26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

12 ST R A T E J İ c Cumhuriyet Strateji 26 Ocak 2009/239 G Armağan KULOĞLU Emekli Tümgeneral azze’de 25 gün devam eden çatışmalar 17 Ocak 2009 tarihinde İsrail’in tek taraflı ateşkes ilan etmesi, 18 Ocak 2009’da Hamas ve diğer Filistinli grupların da ateşkes ilan etmesi ve İsrail’e Gazze’den çekilmesi için bir hafta süre tanımasıyla şimdilik durmuştur. Ateşkesin sürekli olması konusunda, özellikle bölgede etkili aktör olmak isteyen başta Fransa olmak üzere bazı AB ülkeleri ve başta Mısır olmak üzere bazı bölge Arap ülkeleri çabalarını sürdürmektedir. Türkiye de bu konuda önemli teşebbüslerde bulunan ve mevcut geçici ateşkesin sağlanmasına katkıda bulunan ülkelerin başında gelmektedir. Ateşkesin sürekli korunması için Türkiye aşamalı bir planı da tarafların bilgisine sunmuş durumdadır. Bu planda öncelikle ElFetih ile Hamas arasında mutabakat sağlanması, Filistin’de ulusal birliğin oluşturulması, İsrail’in Gazze’den çekilmesi ve karşılıklı olarak anlaşmazlıkların çözümlenmesi bulunmaktadır. Planın öncelikle, olmazsa olmaz olarak nitelendirilen, Filistin’de iç barış ve dayanışmanın sağlanmasını öngörmesi son derece önemli bir hedeftir. Ancak yaşanan vahim olaylar ve İsrail’in Gazze’deki Filistinlilere karşı sergilediği canice davranışlar, İsrail karşıtlığını güçlendirmiştir. Bu da gelecekte İsrail’e tepkili bir nesil yetişmesine sebep olacaktır. Bu durum, ateşkeslere engel teşkil etmese de, bölgeye sürekli barışın gelmesine engel olacaktır. Türkiye’nin Gazze saldırılarına gösterdiği tepkinin iç ve dış yansımaları… Tepki ölçülü olmalı Türkiye, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırısına yönetimi ve halkıyla ortaklaşa tepki gösterdi. Gazze’deki kıyımın sonuçlarının ağır olmasına verilen tepki, getirilen çözüm önerisini zayıflatabilir. Türkiye yalnızca Hamas ile diyalog kurmak amacıyla kullanılan bir araç konumuna indirgenebilir. Türkiye, İsrail ile ilişkilerini de göz ardı edebilecek durumda değil. yakından ilgilendiren konularda sıkıntı yaratabilir. Uluslararası ilişkilerde dostlukların değil, çıkarların söz konusu olduğu gerçeğinden hareketle, söylemlerin ve davranışların, doğal olarak bazı duygusallıklar içerse de, ölçülü tutulmasında fayda görülmektedir. İç politikada bazı grupların sempatisini kazanabilmek için takınılan tavır, dış politikada olumsuz sonuçlar doğurabilir. Irkçılığı çağrıştıran söylemler, ülkemizdeki Musevi kökenli vatandaşlarımızı gücendirebilir. İsrail’i tamamen dışlamanın ve bir daha ilişki kurulmasına imkân bırakmayacak derecede aşağılarcasına tepkili olmanın faydadan çok zarar getirebileceği düşünülmelidir. İsrail’in bölgede önemli bir aktör olduğu dikkate alınmalıdır. ABD Kongre ve Temsilciler Meclisinin koyduğu sınırlamalar nedeniyle gerçekleştiremediğimiz bazı savunma sanayi konularında teknoloji transferi yaptığımız, ortak çalışmalarda bulunduğumuz ve ihaleler yoluyla Türk Silahlı Kuvvetleri’ne malzeme temin ettiğimiz bir ülke olduğu hatırda tutulmalıdır. Yahudi lobisinin ABD dış politikası üzerindeki etkisi de göz önünde tutulacak konulardan biridir. AŞIRIYA KAÇAN GÖSTERİLER Diğer taraftan İsrail’e karşı Türkiye’nin çeşitli yerlerinde düzenlenen tepkitelin mitinglerinin, insanlığa ve Filistinli kardeşlerimize yönelik saldırıları kınamaktan öteye geçtiği görülmüştür. Saldırıların, Müslümanlara karşı yapılan bir hareket olarak nitelendirilip, düzenlenen mitinglerin dini bir karşı eylem olarak sergilenmesi, radikal İslami görüntüleri andıran ve Osmanlı padişahlarının resimlerinin de kullanıldığı, irtica görüntüsü veren davranış içinde bulunulması anlamlı olarak karşılanmıştır. PKK terörüne karşı ve şehitlerimizin anısına dahi gösterilmeyen bu tepkiler, Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullarda düzenlemesi talimatını verdiği saygı duruşu ve yardım toplama faaliyeti ile çeşitli ulusal ve uluslararası düzenlenen sosyal toplantılarda görülen duygusallık da dikkat çekicidir. İsrail’i kınamak maksadıyla sarf edilen sözlerdeki aşırılıktan cesaret alan bir takım çevrelerin düzenledikleri gösterilere, iç politik nedenlerle de müsamaha gösterilmesi, ülkemiz için başka bir tehdit olan Radikal İslami Hareketlerin (İrtica) sergilenmesine imkân yaratmıştır. Bu hassasiyetin dikkate alınmasında ve takip edilmesinde yarar görülmektedir. Ateşkes şimdilik sağlanmıştır. Devamının sağlanması ve kalıcı olması önemlidir. Bu konuda Türkiye’nin gösterdiği tepki, ölçüyü kaçırmamak kaydıyla yerindedir. Barışın sağlanabilmesi için Türkiye’nin aldığı ve alacağı rol, hem insani değerler, hem de bölgesel etkinlik açısından yararlı olacaktır. Ancak taraflardan birinin yanında yer alıp, diğerini dışlamanın, arabuluculuk faaliyetlerine uygun düşmeyeceği dikkate alınmalıdır. Türkiye’nin sadece Hamas ile ilişki kurabilen ve onu ikna edebilen durumundan daha öteye bir politika uygulaması faydalı olacaktır. Söylem, eylem ve davranışlarda, uluslararası usul ve yaklaşımların göz önünde tutulması, ulusal çıkarlarımızın nerede olduğu konusunda dikkatli olunması ve dengeli politikalar uygulanması gerekmektedir. KAZANÇ VE KAYIPLAR Türkiye’nin yaşanan olaylar karşısında insani değerleri ön plana çıkaran tutum ve davranış içinde olması, İsrail’i bir an önce operasyonlarını durdurmaya davet etmesi ve kınaması olumlu bir davranış biçimi olarak görülmüş, hem içte, hem de başta bölgeye yönelik olmak üzere uluslararası ortamda olumlu olarak karşılanmış ve takdir toplamıştır. Ancak bu davranışta İsrail’e karşı gösterdiği tepkide aşırılığa varan söylemlerde bulunmasının ve Hamas’a destek veren davranışlar sergilemesinin, Türkiye’ye sağlayacağı kazançlar ile kaybettireceği değerler açısından iyi hesaplanmasına ihtiyaç olduğu düşünülmektedir. Ateşkesin sürekli olabilmesi için, taraflardan biri olan İsrail’le de temas edilmesi gerektiği dikkate alındığında, Türkiye’nin bu durumda İsrail ile görüşme durumunun olamayacağı, barış tesisine çalışan diğer ülkelerin, sadece Türkiye’nin Hamas ile olan yakınlığından istifade etmeye çalışacakları değerlendirilmektedir. Ortadoğu’da etkin bir ülke olduğu kabul edilen Türkiye’nin, bölgede oluşan kutuplaşmanın bir tarafında yer alması, etkinliğini tartışılır duruma getirebilir ve bu durum, önümüzdeki dönemde Türkiye’yi Türkiye’nin eleştirilen Gazze politikamarının mimarları: Erdoğan ve Davutoğlu...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear