Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C S ortaklığı girişimlerinin engellenmesi, "yabancı sermaye girişinin ekonomi harici kriterlere göre engellenmek istenmesi" gerekçesi ile AB yetkilileri tarafından eleştirilmişti. Aynı korumacılığın bir başka örneği olarak görülmesi gereken Avrupa havayollarının Amerikan havayolu şirketlerini satın almasını sağlayacak yasa teklifinin Amerikan Kongresi tarafından geciktirilmesi de zirvede büyük önem taşıyan bir konu olarak ele alındı. Sonuç olarak ABD, Avrupa havayollarının ABD’de yatırım yapmasını engelleyen koşulları 2006 yılı içinde kaldırmaya söz verdi. AB Adalet Divanı’nın uçak yolcularına ait kişisel bilgilerin ABD’ye transferini "yasadışı" olarak nitelendirmesinden sonra Avrupa havayolu şirketlerinin Amerikan şirketlerini satın almasına daha da büyük güçlük getirmesi beklenirken ABD, Avrupa ile işbirliğinin mahkemenin kararı çerçevesinde süreceğini açıkladı. AB ve ABD, ticaret ve ekonomi başlığı altında bu konuların dışında bir de ticarette fırsat ve dünyada refah yaratma yollarını arayacaklarının sözünü verdiler. TRATEJİ 13 ş birliği belirdi... Bush ve Schüssel İRAN Guantanamo sorunu, ABD’nin Kyoto Protokolü’nü imzalamaması konularının üzerinde fazla durulmazken, enerji arzı, İran, Ortadoğu, özellikle Filistin konusunda uzlaşılan konulara vurgu yapıldı. söyleyen çoğu Avrupalı olan ülkelerden gelmesi gereken 13,5 milyar dolar yerine sadece 4 milyar dolar gelmiş olmasından dolayı duyduğu rahatsızlığı gayri resmî olarak dile getirdi. Resmî olarak ise Suriye, BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarına uyması ve kendi topraklarının Irak’taki şiddeti desteklemek için kullanılmasını ve sınırından terörist geçişini engellemesi için uyarıldı. Yine Suriye’den, Lübnan’daki istikrarı bozacak her hangi bir girişimden kaçınması da özellikle istendi. Ortadoğu başlığında, bilinçli bir tutumun göstergesi olarak BM kararlarına ve bunların uygulanmasına yapılan vurgu gözden kaçmıyor. "BM çatısı altına dönüş" olarak nitelendirilebilecek bu tutum, kararlaştırılmış ortak bir stratejinin ürünü olarak görülmelidir. Nitekim zirve sonuç bildirgesinde, BM reformu için tarafların ellerinden geleni yapacakları vurgulanıyor ve bunun önemli bir adımı olarak görülen BM Demokrasi Fonu’nun kuruluşundan duyulan memnuniyet dile getiriliyor. konusunda olduğu gibi ortak bir duruş sergilendiğini belirtiyor. Ancak Amerikalı yetkililerin kapalı kapılar arkasında "Avrupa’nın tek bir enerji politikası olmadığı" ve "Rusya’nın bulunmadığı bir platformda AB ve ABD’nin ortak bir duruş sergilemesinin çok da büyük bir anlam taşımadığını" tartıştığı da biliniyor. Bu nedenle de enerji ile ilgili bütün beklentiler 15 Temmuz’da yapılacak G8 Zirvesi’ne ertelendi. AB ve ABD’nin, BBC’nin deyişiyle, birden bire "en yakın arkadaş" olmaya karar vermelerinin ardında hiç şüphesiz ki İran sorunu yatıyor. Geçtiğimiz haftalarda AB’nin Ortak Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Javier Solana’nın BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri ve Almanya adına sunduğu ama daha ziyade AB girişimi olarak algılanan teklif paketi, ABD ve AB’nin bir araya gelebileceği bir ortak zemin olşuturdu. ABD, Noam Chomsky’nin Guardian’da yayımlanan makalesinde belirttiği gibi, İran’a saldırma tehditlerine bir son verme ihtiyacı duymadan AB’nin öncülüğünde yeni bir diyalog girişimine karşı çıkmadı. Volker, "konu İran olunca iki tarafın da aynı görüşü paylaştığını," "paketin ortak bir teklif olduğunu" ama "AB’nin öne çıkmasında bir sakınca görmediklerini" belirtiyor. Avrupa da durumun