25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet Strateji 25 Ağustos 2008 / 217 Kamran Rehmat Dawn News (Pakistan) Haber Müdürü TUSAM ok etmek için sadece biraz cesarete ihtiyacı olan Pakistan koalisyon hükümeti, sonunda cesaretini beş ay gibi kısa bir sürede topladı ve harekete geçti. Pakistan Başkan’ı Pervez Müşerref ‘sonuna kadar savaş’a söz vermesine karşın istifasını bildirerek havlu attı. Müşerref’in güven tazeleme ya da ayrılma kararının yanıtını aradığı bir dizi oylama için federasyonun yaptığı dört taşra toplantısından sonra, "tükenişe" oy verildi. Yıpratılan lider aynı zamanda bu federe birliklerin hepsinde kendine bağlı olanlarca da gözden çıkarıldı. Müşerref, kendisini istifaya sürükleyen büyük bir siyasi ve manevi baskıyla karşı karşıya kaldı ve artık neredeyse tamamen güçten düşmüş durumda. Karar, Müşerref’in kendisini ithamlardan korumak için başkanlık yetkisini kullanıp en son olarak hükümeti düşürmeyi deneyebileceğini ve parlamentoyu feshedebileceğini öne sürenlerin kuşkusunu uyandırsa da, kaçınılmaz görünüyordu. Ancak bu durum iki kritik faktöre bağlıydı: Geçen yıl istifa ettiği ordunun desteği ki bu onun asıl gücünün temeliydi ve Washington. Orduya bel bağlamak, selefi General Asıf Pervez Kıyani’nin demokrasiyi savunmak ve orduyu politikanın dışında tutmak için yaptığı paradigma değişikliğinden sonra olanaksız hale gelmişti. Washington tarafından bir engel olarak görülmeye başladığında da, Müşerref’in yazgısı zaten karara bağlanmıştı. Y Dokuz yıllık hükümdarlığı süresince olduğu gibi, iktidardan çekildiği bu zamanda Müşerref sözünü tutmakta yine zorluk yaşayacak. C S TRATEJİ 19 kargaşa Müşerref’i gözden düşürdü. Çıkar amacı gütmeyen bir grup olan Uluslararası Cumhuriyetçiler Enstitüsü’nün (IRI) geçen ay yürüttüğü kamuoyu yoklamasına göre Pakistanlıların yüzde 83’ü Müşerref’in en kısa zamanda istifa etmesini istemektedir. Halkın Müşerref’e duyduğu güven oranı, yüzde 11 ile şimdiye kadar görülen en düşük seviyeye gerilemiştir. Unutulmaya doğru Müşerref’i istifasını bir gün içinde açıklamaya teşvik etti ve koalisyondan da eski lideri mahkeme önüne çıkarmamasını istedi. SONRAKİ İKAMET Haziran ayında yaptığı son basın açıklamasında, Müşerref halkına şu sözü vermişti: "Ben Pakistan’da yaşayıp, burada öleceğim, başka türlüsü olamaz." AL GÜLÜM VER GÜLÜM Bunlar yaşanırken Pakistan medyası ise, Müşerref’in istifası karşılığında başkan ve ordu komutanı olarak yapmış olduğu eylemlerin sorumluluklarından muaf tutulma arayışında olduğunu yazdı. Aynı zamanda Müşerref’in, Pakistan’da kalması durumunda başkanlık seviyesinde korunma garantisi talebinde bulunduğu da yazılıp, çizildi. Ancak koalisyon güçleri gerekli güvenlik önlemlerini sağlama konusunda anlaşmak bir yana, Müşerref’in olağanüstü hal yasalarının uygulanması konusundaki anayasa dışında uygulamaları ve geçen yıl atanan yargıçları azletmesi gibi konulardaki çelişkili kararları nedeniyle açılan davada dokunulmazlık vermeyi reddetti. Bilindiği üzere Müşerref, geçmişte bilinen en az üç suikast girişiminden kurtuldu. Amerika’ya terörle savaş konusunda verdiği destek nedeniyle ağırlıklı olarak ElKaide’den, radikal gruplardan ve diğer militan gruplardan gelen tehditlerle karşı karşıya kaldı. Pakistan’da devam eden terörün yol açtığı büyük ZOR KARAR Pakistan siyasetinin karanlık dünyasında olaylar/olgular her zaman düz ve dar bir yol izlemez. Bu, politika duayenlerinin gerçekten unutulmaya doğru yol alan, köşeye kıstırılmış Müşerref’i niçin desteklemediğini de açıklar. Müşerref iki kez Danıştay Başkanı’nı görevden uzaklaştırdı (yargıç halkın isteğiyle göreve iade edildi) ve sadece geçen yıl, acil bir temizlik önlemiyle bağımsız olduğu düşünülen bir kısım hakim azledildi. Tartışmalı bir biçimde yeniden başkan seçilen Müşerref, başkanlığının hakimler tarafından reddedilme olasılığından korktu. Ancak Müşerref, suçlamaların odağında oluşunun yarattığı korkudan çok, istifa ettikten sonraki akıbetinden korktu. Son dönemde koalisyon kararını verdikten sonra bile, Suudi Arabistan ve İngiltere’den sorunu çözmek için müttefiklerin gelmesine rağmen Müşerref onlar aracılığıyla ayrılacağını açıkladı. Amerika dikkat çekecek bir girişimde bulunmadı ama tek hamleyle yetindi: Müşerref, Pakistan’da kalma ihtimalini vurgulamaya devam etse de İslamabad civarında bir çiftlik evi var Müşerref’in gelecek hayatı için üç farklı rota gözükmektedir. Bunlardan biri oğlunun da Amerika’da ikamet ettiği Boston, bir diğeri önceki başkan Navaz Şerif ‘in de ağırlandığı (1999 yılında Müşerref tarafından azledilen başbakan) Suudi Arabistan’ın Cidde şehri ve Müşerref’in çocukluğunu geçirdiği Türkiye. Ancak Amerika Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, sığınma konusunun gündemlerinde olduğunu reddetti. Haber kaynakları, ElKaide olayının istikrarsız durumunu göz önünde bulundurarak, Müşerref’in Türkiye’de takip edilebileceği endişesiyle Türkiye’ye de eski başkanı ağırlamamasını öneriyorlar. Hal böyle olunca Suudi Arabistan seçeneği ön plana çıkıyor. Ancak bu durum Suudi Arabistan’ın Güney Asya’dan sürülmüş bir başka lidere daha ev sahipliği yapıp yapmayacağı konusunda birbiriyle çelişen mesajlar vermesine neden oluyor. Ama Pakistan basınına göre Riyad, artık İslamabat’a sürülen Pakistanlı liderler için kalıcı bir ikametgâh olmak istemediğini açıkça dile getiriyor. SÖYLEMEK YAPMAKTAN KOLAY Müşerref sonrasına ilişkin öngörülere gelince bu konuda belirgin bir mutabakata henüz sağlanmış değil Zira yeni başkanın seçilmesi ve görevden alınmış hâkimlerin tekrar işbaşına gelmesinin Pakistan Halk Partisi (PPP) ile Pakistan Müslümanlar Birliği (PMLN) arasındaki gergin koalisyonu sınaması bekleniyor. Yaygın görüşe göre, 18 Şubat’taki seçimlerde yaptıkları etkileyici gösteriden bu yana eski başkanı devirme arzusu, Müşerref taraftarlarını saf dışı bırakacak şekilde, onları birarada tutan önemli bir faktördü. Ancak PPP Müşerref’in görevden aldığı hâkimlerin göreve iade edilmeleri konusunda korkunç bir baskı altına girecek. Nitekim Halkın desteğinin arkasında olmasına rağmen PPP’nin söz konusu hâkimlerin göreve iade edilmeleri girişiminde iki kez başarısız olması, Pakistanlılar tarafından çabukça unutulacağa benzemiyor. PPP, liderleri olan Asıf Zerdari’ye verilen tazminatın bu hâkimlerce Ulusal Uzlaşma Kanunu kapsamı altında iptal edilmesinden korkuyor. Müşerref, geçen sene, Zerdari ve eşi katledilen önceki başbakan Benazir Butto’ya yönelik yolsuzluk davalarını ortadan kaldıran bir yasayı kabul etmişti. Fakat, Müşerref’in ayağını kaydırmak için Zerdari’yi atılım yapmaya sevk eden PLMN başkanı Navaz Şerif hâkimlerin görevlerine iadesi ve konsensüsle gelen bir başkana razı olması çok küçük bir ihtimal gibi görünüyor. Sonuç olarak Müşerref iktidarının sonu, gerçek bir siyasal dramın başlangıcının sinyallerini veriyor olabilir. Pervez Müşerref
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear