Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 4 ARALIK 1990
Ankara'da Ulaşun ve Isuınıa...
Ankaralıları düşündüren iki sorunun çözümünde Ankara Belediyesi
bir ölçüde de olsa kendilerine yardımcı olabiiirdi. Enflasyona ve
karşılaştığı çeşitli engellere karşın gücünü halktan alan bir kurum
olarak onun dertlerine ortak olabilir, kendisine duyulan güvenin ne
kadar yerinde olduğunu kanıtlayabilirdi.
Prof. Dr. ERDOĞAN SORAL
Kış mevsimine girdiğimiz bugünlerde Ankara-
lılar birbirlerine kışı nasıl ve kaç liraya ısınarak
geçireceklerini, evlerinden işyerlerine kaça gidip
geleceklerini soruyorlar.
Büyük çoğunluğunu dar gelirlilerin oluşturdu-
ğu Ankara halkının gündemindefci bu sorunlar
önemli bir farkla dün de vardı, bugün de var.
Aradaki fark dün enflasyon bu denli yüksek, ge-
lir bölüşümü bu kadar bozuk değildi. Geçim sı-
kıntısı hiçbir dönemde bugünkü duruma gelme-
miş, yaşamın maliyeti bu kadar ağırlaşmamıştı.
Bu çaresizlik ve umutsuzluk içinde bir kuçük ka-
pı aralıktı, ufukta cılız da olsa bir umut ışığı ya-
nıyordu. O da "sosyal demokrat" düşüncenin
halk katmanlanna yayılması ve benimsenmesiy-
di. Turk ulusu bu arayışı 1980 yılından beri sür-
dürüyordu. 12 Eylül 1980 senaryosunun bozdu-
ğu demokratik dengeleri büyük hoşgörüsü ile ye-
niden yerine oturtmaya çahşıyordu. tlk atılımı
1989 yerel seçîmlerinde yapmış, yönetimdeki 12
Eylül koalisyonunu ilk fır&atta başından ataca-
ğuıı seçim sonuçlanyla belirtmişti. Bu seçimle ye-
rel yönetimler büyük bir çoğunlukla "sosyal
demokrat" düşünceye devrediliyordu. Ankaralı-
ları düşündüren iki sorunun çözümünde Anka-
ra Belediyesi bir ölçüde de olsa kendilerine yar-
dımcı olabiiirdi. Enflasyona ve karşılaştığı çeşitli
engellere karşın gücünü halktan alan bir kurum
olarak onun dertlerine ortak olabilir, kendisine
duyulan güvenin ne kadar yerinde olduğunu ka-
nıtlayabilirdi. Ankaralılann bekleyişi ile beledi-
yenin uygulamalan acaba ne ölçüde çakışıyor-
du?
Ulaşım sorunu ve belediye
Ulaşım sorununun çözümünde Ankara Bele-
diyesi'nin uygulamalan DtE'nin yayımladığı Ey-
lül 1990 tüketici fiyatları endeksine yansıyordu.
Üç büyük şehir içinde (lstanbul, Ankara, Izmir)
ulaştırma ve haberleşme hizmetleri fıyatlanndaki
değişmeler şöyle bir gelişme gösteriyordu:
— 1990 yıh eylül ayında bir önceki aya göre
Ankara'da ulaşım hizmetleri fiyatları % 31.0 ar-
tarken bu anış İstanbul'da % 29.9, lzmir'de •'o
28.9'dur. Bu değişme bir ayda gerçekleşen değiş-
medir. 1990 Eylülü'ne kadar geçen dokuz ayda
acaba ne olmuştur?
— 1989 Aralık ayına göre geçen dokuz ayda
Eylül 1990'da Ankara'da ulaştırma hizmetleri fi-
yatlannda gerçekleşen ortalama artış %67.6'dır.
Bu oran İstanbul'da % 63.8, lzmir'de To68.2 ol-
muştur. 1989 Eylul ayına göre 1990 Eylülü'nde
ulaştırma hizmetleri fiyatlanndaki değişmeler
acaba bu üç ilimizde nasıl gelişmiştir?
1989 Eylül ayı ile 1990 Eylül ayı arasında ulaş-
tırma hizmetleri fiyatlan Ankara'da "It 83.9 ar-
tarken, bu oran İstanbul'da % 76.6'dır. Izmir-
de *!o 80.4 olmuştur. İki yıl için on iki aylık or-
talama değişim oranlannda gelişme nedir?
— İki yılın on iki aylık ortalamalarına göre
Ankara'da ulaştırma hizmetleri fiyatlarında kay-
dedilen artış % 62.7'dir. Bu oran tstanbul'da %
54.2, lzmir'de °/o 74.7 olarak gerçekleşmiştir.
Ortada Körfez bunahmı diye bir olay yokken
Ankara'ya hizmet üretmek durumunda olan be-
lediyenin bir defada ulaşım hizmeti fıyatlannı %
100 orarunda arttırması "sosyal demokrat" dü-
şunceyle nasıl bağdaşır? Bağdaşmıyorsa bunun
arkasındaki nedenleri arayıp bulmak gerekecek-
tir. Ankaralılann ısınrna sorunu ve Ankara Be-
lediyesi'nin bu konuya yaklaşımı söz konusu ne-
denleri önemli ölçüde aydınlatacak niteliktedir.
Isınma sorunu
Son yıllarda Ankara halkının büyük kesimi
Güney Afrika'dan getirtilen ve buhar kömürü
fsteam coal) diye anılan kömürle ısınmaktadır.
Başkent için tehlike oluşturduğu belirtilen hava
kirİiliğini göreli olarak azaltmak için bu kdmü-
run yurtdışından sağlanması uygun görülmüştür.
Buhar kömürunün linyite göre daha az kukürt
(Max Vo 2 , kül Max % 12), uçucu madde (Max
% 18) içermesi alt ısı değerinin (6000 kca 1/kg)
olması gibi nitelikleri yerli kömüre tercih edilme-
sine neden olmuştur.
Bu değişiklik, arkasında bir başka değişikliği
getirmiş, o güne kadar Ulkede üretilen ve Anka-
ra'da tüketilen yerli kömürlerin dağıtımını yapan
Türkiye Kömür Işletmeleri Kurumu (TKİ) dev-
re dışı bırakılmış, onun yerini Ankara Belediye-
si'nin kurduğu bir limited şirket olan "BELKO
LTD" almıştır. BELKO'nun bu işi yapmak için
TKİ'nin sahip olduğu ne deneyimi ne de gerekli
alt>F
apı tesisleri vardır. Bunlardan yoksun BEL-
KO ne iş yapacak, Ankaralılara hangi alanda ya-
rarlı olacaktır?
Bu tür sorular Ankara halkının kafasını kur-
calıyor, ünlemler giderek büyüyor ve spekülatif
çağnşımlara yol açıyordu. Çünkü BELKO ara-
cılıktan başka bir şey yapmıyordu.
1989'da Ankarahlar ANAP'lı belediyeyi dev-
reden çıkanyor, fakat onun kurduğu şirketlerden
yakalannı kurtaramıyorlardı.
BELKO, Güney Afrika kökenli 1 ton kömü-
rü Iskenderun limanında teslim koşulu ile (CIF)
45 ABD Dolan'na ithal etmektedir. 24 Ekim 1990
döviz satış kuruna göre 1 ton buhar kömürunün
TL türünden Iskenderun'a teslim fiyatı 124.110
liradır. Bu kömürün tonu Ankara halkına 125.89
ABD Dolan'na satılmaktadır. TL türünden An-
karalının e\r
ine 1 ton kömür 347.215 liraya tes-
lim edilmektedir. Iskenderun'dan Ankaralının
evine gelinceye kadar 1 ton kömürün fiyatına
80,89 ABD Dolan eklenmektedir. Ankaralı, kö-
mürün Iskenderun'dan evine kadar ulaşması için
223.105 lira ödemektedir.
— tskenderun'a kadar tonu yaklaşık olarak 10
ABD Dolan (yükleme-boşaltma-ulaştırma mas-
rafı) ile getirilebilen kömür için Ankaralı tüke-
tici, lskenderun'd n evine teslimi için özel sek-
töre ton başına yaklaşık 33.92 ABD Dolan öde-
mektedir. Afrika'dan Iskenderun'a ton başına
27.580 liralık yükleme, taşıma ve ulaştırma mas-
rafı ile gelen kömür, Iskenderun'dan Ankara'nm
yoksul tüketicisinin evine 93.538 liraya getirile-
bilmektedir. Bu, sömürü değil de nedir?
— 1 ton Güney Afrika kömürü için Ankaralı
tüketici devlete 26.83 ABD Dolan'run eşdeğeri
olan 74.026 lira ödüyor. Güney Afrika'dan BEL-
KO'nun ithal ettiği kömür üzerinde üç ayrı fon
vardır. Bu fonlann tutan yaklaşık olarak 1 ton
kömürde 27.580 TL'dır (10 $). Sözkonusu fonla-
nn tutan yaklaşık olarak % 22 orarunda güm-
rük vergisine eşdeğerdir. Günümüzde dışardan
alınan sınai girdilerden bu oranda gümrük ver-
gisi alınan az sayıda mal kalmıştır. Ankaralı yok-
sul tüketici aldığı her ton kömür için devlete 10
S fon ödemektedir. 26.83 ABD Dolan'nın geri
kalan kısmını yine devlete ödenen KDV'ler oluş-
tunır. ANAP iktidannın ust düzey yöneticilerin-
de varlıgı bilinen tutkurtun ozu detlet gelirierini
biitçe denetimİDİ aşarak tam bir savurganlıkla
harcamaktır.
— Ankara Belediyesi; başkent halkına BEL-
KO eliyle 347.215 liraya sattığı bir ton ithal kö-
mürunden 20.14 ABD Doları'na eşdeğer 55.541
TL. pay aimaktadır. Bu para karşılığında BEL-
KO, Güney Afrika kömürunün ithal bagiantısı-
nı gerçekkştinnekte, kömürün zamamnda Türki-
ye'ye gelmesini ve Ankaralı tüketicinin evine ka-
dar düzenli olarak gotürülmesinde gerekli eşgü-
diimıi saglamaktadır. BELKO, imtiy-azlı bir aracı
firma olarak bu bizmeti cağdaş işletmecüik
normları içinde en fazla elli kişilik bir kadro ile
yapabilir ve yıllık genel işletme giderlerini çok
genis bir barcama kalıbıoda 5 milvar TL sınır-
lan içinde tutabilir.
Ankara'nm yıllık kömür gereksiniminin
1300.000 ton dolayında olduğu bilinir. BELKO-
nun yılda 1 milyon ton ithal komüru sattıgı var-
sayılırsa şirketin kasasına yılda yaklaşık 55.541
milyon TL. giriyor demektir. Bundan yıllık gi-
derler düşünüldüğünde, BELKO'nun yülık gayri
safi kânnın yaklaşık 50 milyar TL düzeyinde ol-
duğu söylenebilir. BELKO'nun bu kâruu, Anka-
ra Belediyesi'nin yapacağı yatınmlarla Ankara
halkının yaranna kullanması beklenir.
Sonuç
BELKO'nun geçmiş yıllardaki brüt kânnın ne
olduğunu bilmiyoruz. 1990 kânnın ne olacağını
da merak etmiyoruz. Dileğimiz şirketin borçsuz
harçsız bir konumda olması, Ankaralılardan al-
dığı paralarla sağladığı kârı büyük bir özenle ve
titiziikie belediye eliyle Ankara halkı yaranna
kullanmasıdır.
Boyle değil de BELKO kâr etmek bir vana yıl-
lık bilançolannı zararla kapatıyorsa, giderleri ge-
lirlerini aşıyorsa durum hüzün vericidir. Çünkü
BELKO böyle bir durumda kaynaklannı kişisel
ya da siyasal amaçlarla şuna buna dağıtmış de-
mektir. Tekelci konumundan yararlanacak An-
karalı kömür tüketicisinden sağladığı kârı dene-
tim yollannı asarak tam bir savurganhkla har-
camış, yurtiçine / yurtdışına borçlanmış demek-
tir.
Böyle bir sonuç "sosyal demokrat dü-
şüncesinin" benimseyeceği ve içine sindirebileceği
bir sonuç olamaz. Sosyal demokrat eylemin bir
parçası olamaz. Bu tür sonuçlan doğuran neden-
ler SHP üst yönetimi tarafından araştırılmalı,
partinin belediyeyi yönetmesi düşünülemeyece-
ği gibi denetlemekten kaçınması da düşünülemez.
Çünkü Ankara halkı, dünyanın her yerinde ol-
duğu gibi oylannı, belediye başkanının kişiliği-
ne değil programında dünya görüşü pçıkça be-
lirtilmiş ve yerel yönetimlerde gerçekleştirdiği
inançlı, dürüst uygulamalarına güvendiği siya-
sal partiye vermiştir.
HESAPLAŞMA
BURHAN ARPAD
Savaş ve Kurtlar
Dünya haritasının bırçok yerinde "Savaşa hayır! Barışa evet!"
feryatları yükseliyor. Milyonlarca insan, eilerinde pankartlar ve
bayraklarla alanları doldurup "Savaşa hayır!" diye haykırıyor. Ku-
zey Afrika'dan Latin Amerika'ya, Uzakdoğu'dan Orta Amerika
1
ya yığınlar, "Barış! Barış!" diye haykırıyorlar! Milyonlarca gırt-
lak "Savaşa hayır!" diye yırtınıyor. Görkemlı korolar yeri göğü
inletiyor. Kapitalist ya da sosyalist toplumlar diye ayrım yapılma-
dan, dünya kültür ülkeleri Insanları "Barış! Barış! Barış!" diye
gürlûyor, gümbürdüyor!
Tek bir ülke, Pans Antlaşması'nın mürekkebi kurumadan, "Ha-
yır! Hayır! Hayır!" diye çırpınıyor! Dünya uluslarını ılgılendıren
tek bir sorun var!
~ (Arkası U. Sayfada) i 'in-iŞ <J-.
(
BAYRAMİÇ
SULH CEZA HÂKİMLİĞİ
KARAR ÖZETİ
Sayı: 1990/205
1990/177
Hâkim: Cavit Ergül-26488
Kâtip: Meral Yesugey-882
Sanık Osman Özdemir hakkında 1593 sayılı yasaya muha-
lefet suçundan eylemine uyan 1593 sayılı yasanın 289 sayılı
yasayla değişik 282. maddesi uyannca 3 ay hafif hapi# ve
30.000 TL hafif para cezası ile cezalandırılmasına, 647 sayılı
yasanın 4. maddesi uyarınca hapis cezası yerine 270.000 TL
hafif para cezasının TCK'nın 72. maddesi uyarınca toplamı
sonucu 300.000 TL'sı hafif para cezası ile cezalandırılması-
na,
Suçun işleniş şekli ve niteliğine göre sanığın suça vasıta kıl-
dığı meslek ve sanatının takdiren 7 gun süıç iJe tatiline ve ay-
nı süre kadar işyerinin kapatılmasına karar verilmiştir.
2.11.1990
AMASYA KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 1988/144
Davacılar: 1. Hüseyin Gökçe, Beldağ K'den/Amasya 2. Orman
İşletme Müdürlüğü/Amasya
Vekili: Av. Firdevs Göztaş, Amasya
Davalı: ölü Mehmet Torun, Beldağ K.den/Amasya
Dava: Kadastro tespıtinin iptalı
Davacılar tarafından davalı aJeyhine mahkememıze açılan dava-
nın yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karan geregince:
Amasya Beldağ köyıi Deveboynu mevkünde 65 parsel sayılı taşın-
mazın tespit maliki ölü Mehmel Torun mirasvilan eşı Hamza kızj 1944
doğumlu Gülüzar Torun (kendisine asaleten, küçük kızı Şehriban'a
velayeten), Mehmet oğlu 1962 doğumlu Kadir Torun, Mehmet kızı
1965 doğumlu Müzeyyen Torun, Mehmet kızı 1971 doğumlu Hacer
Torun'lann adresleri meçhul olduğundan dava dilekçesi teblığ edile-
memiştir. Adı geçenlerin "3402 sayılı yasanın 28. maddesi gereğince
davada basit yargılama usulü uygulanacağından dava sebep ve delil-
lerini duruşma gunü olan 31.12.1990 günu saat 09.00'a dek bir di-
lekçe ile ya da duruşmaya gelerek bildirmez iseler yargılamanın
yokluklannda yapılarak davanın karara bağlanacağı" tebligat yeri-
ne kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
PENCERE
'Maliyet?..'
Zonguldak'ta grev var...
Nasıl bir grev?
Emekçinin demokratik hakkıdır grev; ama, bu 'genel doğ-
ru'nun kapsamında her grevin somut anlamını ayrıca değer-
lendirmek diyalektiğin gereğidir; çünkü sarı grev var, ücret
grevi var, devrımci grev var, genel grev var, emperyalizmin
hizmetinde grev var, sermaye sınıfının ekmeğine yağ süren
grev var.
Grev gökyüzünde bulutların üstünde yapılmaz, ayaklarını
toprağa dayamalı.
Ne var ki ZongukJak'taki grev ayakJarını toprağa dayamakla
da kalmıyor, yeraltına iniyor, yüzlerce metre derinlikteki ma-
den ocağından kaynaklanıyor; sonra yer üstündeki bölge hal-
kıyla bütünleşiyor.
•
Zonguldak grevi kime karşı?
İlginç bir olay yaşanıyor; Zonguldak'taki grev, Cumhurbaş-
kanı Özal'a karşı...
Çünkü patron özal!..
Daha ilk günden belli oldu; "patron" 48 bin işçi greve yö-
nelirken saçtı savurdu:
'— Sattığımız kömürün bedeli işçinin ücretini karşılamıyor.
Bugün zarar 500-600 milyan buluyorsa, yann yüzde 60 zam
verdiğim/z zaman açık, trilyonun üstûne çıkar. Kim ödeyecek
bu parayı?" (Cumhuriyet, 30 Kasım 1990)
Gerçekten kim ödeyecek?
Kömürü yakmak için satın alan kişi mi ödeyecek? Daha
kısa deyişle halk mı? özal maliyet hesabı yapıyor, halkı işçi-
ye karşı kışkırtıyor; maliyet hesabı yapıyor; oysa yalnız kö-
mürü pahalıya almıyor halk, iğneden ipliğe, otomobilden oto-
büse, giysiden çoraba, pantolondan etekliğe kadar her şeyi
pahalıya alıyor; enflasyon canavarının pençesinde yaşıyor;
ama, ANAP iktidan diyor ki:
— Zonguldak kömür ocaklarını kapatmalı, kömür ithal et-
meli...
— Neden?
— Daha ucuza gelir.
*
Türkiye'nin pek güvendiği tekstil endüstrisi sıkıntıdadır.
Çünkü dışarıdan gelen mal daha ucuza!.. Eğer dış piyasa-
dan gelen bez daha düşük fiyata ise neden ithal etmeyelim?
Ya otomobil? Bugün dışardan kömür ithal etmek isteyenler,
otomotiv endüstrisinde neden korumayı uyguluyoriar? Türki-
ye'de gümrük kapıları açılsa, yerli üretici bir tek araba sata-
maz.
Bir ülkenin sanayi düzeninde koruma geçerliyse, yerli pat-
ronun kasasına akan para halkın cebinden çıkar.
Ne var ki dünyanın en zengin ülkelerinde bile koruma dü-
zenleri vardır. Türkıye'de devletin hazinesinden ve doğaldır
ki halkın cebinden çıkan paralar, "ulusal sanayi kurmak ve
korumak" gerekçesıyle patronların kasasına akıyor; ama, bu
düzenin ülkeye maliyetini kim hesaplayacak? Halkın özveri-
siyle patronun kasasında biriken para yeniden yatınma dö-
nüşmez de çarçura giderse hesabını kim soracak?
Demokrasi işte bunun için gerekli tartışma ortamını yara-
tan rejimdir.
Ancak 82 Anayasası'na göre sermaye-emek dengesinde
yansız kalması gereken sorumsuz Cumhurbaşkanı, kanun-
ları da çiğneyip acımasız patron rolüne çıkarsa, 48 bin ma-
den işçisini toprağın altına gömmek için hiç üstüne vazife
değilken kömür maliyetinin hesabını yaparsa, 19'uncu yüz-
yıl liberalızminden çok daha geride bir çağın karanlıgına dü-
şer.
•
Dünyada böyle liberalizm kalmadı, biz çağ atlarken geç-
miş yüzyıla mı döndük?
IBM PERSONAL SYSTEM/2
YETKİIİ SATICOJUU
ADANA
PORTAŞ 17 21 58
ANKARA
BORDATA Çankaya 139 62 00
BOSS Çankaya 140 51 64
HALICI Raüay 125 83 26
ISOMAK Çankaya 140 50 88
İSTANBUL PAZARLAMA KavaUtdere \(P 44 33
PROTEK KavaUtdere \TI 47 50
ANTALYA
ISOMAK 11 52 03
BURSA
AYKER 27 90 69
BOSS 22 74 03
.MtNERVA 15 15 00
DENİZÜ
EVAC36 294
ESKİŞEHİR
AYTCER 14 72 15
İSTANBUL
AYKER Mecıdıyeköy 174 23 00
BORDATA Meddiyekûy 175 24 30
BOSS Nişantaşt 148 Ty 40
ENTER Gaymtepe 175 10 00
HAUCI Caddebostan 385 41 37
HESMAK Karakûy 151 58 96
ISOMAK Levent 169 97 47
İSTANBU1 PAZARLAMA Gayrettepe 175 12 95
M1KRO StSTEM Gayrettepe 1-2 11 00
PERKOM Mecıdıyehöy 175 47 60
PORTAŞ GiUtepe 180 13 51'
TEKNODATA Ntjantaşı 130 20 40
TEPU.M Mşaraaşı 140 69 58
YABLM Esentepe 172 46 10
İ2MİR
AYKER Çankaya 19 47 41
EGE BİLGİİŞLEM Çankaya 23 13 50
EVAC Alsancak 63 03 75
HESMAK Alsancak 63 13 09
PERKOM Alsancak 63 06 33
YABİM Pasaport 19 03 04
KONYA
AYKER 13 33 30
HALICI 11 14 92 —
KUZEYfOBRIS
TÜRK CÜMHURİYETİ
HESMAK Lefkoşe 81 884
Doğru zamanda, dogru karar: IBM PS/2
Hemen yarın bir IBM Yetkili Satı-
cısı'nın kapısından içeri girin ve
doğru karar için ilk adımı atın. Doğru
zamanda...
IBM PS/2 doğru bir karardır.
Size, geniş bir ürün yelpazesinde çok
sayıda model sunar: Model 30'dan...
Model 80'e kadar. Farklı ihtiyaçlara
farklı çözümler önerir.
IBM PS/2 doğru bir karardır.
Size, en gelişmiş bilgisayar ağını
sunar. Mükemmel bir uyumla birle-
şen eksiksiz parçalar, bilgisayar ağına
maksimum performans sağlar.
IBM PS/2 doğru bir karardır.
Size, geleceğe açık ürünler sunar.
Büyümeye, gelişmeye, yeniliklere
uyum sağlamaya hazırdır.
IBM PS/2 doğru bir karardır.
Yeni yıla girerken, doğru karan
doğru zamanda verin. Yann bir IBM
Yetkili Satıcısı'nın kapısından içeri
girin...