Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
savaş gemileri, belirlenmiş tonajın ve sayının üstüne çıkmamak, Karadeniz’de bulunma süresi 21 günü aşmamak ve önceden haber vermek kaydıyla Karadeniz’e çıkabiliyor. ABD’nin NATO gücü olan Aktif Çaba Operasyonu’nu Karadeniz’i de kapsayacak şekilde genişletmesi, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin ihlali, dolayısıyla Türkiye’nin egemenlik haklarının kısıtlanması anlamına geliyor. Türkiye Montrö Rejimi ile Karadeniz’in güvenliğini bağdaştırmak istiyor. Bu amaçla öncülük ettiği ve halen devam eden Karadeniz İşbirliği Görev Grubu tarafından yürütülen Karadeniz Uyum Harekatı, Aktif Çaba Operasyonuyla aynı amaca yönelik ve güvenlikle ilgili bir endişeye yer vermeyecek tarzda sürdürülüyor. Türkiye ile ABD arasında ve zaman zaman da ilgili ülkelerin müdahil olduğu, ABD’nin uygulanmasını istediği Aktif Çaba Operasyonu isimli NATO planına ilişkin müzakereler bir yıla yakın bir süre devam ediyor. Müzakerelerde Türkiye, Montrö’yle egemenlik haklarını korumak, Rusya ise ABD’nin Karadeniz aracılığıyla etki alanını sınırlamasına imkan vermemek için ABD, NATO ve AB tarafında yer alan Karadeniz’e kıyıdaş ülkelere karşı bir tutum sergiledi. ABD, enerji iletim hatlarının yanı sıra gücünü Kafkasya’ya iletme açsından Karadeniz’e önem veriyor. Bölgeye NATO aracılığıyla girmeye çalışırken, ortaya zamanlama hatası çıktı. Irak, İran ve Afganistan’daki durumu hedeflerini ertelemesine neden oldu. gerekir. Ancak bu vazgeçme eyleminin nedenlerini incelediğimizde, ABD’nin Irak’ta gittikçe içinden çıkılamaz bir durumla karşılamasının ve daha da önemlisi İran’la olan anlaşmazlığın ve gerginliğin tırmanmasının bu kararda önemli rol oynadığı değerlendiriliyor. ABD’nin ayrıca, İran anlaşmazlığında Türkiye’nin ve Rusya’nın oynayacağı rolü dikkate aldığı düşünülüyor. Ortadoğu’da yaşanmakta olan bu gerginlikte; bölgedeki tek demokratik, laik ve hukuk devleti anlayışına sahip, NATO üyesi, güvenilir ve istikrarlı yapıdaki Türkiye’yle bu ortamda bir gerilim içine girmenin doğru olmayacağı düşüncesinin oluşması C S TRATEJİ 15 ve Kazakistan petrol ve gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya iletilmesi düşüncelerinin, ABD’nin bu kararında etkili olduğu da değerlendiriliyor. Ancak konuya küresel açıdan ve ABD’nin dünyayı kontrol edebilme ve yeni düzeni kendi istek ve çıkarları doğrultusunda oluşturabilmeyi amaçlayan hegemonik politikaları çerçevesinden baktığımızda, ABD’nin Karadeniz politikasından vazgeçmesi diye bir durumun söz konusu olamayacağı anlaşılıyor. ABD’nin burada stratejide ve zamanlamada hata yaptığı ve bu nedenle bu projesini geçici olarak gündemden çektiği değerlendiriliyor. ABD politikalarına uygun olarak yeni NATO üyesi olan Bulgaristan’da 3 adet üs kurmak için bu ülkeyle anlaştı. Romanya’da da üs kurma düşüncesi var. Ukrayna ve Gürcistan’daki etkinliğini artırıyor. Azerbaycan üzerinde etkili olmaya çalışıyor. Romanya’nın Haziran 2006 başında Bükreş’te düzenlediği "Karadeniz Diyalog ve Ortaklık Forumu" adı altındaki konferansa Karadeniz’e kıyıdaş olan ülkeler ile Azerbaycan ve Ermenistan Cumhurbaşkanları katıldı, Türkiye bir bakanla temsil edildi; BM, NATO, AB ve AGİT delege gönderdi, Rusya ise sadece Bükreş’teki Büyükelçisini gönderdi. ABD’nin koşullar olgunlaştığında Karadeniz için Aktif Çaba Operasyonu planını veya benzer bir teşebbüsünü doğrudan veya yine NATO adı altında tekrar gündeme getireceği bekleniyor. Türkiye’nin bu duruma hazırlıklı olması ve daha şimdiden buna benzer girişimleri kırıcı ön politikalar geliştirmesi yararlı olacaktır. ZAMANLAMADA YANLIŞ 2006 Mayıs ayı başlarında ABD’nin Aktif Çaba Operasyonu görev alanının Karadeniz’i de kapsayacak şekilde genişletilmesi önerisinden vazgeçtiğini görüyoruz. Doğal olarak böyle bir durumun Türkiye’yi rahatlattığını kabul etmemiz Dr. Nuraniye HİDAYET EKREM TUSAM Uzak Doğu Pasifik Araştırmaları Masası nekrem@tusam.net Sorun bu kez Kuzey Kore’de kendini gösterdi Kore’yi bir nükleer güç olarak kabul etmek zorunda kalacak ya da askeri operasyon gündeme gelecek. BD ve batılı ülkelerin İran ile nükleer pazarlılıklarını sürdürdüğü ve dikkatlerin Dünya Kupası’na odaklandığı bir dönemde, Kuzey Kore’nin uzun menzilli füze denemesi yapacağına dair haberin duyulması ile gözler Kuzey Kore’ye çevrildi. ABD, Japonya ve Güney Kore, uydu görüntülerine dayanarak, Kuzey Kore’nin uzun menzilli Taepodong2 füzesine yakıt ikmali yapma işlemini bitirdiğini ve füzeyi fırlatmaya hazır olduğunu geçen hafta açıkladı. ABD’li yetkililerin, Alaska eyaletini vurabilecek kapasitede olan 35006000 kilometre menzile sahip füzelerin yakıt ikmali işlemelerinin tamamlandığını düşündükleri belirtiliyor. Uzmanlar, fırlatma işleminden önce bir füzeye yakıt ikmali yapılmasının, genellikle geri dönülmez bir safha Güney Kore’deki olduğuna dikkat çekiyor. ABD tarafından "serseri devletler" olarak tarif protesto gösterilerinden... edilen üç devletten sadece Kuzey Kore’nin, ABD’yi vurabilecek kıtalararası balistik füzeye sahip olabilecek özellikte olduğu ileri sürülüyordu. Ancak, Kuzey Kore henüz bunu başarabilecek savaş başlıklı bir füze denemesi yapmamıştı. Japonya’nın herhangi bir şehrini ve bölgesini istediği takdirde vurabilme kapasitesine sahip olduğunu kanıtlamak için 1998’de Japonya üzerinden Pasifik Okyanusuna iki adet 2000 kilometre menzilli Taepodong1 füzesini deneyen Kuzey Kore, 1999’da füze denemelerini askıya aldığını açıklamıştı. Kuzey Kore, Taepodong2 füzesini dener ve başarılı olursa ABD’yi de vurabilecek teknolojiye sahip olduğunu kanıtlanmış olacak. Bu aşamada ABD Kuzey A Bir daha ULUSLARARASI TEPKİLER ABD, Japonya ve Avustralya; ABD’yi vurabilecek uzun menzilli balistik füze denemesinin ciddiye alınacağını ve bunun kışkırtıcı bir adım olarak değerlendirileceğini belirterek sonuçları hakkında Kuzey Kore’ye uyarıda bulundular. Çin, Rusya ve Güney Kore de gelişmelerden duydukları rahatsızlığı dile getirdiler. Kuzey Kore hükümeti, füze denemesini ne zaman yapacağına dair herhangi bir tarih vermezken, "Kore ordusu ve halkı, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ne yönelik kışkırtıcı tavrında ısrar eden ABD’ye karşı askeri caydırıcılığını artırmak için elinden geleni yapacaktır" açıklamasını yaptı. Japonya, Kuzey Kore’nin füze denemesini gerçekleştirmesi durumunda konuyu derhal BM Güvenlik Konseyi’ne götüreceğini ve ülkesine füze düşmesini ‘saldırı’ olarak kabul edeceğini, ayrıca ulusal güvenliklerine tehdit olarak gördükleri bu tür bir adım karşısında ‘sert önlemler’ alacaklarını açıkladı. Ardından olası füze denemesiyle ilgili bilgi toplamak için uçak ve gemilerini seferber ettiğini duyurdu. Kuzey Kore’nin uzun menzilli füze denemesi yapması durumunda, bu ülkeye yaptırım uygulayabilecekleri uyarısında bulunan Japonya Dışişleri Bakanı Taro Aso, Kuzey Kore’ye para havalelerini durduracak ve iki ülke arasındaki deniz trafiğini askıya alacak yasaların onaylandığını söyledi. Ayrıca bu gibi yaptırımların, BM Güvenlik Konseyi’ne başvurmadan da uygulanabileceğini belirtti. nükleer kriz