24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI mustafa.kaymakci@ege.edu.tr Rodos, İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği TürkYunan yakınlaşması için gerçekçi önlemler… C S TRATEJİ 19 Uluslararası Hava Sahası’nda Türk ve Yunan uçakları çarpıştı. Türkiye, bu uçuşların NATO’nun bilgisi kapsamında olduğunu bildirdi. Buna karşın Yunanistan, ortada suçlu arıyor. B ugünlerde, TürkYunan hükümetleri arasında ilişkilerin iyileştirilmesi çabaları gözlemleniyor. İş çevreleri de ticaret ve bankacılık konularında hareketlilik içinde. Bir yandan da Selanik’te açılan "Sözde Soykırım Anıtı"nın açılışına Yunan Cumhurbaşkanı Papulyas, Başbakan Karamanlis ve Dışişleri Bakanı Bakoyani destek mesajları gönderiyorlar. Ana muhalefet PASOK lideri Papendreu da geri kalmıyor, uluslararası toplumun sözde Pontus soykırımını tanımak zorunda olduğunu ileri sürüyor. Türkiye ise yetersiz bir tepki ile yetiniyor. Görüleceği üzere TürkiyeYunanistan arasında inişli çıkışlı bir dostluk var. Kardeşçesine bir yakınlık duyulurken bir süre sonra Yunanlılar düşmanca bir tavır içine girebiliyorlar. Dostluk sözde kalmamalı bularak iş yapmak zorunda. ? Yunanistan’da yüksek öğrenim yapmış Türklere, yedek subaylık hakkı verilmiyor, belediyeler dışında kamu görevlisi olamıyorlar. ? Yunanistan’dan Türkiye’ye gelip de bir yıl süre ile dönemeyenler, Yunan vatandaşlığından siliniyor. Bu şekilde Yunanistan, Türklerin mallarına el koyuyor. Şimdiki durumda doksan bin civarında Türk ıskat edilmiş. Bu anımsatmaları, düşmanlığı körüklemek için değil, tam tersine kalıcı bir dostluğu oluşturmak amacıyla, gerçeklerin bilinmesi için yapıyoruz. Bu anlamda, bu yazı, dostluğa bir çağrıdır, ancak saflığa değil. Aksi durumda, "TürkYunan Dostluğu söz de" kalabilir. Kalıcı dostluğun oluşturulabilmesi için, öncelikle aradaki sorunların ortaya konulması ve bunların kamuoylarınca tartışılması zorunlu. Aksi durumda, kimi zamanlar ilişkiler birden bire geriliyor. Taze bir örnek verelim. Geçtiğimiz günlerde, Ege Denizi’nin SORUNLAR NE? TürkYunan ilişkileri konusunda İstikşafi (keşif amaçlı) görüşmeler bilindiği gibi sürdürülüyor. Konular arasında; Ege Denizi ile bağlantılı olarak, Kıta Sahanlığı, Karasuları ve Hava Sahanlığı sorunları, adalardaki silahlanma sorunları, aidiyeti belli olmayan adacıklar gibi konular var. Bunlara her an yenileri ekleniyor. Örneğin, "Sözde Pontus soykırımının" uluslararası topluma götürülmesi de yine Yunanistan tarafından gündeme getirildi. Ancak, sorunların kökeni daha derinlerde düğümleniyor. Yunan çocuklarına aile ortamı ve ana okullarından başlayarak Türk düşmanlığı aşılanıyor. Yunan tarihi ve ders kitaplarında, Türklüğe karşı kin ve garez var. Bu ortamda yetişen insanları, Yunan egemen güçleri kullanıyor. Yunanistan’daki bütün siyasal partilerin Türk düşmanlığı yapmalarının manevi tabanı buradan kaynaklanıyor. Yunan Ortodoks kilisesi de düşmanlığı körüklüyor. BU TAVIR NEDEN? Yunanlıların düşmanca tavırlarının kökeninde yüzlerce yıl Osmanlı egemenliğinde kalmaları var. 9 Eylül 1922’de İzmir’de noktalanan bozgun da bunu beslemiş. Öyle bir düşmanlık ki, Ege Denizi’ndeki adalarda birlikte yaşayan Türkler ile Yunanlılar arasında bile yaşanmış ve yaşanıyor. Bu konuda Adalı bir Türk’ün anlattığı olayı unutmak olası değil(*). Yıl 1921. Yer Rodos. Dimitri arkadaşı Abdurahman ile şakalaşırken aniden kulağını yakalar ve çekmeye başlar. Ardından nedenini açıklar: "Bre Türko, Yunan orduları şimdi Polatlı önlerinde. Ankara yakında düşecek. Kemal’in (Atatürk) kulağına yapışacağız ve işini bitireceğiz. Sıra sonra size de gelecek. Haberin ola" der. Bu kimilerine göre uç bir olay gibi gelebilir. Ancak tipik bir Yunanlının Türklere bakış açısının çelişkilerle dolu olduğunu da gösterir. Öyle ki, hayranlık, nefret, kardeşlik, düşmanlık, üstünlük ve aşağılık kompleksi gibi duygular ve düşünceler, Yunanlıların kafasında harman olmuş durumdadır. Burada her iki ülkenin aydınlarına ve siyaset adamlarına önemli görevler düşüyor. Ancak, Türkler hep ödün veren, görmezlikten gelen olmamalı. Kalıcı dostluğun karşılıklı olabileceğini Yunanlılara bildirmeli. Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunların siyasilerden kaynaklandığı iddiası gerçeği yansıtmıyor. Sorunun DOSTLUK İÇİN NE YAPILMALI? Yunan halkının Türkler hakkındaki Öncelikli önerimiz şu; Yunan kamu oyunda için varolan yanlış ve tutarsız bilgiler düşünceleri. Dostluk tek taraflı ödünlere Türkler ortadan kaldırılmalı. Bunun için Yunan tarihi ders kitapları, nesnel olarak yeniden değil, gerçekçi yaklaşımlara dayanmalı. ve yazılmalıdır. Bu konuda, özellikle Yunan YUNANİSTAN’DAKİ TÜRKLER ? Yunan hükümetleri, Batı Trakya, Rodos ve İstanköy’de yaşayan Türkleri, Türk kimliğiyle kabul etmiyor. Etmediği için de bu kimliklerini öne çıkaranları değişik araçlar kullanarak cezalandırıyor, korkutuyor. ? Türkçe öğrenim hakları da ellerinden alınmış. AB yurttaşları olan Türkler ana dillerini öğrenemiyor. ? Osmanlı Türklerinden kalan kültür miraslarının korunması amacıyla kurulan vakıflar, Yunan hükümetlerince yozlaştırılmış. Eserlerin bakım ve onarımlarına izin verilmiyor. Onarımı yapılıyor diye gösterilenler ise aslında tam bir göz boyama. ? Türkler, doğrudan iş yeri açamıyorlar. Mutlaka Yunan ortak Karamanlis ve Erdoğan... aydınlarına büyük görevler düşüyor. İkinci önerim, Yunanistan ve Türkiye arasında öğrenci değişiminin yapılmasıdır. Bu değişim, yakın sınır kentlerinden başlayarak geliştirilebilir. Öğrenci değişiminin başarısı için, tarafların dillerini öğrenmelerinde yarar vardır. Üçüncüsü, yerel yönetimler arasında kurulacak bağlantıdır. Ancak, kardeş kentler ilan edilirken bile, düşmanlıkları körüklemekten kaçınmayan Yunanistan’a büyük görevler düşüyor. Bilindiği üzere, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Selanik’i kardeş şehir olarak kabul edeceği sırada, Selanik Belediyesi "Sözde Pontus Soykırımı Anıtı"nı dikiverdi. Bunun üzerine haklı olarak, kardeş şehir konusu askıya alındı. Dördüncü önerim daha da pratik; TürkYunan halkları birbirlerini yeterince tanımıyor. Bu amaçla, turizmi geliştirmekte yarar var. Bu konudaki kısıtlar da yine Yunanistan’dan geliyor. Vize almada önemli güçlükler var. Özellikle, Yunanistan doğumlu olan ancak Türkiye’ye göç etmiş Türklerin, vize alması neredeyse olanaksız. Vize sorununun çözümlenmesi ile gidişgelişler hızlanabilir. Böylelikle Yunanlılar, Türkleri yakından tanıyabilirler ve herhangi bir kötülüğün ya da saldırının gelemeyeceğini görebilirler. Kısaca, TürkYunan dostluğu nasıl kalıcı olabilir sorusunun, birbiriyle bağlantılı bir çok yanıtı var. Burada en önemli konu, Yunan halkının Türklere karşı beslediği duygular ve düşüncelerdir. Bunların, zaman içersinde düşmanlıktan dostluğa dönüşmesi gerekiyor. Bu bağlamda, düşmanlığı siyasetçilere bağlamak ve halklar arasında düşmanlık yoktur yaklaşımı, havada kalıyor. Yunan siyasetçileri, Yunan halkında var olana duygu ve düşünceleri kullanıyor. Ancak, Türkler ve Yunanlılar arasındaki kavgayı, emperyal güçler de olabildiğince besliyor. (*) Olay bu satırların yazarının babasının başından geçti. Kaymakçı ailesi, Türk kimliğini yitirmemek için 1952’de Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmıştır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear