Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16 21 EYLÜL 1990
SONY'DEN
YENİ
WALKMAN'LER
— Japon Sony
firması, DAT
adını verdiği yeni
walkmanleri New
York'ta
düzenJediği bir
basın
toplantısıyla
tatutrj. Bu yeni
teypterde,
standart
kasetlerin uçte
Udsi
büyüklağünde,
ama tam
anlamıyla
compact discler
kadar berrak ses
veren kasetler
çalınabüecek.
(Fototraf: Reuter)
İZMİT
Intihara çocuklarıyla birlikte gitti
MERT AIİ BAŞARIR
Insanların "yaşam hakkı
gibi" ölüm haklannın da bulu-
nup bulunmadığı tartışmalan
yıllardan beri siirüp giderken
dün gazetelere ulaşan bir haber
muhabirleri Kocaeli'nin Körfez
ilçesine çekiyordu: Yirmi beş ya-
şındaki Aysel Ergen adındaki
kadın, kırmızı renkli naylon ça-
maşır ipinin bir ucunu bağladı-
ğı Timuçin (5) ve Tugnıl (3) ad-
lı çocuklarını daha sonra kendi
beline de dolayarak Körfez'in
sulanna bırakıyordu. Ertesi sa-
bah, Hüdai Evcimen adlı bir
yurttaş Güney Mahallesi Sahil
Caddesi'nde sahile vunnuş bu
cesetleri görünce karakola bil-
dirmiş, karakol da bir gün önce
kızlarının kaybolduğunu söyle-
yen babayı bu hazin olaydan ha-
berdar etmişti.
Yirmİ beş yıllık yaşamöykü-
süne sahip Aysel Ergen, babası-
run zoruyla evlendiği Yılmaz Es-
kin'le beş yıl evli kaldıktan son-
ra, geçimsizlik nedeniyle evin-
den iki çocuğuyla ayrdıp baba
evine dönmüştü. Ancak baba
ocağındaki o sıcaklık, yerini
asık suratlara bırakmıştı. Aysel
ve iki çocuk, yedi nüfuslu aile-
de artık fazlalık gibiydi. Evde
dokuduğu halıyla ekonomik çö-
züm arayan Aysel, babasının
"çekip git" bakışlarını geçiştir-
meye çalışıyor, fakat son iki ay-
dır evde bir sinir harbi yasanı-
yordu. Aysel, çözümü önceki sa-
bah kafasında oluşturdu. Ço-
cuklannı gi/dirip eşyalannı top-
ladı. Ev halkı yanlış anımsamı-
yorsa, Aysel'in son söylediği
"pazara çıkryorum" tümcesiydi.
Ancak Aysel ve çocuklan pazar-
dan bir daha geri dönmeyecekti.
Otopsiye göre, suda boğulma
olduğunu söyleyen Körfez Cum-
huriyet Savcı Yardımcısı Tayyar
Cemalalp soruşturmanın bugun
başlayacağını açıklarken Aysel
ve çocuklan çoktan baba ocağı-
nın yakınındaki bir mezarlığa
yerleştirilmişti.
SADDAM
TUVALET
KÂGITLARINDA
— ABD'nin
Roseville kentinde
tuvalet kâğıdı
iıreten Jim
Carlsberg
iirüıüerine bir
yenüik getinneyi
düşündü ve
tuvalet
kâğıtlanna Irak
lideri Saddam
Hiiseyin'in
fotograflaruu
basü.
(Fotoğraf: AP)
HABERLERİN DEVAMI
SHP ve Sağduyu...
(Baftanfl 1. Sayfada)
naksızlaşıyor.
Yönetimdeki iki-başlılık apaçık ortaya çık-
rrnştır artık. Bu açıdan Sayın İnönü haklıdır.
Böylesi koşullarda bir parti, ne seçim kaza-
nabilir, ne de bir mucize olup seçim kazan-
sa, devlet yönetebilir.
Ikisı de dmaz.
O yüzden, Sayın Baykal hiç vakit yitirmek-
sizin genel başkanlığa adaylığını açıklama-
lıdır. Böyiece her iki taraf da kendi lider aday-
ları ve kendi listeleriyle kurultayın hakemli-
ğine başvuracak yolu tutmalıdırlar.
Başka çare yokiur.
Taraflar, eğer SHP'nin uğrayacağı zararı
bir ölçüde hafifletmek niyetini taşıyoriarsa,
daha serinkanlı, daha sağduyuyla davrana-
bilirler. Bu konuda her iki tarafa da görev
düştüğü kanısındayız.
Bu çerçevede dıkkat edilmesi gereken bir
nokta var. Bunun altını çizmek durumunda
olan özellikle SHP Genel Sekreteri ile Mer-
kez Yönetim Kurulu'dur.
Sayın Baykal'la birlikte MYK istifa etmiş-
tir. Yenisi kuruluncaya dek görevlerine de-
vam etmeleri Genel Başkan İnönü tarafından
istenmiş ve bu istek kabul edilmiştir.
Artık MYK'nın bu duruma uygun davran-
ması gerekir. İstifa etmiş, geçici bir heyet,
sanki hiçbir şey olmamış gibi, yazılı yetkile-
rini olduğu gibi kullanamaz. Görülmüş şey
deöildir bu.
Orneğin bir bakanlar kurulu istifa eder; ye-
nisi kurulana dek görevini sürdürür, ama her-
halde vergi yasası çıkarmaya kalkışmaz.
Onun için, SHP'de istifa etmiş olan Mer-
kez Yönetim Kurulu üyelerinin bu ayrımın bi-
lincinde olduklarından kuşku duymuyoruz.
Ama bunun gereğini yapmaktan kaçınmaya
devam etmeleri, kendilerine dönük hizipçi-
lik suçlamalarını güçlendirecektir.
İç ve dış sorunlann ağırlaştığı bir dönem-
de, SHP'nin içinde bulunduğu bu durum
gerçekten talihsizliktir.
Keşke SHP'nin yaşadığı iç mücadelenin
kişisellik boyutu bu denli ağır basmamış ol-
saydı. 0 zaman en azından şunu söyieye-
bilırdik:
Bu canlılık ve kavga hayırlı bir işarettir; çün-
kû ûlkemizin ana sorunlanna yönelik çıktş yol-
landır mücadelenin temelinde yatan; çözüm
arayışlannda yer etmiş kısır döngüyü kırmaktır
söz konusu olan; bir yaratıcılık, bir doğum ön-
cesinde yaşanan bir altûst oluştur bugün ta-
nık olunan.
Yazık ki bugün bunları söyleyemiyoruz; zi-
ra SHP'dekı durum bu değil.
SHP'de genelge savaşı Yılmaz ve GüzePden Akbiılut'a suçlama
'Körfez'in karnı biraz şişkirf
(Boştorafı 1. Sayfada)
vcrdi:
"— Güneydoga'da bu yıl NA-
TO uıtbikatı yapılmayacaguıı,
ancak önümüzdeki yıl için böy-
le bir tatbikatu oidnguna söy-
kmiştiniz. Bn ne zaman ya-
pılacak?
TORUMTAY — Güneydo-
gu'da değil ama, diğer bazı böl-
gelerde planlanmış tatbikatlar
var. 1991'de milli tatbikatlanmız
olacak. Güneydoğu'da da tathi-
katımız var, ama NATO tatbika-
tı değil.
— Güneydogn'dald bn miUİ
tatbOtatın taribi nedir?
TORUMTAY — Şu anda söy-
lemem mümkün değil. O kadar
çok tatbikat var ki cetvele bak-
tnam lazım. Silahlı Kuvvetler-
de yıUardan beri bütün ordu
bölgelerinde harp oyunlan, ma-
nevralan yapıbr. Bunun için biz
her sene eylül veya ekim ayında
tatbikatlar kitabı yayımlanz.
Çok aynntılıdır. trili ufaklı o ka-
dar çok tatbikat var ki Harekât
Başkanımız bile bir anda söyle-
yetnez. Bunlar eğitimin aynlmaz
bir parçasıdır.
— Son Körfez krizi konvan-
siyonel savaşlann hiçbir zaman
ortadan kalkmayacagı gerçeghıi
ortaya koydu. Türkiye, bu du-
ram da göz önnnde bnJundurn-
husa askerttkle BgiH yeni düzen-
kmeiere gttmeyi diipiınrjor mn?
TORUMTAY — Askerlik sü-
resinin kısaltümasıyla ilgili bir
çalışma yok. Ama ordunun yıl-
lardan beri kendi kendini yeni-
leme çabşmaları vardır. Eğitim-
de devamlı yeni yöntemler ara-
nır, bulunur. Nitekim, ber tatbi-
katta dünyanın parasım harcıyo-
ruz. Her birinden dersler çıka-
nyoruz. Çıkardığunız sonuçlar-
dan bazen teşkilat degişikliğine
gideriz. Diğer dünya ordulan gi-
bi biz de kendi kendimizi veni-
lemek zorundayız. Bunun için
bu kadar masraf yapıyoruz. Bu-
nun dışuıda eğer seferberliği so-
ruyorsanız, şimdi böyle bir şey
yok.
— Ordunun profesyonelleşti-
rilmesi konusu zaman zaman
gündeme geldi. Uzman çavuş-
larda olduğu gibi. Bu bâlfi ge-
çertimi?
TORUMTAY — Süahlı Kuv-
vetler'in bir kısmı profesyonel-
dir. Fakat erlerimiz profesyonel
değiidir. Uzman çavuş meselesi
yavaş yavaş genişietiliyor. Daha
iyi koşullar yaratıldı. Sayılan
geçmis yıllara göre artnuş du-
rumda. Bu müessese yerine
oturmaya basladı. Erlerde ise bir
değişiklik yok. Erleri profesyo-
nel yapmak için dünyanın mas-
rafıru yapmak lazım. Buna büt-
çe dayanmaz. Sonra bizdeki as-
kerlik hizmetinin geleneksel ola-
rak ayn bir anlamı var. Şimdi-
lik uzman çavuşlann ötesinde
ayn bir uzmanlaşma yok.
— Son yıOardakimyasal sflah
tebdidinin artbğına ilişkin gös-
tergeter var. Bn yönde ordnda
yapılao yenilenme çerçevesinde
ba silahlara karşı yeni tedbirter,
takttkler getiriliyor mn?
TORUMTAY — Kimyasal si-
lahlar konusunda bildiğiniz gi-
bi bizde bunun silahı yok. An-
cak konınma teçhizatı yaygın
bir şekil alıyor.
— Tatbikatiann çok panab
oldngiınn söylediniz. Ornegin
bu tatbikat kaça mal oldu?
TORUMTAY — Ordu komu-
tanından henüz faturasını
almadım.
— Knvevt'te 350 bin Irak as-
keri ve binleroe tank olduğu soy-
leniyor. Bu miktar askeri açıdaıı
ne derece önemlidir?
TORUMTAY — Bu, küçük
bir yer için oldukça sayısı fazla
bir kuvvettir. önemli olup ol-
madığını bUemem. önemJi de-
yince işin içine kalite girer. O ko-
nuda ben bir şey söyleyemem.
Kendi Silahlı Kuvvetlerim hak-
kında söyleyebilirim ancak. Ka-
litelerini bilmiyorum. Tabii istih-
barattan birçok bilgi alımyor,
ama şimdilik bizim de sizin bil-
diğiniz gibi ancak sayısı üzerin-
de bilgimiz var. Kuveyt'teki Irak
kuvvetlerinin sayısı oldukça
yüksek.
— Şu anda karşı tarafın bir-
liklerine göre daha önemli bir
sayı taşıyorlar. Bu ise bazı kay-
nakiarca saldın isareti olarak
degerlendirüiyor. Siz nasd gorii-
yorsnnuz?
TORUMTAY — Bu konuda
ben mukayese yapamam. Her-
hangi birşey söyleyemem. Isin si-
yasi ve askeri yönde kabul ede-
ceğiniz gibi gizli yönleri var.
— Son geiişmeler sıcak bir ça-
tışmaya gebe midir? Gelişmele-
ri Türkiye-Irak iliskikri açısın-
dan naai degcriendiriyorsnnnz?
TORUMTAY — Sıcak bir ça-
tışmaya gebe olup olmadığinı
bilmem ama, dışardan bakarsa-
nız biraz karnı şişkin görünüyor.
Bu konuda kehanette buluna-
marn. Temennim her şeyin en
iyisidir. Ne bizim Irak sınınnda,
ne de Irak'ın bizim sınınmızda
herhangi bir askeri yığınağı yok.
Biz sadece önlem olarak Hava
Kuvvetleri'nin de dahil olduğu
birkaç birligimizi her ihtimale
karşı hazır bulunduruyoruz.
— Arjantin'in de Körfez'e
knvvet gönderdigl yolunda bil-
giler alınıyor. Bizde de böylesi
bir hazıruk var mı?
TORUMTAY — Bu konuda
size özel bir şey söyleyemem,
ama tahmin edeceğiniz gibi Si-
lahlı Kuvvetler her zaman her
türlü ihtimale karşı çeşitli hazır-
lıklar içindedir.
— Trakya'da yapüması plan-
lanan Karariılık Tatbikatı'nın
NATO tarafından erteietunek is-
tendigi, ancak Türkiye'nin bu
konuda ısrarlı (Aduğu öne scirüJ-
dü. Bu iddialann dogrnluk de-
recesi nedir?
TORUMTAY — Biz de bir
ara öyle bir şey duyduk. öyle bir
söylenti kulağımıza geldi. Ama
programda bir değişiklik yok.
Özal profesyonel ordu
için ne demişti?
Cumhurbaşkanı Turgut özal,
haziran ayında yapılan llk
Hedef-90 latbikatı sırasında
profesyonel ordudan yana oldu-
ğunu söylemişti. özal, Silahlı
Kuvvetler'in eünde bulunan mo-
dern araç ve gereçlerin profesyo-
nel ekipler tarafından kullanıl-
ması gerektiğine isaret ettiği ko-
nuşmasında şöyle demişti:
"18 aylık askerlerle bu mo-
dern araçlann knllanılması kâ-
fi degJl. Silahlı KuvveÜerimizin
profesyonel elemanlaruun arttı-
nlması gerekiyor. Tanklan kul-
lananlann bile ileride profesyo-
nel olması, yani 18 aylık asler
olmaması icap eder diye düşü-
nüyorum."
(Baştara/ı I. Sayfada)
bildiren bir yazının hazırlığı
içinde olduğu belirtildi. Genel
Sekreter Deniz Baykal'ın da ge-
nel başkan adaylığını bugün bir
basın toplantısı düzenleyerek
açıklaması bekleniyor. Bu ara-
da Inönü'nün pazanesi yapıla-
cak parti meclisi toplantısına
katılıp katılmaş acağı henüz ke-
sinlik kazanmadı.
3 genelge
Kurultay hazırlıkları için
MYK'nın Inönü'nün katılmadığı
geçen salı günkü toplantısında alı-
nan kararlar dün bir genelge ile
örgüte duyuruldu. Kurultay gü-
veıüiğinin sağlanması için her il-
den üç kişinin görevlendirilmesi is-
temini de içeren bu genelgenin ya-
yımlanmasından sonra Genei Baş-
kan Erdal tnönü bir başka genel-
ge yayımlayarak "Kendi imzasının
olmadığı karar ve genelgelerin ge-
çersiz olduğunu ve buna ujulma-
ması gerektiğini" bildirdi.
Inönü'nün bu genelgesinden
sonra, Baykal ve arkadaşlan de-
legelere gönderilmek üzere, ye-
ni bir yazının hazırhğına giriş-
tiler. Yazıda partinin içine düş-
tüğü durum ve genel başkan ve
MYK arasındaki farklı kararla-
ra değinilıyor. Bu konuda esas
yetkinin kurultaydan sonraki en
yetkili organ olan parti mecli-
si nde olduğu vurgulanıyor.
