Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Strateji 25 Ağustos 2008 / 217 tadırlar. Eğer gelişmekte olan Irak’ta ölen ABD askerleri için cenaze töreni... ülkelerden ses çıkmazsa, bu düzen batılı ülkelerin aralarında büyük pazar kavgaları yaşayacakları güne kadar sürecektir. Böyle bir sürecin sonunda çıkan eşi görülmemiş savaşlarda zengin devletlerin ne tür kayıplara ve yıkımlara uğradıkları ise tarihin ders alınması için insanlara bıraktığı bir mirastır. Ancak Irak ve Afganistan savaşları bu süreci hızlandırabilecek ya da değiştirebilecek bir etkiye sahip olabilir. ABD’nin ciddi bir şekilde yıprandığı ve ekonomisinde sorunlar yaşadığı açıkça görülmektedir. Bu savaşlar yüzünden ABD, Avrupa ve Uzakdoğu’daki gücünü azaltarak savaş bölgelerine takviye yapmak zorunda kalmıştır. ABD’nin Avrupa’dan çekilmesi demek, Avrupa’da Almanya ve Fransa kutuplu biri doğu Avrupa, diğeri ise Akdeniz’de etki alanlarına sahip iki farklı gücün tekrar karşı karşıya gelmesi ihtimali demektir. Uzakdoğu’da ise ABD’nin zayıflaması, Japonya, Kore, Tayvan, Tayland ve Filipinler gibi ABD yanlısı ülkelerin gerilemeleri ve küresel bir korku haline gelen Çin’in Pasifik’te monopolleşmesini getirebilir. Ya da bunu engellemek isteyen Japonya’nın tekrar süper güç olarak ortaya çıkmasını sağlayabilir. larıyla gerçekleştirilen devriyelere de Ağustos’ta tekrar ABD’nin bu riskleri görmezden gelerek her iki başlayacaktır. Bu da Amerika’nın stratejik savunma bölgedeki askeri birimlerini azaltmaya gitmesi, projelerinde diretmesine bir cevaptır. ABD’nin karşılama gücünün azalmakta olduğunun bir göstergesidir. İkincisi ise ekonomikstratejik ve daha önemli bir Karşılama gücü azalmakta olan ABD, süper güç mesajdır. Rus deniz gücünün yavaş yavaş tekrar olmak için çabalayan Rusya’ya karşı açık vermeye faaliyete geçirilmesi, Rusya’nın en pahalı harekât masbaşlamıştır. Rusya artık donanmasını da işin içine rafına sahip askeri birimi olan donanmayı mali açıdan sokarak, ABD’yi köşeye sıkıştırabilecek bir siyasi destekleyebilmesi demektir ki, bu da Rusya’nın zaferle küresel seviyede itibarını yükseltmek ve ikinci ekonomik sıkıntılarının bittiği yeni bir döneme girmek güç olarak ABD ve Avrupa karşıtı ülkeleri kendi yanına üzere olduğu anlamını taşımaktadır. Savaşlarda kan çekmek istemektedir. Bu doğrultuda kısa vadede kaybederken ekonomisi bozulan ABD’nin aksine Afganistan’da gelişecek olaylara odaklanmak faydalı Rusya’nın bu çıkışı, henüz tam hazır olmasa da olacaktır. Zaten Afganistan’da son iki yıldır tırmanmakRusya’nın dünya ülkelerinin çoğu tarafından yeniden ta olan düşük yoğunluklu çatışmaların geldiği ciddi ikinci süper güç olarak algılanmasını sağlayabilecektir. boyut, iki sene içinde ülkedeki NATO gücünün çekBunun sonucunda PanAmerikanizm’den bıkan ilmesinin yolunu açabilecek bir noktaya doğru gitmekbirçok Üçüncü Dünya devleti, Rusya’nın yükselişinden tedir. yararlanmayı istemektedirler. Bunlar ileride ABD’ye karşı Rusya ile stratejik işbirliğine girebilirler. Rusya’ya yaptığı ziyarette Venezüella Cumhurbaşkanı USYA YENİDEN SAHNEDE Hugo Chavez’in bu ülkeye yaptığı stratejik ittifak Biri beş buçuk, diğeri yedi senedir süren iki savaş çağrısı bu konuda bir uluslararası dalgalanmaya yol ABD’ye sadece asker ya da para kaybettirmemiştir. açabilir. Hemen aynı zamanlarda ortaya çıkan Fırsattan istifade eden Rusya da eski askeri gücüne Rusya’nın Küba’ya stratejik bombardıman uçakları kavuşmaya doğru gitmekte ve adım adım ABD’ye yerleştireceği söylentisi de Rusya’nın artık yavaş yavaş yaklaşmaktadır. Yakında Rusya’nın Kuzey yeni bir süper güç olarak kabul edildiğini göstermekteDonanması’na bağlı denizaltı avcısı Severemosk dir. Belki bunun için henüz erkendir. Ancak bu bile destroyeriyle, Mareşal Ustinov FüzeKruvazörü Arktik dünyanın ikinci bir denge gücüne ne kadar ihtiyacı Deniz’e açılarak görev yapmaya başlayacaklar. olduğunu ve Soğuk Savaş dönemini aradığını gösterBununla birlikte Rus uçak gemileri de Aralık’tan mektedir. itibaren Akdeniz’de gözükmeye başlayacak. Bu Bunların en önemli getirisi Afganistan’daki umutsuz hareketler iki türlü mesaj taşımaktadır. Birincisi askerisavaşın terk edilmesi ya da bölge ülkelerine devri olasiyasi olup, Rusya güçlendiğini ve bazı ortamlarda bilir. ABD bazı Irak ve Karayipler gibi daha öncelikli kısıtlı da olsa güç karşılamasında bulunabileceğini bölgelerde rahatlayabilmek için Rusya’nın buralarda sezdirerek ABD’ye gözdağı vermektedir. Ayrıca Rusya, tarafsız kalması gerekmektedir. Dolayısıyla eskiden olduğu gibi uzun menzilli bombardıman uçakAfganistan’a karşılık Küba ve/veya Venezüella gibi bir C S TRATEJİ 23 tercihte bulunabilir. Belki de Rusya ABD’yi bugünlerde özellikle böyle bir tercihe zorlamaktadır. Rusya bu doğrultuda ilk olarak NATO’nun Afganistan’dan çekilmesini sağlamak zorundadır. Çünkü Afganistan Rusya’nın zenginlik kaynağı olan Orta Asya’yı kontrol noktasıdır. Bunun ilk adımlarını zaten Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) çerçevesinde atmış ve bölge ülkelerinin ABD’ye desteğini kesmiştir. Teknik ve siyasi konulardaki işbirliklerini stratejik ortaklığa kadar taşımayı başarmış olan Çin ve Rusya, ortak güvenlik konuları çerçevesinde bölgede yabancı bir güç istememektedirler. Dolayısıyla Afganistan Savaşı konusunda ABD’ye karşı ortak gizli girişimlerde bulunmaları beklenmelidir. Beş buçuk yıldır süren Irak Savaşı ve yedi yıldır süren Afganistan Savaşı ABD’ye sadece asker ya da para kaybettirmemiştir. Fırsattan istifade eden Rusya da eski askeri gücüne kavuşmaya doğru gitmekte ve adım adım ABD’ye yaklaşmaktadır. TÜRKİYE’NİN YENİ SEÇENEĞİ: RUSYA Türkiye bir elini ABD’ye, diğerini de AB’ye kaptırmış bir Avrasya ülkesidir. Yoğun batı ağırlıklı işbirliği, Türkiye’yi batılı devletlere karşı aşırı bağımlı yaparak jeopolitik önemini ekonomik kazanca çevirmesini engellemektedir. Bugüne kadar yapılan enerji hatları ya da üretim girdilerinden edinilen ekonomik kazançları biriktirerek halk tabanına yayması gereken Türk hükümetlerinin bunu yapmamaları yüzünden, ülkede sağlam temelli bir ekonomik sistem oluşmamıştır. Dolayısıyla ekonomik temelli güvenlik konuları halkı yıldırma derecesine yaklaşmaktadır. Bu konuların çözülmesini engelleyen ülkeler ise Türkiye’nin öncelikle işbirliği yaptığı batılı ülkelerdir. Türkiye gibi bir ülkenin artık gerileme devrine girmiş ABD’ye alternatif büyük ortaklar araması gerekmektedir. Zaten ABD’nin mevcut Ortadoğu politikası Türkiye’nin bütünlüğünü zedeleyecek riskler içermektedir. AB ülkeleri Türkiye’ye karşı gelişen terörü destekledikleri açıkça ortadadır. Bu yüzden Türkiye’nin ileride bir stratejik ortaklığa kadar gidebilecek bir hedef doğrultusunda, Rusya ile daha fazla işbirliği yapmak için gereken cesur adımları atması gerekir. Bu adımlar sayesinde Türkiye hem Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile bir türlü yakalayamadığı ileri boyutta bir işbirliğini fırsatı yakalayabilir, hem de monopol olarak RusyaTürkiye ikilisine DoğuBatı transit ve enerji geçişlerinde daha fazla girdi ve olanaklar kazandırır. Bir çıkmazın içinde olan Türkiye’nin artık bu tür radikal açılımları değerlendirmesi lazımdır. Ortada olan bir gerçek varsa, o da bugün hala devam eden ve sonunda teslimiyeti getiren statükocu siyaset anlayışının fazlasıyla hareketli başlayan 21. yüzyıla uymadığıdır. R