusu. Tam alışverişe çıktığımda, ütüyü prizde mi unuttum' diyerek eve koşmuşumdur. Olmadı ama, ya olursa!.. Halk Sigorta'ya Yangın Sigortası yaptırdım. Şimdi daha rahatım." C=Halk Sİ3orta Bir yaşam geregi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle