Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 Mustafa Kemal ŞEN TUSAM Ekonomi Araştırmaları Masası mksen@tusam.net ört yılda bir yapılan olimpiyatların sonuncusu Çin’in Pekin şehrinde dünyayı hayran bırakan bir organizasyonla başladı. 80 ülkenin devlet ya da hükümet başkanının açılışta bulunması, 204 ülkeden gelen oyuncularla en fazla katılımlı olimpiyat özelliğini kazanması, olimpiyatlara küresel çapta ilginin her yıl arttığının göstergesi oldu. Atina’daki 1896 olimpiyatlarına 13 ülke, 1980 Moskova Olimpiyatlarına 80 ülke, 1996 Los Angeles olimpiyatlarına ise 140 ülke oyuncu gönderdi. Masrafları karşılayamadıkları için katılamayan ülkelerin masraflarını Sovyetlere nispet olsun diye karşılayan ABD, itibarını güçlendirmekle kalmadı olimpiyatların evrenselleşmesini de sağladı. İyi niyetle kurulan, tüzüğünde uluslararası yardımlaşmayı ve barışı kabul eden bütün küresel kuruluşlar, kapitalizmin tüm gücüyle dünyaya saldırdığı günümüzde amaçlarından saparak büyük devletlerin bir sömürü aracı haline geldi. Bir spor organizasyonundan çok sponsorların ve kalkınmış ülkelerin gövde gösterilerine yol açan, siyasallaştırılan, adeta fuar alanına dönüşen olimpiyatların barış ve kardeşlik naraları altında aslında kimlere hizmet ettiği, hâsılatlardan, oyunun aktörlerinden, küreselleşmenin pekiştirilmesi gibi bir sonuç yaratmasından anlaşılıyor. Pekin Olimpiyatları tartışmaları da beraberinde getirdi C S TRATEJİ Cumhuriyet Strateji 25 Ağustos 2008 / 217 D Kapitalizme altın madalya sportif ürünler, bilet satışları, lisanslı spor giyimleri, bilet satışları, yayın hakları, reklâm pazarı, ülke tanıtımı, borsada klüp hisseleri, organizasyonlar gibi çok sayıda sektörün toplamını ifade ediyor. Bu olimpiyatlarda iki haftada 70 milyon dolarlık lisanslı ürün satılması hedefleniyor. 12.000 akrediteli basın mensubu oyunları dünyaya izletmek için kapitalizmin öncü kuvvetleri gibi hareket ederken 2,5 Kapitalizmin sembolleri medya, görsellik, tüketim, eğlence, para, ileri teknoloji, sözde OLİMPİYATLARIN DİĞER YÜZÜ rekabet, madalyalar, dereceler, büyük sevinç Özelleştirmeler ile devletin elinin ekonomiden çekilmesi sürecinden da payını aldı. Devletin boşlugösterileri, ışıklar aslında buzdağının altındaki spor ğunu doldurmaya can atan çok uluslu tekeller spor eğlencesini ve görünmeyen sefaleti gizliyor. doğurduğu ekonomiyi geniş kitlelere yayarak daha fazla üretip daha fazla tüketmeyi dayattılar. Türkiye’de sponsorluğun önemi ve spor ekonomisinin avantajları üzerine son dönemde "Türk Sporu Sponsoruyla Buluşuyor" sloganlı kongreler ve teşvik çalışmaları yapılır oldu. Bu arada bütün spor federasyonları özerkleştirildi. 2001 yılından beri yapılan yasal düzenlemelerle sponsorluğu teşvik için sponsorluk harcamaları vergi indirimine tabi tutuldu. Zaten destekleyen olarak tanıtım yapan ve kar eden kuruluşlar bu fırsatı iyi değerlendirerek bu şekilde 500 milyon dolar spora ek kaynak sundu. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün geliştirdiği sponsorluk stratejisi ile sponsorların çalışmaları ve organizasyon sistemli hale getirildi. Pekin Olimpiyatları’na katılan Türk sporculara 16 şirketin sponsor olmasına karşın maalesef bütün bu çalışmaları boşa çıkartacak şekilde Türkiye başarı sağlayamadı. Olimpiyatları eski çağlarda olduğu gibi bugün yine özgür ve zengin insanlar izleyebiliyor. Spor organizasyonlarından amaç sporu daha popüler hale getirip bedensel ve zihinsel sağlığı geliştirmekse, sponsorlarca reklâmı yapılan ürünleri üreten işçilerin veya dev olimpik tesisleri inşa edenlerin bedensel ve zihinsel sağlıklarını da hesaba katmak gerekir. Çin’deki olimpiyat çalışmalarında yüz binlerce insan evini terk etti, binlerce işçi karın tokluğuna çalıştı, yaralanmalar, ölümler, tutuklanmalar birbirini izledi. Çin yönetimi görkemli açılışıyla göz kamaştırdığı için o açılışta emekleri sömürülen binlerce insanın alın teri görülmedi. Olimpiyat işçilerinin olimpiyat oyunlarını bilet alarak izlemeleri bir hayalden ibaret kaldı. Çünkü işçi Çinlilerin aylık gelirleri bir bilet almaya bile yetmezken, olimpiyatların Çin’e getirisinin 450 milyar dolar olacağı hesap edilirken, bu sorunlar kimsenin umurunda değil. Bütün dünya ülkelerinin buluştuğu Çin’de insan hakları ve özgürlüğün önemi tekerleme haline gele dursun, olimpiyat açılışının hiç bir bölümünde Uygur Türklerinin ve Tibetlilerin esareti ve dramları dile getirilmedi. Hatta olimpiyatlar, Uygur Türkleri üzerindeki baskıların had safhaya çıkarılmasına, dayatmalara direnen Uygulanmasına karşı tutuklama, müebbet hapis cezası, ölüm gibi cezalar uygulanması ve zulümlerin arttırılmasına bahane oldu. şünmemek mümkün değil. Kapitalizmin sembolleri medya, görsellik, tüketim, eğlence, para, ileri teknoloji, sözde rekabet, madalyalar, dereceler, büyük sevinç gösterileri, ışıklar aslında buzdağının altındaki görünmeyen sefaleti gizliyor. Dünya halklarının sırtından kazanılan paralarla daha fazla zenginleşmek için bir araç haline getirilen olimpiyatlarda yanan her bir ışıkta dünyanın bir bölgesi karanlığa gömülüyor. Sonuçta kapitalizm 12’den vurmuş, uzun atlamış, tuşa getirmiş, nakavt etmiş, ağır kaldırmış, hızlı koşmuş, engeller atlamış ve kazanan o veya bu sporcu değil kapitalizm olmuştur. KAPİTALİZM 12’DEN VURDU Temel amacı tanınmak olan sponsorluk sektörü, üçüncü dalga ekonomi olarak da adlandırılan yeni ekonominin bir parçası. Bu da ileri teknolojinin medya imkânları ile yapılmaktadır. Sporda ülkeler bazında başarı geldikçe sponsor firmanın yatırım miktarı da artıyor. Bu yüzden de amatörler yerine profesyonel oyuncular sponsor firmaların desteği için seçiliyor. General Elektrik 355 projeye sponsor olarak tek başına 600 milyon dolar harcamada bulundu. Pekin Olimpiyatlarının toplamda 3,2 milyar dolar sponsorluk geliri ile nihai süreçte tüm dünyada 8,3 milyar dolarlık bir ekonomi yaratması bekleniyor. Çin hükümetinin 7 yılda 45 milyar dolar para harcayarak olimpiyatları organize etmesi, çok uluslu şirketlere ait 46 küresel markanın ana sponsor olması, bütün dünyada 33,6 milyar dolara ulaşan sponsorluk piyasasının varlığı, Pekin/Beijing olimpiyatlarının spor endüstrisi haline geldiğini ve barış kardeşlik kavramlarının ötesinde dünya patronlarına ait bir gündemin bulunduğunu göstermektedir. Olimpiyatlar kapitalizmin halkla ilişkiler bürosu olarak kullanılırken alenen "takımın renklerini kazanca dönüştürmek" tabiri kullanılıyor. Tekellerin Çin olimpiyatlarına bu kadar yatırım yapması boşuna değil. Çin gibi bir ülkede 1 dolarlık bir reklâm harcaması Avrupa pazarında 10 dolarlık bir reklâm harcamasından daha kazançlı. Çünkü Çin kalabalık nüfusu ve dünyaya uzun dönem kapalı olması nedeniyle keşfedilmeyi bekleyen yeni bir kıta gibi. Çok uluslu şirketler için yeni kıta da eskiyen kıtalar gibi sömürüye elverişlidir. Çin’in yanı sıra medya kanalıyla bu devasa organizasyonu dünyada 4 milyar insanın izlemesi bekleniyor. Sermayedarlar adına reklâmın daha büyük bir fırsatı olamaz. Olimpiyat yoluyla büyük şirketlerin yeni markaları dahi küresel çapta tanınmaya başladı. Spor endüstrisi; milyar dolarlık TV yayın geliri ise garanti edildi. Olimpiyat süresince yiyecek içecek sektöründe 2,7 milyar dolarlık ek bir ekonomi oluştu. İşin aslı, amacın barış, sevgi, kardeşlik olması nedeniyle böylesi bir bütçeyle Sudan’a veya Irak’a içme suyu için alt yapı tesislerinin kurulabileceğini dü