Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Strateji 19 Ocak 2009/238 ST R A T E J İ c 15 “Çin’de Müslüman başkan yardımcısıyla görüştüm. Müslüman bir komünisti görmek beni şaşırttı dedim. Komünizm yeryüzü içindir, gökyüzünde Müslümanım’ dedi. Bombalı eylemler, terör dışarıdan geliyor. Bölgemizde yaşanan olaylarda mutlaka dış güçlerin parmağını görürsünüz. Sosyalizmle bize laiklik geldi, ama dini benliğimizi kaldırmadı. Biz İslam ve Arap dünyasına açılan pencere olacağız, siz de Batı’ya. Hiç onların peşinden koşmayın onlar sizin peşinizden koşacaklar” dedi. ir grup Türk gazeteci, 1721 Aralık tarihlerinde Suriye’yi ziyaret etti. Davetin sahibi MAS Gurubu idi. MAS yetkilileri, işbirliğini geliştirmek istediklerini her fırsatta vurguladılar. Davet sahiplerinin konukların bir dediğini iki etmemek için çırpınmaları, zaman zaman bakanların katıldığı üst düzey temaslar, Suriye’nin iki ülke ilişkilerine verdiği önemin bir işaretiydi. B Cüneyt AKALIN Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğrt. Üyesi Gazeteci Yazar Suriye’yle ekonomik yakınlık TürkiyeSuriye ilişkilerindeki iyileşme ticari ilişkilerle kendini gösteriyor. Ticaret hacmi sekiz yılda yüz milyon dolardan 2 milyar dolara çıkmış durumda. Serbest bölgeye öncelik verilmesi durumunda Türkiye’nin 22 Arap ülkesine gümrüksüz mal satabileceği söyleniyor. Hafız Esad döneminde amaç dışı kullanılan (Silah Müzesi) Mimar Sinan’dan kalma Süleymaniye Külliyesi’ni Beşar Asad Yönetimi yeniden ibadethaneye dönüştürmüş. Sinan mimarisinin tüm özelliklerini ve çizgilerini taşıyan güzelim külliye restorasyona alınmış. Osmanlı IV. Ordusunun Süleymaniye Külliyesi’nin hemen arkasındaki tarihi karargah binası günümüzde Hukuk Fakültesi olarak kullanılıyor. Gezinin bir bölümü de Şam yakınlarındaki kiliselerin ziyaretine ayrılmıştı. Hz. İsa’nın konuştuğu Aramice dilinin hala konuşulduğu Malula kasabasındaki Kilise’de papazın Aramice dua okuması, ardından öteki kiliselerin gezilmesi, gezinin akılda kalanları arasındaydı. Nüfusun azlığına karşın kiliselerin bakımlı oluşu dikkat çekiyordu. Rehberler özellikle bahar ve yaz aylarında çok sayıda turistin buraları ziyaret ettiğini söylediler. Süryani Kilisesi’nin merkezi 1930’lu yıllarda Türkiye’den Şam’a taşınmış. Temiz, modern bina, uzaktan, kiliseden çok bir kültürel merkezi çağrıştırıyor. Zaten Süryani papazlar da orada eğitiliyormuş. Bir dönem bölücü terör nedeniyle ilişkiler gerilmişti… EKONOMİK İLİŞKİLER GÜZEL BİR ÜLKE Yediğimiz içtiğimiz bizim olsun, gördüklerimizi sizlerle paylaşalım! Suriye güzel bir ülke, özellikle ülkenin Akdeniz kıyıları ve kuzeyi. Gaziantep’in güneyinden başlayan ve Humus kentine kadar uzanan bereketli topraklar, özenle yapılmış taş evlerden oluşan köyler, çoğumuzun belleğindeki “Anadolu’nun Güneyi çöl” imgesi ile hiç mi hiç uyuşmuyor. ŞamŞerif İslam dünyasının en önde gelen kentlerinden biri. İslam’ın doğum yeri Arap yarımadasından dışarı adımını atar atmaz ilk ayak bastığı yerin Şam olması, sonraki yıllarda Arap entelijensiyasının merkezi halini alması, bu kenti özellikli kılıyor. İslam dünyasının en büyük ilk ibadethanesi Emevi Camisi en çok ziyaret edilen tapınaklarından biri olma özelliğini koruyor. Eski bir pagan tapınağının ve eski bir kilisenin camiye dönüştürülmesi ile ortaya çıkmış. Özgün yapısını koruduğu için, eklektik bir mekan izlenimi yaratıyor. Yahya peygamberin naşı zaten bu mekanda imiş, Kerbela’da katledilen Hz. Hüseyin’in kesik başı da bu camiye gömülmüş. Yezid’in Hz. Hüseyin’in önüne konan kesik baş hakkında ileri geri konuşması, İslam alimlerini rencide etmiş. Bunu fark eden Yezid “nasıl biliyorsanız öyle yapın” demiş, onlar da Hz. Hüseyin’in kesik başını Emevi Camisi’ne gömmüşler. Her yıl çok sayıda Şii Hz. Hüseyin’in türbesini ziyaret etmeye geliyor. Yalnız Şiiler değil, Sünniler de buraya ziyarete geliyor. Hac dönüşü Şam’a uğrayan Hintli Müslümanlarla