22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 EYLÜL 1990 P A B T İ L E B D E N Taşar-Horzum ilişkisi fe^ Emlak Bankası'nı dolandırdığına ilişkin iddialan araştıran TBMM Araştırma Komisyonu, dQn Devlet Bakanı Mustafa Taşar'ı dinledi. Komisyonda 1 saatten fazla süren ifadesinden sonra basına açıklama yapan Taşar, Horzum ile ilişkisi olduğu yolundaki iddiaları yalanlayarak, Horzum ile Isviçre'de bir araya gelmediğini söyledi. Bankanın eski genel müdürü Bülent Şemiler'i de suçlayan Taşar, "Komisyonu bu saçma sapan iddialar yerine, saklanmak istenen başka şeyler varsa onların üzerine gitmesi için uyardım" dedi. Komisyon dün aynca eski Adalet Bakanı ve ANAP Uşak Milletvekili Mehmet Topaç'ı da dinledi. (Ankara/Cumhuriyet Bürosu) Güneydoğu'ya önerge g i Mardin Milletvekili Ahmet Türk tarafmdan TBMM'ye verilen araştırma önergesinde, Güneydoğu'da yaşayan vatandaşlann can güvenliği kalmadığı ve nereden geldiği belli olmayan bir kurşunla öldürüldükten sonra, kamuoyuna "öldürülen PKK'h" diye açıklandığı öne Sûrüldü. 5 Eylül 1990 tarihinde Dicle'nin Kurudere Köyü'ndeki evine gitmekte olan akli dengesi yerinde olmayan ve yan felçli Hüseyin Akaslan'ın da güvenlik güçlerince öldürüldükten sonra "PKK'h" olarak açıklandığı kaydedilen önergede, Akaslan'ın Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde tedavi gördüğü belirtildi. önergede Akaslan'ın öldürülmesiyle ilgüi olarak Meclis araştırması açılması istendi. (Ankara/Cumhuriyet Bürosu) C U D İ c t a n V l l l i S H P lstanbul ll örgütü'nde anr ısıanouı kurultay ıa ilgili ^ ^ sürüyor. Zeytinburnu ve Kâğıthane ilçe yönetim kurullan dün ve^önceki gün yaptıklan toplantıiarla Inönü'ye destek verme karan aldıklannı açıkladılar. 11 merkezinde dün yapılan yazılı açıklamaya göre Zeytinburnu İlçe Başkanı tbrahim Yigit'in de imzasını taşıyan yönetim kurulu açıklarnasında partinin iki başlı hale geldiği, kurtulması için Inönü'nün desteklenmesi gerektiği görüşü savunuldu. Kâğıthane İlçe Başkanı Zeynel Ozturk de yaptığı açıklamada Inönü'nün son yaptığı atüımlann coşkuyla karşılandığını söyledi. Fatih Belediye Başkanı Yusuf Günaydın partide bölünme olacagını öne sürenlerin yaruldığını söyledi. ANAP'a dönüyor seçitmesini eleştirerek ANAP'tan istifa eden Muş Milletvekili Erkan Kemaloğlu'nun yeniden ANAP'a döneceği belirtildi. Kemaloğlu dün ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yıldınm Akbulut ile bir görüşme yaptı. Kemaloğlu, görüşmeden sonra gazetecilerin, Başbakan Akbulut'un önceki gün söylediği "Kemaloğlu'nu ANAP'a alacağız" şeklindeki sözlerini hatırlatmaları üzerine, "Sayın Başbakan döneceğimi söylediyse, benim diyeceğim yok" karşıhğını verdi. AA, ANAP çevrelerine dayanarak verdiği haberde, Kemaloğlu'nun muhtemelen salı günku grup toplantısında partiye geri döneceğini kaydetti. İ' v e T a b ü Kaynaklar Fahrettin Kurt, Amasra'da termik santral yapılmasının düşünülmediğini söyledi. SHP Izmir Bağımsız Milletvekili Kemal Anadol dün TBMM genel kurulunda yaptığı gündem dışı konuşmada, Danıştay'ın aldığı yürütmeyi durdurma kararına karşın, Aliağa'da kamulaştırmalann sürdürüldüğünü ve bunun hukuka aykın olduğunu savundu. Anadol'un konuşmasını yanıtlayan Bakan Kurt, Anadol'un, konuyu görüşen Danıştay'a "mesaj vermek istediğini" savundu. Aliağa'da istimlak yapılmadığını ileri süren Kurt, Amasra'da termik santral yapılacağı yolundaki haberlerin de asılsız olduğunu söyledi. (Ankara/Cumhuriyet Bürosu) Baykal-2000'e Dogru davası • ANKARA (AA) — SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal'ın, 2000'e Doğru dergisi aleyhine açtığı 50 milyon liralık tazminat davasına devam edildi. Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki dünkü duruşmada, 2000'e Doğru dergisinin tanıklan Cüneyt Canver, Dursun Bila, Vahit Çaün, Halil Akyüz ve Hamza Şahin'in dinlenmesine karar verildi. Mahkeme ayrıca, dergide iddia edilen Deniz Baykal'ın malvarlığırun Kaş ve Kemer tapu kadastro müdürlüklerinden istenmesini kararlaştırarak duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal, 2000'e Doğru dergisinde yayımlanan "Baykal'ın avantalan" konulu yan nedeniyle dergi aleyhinde, kişilik haklanna yayvn yoluyla saldınldığı gerekçesiyle 50 milyon liralık manevi tazminat davası açmıştı. Iskence komisyonu • ANKARA <Cumhttri>et Bürosu) — TBMM Başkanı Kaya Erdem, Türkiye'de bir süredir incelemeler yapan Avrupa Konseyi lşkenceyi Engelleme Komisyonu üyelerini kabul etti. Erdem, kabulden önce yaptığı açıklamada, komisyon üyelerinin dünyanın çeşitli ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de incelemeler yaptığını belirterek, üyelerden izlenimleri konusunda bilgi alacağını söyledi. Komisyon Başkanı Prof. Antonio Casese de kendilerine sınırsız inceleme fırsatı verilmesinden duyduğu memnunluğu dile getirdi; basına kapalı yapılacak görüsmede TBMM Başkanı olarak Erdem'e Türkiye'deki insan hakları konusunda sorulan olacagını kaydetti. tlk 'hayali ihracat' davası • KDZ EREĞLİ (Cumhariyet) — Türkiye'nin ilk "hayali ihracat davası" olarak bilinen Yahya Demirel ve arkadaşlan hakkındaki "mobilya davası", mahkemenin verdiği karan dört kez bozan Yargıtay 7. Ceza Dairesi'nin son kararıyla ortadan kaldınldı. Zonguldak Ağır Ceza Mahkemesi'nde beş kez karara bağlanan ve sona olarak da zamanaşımı ile ortadan kaldırılmasına karar verilen dava, Yahya Kemal Demirel'in Atilla özçelik'le birlikte paravan bir şirket kurarak yurtdışına demonte ceviz kaplama, birinci smıf kaliteli yatak ve yemek odası takımı yerine "sunta" ihraç ettiklerinin müfettişlerce belirlenmesi Üzerine açılmıştı. HABERLER CUMHURİYET/11 'LAGANUSTUKURULTAYA DOGRUSHP Nasıl bir parti meclisi tç Poütika Servisi — SHP'de birbiri ardma ve hızla gelişen olaylar parti tabanında 'endişeyle' izlenirken liderler arasındaki aynlmamn kurultay sonrasma yansıyacak boyutlara ulaşmaması gerektiği görüşü savunuluyor. örgütlerden gelen göruşler seçimli olağanüstü kurultayın da yaklaşmasıyla "kim lider olmalı" ve "neden bu noktaya geundi"den yönetim kadrolarına girecek isim listelerinin Uzerinde yoğunlaşmaya başladu Partililere yönelttiğimiz "Nasıl bir PM obnaa?" ve "Kimlerden oluşmalı" sorularma da genel olarak, "Bölünmeye neden olmayacak, hiçbir kisi, görüş veya hizbin güdümüne girmeyecek bir PM" yanıtı veriliyor. Hemen her partili de "Parti meclisinin asgari ölçülerde genel başkanla aynı doğrultuda çakşacak insanlardan oluşması gerektiği" görüşünü savunuyor. Bugtinden itibaren, partinin çeşitli kademelerinde görev yapanlann, "Nasıl bir PM olmalı?" ve "Kimlerden oluşmalı" sorulanna verdikleri yamtlan yayımlamaya başlıyoruz. TtBKPENÇE (Samsun îl Başkanı): Kesin bir durum doğmadı. Yani genel başkanlık yanşında henüz Sa- yın Erdal Inönü'nün dışında Sayın Baykal'ın aday olup ol- mayacağı, kendi ağzıyla, kendi isteğiyle günoellik kazanmadı. Olayın kesinlik kazanması ge- rekir. Baykal'ın açıklamasını bekliyoruz. Ondan sonra isim- lendirme yapabiliriz, düşünce- lerimizi açıklayabiliriz. Bana göre PM'nin üretken olması, seçüecek arkadaşlann parti po- litikası üretebilecek yapıda ol- ması gerekir. Dinamik ve hare- ketlilik getirebilecek bir kadro- lasma ülke yaranna olacaktır. Ve uyumlu olacak bir parti meclisinin oluşmasına özen gösterilmesi gerekliliğine de inanıyorum. Mekaaet ENGtZEK (KMaraş Merkez tlçe Başkanı): Türkiye'nin çözüm bekleyen ik- tisadi, siyasi ve demokratik problemlerine açık seçenekler sunabilen, kendi içinde tutarlı bir PM oluşmalıdır. Salt parti- deki yüzeysel birlik ve beraber- lik imajını sağlayabümek veya böyle bir imajı görüntu olarak verebilmek için yapay oluşum- lardan kaçınılmalıdır. AU ERDtNÇ (tçel ll Baş- kanı): PM, genel başkanın ta- kımı ve ekibinden oluşamaz. Genel başkanın ekibi tüm mil- letvekilleri, örgutler ve tüm üye- lerdir. Bu manukla PM, taba- nı kucaklayan, tabandaki farklı eğilimleri bünyesinde taşıması gereken, yapay çelişkilerden uzak, poütika üretmeye dönük, toplumun istemkrine ve bek- lentilerine cevap verebilen ve partimizin emekten yana kim- liğini net bir şekilde sergileyen yapıda olmalıdır. Kimlerden oluşmalı konusunda bir şey di- yemem. Bu, kurultayın iradesi- ne bağlıdır. Kurultayın sağdu- yusuna inanıyor ve güve- nıyoruz. Fevri BULUT (Ağn Bele- diye Başkanı): Parti meclisi hiç kimseyi dışlayıa olmamah. Bir- leştirici, bütünlestirici, partinin tıkanıklığuu giderebilecek parti meclisinin olması lazım. Bunu teşekkül ettirirken kesinlikle bazılarını dışlamamalıyız. Emeği gecen her sosyal demok- ratın bu partide hakkı vardır. Ümit ediyorum böyle bir parti meclisi kurulur, kırgınlıklar, dargınlıklar gidenlebilir ve par- ti ileriye doğru yol alır. Kuru- lacak parti meclisi için isim ver- mek istemiyorum, ama dene- yimli, Türkiye gerçeğine uygun politika üretecek insanlardan oluşmalı. Kasw AKDENİZ (SHP Ağn ll Başkanı): Sosyal de- mokratlann arzu ettiği bir parti meclisi olmalı. Birleştirici, bü- tünlestirici bütün partinin üze- rine kanat gerecek bir parti meclis çıkmalı. Bizim temenni- miz bu. Geniş ufukianmıza da- yanarak elimizi vicdanımıza koyarak oy vereceğiz. İsim ve- remem. thsaa ÇELtK (Patnos Be- lediye Başkanı): Partimizin güçlü olarak toparlayıcı, birleş- tirici bir kadro ile iktidar yolun- da adım atacak, basan göstere- cek bir kadroya kavuşacağına inanıyorum. Parti meclisi mec- lisiyle, örgütüyle, genel başka- nıyla bir yumnık gibi bir vücut gibi hareket etmeli. tsim açık- layamam hepsi CHP'nin deva- mıdır. Herkes hatasıru görmeü kendisini bir nefer olarak kabul etmeli, hizipçilikten, grupçu- luktan, şahsi ihtirastan kaçın*- mah. Ben 30 senelik partiliyim. Ne Baykalcı olururn ne de Inö- nü'cü. Partinin refahı haneisiv- se o olsun. Ali TUTU (Erzincan ll Başkanı): Tütarlı, dengeli bir parti meclisi olmalı. Parti taba- nına ve toplumun değişim ve yenüeşme istemlerini yarutlaya- cak dinamik, atak bir parti meclisi olmalı. İsmail Cem, Er- tuğrul Günay, Yakup Kepenek, Cevdet Selvi, Ahmet Isvan, bunlar gibi üretken, verimli bir parti meclisi istiyorum. Partide- ki çeşitli gruplan dışlamayan, toparlayıcı bir liste. Mefcuaet Yıldıruaı (Kasta- monu ll Başkanı): Partimizde bir genel başkanlık sorunu var. Seçim bölgelerinde yaptığımız her çalışmada Erdal tnönü ile genel başkanlığın gitmediğini işçiler-ciftçiler bize anlatmakta- dırlar. Biz genel başkanı savun- maktan, partimiz politikalan- m anlatmaya fırsat bulamadık. Anlattıysak da genel başka- nın televizyonda yaptığı konuş- malan ve mesajlan ile hiçbir yaran otaadığını gördük. Par- tiyi genel başkanımızla büyüte- medik. Erdal tnönu-Deniz Bay- kal ikilisi 26 Mart'ta partimizi bir noktaya getirdi, daha son- ra yapılan 19 ağustos yerel se- çimlerinde bu ikili yapının da partiyi atağa kaldırmadığuu ve partinin tıkandığını gördük. Genel başkanlığa Deniz Bay- kal'ı davet etmektedir. Kendi- nin yönettiği bölge toplantıla- nnda 24 aydır beraber çalıştığı genel sekreteri, partimizi kamu- oyunda rahatsız eden partiyi küçülten davranışlara müsaade ederek genel sekreterimizi yu- halatabilmektedir. Deniz Bay- kal örgütün malıdır. örgüt par- tidir, tabandır, halktır; ne ka- rar verirse Deniz Baykal onu yapma mecburiyetindedir. örgüt, genel başkanEğâ De- niz Baykal'ın aday olmasına karar verirse Erdal lnönü, bu kurultayda yenik düşer. GEÇMtŞ KURULTAY OLUR Kl... Parti Meclisi uyeleri ne diyor? Parti yonetimi önemli güç yitirdi P " SHP PM üyelerine I. "SHP'nin içinde bulunduğu • durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?" 2. "Saym tnönü'nün Saym Baykal'a yaptığı 'aday ol' çağnsı ile Saym Baykal'ın adaylık olasıhğı tartışmalan hakkında ne düşünüyorsunuz?", 3. "tki başlı olduğu ifade edilen SHP yönetiminin bu olağanüstü kurultayda nasıl biçimleneceğini bektiyorsunuz?" sorularım yönelttik. Bu sorulara PM üyelerinin verdiği yamtlan bugünden itibaren yayımlıyoruz- f M Çev&fe (Eski Genel öyleyse partinin durumunu Sekreter Yardımcısı): 1. SHP, değerlendirirken önce bu yapay bugünkü duruma elbette çok frtfVrtİİ vîi7rkf* G ^ en gttnlenie bu köşede yayımladıgı- <U yayımladıgımız fotograf ise o fotoğraftan belki de birkaç da- * I 1 " I 1 U J 1 ; " 1 mız tnönii-Baykallı fotografta "Biri yer kika sonra çekilen devamı. Baykal elindeki ekmegin içine biri bakar" başlıgını veımiştik. SHP'nin 19*8 yüı kasım ayında- bakarken lnönü aldırmaksızın yiyor. Karnını biraz doyurunca da ki kurultayında çekilen fotografta iki lider gündemin yüklü ol- yerel seçim değerlendirmeleri ve örşıit sorunlanyla ilgili gunde- ması nedeniyle yemek yemeye zaman bulamadıkları için me açış konuşmasıyla başlıyordu. lnönü, iktidar olunması için partUUerin verdikieri komanyalan yeme bazıriıgı içindeydiler. Şim- gerekenkri anlatırken parti programından alıntılar yapü. u u u İsmet Paşa Gülek'i yendi, Ecevife takıldı SHP Genel Başkanı Erdal tnönüyü, Genel Sekreteri Deniz Baykal'la "Ya ben ya Baykal" noktasına getiren çekişme, sosyal demokrat kesimin ilk kez tanık olduğu bir olay değil. CHP'de benzer bir dayatmayı tnönü'nün babası İsmet lnönü de benzer bir çekışmede gündeme getirmiş. CHP'nin 24 Ağustos 1961'de yapılan 15. olağan kurultayına gidilirken Genel Başkan İsmet lnönü, parti içinde ortaya çıkan 'iki başlı yönetim olasıhğı" yüzünden "Ya Gülek ya ben" diyerek kesin tutum aldı. Yapılan kurultay sonucunda tnönû destekli Sekreter tsmail Rüştü Aksal 957 oy aldt Rakibi Kasım Gülek 355 oyda kaldı. İsmet tnönü, "ya ben ya o" tavrını 6 Mayıs I972'de yapılan kurultayda da sOrdürmüş ve bu kez Bülent Ecevit yanlısı parti meclisini değiştirmek üzere harekete geçmişti. lnönü bu kurultayda da delegelere, "Şimdi sizden istediğim bu parti meclisini değistireceksiniz. Parti gruplanylâ ahenk içinde çahşacak bir parti meclisi seçeceksiniz" diye dayatmış ve eklemiştt "Bunu sağlayabiUrseniz CHP'yi kurtanrsuaz. aksi halde CHPnin yok olduğunu görürsünüz." Ancak bu kez delegeler, baba Inönü'nün "tercih" tavrını kabul etmemişler ve aralannda Zonguldak Milletvekili Bülent Ecevü'in de yer aldığı parti meclisine 507 karşu 709 evet oyuyla evet demişlerdi. Delegelere yeterince söz dinletemediğini gören İsmet tnönü de aldığı yenilgi karşısında CHP Genel Başkanlığı'ndan 8 Mayıs 1972'de istifa etmek zorunda kalmıştı. değişik nedenlerle gelmiştir. Ciddi değerlendirmek için önemli yanlışlıklardan biri olan SODEP-Halkçı Parti birleşimi- ni bile irdelemek gerekir. O tarihten bugune kadar partinin üst yapısında tek de- ğişmeyen yer genel başkanlık- tır* Yine, yapılan seçimler ve kamuoyu araştırmaları göz- önüne alınırsa, 1988 temmuz - 1989, 26 Mart dönemi hariç, o tarihten bugüne kadar partinin sürekli başansızlık içinde oldu- ğunu, herkesin gerçekçi olarak kabul etmesi gerekir. 1988 tem- muz - 1989, 26 Mart dönemi tnönü - Baykal ikilisinin ve on- larla oluşan Parti Meclisi'nin dönemidir. 26 Mart 1989'dan sonra ise yerel yönetimlerle bir- likte SHP'nin sanki "Eriten Ge- nd tktidan" başlarruş oldu. Yi- ne o tarihten sonra birbiri ar- kasından Turgut Özal'm kişili- ğinde yürütülen muhalefet stra- tejisinin sonuçlan alınamayın- ca partinin ana muhalefetten düşme dönemi başlamıştır. Bu iki önemli konuda da so- nuçlan açısından, parti yöneti- mi kamuoyu önünde olağanüs- tü güç yitirmiştir. Oysa bu dö- nem eylemlilik açısından parti etkinliklerinin en yoğun oldu- ğu dönemdir. Üstelik bu dö- nemde, gazetelere yansıyan bil- giler tersine parti hukuku ve tü- züğü ile ilgili hiçbir uygulama yoktur. örneğin son kurultay- dan bu yana MYK tarafmdan bir tek il görevden alınmamış- tır. Ordu merkez ilçesinin il yö- netimince görevden ahnması is- teminin MYK'ca onanması dı- şında bir tek ilçe de görevden almmamıştır. Yine savlann ter- sine alınan bütün kararlarda Genel Başkan'ın olumlu oyu vardır. Hiçbir muhalefeti yok- tur. ğ p ve yanlış nedenlerden annmak gerekir. SHP programı ve kadrosu ile kendi gerçeğini ve iddiasını ge- reken açıklığa ve düzeye cıka- ramamıştır. Oy arttınr ve ikti- dara ulaşır görünümünü yara- tamamıştır. Bunu sağlayacak etmenlerin hepsi genel başkanlığın nitelik ve imajuıda toplanır. Başka hiçbir şey onun yerini tutamaz. Bugun bile ANAP'ı özal, DYP'yi DemM, DSP'yi Ecevit tarif etmektedir. Yanlışhğı tar- tışılabilir ama ülkemizdeki po- litik gerçek budur. tletişim ça- ğımn gerçeği odur ki 27 milyon seçmen TV'nin karşısında her şeyi bu açıdan algılar. Bu gerçeği kabul ederek sos- yaldemokratlar kendisini yeni- lemek ve yeni bir yapılanma yo- luna girmek zorundadır. 2. Sayın Baykal hemen şim- di aday olmak niyeti ile aynl- madı. Bildiğim kadan ile Saym Baykal tüm politik yaşamında örgüte ters düşen hiçbir tavnn içinde olmamıştır. Şimdi, gör- düğüm o ki Saym Baykal'ın çevresinde adaylîğı için örgüt baskısı ve isteği zamanla yo- ğunlaşabilir. Ancak bu hodri meydan tar- tışmasını Sayın Genel Başkan- ın yanlış telkinlerle başlattığı bir yapay arayış olarak görüyo- rum. 3. Yukanda beHrttiğim temel sorunun, bu kurultayda çözüm- leneceği iyimserliğimi bugün söyleyemiyorum. Ancak parti, kurultayla birlikte ciddi bir adım atmış olacaktır. Partinin yeniden olması gereken oy dü- zeyine çıkabilmesi, yenileşmesi için kurultayı bir başlangıç ha- reketi saymak gerekir. Kurultay o sürecin içinde bir aşamadır. Süreç daha zaman alacaktır. ANKARA'dan HİKMET CETİNKAYA Baykal Geç Kalıyor CEM MÜZİK YAPIM • Doluşunca alanlar Şehirde gel kırda gel Haykınnca zindanlar Zjndrhri kırda gel Gelgülümgel Gelgülümgel Gel ki Şafaklar tutuşsun İSİMÜ YENİ KASETİYLE TÜMPLAKVE KASETÇİLERDE PAZARUMA VE TİC. A^. I M Ç 6-BLOK NO 6438 UNKAPANI-ISTANBUL® 512 0146-47 FAX 512 0145 ANKARA — SHP'de Erol Çevikçe ile Adnan Keskin kendilerine yakın il başkan- larını telefonla arayıp soruyorlar: — Sizin ilde durum nasıl, kaç çürüğü- müz var? "Çürük" sözcüğü karşı taraf. Yani İnö- nü'ye destek veren yenilikçi kanat. İl Başkanı yanıt veriyor: — Deniz Bey geç kalıyor, böylece çü- rük sayısı yükseliyor... Şu ana dek Deniz Baykal adaylığını açıklamış değil. İnönü, Baykal'ı grttikçe kö- şeye sıkıştırıyor. İnönü, mindere çıkmış Baykal'ı çağırıyor: — Çevremde dolaşıp durma işte min- der burada... Erdal inönü'nün yakın çevresi "Deniz Bey adaylığını koyacak" diyor ve ekliyor: — Kaçış yolu kurtuluş değildir... Bir kez daha İnönü'ye sorduk: — Deniz Baykal Genel Başkanlığa adaylığını koyacak mı? İnönü, "Ben hâlâ umudumu yitirmedim" diyor. Umut sözcüğüyle birlik- te, Genel Merkez'de olup bitenlerın ayrı- mında olduğunu da vurguluyor: — Sayın Baykal'ın böyle bir yarıştan ka- çacağını sanmıyorum. En iyi karan kurul- tay verecektir. Verilen karara hiçbirimizin kızmaya hakkı yoktur. Bir eski CHP'li Bakan SHP'deki geliş- meleri değerlendirirken "İki başlı parti olmaz" görüşünü getiriyor. Bu arada De- niz BayKal'm köşeyesıkışttğmı söylüyor... -jukları söyleniyor. Zaman zaman lnönü1 — Deniz Bey, İnönü'nün böyle bir çıkış yle de konuşan, SHP'nin geleceğı açısın- yapacağını tahmin etmiyordu... dan göruşler öne sürdüğü belirtilen To- - - - - • puz'un şimdi de Baykal'a destek verdiğiDeniz Baykal'ın kurmayları bir yandan delege hesabı yaparlarken öte yandan Parti Meclisi'nin nasıl oluşacağını tar- tışıyor. Baykal ekibi, İsmait Cem'den Ertuğrul Günay'ı da içine alacak bir liste hazırla- mayı düşlüyor. Kimileri böyle bir listenin "Baykal hizipçi değil" görüntüsü sergile- yeceğini savunuyor. Kısaca 44 kişilik PM'de 30 kişi Baykal'cı kimliğinde, 15 ki- şi de değişik çizgilerde olacak. Deniz Baykal'a yakın bir SHP'li an- latıyor: — Deniz Baykal Genel Başkanlığa adaylığını koyacak. Deniz Bey'in Genel Sekreter adayı ise İsmail Cem... Acaba bu haber doğru mu? Deniz Baykal Genel Sekreterlik görevin- den istifa ettiği gün İnönü'ye İsmail Cem'i önermişti. Ancak İnönü, seçimli erken Ku- rultay'dan yana tavır almıştı. Erdal İnönü'nün yakın çevresine dün sabah sorduk: — Deniz Baykal'ın Genel Sekreter ada- yı İsmail Cem olduğunu duydunuz mu? Duyduklarını söylediler ve eklediler: — Once Deniz Bey, genel başkanlığını bir açıklasın bakalım... Bu arada Ali Topuz ve arkadaşlarının Baykal ekibiyle "gizli pazariık" içinde ol- anlatılıyor. Baykal ekibine destek veren kimi millet- vekilleri sıkıntılı gözüküyor. İllerde delege dengesinin değiştiğini açıkça belirtiyorlar. İşte Deniz Baykal da geziye çıkıyor. İnö- nü Gaziantep'te olduğu gün Baykal Erzu- rum ya da Diyarbakır'da olacak, oradan Trabzon'a geçecek. Baykal, ya bu geziler sırasında ya da önümüzdeki günlerde adaylığını açık- layacak. İnönü'nün Konya gezisinin değeriendi- rilmesine gelince... Kent Sineması'nı dolduran belediye başkanları, il, ilçe başkanları ve delege- ler şu kanıya vardılar: — inönü kitlelere güven veriyor... Çünkü, inönü bu "sohbet toplantılarında" açık açık şöyie diyor. — Ben tüm olup bitenleri bastan beri görüyordum, o kadar da saf, politikadan anlamayan birisi değilim... Erdal İnönü'nün açık tavrı, Baykal'a kar- şı "İkircikli tavrını bıraksın" çıkışı bu yxst- da. ne denli kararlı olduğunu gosteriyor. İnönü, kesin olarak "takım anlayışına" karşı çıkıyor. O nedenle "artık yeter" de- diğini anlatıyor. Bu yüzden de ilgi görüyor, destekleniyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle