Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahlbl Cumhunyet Matbaacıllk « GazKecillk Turk Anonım Şırketl adına k Polıtıka CeU l«ıla>tıç. Otf HaDctfcr Elgaa Bairı. Ekonomı Cca(b Tarkaa, [s
Sendıka Şakna fam. kuttur Ctlal ll<» Uianbu)
Nldir Nadi 0 Gcnel Yayın Mudürü Hasaa CemaJ, Muessese Müduru Kabertcrı k>aat Kaçak Egıtım Gcaay ŞaHaa. Haber Araştınna Imct lcfi^B. Yur Habe'Iert Nccdef Dotaa. Spor Danışnunı
Emil» U$akkgil, Va2l lşkrı Muduru Ok«> Gontnan, % Habcr Merkezı AMalkatf, i m a ı . Oaı Yuıllr bnaı Çık>kaıı. \raimma $akıa Mpa; Diudıme (Mdaıl l u n 0 hoordına or AaaKI Korabaa
Muduru. Yaiçın Blycr, Sayfa Duzcnı YöOCtmcnı Ali A«r 0 Temsıkller % Mah i,:n Enri bka 0 Muhaun lalnl ltoCT 0 BuKC Ptanlaına Sop Ounıal>t5»ojhi 0 Rtklam A»t Toraa 0 Ek
ANkARA Ahmet Tu, İZMIR Hikmtl ÇMlokayı. ADASA Çetin VİJfBOtlu Yavınlar Halya Ak>ol 9
M j r c
Ha«^te Gam 0 lîk ıra OmW Çdık 0 Bılıı Is.etn N>y laal 0 Pnvınd Scv(i lonaacntla
iavı* Kunılu Başur NadH Nidı 8awı tp IİI><IH. Cumhunyeı Matbaacılik \e GaKttahk T \ Ş Turk Oca^ı Cad 39
O*U> \kM. tal(» H»€i H n ı M334 Is Pk- 246 luanbu, Tel 512 0! 05 (20 hat) Tdet 22246. Fu (I) 526 60 72 0
Ctmi. Hıkaıel Çcmkıya. Oka> S n ı r A d n Zı>a GOkalp Bl- Inkılap S ~.o n, 4. Tel 133 II <1-T Tcıa 42344 Fu (4) 133
L m n . l i ı r Maaıcı. llaaa 05 65 0 tmir H Zıya Bh 1352 S i ! Tıl 13 12 30. Tdct 52359 Fu (Sl) 19 53 «0
Sd(mk. All SıraK». \hmtn Tıa 0 Uıaa. İKOnıı Cad 119 S. No 1 Ka[ 1. Td 19 37 52 (4 haı) Tda «2155 Fax (71) 19 23 7t
TAKVtM: 21 EYLÜL 1990 lmsak: 5.17 Güneş: 6.43 öğle: 13.02 lkindi: 16.28 Akşam: 19.1! Yatsı: 20.32
3 yıl önce Türkiye'den kaçınlan heykelin, Teksas'ta açılacakAnıtsalEserler Sergisi'nde yer alıp almayacağı kuşkulu
Roma Imparatoriçesi ııasıl uçtu?ÖZGEN ACAR
AYDIN / ANTALYA / İS-
TANBUL / NEW YORK —
Teksas'ın San Antonio kenti
Güzel Sanatlar Müzesi'nin, üç
yeni bölümden oluşacak ek bi-
nasındaki "anıtsal eserler" ser-
gisi 18 kasunda açılacak. Bu çer-
çevede insan boyundan büyük,
mermerden yapılnuş görkemli
bir Roma imparatoriçesi heykeli
de sergilenecek. Ancak bugün
açıklayacağım olaylardan sonra
bu büyük mermer heykelin ser-
gilenip sergilenmeyeceği doğru-
su kuşkulu.
Bu heykelin sergiye çıkıp çık-
mayacağı, müzenin deposunda
saklarup saklanmayacağı, hatta
müzenin dışında Türk yetkilile-
rinden uzaklaştınlmak amacıy-
la bilinmeyen bir yere kaçırılıp
kaçınlmayacağı henüz bilinmi-
yor.