karşılaştık. Caminin yanı başındaki Selahattin Eyyubi türbesi ve Türk Hava Şehitleri türbesi, ziyaret edilmesi gereken yerler. Emevi Camisi’nin hemen kapısından itibaren Şam’ın Kapalıçarşısı başlıyor. Hamidiye Çarşısı adı verilen bu çarşıyı Şam’daki valiliği döneminde Mithat Paşa yaptırmış. Mithat Paşa’nın adı antik Şam şehrini boydon boya kateden, BabŞarki’den (Doğu kapısı) başlayan caddeye verişmiş. Beşar Esad’la birlikte başlayan dışa açılma ekonomide canlanma yaratmış, bu canlılık ise şehrin imarına yansımış. Yollar daha bakımlı hale gelmiş, parklar yapılmış, tarihsel yapıların çevre düzenlemeleri geliştirilmiş. Ekonominin canlanması teşvik ediliyor ancak çarpık yapılaşmaya izin verilmiyor. Gerginlik dönemini arkada bırakan TürkiyeSuriye ilişkileri özellikle 2000’den itibaren gelişme yoluna girdi. 1998 Adana Mutabakatı’nın yarattığı olumlu ortam, Cumhurbaşkanı Sezer’in Hafız Esad’ın cenaze törenine katılmasının ardından daha da gelişti. Her iki taraf da pragmatik davranarak, öncelikle ekonomik ilişkileri geliştirmeye yöneldiler. İki ülke arasındaki ticaret hacmi 2000’li yılların başında birkaç yüz KÜRESELLEŞMEDEN YAKINMA milyon dolar seviyesinde seyrederken, Şam müftüsü Dr. Ahmet Kassun bizi 2008’in sonlarında ticaret hacmi 2 milyar Halep’teki Ravda Camisi’nde kabul etti. dolara yaklaştı. Suriye’nin toplam dış Yeni yapılmış, bembeyaz mermerlerle ticaretinin 20 milyar dolarlar seviyesinde kaplı Ravda Camisi’nin kabul salonuna olduğu düşünülürse, kısa sürede ulaşılan cübbesi ile gelen Dr. Kassun’un seviyenin önemli olduğu ortaya çıkar. Bu konuşması mesajlarla dolu idi. noktada, Türkiye’nin, coğrafi Büyükannesinin Türk olduğunu avantajlarını kullandığı buna karşılık belirterek sözlerine başlayan Dr. Kassun Suriye’nin ise petrol ürünleri ve küresel liberalizmi yerden yere vurdu. türevleriyle alışverişi dengelediği “Küreselleşmeden bazıları hamburger, görülüyor. cips yemeyi anlıyor. Öyle de olsa biz Ancak, taraflar gelinen noktayı yeterli Türk ve Arap olarak kalacağız. Ortak bulmadıklarını belirtiyorlar. Halep’i çalışmalar yapacağız ama kimliğimizi ziyaret eden devlet bakanı Nazım koruyacağız. Bazıları İngilizce’yi Erken’in Suriye’li muhatapları ile Arapça’dan daha iyi kullanıyor. Ama yürüttüğü serbest bölge görüşmelerinin komşusunun dili Türkçe’yi bilmiyor. ve ortak banka kurma fikrinin olumlu Gurur duymalısınız, Osmanlı yönde geliştiği söyleniyor. sömürgeleştirmemiştir. Hastane, hamam, Serbest bölgenin kurulması, mescid ve medrese kurmuştur. Gerçek ve uzmanlara göre, acilen ön almamız nesnel tarih yazıldığında bunu göreceğiz. gereken önemli bir adım. Serbest bölge Araplar da Endülüs’e gittiklerinde aklın kaynak sorunu çözülürse Türkiye, 22 ve bedenin temizliğine önem verdiler.” Arap ülkesine Suriye üzerinden sıfır Dr. Kassun’un sosyalist sistem ve gümrükle mal satabilecek. Suriyelaiklik konusundaki açıklamaları, bizim Türkiye İş Konseyi Başkanı Baha Aldin İslamcı çevrelere bir eğitim Hasan ilişkileri geliştirmek için niteliğindeydi. Müftü laikliği Suriye’den uğraşanlardan… “ Sorun çıkarsa, bana bir ve Çin’den örneklerle açtı. telefon edin yeter” diyor. Sonuç olarak TürkiyeSuriye ekonomik ilişkileri hızla Suriye’de günlük yaşam... ve sağlam bir zeminde gelişiyor. Bu ilişkiler gelişecek, başka çaresi yok. Ancak bu kadarı yeterli mi? Ekonomik ilişkiler kültürel ilişkilerle, siyasal ilişkilerle desteklenmeli ve pekiştirilmeli. Belki de, işin daha zor olan bölümü yeni başlıyor. Zengin tarihsel ve kültürel bağlara sahip iki komşu ülkeyi dünyayabölgeye örnek gösterilecek bir barış ve kardeşlik ortaklığı kurmaya yönlendirmek de hepimize düşüyor. Şam müftüsü Dr. Kassum’un, “Sınırları sadece bayramlarda değil, 365 gün açalım” çağrısını da bu açıdan düşünmek gerek. Bu çağrıyı farklı eğilimlerdeki nerdeyse bütün gazeteciler sütunlarına taşıdıklarına göre, özlem, belli ki, günümüz Türkiye’sinde ciddi bir karşılık buluyor.