23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

uzaklaştırmayı ve daha kontrollü bir göç sistemi sorunu olduğunu düşünüyor. Fransız adalet sisteminin yaratmayı planlıyor. fazlaca tavizkar bir kurum olduğunu düşünen Sarkozy, suç oranını daha katı bir adalet sistemi oluşturarak çözmeyi umuyor. Bu yüzden tekrar edilen suçlar ve ÜRKİYE’Yİ OYALAMAMALIYIZ’ birden fazla suç işlemişler için asgari bir ceza belirlemek, suçlu gençlere karşı daha katı ve tavizsiz Sarkozy’nin değiştirmeyi planladığı diğer bir konu cezalar vermek Sarkozy’nin çözümleri arasında. Bu kati da Fransa’nın ilk olarak AB’deki ve buna bağlı olarak duruşunun bir örneği ise geleneksel olarak her yıl 14 uluslararası arenadaki yeri ve görevi. Sarkozy, özellikle Temmuz’da Bastille Hapishanesi’nden toplu afla kimi son dönemde Fransa’nın AB içinde iyice pasifleştiğini suçluların salıverilmesinin bu sene gerçekleşmemesi ve rolünün azaldığını düşünüyor. Onu böyle düşünmeye olarak görülebilir. Bu bağlamda Sarkozy’nin ‘adalet iten birçok neden var tabii: 1997–2002 arasında Avrupa sistemi’nde neomuhafazakâr bir tutum sergilediği Konseyi tarafından aslı Fransızca olarak hazırlanan düşünülebilir. Eğitimdeki eşitsizliği üniversitelere metinlerin sayısının yüzde 47’den yüzde 18’e düşmesi, özerklik vererek ve eğitim kurumlarında kimi reformlar bürokratların çoğunluğunun artık Fransız uzmanları, gerçekleştirerek bir son vermeyi hedefliyor. Göçmen diplomatları, Avrupa kurumlarında çalışan Fransız sorununu ise ‘seçici göç sistemi’ politikasıyla bertaraf memurları olmaması. Yalnız AB’de değil uluslararası etmeyi planlıyor. Yaklaşık 40 yıldır kontrol altına arenada da Fransa’nın etkisinin azaldığını düşünüyor. alınmayan bir göçmen hareketi olduğu kanısında olan Bundan dolayı Sarkozy Fransa’nın daha etkin ve sözü Sarkozy, özellikle 2005 yılında gerçekleşen banliyö geçer bir ülke olmasını arzuluyor. Sarkozy ayaklanmalarının ardından göç konusunda daha aktif Cumhurbaşkanı olduğu günden itibaren 16 Mayıs’ta politikalar üretilmesi gerektiğini düşünmüş olmalı. Berlin’e, 23’ünde Brüksel’e, 28’inde İtalya’ya, 31’inde Ayaklanmaların nedenine gelince Sarkozy, en büyük Madrid’e,14 Haziran’da Varşova’ya gitmesiyle, bu süre nedenlerin göçmenlerin Fransız kültürüyle olan içinde Londra’yla birçok kez irtibata geçmesi ve Mağrip ‘entegrasyon’ sorunu ve kayıtsız göç olduğunu ülkelerinden Cezayir ve Tunus’a temmuz ayı ortalarında düşünüyor. INSEE’nin yaptığı bir ankette 2004 yılının geziler düzenlemesiyle bu isteğini gerçekleştirmek ortasında 4,9 milyon ile nüfusun yüzde 8,1’ini oluşturan niyetinde olduğunu gözler önüne seriyor. göçmenler 1999 yılına göre 760.000 fazla. Zira bunların 2005 yılında Fransa’da gerçekleşen ve AB büyük çoğunluğunu Afrika kıtasından gelen kayıtsız Anayasası’nın reddiyle sonuçlanan referandumla göçmenler oluşturuyor. Bunun yanı sıra 2005 yılında da beraber Sarkozy Fransa’nın AB’deki gücünün azaldığını Fransa’da 200.000400.000 arasında kayıtlı olmayan düşünüyor. Söylemlerinde özellikle kendi ülkesinde ve mültecinin olduğu düşünülüyor. Bu konudaki tavrı arkasından Hollanda’da gerçekleştirilen referandumların kesin ve net olmakla birlikte Sarkozy, bu kayıtsız sonuçlarının AB’yi krize sürüklemediğini, AB’nin zaten göçmenlerin evlerine dönmeleri konusunda ısrarlı bir krizde olduğu için referandumlardan ‘hayır’ çıktığını vurguluyor. Anayasal krizin ise 21–22 Haziran’da tutumunu sürdürüyor. Bu duruşuna örnek olarak da gerçekleşen AB zirvesinde imzalanan ‘Basitleştirilmiş Sarkozy’nin göçmen sorunlarıyla ilgilenen bakanı Brice Anlaşma’yla büyük ölçüde çözüldüğünü vurguluyor ve Hortefeux’nün 2 çocuklu göçmen bir aileye ana 2009’a kadar gerçekleştirilmesi öngörülen reformlarla vatanına dönmesi şartıyla 6.000 euro vermeye hazır çoğu sorunun üstesinden gelinebileceğini ümit ediyor. olması gösterilebilir. Bunun dışında Sarkozy göçmen AB’de reformların kaçınılmaz bir şekilde yapılmasının sorununa Fransa’nın milli ekonomisinin gerektirdiği gerekliliğine dikkat çeken lider, son dönemlerde AB’nin sayıda Fransızca bilen nitelikli eleman almayı içeren bir ‘medeniyetler projesi’ olmaktan çıktığını, birliğin ‘seçici göç sistemi’yle çözüm bulmayı amaçlıyor. ağırlıklı olarak teknik bir şekilde kurallara, kriterlere ve Ayrıca AB’yle ve diğer Afrika belgelere dayandırıldığını bunun da AB düşüncesine ülkeleriyle de yakın büyük zarar verdiği görüşünde. Aynı temasların olması zamanda 27 ülke tarafından gerektiğini düşünen imzalanan bu ‘Basitleştirilmiş Sarkozy uluslararası Anlaşma’nın ‘Avrupalılık’ ve iletişimin Fransa’da ve AB zihniyetinde bir diğer göç alan ülkelerde gerilemeye yol açmayacağı, önemli bir çözüm yolu tam tersine ‘milli olduğunu düşünüyor. Lider bencilliklerden’ arınmış bir bu politikalarıyla 2007 Avrupa’nın oluşmasına yılında 25.000 göçmeni Bush katkıda bulunacağı görüşü de ülkesinden ve Sarkozy dâhil birçok Fransız Sarkozy vatandaşının hemfikir olduğu bir C S TRATEJİ 11 husus. ‘Avrupalılık’ zihniyetinin ‘Basitleştirilmiş anlaşma’yla daha da gelişeceğinin altını çizen Sarkozy, Türkiye’nin AB’ye girmesi konusundaysa çok katı bir tutum sergiliyor. Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde ve sonrasında Türkiye’nin bir Asya ülkesi olduğu yolundaki fikri değişmiş değil. AB’nin Türkiye’yi daha fazla oyalamaması gerektiğinin altını çizen Sarkozy, Türkiye’nin topraklarının yüzde 98’inin Asya kıtasında olduğunu, Türk kültürünün AB’ye uyum sağlamasını imkânsız kılacak kadar Müslüman öğeler içerdiğini belirtiyor. Ayrıca Türkiye’nin AB’ye tam üye olması durumunda birliğin en kalabalık ülkesi konumuna gelebileceğini belirterek, bu katılıma kesinlikle karşı çıkacağını dile getiriyor. Bunun yanı sıra imtiyazlı ortaklık fikrine de sıcak bakmıyor değil. Bu dayatmasını diğer AB ülkelerine de kabul ettirmiş olmalı ki 26 Haziran’da Türkiye’yle 3 başlıkta açılması gereken müzakerelerde AB ‘ekonomi ve para politikası’ konusunda Türkiye’yle görüşmeyi reddederek müzakere başlıklarını 2’ye indirdi. Bu konuda nihai tutumunu Aralık 2007’de açık bir şekilde dile getirmeyi planlıyor. Sarkozy’nin yine bu tarihte AB sınırları tartışmasını da birlik içinde gündeme getireceğini söylemesi AB için önemli bir konu çünkü bu tartışmaların yapılması ve kararların alınması AB’nin uluslararası arenada üstlenmek istediği rolü gözler önüne serecek. Ne var ki Sarkozy’nin bu sözleri özellikle AB dönem başkanlığı yapan ve Türkiye’nin birliğe tam üye olarak katılmasına sıcak bakan Portekiz’i rahatsız ediyor. İlerleyen günlerde Türkiye’yi nelerin beklediği çok belirgin değil ancak 2008 yılının 2. yarısında Fransa’nın dönem başkanlığı yapacak olması AB’ye giriş sürecinde Türkiye’nin tam üye olarak adaylığını bir kez daha zora sokacak gibi duruyor. Ancak Sarkozy Türkiye’yi birlik dışına atarak izole etmeye çalışmıyor, aksine son dönemlerde de dile getirdiği Türkiye’nin AB’ye imtiyazlı ortak olarak girmesine olumlu bakışı ve Türkiye’yi de içinde gördüğü bir Akdeniz Birliği fikrine verdiği destek Türkiye’yi yalnızlaştırmadığının bir kanıtı. Sarkozy, Akdeniz Birliğiyle kendi ülkesinin lider konumda olduğu, içinde Mağrip ülkeleri, İtalya, İspanya ve Türkiye’nin de bulunduğu ticari amaçlı bir topluluk kurmayı amaçlıyor. Henüz Türk hükümetiyle bu planını paylaşmayan Sarkozy’nin ne zaman Türkiye’yle iletişime geçeceği de yeni AKP hükümeti tarafından merak edilen bir konu. İlginçtir ki, yeni AKP hükümeti AB’ye uyum süreci adı altında kimi tavizler vererek "modernleşme" ve "AB’ye entegrasyon" konusundaki olumlu tutumunu sürdüreceğini seçimlerden sonra dile getirdi, sanki AB’nin ağır toplarından ve birliğin en önemli güçlerinden biri olan Fransa’nın Türkiye’yi ancak imtiyazlı ortak olarak AB’ye kabul edebileceğini söylememiş gibi. ‘T Göç konusundaki ‘seçici’ yaklaşımı, Afrika kökenlilerden tepki topluyor. Afrika kökenliler için adliye ve polisiye önlemleri artırmayı düşünüyor. Türkiye’nin AB üyeliğine karşı tutumu ise radikal içerik taşıyor. Türkiye’de kimse ilgilenmese de Sarkozy, Ankara’ya Akdeniz Birliği’ni öneriyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear