22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 ARALIK 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Petar Beron ayrüıyor • SOFYA (AA) — Bulgaristan'da muhalefette bulunan Demokratik Güçler Birliği'nin (UDF) Başkanı Petar Beron'un görevinden aynlacağı bildirildi. UDF Başkan Yardımcısı Filip Dimitrov, düzenlediği basın toplantısında, Beron'un bu kararını önceki gün UDF'nin bir toplantısı sırasında açıkladığını ve 50 yaşındaki liderin zooloji alamndaki doktorasım hazırlamak istedigini söyledi. Bazı güvenilir kaynaklar ise, Beron'un, geçmişi ile ilgili olarak geçen hafta sonu Devlet Başkanı Jelyu Jelev'e bazı belgeler verilmesi nedeniyle görevinden aynlacağını söylediler. Bulgaristan Sosyalist Partisi'nin yayın organı Duma'da geçen hafta yeralan bir haberde, Beron'un eski Lider Todor Jivkov zamanında Bulgar gizli servisleri ile işbirliği yaptığı ileri sürülmüştü. Mısır'da seçim iktidann • KAHİRE (AA) — Mısır'da parlamentonun yenilenmesi için 29 kasımda yaptlan erken genel seçimin ilk turunda alınan sonuçlar açıklandı. lktidardaki Ulusal Demokratik Parti 454 sandalyeli parlamentoda 144 üyelik kazanırken 38 sandalye de bağımsız adaylar arasmda paylaşıldı. Mısır'daki seçimlere fcatılan beş muhalefet partisinden ise sadece Ilerici Birlik Partisi lideri Halit Muhyittin parlamentoya girmeyi başardı. Birçok seçim bölgesinde adaylann yüzde 50 oy barajmı aşamaması nedeniyle 261 parlamento " üyeliğinin belirlenmesi için 6 aralıkta ikinci tur seçimler yapılacağı bildirildi. Kahire'deki siyasi gözlemciler, ikinci tur sonunda da Devlet Başkanı Mübarek liderliğindeki Ulusal Demokratik Parti'nin parlamentodaki ezici çoğunluğunu korumasına kesin gözuyle bakıldığını belirtiyorlar. G.Afrika'da çaüşma: 64 ölü (AA) — Güney Afrika'da siyahlararası şiddet olaylarına sahne olan 4 yerleşim merkezi "isyan bölgesi" ilan edildi. Güney Afrika Yasa ve Düzen Bakanı Adriaan Vlok, önceki geceden bu yana çatışmalarda ölenlerin sayısının 64'e yükseldiğini bildirdi ve düzenin sağlanması için Johannesburg kenti yakmlannda siyahların oturduğu 4 yerleşim merkezinin "isyan bölgesi" ilan edildiğini belirtti. Vasiliu Atina'ya gidiyor • LEFKOŞA (AA) — Rum yönetimi lideri Yorgo Vasiliu, Kıbns konusunda temaslarda bulunmak üzere yarın Atina'ya gidecek. Vasiliu'ya Atina ziyaretinde Dışişleri Bakanı Yorgo Yakovu, Savunma Bakanı Andreas Aloneftis, Rum yönetimi sözcüsü Akis Fandis ve Dışişleri Bakanlığı Kıbns Masası Şefi Mihalis Attalis eşlik edecekler. Guatemala'da çatışma: 24 ölü • GUATEMALA (AA) — Guatemala'nın Santiago Atitlan kentinde önceki gece, göstericilerle asker ve polis arasında çıkan çatışmada en az 24 kişinin öldüğü haber verildi. Görgü tanıkları, olaylarda 20 kişinin de yaralandığını söylediler. Çatışmalann, bölgede yaşayan bir kişinin esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolması üzerine çıktığı belirtiliyor. Görgü tanıkları, bir grup göstericinin bu durumu protesto amacıyla askeri kurumların önünde toplandığını, ancak askerlerin göstericilere ateş açtığını kaydettiler. Azerbaycan ve Özbekistan'da çatışmalar: 14 ölü Sovyetler'de kanlı günÖzbekistan Cumhuriyeti'nde askerlerle sivillerin çatışmasında 7 kişi öldü. Azerbaycan'da Ermeni teröristlerin saldırısında 7 kişi yaşamını yitirdi. MOSKOVA (AA) — Sovyet- ler Birliği'nin Azerbaycan ve Özbekistan cumhuriyetlerinde çıkan olaylarda toplam 14 kişi öldü. Azerbaycan'da Ermeni te- röristlerin saldınsı sonucu 7 ki- şi yaşamını yitirirken Özbekis- tan'da askerlerle sivil halk ara- sında çıkan çatışmada 4'ü asker 3'ü sivil 7 kişi yaşamını yitirdi. Azerbaycan Cumhuriyeti'nin ikinci büyük kenti Gence'nin güneyindeki Hanlar bölgesinde Ermeni teröristlerin Azerbay- canh polislere pusu kurmasıyla çıkan silahlı çatışmada dördü Azeri polis olmak üzere 7 kişi öldü, olay üzerine bölgeye tak- viye birlikler gönderildi. Azerbaycan Haber Ajansı Azerinform'un bildirdiğine gö- re Hanlar bölgesinin Martuna- şen köyü yakınlarında önceki gün Azeri polislere pusu kuran Ermeni teröristlerin saldırısında üç Azeri polis yaralandı, iki po- lis de kayboldu. Bu polislerin kaçırıldıklan sanıhyor. Azerbaycan îçişleri Bakanlı- ğı çatışmada saldırgan Ermeni- lerden de üç kişinin öldüğunü ve ikisinin yaralandığını duyurdu. Ancak ajansın yayımladığı Azerbaycan Îçişleri Bakanlığı açıklamasında saldınyı düzenle- nen teröristlerin toplam kaç ki- şi olduğu ve bunların kaçının olay yerinden kaçmayı başardığı konusunda bilgi verilmedi. Öte yandan Özbekistan'da askerlerle sivil halk arasında çı- kan çatışma sonucu 4'ü asker, üçü sivil olmak üzere 7 kişi öl- dü. Interfaks servisinin haberine gore Özbekistan'ın Namangan kentinde belediye otobusunde yolculuk eden kent sakinleri ile bölgede görevli ordu birlikleri- ne bağlı askerler arasındaki tar- tışma yumruklaşmaya ve sonra- sında çatışmaya dönüştu. Olay yerine gelen öteki asker- lerle polisİeri taşa tutan halkın da katılımıyla genişleyen olay- larda yaklaşık 2 bin kişi "birbi- rine girdi." DUNYADA BUGÜN ,# f r- HEDEF KIZIL ORDU — Sovyet cumhuriyetlerinde Kızıl Ordu'ya karşı saldınlar giderek artıyor. (Fotograf: Reuter) Çatışmalarda 2 askerle 28 po- lisin de yaralandığı bildirildi. SSCB'de son aylarda ordu aleyhtarlığının kaygı verici bo- yutlara ulaşrnası üzerine Savun- ma Bakanı Mareşal Dmitri Ya- zov, geçen hafta televizyondan halka hitaben akşılmadık bir konuşma yapmış ve askeri bir- liklere, saldırılardan kendilerini koı umak için ateşli silah kullan- ma talimatı verildiğini açıkla- mıştı. Ülkedeki ordu aleyhtarlığına, artan milliyetçilik eğilimleri yu- zünden Sovyet ordusunun "iş- galci" olarak görülmesi ve or- dudaki disiplinsizlik sonucu her yıl 15 bin dolayında gencin öl- mesi yol açıyor. Birlik sözleşmesi Öte yandan SSCB'nin sürqk- li parlamemosu Yüks'ekSovyet, dun yaptığı genel görüşmede Başkan Mihail Gorbaçov'un "yeni birlik sözleşmesi taslagı"- nı ilke olarak benimseyerek tas- lağın gorüşulmek üzere 17 ara- lıkta toplanacak 4. Halk Tem- silcileri Kongresi'ne sunulmasını kararlaştırdı. Başkan Gorbaçov'un da ha- zır bulunduğu dünkü oturum sı- rasında liberal milletvekilleri, yeni birlik sözleşmesi taslağmı, Stalin doneminin ilk yılı olan 1922'de imzalanan ve SSCB'nin bugünkü hukuki yapısının te- melini oluşturan sözleşmeden, ozunde hiçbir değişiklik içerme- diği gerekçesiyle eleştirdiler. Muhafazakâr milletvekilleri ise birlik sözleşmesinin SSCB'nin yeni bir federatif ya- pıya kavuşmasında vazgeçilmez bir yere sahip olacağuıı savun- dular. Rusya Federasyonu'nda tarihi karar Toprakta'özelmülkiyet'Rusya Federasyonu'nda dün akşam alınan kararla SSCB'nin kuruluşundan bu yana ilk kez köylülerin toprak sahibi olması hakkı kabul edildi. MOSKOVA (AA) — SSCB'nin en buyük cumhuriyeti olan Rusya Federas- yonu'nun en yüksek yasama organı olan Halk Temsilcileri Kongresi, Başkan Mi- hail Gorbaçov'un ancak bir halkoyla- masıyla benimsenmesi zonınlu gördüğü- nü açıklamasına karşın, dün akşam yap- tığı oylamada, toprağın özel mülkiyet konusu olmasını onayladı. Böylece Sovyet devletinin kuruluş dö- neminden beri, köylülerin toprağın sa- hibi olabilmelerine ilk kez olanak sağ- lanmış oldu. Rusya Federasyonu Halk Temsilcile- ri Kongresi'nin, tarım sektörünün, kır- sal kesimi ve tarırasal sanayii canlandır- mayı amaçlayan özel gündemli toplan- tısının dünkü oturumunda ad okunarak yapılan oylamada, milletvekilleri, top- rağın belirli kısıtlamalarla satışına onay veren kararı büyük bir çoğunlukla be- nimsediler. Benimsenen karara göre, toprak sa- hibi kişiler, bu toprağı en az 10 yıl elle- rinde tutmadan satamayacaklar ve sat- mak istedikleri zaman da ancak yerel Sovyetlere ve dolayısıyla devlete satabi- lecekler. Geçen salı günü başlayan Rusya Halk Temsilcileri Kongresi'nin en tartışmalı gündem maddesi haline gelen toprakta özel mülkiyet konusu böylece bir uzlaş- mayla karara bağlanmış oldu. Liberal milletvekilleri, toprağın özel mülkiyetinin hiçbir sınırlama getirilme- den kabul edilmesini isterken başını Ko- münist Partili milletvekillerinin çektiği muhafazakârlar, toprağın özel mülkiyet konusu olmasına ilke olarak evet der- ken, toprağın satış konusu olmasına şid- detle karşı çıkmışlar ve işlenmeyen top- rağa devletin el koyması formülünde ıs- rar etmişlerdi. SSCB'nin en büyük cumhuriyetinin benimsediği bir karar, Başkan Gorba- çov'u köşeye sıkıştırmış bulunuyor. Başkan Gorbaço\, piyasa ekonomisi- ne geçiş tartışmalannın gündemde oldu- ğu günlerde, toprağın özel mülkiyet ko- nusu olup olamayacağına ancak halkın doğrudan karar verebileceğini belirtir- ken, geçen hafta Moskova Komünist Parti Örgütü'nün toplantısında yaptığı konuşmada, toprakta özel mülkiyete bü- tün gücüyle karşı çıkmaya devam ede- ceğini söylemişti. Rusya Halk Temsilcileri Kongresi, fe- derasyonun kırsal ekonomisini canlan- dırmak amacıyla bir dizi karar daha al- dı. Bunlar arasında tanm sektörüne fi- nansman desteği sağlanması ve tanma dayalı sanayilerin güçlendirilmesi de yer alıyor. Washington ve Bağdat diyaloğun 'ikili' olmasında anlaştı ABD ile Irakyalnız görüşecekDış Haberler Seo isi — Was- hington ile Bağdat, ABD Baş- kanı George Bush'un önerdiği görüşmenin "ikili" olarak ya- pılması ve başka ülke temsilci- lerinin bu gorüşmelerde yer al- maması konusunda anlaştı. ABD Dışişleri sözcüsu Mar- garet Tutweiler tarafından dün yapılan açıklamada, "Mütte- fiklerimiz, Bağdat'taki elçiliği- miz \e Irak hükiimetiyle yap- tığımız görüşmekrden sonra, diyaloğun ABD ile Irak arasın- da ikili olarak yapılması kara- rına vardık" dedi. Tutweiler Irak'm henuz ABD'nin diyalog çağrısına resmen cevap verme- diğini hatırlattı. Başkan Bush diyalog çağrı- sında ABD'nin önde gelen müttefiklerinin de gorüşmeler- de yer almasını önermişti. Bu- nun üzerine Irak da kendi müt- tefiklerini davet edeceğini bil- dirmişti. Irak'ın görüşmelere katılmasını istediği müttefikle- rinden birinin Filistin Kurtuluş Örgütü olacağmın öğrenilmesi üzerine Washington bu isteğin- den vazgeçti. Böylece goruşme- lerin iki taraf arasında "ikili" olarak yapılması konusunda anlaşma sağlandı. Cheney ABD Savunma Bakanı Ric- hard Cheney, Irak'a karşı yap- tınmların sonuç vermesinin uzun süre beklenemeyeceğini söyledi ve "Ne yapacaksak şiradi yapalım" dedi. Cheney, Genelkurmay Baş- kanı Colin Powell tarafından da desteklenen ifadesinde, uluslararası koalisyonu uzun süre bir arada tutamayacakla- rını söyledi ve "Saddam ile şimdi, koalisyon sağlamken, BM arkamızdavken, 26 ülke- nin silahlı kuvveti bölgedeyken uğraşmak, 5-10 yıl sonra koa- lisyon iiyeleri kendi yollanna gittiğinde ve Irak daha da iyi si- Saddam'ın nükleer ihtırasına dikkat çektiğini söylediler. Oturum sırasında Cheney, Irak'ın füze gücünü de vurgu- ladı ve Irak fuzelerinin bölge- ye olan etkisini gosteren bir ha- rita sundu. Haritada Türkiye'- nin de Irak fuzelerinin menzili içinde yer aldığı görüldü. Che- ney, yaptırımların şimdiye dek başarılı biçimde uygulandığını, ABD, Irak'ın Filistin Kurtuluş Örgütü'nü çağıracağını öğrenince, müttefik ülkelerin de görüşmelere katılması isteğinden vazgeçti. ABD Savunma Bakanı Cheney, Irak'a karşı yaptırımların sonuç vermesinin uzun süre beklenemeyeceğini söyledi ve "Ne yapacaksak şimdi.yapalım" dedi. Cheney "Türkiye bizim için çok önemli bir ülke ve koalisyonun da kilit organı" diye konuştu. Irak Savunma Bakanı Abdüsselam Muhammed Said, ülkesine karşı uygulanan ambargonun, ilaç ve sütü de kapsaması nedeniyle 5 yaşın altında 1416 çocuğun ölmesine yol açtığını bildirdi. Turkiye'nin petrol hattını kes- mesi sonucu Irak'ın ihracat ge- lirinin sıfıra indiğini anlattı. Cheney, "Türkiye bizim için çok onemli bir ülkedir ve koa- lisyonun da kilit ortağıdır" de- di. ııış uoijjesel super giiç olduğunda uğraşmaktan daha Iyidir" diye konuştu. Senato Silahlı Kuvvetler Ko- misyonu'nda yönetimin Körfez politikasını savunan ve üyele- rin sorulannı yanıtlayan Che- ney ve Powell, Irak'ın nükleer gücünu abartarak harekâtı ba- hane olarak kullandıkları yo- lundaki iddiaları da reddettiler ve yonetınıiıı başından berı 1416 çocuk öldü Irak Savunma Bakanı Ab- düsselam Muhammed Said, ül- kesine karşı uygulanan ambar- gonun 5 yaşın altında 1416 ço- cuğun ölmesine yol açtığını bil- dirdi. Bakan, olümlerin, ilaç vesü- tün de ambargo kapsamında tutulması yüzünden meydana geldiğini one sürdü. Kimyasal tatbikat Irak'ın önceki gun kendi topraklarında füze atış dene- mesi yaparken, aynı zamanda kimyasal silahla saldırı tatbika- tı da yaptığı açıklandı. İngiliz Haber Ajansı Press Association'ın (PA) Batılı İs- tihbarat Servisleri'ne dayana- rak bildirdiğine gore. Irak Ku- veyt'in kuzey sınınndan 150 km. uzaklıkta 4 adet El Huse- yin ve El Abbas füzesini dener- ken, bu füzelere kimyasal baş- lık yerleştirme tatbikatı da yap- tı. 50 bin asker Almanya'da uslenen Ameri- kan 7. kolordusundaki 50.000 askerin ocak sonuna kadar Körfez'e gonderilecegi bildiril- di. Açıklamayı yapan Avrupa'- daki Amerikan kuv\etlerinin komutanı General Crosb> E. Saint, gönderilecek 50.000 as- kerin, VVashington tarafından daha önce açıklanan Körfez'e gönderilecek 200.000 kişilik takviye birliğin bir bölümünu oluiturduğunu belirtti. Parlamento feshedildi N'DJAMENA (Ajanslar) — Çad'da yönetimi ele geçiren va- tansever Kurtuluş Cephesi'nin lideri İdris Deby, anayasayı as- kıya aldı, ulusal meclisi de fes- hetti. Bu karar gözlemciler tarafın- dan önceki gün başkenti ele ge- çiren İdris Deby'nin uzlaşmaya niyeti olmadığını ve Yurtsever Kurtuluş Hareketi'nin yürütme komitesi tarafından hazırlanan programı uygulamaya kararlı olduğu şeklinde yorumlandı. Başkentten cumartesi günü ka- çan eski Devlet Başkanı Hisane Habre'nin akıbeti hakkında ise çelişkili haberler geliyor. Kimi kaynaklar Habre'nin komşu Kamerun'a gittiğini bildirirken Libya resmi haber ajansı JA- NA, Habre'nin öldürüldüğünü öne sürdu. İdris Deby, önceki gece baş- kente geldikten sonra yaptığı kı- sa açıklamada, devlet başkanlığı görevini üstlenip üstlenmeyeceği konusundaki bir soruyu "Şu anda onu düşünmüyorum. Bu konuda kararı partim verecektir" şeklinde yanıtladı. Idris Deby, daha sonra Fran- sa Büyukelçisi François Gende- ru ile görüştü. Ancak görüşme konusunda bir açıklama yapıl- madı. Geçen yıl Hisane Habre, İd- ris Deby'yi darbe hazırlamakla suçlamıştı. Deby, bunun üzeri- ne Sudan'a kaçmış ve eski müt- tefikine karşı gerilla gücünü ör- gütlemisti. ALISIRMEN Hayır Bay Taner Şu ANAP'lılar bir garip insanlar. Sanki muhalefetteyrniş- ler gibi kendi icraatlarını eleştirmekte üstlerine yok. Türkiye1 deki kavram kargaşası o hale gelmiş ki iktidar olanlar yan- lışları düzeltecekleri yerde diie getiriyorlar, ama düzeltmek için hiçbir şey yapmıyorlar. Güneş Taner'in Sabah muhabirleri Emre Aygen ile Emin Varol'a Brüksel'de söyledikleri, bu tutumun tipik bir örneğini oluşturuyor. Sayın Taner, TRT'nin eski Genel Müdürü Cem Duna'yı savunurken bakın neler söylemiş: "Cem Duna'nın görevinden alınması için çalışanlar, şimdi daha fazlasını ya- panlara ağzını açmıyorlar. Niye, deger yarşıları mı değişti?" Sanki Cem Duna'yı getiren ANAP ve Ozal'dı da şimdiki Genel Müdür Kerim Aydın Erdem'i getiren de muhalefet. ik- tidar partisinin bir bakanı TRT'yi eleştiriyor. TFTT'ye yönelti- len eleştiri ise ANAP'ın ve fiili başkanının borazanlığını yap- mak ve Türk-İslam sentezci yayınları sürdürmek. Bunu do- laylı yoldan eleştiren de muhalefetten ve basından gelen tüm eleştirilere kulak tıkayan iktidann bakanlarından biri. Pes doğrusu! Ama artık bu tür pişkinliklere de alıştık. Bizim bugün üs- tünde durmak istediğimız nokta Sayın Bakan'ın konuşması- nın bir başka bölümü. Bay Taner konuşmasının bir bölümünde Avrupa ile Türki- ye arasındaki sorunun ekonomi değil din olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Papa, AT'ye ilk geldiğinde 'Hıristıvan Avrupa' dedi. Papa'nın yaptığı faundamantalızm değil mi?" • Doğrusu Papa'nın Avrupa'yı olu,şturanların çoğunluğunun Hıristiyan olduğunu vurgulamasını yadırgamak ya da işine öyle geldiği için olayın bu yanının altını çizmek pek inandırı- cı bir davranış değil. Türkiye ile Avrupa arasındaki esas sorunun din olduğunu söylemek ise tümüyle yanıltıcıdır. Bugün Avrupa'da din öğe- sinin hiç geçerli olmadığım, insanların dine boşverdiklerini söylemek istemiyoruz. Ama şu gerçeği de görmemiz artık zorunludur: Avrupa büyük çoğunluğunu Hıristiyanların oluş- turduğu bir laik ülkeler topluluğudur ve bu topluluk, şimdi bir Avrupa Birliği'ne doğru yol almaktadır. Avrupa ülkeleri içinde din öğesinin öbürlerine oranla da- ha ağır bastığı diyarlar vardır. (Polonya ve İtalya gibi.) Ama oralarda bile kılisenin ya da Papa'nın ruhani etkisi, siyasal iktidan sultası altında tutmaz. Türkiye ile Avrupa arasındaki bu farklılık, Hıristiyan dini ile Müslümanlık arasındaki ayrı- lıktan çok Avrupa'yı oluşturan ülkelerin taa 14. yüzyıldan baş- layarak laiklik yolunda ilerlemiş ve sonunda bu kurumu geri dönülmez biçimde toplumlarının temel taşlarından biri hali- ne getirmiş olmalarından doğuyor. Türkiye ile Avrupa arasında büyük ekonomik sorunlar bu- lunduğu bir gerçektir. Enflasyonu yeniden üç rakamlıya tır- manma eğilimi gosteren Turkiye'nin, bu durumuyla Avrupa ekonomisine ayak uydurması zordur. Türkiye'deki sosyal gü- vence kurumları Avrupa'nın çok gerisindedir. Bütün bunlar bir gerçek. Ama yine de sorunu yalnız ekonomik açıdan görürsek ya- nılırız. Avrupa, uluslaşmış toplumlann şimdi daha üst düzeyde bir bütünleşmeye yönelme süreci içindedir. Türkive'de ise uluslaşma süreci tersine çevrilmeye çalışıl- makta, din, kimliğin belirleyicı öğesı olarak sunulmaya uğra- şılmaktadır. Özgür, temel hak ve özgürlüklerine sahip bireylerden olu- şan bir topluluğun içinde, temel hak ve özgürlüklere boy ve- ren bir kullar toplumunun doğallıkla yeri olamayacaktır. Temel hak ve özgürlükler. bireyin değeri gibi konularda or- tak ölçütlerde birleşenler, insanının bu yönünü görmezden "• gelen, eğitim düzeyi ile onu bulunduğu yerden de daha ge- riye iten, istihdam sorununu başkalarının sırtından çözmek isteyen bir toplumu aralarına almazlar. Şimdi bu denli basit gerçekleri görmezden gelerek. ,"On- lar Hıristiyan, bizi Müslüman olduğumuz için istemiyoriar" derseniz Sayın Bay Taner, bunu kaburettifemezsiniz." " Hayır, Bay Taner! gerçeği saptırmayın. Avrupa ile Türkiye arasındaki sorun din değil, çoğu sizin iktidarınızın da sorum- lusu olduğu öbür oğelerdir. ANKARA AT Konseyi'ne hazırlıkAT Komisyonu'nun Akdeniz havzasından sorumlu komiseri Abel Matutes'le 6 aralıkta başlayacak temasların ağırlık noktasını dördüncü mali protokol üzerindeki Yunan engelinin aşılması oluşturacak. YASEMİN ÇONGAR ANKARA — Avrupa Top- luluğu'nun (AT) Türkiye ile ilişkilerinin geleceğini büyük ölçüde belirleyecek olan işbir- liği paketinin iki hafta sonra onayianması bekleniyor. Topluluk Bakanlar Konse- yi'nin 18 aralıktaki toplantısın- da ele alınması beklenen işbir- liği paketinin en kritik unsuru- nu, 12 Eylül askeri müdahale- si dolayısıyla askıya alınan dor- düncü mali protokol oluştura- cak. Türkiye açısından mali hiçbir onemi olmayan, ancak bir "siyasi sınav" niteliği taşı- yan bu protokolün Yunanistan vetosu aşılarak uygulamaya konulması yönündeki girişim- ler, bu haftadan itibaren hız- landınlıyor. Bu çerçevede, ya- nn Ankara'ya gelecek olan AT Komisyonu üyesi Abel Matutes ile de yoğun görüşmeler yapı- lacak. Topluluk Komisyonu'nun Akdeniz havzasından sorumlu İspanyol Komiseri Abel Matu- tes 6 aralıkta başkentteki yet- kililerle bir araya geldiğinde, Ankara'nın işbirliği paketinden neler beklediğini son kez en kapsamh biçimiyle öğrenmeye çalışacak. Dışişleri Bakanlığı yetkililerinden edindiğimiz bil- giye göre Matutes'e Turkiye'- nin kendisini topluluk tam üye- liğine hazırlayıa nitelikte bir iş- birliği paketi istediği, bu amaç- la var olan geniş kapsamlı pa- ketin dinamik biçimde uygu- lanmasını beklediği aktarıla- cak. Matutes aracılığıyla Brük- sel'e iletilecek temel mesajı ise Yunanistan'ın dördüncü mali protokol üzerindeki engelinin aşılması yönünde topluluk üye- lerine büyük bir görev düştüğü ve bu görevin yerine getirilip getirilmemesinin Ankara'nın geleceğe yönelik planlarını ya- kından ilgilendireceği doğrultu- sunda olacak. Gümrük birliğinin 1995 yılı- na kadar sağlanması, mali iş- birliği, sınai-teknolojik yakın- laşma ve siyasi ilişkilerin güç- lendirilmesi olmak üzere dört ana başlıktan oluşan işbirliği paketinin Ankara açısından en sorumlu boyutunu oluşturan "mali işbirliği" konusunun na- sıl yürütüleceği 18 aralıkta ke- sinlik kazanmış olacak. Dör- düncü mali protokol üzerinde- ki engellemesini sürdüren Yu- nanistan'ın bu tarihte yapıla- cak oylamada veto hakkını kullanması durumunda, proto- koller aracılığıyla yürütülen mali işbirliği programı Türki- ye açısından fiilen yürürlükten kalkacak. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, topluluğun paketin unsurlannı yaşama geçirmeye yonelik gerekli mali imkânlan butçesine koyduğunu ve Avru- pa Yatırım Bankası'nı hareke- te geçırme eğiliminde olduğu- nu anımsatarak mali protoko- lün işlevsel önemini ikinci pla- na itiyorlar. Ancak protokolün Yunan vetosuna takılması ha- linde, topluluk ile Türkiye ara- sındaki mali işbirliğinin resmen 1964'ten beri yürürlükteki üçüncü mali protokol düzeyin- de kalacak olmasının siyasi sa- kıncalarına da dikkat çekiliyor. Yunanistan sıkıştı Bu arada, Kıbns sorunu çö- zülnıediği sürece dördüncü ma- li protokolü engelleyeceğini res- men bildiren Atina yönetimi, bu tutumu nedeniyle giderek artan eleştirilere hedef oluyor. Yunanistan Başbakanı Kons- tantin Mitsotakis'in kendisin- den önce bu görevi yürüten Andreas Papandreu'ya göre topluluk çevrelerinde daha çok sevilmesi de bu eleştirileri yu- muşatmaya yetmedi. Öte yandan, Turkiye'nin topluluktan beklentileri hâlâ "tam üyelik" olarak özetlen- mekle birlikte Ankara, toplu- luk dışı ülkelerle geliştirdiği ekonomik işbirliğini bu isteği- ni destekleyen önemli bir koz olarak öne sürmeye başladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle