Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 Barış ADIBELLİ on yedi aydır, ABD ile Rusya arasında yaşanan füze gerginliği uluslararası politikanın en önemli gündem maddesini oluşturuyor. Münih Güvenlik Konferansı’nda Putin’in sert çıkışının ardından ABD ve Rusya arasındaki ilişkiler de oldukça gerildi. Bu gerginlik esnasında zaten Rusya ile enerji nedeniyle ilişkileri oldukça gerginleşmiş olan Avrupa Birliği de füze tartışmalarında Rusya’ya karşı ABD’nin tarafında yer aldı. Her ne kadar Rusya Avrupa ülkeleri arasında kendisine taraftar bulmaya çalıştıysa da, ABD, Avrupa’da daha baskın çıktı. Bu nedenle, Rusya, yönünü tekrar Asya’ya döndü. ABD’nin AB’yi de arkasına alarak üzerinde oluşturduğu baskı karşısında Rusya, tek başına direnmek yerine daha akılcı bir karar vererek Çin ile yeniden işbirliği sürecine girdi. Rusya, son bir yıldan beri enerji silahını kullanarak tek başına küresel politikada inisiyatif almaya çalışıyordu. Bu çaba sürdürülürken de 1990’ların ortalarından beri stratejik ortağı olan Çin’le de giderek uzaklaşmıştı; ancak gelinen noktada Moskova yönetimi Çin ile daha fazla ayrışmanın Rusya’ya iyilikten çok kötülük getireceğinin farkına vardı. Çin’e bakıldığında ise, son bir yıldan beri Çin, ABD ile Rusya arasında yaşanan füze krizi ve diğer tartışmalara taraf olmamaya gayret etti. Bu anlaşılabilir bir tutumdu, zira geleneksel Çin dış politikası her zaman krizlerden uzak durmayı öngörmüştü. Her ne kadar Çin mevcut krizlerden uzak dursa da, kendisi için yeni krizler de yaratılmıştı. Her şeyden önce Çin dış politikası için büyük bir başarı sayılan 2008 Pekin olimpiyatlarının son aylarda meşruluğunun Batı’da tartışılması yeni bir durum oluşturdu. ABD ve AB merkezli insan hakları kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinin Çin’deki insan hakları sorunları nedeniyle 2008 olimpiyatlarının iptal edilerek Çin’in dışında başka bir yerde yapılması konusunda çağrıda bulunmaları ve gerçektende yoğun bir destek almaları, Çin’i pek fazla memnun etmedi. Tüm bunlar yaşanırken Çin, dış müdahalenin açıkça belirgin olduğu bir borsa spekülasyonları da yaşadı. Bunlara ek olarak Çin’in ABD’ye sattığı oyuncaklara ABD yasak getirdi. Sırada diğer ürünler ve özellikle S yeni müttefiki sayılabilecek olan ABD’nin Pasifik ve Ortadoğu’daki Avrasya’da Fransa’da ABD yanlısı yeni bir cumhurbaşkanının seçilmesi etkili olarak, girişimlerine karşılık… Çin’in politikalarını yeniden gözden geçirmesine neden oldu. Akdeniz ve Afrika’da etkin olmak isteyen Çin, son aşamada bu bölgelerde tek başına etkin olamayacağının farkına vardı. Bu nedenle, Rusya ve Çin, birbirlerine ne denli ihtiyaçları olduğunu artık anlamış durumdalar. Bu nedenle, bir süreden beri aralarında adı konmamış bir kriz olan ve dünyanın kendilerinden çok şeyler beklediği bu mihver son bir yıldan beri bünyelerinde meydana gelmiş olan çatlağı tamir ederek 917 Ağustos tarihlerinde düzenlenen "Barış Görevi 2007" askerî tatbikatıyla dünya siyaset sahnesine güçlü bir dönüş yaptılar. C S TRATEJİ özellikle Çin’in Avrupa’da, Akdeniz’de ve Çin ve Rusya meydan okuyor Çin ve Rusya’nın başını çektiği ŞİÖ, Doğu Türkistan ve Urallar’da tatbikat yaptı. Tatbikat ABD’nin stratejik hamlelerine karşı iki ülkenin daha da yaklaştığı mesajını taşıyor. gıda ürünleri bulunmakta. Kuşkusuz bu zincirleme yasaklar, Çin ekonomisine büyük darbe vuracaktır. Ekonomik büyümenin yavaşlaması Çin’in toplumsal ve askeri modernleşmesini kesintiye uğratacaktır. Öte yandan, Çin’in diğer bir endişe kaynağı da Tayvan’dır. Son olarak, Tayvan’ın BM’ye üye olmak için başvurması Çin’in bu endişesini haklı çıkarmaktadır. Kısaca, Çin daha fazla bu gelişmelere tolerans göstermeyecek gibi görünmektedir. Son bir yıldan beri yaşanan süreç içerisinde, Rusya, saldırgan denilebilecek sert tavırlarıyla, değişik bir dış politika yürütmeye çalıştı. Çin ise, ılımlı tavırlarıyla dış politikasını herkese zeytin dalı uzatarak yürütmek istedi; ancak her iki ülke de hedef tahtasına konulmaktan kurtulamadılar. Bu nedenle, gerek Çin, gerekse Rusya stratejilerinde büyük bir değişiklik yaparak, "Batı dünyasının anlayacağı dilden" konuşmaya karar verdiler. Bu kararda BARIŞ GÖREVİ TATBİKATI ŞİÖ üyelerinin tümü yapılan 2. tatbikata destek verdi. Şanghay İşbirliği Örgütü, 2002 yılından bu tarafa ilk kez üye ülkelerin tamamının katıldığı bir askeri tatbikat düzenledi. Barış Görevi 2007 adı verilen bu tatbikat, Rusya’nın Ural dağlarının yakınında bulunan Chelyabinsk bölgesi ile Doğu Türkistan’da bulunan Urumçi şehrinde gerçekleştirildi. Tamamen terörizmle mücadele üzerine kurgulanmış olan tatbikata Rusya 4700, Çin ise 1600 askerle katıldı. Toplam katılan asker sayısı 6500 olan tatbikatta diğer ŞİÖ üyesi ülkeler de 200 asker gönderdi. Bu tatbikat, her ne kadar ŞİÖ adına yapılmış olsa da ağırlıklı olarak Çin ve Rusya’nın askeri gövde gösterisi olmuştur. Hatırlanacağı üzere benzer bir tatbikatta 2005 yılında Rusya ve Çin tarafından yapılmıştı. O dönem bu tatbikatın ŞİÖ çatısı altında yapılmaması nedeniyle ikili büyük tepki almıştı. Bu konuyu en çok Washington yönetimi dile getirerek Orta Asya Devletleri’nin bu ikiliye güvenmemesini tavsiye etmişti. Rusya ve Çin, bu eleştirileri göz önüne alarak bu sefer ki tatbikatı ŞİÖ çatısı altında düzenledi. Sayılardan anlaşılacağı üzere tatbikatta yine asıl güç Çin ve Rusya oldu. Diğer üyelerin asker sayısı oldukça az bir oranda kaldı. Son zamanlarda Kazakistan Devlet Başkanının bir Orta Asya Devletleri birliğinden bahsetmesi kafaları karıştırmıştı. Hâlihazırda, Şanghay İşbirliği Örgütü varken bunun karşısına neden ikinci bir örgüt çıkarılmak istendiği soru işaretlerine neden olmuştu. Diplomatik kulislerde, bu durumu Nazarbayev’in son Washington gezisinden sonra sıkça gündeme getirdiğine işaret edilerek, ABD’nin bölgede ŞİÖ’nün dolaysıyla Çin ve Rusya’nın gücünü kırmak için yeni bir örgütü gündeme getirmiş olabileceğine dikkatler çekiliyor. Aynı şekilde son zamanlarda ABD’nin etkili olduğu diğer bir bölgesel örgüt olan ASEAN’da da hareketlilik artmış durumda. Örgüt, AsyaPasifik bölgesinde daha etkin roller üstlenmek için kolları sıvadı. Çin, ASEAN’ın bu yeni çıkışını dikkatle izliyor. Tatbikat, Çin açısından oldukça önemli başarılarla geçti. 17 Ağustos günü gerçek mermilerle yapılan manevraları Çin Devlet Başkanı Hu Jintao da izledi. Başından beri bu tatbikata çok büyük bir önem verdiği bilinen Hu’nun tatbikat öncesi askeri birlikleri denetlemesi de tatbikatın Çin açısından ne denli önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Tatbikata katılan Çin birliklerinin komutanı yaptığı açıklamada ilk kez Çin Hava Kuvvetleri’nin sınırlarının dışına 2900 kilometrelik bir mesafeye askeri personel ve malzeme taşıdığını belirterek, bu operasyonun başarılı bir şekilde gerçekleştirildiğini belirtti. Tatbikat boyunca, lojistik merkez olarak Urumçi şehri seçildi. Tatbikatın Çin tarafından Doğu Türkistan bölgesinde yönetilmesinin kuşkusuz bir anlamı