15 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

16 Turgut A. KARABEKİR turgutk@gmail.com konomik ve politik taahhütlerimizden ötürü, bugün Türkiye için bağımsız denemez. Öncelikle, artık kendisini beslemeye yeterli bir ülke değiliz. ? Borçlarımız, kazancımızın üzerinde büyümekte, ? Sanal olarak gelişen ekonomimiz; hiçbir üretim, dolayısıyla istihdam yaratmayan, faizi alıp götüren sıcak paranın devamlılığına esir, ? En değerli varlıklarımız yabancılara yok fiyata satılmakta, ? Doğal kaynaklarımız yabancıların sömürüsüne veriliyor, ? Var olan petrolümüz bile bekletiliyor, yöreyi ele geçirip kendileri çıkaracaklar, ? Etnik ayrılıkların yaratılması bizi yaralıyor, ? ABD’nin bize uygun gördüğü ılımlı İslam cübbesi halkımızı böldü, ? Bütün ümidimizi bağladığımız ordumuz, birçok silahlarını üretemiyor. Batı ve özellikle ABD tarafından zorlanan uygulamalar, altmış yıldır kendi çıkarları peşinde koşan yönetimlerimizin verdiği tavizlerle, bizi buraya getirdi. Bulunduğumuz bu kırılganlık içinde, Türkiye’nin iki seçeneği var: ? İlk yol, kendisini toparlayıp sıkıntılarla dolu bir bağımsızlaşma dönemini yaşamaktır. ? Diğer yol da aynı tutumda devam edip, Sevr’in geri geldiği, parçalanmış, benliğini ve egemenliğini kaybetmiş, emperyalistlerin peyki bir ülke olmaktır. Bu kapsamda, oyunun iplerini hala elinde tutan ABD’nin kendi iç karmaşasına bakmakta fayda var. demektedir. İtibar yitiren ABD’nin kılavuzluğu… ülkedir" ABD seküler bir ülkedir, laik değildir. C S TRATEJİ Bush yönetimi altında Evanjelikanların etkisi çok yüksek boyutlara erişmiştir. ABD vatandaşı İncil üzerine el basarak yemin eder, parasının üstünde "Biz allaha güveniriz" yazar. Fransa ve Türkiye ise laiktir, ve din’in yönetime hiçbir şekilde etkili olmaması ön koşuldur. ABD, ılımlı İslam’ı Türkiye’de yerleştirmekle iç yapımızı temelinden sarsmıştır. Seküler ve laik anlayışlarda dini seçmek serbesttir. Seküler yapıda din devlet ilişkilerinde etkilidir. Laik yapıda ise etkisizdir. Laiklik, çarpıtılarak, din simgeleri siyasete karıştırılarak, bulandırılmaktadır. ABD’nin ılımlı İslam’ı ortaya çıkarması, farklı dini yaklaşımların bizi bölmesini doğurmuştur. Bu ABD’nin laikliği bilmemesi olarak yorumlanamaz. Ilımlı İslam, ABD tarafından çıkarları nedeniyle desteklenmekte, demokrasinin kurtarıcısı olarak tanıtılmaktadır. Amerikan halkı olanlardan habersizdir. Richard Holbrooke gerçeği bildiği halde, yaptığı söyleşide, "Türkiye’de ılımlı İslam model itibariyle iyi bir tablo sunuyor" diyerek gerçekleri çarpıtmaktadır. Gayelerine erişmek için demokrasi satarken, ayni zamanda da, bizi ondan uzaklaştırarak, geriliklerini her zaman kınadıkları Arap ülkelerine benzetmeyi hedefliyorlar. Alman Yeşiller Partisi’nin Eşbaşkanı Claudia Roth ise, "Türkiye Müslüman değil laik bir ülkedir" deyip, kaş yaparken göz çıkarıyor. Laik bir ülkenin, herhangi bir, veya birçok dinlere inanabileceğini bilmemiş oluyor. Stratejik ortak olarak belirtilen ABD: ? İflas yolunda ilerliyor, ? Evrende saygınlığını yetirmekte, ? 1.5 milyar Müslüman toplumunun husumetini üzerine çekmeyi başardı, ? Demokrasinin ve insan haklarının, kurallarını çiğniyor, ? Ticareti kapitalizm kisvesinde, küreselleşme adıyla tekel hegemonyasını çevirdi, ? Tek süpergüç iken, Rusya, Çin ve Hindistan’ın kendisine çok tehlikeli rakip olmasına sebep oldu, Bize uyguladığı mali bağlılık tuzağına kendisi düşmektedir. Rakipleri isterse, doların ani satışıyla ekonomisi büyük sıkıntılara düşürebilirler. ABD canını kurtarmak durumuna geldiğinde, geride bırakacağı Türkiye ne yapacağını biliyor mu? E Türkiye bağımlılaştı Ekonomik ve siyasi taahhütler nedeniyle Türkiye’nin bağımsız hareket edemediği artık gerçek. Tüm dünyada itibar yitiren ABD ile birlikte hareket etmek, Türkiye açısından büyük sıkıntıları gündeme getirebilir. gereken haberleri bana iletirler demiş. Bu vaziyete düşülmenin daha birçok benzer nedenleri de var. ABD’NİN BORCU Bir zamanlar Thomas Jefferson "Şayet bağımsızlığımızı korumak istiyorsak, yöneticiler bizi katlanan borç altında bırakmamalıdır" demişti. ABD’nin milli borcu dokuz trilyon dolara erişmiştir. ABD ekonomisi yürütülebilmesi, yarısından fazlası dışarıdan olan borç sayesindedir. Amerika yerleşmiş büyük zenginlikleri olan bir ülke olduğundan, bir gün bu durumu değiştirebilecektir, fakat henüz kalkınmasını tamamlayamamış Türkiye için bu söylenemez. Soğuk Savaş’ın bitmesinden sonra Amerika zengin tek güç olarak kaldı. Fakat, demokrasinin temelinde yatan halkı temsil, kapitalizmin gayesi olan adilane iş sahası temini, yerini mega şirketlerin hegemonyasına bıraktı. Çok uluslu ABD şirketleri hem yönetimi, hem de dünya politikasını idare eder güce eriştiler. Ortadoğu ve BOP bu antidemokratik ve insanlık dışı anlayışın uygulama alanıdır. Petrol uğruna yapılan bu kanlı istilaların içinde yegane olumlu düşünce İsrail’in emniyetini sağlamak olsa bile, neden bunun anlaşmalar yoluyla gerçekleştirilmediği de yorumlara açıktır. Batı, neyin kaç ‘can’a değer olduğunun ölçüsünü kaybetmiş, her şeyi para/çıkarlar, güçlüler/güçsüzler, Batı/Hıristiyan ve Doğu/Müslüman ekseninde değerlendirir olmuştur. Demokrasi anlamı yozlaşmış, kapitalizm, serbest piyasa kurallarının emperyalizme kaymasıyla tekellere dönüştürülmüştür. Düşünür Seymur Martin Lipset, "İhtilalden doğan ABD .... iyiliği esas alan bir ideoloji etrafında din bağlılığına dönüşmüştür." derken, G.K. Chesterton "ABD din üzerine kurulmuş yegane ABD’NİN DURUMU Jeremy Rifkin, Avrupa Rüyası adlı yazısında, "Amerika artık büyük bir ülke değildir. Büyük ülke olmak için, iyi ülke olmak zorunludur" demiş. Bu uyarının ne kadar yerinde bir gözlem olduğunu, ABD’nin sadece çıkarları nedeniyle Ortadoğu’da sebep olduğu kanlı durum kanıtlıyor. (6 Aralık 2006 tarihli yazım). Amerikan halkının dörtte üçü yönetimini beğenmiyor. 2006 yılında kongre yalnız 97 gün oturumdaymış. 1777’den beri yalnız 45 tane olan bayrak yakma vakası senatoda üç gün konuşulmuş. Fakat 2000 yılından beri üretimin üç milyon işsiz yaratmasını konuşmaya vakit ayıramamış. Son seçimlerde oy verebileceklerden ancak yüzde 45’i sandıklara gitti! Halk ile yönetimler arasında anlayış farkı gitgide büyüyor. Yönetim halkı temsil etmiyor. Başkan Bush yönetimi ile, ABD liderliğini kaybediyor. Altı yıllık sürede yalnız bir defa kongreye karşı veto kullandı. Mahkeme kararı olmadan telefon ve internet dinlenmesi kabul edildi. Bu gidiş, demokratik bir yönetimin otokratik bir diktaya teslimiyetidir. Bugün ABD yönetimi kendi dediğini yapana iyi, yapmayana kötü olarak bakmaktadır. Halk ise hala, dünyadaki yerlerinin başkalarına yardım etmek sorumluluğu olduğuna inanıyor. Eski Başkan Clinton, "Şayet özgür dünyanın lideriyseniz, fikirleriniz silahlarınızdan daha güçlü olmalıdır" demişti. Yeni çaylaklar bunu umutmuş görülüyor. Başka ülkelerin özgürlük ve fırsatlarını elinden alarak demokrasi yayılamayacağını düşünmüyorlar. ABD yönetiminin küstahlık derecesine varan bencil hareketlerine halk seyirci kalmaktadır. Berlin duvarını yıktırtan ABD, şimdi Meksika ile arasına duvar ördürüyor. Başkan Bush, Ben gazete okumam, TÜRKİYE’NİN ÖNCELİKLERİ ? Türkiye en kısa zamanda bağımsızlığını korumak için kendi kaderini kendisi belirlemeye başlamalı, ? Bunun için nasıl olsa yakında karşılaşacağımız sıkıntıları, planlı olarak geçirmek yoluna girmeli, ? Atatürk ilkelerinden hiçbir taviz vermemeli, yozlaşmış demokrasileri takip etmemelidir. ? Şayet bunu yapamazsa: ? PKK sorunu halledilemez, memleket bölünür, ? Karadeniz, Ege, Akdeniz’de haklarımızı kaybederiz, ? Su kaynaklarımız, madenlerimiz, petrolümüz başka ellere geçer, ? Özgürlüğümüz yok olur. Kılavuzu Karga... söylemini biraz değiştirerek hatırlatalım: Türkiye bu kılavuzla yolunu bulamaz. Atatürk bizi doksan yıl önce uyarmıştı: "......... Halbuki, hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin palanlarıyla yükselebilsin?.. Tarih, böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir!". Sanki yetmişli yılları, bu sefer yeni bir yönetim altında, tekrar yaşıyoruz. Ellilerde başlayan istila, sona yaklaştı. Ayni emperyalizme karşı, duyuramadığımız çığlıklarımız devam ediyor. Aklımızı başımıza almalıyız. Özgürlüğünü kaybetmiş bir ülke, onu oraya düşürenlere de yaramaz. Bush
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear