Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
önemli unsur olarak kabul ediliyor. ÖZBEKİSTAN VE SINIR SORUNLARI Özbek nüfusun fazlalığı ve tarihsel süreçte yaşanan gelişmeler Orta Asya’nın bu iki komşusunu sürekli karşı karşıya getirdi. Son yıllarda doğal gaz fiyatları ve Tacikistan’ın borçları nedeniyle sık sık sorun yaşanıyor. Burada Özbek tarafının daha doğrusu Tacik kökenli Karimov’un, Tacikistan’a yönelik bakışı, egemenlik beklentisi ön plana çıkıyor. BDT, ŞİÖ, Kollektif Güvenlik Anlaşması ve son olarak ekonomi ağırlıklı Avrasya Ekonomik Topluluğu’ndaki ortak üyeliğe karşın sınır sorunları, özellikle serbest dolaşımda Özbekistan kaynaklı engeller ilişkilerin gerilmesinde diğer etkenler. Üstelik her iki ülke de içerisinde bulundukları ekonomik sorunlar nedeniyle ticaretin geliştirilmesine büyük ihtiyaç duyuyorken ortaya konulan bu tutumun halklar üzerindeki yarattığı olumsuzluğu belirtmeye gerek yok. Orta Asya için yaşamsal öneme sahip ekonomik entegrasyonun sağlanamaması ve bölgesel işbirliğinin geliştirilememesinin de birincil nedeni. Tacik iç savaşında Özbekistan’ın oynadığı rolün yanında, son yıllarda Karimov iktidarına yönelik en önemli tehdit Özbekistan İslami Hareketi’nin Tacikistan’daki faaliyetleri bu çerçevede değerlendirilebilir. Albay Mahmud Hudayberdiyev (Afganistan’da da görev almış Sovyet İstihbaratında çalışmış) ve Yaraş Kurban (yasaklanan Özgür Tacikistan Partisi Lideri) gibi Özbek kökenli Tacikler ve Karimov yönetimiyle ilişkileri gerek Tacikistan da ve gerekse son Andican olaylarında olduğu gibi Özbekistan’daki bazı eylemlerde adlarının geçmesi ilişkilerdeki güvensizliğin diğer önemli gerekçeleri olarak sıralanıyor. Rusya tarafından korunan Afganistan sınırının dışında, Kırgızistan ve Özbekistan ile sınır sorunları henüz çözümlenememiş durumda. Çin’in de Kırgızistan ve Tacikistan’a yönelik var olan talepleri şimdilik ŞİÖ kapsamındaki bölge politikaları gereği rafa kaldırılmış olsa da, zaman içerisinde ve Çin’in bölge ve uluslararası düzeyde oynayacağı rol paralelinde her an değişim yaşanabileceğini de göz ardı etmemek gerekiyor. En önemlisi Doğu Türkistan merkezli gelişmelerin doğal etki alanında Tacikistan da bulunuyor. TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERİ Her ne kadar ticaret hacminde düşük rakamlar gerçekleşse de siyasi ve ikili seviyedeki ilişkilerin Türk kökenli diğer bölge ülkelerinden daha iyi olduğunu söyleyebiliriz. Bunu üst düzeyli temaslarda da görebiliyoruz. Cumhurbaşkanı Sezer’in 2000 yılındaki Duşanbe ziyaretinin ardından bu yılın Ocak ayında Rahmanov’un Türkiye’ye gelmesi ve imzalanan anlaşmalar bunu gösteriyor. Özellikle işadamlarıyla toplantısında Rahmanov’un da dile getirdiği gibi ticari ilişkilerin geliştirilmesine yönelik istek ve samimiyet ön planda. C S TRATEJİ 21 Tacikistan’daki Bolşevik ihtilaline karşı mücadele başlatan Müslüman gruplar Sovyet ordularının isyanı bastırdığı 1929 yılına kadar Kuzey Afganistan’da barındılar. Bu iki önemli etken doğal olarak Tacikistan’ı, SSCB’nin kenarında, gelişemeyen ve fakirlikten kurtulamayan bir cumhuriyet olarak günümüze taşıdı. Yıllık bütçesi Moskova’dan gelen sübvansiyonlara dayanan ülkede bağımsızlığın ardından tohumları yıllar önce atılan gerilimle kanlı bir iç savaş, TacikÖzbek çatışması felaketi doğurdu. Yeni hükümet ile İslami gruplar arasındaki çatışmalar (199297) ülkeyi tam anlamıyla perişan etti, çok sayıda Tacik Kuzey Afganistan’a göçmen olarak kaçtı. Başından itibaren hükümet güçlerini destekleyen Rusya ise olayları bahane ederek TacikistanAfganistan sınırına 25 bin kişilik bir askeri birlik yerleştirdi, "radikalizm" tehlikesi 201. Tümen’in bu ülkedeki varlığını daimi kıldı. BM aracılığıyla barış sağlanmışsa da çatışan her iki taraf Tacik boylardan bir ulusal kimlik çıkarmayı başaramadı. Ülke içerisindeki etnik gruplar arasındaki mücadelenin yanında, sınırları belirlenmiş bir toprak parçası üzerinde halkı birbirine bağlayacak, milliyet duygusunu geliştirebilecek ulusal aydın eksikliği uzun bir tarihi geçmişe sahip Tacikistan’ı, Afganistan merkezli etkilere karşı duyarlı kılıyor. İç savaş yıllarında birbiriyle mücadele eden her iki grup da Ahmed Şah Mesud’u Tacik milliyetçiliğinin simgesi olarak kabul etti ve işbirliği yaptı. Çünkü Mesud, Taliban’a karşı mücadelenin de önemli bir unsuru kabul ediliyordu. Bu arada Taliban’ın, Mesud’u, ülkeyi bölmeye ve Afganistan’ın Bedehşan eyaletini Tacikistan ile birleştirerek "Büyük Tacikistan"ı kurmaya çabalamakla suçlaması da bu imajı pekiştirdi. Taciklerin milliyetçilik duygularına hitap eden bu özlemlerin Peştunlar için doğal tehdit ve hoşnutsuzluk olduğunu da eklemeliyiz. TARİHÇE Tacikistan, geçmişte bölgenin askeri ve Rahmanov Erdoğan’la... EKONOMİK YAPI Ülkede etnik yapı çok çeşitli ve her an çatışma nedeni olabilecek bir durumda. UZAK HAYALLER Tacikistan; kıt kaynakları ve bugün Tacikistan, uyuşturucu konusunda itibariyle sahip olduğu yapı gereği ikincil planda görülmesine Afganistan’dan sonra ikinci sırada. Bu bölgede karşın bulunduğu strateji ve potansiyel riskleriyle sadece bölge için değil geniş ülkenin istikrarsızlığı diğer bölge bir coğrafyayı etkileyebilecek konuma İç savaşın ardından etnik gruplar ülkelerine anında yansıyabiliyor. Bölgesel sahiptir. arasındaki ilişkilerin seyri, bölge ülkeleri özellikle Özbekistan sorunlarının konumu büyük güçleri de cezbediyor. ve geleceğe yönelik yansıması, Çin’in en ekonomi merkezinde yer alması nedeniyle İpek Yolu’ndan Batı’ya doğru yürüyüşe geçen, İran, Rusya, Afganistan, Hindistan ve onun da ötesinde Avrupa’ya doğru yönelen Türk kavimlere kapı görevini üstlenmişti. Rusya’nın 1868’de Tacikistan’ın kuzey kısmını ilhak etmesiyle birlikte, bu ülkenin denetimi altındaki Türkistan’ın bir parçası oldu. Sovyetlerin yapılanma sürecinde Stalin, Orta Asya sınırlarını oluştururken Semerkand ve Buhara gibi Tacik tarihkültür zenginliklerini Özbekistan Cumhuriyeti sınırları içerisinde bırakarak (192425) iki cumhuriyet arasında her geçen gün derinleşen bir rekabeti yaratmıştır. Bugünün Tacikistan’ın da antik çağların Tacik haşmetinin nüfusu ve ekonomik merkezlerinden geriye hiçbir şey kalmamıştır. Stalin sadece bununla da yetinmemiş, Pamir dağlarında, Tacikistan toprağının yüzde 44’ünü içerdiği halde, nüfusun yüzde 3’ünü oluşturan GornoBedehşan Özerk Bölgesi’ni kurmuştur. Sünni Taciklere karşı Şii grupların yaşadığı GornoBedehşan. Pamir’deki etnik grupları arasında Ağa Han’ın devamı olan, Bedehşan’ın Afganistan tarafındaki kısmında yaşayan İsmaililer mezhebine mensup kabileler de bulunmaktaydı. hassas bölgesiyle olan uzun sınırları, Afganistan’daki gelişmeler, uyuşturucu ticaretinde oynadığı rol ve salgın hastalıkların yayılma eğiliminde olması gibi nedenlerle, sorunlarıyla başbaşa bırakılamayacak bir ülke niteliğindedir. Ülkelerin, halkların kaderlerinin belirlenmesinde dış etkenlerin ve devrin süper güçlerinin politik tercihlerinin nasıl çatışma ve acılar doğurabileceğinin de günümüzdeki canlı örneklerinden biridir Tacikistan. İçeriye baktığımızda; Rahmanov’un Aralık ayında bir yedi yıl daha bu görevde kalacağını şimdiden söyleyebiliriz. Ancak bu süreç içerisinde iktidarın devamlılığı yönünde kullanılan araçlar ve yöntemler, bunların bölgedeki partnerleri ve genel BDT coğrafyasındaki paralelliği, buna karşın uluslararası politikayı yönlendiren sözüm ona demokratik yönetimlerin, demokrasi dışı gelişmelere karşı takındığı tavır itibariyle yakından izlenmesi ve irdelenmesi gereken siyasi ve sosyal bir olgu. Ve Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan, Türkmenistan örneğinde olduğu gibi ne yazık ki Tacikistan için de özgür ve açık toplum, demokratik kültür, bağımsız basın, en önemlisi de sağlıklı ve müreffeh yaşam oldukça uzak bir hayal. Tacikistan ekonomisinde büyük ölçüde pamuk, alüminyum ve hidroelektrik enerjisi üretiminde yoğunlaşma görülüyor. Ülke GSYİH’sinin sektörel dağılımı; Sanayi yüzde 25, Tarım yüzde 19, hizmet sektörü ve diğerleri yüzde 56 olarak verilebilir. Son yıllarda ihracattaki artışın en önemli nedeni alüminyum üretimindeki artıştır. Türkiye ile ticari ilişkilerine baktığımızda bunu görebiliriz. 2004 yılının 9 aylık döneminde kaydedilen 85 milyon dolarlık hacimdeki ticaretin büyük bölümünü alüminyum ithalatı oluşturuyor. 12 milyon varil kanıtlanmış petrol rezervine sahiptir. Ağırlıklı olarak Leninabad Sogha Bölgesi’nde bulunan kaynaklardan 2001 yılında 350 varillik bir üretim gerçekleştirildi. 200 milyar metreküplük doğal gaz rezervinden 2000 yılında 1.4 milyar kübik feet üretim sağlandı. Bu nedenle Tacikistan, büyük ihtiyaç duyduğu gazı Türkmenistan ve Özbekistan’dan ithal ediyor. Kömür kapasitesi bakımından da oldukça düşük rakamlar mevcut. Afganistan’ın ardından en önemli uyuşturucu üretimi ve kaçakçılığının bu ülkeden yapıldığını düşündüğümüzde gelirler içerisinde önemli bir kalem oluşturduğunu söyleyebiliriz.