kontrolünde söz sahibi oldukları görünümüne sarılarak ABD’nin yanında yer alıyor. Şimdi birlikte İran’ın tekliflerine vereceği yanıtı bekliyor ve yanıtın olumlu olmasını ve tabi ki 22 Ağustos’tan önce gelmesini diliyorlar. VİZE UYGULAMALARI AB’nin Zirve’de çözüme ulaşmasını beklediği diğer bir sorun da ABD’nin AB’ye üye ülkelere yönelik farklı vize uygulamalarının varlığıydı. Zirve öncesi Financial Times’a yaptığı açıklamada AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, "AB üyesi ülkelerin farklı vize uygulamalarına tabi tutulmasını hoş göremeyiz" diyerek toplantıda bu konuya verilecek önemi vurgulamıştı. ABD hâlâ, AB’ye 2004’te üye olan 10 ülkeden Slovenya hariç olmak üzere 9’una ve Yunanistan’a vize uyguluyor. Ancak bütün baskılara rağmen zirve sonuç bildirgesinde ABD, "vize için somut adım atılması gereğinin farkındayız" demekle yetindi. Başkan Bush’un, söz konusu ülkelere yönelik vize uygulamasını kaldırmak için Kongre’den yasa çıkarması gerekiyor ki kısa vadede kimse bunun gerçekleşebileceğini düşünmüyor. Kongre’nin gündeminde sadece Afganistan ve Irak’taki askerî varlığı ile ABD’ye destek olan Polonya’ya yönelik vize uygulamalarının hafifletilmesi var. Bu da doğal olarak "vize muafiyetinin koşulu Irak’ta asker bulundurmak olmamalı" yorumlarını beraberinde getiriyor. Zirve’de ilişkilerin karşılıklı ısınmasına rağmen, AB Adalet ve İçişleri Komiseri Franco Frattini ve Dış İlişkiler Komiseri Benita FerreroWaldner’in belirttiği gibi "vize konusu politik gündemden düşmeyecek" gibi gözüküyor. Eğer ABD, AB’nin bütün üyelerine eşit davranma yoluna gitmezse AB ülkelerinin ABD diplomatlarına vize uygulamasına gideceği söyleniyor. Hâlihazırda Fransa, İspanya ve Yunanistan, Amerikan diplomatlarına vize uyguluyor. ORTADOĞU Barış, insan hakları ve demokrasiyi dünya çapında yaymak ve güvenlik dâhil bütün küresel sorunlarla yüzleşmek niyetlerini açıkça dile getiren AB ve ABD, Ortadoğu konusunda da ortak politika üretme yoluna gideceklerini açıkladılar. Öncelikle AB’nin istediği gibi, Filistin’e yönelik yardımın Hamas yönetimini bypass ederek sadece halka yönelmesine çalışacaklarını belirtirken Filistinlilerin sağlık ve diğer temel ihtiyaçlarını karşılamak için yardım etmeye mutlaka devam edeceklerinin altını çizdiler. Bununla birlikte yeni Filistin yönetiminin şiddet dışı yöntemlere bağlılığını gözlemlemek ve İsrail’in var olma hakkına saygı gösterilmesini istediler. İsrail’e ise Filistinlilerin serbest dolaşımı üzerindeki kısıtlamaları kaldırma çağrısı yapıldı. Irak konusuna gelindiğinde Beyaz Saray, yeniden yapılanma döneminde mali destekte bulunacağını ENERJİ GÜVENLİĞİ Zirve’nin diğer bir önemli başlığı olan enerji konusunda ise taraflar arasındaki işbirliğinin stratejik açıdan bir seviye daha yukarı taşınması yönünde kuvvetli bir irade belirdi. Dünya çapında enerji güvenliğinin sağlanmasına büyük katkıda bulunacak uluslararası bir yasa hazırlamak için kolların sıvanması ile ilgili uzlaşma sağlandı. Bu gerçekleşinceye kadar da enerji güvenliğinin iyileştirilmesi adına geçiş ülkeleri ile üretici ve tüketici ülkelerle olan diyalogun artırılması, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve bu bağlamda Hazar Denizi Bölgesi, Ortadoğu, kıta Afrika’sı ve Latin Amerika ile daha sıkı ilişkiler kurulması için yeni adımlar atılması kararlaştırıldı. Kesintisiz doğalgaz teslimatının gerçekleştirilmesi konusundaysa, Ukrayna’daki boru hattının bakımı ve altyapısının güçlendirilmesi için girişimlerde bulunulacağı açıklandı. Enerji arzının güvenliği konusunda AB’nin Rusya politikasını benimseyen ABD, bu noktada da İran