Bu heykel de Türkiye'den ka-
çırıldı. Heykelin üç yıl önce ka-
çınldığını belirledikleri halde,
halkın vergilerinden aylığını
alan TC'nin hiçbir yetkilisi, her
zaman olduğu gibi bu heykelin
de peşine düşmedi.
Heykelin kaçırüışını anlatma-
ya başlamadan önce, biraz eskı-
İere doğru gidelim:
11 Aralık 1974 tarihli bir Is-
tanbul gazetesinde tek sütunluk
bir haberde, "Bir ihban deger-
lendiren mali poKs, Kapalıçar-
şıda tbrahim Aydıner adlı ki-
şinin diikkânına >aptığı baskın-
da 30 bin lira degerinde tarihi
eserter de geçirmjştir. Aydıner
gözalüna alınmıştır" deniliyor-
du.
7 Ekim 1976 tarihli lstanbul
gazetelerinde, "Vergi borcunu
hacize gittiler, tarihi kaçak eser
buldnlar" başhklı haberin ikin-
ci başlığında ise kaçakçı, "Bun-
lar kınk dokiik kapkacak, bir-
kaç yiiz lira etmez diyerek me-
murian kandnyordu" denümiş-
ti.
"Birkaç yiiz lira etmez" diyen
tbrahim Aydıner adlı kaçakçıya
karşılık arkeoioglar, Yunan, Ro-
ma ve Bizans devirlerine ait bu
eserlerin değerinin -o zamanki
para ile- bir milyon lira olduğu-
nu söylüyorlardı.
Bosnak Kolasınlar'a kıyasla
îbrahim Aydıner, Mardinii biı
Süryani aileden geliyordu.
Define tarlası
Aydın'ın Karacasu ilçesinde
ünlü Afrodisyas antik kentine
yakm Yaykın adh bir köy vardır.
1981 yılının mayıs ayında Mus-
tafa Ali Öyküsüz'ün eşi iki ta-
ne altın para bularak eşine ve-
rir. Bu Bizans altınlarının bir
yüzünde erkek, öteki yüzünde
bir kadın resmi vardır.
öyküsüz, daha sonra yanına
Davut Ayhan ve Abdullah Gül
adh iki arkadaşını da alır ve sik-
kenin bulunduğu yöreyi çapay-
la eşeler ve 63 tane daha altın
sikke bulur.
Seyyar kuyumcu tsmail Köse-
oglu'na Bizans altınlanndan ta-
nesini 15'er bin liradan olmak
üzere 5 tanesıni satarlar. 60 ta-
nesini de aralannda eşit olarak
üçe bölerler. îki arkadaş daha
sonra 40 taneyi de aynı kuyum-
cuy-a satarlar. tsmail bunlan,
Bozdoğan'da sarraf Mustafa
Balcı'ya ve Öyküsüz de 20 altın-
lık payını tanesi 15 bin liradan
Alaşehirli Bilgi Özmut'a devre-
der.
Mühendis Fuat
Aydıner
Sikkelerin pazarlanmasında
aracılık eden kişiler, Karun Ha-
zinesi'ni kaçıran Ali Bayırlar'ın
haramilerinden yeğeni olan
Ünal Bayırlar ile Neset Ünsal,
Memduh Güvenç ve Ihsan Işık-
lı adlı kîşilerdir. Bunlar da sik-
keleri İstanbul'da kuyumcu Fuat
Aydıner'e sattıklannı şöyle an-
lattılar:
Bilgı Özmut: "Sikkeleri Neşet
ve Ünsal'a verdim. Oniar tslan-
bul'da Fuat'ın adına mal alıriar."
Ünal Bayırcılar: "Neşet Uysai
ile benim fazla paramız yoktu.
Onun için parayı havale olarak
Istanbul'daki antikacı Fuat Ay-
dıner çıkardı. Onun parası ile
onun adına âkkeleri satın al-
dık."
Neşet Uysal: "Paralan Ünal
Bayırcılar ile birlikte alıp bun-
lan tstanbul'da antik para tica-
reti yapan Fuat isimli şahsa de-
vir etük. Bunlar 25 adet Bizans
alünrydı."
Yaykın köyündeki define ola-
yı kısa sürede çevTeye yayılır. De-
dektörlu defineciler koye üşü-
şürler. Biri ağustosta 44, öteki-
si eylülde 49 adet olmak üzere
Roma gümüş sikkelerinden olu-
şan iki ayn define daha bulunur.
44'lük ilk parti Roma gümüş-
lerinin Didim'de el değiştirişini
thsan Isıklı şöyle anlatıyor:
"Fuat Ajdıner bana telefon
etti ve 'Didim'de 44 tane para
verecekler, al bana getir' dedi.
Bana 1.6 milyon lira verdi. 44
parayı aldım, teslim ettim. 50
bin liralık komisyonu Memduh
Güvenç ile paylaştım."
Memduh Güvenç: "Ihsan
Işık, tstanbul'da antikacıhk ya-
pan namı diğer Küçttk Fuat (Fu-
at Aydıner) isimli şahıstan 1.6
Bsrskst
Taançası
dikkaUI bir
k a r *
d&Ryanıa
nüzedeya
iaiztri
kttekstytn-
•tacaktı?
AcakatM
A N T I K A T A L A N I
görevll
rftaü Mf?
milyon liraya 44 adet gümüş pa-
rayı alıp Kusadası'nda teslim et-
ti."
^ l u k Roma gümüş sikkele-
ri ise Fuat Aydıner yerine, baş-
ka bir adrese gidecektir. Bu ad-
resi önümüzdeki gunlerde açık-
layacağım. Bu olaylann mahke-
me ile ilgili bağlantıları konu-
sunda Yüksek Hâkimler Kuru-
lu'nca bir araştırma yapıhnasın-
da da yarar vardır.
Elmah'mn Bayındır köyünde
nisan 1984'te "Yüzyılm Define-
si"ni bulan üç kişinin defineyi
görmesi için Antalya'ya davet et-
Demeter,
ekinleri
simgeler
Bereket tanrıçasıdır.
Ekinleri ve özellikle
buğdayı simgeler. Zeus,
Persephone'nin yılın
üçte ikisini yani çiçek
açma ve meyva verme
zamanını annesi
Demeter ile kışı da
kocası Hades ile
geçirmesine karar
vermiştir. Mevsimler ve
üreme ile bağlantıü bu
öyküdeki Demeter,
heykellerde genellikle
kolunda içi meyve dolu
bir bereket boynuzu ile
gösterilir. Zaman zaman
bir çocuk taşıdığı
olmuştur.
Bu gösterime
bazı değişikliklerle
kısmeti simgeleyen
Tykhe ile barışı anlatan
Irini de uyar. Üçü
arasında en önemli
belirlemeyi heykelin
başındaki öğeler ortaya
koyar.
tiği kişilerden biri de Fuat Ay-
dıner'dir. Nüfus cüzdanında
Mardin 1946 doğumlu yazar.
Babasının adı Îbrahim Aydı-
ner'dir.
Kapalıçarşı esnafınca "Küçük
Fuat" olarak bilinir. "Büyük
Fuat" ise Münih'teki Fuat Üzül-
mez'dir.
Fuat, ne yapar yapar, define-
nin en önemli sikkelerini çaktır-
madan kendisine ayınr. Bu işten
para kazanmakla birlikte, bu
gizleme işinden dolayı başı çok
ağrıyacaktır. ölümlerden döne-
cektir. Bir trafik kazasında ayağı
kırılacaktır. Bir söylentiye göre
ayağı trafik kazasında değil, an-
tika babalarınca kırılmıştır.
Acaba polis, "Küçük Fuaf'ın
trafik kazası sırasında yanında
herhangi bir kişi var mıydı, yok
muydu bunu araştırdı mı? Var
idiyse acaba kimdi? Etoğrusu
araştırmaya değer...
1900 antik Yunan gümüş sik-
kesinden oluşan defınenin en
önemli bölümü daha sonra Bos-
ton'da üç Amerikah ortağa 3.5
milyon dolara saülmıştı.
Bu arada defınenin kokusu
Antalya'da ortaya çıkmaya, po-
Türkiye'de "Sail", Kanauaaa
"Toni" Aydıner.
lis de tutuklamalara başlayınca
Fuat Aydıner, Kapahçarşı'mn
Nuruosmaniye güişindeki sarraf
dukkânını adamlarına terk edip
"tedavi" adı altında soluğu Mü-
nih'te alacaktır.
Burada kendisine "dostlan"
bakacaktır. Vize sorunu nede-
niyle Almanya-Avusturya ara-
sında girdi-çıktı yaparken Anka-
ra polisinin "görüldiigü yerde
tutuklanıp iadesini" isteyen In-
terpol telsizleri yüzünden Al-
manya'ya yeniden bir daha gir-
mekte zorlanır. Süryani olduğu-
nu söyleyerek Alman makamla-
Bereket Tanrıçası Bereket
Tannçası Demeter heykelinin
kaçırılmaya teşebbüs olayı 18
Haziran 1988'deolmuştu.
İstanbul'da Atatürk Havaalam'nda
yakalanan heykel Fuat Aydıner'e
aitti.
Küçük Fuat Fuat Aydıner,
Kapalıçarşı esnafmca "Küçük
Fuat" olarak bilinir. Bir rakip
î grubun ihbarı üzerine İstanbul Mali
şu be s i'nce yakalandığmda, basına
"yüzyılın definesini kaçıran
antikacı" olarak tanıtıldı. Elmalı
Cezaevi'nde şimdi 5 yıllık cezasını
çekiyor.
2 a y n sandık 24 Eylül 1987 ve 29
Nisan 1988'de aynı kişiler, aynı
yöntemlerle iki ayn sandığı, aynı
adrese göndereceklerdi.
Sevkıyatlann biri, insan boyundan
büyük bir Roma İmparatoriçesiydi.
nndan iltica hakkı isterse de ve-
rilmez.
Daha sonra Istanbul'a dön-
meye karar verir. Bir Ingilize ait
sahte pasaportla Türkiye'ye ge-
ri döner. Kendisinin bana anlat-
tığı doğruysa, "Elini kolunu sal-
layarak Kapıkule'den trenle
Türkiye'ye girer." Çarkını çalış-
tırmaya, sağa sola yeni havale-
ler gönderip mallar (sikkeler,
defıneler, mezar taşlan, heykel-
ler, kap ve kacaklar) almaya
başlar.
Haziran 1988'de "Elmalı De-
finesi"nin içyüzünu açıkladı-
ğımda, fırari Fuat Aydıner,
Türkiye'de '1cra-i faaliyet" edi-
yordu. Içişleri Bakanlığa "kırmı-
zı bnlten"le Interpol'e arattığı
Fuat Aydıner'in tstanbul'da iki
yıldır antika kaçınhgınm farkın-
da değildir.
Olayın uzantısı olarak Ordu'-
da bir komiser yardımasımn da
karıştığı olayda Antalya Emni-
yet Müdurlüğü Mali Şube yet-
küileri, 1989 yıhnın başında ba-
şarılı bir operasyonla gerçekten
çok yeni ve önemli bir kaçakçı-
lık olayını Alanya'da ortaya çı-
(Arkası 19. Sayfada)
Bodrıııııcla ıdiLslararası bir aileIşık Sabutay, 32
yaşında bir Türk. 42
yaşında bir Almanla
evli. Cristiano, Fabiano
ve Domiano
adlarmdaki 3 Brezilyalı
zenci çocuğu evlat
edinince ortaya
"uluslararası" bir aile
çıktı.
ÖZCAN ÖZGÜR
BODRUM — "Çocuğn ol-
mayanlar doğayla savasıyoriar.
Tüp bebek peşinde koşuyorlar.
Hâlâ çagımızda bocaya, muska-
ya gidenler oluyor. Niye bu ça-
ba, anne baba olmak için? Oy-
sa anne baba bekleyen o kadar
çok bebek ve çocuk var ki..."
Sözlerin sahibi genç kadın bir
Alman erkekle evli ve üç Brezil-
yalı zenci çoğun annesi. Anne
Işık Sabutay (Bundgens) 32 ya-
şında Türk, baba VValter Bünd-
gens 42 yaşında, Alman. Çocuk-
lar Cristiano 4, Fabiano 3, Do-
miano US yaşında Afro-Brazil...
Işık Sabutay Ankara Iktisadi
Ticari llimler Akademisi'ni bi-
tirmiş. Almancasını geliştirmek
için Ahnanya'ya giden Işık Sa-
butay, birkaç yıl sonra burada
evlenmiş. Bayan Bundgens ile
"çoknlusln" ailesi üzerine söy-
leştik:
— Almanya'da mı evlat
edindiniz?
ANNE BUNDGENS- Eşim
Goethe Enstitüsü'nde öğretmen.
Evlenince Brezilya'ya tayin oldu.
Orada bir Alman okulunda
ikinci müdürlük yapıyor şimdi.
Çocuklanmızı Brezilya'da edin-
dik.
BREZİLYALI ÇOCUKLAR — Işık Sabutay, Almancasını geliştirmek için Almanya'ya gittiğinde, Walter Bundgens ile tanışmış.
Bir süre sonra evlenmişler. Brezilyalı çocukiannın en kiiçügü 2-5, en büyüğii 4 yaşında.
— Çocugunnz olmuyor mu?
ANNE BUNDGENS— Bana
bu soruyu hep soruyorlar. Be-
nim de eşimin de çocuğu oluyor.
Biz evlenirken birkaç yıl çocuk
yapmayahm demiştim. Aslında
ben ne evlenmeyi ne de çocuk
yapmayı düşünmemiştim. Kari-
yer yapmak istiyordum.
— Çocuklara nasıl sahip ol-
dunuz?
ANNE BUNDGENS— Ça-
lışmayı seven biriyim. Ama Bre-
zilya'da çalışma iznim yok. Sı-
kıntıdan ne yapacağımı bilemi-
yorum. Bir gün bir arkadaşım
beni Noel'de Terk Edilmiş Ço-
cuklar Yurdu'na götiirdü. Ço-
cuklara hediyeler götürmüştuk.
Hepsi de acınacak haldeydiler.
Ama ben hiçbir şey duymamış-
tım. Sonra yurt çalışanlarma
yardım etmeye başladım. Artık
haftada iki gün oraya gidiyor-
dum. Bir gün Cristiano'yu gör-
düm. Bir şeyi ilk defa görürsü-
nüz ve kendinizi ondan alamaz-
sınız. Öyle oldu. Karum kayna-
dı. Çocukların içinde en çok
onunla ilgileniyordum. Eve dö-
nünce onu duşünmeden edemi-
yordum. Düşünmekten yorulun-
ca ona sahip olmak istedim. Da-
ha 10 aylıktı. Hazır bebek sahi-
bi olacaktım. Eşim karşı çıkma-
dı... Hemen üzerimize geçirttik.
— Peki diger iki kız, onlan
ayn mı aldınız?
ANNE BUNDGENS —
Cristiano'yu alınca çevremiz-
deki herkes karşı çıktı. Tepki
gösterdiler. "Onu mutsuz eder-
siniz, Avrupa'da dışlanır' dedi-
ler. Bu sözler beni etkilemedi,
ama başka şeyi düşünüyordum.
Ben ve eşim beyazdı, Cristiano
büyüdükçe bu durum ona çeli-
şik gelebüirdi, yalnızlık duygu-
suna kapılabilirdi. Sonunda ona
bir kız kardeş ahnaya karar ver-
dik, ama sonra iki kız aldık.
— Peki bu nasıl oldu?
ANNE BUDGENS — E-
şimle birlikte yurda gittik. Kız
evlat edinmek istediğimizi söy-
ledik. Bize iki kız getirdiler, se-
çim yapacakük! Birini alacak-
tık, diğerini de bırakacaktık.
Olacak iş değildi. Eşya almıyor-
duk. Çocuklar nasıl seçilebüir
ki? Seçim yapamadım. Eşime
ikisini de alalıîn deyince 'cesare-
tin varsa olur' dedi ve ikisini de
aldık.
— "BrezUya, Türkiye, Al-
manya... tleride hangi ülkeye
yerleşeceksiniz?" Bu soruya
Bundgens çifti ayn ayn yanıt ve-
riyorlar:
ANNE BUNDGENS — Bre-
zilya'da kalmayız, ama Türkiye
ya da Almanya'da da kesin ola-
rak yerleşmem. Bir ayağım Al-
manya'da, bir ayağım Türkiy^
de olmalı.
BABA BUNDGENS — Biz
öyle bir aileyiz ki köklerimiz Al-
manya'da, Türkiye'de, ve Brezil-
ya'da. Her ağacın köke ihtiyacı
vardır. Ama kökün de suya...
Hiç kimse köklerini ve kültürü-
nu yitirmemeli. Eğer çocuklan-
mız büyüdüklerinde Brezilya'ya
gitmek, köklerini bulmak ister-
lerse bunu yaparlar. O yüzden
biz bir Almanya'da, bir Türki-
ye'de yaşayacağız.
Bündgens'e "baba olup
olmadığım" soruyoruz:
'=— Baba olmak sürec istiyor.
Baba olmak için eşinizin çocuk
doğurması gerekrniyor. Şu anda
sadece evlatlık çocukianm var.
Büyüdüklerinde bana baba de-
meye devam ederlerse, baba ol-
muşnm demektir."
Aynı soruyu anne Bundgens,
"Eşim söyledL Anne olmak için
de doğurmak gerekmiyor" diye
yanıthyor.
— Peki onların gekcegiııi dü-
şündünüz mü?
— "Biz çocuklanmızı evlat
edinirken onlara mutluluk vaat
etmedik. Biz onlan Pelerino^
dan, bir ormandan söküp aldık.
Onlara sadece eğitim, sağlık ve
en önemlisi yaşama şansı verdik.
Biz olanaklarımızı sunacağız,
onlar geleceklerine karar vere-
cekler. Şimdi sadece sevgi ahp
veriyoruz."
ANTALYA
90 yıhnın
başarılı
• Haber Merkezi —
Beymen'in kültür ve sanat
dergisi STATUS, '1990"ın
En Başanh Kadını'm
seçiyor. Derginin amacınm
günümüzde aktif yaşama
katılan ve çalışma
hayatmda erkeklerin
yanındaki yerini alan
kadmlann, başanlanna ve
yaptıklan işe göre
değerlendirilmelerini
sağlamak olduğu
belirtiliyor. Yılın kadını;
saygınhğı ve güncel yaşamla
ilgisi kabul edilen bir
jürinin bilim, spor, iş
dünyası, sanat gibi
alanlarda bu yıl en başanh
bulduklan adaylar
arasmdan, STATUS
okurlan tarafından
seçilecek. Adaylan saptayan
jüride; Ali Ko^man, Bülent
Eczaabaşı, Prof. Erdoğan
Alkin, Oktay Ekşi, Güneri
Civaoğlu, Ishak Alaton,
Hilmi Yavuz, Dr. Yüdınm
Aktuna, Zülfü Livaneli,
Uğur Dündar, Güngör
Mengi, Hasan Pulur, Eli
Acıman, Ercan Ankh, Halit
Kıvanç, Prof. Emre
Gönensay gibi isimler yer
alıyor.
Kilise, mescit
oluyor
• ERZURUM
(Cumhuriyet) —
Erzurum'da Ermenilere ait
140 yıllık kilise, semt
sakinlerinin isteği ile
mescide dönüştürülecek. 19.
yüzyılda yapıldığı belirtilen
Ermeni Kilisesi'nin mescide
dönüştürülmesi için semt
sakinlerinin isteğini görüşen
Kültür ve Tabiat
Varhklannı Koruma
Kunılu, tarihi kilisenin
özelliğinin bozulmaması
koşuluyla mescit
yapılmasına karar verdi.
Kilisenin mescide
dönüştürülmesi için
harcanacak para, semt
sakinlerince karşılanacak.
PolitiakLsV
fahri doktoriuk
• İZMİR (Cumhunyet Ege
Bürosu) — Ege Üniversitesi
Senatosu'nca fahri
doktoriuk unvanı verilen
Türk-Yunan Dostluk
Derneği Genel Sekreteri
Andrea Politiakis, Izmir'e
geldi. Politiakis'e unvanı, 31
Ekim 1990 günü Ege
Üniversitesi'nde
düzenlenecek törenle
verilecek. Anakent Belediye
Başkanı Yüksel Çakmur'u
ziyaret eden Politiakis,
"Türk ve Yunan
dostluğunun pekiştirilmesi
amacıyla gösterdiğim
cabadan dolayı bana bu
unvanm verildiğini
düşünüyorum. Türkiye ile
Yunanistan arasında 1930
yılında 31 ekim giınünde
Ankara Antlaşması
imzalanmıştı. Bu
antlaşmanın yıldönümünde
unvan alacağîmdan gurur
duyuyorum" dedi.