Baykardan açıklama
beklentisi
Bu arada Genel Başkan Erdal
Inönü'nün "aday ol" çağrıları-
na bugüne kadar "kesin" bir
yanıt vermeyen Genel Sekreter
Deniz Baykal'ın, bugün düzen-
leyeceği bir basın toplantısı ile
genel başkan adaylığını açıkla-
yacağı ileri sürülüyor. SHP ku-
lislerinde dün akşam saatlerin-
de yaygın olarak konuşulmaya
başlanan iddiaya göre, Baykal'-
ın bugün saat 13.00'te Diyarba-
kır'da yapılacak bölge tgplantısı
öncesinde adaylığını açıklayaca-
ğı kaydediliyor.
İnönü'nün kabulleri
SHP lideri İnönü, dün sendi-
ka ve dernek başkanlan ile mes-
lek kuruluşu temsücUerini kabul
ederek görüştü. Sabah önce ge-
nel merkezde bağımsız ve Türk-
İş'e bağlı 15 sendikanın genel
başkan ve yöneticileriyle görü-
şen tnönü, daha sonra
TBMM'deki grup orasmda 26
dernek ve meslek kunıluşunun
temsilcilerini kabul etti.
İnönü, genel merkezde sendi-
ka yöneticileriyle yaptığı toplan-
tıda bu göriişmeleri daha önce-
den yapmak istediğini, ancak şu
andakinin özel bir nedeni olma-
dığinı vurguladıktan sonra,
SHP'nin kurultaydan daha güc-
111 çıkarak sendikalarla daha iyi
bağlar kuracagını anlattı.
Tekstilcüerin gözü Ozal'daANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — ABD ve ATden koU-
lann arttırılması konusunda
bekledikleri ilgiyi göremeyen
tekstilciler, umutlannı Cumhur-
başkanı Turgut Özal'ın temasla-
rına bağladılar.
Cumhurbaşkanı Turgut
özal'ın ABD Başkanı Bush ile
yapacağı görüşmede kota konu-
sunu gündeme getirmesini bek-
leyen tekstilciler, ekim ayuıda da
AT nezdinde üst düzeyde yapı-
lacak siyasi görüşmelerin kota-
lan önemü ölçüde yükselteceği-
ni umuyorlar. Körfez krizi nede-
niyle ağır bir farura ödemek zo-
runda kalan Türkiye, ABD'den
tisört, pantolon gibi kategoriler-
de ytizde 100'lük, diğerlerinde
yüzde 50'lik, AT'den ise ilk ka-
tegorilerde yüzde 50'lik, diğer-
lerinde yüzde 30'luk kota arttı-
nmı bekliyor.
Türkiye, ABD'ye yönelik teks-
til ihracatını arttırma hesapları
yaparken ABD Temsilciler Mec-
lisi, önceki gün 1991 yılı için ge-
nel ithalat kotalarının sadece
yüzde 1 düzeyinde genişletilebil-
mesini karara bağladı.
Türkiye'nin kotalann yüzde
100 arttınlması istemi, ABD'de
bu düzeyde yüksek bir artışın
Uzakdoğu başta olmak üzere
tekstil ihracatçısı diğer ülkelerin
de benzer taleplerine zemin
oluşturabileceği kaygısı yarattı.
ABD yönetiminin tekstil kotala-
nnda yapmayı planladığı artışın
kesin oranı ve hangi mallar için
geçerli olacağı, önUmüzdeki
günlerde NVashington'da yapıla-
cak üst düzey siyasi ve teknik
görüşmelerde netlik kazanacak.
Öte yandan Türkiye ile ABD
arasındaki tekstil anlaşmasının
geçerülik süresi 1991 haziranın-
da dolacak.
Ancak AT teknisyenleri ile
özel sektör temsilcileri arasında
yapılan öngöriişmelerde toplu-
luğun, Türkiye'ye uyguladığı
tekstil kotalannda yılda sadece
vüzde 3-6.5 gibi düşük oranlar-
da bir genişletme yapma eğili-
minde olduğu ortaya çıktı.
Bu eğilim üzerine tekstil ihra-
catçılarının, aşamalı kota geniş-
letmesi yerine Türkiye ile toplu-
luk arasındaki işbirliği progra-
mmda yer alan karşılıkü ticare-
ti arttırma önlemlerinin bir an
önce uygulamaya konulması is-
teminde bulunma eğiliminde ol-
dukları öğrenildi. Bu arada AT
ile Türkiye arasında geçerlilik
süresi yıl sonunda dolacak olan
tekstil anlaşmasının yenilenme-
si çaüşmalannın da 15-19 ekim
tarihlerinde yapılması bek-
leniyor.
ABD Temsilciler Meclisi'nin
kotalan yüzde 1 oranında arttır-
ması karanrun fazla bir şey ifa-
de etmediğini savunan tstanbul
Tekstil ve Konfeksiyon thracat-
çı Birlikleri Genel Sekreteri Tlın-
cer Öğün, ABD'de önümüzde-
ki hafta yapılacak temaslarda
Türkiye için ayncalıkh bir sta-
tü yaratılması konusunun gün-
deme getirileceğini bildirdi.
Giyim Sanayicileri Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı Hasan
Arat da ABD Temsilciler Mec-
lisi'nin kotalan yüzde 1 oranın-
da arttırma kararmın ABD Baş-
kanı Bush tarafından veto edil-
mesine kesin gözüyle bakıldığı-
nı vurgulayarak "Türkiye'nin
kabul edemeyeceği bu oran mut-
laka daha vukan>a çekilecektir.
Eğer olumlu netice elde edile-
mezse Türkiye konumunu yeni-
den duşüaür" dedi.
Eski TİSK Başkanı Halit Na-
rin de ABD ve AT'nin kotalarla
ilgili olarak aldığı kararlan eleş-
tirerek "Körfez krizinde bu de-
rece fedakârük yapan Türkiye^
yle böylesine çirldn pazarlıklar
yapdmamalıydı. Cumhurbaşka-
nı Turgut Özal'ın bir formül bnl-
masını temenni ediyorum. Eğer
bulunamazsa da yüzde l'ler için
pazariık yapmamalıyız. Türkiye
bu çirldn kota sistemi dışına çık-
tıgını ilan ediverir" dedi.
VEFATLAR
İÇİN
Yurtiçi, yurtdışı cenaze nakfe-
dilir, cenaze ilaçlama, malze-
rne, tabut. bütün iştemler has-
sasiyetle, süratle yapılır işlei-
mede aynca 18 ambülans
mevcuttur. Cenaze ilanlannda
hizmet bedeli alınmaz.
İSLAM CENAZE İŞLERİ
147 20 06 - 140 68 86
Mesul Mûdür
Hafn VELİ EROEMİR
SHP Genel Başkanı, olağa-
nüstü kurultaya da değinirken,
"Tabii biraz dağınıklık manza-
rası oluyor. Bir genel başkanlık
yanşı var. Birkaç gündttr gitti-
ğira yerlerde görmedigim canlı-
lıgı şimdi göriiyonım. Bn canlı-
lık kurultay sonunda dışa
yönelecek" dedi.
İnönü, öğleden sonra Fransa
Millet Meclisi Dışişleri Komis-
yonu Başkanı Mkbel Wouze0e^
yi kabul ederek bir süre görüş-
tü. inönü, görüşmede partisinin
Körfez krizi ile ilgili görüşlerini
dile getireceğini ve Fransa'nın bu
konudaki düsüncelerini öğrene-
ceğini belirtti. Körfez krizinin
banşçı yollarla çözühnesini iste-
diklerini yineleyeıi tnönü, "Uln-
sal çıkarlanmızın ulusal sınırlar
içinde korunması gerektiğine
inanıyoruz" dedi.
İnönü'ye görkemli
karşılama
Öte yandan Cumhuriyet mu-
habiri Ali Doğan'ın bildirdiğine
göre SHP Genel Başkanı Erdal
İnönü kurultay öncesi delegeler-
le 4. sohbet toplantısını yapmak
üzere geldiği Gaziantep'te gör-
kemli bir biçimde karşılandı.
SHP lideri aralannda millet-
vekilleri Fikri Sağlar, Sedat Do-
gan, Mehmet Moguitay, Turkan
Akyol, Hasan Zengin, Turan
Beyazıt, Ömer Çiftçi, Ömer
Miski, Kazım Özer, Abdölkadir
Ateş, Mustafa Yılmaz, Tahir Kö-
se, Ekrem Kangal, Güneş Gür-
sder, Cevdet Selvi ve Fuat Erçe-
tin'in de bulunduğu 20 kadar
milletvekiliyle Gaziantep'e hava
yoluyla geldi. Havaalanında il
başkanı Bahattin Bozgeyik,
Anakent Belediye Başkanı Ce-
lal Dogan ile kalabalık bir par-
tili ve halk topluluğunca karşı-
lanan İnönü, 100'ü askın araç-
tan oluşan bir konvoyla il bina-
sına gitti. Burada da "İnönü
başkan" "Adayımız İnönü" slo-
ganlan atan Anteplilerce karşı-
lanan İnönü, otele kadar halk-
la birlikte yürüdü.
12 kişiden oluşan Antep dele-
gasyonunda 3 delegenin Bay-
kal'ı, 9 delegenin ise Inönü'yü
desteklediği öne sürülüyor.
Inönü'nün toplantısına 10 ilden
temsilciler çağrılırken, Baykal'ın
bugün Diyarbakır'da yapacağı
toplantı için de 13 ilin temsilcile-
rine çağn gönderildi. Bu illerden
Şanlıurfa, Malatya, Adıyaman,
Hatay, Diyarbakır ve Mardin'e
Inönü'nün yanı sıra Baykal'ın da
çağrı göndermesi sorun yarattı.
Delegelerin hangi çağnya uyacak-
ları İnönü ile Baykal arasında,
tertilıin göstergesi olacak' yorum-
larına yol açtı.
Inönü'nün pazartesi top-
lanacak parti meclisi toplantısı-
na katılıp katılmayacağı kesin-
leşmemekle birlikte, MYK'mn
"yetki tazdemesi" yapacağı bu
toplantı "iki başiıiığın bir baş-
ka göstergesi olarak" İnönü
yanhlarınca eleştirildi.
Parti Mecüsi'nde Baykal'a ya-
kın 35 üye, İnönü'ye yakm 5 üye
bulunuyor. 4 üye yeniükçi grup-
tan, 1 üye ise ortada. Erdal Inö-
nü'nün PM toplantısına katılıp
katılmayacağı açıklığa ka-
vuşmadı.
Süper
(Baştarafı 1. Sayfada)
kaya ile Devlet Bakanı Ercü-
ment Konukman saat 22.00 -
22.30 arasında toplantıdan çık-
tılar. Toplantıya girerken Baş-
bakan Yıldırım Akbulut Kör-
fez'e asker gönderme konusu-
nun ele alınmayacağını söyledi.
Dışişleri Bakanı' Bozer de bu ko-
nunun toplantıda ele alınmadı-
ğını bildirdi.
Devlet Bakanı Mehmet Ya-
zar, Bakanlar Kunılu'nda genel
sağlık sigortası konusundaki de-
ğerlendirmelerin yeniden ince-
lendiğini, bu konunun önümüz-
deki günlerde Bakanlar Kuru-
lu'nda ele alındıktan sonra Mec-
lis'e sevk edileceğini söyledi.
Yazar, süper emeklilere her ay
ilk ödediği miktara uygun ola-
rak değişik tutarlarda ödeme
yapılaeağinı, ancak bu konunun
ANAP gnıbunda görüşüldük-
ten sonra Meclise sevk edilece-
ğini belirtti. Yazar, aylık 300 bin
lira civarında bir ödemenin dü-
şünüldüğünü söyledi.
1-5 yaş arası
çocuklannıza bakılır.
Tel: 571 72 88
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — ANAP genel başkan
adaylan Hasan Ceial Güzel ve
Mesut Yılmaz, delege seçimle-
rinde yapılan usulsuzlükler ne-
deniyle Başbakan Yıldırım Ak-
bulut ile ANAP Teşkilat Başka-
nı Orhan Demirtas'ı suçladılar.
Eski Dışişleri Bakanı ve Rize
Milletvekili Mesut Yılmaz, Teş-
kilat Başkanı Orhan Demirtas-
ın tarafsızhğını yitirdiğini savu-
narak, "Antidemokratik yollara
tevessül edenler veya se>irci ka-
lanlar ister Teşkilat Başkanı, is-
ter il, ister ilçe başkanı olsunlar,
partiyi ileriye değil, geriye
götürûrler" dedi. Hasan Celal
Güzel ise delege listelerinin ev-
lerde hazırlandığını belirterek,
Başbakan Yıldırım Akbulut'a,
"Sübjektif dnygulannızı bir ke-
nara bırakıp tarafsızlıgınızı ko-
nıyun, tabanı küstünneyin" di-
ye seslendi. İki genel başkan
adayı da, MKYK'mn her hafta
toplanarak delege seçimlerinde-
ki usulsüzlüklere ve kongrelere
müdahale etmesini istediler.
ANAP'ın dün toplanan grup
toplantısında, genel başkan
adaylan Güzel ve Vilmaz söz
alarak, delege seçimlerindeki
usulsüzlü 'er nedeniyle Başba-
kan Akbmut ve Teşkilat Başkan-
hğı'na ağır eleştiriler yönelttiler.
Grupta ilk sözü alan Mesut Yıl-
maz, Teşkilat BaşkanlığYnın tu-
tumu nedeniyle kongrelerin se-
Jametinin tehlikeye düştüğûnu
söyledi.
Ydmaz, çok sayıda mületveki-
linin alkışları arasında sürdür-
düğü konuşmasında, Başbakan
Akbulut'un, kongrelerin "huku-
ka uygun" bir biçimde yapılma-
sına ilişkin taahhudünü hatırla-
tarak, "Fakat birçok yerde bu
taabhude gölge duşürecek uygu-
lamalar yapıldıgını gördüm" de-
di. Kartal ilçesindeki delege se-
çimlerini örnek veren Yılmaz,
"Bu seçimde kongre yönetmeli-
ğinin bütün hükümleri ihlal
edilmiş, işin daha da acısı, bu
olayda İstanbul İl Başkanı, Teş-
kilat Başkanı taraf olduklannı
tescil etmişlerdir" şeklinde
konuştu.
Yılmaz, konuşmasını şöyle
sürdürdü:
"Genel başkanumz sık sık bir-
lik beraberlik çagnsı yapıyor.
Oysa antidemokratik uygulama-
lar büiik beraberliği bozucudur.
Teşkilat Başkanımız taraf oldu-
gunu ortaya koyduğuna göre
MKYK'nın meseleye sahip çıka-
rak bütün ihtiiaflı yerlerde, Kar-
tal gibi yerlerde, bundan sonra
hazırianacak senaryolara göre
delege seçimi yapılacak yerlere
görevü tayin edip, bizzat seçim-
lere nezaret etmesi gereklidir."
Hasan Celal Güzel ~
Genel başkan adaylanndan Ha-
san Celal Güzel de sözlerine,
"Ksrşınızda bir genel başkan ada-
yı olarak değil. partisini seven bir
milletvekili olarak bulunuyorum"
diyerek başladı. Delege seçimleriy-
le ilgili olarak Yılmaz'ın yeterince
somut örnek verdiğini beiirten
Güzel, ANAP'ın 3 haziran seçim-
lerinden bu yana "canlanmaya
başladığını" söyledi. Bu canlan-
raanın parti içindeki hareketlilik-
ten kaynaklandığını savunan Gü-
zel, "Bazı şartlar gerçekieşirse
1987, harta 1983 seçimlerindeki
durumumuza yeniden ulaşabiliriz.
Ama demokrasive. hakkaniyete
çok dikkat etmek dunımunda>ız"
diye konuştu. Güzel, sözlerini
özetle şöyle sürdürdü:
"Paıiimiz şimdi bir sınavdan
geçiyor. 15 güoden beri delege se-
çimleri vapılıyor. Ama bu seçim-
ler hakkaniyete uygun, demokra-
tik biçimde yürütülmiiyor. Evler-
de delege listeleri hazırianıyor, se-
çim yaptırılmıyor.
Sayın Başbakan, siz de genel
başkan adayı olabilirsiniz. Ama
sizin, sübjektif duygulannızı bir
tarafa bırakıp larafsızlığınızı ko-
rumanız lazım. Bunun çok zor ol-
duğunu biliyorum. Ama tarafsız-
lığınızı konımanız lazım. Partimi-
zi dava mı edetim? Haksızlıklan
kime şikâyet edelim?
Delege seçimlerinin demokratik
biçimde yürutülmea üç bakımdaa
önemlidir. Bunlardan en az onem-
lisi genel başkanlıkbr. Belki de
tensip buyurursanız, ben genel
başkan seçileceğim. Ama kim se-
çilirse seçilsin partimiz daha ileri
gidecektir."
Güzel'in bu sözleri gülüşmele-
re yol açtı ve alkışlandı. Güzel,
ikinci olarak delege seçimlerinin
"9 ve ilçe başkanlannın seçimi"
açısından önemli olduğunu vur-
guladı. "Ama en önemlisi üye-
lere, tabana verilen değeri gös-
tennesidir" diyen Güzel, sözle-
rini şoyle sona erdirdi:
"Bizim parumizde büiyorsunuz,
üjelere sadece üç yıida bir deiege
seçimleri için başvuruluyor. De-
mokratik iıyelik fonksiyonlanm
sadece liç yılda bir delege seçim-
lerinde yerine getiriyorlar.
Boyle bir demokratik fonksiyo-
nu da onlardan esirgerseniz onlan
partiye nasıl bağlarsınız?
Bakın Turgut Özal, en fazla se-
vilen bir liderdi. Ama onun sevil-
mesi, meziyetleri, 26 Mart seçim-
leriode başanlı olmamıza yetme-
di. Tabanı kustürmeyin. Eğer ta-
banı kiistüriirsek başanh olama-
yız. Partimiziıi başansı, bu secim-
lerin adil, durüst yapılraasıdır. Bu
seçimler konusunda bize ulaşan
bilgiler son derece endise verici,
üzüntü verici.
Müsaade ederseniz, sözlerimi
musamahasına sığınarak saym ge-
nel başkan gibi bidreyim. Diyor-
sanız ki eger, evlerde toplaoıp de-
lege seçeriz, ben bir şey söylemi-
yorum. Buyrun vapın."
ye bağırdılar. Demirtaş da "Me-
sut Bej'i kastetmedim" karşüığı-
nı verdi. Yılmaz yanlısı Rize Mil-
letvekili Şadan Inzcu'nun "Beni
mi kastediyorsun?" sorusuna De-
mirtaş, "Hajır" yanıtını verince
Mesut Yılmaz sataşma olduğu ge-
rekçesiyle söz alarak kürsüye gel-
di. Yılmaz, "Demirtaş'ın mesele-
ye acıklık getirmek yerine daha da
karanlığa bönindürdüğünii" sa-
vunarak, "Artık kendisinin taraf-
sızlığına güvtnimiz kalmamıstır.
Bu Teşkilat Başkanı ile sagiıkh
kongre yapıJamaz" dedi. Yılmaz,
Rize milletvekili olmasının yanı sı-
ra MKYK üyesi olduğunu, bu ne-
denle tüm kongrelere "müdakil
oiabaecegmi" söyledi. Yümaz, De-
mirtaş'ın enflasyonla ilgili sözle-
rine de, "Biz enflasyonun, bir ba-
kan arkadasımızın şahsi mesdesi
olduğunu biliyordak. Denek ki
Orhan Bey'in de şahsi
meselesiymiş" karşılığını verdi.
Yılmaz'ın konuşması alkışlandı.
Akbulut bol şans diledi
Demirtaş kürsüde
Eleştirilere hedef olan Teşkilat
Başkanı Orhan Demirtaş da da-
ha sonra söz isteyerek, kendisinin
birinci meselesinin enflasyonla
mücadele olduğunu, o nedenle de-
lege seçimleriyle ilgilenecek fazla
zaman bulamadığinı söyledi. De-
mirtaş bu sözleri söylerken bazı
milletvekilleri laf attılar. Demir-
taş, Mesut Yılmaz'ın adamlannı
Kartal ve Bakırköy kongrelerine
gönderdiğini belirterek, "Bu bir
bizip harekeudir. Rize neresi, Kar-
tal neresi" dedi.
Demirtaş'ın bu konuşması üze-
rine Rize milletvekilleri ayağa kal-
karak "Kimi kastediyorsua?" di-
Daha sonra kürsüye gelen Baş-
bakan Akbulut, sorunlann büyü-
tülmemesini istedi ve "birlik be-
raberiiğin korunması" isteğini yi-
neledi. "Hasan Bey'in söylediği gi-
bi partimiz iyiye gitmektedir" di- '
yen Akbulut, delege seçimlerinin >
parti tüzük ve yönetmeliklerine j
uygun yapılacağı sözü verdi. Ak- !
bulut, "Kazanamayanlar kalkıp
da kazanamadık demezler. Maze-
reüer beyaa ederler" dedi.
Başbakan Akbulut, Teşkilat
Başkanı Orhan Demirtaş ve -
Yardımcısı Ercan Vuralban ile
yapüğı toplandıda, MKYK'mn
önümüzdeki hafta içinde top- . ı
lanmasını istedi. -rd
A nayasaMahkemesVneyanıt:
Akbulut: Kararı
iptal edemezsîniz
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Başbakan Yıldırun Ak-
bulut tarafından ANAP adına
Anayasa Mahkemesi'ne bir ya-
zıgönderilerek, "hükümeteya-
bancı ülkelere silahlı kuvvet
gönderme ve ülkede yabancı as-
ker bulundurma" izni veren
Meclis kararının iptal edileme-
yeceği savunuldu. SHP'nin "iz-
nin iptali" yolundaki başvuru-
su üzerine mahkemeye gönderi-
len yanıtta, iznin anayasal ya da
idari yargı denetimine girmedi-
ği ve Anayasa Mahkemesi'nce
iptal edilemeyeceği savunuldu.
SHP'nin, hükümete verilen
iznin "yetki devri" olduğu ve
iptal edilmesi gerektiği iddiasıy-
la 11 eylülde açtığı davayı ince-
leyen Anayasa Mahkemesi Ra-
portörü'nün, Mecu's'in kendisi-
ne ait yetkiyi bir başka organa
devrettiği ve bu nedenle iznin ip-
tali gerektiği yolunda görüş bil-
dirdiği belirtilmişti.
Bu gelişmelerden sonra dün
Başbakan Yıldınm Akbulut,
"TBMM iktidar partisi adına,
genel başkan ve grup başkanı"
sıfatıyla Anayasa Mahkemesi'-
ne bir yanıt yazısı gönderdi.
Akbulut'un yanıt yazısında,
SHP'nin başvurusunun esasa
girilmeksizin usulden reddedil-
mesi istendi ve "Aksi takdirde
anayasanın üstünlüğü ve bütün
organ ve kisüeri baglayıcı ilkesi
görmezlikten gelinmiş
sayılacakür" denildi.
Yazıda özetle şöyle denildi:
"Bu karar yasama meclisin-
den çıkmış, fakat maddi mahi-
yeti itibanyla idari nitelik taşı-
yan bir karardır. Anayasada
özel bir huküm bulunmadığı
için Anayasa Mahkemesi'nce
denetlenemez, ancak organik
bakundan idari nitelikte olma-
dığı için de idari yargı tarafın-
dan denetlenemez. Meclis bu
karan almakla yasama yetkisi-
ni devretmiş sayılamaz."
Asil Nadîr sorguya çekildi
(Baştarafı 1. Sayfada)
seler üzerindeki ahm satım iş-
lemlerini askıya aldırdı. Hisse
senetlerinin düşmesini, Asil Na-
dir'in dün 1 milyon 250 bin his-
se daha almasının da önleyeme-
diği bildirildi. Polly Peck Yöne-
tim Kurulu'ndan yapılan kısa
açıklamada yeni bir açıklama
yapılıncaya kadar işlemlerin as-
ktya ahndığı belirtildi. Ayrıntılı
bilgi verilmedi. PPI'ya bağlı
Türkiye'deki Vestel gnıbu yöne-
ticileri de dün akşam saatlerin-
de arandığında, "bütün gün
ofislerine gelmedikleri" ifade
edildi.
Dünkü düşüşten sonra Asil
Nadir'in kişisel zarannın 165
milyon sterlin (dünkü kurlar
üzerinden 853 milyar 215 milyon
lira olduğu hesaplanıyor). Na-
dir'in bir süre önce şirketteki
hisse oranını 20 milyon sterlin
harcayarak yüzde 28.24'e yük-
selttiği belinib'yor. Dünkü işlem-
lerde Polly Peck'e ait 7.9 milyon
hissenin bir anda elden çıkarıl-
dığı anlaşılıyor. Bu hisselerin
kim tarafından satın alındığı be-
h'rlenmedi.
Polly Peck şirket hisselerinde-
ki düşuşün dün aniden tırman-
ması, Ingiliz BBC ve ITV tele-
vizyonlarmın haber bültenleri ile
özel ekonomi programlarında
ön haber olarak kamuoyuna du-
yuruldu. Asil Nadir'in dün 1
milyon 250 bin hisse daha satın
aldığı, ancak bunun hisse değer-
lerinin düşmesini önleyemediği
bu haberlerde yer aldı. Aynca
önceki gün "Ağır Dolandıncıhk
Bürosu"nun Polly Peck'le ilişki-
si olduğu sürekü iddia edilen So-
uth Audly Management Şirke-
ti'nde de arama yaptığı -
açıklandı.
Bu geiişmeler üzerine Asil
Nadir'in "Ağır Dolandıncıhk
BUrosu"nda sorgulandığı tngüiz
televizyonlarında duyuruldu.
Sorgulamanın "uzun sürdüğü"
kaydedildi.
öte yandan, Polly Peck'in ko-
tah olduğu Londra Menkul Kıy-
metler Borsası'nın kotasyon ko-
misyonu, Asil Nadir'in açıkla-
malan hakkında bir sonışturma
yapmış ve daha sonra yayımla-
dığı raporunda, kendisini pro-
fesyonelce hareket etmemekle
suçlamıştı.
lngiliz mali çevreleri, "City,
Asil Nadir'e savaş açmış durum-
da. Sünsarlar, mah' analizdler ve
kurumlann artık hemen hemen
hiç güveni kalmamış" diyorlar.
Yine aym çevreler uzun yıllardır
şirketine, borsarun ve basının ge-
reken değeri vermemesinden ya-
kınan Asil Nadir'in geçen yıl Del
Monte ve Sansui'yi aldıktan
sonra yeniden güven kazanmak
üzereyken, son bir aydır süreku"
artan iddialar üzerine güven yi-
tirdiğini ileri sürüyorlar.