Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 KASIM 1990 HABERLER CUMHUR/YET/J3
P A R L A M E N T O D A N
Ersin'den önerge
Ersin, Cumhurbaşkanı Turgut özal tarafından Anayasa
Mahkemesi üyeliğine seçilen Haşim Kıhç'ın 'tarikatçı'
olduğuna ilişkin iddialan bir som önergesiyle TBMM
gündemine getirdi. SHP'li Ersin, Başbakan Yıldının AJcbuJut
tarafından yanıtlanmasıru istediği soru önergesinde, Kılıç
hakkındaki "şeytan aletidir diyerek televizyon seyretmediği,
Atatürk portresinin asüı olduğu çalışma odasına girmediği,
laikliğin karşısında olarak Türk insanına teokratik devlet
yapısını benirasetmek için büyük raücadeJe verdiğı"
yoîundaki iddiaları haurlatu. Ersin, Başbakan Akbulut'a,
"Bu kafadaki bir kişinin Cumhurbaşkanı tarafından devletin
en onemii orgaıuna seçilmesini nasıi karşılıyorsunuz. Biz
'bu kişi laik cumhuriyetin başkanı olamaz' dediğimizde,
bize inanmamakla ne kadar hata yaptığınızın farkuida
mısınız?" diye sordu. (Ankara / ANKA) _ _
TRT Genel Müdürüâ
maaşının, tercihine göre Başbakanlık Müsteşannın
almakta olduğu aylık veya sözleşme ücreti ile
eşitlenmesini öngören yasa tasansı, dün TBMM Genel
Kunılu'nda görüşüldü. TRT Genel Müdürünün net 3
milyon 700 bin lira olan maaşının 6 milyon 145 bin
liraya çıkmasına olanak veren tasarı karar. yeter sayısının
olmaması nedeniyle oylanamadı. Tasanya göre TRT
Genel Müdürüne, Başbakanlık Müsteşannın ikramiye
dahil ayLk veya sözleşme ücretinin ödenmesi
öngörülüyor. Aylık ödemelerinde ek gösterge, kıdem ve
taban aylıkları ile sosyal yardım, zam ve tazminatlar
esas alınacak.
P A R T i L E R D E N
*Vbn hacVîJniiV ANAP Genel Başkan
Idl 1 üct^KdlUlK y a r d ı m c ı s ı GaJip Demirel
"yarı başkanlık" sistemindeki tüm yetkilepn 1982
Anayasası ile cumhurbaşkanına verildiğini belirterek
"yarı başkanlık sistemi Sayın Evren ile başladı" dedi.
Galip Demirel anayasa ile cumhurbaşkanına verilen
yetkileri sıralayarak "Anayasal kuruluşların üyplerinin
büyük çoğunluğunu cumhurbaşkanı atamaktadır. Hiçbir
nakil ve tayin karamamesi veya ekonomik kararname
cumhurbaşkanının onayı olmadan yürürlüğe konulamaz.
Cumhurbaşkanı istese bütün bakanlar kurulu
toplantılanna başkanlık edebilir. Bunlar 82 Anayasası ile
cumfaurbaşkaniığına verilen yetkiler ve bu yan başkanlık
sistemindeki yetkileri içeriyor" dedi. (ANKA)
Ifnnrtre* tainn'mi SHP Merkez Yürütme
K O n g r e taKVimi Kurulu'nun üye listelerinin
askıda kalması için belirlediği sürenin 20 kasımda sona
ermesiyle birlikte, illerden gönderilen üye listeleri genel
merkeze gelmeye başladı. Kongrelere
katılacak delege seçimlerinde geçerli
olacak üye kayıtlarının bügisayara kaydı
devam ederken aralık ayı başından
itibaren yasal prosedür gereği listeler
yeniden askıya çıkarılacak. SHP Parti
Meclisi'nin üye kayıtlannın
kesinleşmesinden sonra kongre takviminin belirleyeceği
bildirilirken MYK'nın görevden aldığı Adana ve Seyhan
kongrelerinin en geç ocak ayında yapılması bekleniyor.
SHP olağan kongresinin de yasa gereği haziran ayına
kadar toplanması gerekiyor. (UBA)
'Baykal Fan
Inönu'ye karşı başkanlık yarışını kaybeden eski Genel
Sekreter Deniz Baykal liderliğinde sosyal demokrasinin
iktidar olacağı inancıyla Baykal 'Fan Clup' kuruldu. Deniz
Baykal'ı 1992 genel seçiralerine haarlamak amacıyla
oluşturulan organizasyona, "Hedef 1992 hizmet
organizasyonu" adı konuldu.
Uyar'dan Aksu'ya Jgj^gff M Uyar>
lskenderun'da "Savaşa Hayır" diyen bir babanın dört
çocuğu ile birlikte gözaltına alnımasını bir soru
önergesiyle TBMM gündemine getirdi. Ali Uyar, tçişleri
Bakanı Abdülkadir Aksu'ya yönelttiği soru önergesinde,
bir babanın çocuklarını katliamdan korumaya
çalışmasının suç olup olmadıgıhı sorarak Aksu'ya "Siz
savaşa taraf mısmız" sorusunu yöneltti. (ANKA)
Yi'İrpkil mİiİPtVPİCİIl D*1 1 1 0
^3 1
MerkezI UTCKll II1111CLVCKİ11P a r t i ( D M P ) G e n e l
Başkanı Bedrettin Dalan, anayasaya göre Meclisteki boş
sandalye sayısının yüzde 5'i bulması halinde, erken ara
seçim mecburiyeti doğduğunu belirterek
"ŞHP ve DYP'den bunun için 10 yürekli
miJletvekili istiyoruz" dedi. Dalan dün
yaptığı basın toplantısında, erken ara
seçime gitmek için mevcut duruma göre 12
milletvekilinin istifasına ihtiyaç olduğunu
belirterek DMP'den ikijnilletvekilinin
buna hazır olduğunu biJdirdi. Dalan, DYP lideri
Süleyman Demirel ve SHP lideri Erdal Inönü başta
olmak üzere SHP ve DYP'den 5'er milletvekilinin
istifasına ihtiyao-oiduğunu kaydetti. Muhalefet
liderlerinin, getirdikleri bu teklife rağmen erken ara
seçime zorlamamaları halinde, iktidan rahat
bırakmalarını isteyen Dalan, "iktidar artık istediği gibi
at koştursun, muhalefet ağzını kapatsın. Bu imkânı
muhalefet kullanmazsa, iktidan bir daha
gayrimeşrulukla suçlamasın. Bunun için 10 yürekli adam
istiyoruz" dedi. (ANKARA/AA)
Anayasa önerisi
anayasanın Avrupa Insan Hakları Sözleşmesi, Helsinki
Sonuç Sözleşmesi ve AGİK doğrultusunda yeniden
hazırlanmasıaı, ancak başkanlık sisteminin anayasa
değişikliğinin önkoşulu olarak öne surulmemesi gerektiğini
açıkladılar. Sosyalist Birlik Partisi kurucu milletvekilleri
Kemal Anadol, Ekin Dikmen, Hüsnü Okçuoğlu ve Kâmil
Ateşoğulları, dün TBMM'de yaptıklan basın toplantısında,
özal'ın yeni anayasa önerisini "ciddi ve tartışılabilir"
bulduklannı ifade ederek "Türk insanına 12 Eylül
koşullannda zorla giydirilen bir deli görrüeği olan 1982
Anayasası'nın değiştiriimesi önerisi, tartışmaya açılarak tepki
anayasalarının yerini çağdaş yeni bir toplumsal sözleşme
almalıdır" dediler.
SHP 170 maddelik alternatifanayasa taslağı hazırlıyor
'Ifetkisiz cumhurbaşkanı9
SHP lideri, 1982 Anayasası'nın tümüyle
değiştirilmesini başından beri istediklerini ve
bunu TBMM'de yeterli çoğunluğu sağlayınca
gerçekleştireceklerini vurguladı. İnönü, Özal'ı
kastederek "Devletin laik temellerine karşı
olduğunu bildiğirniz biri diktatör olsun diye
'evet' diyemeyiz" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — SHP tarafından hazır-
lanan "alternatif anayasa" tas-
lağında, cumhurbaşkanhğının
"yetkisiz ve sorumsuz, semboiik
bir makam" olarak önerileceği
öğrenildi. SHP Genel Başkanı
Erdal tnönü, Cumhurbaşkanı
Tnrgut Özal'ın sözünü ettiği
anayasal değişikliğin, kendi öne-
rileri ve 1982 Anayasası'nın de-
ğişmesi ile ilgili olmadığını sa-
vunarak, "Devletin laik temel-
lerine karşı olduğunu bildiğimiz
biri diktatör olsun diye 'evet'
diyemeyiz" dedi.
SHP Merkez Yürütme Kuru-
lu'nun dün akşam Erdal tnönü
başkanitğında yapılan toplantı-
sında, SHP Anayasa Komisyo-
nu'nun çalışmaları ele ahndı.
Komisyon Başkanı Kâzun Yeni-
ce, çaüşmalar hakkında Uyelere
bilgi verdi. SHP'nin hazırladığı
anayasa taslağının yaklaşık 170
maddeden oluşacağı ve bugüne
kadar yapılan çalışmalarda 130
maddenin tamamlandığı öğre-
nildi. SHP Genel Başkanj Erdal
înönü'nün, taslak ile "bizzat" il-
gilendiği ve taslağın en geç ocak
ayı başlannda tamamlanacağı
bildirildi. Taslak daha sonra
MYK'ya sunularak son şeklini
alacak.
Taslak çalışmasının tümüyle
"teknik" olduğunu kaydeden bir
MYK üyesi, anayasa taslağının
parlamenter sistemin ve temel
hak ve özgürlüklerin yerleşme-
si, işlemesi üzerine kurulduğu-
nu, MYK'nın da taslağı "siyaseJ
ve parti politikalan açısından"
değerlendirdikten sonra parti
meclisine sunarak kamuoyuna
sunacağını söyledi. Taslakta
cumhurbaşkanhğı "yetkisiz ve
sorumsuz" bir semboiik makam
olarak öneriliyor.
SHP lideri, dün TBMM'de
düzenlediği basın toplantısında,
1982 Anayasası'nın tümüyle de-
ğiştirilmesini başından beri iste-
diklerini ve bunu TBMM'de ye-
terli çoğunluğu sağlayınca ger-
çekleştireceklerini vurguladıktan
sonra "Ama bugiin gündeme ge-
tirilen tartışma başka bir şey. Bn
tartışmayı gündeme getiren Sa-
yın Ozal bugüne kadar anayasa-
dan şikâyet etmiyordu" dedi.
İnönü, 1982 Anayasası'nın hal-
kın demokratik özlemlerine ya-
nıt vermediğini, yargıç güvencesi
sağlanıadığını, vatandaşlar ara-
sında aynmcılığa neden olduğu-
nu, çalışma barışında eksiklik-
ler taşıdığım, ancak özal tara-
fından bu konuların bir kez da-
hi gündeme getirilmediğine dik-
kat çekti. Tam tersine kendileri-
nin bunlann sağlanması yolun-.
daki isteklerine özal ve ANAP'-
ın karşı çıktıklannı ammsatan
inönü, bunun örneğinin siyasi
yasakların kaldırılmasında ya-
şandığını, özal'ın ve ANAP'ın
TBMM bunu yapabilecekken,
halkoylamasına götürdüklerini
belirtti. İnönü, yerel yönetim se-
çimleri konusunda da benzer bir
sürecin yasandığını ifade ettik-
ten sonra "ANAP iki kez hal-
koylaması istedi. İkisi de de-
mokratik degildi. İkisi de halk
tarafından reddedildi" dedi.
tnönü, özal'ın milletvekilliği,
Cumhurbaşkanljğı ve yerel se-
çimleri birlikte yapalım önerisi-
nin de "iptidai" olduğunu söy-
leyerek şöyle devam etti:
ye yapılıyor. Zaten 1992'de se-
çim olacak. Biz erkeri seçim is-
tiyoruz, ama zaten en geç
1992'de yapılacak. Aynca önü-
müzde ara seçim var. Şimdi bu
seçimler için pazariık mı yapa-
cagız? Bu secimleri yapmak için
anayasayı mı degiştirmek gere-
. Şayıstay Yasas, değışıldığının
d e
*** ^ " ^ t hesaplan-
^ "»r parçası oMugunu düe ge-
" r e n
'nönu "Umuyoruz Id
Anayasa Mahkemesi bu yasayı
"Seçimlerin ne zaman yapıla- iptal edecek. Şimdi bu yasa ile
cagı anayasada var. Bu yaklâşım Anayasa Mahkemesi üyeliğine
nereden çıkıyor? Sayın Özal'ın gelen üye, kendisinin bulundu-
içinde bulunduğu müşkii) du- ğu neyetin kararına göre ne ya-
rumdan çıkanlması için. Bunlar pacak? Durumu ne olacak?
kişisel keyfı durumdan çıkan ge- Böyle bir durumda yapması ge-
rekçeler. Halkın başka sıkınlısı reken istifa etmektir" dedi. Inö-
yok mu? Bunlar Türkiye halkı- nü, "Laik düzenin temellerine
nı ne kadar nasıl etkiliyor? Bu karşı olduğunu bildiğimiz kira-
harekeller Sayın Özal kişisel seyi diktatör yapjnak için bnna
egemenligini devam ettirsin di- evet diyemeyiz" dedi.
DYP lideri "Kontrgerilla olayını kimse ağzında çiğnemesin" dedi
Demirel: Meydan okuyorumAnayasa Mahkemesi'ne
yapılan atamalardan endişe
duyduklarını belirten
Demirel, "Elimizde güç
olsa Anayasa
Mahkemesi'ni ıslah
etmenin yollannı ararız"
dedi. Ecevit'in kontrgerilla
ile ilgili sözlerini de
değerlendiren Demirel,
"Benim idare ettiğim
Türkiye'de esrarengiz şeyler
olmuşsa onu bulup -
çıkarsınlar, sorumlusu
benim" şeklinde konuştu.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — DYP Genel Başkanı
Süleyman Demirel, Anayasa
Mahkemesi'ne yapılan atama-
lardan endişe duyduklarını be-
lirterek "Elimizde güç oisa Ana-
yasa Mahkemesi'ni ıslah etme-
nin >ollanm aranz" dedi. Demi-
rel, DSP Genel Başkanı Biilent
Ecevit'in Kontrgerilla ile ilgili
sözlerini değerlendirirken "Mey-
dan okuyorum. Kontrgerilla
olayını kimse agzında çiğneme-
sin. Benim idare ettiğim Türki-
ye'de esrarengiz şeyler olmuşsa,
onu bulup çıkarsınlar, sorumlu-
su beninT'dedi. DYP lideri, TÜ-
SlAD'a başkan adayı olmayaca-
ğını açıklayan Cem Boyner'e
partilerine katılması için teklif
götürdüklerini söyledi.
Demirel, dün düzenledigi ba-
sın toplantısında Anayasa Mah-
kemesi'ne yapılan atamaların
"dikkat çekici" olduğunu belir-
terek "Benim kişBerle meselem
yok. Meselem eger Çankaya,
Anayasa Mahkemesi'ni kendi
DtKKAT ÇEKİCt — DYP lideri, dün düzenledigi basın toplantısında atamalann dikkat çekici olduğunu söyledi.
hizmetine memur edecekmiş gi-
bi bir hissi verirse, hem mahke-
meyi bem de kendisini makam
olarak yaralar. Bu hissi verdigi
tartışılıyor. Bilhassa Sa\ıştay-
dan gelecek üyenin seçimi>le ya-
pılan degişiklik dolayısıyla tar-
tışılıyor. Bu tartışmalann han-
gi ölçüde hedefine varacagını za-
man gösterecek. Yüksek >°argı-
ya kesinlikle dokunmamak,
özerkliliğini bozmamak lazım.
Yareının özerkliğine, Türkiye
uzun seneler sonra gelmistir"
yanıtını verdi.
Demirel, mahkemeye yeni
atanan Haşim Kıhç'ın, "Laik
görüşten yana mısmız?" sorusu-
na, "Polemige girmek istemem"
yanıtını vermesi konusunda da
"Bence, üzerinde tartışmak ge-
rekmez. Yani, Türkiye Cumhu-
riyeti'nin vasıflan, hukuk devle-
ti, laik, sosyal devlettir. Bence
yoruma ihtiyaç duyulmayacak
gibi kanunlann ve anayasanın
içine konuimuştur. Devleti teş-
kil eden müesseselerin yetkileri,
göreNİeri, sorumiuluklan da ko-
nuimuştur. Türkiye, bir anaya-
sa devleti olmak mecburiyetin-
dedir. Ama anayasa devieti ol-
mak başka bir şeydir, anayasal
devlet olmak başka bir şeydir"
değerlendirmesini yaptı.
Demirel, "Sayın Özal'ın yap-
tıgı atamalaria Anayasa Mahke-
mesi'nin duruma tartışılır hale
geldi. tktidara geldiginizde Ana-
yasa Mahkemesi ile ilgili bir de-
ğişikligi düşünüyor musunuz?"
sorusuna, "O günkü konjonk-
türe baglı. O gün ne zaman ge-
lecekse Türkiye'de, Anayasa
Mahkemesi üzerine yapılacak
tartışmalann boyut kazanması-
na bağlı. Biz, isleyen bir devleti
bütün kurum ve kurallanyia
yerieştirmeye çalışacağız" karşı-
İığını verdi. Demirel, Anayasa
Mahkemesi'ne yapılan atama-
laria, kararların dengesinin ik-
tidarın lehine değişeceği iddia-
lanna ilişkin soruyu ise şöyle ya-
nıtladı:
"Evet, bu iddialar vardır. Bi-
zim de böyle bir şeyden endişe-
miz var. Yalnız, şu anda o iddi-
alara haklılık kazandıracak, or-
ta yerde bir dumm yoktur. Zan-
la hareket elmek yanlıştır. Kişj
tnahcup olur. Görelim, oiay na-
sılcere>an edecek? Amayapdan
işiemlerin o istikamete yöneldi-
Fransız anayasaprofesörü Gourdon, Türkiye'deki anayasa değişikliği tartışmalannı değerlendirdi
Ithal model soruııu çözmez"Anayasa değişikliği Fransa için de güncel bir
tartışma konusu" diyen Gourdon, "Fransa'daki
sistem iktidarın kişiselleşmesi, sonuçta
demokrasi dışına bir kayış tehlikesi içerir" dedi.
TURAN YILMAZ
ANKARA — Paris Üniversi-
tesi Anayasa Hukuku ve Kamu
özgürlükleri Dalı öğretim üye-
si Prof. Hubert Gourdon, Tür-
kiye'deki anayasa değişikliği t-M-
tışmaiannı değerlendirirken **Si-
yasal ve anayasal sorunlar yaşa-
yan bir Ulke, başka bir ülkenin
anayasal modelini ithal ederek
sorunlarını çözemez" dedi.
Türkiye'ye Fransız modelinin it-
hal edilmek istendiğinin anım-
satılması üzerine "Fransa'daki
ikili anayasal model, hiçbir za-
man çağcıl bir cumhuriyet biçi-
minin örneği olarak sunulacak
bir kurum degüdir" diyen Prof.
Gourdon, krize açık bir model
olarak tanımladığı ülkesindeki
anayasal sistemin, uygulamada
yarattığı sorunlar nedeniyle de-
ğiştirilmesinin güncel bir tartış-
ma konusu olduğunu söyledi.
Siyasi parti yapısı ve demokrasi
kültürü Fransa'daki gibi güçlü
olmayan Ulkeler için Ülkesinde-
ki modelin iktidarın kişiselleş-
mesi, sonuçta da demokrasi dı-
şına kayış tehlikesini sürekli ta-
şıyacağını da belirten Gourdon,
Türkiye'de bugün Cumhurbaş-
kam'nın halkoyu ile seçilip seçil-
memesinin tartışıldığını, bunun
ise basit bir model ithali olma-
dığını kaydetti.
Çeşitli üniversitelerde bir di-
zi konferanslar vermek üzere
Ankara'da bulunan Prof. Hu-
bert Gourdon, Fransa'da uygu-
lanan anayasal modelin kayna-
ğını 1820'lerde ortaya çıkan
"restorasyon monarşileri"nden
aldığım, burada amacın kralın
yetkilerinin bir başbakan eliyle
kullanılmasını sağlayarak bu
yetkinin kullanıtruna müdahale
etme isteği olduğunu söyledi.
Yürürlükteki 1958 Anayasası'-
nın sonuçta hükmetme yetkisin-
de ikilik getiren bu sistemi gün-
celleştirdiğini de kaydeden Go-
urdon, böylece "güçler ayrıhğı
ilkesi"ni hükümet içine taşıyan
bu modelin, içinde hem parla-
menter sistemi, hem de başkan-
lık sistemini taşıdığım bildirdi.
"Çift anayasa" olarak niteledi-
ği bu modelin, uygulamada
özellikle devlet başkanı ile baş-
bakanın ayrı siyasal çoğunluk-
lara dayanmalan halinde önemli
sorunlar yarattığım da ammsa-
tan Gourdon, anayasa değişik-
liği tartışmalarının Fransa için
de bugün güncel olduğunu kay-
dederek Cumhuriyet'e yaptığı
değerlendirmede, "Anayasa de-
ğisikliği >-apacaksanız tam ya-
pın, bizim gibi yanm isler yap-
mayın" dedi.
"Fransa, bugün için anayasa
modelini ihraç etme merakında
nudır?" sorusuna, "Sanmıyo-
rum. Fransa daha çok teknolo-
jilerini ihraç etme merakındadır.
Bu )-asal kurumlannı ihraç et-
meme merakmın nedeni, bunla-
nn sonınsuz tşlememesidir. Ak-
sine bunlar hiçbir zaman çagcd
bir cumhuriyet biçiminin örne-
ği olarak sunulacak kurnmlar
degildir. Bunun nedeni de bu
ikili anayasal modelin sürekli
olarak bir oynaklık yaratması-
dır. Meclis'i seçen çogunlukla
başkanı seçen çoğunluk aynı
yönde ise bir başkanlık anaya-
sası vardır, ayn yönde ise bu kez
bir pariamenter ana>
f
asa uygu-
lanmaktadır" yanıtını veren Go-
urdon, sağ görüşe sahip bir baş-
bakan ile sosyalist bir devlet
başkanının birlikte görev yap-
mak durumunda kaldıkları
1986-88 dönemini anımsatarak,
"Bizdeki en önemli sorun da bu
bir anayasadan diğerine
geçiştir" dedi.
Gourdon, "Cumhurbaşkanı
ve başbakan aynı görüşten olsa-
lar da yine aralannda sorunlar
çıkar mı" sorusuna da "Partile-
ri. programlan a)Tiı olsa, bütün
görüşleri çakışsa bile olur. Çün-
kü ber iki taratta da siyasetçiler
vardır. Siyasetçiler ihtiras/ı kişi-
lerdh-" karşılığını verdi.
ği şeklinde iddialar var. Bence,
devletin büyük müesseseleri üze-
rine bu çeşit tasamıflar düşün-
mek ayıp. Bir de orta yerde ke-
sin deliller. karineler ounadıkça,
büvuk müesseselere tavır alma-
mak lazım. Kuşkular atamalar-
dan doğuyor. Haklı çıkaracak
durum olup olmadığını icraat
gösterecek."
Demirel, iddiaların haklı cık-
ması durumunda DYP'nin nasıl
davranacağı konusunda da "Sa-
dece bizim sorunumuz degil, ül-
kenin sonınu olur. Tabii ki bi-
zim elimizde güç olursa öyle bir
sorun olursa, biz onu ıslah et-
menin yollannı aranz."
Demirel, bir soru üzerine de
görevini bıraktığını açıklayan
Cem Boyner'e partiden bir çağ-
rı yapıldrğını belirterek,
"DYP'ye bu saflarda görev yap-
mak, siyaset yoluyla ülkeye hiz-
met etmek isteyen herkesi davet
ediyorum. Buna Sayın Cem
Boyner de dahildir" dedi.
KontrgeriHa
Demirel, Yargıtay Başkanı ts-
met Ocakçıoğlu ve Cumhuriyet
Başsavcısı Haluk Yarduncı'yı
TBMM'deki odasında kabul
ederek bir süre görüştü. Demi-
rel, yanm saat süren görüşme-
den sonra DSP Genel Başkanı
Bülent Ecevit'in, "Kontrgerilla
olayı" ile ilgili sözlerini hatırla-
tan bir gazeteciye, "Bana ne söy-
leyecek? Biz o hesapian 1978'de
gördük Sayın Ecevit'le" karşılı-
ğını verdi.
Ecevit'in 1978 ve 1979 yılla-
nnda hükümet olduğunu hatır-
latan Demirel, kendisinin o za-
man Ecevit'ten şikâyetçi olduğu
Kontrgerilla iddiaiannı ortaya
çıkarmasını istediğini hatırlata-
rak şöyle devam etti:
"Tam 23 ay nükümette kaldı
Ecevit, olayın üzerinden 15 se-
ne geçtikten sonra aynı şeyleri
tekrariaması kendisini raahcup
edecek bir durum ihaiesidir. Tar-
tışma benimle Ecevit arasında
değil ki, tartışma Evren'le mil-
let arasında.. Ben milletin avu-
katlıgını yaptım. Ben meydan
okuyorum. Kontrgerilla olayını
kimse ağzında çiğnemesin.
Kontrgerilla bir esrarengiz olay-
sa, birtakım cinayetlere iştirak
ettirilmişse, bunlann ortaya çı-
kanlması gerekir. Bugün Türki-
ye 'yi idare edenlere soruyorum:
Böyle bir olay varsa. bunu hal-
kın devlete olan itimadım sarsa-
cak şekilde tartışmaya müsaade
etmeyin, aydınlatın. Sayın Ece-
vit 23 ay eliyle elma, armul mu
topladı? Bunu ortaya çtkaracak
yetkisi mi yoktu, gücü mü yok-
tu, yoksa niyeti mi yoktu? 11 se-
ne sonra neyi tartışıyor?
Ben açıkça söylüyorum: Be-
nim idare ettiğim Türkiye'de es-
rarengiz şeyler olmuşsa onu bu-
lup çıkarsınlar, sorumlusu be-
nim."
TELEFON DEĞİŞİKLİĞİ
İstanbul Rezervasyon Bürosu Santrah'nın
2.12.1990 Tarihinden îtibaren
Yeni Numarası:
5748200
(25 Hat)
TÜRK HAVA YOLLARI
CUHEYT ARCAYUREK yanyor
Memura Zam ve Hamamın Namusu
ANKARA — Memur katsayısının ge-
çirdiği aşamalar Nasrertin Hoca öykü-
lerini andırıyor. Özellikle yitirdiği eşeği
bulduktan sonra sevinen Hoca'nın ün-
lü öyküsüne benziyor.
İzienen olaylar memur katsayısına
komisyonda yapılan yüzde 5 zammın
aylar öncesi tezgâhlandığını gösteriyor.
Anımsanacaktır. İlk altı ayda hükü-
metin memura yüzde 15 zammı yeterli
gördüğünü açıklamasından sonra bü-
yük tepkiler oluştu.
Anketler düzenlendi, memurlarla kı-
sa, fakat özlü röportajlar yapılarak tep-
kiler dile getirildi. Ne var ki hükümet sö-
zünü söylemiş, 1991 bütçesini yüzde 15
zamla Meclis'e göndermişti.
Urîıut dağın arkasındaydı. 1991 ma-
li yılını inceleyen Bütçe Komisyonu son
gün "gerekli müdahaleyi yapabilir ve
zam oranını yükseltebilirdi". Öyleyse?
Telasa gerek yoktu. Henüz yollar tüken-
memişti. Memurların umut dolu bakış-
larını Bütçe Komisyonu'na çevirecek
manevra, başarıyla uygulandı.
Oysa, memurun yazgısı 1991 bütçe-
si henüz kâğıda dökülmeden, ana ilke-
leri Yüksek Planlama Kurulu'nda görü-
şülürken çiziliyordu. Kurul, bütçede
memurlara 39 trilyon ödenek ayrılma-
sına karar veriyor, Maiiye'nin zammı bu-
na göre ayarlamasını istiyordu.
Yine aynı günlerde Köşk'te bakanlar-
la uzmanlar TÖ'ye ekonomik brifing ve-
rirken kimi duyumsatmalarla karşılaş-
mışlardı. "Fazla açılmamayı" öneren
TÖ, bütçedeki ilk zam ile sonradan Büt-
çe Komisyonu'ndan çıkacak oranı da-
ha baştan hesaplayacak düzenlemeler-
le tasarının Meclis'e gönderılmesini tav-
siye etmişti.
Bir bürokratın, bir bakanın TÖ'nün
tavsiyelerine uymaması, tavsiye adtal-
tındakı buyruğa karşı çıkması olanak-
sızdı. Hazırianan bütçede yüzde 15
zam gösterildi, fakat ödenek durumu
yüzde 20'ye göre ayarlandı. YPK'nın
öngördüğü 39 trilyonluk ödenek, 36 tril-
yon yazıldı.
Tam bir aydır kamuoyu kaynıyordu.
Memuriarla ilgili rakamlar sergileniyor,
yaşam sıkıntısı, çekilen ıstıraplar yeni
baştan yazılıp söyleniyordu. İktidar ka-
nadı ise bu yakınıları "Bütçe Komisyo-
nu'ndan çıkacak kararın
beklenilmesini" önererek karşılıyordu.
Sonunda önemli gün geldi. Zam ko-
misyonda masaya yatırıldı. O sabah
İnönü, grubundaki konuşmayı memur-
lara ayırmıştı. Partide yapılan araştır-
malara göre olanaklı gördükleri zam
yüzdelerini sıralıyordu. DYP'de de ben-
zeri bir çaltşmanın izlerine rastla-
nıyordu.
İki muhalefet partisinin sanki hükü-
metmiş gibi sorumluluk duygusuyla pa-
rasal zorlukları özenle koruduklan, büt-
çe açığını daha büyötmeyecek oranlan
önerdikleri dikkati çekiyordu.
Muhalefet önergeleri Komisyon Baş-
kanı Yusuf Özal'a yağıyor, buna karşın
iktidarın düşündüğü oranı ANAP mil-
letvekilleri dahi bilmiyorlardı. Zamanı
gelince, bir gözlemcinin ifadesine gö-
re iktidarın memurlara yeterli gördüğü
yeni zam oranı "Yusuf Bozkurt Özal'ın
kasasından çıktı"
Yüzde 15'e bes eklenmesıyle yüzde
20! Sonuç, en az 23^30, en çok 31.140
lira net artıştı. Tabii, hükümet, Özal ve
arkadaşlannın önergesine olumlu bak-
tı. ilk altı ayın zam oranı böylece şıp di-
ye kesinleşiverdi. TÖ'den hükümete,
oradan da Bütçe Komisyonu'na inen
tezgâhlarla yüzde 20 zam, zaten aylar-
ca önce saptanmıştı.
Zam olayının ktasik deyimle "siyasal
bir tertip" olduğu o kadar açıktı ki da-
ha Bütçe Kbmisyonu'nda memurlara
zam konusunun ele alınmadığı, muha-
lefetin ve hele Bozkurt özal'la arkadaş-
lannın önergesi ortaya çıkmadığı saat-
lerde Başbakan Akbulut, yüzde 20 ora-
nını biliyordu.
ANAP Genel Merkezi'nden çıkarken
tezgâhı basına "ifşa" ediyor ve "Zam
komisyondan yüzde beş artarak gecer"
diyordu.
Hükümet yüzde 15 diyecek; komis-
yon, daha doğrusu ANAP milletvekil-
leri kahramanca savasarak oranı yüz-
de 20'ye çıkaracak, daha önceden he-
sabı kitabı yapılan, senaryosu yazılan
yüzde 5 ekle hamamın namusu kurta-
rılacaktı.
Onca çabaya karşın, bari kurtarıldı
mı?