Politiakis'in 31 ekimdeki
törene çağırdığı Anakent
Belediye Başkanı Yüksel
Çakmur da törene Atina
Belediye Başkanı ile
Atina'daki Göçmenler
Derneği Başkanı'nın
çağırılacaklanm büdirdi.
Develi höytigti
• KAYSERİ (AA) —
Kayseri'nin Develi ilçesinde
bulunan "Develi
Höyüğü"nde arkeolojik
kurtanna kazısı yapılacağı
bildirildi. Kayseri Müze
Müdürü Hamdi Kodan'dan
alınan bilgiye göre 25
eylülde başlayacak kazı
çalışmalannda,
Bizanslılardan kaldığı
tahmin edilen bir kalenin
temelleri ortaya
çıkartılacak. Kodan, kazı
çahşmalannın süresinin
buluntulara bağlı olarak
belirleneceğini de kaydetti.
Festivallî günlerKemer Belediyesi tarafından düzenlenen 1.
Turizm Karnavalı bugün başlıyor. 27 Antalya
Altm Portakal Film Festivali de pazartesi
gününden itibaren gerçekleşecek.
ANTALYA (Cumhuriyet) —
Antalya'da "Festivalli hafta"ya
girildi. Bugün Kemer Belediye-
si tarafından düzenlenen 1. İu-
rizm Karnavalı başlıyor. 27. An-
talya Altın Portakal Film Festi-
vali pazartesi gününden itibaren
gerçekleşecek.
23 eylule kadar sürecek olan
1. Turizm Karnavalı'nın Tür-
kiye'de ilk kez düzenlendiğini
hatırlatan Kemer Belediye Baş-
kanı Mehmet Emin Minta, kar-
naval etkinlikleri arasında tu-
rizm ve çevreyle ilgili panellerin
de yapılacağını büdirdi. Karna-
val süresince Kemer ilçe sokak-
lannda çeşitli animasyon göste-
rileri, geceleri konserler düzen-
lenecek. Karnavalın ilk gecesin-
de Mazhar-Fuat-Özkan, ikinci
gecede Nükbet Dunı ve son ge-
cede Sezen Aksu Ayışığı tesisle-
rinde sahneye çıkacaklar. Her üç
konser için ödenecek para ise 20
bin lira.
Kemer 1. Turizm Karnavalı
sona ermesinin hemen ertesi gu-
nü 24 eylülde ise Antalya'da Al-
tın Portakal Film Festivali baş-
layacak. 27'ncisi yapılacak olan
film festivalinde sinemanın ya-
nı sıra konserler ve tiyatro gös-
terileri de yapılacak.
100 dolayında sanatçı toplu-
luğu 24 eylül pazartesi günü sa-
at 14.00*16 uçakla Antalya'ya ge-
lecekler. Havaalanından alına-
cak sanatçılar daha sonra Cum-
huriyet Meydanı'nda düzenle-
nen korteje katılacaklar.
DYP'li Belediye Başkanı Ha-
san Subaşı'nın "Yılmaz Güney
filmleri de gösterilebilir" açık-
laması ile ilgileri üzerine çeken
Altın Portakal Festivali'nde bu
yıl 19 film yarışacak. Filmlerin
gösterim programı ise henuz
belli olmadı. Bu arada festival
etkinlikleri arasında yapılması
düşunülen "Altın Portakallı
Filmlerin Toplu Gösterimi" için
izin alınamadı.
Ütüyü
prizde mi
unuttum?
"Hanımlann, ev işi telaşı bitmiyor.
Çamaşır, bulaşık, ütü.alışveriş.
yemek... Kaç kez yaşamışımdır aynı
kâbusu. Tam alışverişe çıktığımda,
ütüyü prizde mi unuttum' diyerek
eve koşmuşumdur. Olmadı ama, ya olursa!..
Halk Sigorta'ya Yangın Sigortası yaptırdım.
Şimdi daha rahatım."
C=Halk
Sİ3orta
Bir yaşam geregi