23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4.ARALIK 1990 ISTANBULDA BUGÜN ~ • Amerfkan Bristol Hastanesi'nin 70. kuruluş yıldönümü çerçevesinde düzenlenen "Koroner Kalp Hastalığından Korunma" konulu konferans saat 13.05'te hastanenin konferans salonunda yapılacak. KKYFKAŞAM :UMHURİYET/9 BiR MEKTUP Otobüsler temizlenemez mi? • İfcl 1 otobüslerinin içini temiz görmemiz mümkün olmayacak mı? Her gün binlerce kişinin taşındığı bu otobüslerin garajlarda daha sık temizlenmesi gerekiyor. Bu konuda IETT'nin daha titiz davranmasını istiyoruz. HALUK ÖNER 'EYAZITTAN Satıcılar çarşıyı engelliyor • Sahaflar Çarşısı'mn Beyazıt çıkışmda biriken satıcılar çarşıya giriş çıkışı etkiliyor. Bu konuda belediyenin önlem almasım isteyen yurttaşlar çarşıya girişin rahatıllatması gerektiğini belirtiyorlar. SHP'den sanatçılara kokteyl • tstanbul Haber Servisi — SHP Istanbul ll Başkanlığı sanatçılar için bir kokteyl verdi. Dün Macka Oteli'nde verilen kokteylde bir konuşma yapan SHP'nin Gölge Kabinesi Kültür Bakanı Fikri Sağlar, "Bizim asıl amacımız ileride yapacağımız çalışmalann, hazırlığını yapmak" dedi. tl Başkanı Ercan Karakaş ise bugüne kadar kültür konulanmn ihmal edildiğıni; SHP'nin amacının bu kültür politikalannı netleştirmek olduğunu söyledi. Kokteyle Şişli Belediye Başkanı Fatma Girik'in yanı sıra, Demirtaş Ceyhun, Prof. Dr. Tolga Yarman, Edip Akbayram, Tanju Gürsu, Türker lnanoğlu ve birçok sanatçı katıldı. Hakyol Vakfı sempozyumu • tSTANBUL (AA) — Aya Irini'de, 10 kasımda düzenlenen "Vefatmm 10. yılında Mehmet Zahit Kotku ve Tasavvuf" konulu sempozyumda, suç unsuru saptanamadığı bildirildi. Hakyol Vakfı'nca düzenlenen sempozyumla ilgili olarak İDGM Başsavcılığı'nca başlatılan inceleme tamamlandı. Savcıhk yetkilileri, TCK'mn 163. maddesi çerçevesinde yapılan inceleme sonucu, toplantının içeriğinde ve konuşmalarda suç unsurunun saptanamadığını belirttiler. 'Ifolnız Değilsiniz'e ilk gösterim • tstanbul Haber Servisi — Yonetmenliğinı Mesut Uçakan'ın yaptığı "Yalnız Değılsiniz" Fılminin gala gösterimi dun Ataturk Kultur Merkezi'nde (AKM) yapıldı. Finansmanı "tslamcı" işadamlan tarafından karşılanan "Yalnız Değilsınız" filmi, Üstün Inanç'ın aynı adlı romanından uyarlandı. Gala gecesinde film oyunculanndan, Gamze Tunar Ercivan (solda) Akın Tunç, Funda Birtek (sağda), Murat Soydan, Efkan Efekan, Nulifer Aydan, yönetmen Mesut Uçakan ile Islahatçı Demokrat Parti Başkanı Aykut Edibali de hazır bulundular. Film öncesi bir konuşma yapan yönetmen Mesut Uçakan fikir sansurüne karşı olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Bu ulkede her şey anlatılınca ortaya bir şey çıkmıyor. Turk sineması bir kriz içinde, bir kurtuluş gerekiyor. Minyeli Abdullah gibi bu filmin de kunuluş olacağı inancındayım" dedi. Öğretmenler Haftası nedeniyle, 'Cumhuriyet'in ilk öğretmenleri onuruna' tören Bakan Akyol, "Öğretmeni sevmek milleti sevmektir. Atatürk'ü sevmektir. Çünkü ilk, tek ebedi öğretmenimiz de Atatürk'tür. Oğretmeni yüceltmenin yanı sıra ona layık olduğu değerleri ve imkânlan vermeliyiz'dedi. ŞÜKRAN PLAKETt — Lnite Dergileri Birliği'nce düzenlenen torende 40-50 }ii hizmet vermiş 37 ögretmene Bakan Avni Akyol tarafından plaket verildi. (Fotoğraf: Suat Kozluklu) İstanbul Haber Servisi — Milli Eğitim Bakanı Avni Ak- yol, "Oğretmeni yüceltmek yetmez, ona layık olduğu de- ğerleri ve imkânlan vermeliyiz" dedi. Öğretmenler Haftası dolayı- sıyla, Ünite Dergileri Birliği- nce dün, Anadoluhisan Sa- bancı Oğretmen Evi'nde "Cumhuriyet'in ilk öğretmen- leri onuruna" bir tören düzen- lendi. Törende konuşan Milli Ej£i- tim Bakanı Avni Akyol "Ög- retmeni sevmek milletini sev- mektir. Atatürk'ü sevmektir. Çünkü ilk, tek ebedi öğretme- nimiz de Ataturk'tur. Oğret- meni yüceltmenin yanı sıra ona layık olduğu değerleri ve im- kânlan vermeliyiz" diye ko- nuştu. Daha sonra, Orhan Şaik Gökyay, Refet Angın, Cevat Memduh Altar, Faik Gökyay gibi 40-50 yıl hizmet vermiş 37 oğretmene şükran plaketleri verildi. Bakan Akyol'un Bolu Oğretmen Okulu'ndaki öğret- meni Mustaf a Tömekçe de öğ- retmenlik mesleğini kelimelerle anlatmanın çok zor olduğunu belirterek "onu anlayabilmek için oğretmen olmak lazım" dedi. Töreni düzenleyen Ünite Dergileri Birliği Başkanı Fer- han Çelik de konuşmasında, öğretmenleri muma benzete- rek, "onlar yandıkca çevreleri- ni aydınlatırlar" dedi ve mes- leğin onemini anlattı. Toren sırasında Bakan Av- ni Akyol'un yanına gelen 80 yaşındaki emekli oğretmene Nevare Özmen adındaki 42 yıl- lık oğretmen, Bakan Akyol1 dan Validebağ'da bulunan Mustafa Necati Öğretmenler Huzur Evi'ni ziyaret etmeleri- ni istedi. Yaklaşık dört saat süren ge- ce orkestra ve dans oyunlany- la son buldu. KONUK YAZAR Kara-deniz ÇELİK GÜLERSOY Bilindiği gibi bu şehir, iki kıtanm in- ce bir bağlantı yerinin, güneydeki iki uç noktasına kunılmuş: Kadıköy ve karşısındaki yarımada. Tarih boyunca gelişmesi de bu iki merkezden doğu ve batı yönlerine doğru olmuş. Güneye za- ten olamaz, çunkü deniz. Kuzeyi açık ama, Boğaz'ın iki kıyısındakilere, yer- leşim denemez. Bin yıldan fazla zaman, onlar ancak belli noktalara tutunma- lardır. Beş yüz yüda Osmanlı, Boğazı kendinden öncekilerden daha fazla sev- miş, ama onun da yaptığı, kolye gibi bir dizi yalı ile vadi içlerine birkaç köy- dür. Yerleşim ve birikim, hep güneyde. Bunun başlıca sebebi, iklim. Garip bir şekilde, coğrafyanın buradaki biçi- mınde, kuzeyle onun birazıcık altı, ik- limde çok aynlır. Hafif hafıf tepelerle biraz orman, güneyi ılıman yapar, onun ustünü ise hep serin ve nemli tu- tar. Yukarıda kocaman bir su yüzeyini yalayıp gehnekte olan rüzgâr, hep se- rinlik ve rutubet getirir. Eskiler de nem- den, Allah'tan korkar gibi korkardı. "Dnvan nem yıkar, yiğidi gam yıkar" atasözü bile bunu dile getirir. Çocuk- luğumda, Kireçburnu gibi Karadeniz'e dönuk Boğaz tepeleri ve yamaçlan için, "Orada oturulmaz. Çünkü mendil as- san, kunımaz!" derlerdi. Bu kaçışın da nedeni, ısınmak güç- lüğü. Uzun tarih boyunca petrolü bil- meyen, hatta kömürü bilmeyen insan- hk, teknolojisini de geüştirememiş, di- yeh'm, bir merkezi ısıtma formülünü bulamamış, sadece ağaç keserek, kışa karşı kendini korumuş. Odun da sert Karadeniz'in üflediği soğuğa dayana- cak ve baş edecek şey değil. Kış, yani tstanbul ikliminde 6-7 ay, böyle. Peki, bari yazları Karadeniz'in nimeti bilinseydi. Öyle, ama onun da engelleri vardı. önce ulaşım tekniği za- yıftı. Karadeniz'in dalgalanna karşı bu- günkü gelişmiş vapurlar bile, pek gu- venceli sayılmaz. Onların ilk biçimleri de, bu diyara ancak 1800'ler ortasında gelebilmiş. Osmanlının geliştirdiği in- ce, uzun, hafif ve zarif kayık, biraz dur- gun sular ister. Karadeniz'e o kayıkla çıkılabilemez. Denize girmek de uzun tarihte, bili- nen ve topluma yaygm bir alışkanlık değil. Tüm dünya için bu boyle. Mavi- nin, iyodun, güneşin keyfini, insanlık 19. yy sonunda anlamış, tstanbul'a da 20. yy başında dökulen Beyaz Ruslar öğretmiş. O da şehirden epey uzaklara kaçarak: Florya. Cumhuriyet'in mutlu ve onurlu dö- neminde halka yayılan plaj keyfı, yine "sıcak deniz ve bela çıkarmayan, dal- gasız çarşaf gibi deniz" anlayışı ile gü- ney kıyılannda gelişti. Çoğunluk, Flor- ya ve Suadiye eksenme gider, ancak bir tutam genç, Küçüksu ile Altmkum'a çı- kardı. Yemek zevki ve balık külturu açısın- dan alsak, itiraf etmeli ki Türk mutfa- ğı, göçerlik kökeni ile ete dayanır. Ba- lık (ve onun arkadaşı sayılan beyaz şa- rap), Batı'mn bir motifidir. Bir de bu- radaki azınlıkların. lstanbul, Karade- niz'in her türlü bahğım bir oranda sev- miş ve yemiştir. Bunu inkâr etmiyorum. Ama daha çok, onlan "yoldan geçer- ken yakalamayı" tercih etmiştir! O îez- zetlı suruler, kışlıktan yazlığa giderken, yolda, lstanbul'un ağlanna takılmıştır. Karadeniz'de tutup, kıyıda mangal ate- şinde yemek âdeti, bu şehirde yok. Bu şehir hep, ustündeki bu büyük suya sırtmı dönmuş yaşadı. Belki biraz da "Rus korkusu" olayımn payı var bunda. Kuzey, sade nemli değil, aynı zamanda "netameli" sayıldı. Orada sa- dece koruganlar ve kaleler yer aldı. "İstanbul Şarkısı" kitabımda sözu- nü ettiğim gibi, güneydeki bir yaşam, önce, yazın mehtaplan ve bahçe sefa- larıyla, kışın helva sohbetleriyle, son- raki dönemlerde tiyatrolan ve sinema- lan ile yoğrulur giderken, yukarıda ko- ca ve vahşi bir derya, sanki hiç uğul- damıyor, hırçın sular gece gundüz hay- kırmıyor, kışın balıkçı kulübelerini ve kıyıya devrik yatan sandalları karlar örtüp kapatmıyor gibi kuzeyden haber- siz, iç ısıtan ve insanı avutan hayatı ile haşır neşir olmuştur. Karadeniz'i, lstanbul gündemine, politik bir grup getirdi: Demokrat Parti erkânı, galiba, eski anüan olmayan, ye- ni bir çevre aradılar: Kilyos'ta "turis- tik tesis" kurdular. 1953'te bile, burası askeri yasak bölge. Mareşal Çakmak sağ olsaydı, 50'lerde bile izin vermez- di. DP kodamanları, 5-6 yıl, yazları, gunduz tertemız dalgalarla "boğuşa- rak", gece denize karşı kadeh kaldırıp danslar ederek iyi vakit geçirdiler. 1960'lar ve 70*16^6, Kilyos'un ve Şile' nin "müdavimleri" arttı. özellikle de soğuk denize aşina olan yabancüar. Bir de benim gibi vahşi doğa sevdalıları. Ama ne kadar kısa sürecekmiş, bu Karadeniz aşkımız! Meğer biz bihne- den, y'avaş yavaş zehirlenmiş bu sevgi- limiz. Hoyrat insanoğlu, bu kocaman su hazinesinin 15-20 yılda canına oku- muş. önce, Sovyet endüstrisinin atık- ları var. Dinyeper, Dinyester, Volga, asitleri ve boyalan, buraya aktarmış durmuş. Sonra kıyılartndaki nufus ar- tınca, lağım da buna eklenmiş. bugün Trabzon kıyılarında neden "denize girilmez" levhalan dikili? En sonra da merkezi Avrupa, Tuna nehrini, bir ka- nalizasyon hattı gibi kullanmış. En teh- likelisi de küçük tonajlı teknelerin su- rekli taşıdığı, nükleer santrallann kül- leri. Dalan'm "imar hamksi" içinde Ha- liç*in zehirinin de dev kolektörlerle Bo- ğaz akıntısına havale ediüp Karadeniz'e aktardması "başarılı icraat" sayıldı ya. Süprüntüyu halının altına itmenin ma- rifet sayıldığı yerdeyiz. Sonunda, Karadeniz, bitmiş tüken- miş, hatta mahvolmuş. En garibi de 1550'lerde bunu haber veren Fransız kâhini Nostradamus ile şimdüerde Sov- yet bilginlerinin aynı akıbeti haber ver- mede birleşmeleri. Bu da Gorbaçov- un işi değil ya. Demek ki bu acı son, Karadeniz'jn baştan alnına yazıhymış? Bızim yerli fılmlerin iki üç temasın- dan biri vardır: Oğlan bir kızı sever, ama parası yoktur, iki genç evlenemez- ler. Sonra çocuk "çalışır, zengin olur" (ne mucize!), yıllar sonra kızı almaya koşar, fakat ne görsün? O inci gibi kız yoksulluğa dayanamamış, orospu ol- muştur. Ona benzemiyor mu, benim de du- rumunV? Zekeriya Köyü'nde küçük bir çiftlik yaptım, âhir ömrümde oturuyo- rum ve sevgili Karadeniz'e karşıdan ba- kıp bakıp, bu mersıyeyi karalıyorum. Goleri • Ately* • 146 97 38 • 132 64 26 (OPERAJ SANAT CAIE RIS I REMZİ İREN'fn Resimleri Eşliğinde Anadolu Aşiret Kilimleri ve El Becerileri Seraisi 3 Aralık - 22 Aralık S*{kk Sok. Omra Hmn 43/16 [The Marmara Oleh Yan.) Tdtskn 149 92 02 YAMKA AİT NOSTAUİLER/DUNDEN KALMA KEHÂNETLER Turtayenın en buyuk resımı • Besımdcr ozgun muzık • Me«ân EKREMCAmAMAN Sergishow 3-15 Aralık 1990 Atatürk Kültür Merkezi Taksim 151 56 00 Bu bir ART C0RP0RAT10N organızasyonudur 144 53 10 -152 23 49 HABİP 5.12.1990/18.12.1990- RAMKOSANAT MERKEZİ Ati>e Sok. Yuva Apt 8/2 -Teşvüaye 136 15 38. Vakko Sanat Galerileri Sunar: ERGİN İNAN Resım Sergısi Vakko / Beyoğlu 4 Aralık-31 Aralık 1990 Vakko / Ankara 6Arahk-31 Aralık 1990 Vakko / İzmir 8 Aralık-31 Aralık 1990 TESMKHE SANAT GALERİSİ SÜLEYMAN SAİM TEKCAN Resım Sergısi 5-29 ARALIK 1990 ABDİ İPEKÇİ CAD 4*-l M2M (1) - 14» t 7 t l (I) - 141 ( 4 Sl (1) - 147 74 7< F\X (1) 116 47 U VİNCİ MAHİR GÜVEN SERGİSİ 28 Kasım - 24 Aralık 1990 MAHİR GÜVEN SERGİSİ'nin Çerçevelefi, tablolann karakterienne göre uzman kuruluş olan RORANSA ÇERÇEVE taratından "Floransa Ekolû" el yapısı çerçevelerden yapılmtştır Teşvtldye (Camı oıkası) Ihlarnut Yolu Gûnol Apt Tet 144 39 66-133 06 19 SARA HATEM Heykel Sergisl 3 Aralık-15 Aralık Vapur Iskeleti Sok. No.5 Ortakfiy 159 19 11 AEDPA JiaTekstilbank Sanal Galcrisi FAHRİ SÜMER Yağlıboya Resım Sergısi 28 Kasım - 17 Aralık Hüırev Gefede Cad. 126 Te»»lkl/e M«y<tanı 136 12 79 BİLİM SANAT GALERİSİ RAMİZ AYDIN Ay Işığı ResimJeri Resım Sergısi 1 Arahk - 25 Aralık Caferağa Muhurdar Cad Akmar Ps| 70-1/2 Kadıkoy Tel 349 26 10/338 84 83 TÜRK RESİM ŞANAT1NDA USTALAR Sürekli değişen resimlerte sergimiz 27 Arabğa kadar devam etmektedir. Halıl Pasa Hoca Wı Rıza Feyliaman Ouran Nazmı Zıya ŞevKet Dağ Vecıh Bereketoğlu Hıkmet Onat Ibrahım Çallı Nacı Kalmukoğkj Hamıt Gorele Mahmut Cuda tbrahıın Safı Fıkret Mualla Şeref Akdık Bedrı Rahmı Eyüboğlu Cevat Derelı Edıp H Kûseoglu Mustaia Esırkuş Cevdet Paşa Cad 384 Bebek Şefik Bursalı Ayetullah Sumer Hayrı Çıze) Malık Aksel Zekı Kocamemı Orhan Pekel Cemal Tollu AhÇetet» Nun lyem Cıhat Burak Nedım Gunsur Turan Erol Adnan Varınca Can Göknıl Komet Burhan Uygur UgurCan Salıh Turan Tel 165 74 96 Dcğerlendirilmek üzere oryantalist ressamların eseıieri aranıyor HORHOR SANAT GALERİSİHoıhor Bll Pazan Kınk Tulumba Sok ia/22 Fat* 34260 t Tel 524 35 92 Fax 531 47 48 7 28Aralık 1990,1100-18.00 HaJaskâıgaa Caddes36 Hatbıye Istanbul W1324717 Resim Sergjsi NEJADDEVRİM ' G A R A N T l S A N A T G A L E R İ S İ SATIŞLAR ÇOK DÜŞÜK — Gunde ortalama bin kişinin gezdiği pazarda üç yü2 kadar kişinin aJış- veriş yaptığını belirten esnaf, kriz nedeniyle satışların çok duştuğunu belirtiyor. 'Körfez krizi' Çiçek Pazarı'nı da etkilediİstanbul Haber Servisi — Gunlerini muşteri yolu gözle- mekle geçiren ve dükkân kira- larını nasıl odeyeceklerini ka- ra kara düşunen Çiçek Pazan esnafı, kuş ve çiçek merakhla- nyla dolup taşan günleri yeni- den yaşayabilme ozleminde. Eminönu Yenicami arkasın- daki alanda kurulan Çiçek Pa- zarı, iki yıldır Vakıflar Genel Mudürlüğu tarafından kiraya verilen dükkânlarda ve duvar dibindeki tezgâhlarda faaliye- tini sürdüruyor. Her esnafın kendi maddi olanaklarıyla yaptırdığı dukkânlar için Va- kıflar Genel Müdürlüğü'ne 500 bin ile 1.5 mılyon lira ara- sında değişen kiralar ödeniyor. Daha önceleri özellikle ba- har ve yaz aylarında gunde or- talama bin kişinin pazan gez- diğini ve yine ortalama uçyüz kişinin alışveriş yaptığını soy- leyen Çiçek Pazan esnafı, kriz nedeniyle satışlann çok düştü- ğünü, artık sadece hafta son- lannda gezmek için pazara ge- lenlerin hiçbir şey almadan döndüklerini belirtiyorlar. Pa- zarda bulunan 40 dükkânın, günde toplam 12 milyon iira- ük gelir elde ettiği günlerin ar- tık yaşanmadığından yakınan satıcılar, kriz döneminin atla- tılmasını ve önumuzdeki ba- har-yaz aylannda pazann es- ki canklığına kavuşmadığını bekliyorlar. Alışveriş yapanlann Emino- nu Meydanı'nda doğayla bu- luşabildiğimiz ve nefes alabil- diğimiz bir "vaha" dedikleri Çiçek Pazan'nda, çiçek ve sebze tohumlan, fidanlar, sa- lon bitkilen, kimyevi tanm ilaçları ve malzemelerinin ya- nı sıra kuş ve bahk cinslerinin her türünü bulabilmek müm- kün. Evinde çiçek yetiştirmeye ve hayvan beslemeye çok meraklı olduğunu ve her fırsatta Çiçek Pazarı'nı dolaştığını söyleyen butik işletmecisi Gül Sallı, ça~ lışma hayatı ve bıktırıcı şehir trafiğinden sonra burada ra- hat bir nefes alabildiğini, ara- dığı her şeyi çok ucuza satın alabildiğini belirtiyor. Ipsala'- da gumrük mudurluğünde me- mur olarak çalışan ve çiçek to- humu almak için gelen Hüse- yin Şaşan ise Çiçek Pazarı'nın sadece İstanbullular için değil diğer şehirlerde oturanlar için de vazgeçilmez bir tutku oldu- ğunu söyluyor. r EREKLI TELEFONLAR Priblatot 055 000 056 527 57 00 • MKMttlar MMârtata: 172 13 73 -74-75 ve 088 • İSKİ «ua: 068 Hmr »ci: 077 H 511 89 18 pf *: 588 48 00 Çapa Tıp: 534 00 00 MansMa T»: 340 01 00 Mljtoşışa H M N M : 345 46 80 $tşH Ettt: 131 22 09 THcsti tkyarfta: 152 43 00 SSK Smatft: 588 44 00 SSK O o a y t a : 132 30 00 SSK GiztapK 358 67 60 • TlUrtt: Trsflk $ake I M . : 176 24 14 (tst). 356 04 85-86 (Kadıkoy) BM«e TraHk: 377 22 07 (E-5). 356 04 86 (ŞetıınçO. 314 36 (B Çekmece) • THT: Içtator 573 13 31, hf IMIar 573 04 33. Sartnfc 574 73 00. BtnnasTM: 574 82 00 (25 hal) • DDT: Shtad DMNŞM: 527 00 50. HJHş* B M * M : 338 30 50 ŞaHt ItaUan: 526 40 20. 144 42 33 •Mb Taltan (Ae«rt»): 145 53 66, 144 25 02, 149 18 96 •Mb Otaktsi: 543 05 25 • METEOmiOJİ: (Hava tatımını öğrenme) 573 89 80 • EUKTRİK A M U : 526 62 74. 150 83 50, r. 348 71 40 • TEK: 069 • UZ AMU: i: 585 19 90 • 91 152 10 15, r. 339 46 48 SUMBA: I: 522 97 03 147 51 10, KaMcty: 391 14 82. • kTT Gn. IN.: 145 07 20 (17 hat) • PTT: 011 (Bılınmeyen lumaralar ve nibetçı eczane sorma), 021 (arıza). 02S (danışma). 031 (şehırlerarası) 0 ( 1 (sıra sorma), 032 (rmlletterarasi! 062 (sıra sorma). Bakırköy Aktıına doğalgaza ' dedi İSKİ ve İGDAŞ'ın Bakırköy'deki çalışmaları Yıldınm Aktuna tarafından durduruldu. tstanbul Haber Servisi — Ba- kırköy Belediye Başkanı Yıldı- nm Aktuna, kazı çalışmaların- da çevre güvenlik önlemlerinin yeterince alınmaması nedeniyle İSKİ VE İGDAŞ'ın Bakırköy^ deki çaLşmalannı durdurdu. Ye- terli önlem alınana kadar çalış- malara izin verilmeyeceğini soy- leyen Aktuna, "Bakırköy halkı adına isyan ediyor, çevre önlem- leri alınana kadar kazı miisaa- desi vermiyonım" dedi. Çalışmalann durdurulduğuna ilişkin yazılı tebligatlann 1 ara- hk gunü ilgili müdürlüklere bil- dirildiğini belirten Yıldınm Ak- tuna, ilçe belediyelerinin söz ko- nusu protokolde yetki ve sorum- lulukları olmamasına rağmen, Bakırköy halkı adına kendisinin tepki gösterdiğini soyledi. Aktu- na, "Akıllanıu başlanna topla- sınlar, halkın gu\enliğini sağla- yarak çalışmalarını sürdürsun- İer. Herkes duzene uymak zo- runda. Çalışmalar çe>re halkını canından bezdirme noktasına geidi. Gelişigüzel kazı yapılmaz" dedi. Otopark zorunluluğu getirîliyor Nüfusu 50 binin üzerinde olan yerleşim bölgeleri de 'otopark yönetmeliği' kapsamına ahndı. tSTANBUL (AA) — Bayın- dırlık ve Iskân Bakanı Cengiz Alünkaya, nüfusu 50 binin uze- rin'de olan yerleşim bölgelerinin de "otopark yönetmeliği" kap- samına alındığını bildirdi. Bakan Altınkaya, konuya iliş- kin olarak "Yeni taslakla, önce- den her 4 daire için getirilen oto- park zorunluluğu 3 daireye in- dirildi. Buyükluğu 80 metreka- reden küçuk daireler için oto- park zorunluluğu gerekmezken, şimdi bu koşul getiriliyor" dedi. Cumhurbaşkanı ve Başba- kanlık Muhabirleri DerneğTnde düzenlediği basın toplantısında, yönetmelikle belediyelere de yaptınmlar getirildiğinı vurgula- yan Altınkaya, "Belediyeler oto- park için tahsis ettikleri kaynak- lan artık başa alanlarda kullan- mayacaklar. Otopark besabında toplanan miktann harcanması valiliklerin onayına bağlı olacak. Belediyeler bu miktan iki yıl içinde kullanmazsa yetki valilik- lere geçecek" diye konuştu. Bakan Altınkaya, "Taslak ha- znianırken belediyelerin görüşn alındı mı?" biçimindeki bir so- ruya da "Taslak İmar Komisyo- nu'nda uzun çaltşmalar sonu- cunda hazırlandı. Bu komisyon sürekli belediyelerle işbirliği içindeydi" biçimınde yamt ver- di. Ceogiz Alünkaya şöyle dedi: "Yeni yönetmelik kaldınm ve sokaklara park eden araç gonin- tttlerinin sona ermesini sağlaya- cak. Ancak bu yonetmelikte ön- görülen hükumler ruhsatlannı almış binaları kapsamayacak."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle